Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Nesih – mensuh olayına üstad Mevdudi daha sade ve akılda soru işareti kalmayacak şekilde izah getirmiş. Zaten ayet bir önceki ayetle beraber okunursa bu izaha da gerek kalmadan mevzu anlaşılacak diye düşünüyorum.
(2/105) Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.
(2/106) Biz, ondan daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız (ya da geri bıraktırmayız). Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir.
Bu, Yahudilerin müminlerin zihinlerinde şüphe uyarmak için sordukları bir soruya cevaptır. Onlar şöyle diyorlardı: "Kur'an, önceki kitapların Allah tarafından gönderildiğini söylüyor. Eğer böyleyse Kur'an, neden önceki kitaplardakilerden değişik emirler veriyor? Nasıl olur da, aynı Allah, farklı zamanlarda farklı emirler verir? Ayrıca şöyle de diyorlardı: "Kur'an, Yahudi ve Hıristiyanların kendilerine indirilen öğretilerin bir kısmını unuttuklarını söylüyor. Allah'ın öğretilerinin hafızalardan silinmesi nasıl mümkün olur?" Onların bu soruları, Hakk'a ulaşmak için değil, karışıklık çıkarmak için sordukları açıktır. Allah, onların bu sorularına şöyle cevap verir: "Ben Kâdir'im ve benim gücüm sınırsızdır. Ben herhangi bir emrimi değiştirebilirim veya onun unutulmasına izin verebilirim. Fakat onun yerine aynı amacı yerine getiren, ondan daha iyi veya ona denk bir şey koyarım."
Zamanım olmadığı için ayetlerin neshedilmesi ile ilgili yazıma gelen yanıtlarla şimdilik ilgilenmiyorum. Yaz aylarında zaman bulur bulmaz konuyu daha geniş bir incelemeyle toparlayacağım. Ama şu ana kadar yaptığım inceleme sonucunda artık ayetlerin neshedilmesinin kesin bir gerçek olduğunu anlıyorum. Şu ana kadar sunduğumdan başka deliller de var. Artık bunları yazın sunacağım. Yaptığım birkaç hatayı da düzeltmem gerek, artık onu da yaza inşallah... Birkaç gün içinde forumu takip etmeyi bırakacağım ve planımı uygulayabilirsem foruma yaz aylarında tekrar döneceğim.
Bu konuyu yapışkan konu yapan arkadaşlardan Allah razı olsun çünkü sonuçları çok çok önemli.
İki kişi, alenilikten sakınarak bir yerde zina ederler. Fakat, farkında olmadıkları bir kamera olan biteni kaydetmiştir.
Kaydı inceleyenler de onların zina ettiklerini görmüşlerdir.
Ne düşünürsünüz ?
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
aliaksoy Yazdı:
Selam kardeşlerim,
Mevzu enteresan misallerle zenginleşmiş.
Bir misal de benden olsun.
İki kişi, alenilikten sakınarak bir yerde zina ederler. Fakat, farkında olmadıkları bir kamera olan biteni kaydetmiştir.
Kaydı inceleyenler de onların zina ettiklerini görmüşlerdir.
Ne düşünürsünüz ?
Muhabbetlerimle...
Aleyküm selam Ali kardeş!
1-) Kaydı inceleyenler eğer Müslüman iseler ve her hangi bir görevle (işi bu, analiz yapmak, bir nevi laboratuar, yani uzman) görevli değillerse, bu olayı hiç görmemiş gibi davranmalarıdır.
2-) Bu olay sadece kamera kaydıyla delillendirilemez, ancak zanlı olurlar. Ayrıca başka deliller ve tetkikler gerekir, görgü tanıkları (4 olması şart değil çıplak gözle gören bir yada birkaç kişi olabilir), zanlıların itirafları, DNA testi, ayrıca ses kaydı vb..
3-) Yine dört şahit aranır bunların illaki insan olması şart değildir. Ör: Birinci şahit DNA testi, ikinci şahit kamera görüntüsü, üçüncü şahit görgü tanığı, dördüncü şahit ses kaydı vb.. gibi
Merak ederseniz gerekçelerini de yazarım.
Saygılar sunarım.
Allah adil olmayı, hep adil olmayı nasip etsin.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Katılma Tarihi: 15 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 106
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
arkadaşlar nehedilen kuran değil kurandan önce inen tevra ve incil dir zira kuran kuran ayetlerinden bahsederken tekil olan ayet kelimesinden bahseder çoğul ise incilk ve tevrat ile ilgili olan ayetleri kapsar kuran ayetleri nesholunmamıştır olunan diğer kitablardır
selametle
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
ibrahimim Yazdı:
aliaksoy Yazdı:
Selam
kardeşlerim,
Mevzu enteresan misallerle zenginleşmiş.
Bir misal de benden olsun.
İki kişi, alenilikten sakınarak bir yerde zina ederler. Fakat, farkında
olmadıkları bir kamera olan biteni kaydetmiştir.
Kaydı inceleyenler de onların zina ettiklerini görmüşlerdir.
Ne düşünürsünüz ?
Muhabbetlerimle...
Aleyküm selam Ali kardeş!
1-) Kaydı inceleyenler eğer Müslüman iseler ve her
hangi bir görevle (işi bu, analiz yapmak, bir nevi laboratuar, yani uzman)
görevli değillerse, bu olayı hiç görmemiş gibi davranmalarıdır.
2-) Bu olay sadece kamera kaydıyla delillendirilemez,
ancak zanlı olurlar. Ayrıca başka deliller ve tetkikler gerekir, görgü
tanıkları (4 olması şart değil çıplak gözle gören bir yada birkaç kişi
olabilir), zanlıların itirafları, DNA testi, ayrıca ses kaydı vb..
3-) Yine dört şahit aranır bunların illaki insan
olması şart değildir. Ör: Birinci şahit DNA testi, ikinci şahit kamera
görüntüsü, üçüncü şahit görgü tanığı, dördüncü şahit ses kaydı vb.. gibi
Bu müzakereyi
şubat ayının ortalarında yapmıştık, şimdi ise kasımın ortalarındayız, ama sorun
değil yinede cevap verelim inşallah.
Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit
getirin; eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıncaya, ya da Allah
onların yararına bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun".
(NİSA/15) (Resmi:4/İniş:98/Alfabetik:82)
Namuslu kadınları zina ile suçlayıp da sonra dört şahit
getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini asla kabul
etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
(NÛR/4) (Resmi:24/İniş:102/Alfabetik:84)
Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların,
kendiliklerinden güzel zanda bulunup: "Bu, apaçık bir iftiradır"
demeleri gerekmez miydi? Ona dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki şahitleri
getirmediler, o halde onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir.
(NÛR/12,13) (Resmi:24/İniş:102/Alfabetik:84)
Yukarıdaki
ayetlere baktığımızda Kur'an'ın nazil olduğu dönemde birine zina/fuhuş
isnadında bulunanlardan dört şahit getirmeleri gerektiği, aksi takdirde
savlarının kabul görmeyeceği ve cezalandırılacakları buyrulmaktadır. Bunun en belirgin
nedeni suç isnadında bulunulan kişinin hiçbir şüpheye mahal bırakmadan iftiraya
kurban gitmemesi ve gerçeğin ortaya çıkmasıdır.
O dönemde
kanıtlar ancak suça tanık olan şahitler/insanlardan başka bir şey olamazdı.
Günümüzde
kanıt olabilecek olan şeylere gelