HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Faiz Haramdır Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

              selamlar,
               kıymetli dostum savana,bu güzel yorumun için teşekkür ediyorum.yüce Rabbim senden ve tüm hanif kardeşlerimden razı olsun.
               selamlar,sevgiler.


__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
RAMAZAN TOPTAŞ
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 17 subat 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 88
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAMAZAN TOPTAŞ

Bende kendisine teşekür ederim ne güzel açıklamış, Zaten ALLAH ayet ile sizin için din olarak islamı seçtim ve dininizi tamamladım diyor. ALLAH böyle derken başka kelimeler eklemek dogru olmaz. Ekleyenler zaten hangi din üzere olduklarını kendileri ağızları ile söylüyorlar. Ne olduklarını ögrenmek istiyorlarsa kendi söylediklerine baksınlar.

Faiz konusuna gelince düşüncelerim aşağıda.

Faizsin bir ekonomik düzen kurulabilir mi?

 

EVET KURULABİLİR. Bu krizden çıkışın tek yolu da budur. Peki nasıl bir sistem olacak? Bu konuda Kuran-ı Kerim’de bu konu ile ilgili kurallar açıkça konularak yasaklanmış ve yerine borç verme kuralı konmuştur.

 

BAKARA

274 – Mallarını gece ve gündüz, gizli ve âşikâr olarak hayra harcayanlar var ya, işte onların Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.

275 – Faiz yiyenler tıpkı şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların “Alış veriş de faiz gibidir.” demelerindendir. Halbuki Allah alış verişi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Her kim tekrar faizciliğe başlarsa, işte onlar cehennemliktir, hem de orada ebedî kalacaklardır. {KM, Çıkış 22,24; Levililer 25,36-37; Tesniye 23,20}

276 – Allah faizin bereketini eksiltir, zekât ve sadakaları ise nemalandırır.  Hem Allah kâfirlikte ileri giden, günahta ısrarlı hiçbir kimseyi sevmez.

277 – İman eden, makbul ve güzel işler yapanların, namazı hakkıyla ifa eden, zekât verenlerin...İşte onların, Rab’leri nezdinde mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir endişe yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. [5,100; 8,37; 30,39]

278 – Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer mümin iseniz geri kalan faizi terkedin!

279 – Eğer böyle yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size savaş açıldığını biliniz! Eğer faizcilikten tövbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık eder, ne de haksızlığa uğrarsınız.

280 – Eğer borçlu sıkıntıda ise, kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin! Şayet bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha da hayırlıdır.

281 – Öyle bir günde rezil olmaklıktan sakının ki, O gün Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız,  Sonra her kişiye kazandığının karşılığı tamamen ödenecek  Ve kendilerine asla haksızlık edilmeyecektir.

282 – Ey iman edenler! Belirli bir vâdeye kadar birbirinize borç verdiğiniz zaman onu kaydedin! Aranızda doğrulukla tanınmış bir kâtip onu yazsın! Kâtip, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi (adalete uygun olarak) yazmaktan kaçınmasın da yazsın!  Üzerinde hak olan borçlu kişi akdi yazdırsın, Rabbi olan Allah’tan sakınsın da borcundan hiçbir şey noksan bırakmasın! Eğer üzerinde hak olan borçlu, akılca noksan veya küçük veya yazdırmaktan âciz bir kimse ise,  onun velisi adalet ölçüleri içinde yazdırsın! İçinizden iki erkek şahit de tutun! İki erkek bulunmazsa o zaman doğruluklarından emin olduğunuz bir erkek ile iki kadının şahitliğini alın! (Bir erkek yerine iki kadının şahit olmasına sebep) birinin unutması halinde ikincisinin hatırlatmasına imkân vermek içindir. Şahitler çağırıldıklarında, şahitlikten kaçınmasınlar! Siz yazanlar da, borç az olsun, çok olsun, vâdesiyle birlikte yazmaktan üşenmeyin! Böyle yapmak, Allah katında daha âdil, şahitliği ifa etmek için daha sağlam ve şüpheyi gidermek için daha uygun bir yoldur. Ancak aranızda hemen alıp vereceğiniz peşin bir ticaret olursa, onu yazmamakta size bir günah yoktur. Alış veriş yaptığınız zaman da şahit tutun! Ne kâtip, ne de şahit asla mağdur edilmesin. Bunu yapar, zarar verirseniz, doğru yoldan ayrılmış, Allah’a itaatin dışına çıkmış olursunuz. Allah’a itaatsizlikten sakının! Allah size en uygun tutumu öğretiyor. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilir. [8,29; 57,28] {KM, Tesniye 19,15.Matta 18,16; Yuhanna 8,17}

283 – Eğer yolculuk halinde iseniz ve kâtip bulamazsanız, o takdirde borç karşılığıda rehin alırsınız. Şayet birbirinize güvenirseniz, güvenilen kimse Rabbi olan Allah’tan korksun da  Üzerindeki emaneti ödesin! Bir de şahitliği, görüp bildiğinizi gizlemeyin! Bildiğini gizleyenin kalbi günahkâr olur. Allah her ne yaparsanız bilir. [5,106; 4,135]

284 – Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır.  Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker. Sonra dilediğini affeder, dilediğini azaba uğratır. Doğrusu Allah her şeye kadirdir.

285 – Peygamber, Rabbi tarafından kendisine ne indirildi ise ona iman etti, müminler de! Onlardan her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. “O’nun resullerinden hiç birini diğerinden ayırt etmeyiz.” dediler ve eklediler: “İşittik ve itaat ettik ya Rabbenâ, affını dileriz, dönüşümüz Sanadır.”

286 – Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir. Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin Mevlâmız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize! [6,152; 7,42; 23,62]

 

             Kuranı Kerimde bahsedilen borç alıp verme nasıl olacak açıklayayım. Devlet tarafından bir fon oluşturulacak. Bu fon her ay (enflasyon veya deflasyon)+(büyüme) oranında her ay bir değer oluşturulmak suretiyle oluşturulacaktır.

 

             Merkez Bankası bankalar aracılığı ile oluşturmuş olduğu fonu borç alıp verme fonunu gerçek ve tüzel kişilere satacaktır. Bu işi yapan devlet hazinesi de olabilir. Laikliğin gereği olarak şimdiki borçlanma sistemine de devam etmesi elzemdir. Çünkü insanlara dinimizin bir gereği olarak seçme hakkı verilmelidir. 

             Şimdiki sistemde olduğu gibi mümin kişilere emri vaki yapılıp faizli sistem dayatılmamalıdır. Bu sistem; dinimizin istediği gibi tercih hakkı insanların saklı kalacak şekilde olmalıdır.

            

             Devlet 1 fon 10 TL olacak şekilde başlayacak ve her ay bu fon devletin İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon veya deflasyon ile birlikte büyüme oranını değerleri esas alınarak hesaplanacaktır.

(önceki ayın fon değeri) * (enflasyon veya deflasyon+büyüme)=Yeni Ayın Fon Değeri oluşturulacaktır. 

 

 

 

 

             Sistem yukarıda vermiş olduğumuz örnek tabloda olduğu gibi işleyecektir. Yukarıda vermiş olduğumuz tablo tasarruf yapan bir şahıs içindir. Bu şahıs tasarrufları yeterince büyüdüğü zaman bir ev ya da her hangi bir eşya vs. almak istediğinde elinde bulunan fon kadar bir fonu da kredi olarak kullanma hakkına sahip olacaktır. Bu hak bu sistemi kullanan kişilere verilecek başka kişilere teşvik amacıyla bile olsa verilmeyecektir. Verilirse haksız kazanç ve hırsızlık yapılmış olur.

            

             Örneğin diyelim ki bir şahıs 10 yılda 3000 bin fon biriktirmiş olsun bu şahıs bir ev alacağı zaman 3000 fon daha kredi kullanarak bu evini alsın diyelim. İşte almış olduğu krediyi aynı şekilde 10 yılda her ay alması gereken fon kadar alarak ödeyecektir. Yani yukarıda örneğini vermiş olduğumuz tablodaki gibi sondan başlayarak borcu sıfırlanana kadar ödeyecektir. Sistemin faydaları maddeler halinde aşağıda açıklanmıştır.

 

1.         Bu sistem sayesinde olası krizlerde kredibilitesi olan insanlar para çekerek fiyatı düşmüş olan mallardan alım yaparak piyasayı canlandırabilirler. Vatandaş bu şekilde yapmadığı takdirde parasının değerinin düşeceğini bildiğinden buna kendisini mecbur hissedecektir. Bu nedenle mutlaka birikmiş olan parasını değerlendirmek için bir yatırım yapmak zorunda kalacaktır. Bu durum ülkeyi deflasyondan ve küçülmeden koruyacak aynı zamanda aşırı enflasyondan da koruyacaktır.

                          Eğer insanlar bu gibi küçülme anlarında bu sistemden çıkmak isterlerse kredi kullanma haklarını kaybetmiş olacaklardır. Bu da paralarının değerinin aynı kalmasını sağlayacak fakat kredi kullanmalarını önleyeceği için bu tercihte zorlanacaklardır. Daha çok eğilimleri paranın daha fazla değerinin düşmeden ucuzlamış olan mallardan kredi kullanarak alım yapmalarını sağlayacaktır.

 

2.         Eğer vatandaşlar bu fonu kullanmazlar ise devlet bu fonu kullanarak büyümeyi sağlayacak şekilde yatırımlar yapabilir. Bu sistem sayesinde her şey az talep dengesine göre üretilerek ekonomi doğru bir şekilde otomatik olarak enflasyon ve deflasyon korkusu olmadan ekonomi yönetilmiş olur.

 

3.         Bu sistemde tasarruf sahibi insanların paraları (enflasyon veya deflasyon)+büyümeden fazla çoğalmayacağı için haksız kazanç elde edilmiş olunmayacak ve dinimizce haram kılınmış olan faiz yenilmemiş olunacaktır. Borçluya borcu tam verilmiş olacak, alacaklı da alacağını tam almış olacaktır. Yani kazan Nasrettin Hocanın dediği gibi doğurmuş olmayacaktır. Aynı zamanda alacaklıya hakkı peygamberim iz’inde dediği gibi hak geçmeden ödenmiş, borcun aslı verilmiş olacaktır.

 

4.         Rezerv ülke para birimleri ve ihracatı destekleyen ülkelerin yanlış para politikalarından korunmak içinde ülkemiz hangi ülkeden ithalat yapıyor ise o ülkenin para biriminin değerinin yükselmesi için Merkez Bankasınca para stoku yapılmalı ve bu stok ithalatımız kadar olmalıdır. Örneğin 140 milyar TL  ithalatımızın 10 ml çin’den yapılıyor ise 10 milyar Türk lirası değerinde çin parası depo etmelidir. Aynı şekilde hangi ülkelerden ne oranda ithalat yapıyorsak o oranda para rezervi oluşturmalıyız.

 

5.         Ayrıca ithalatını yapmış olduğumuz ürünlerin vergilendirirken, gümrük vergisi sektördeki ithalata bakılarak yüksek oranda ithalat yapılıyor ise yüksek olmalıdır. Bu alınan vergiler sektörler bazında bir havuzda biriktirilerek yurt içinde bu işin üretimini yapacak küçük ve orta ölçekli firmalara teşvik olarak verilmelidir. Teşvikler verilirken ürünlerin ülke içerisinde üretildiğine dikkat edilmelidir. Eğer dikkat edilmez ise bu teşvik sistemi işlemez kendi kendimizi kandırmış oluruz ve montaj ekonomisinden asla dışarı çıkamayız.

 

6.         Ülkelerden borçlanırken ihracat yaptığımız ülkelerden borçlanmalıyız ki rahat bir şekilde borçlarımızı ödeyebilelim. Bu borçlanma oranı da ihracat oranına göre olmalı en çok ihracat yapılan ülkeden en çok olacak şekilde yapılmalıdır.

 

YANİ SONUÇ OLARAK KOMİSYON BANKACILIĞI......



__________________
özgür olmayanın imanıda olmaz
Yukarı dön Göster RAMAZAN TOPTAŞ's Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAMAZAN TOPTAŞ
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

              Bir arkadaş "sistemi teferruatıyla ele alarak açıklama yapın" demiş.Bir diğeri faizi tefecilikten elde edilen, paranın kazandığı para olarak ele almış.Bir diğeri de faizsiz bir ekonomik düzen diye kendince bir dizi kurallar tasarlayıp kişisel zenginleşmeyi tahayyül etmiş ve bunu Kur'an'da
var olduğunu iddia ettiği kurallara dayandırmış.
                Benim bilgilerime ters düşen bu görüşlere karşı Sn.Av.İlhami
Çetin'in benim yönümden içerik olarak bir dev olan ve benimsediğim ADALET ve RAHMET adlı eserinden bir bölümü görüşlerinize sunmak is- rim.
                Bakın ne demiş:
                (İlk önce ben bir ayet yazmak istiyorum.''Allah'ın üzeriniz-    deki nimetini ve 'işittik ve itaat ettik' dediğinizde O'na verdiğiniz ve sizi  

kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. .....) (Maide-7).    
                 
                  HARAM ÜZERE SECDE ETMENİN NİTELİĞİ.    

                  Hak dinlerde görev ve sorumluluk üstlenmek,bunlar üzere   yapılan ''ahit'' ve toplumca birbirini kollamak ve dayamışmak ve rekabet etmemek üzere ''misak'' yapılması şartına bağlanmıştır.Bunun bütününe ''Yemin'' denir.     
                  Misaka sadık kalıp,toplumsal dayanışmaya en mükemmel işlerlik kazandırmaya ''Sıla-ı Rahim'',kendi çıkarını öne çıkartıp alçak gö-
nüllülüğü terk ederek sivrilme bencilliği ise ''Sıla-ı Rahimi kesmek''tir.
                   Hak dinde en makbul 'hayırlarda yarışmak' -birr; kötülük ve günahtan akıl yolu ile kaçınarak 'adalet5sizlik yapmamak' '-takva; mülk-
t5e katılım-iştirak- yoluyla malik olup siyasette katılımı (iştriraki); şeref-
te katılımı-iştirakı ve ekonomide katılımı-iştirakı gerektirir.Bunun adı ''Ha-
ram üzere secde etmek'', secde etmek ise 'boyun eğmektir' (yöntemi
kabul etmek,yandaş olmaktır.)
                    Bu alanları bir kişi veya birkaç sınıfın tekeline vermek ise   kötülüklerde -şerde yarışmadır.Rekabeti serbest etmek ise toplumu bozma, sınıflı topluma geçme olup fitne(cazibe merkezi) oluşturur.Misak yapmuş olan bir toplumun fesat ve fitneden kurtulmasının ve vecibele-  rini yerine getirmesinin en kolay ve pratik yolu mülkte katılımcılık -iştirak yoludur.Buna 'Haram üzere secde etmek' denilir.                                                   ''Mescid-El-Haram''ın anlamın anlamı(birr-u takva üzere) hayırlarda yarışmak ve kötülük ve günahtan akıl yolu ile kaçınmak ve a- daletsizlik yapmamak üzere (toplumsal) yaşamaktır.Yine buna ''mescid    el haramı kıble edinmek'' denilmiştir.                                                                       Ortak olmak anlamına gelen 'harim' de bu haram kavra-  mından türetilmiştir.Böylece 'mescid el haram' ile 'mülkte iştirak ayrıl-    maz bir bütündür.Sözleri 'Hak el Yakin',mutlak olan Allah,bununla ilgili ayetlerde,'mescid el haram' yaşam biçimini kıble-hedef yapışının anlam-  larından birisini'Rabbim Allah deyip sonra da dosdoğru olun' sözünden    çıkmayıp,istikamet üzere olanlarla cahiliye sosyo-eko9nomi-politiğine    dönenlerin açıkça ortaya çıkması için islam mümininin samimiyet testi   olarak koymuştur.                                                                                              Mescid el haram sisteminde aynı 'havra' ve 'manas-     tır'larda (bia'larda) olduğu gibi değer üretimi iç dinamiklerin kendi içle-    rindeki (yani havra ve manastır sınırlarıiçindeki) emek ve alın teridir.Bu    emek ve alın teri karşılığı elde edilen değer bunlardaki 'beyt-ül mal' de- 
diğimiz yerde-hazinede-toplanır ve herkes ihtiyacını ihtijacı kadar bura- 
dan karşılar.Kişi ihtiyacından fazla ürettiğini,artı değeri 'beytül mal'a terk eder.Ölçü ihtiyaçtır.(bu sisteme sadaka ve de sebil sistemi de denir.)   
                         (Haram usülünün yanındayürürlükte olan) Aksa üzere kullukta (komşuluk ta denilir) ise 'helal usülü' geçerlidir.Bu sistemde (kişi) havra-manastır içerisinde kalmak mecburiyetinde değildir, ama      oranın kurallarına tabidir.Halk bulunduğu yer nersi ise orada üretim yapar ve ürettiği değerlerden ancak kendisinin ve bakmakla yükümlü      olduğuaile efradının(iyalinin) geçimliğini kendine alıkor,artanını,yaniartık değeri olduğu gibi 'beyt el mal'a gecikmeden teslim eder.Orada da muh- taçlara adaletle tevzi için görevliler ( levililer) vardır.Bu kişiler de gerek   yönetim masrafları,gerek savunma masrafları ve gerekse özel bir fonda birikenleri de nafakası olmayan veya yetmeyenlere bunu dağıtırlar. Bu    sistem özel girişimcilik niteliği taşısa bile,buna liberalizm,kâr da serma-   
yeye eklenmediği ve infaksarfedildiğinden kapitalist sistem de değildir.   
                           Aksa üzerede dini dinin mali sorumluluğunu yerine getiren girişimcilik,liberalizmle,kapitalizme dönüştürülerek kısa süre son-
   ra zekatın ( erginin) azaltılması ve sermayeye eklenerek üretime de- vam şeklini aldı ve vahşi kapitalizme dönüştü.Bunun için ve daha başka sebeplerden dolayı  ve üretim biçim ve ilişkilerinin değiştiği Kur'an'ın i-   niş tarihinden sonraki dönemlerde,mescid el haram üzere kulluğu,birr-u   takva dininin temeline konuldu.Bunu ister mülkte iştirak içinde,ister helal(komşuluk) statüsü içinde yerine getirmek üzere misak yapın kalan  şey,toplumda geçimini sağlayamayan kesimin bütün ihtiyaçlarının (geçimlik) kazananların üzerinde sağlama farzı aynı kalacaktır.İşte hileli   zekat sistemi bunun terki demektir.Kazanan insan kendisini hangi mik-    tarda geçindiriyorsa geçinemiyenleri aynı seviyede geçindirmek mecbu-  riyetindedir.İşte bu mescid el haramı kıble edinmektir.(Nahl-71),(Baka-   ra-219/2)                                                                                                              Faiz denilen olgu devlete çalışanlarla,emek ve me-  saisinin tamamını havra  ,manastır ve mescid el harama adamışlar için    mevzubahs değildir.Çünkü bu kişiler maişetlerini alıp ürettikleri artık-      değerleri o kurumlara terk etmektedirler,yani zekat sorumlusu değiller-  dir.Bu kişiler dışında gelir elde edenler eğer gelirleri infaklarına yetmiyorsa bunlar da muaftır.Bu ve benzerlertinin dışında kalıp ta ihtiyaç  fazlası geliri olanlar ,devlet kurulmuş ise zekat mükellefiyetlerini vergi olarak devlete verirler,daha doğrusu dağıtmak üzere devlet top-   lar.Bu durumda sorumluluk devlete yani yönetenlere geçer.Eğer mü-      kellef vergi vermez veya kaçırısa zimmet.irtikap ve ihtilas suçunu işle-    miş olur,suçu devlet tayin eder.Kur'an'da bu suçun karşılığı dünyevi el-  lerin kesilmesi, yani bütün malvarlığına elkoyma ve hapis ile meslekten    men cezası olarak Maide-38'de yazılmıştır.Tövbe ederse Bakara-279'a
göre sermayesine el konmaz.Ama Nahl-71 ve Bakaraü219/2 gibi emre-
dici hükümleri tınmayanları da Allah herhalde tınmaz.İslam dini insanlara kollektivist devlet önermiş -teklif etmiştir,liberalizm-kapitalizm  Kur'an'-  ın konusu değildir.Tefecilik,faiz,paradan para kazanmak İslam'a yoktur. 
Kar yoktur,değer değişimi vardır
                               (Not:Son paragraf benim şahşi güşlerimdir.Tabii ki
sn.Av.İlhami Çetin'den faydalandım).                                                   
 Hürmetlerimle....                                                                           Galip Yetkin.03.04.2011.                                                                            
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
RAMAZAN TOPTAŞ
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 17 subat 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 88
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAMAZAN TOPTAŞ

Yani kişilerin isteyerek kominizmi uygulamalamaları herşeyi üretip devlete teslim etmeleri,

Peki böyle olunca ne oluyor bakalım.

1. üreten kendi ürettiğini ALLAHrızası için sana yani fakire veriyorum diyemiyor.

2. Allah sizleri güç kudret ve akıl bakımından farklı farklı yarattım, o nedenle kiminiz kiminiz çalıştıracak sözü, işlerliğini kaybeder. İnsanlar arası ilişki ortadan kalkar ve insan ve devlet arası ilişki ortaya çıkar. dEVLETİN VARLIĞI TÜZELDİR. ĞERÇEK KİŞİ İLE TÜZEL KİŞİ ARASINDA ZEKAT FİTRE ALLAH RIZASI İÇİN YARDIM ETME DİYE BİRŞEY OLMAZ.

3. hERŞEYİN DEVLETTE TOPLANMASI İMANLI İNSANLARI DEVLETE MUHTAÇ HALE GETİRİR VE ONDAN İSTEMEY VE ONA DUA ETMEYE İTER BUDA İNSANLARIN DEVLETİ TANRI GİBİ ALGILAMASINA NEDEN OLUR.

4.



__________________
özgür olmayanın imanıda olmaz
Yukarı dön Göster RAMAZAN TOPTAŞ's Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAMAZAN TOPTAŞ
 
RAMAZAN TOPTAŞ
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 17 subat 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 88
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAMAZAN TOPTAŞ

uLAN BU MAL NE KADAR KIYMETLİ YA.........

 

TARİKATLER ALLAH ADINA KULLANMAYI VAAD EDEREK ALMAK İSTERLER. AKLI OLAN ÜRETİMİ ZATEN ÖYLE VEYA BÖYLE YAPIYOR. KURANIDA OKUYOR BIRAKIN KENDİSİ NASIL DEGERLENDİRİRSE DEGERLENDİRSİN.

KOMİNİSTLER GÖNÜLLÜ GÖNÜLSÜZ DEMEZ BEN SİZİN İYİLİĞİNİZİ İSTİYORUM. BU ŞEKİLDE EŞİTLİK SAGLAYACAĞIM DER ALMAK İSTERLER.

BU KADAR META DÜŞKÜNÜ OLMAYIN.  



__________________
özgür olmayanın imanıda olmaz
Yukarı dön Göster RAMAZAN TOPTAŞ's Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAMAZAN TOPTAŞ
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

           Nahl Suresi 71.ayette 'bollukta eşitliği sağlayacak kadar veril-      mediğinden' nimete nankörlük yapıldığı anlatılır.Bu yönde harekete devam  yoksun ve yoksulların,mağdur ve mahrumların açlıklarının sürgitmesidir.      Güçlü bir sosyal devlet olmadığı zaman gelecek korkusu zenginde bile vardır ve bu nedenle ihtiyacın çok üzerinde biriktirerek hem muhtaçları      hem de mahrum ettiklerini mustazaaf durumuna düşürür.Ayrıca infak da     kısılıp bu kısıntı sermayeye eklenip muhtacın hakkından servet edinildiği      için zulüm yapılmış,nimete de nankörlük edilmiş olunur.Bu nedenle Nahl-      112.ayet iyi okunmalıdır:her taraftan bol bol rızık gelmesine rağmen        niçin açlık ve korku elbisesi giydirilmiştir.                                                       Enfal suresi 60. ayet güçlü bir devllet önermektedir ve güçlü        bir devlete ulaşmanın esasları peygamberlerin işlerinde görülmektedir. Haşr  Suresi 9. ayette iyi bir yol göstericidir.Fakat olguyu Karl-Marks açısın-   dan değerlendirirseniz elde edeceğiniz netice ile  Nahl-71 ve Bakara-     219/2 açısından değerlendirirseniz ve de buna ''Sıla-ı rahimi'' katarsanız  elde edeceğiniz netice apayrı olur.
           İslam kollektivizmini yıkmak için uydurulmuş o kominizm ile havra
manastır ve mescidi haram ekonomik ve sosyal yaşam biçimlerini bir
 görmek  hatadır.O komünizm islamın kabul etmediği diktatörlük,işçi ke- siminin diktatörlüğü üzere kurulmuştur,ki bize göre bir 'Truva atı'dır.İs-  lamiyetin elbirliği ile yönetim tarzına hiç uymaz,mukayese bile edilemez. Bunun altında da 'mülk' kavramının kullanılma farkı vardır.Bunu açıklaya- cak bir makaleyi yakında sunacağım.                                               Hürmetlerimle                                        Galip Yetkin 04.04.2011      
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın Galip Yetkin, 

Dediklerinizin çoğuna  katılıyorum. 
Kur'an daki sistem Sosyal Kapitalizm dir. 
Bir müslüman toplum içinden bir Bill Gates, Rockefeller, Warren Buffet vb. çıkmasını engellemez. Allah kuluna  sonsuz rızık verir. 

Ama bu rızık verdiği kulunun da bundan fakirlere  Allah adına bir pay vermesi gerekir. 

Şimdi bir patron der ki, yahu ben bunca kişiye istihdam sağlıyorum. Ben olmasam onlar geçinemez. Ben zaten sosyal görevimi yerine getiriyorum diyemez.  

Patronun çalıştırdığı işçi ve memur ücretleri Muhasebe dilinde  Üretim Maliyetinin içindeki  İşçilik Maliyetidir.  Yani Malın veya hizmetin üretimindeki bir maliyet kalemidir. 

Patron üretilen malın satışından bir Kar sağlıyacaktır. 
Buna Muhasebe dilinde Vergi öncesi net kar denir.
Devlet bundan vergi alacaktır.
Ortaya vergi sonrası net kar çıkacaktır.  Patronun gerçek kazancı budur.   İşte patron bu parayla geçinecektir.  Ailesinin geçimi dışında ister bu paradan çeşitli hayır işlerine harcayabilir. Hatta vergi kanunlarının cevaz verdiği ölçüde bu sosyal sorumluluk işlerinden vergi indirimi bile alabilir. 

Patronun bu konulardaki ihmali, onun ahiret sorumluluğuna neden olacaktır. Bu konuda insanı devlet zorlamaz. Toplum da zorlamaz. Ama Allah tehdit etmekte ve  Ahirette hesap sorucu olduğunu bildirmektedir. Bu patronun Kur'andan biraz haberdar olması yeter. 

Faiz konusuna gelince ,  İşletme fakültesi mezunu olduğumu, ekonomi  ve ekonomi tarihi ile ilgili yeterince ders aldığımı , Kur'anı da en az yirmi  defa okuduğumu belirterek,  Ben Banka faizi ile Kur'andaki ribanın aynı şey olmadığını düşünüyorum.  

Banka faizi  İnterest tir. Banka ve banka faizi 1770 den sonra ortaya çıkmıştır.
Tefeci faizi  usury dir.  Tefeci faizi insanlığın başlangıcından beri vardır. Kur'andaki riba budur.  Tefeci faizinde ödenmediğinde , katlanma özelliği vardır.


Banka faizi  ekonominin en temel göstergesidir. Merkez bankasının cari faiz oranı çok önemlidir.  İnsanın tansiyonu, kandaki şeker ölçümü gibi. Tefeci faizi böyle değildir.  


Bunlar aynı şey değildir. Birbirine benzer yönleri olmakla birlikte biri ekonominin herşeyi, öteki hiçbirşeyidir. 

Merkez bankasının baş görevi piyasadaki fiyat istikrarı bununda baş göstergesi cari faiz oranıdır. 

Bana cari faizini söyle sana ekonominin ne olduğunu söyleyeyim diyebilirim.  Faiz % 3  (Örnek ABD, Almanya vb.)  ileri ekonomi,  Faiz % 10 lar  (Örnek Türkiye )  eh doğru yoldasın, faiz % 70  (örneğin enflasyon zamanı Türkiyesi , dünyanın % 50 den fazlası )  çok bir ekonomin var diyebilirm.  

Bu konuya insanlar girmiyorlar, özellikle girmiyorlar.  Konuşmuyor, konuşmak istemiyorlar.   Zaten hiçbiri ekonomi dersi almammış. Alan da bu konularda konuşmuyor. 

1770 den sonra  bankasız ekonomi olmamıştır.   Banka olayı 1860 larda Osmanlı bankası ile, 1870 lerde Ziraat bankası ile Osmanlı imparatorluğuna gelmiştir.  














__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar  

    allah banka faizi haram değildir diyenin de sözünü  duymuştur..  gereği ona kalmıştır. reel ekonomi. de. faiz  olmaz sa olmaz.  bankalar. paraya yön vericidir.ler.

    kurandan;  onlar miskini  kerimleştirmezler.  evet bankalar iş gücünün parasını kullanan. embesillerdir. sistemli bir şekilde. halkın paralarını tekelde toplamıştır. iş gücü artık bankada değer kazanmıştır. kapitel düzenin yaşaması için gerekli en büyük veli nimet bu dur. para cepte durmasın insan belki birilerine borç falan verir. bu gün bütün bankalar millete kredi ayağı altında borç vermek için sıradalar. nedeni bütün  işletmelerde. çalışan miskinlerin paraları bu bankalarda. kullanımda. sanki kendi parasını veriyormuş gibi. milletin parasını millete faiz ile veriyor. verdikleride. diğer geliri düşük miskin gurubu yada bağçe sahipleri.bunların da çiti sağlam olduğundan her türlü zararı karşılanır.  

      riba faiz değildir diyenin sözünü de allah duymuştur. gereğini yapar.  ülkeleri fakirleştiren halkını soyan insan emek gücünü. heba eden riba. efendim eskiden ribayı tefeciler. veriyormuş. eski camlar bardak oldu. tefeciler birliğinden haberiniz yokmu. adına banka deniyor. eskiden tefeciler. kahis kişiler idi şimdi toplu şirketler oldu..

        onlar ribaya çeşitli isimler takarak yine de onu yerler. ancak karınlarına ateş doldurular. sistemli şekilde işleyen riba bezirganları. kapitenin. iş gücü kullanımından yaralanarak. malın değer katmasını sağladılar. bir mal bir yıl içersinde. yurt genelinde. şu kadar eder yapar. eğer  a kişi parayı b kişiye vermeyip kendi işletseydi. bu paradan şu kadar gelir elde ederdi. risk faktörlerini hesaplamadan yanlız kazanacağını sanarak. parayı mala dökmek yerine onu birine borç vererek garanti altına alıyorlar. ve her ne hikmetse. hiç bir risk taşımıyor. mutlaka kazanacaktı. 100  liradan bir yıl içersinde. reel sektörde .20 lira kar edecekti. kesin ve kati sonuç .. şirkin alası. nerden biliyorsun. hakkında ayetmi indi. bak bir deprem oluyor. 1dk içinde yer yerinden oynuyor. hani senin mutlaka kazanacak paran. nerde. bu risklerden dağa kolayına neden kaçıyorsun.. miskinlerin kölelerin paralarını birbirlerine rahatça vereceği bir ortam sağlamayıpta. banka süzgecinden faiz süzgeçinden çeriyorsun.. bu masumları birde diline dolayıp efendim banka faizi sizin bildiğiniz gibi değil. aslında kuranda geçen riba tefecilerin verdiği para o katlamalı para. banka senin kullanımın. için veriyor. küçükreel değerlerde. faiz uyguluyor. demek. allaha savaş açmaktır.

 

     

       



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

                     Sayın Saffet Metin.                                                              Adımı anarak verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.                   
Ben ekonomist değilim.İst.Hukuk 72 Şubat mezunuyum.1944 İst doğumluyum.Bunları yazmamdaki kasıt eğitim ve hayat birikimimi belirtmekten öte  bir anlam taşımıyor.                                              Ekonomi bilgim yeterli olmadığından ''Sosyal Kapitalizm'' hakkında  kısa  ve öz bilgi verebilir misiniz?Böyle konularda dava hakimleri dahi bilgi edin mek için bilirkişi raporuna ihtiyaç duyarlar.                 Ayrıca:a)-Patronun fabrikatör olduğu anlaşılıyor;bu sermayeye nasıl ulaştığının                                                                                                b)-Fakirlere PAY vermesinin                                                 emredici kaideler olan Bakara-219/2 ve Nahl-71 ayetinin ''...kendilerini    onlara eşit kılmazlar...'' ifadesi karşısında bir açıklamasının                           c)-...istihdam ve geçim sağlanması...'nın Fatiha suresi  karşısında  ne anlama geldiğinin izahı                                              gerekmez mi?                                                                                  Bir de;'banka ve banka faizinin 1770'ten sonra ortaya çıkmıştır' ifadesi    (acaba 1400 küsur sene evvelki konular temcit pilavı gibi önümüze sürü  lüyor düşüncesiyle) ''tecdit'' talebi midir?                                                     Lütfederseniz mutlu kılacaksınız.                                                     (bir açıklama:03.04.2011 tarihli iletimimde faiz hakkında şunu  söylemek istedim:Faiz islam ekonomisinin konusu değildir.Artık-değerin    zimmette tutulması faiz olarak nitelenmiştir.)                                                  Hürmetlerimle.                           Galip Yetkin.04.04.2011.                          
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
RAMAZAN TOPTAŞ
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 17 subat 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 88
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAMAZAN TOPTAŞ

Dinimizde borcun aslının ödenmesinin esas olduğu kabul edilmiştir. Borcun aslının ödenebilmesi içinde günümüzde güvenilir ve güncel veriler vardır.

 

Enflosyon + büyüme verisini topladınmı? verilen veya alınan borcun ne kadar deger yitirdiğini bulabilirsin. Bunuda telafi edip borcun aslını vermek için, deger kaybını telafi edip borcu iade etmen en dogrusudur.

Ama daha önce yapılmış bir anlaşma varsa sadık kalınmalıdır. DEVLET SANAL BİR VARLIK OLARAK BU SİSTEMİ KULLANABİLR. Hem bu sayede yetimin hakkı kimseye peşkeş çekilmediği gibi kimsenin hakkıda yenmemiş olur. Örnegin bankalar şimdilerde munzam karşılık veriyor devletenin merkez bankasına, işte bu paraya bu nemalandırma yapılabilir. Yapılmasa ek vergi veya tefeci gibi adamların paralarına el konuluyor. Bence haksızlık, bu bankalar bu paraları yine bizden çıkaracaklar.

Borç alan ile borç veren arasına komisyon bankacılığını koydunmu herkes dini inancı veya ekonomik tercihleri dogrultusunda hareket edebilir.



__________________
özgür olmayanın imanıda olmaz
Yukarı dön Göster RAMAZAN TOPTAŞ's Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAMAZAN TOPTAŞ
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats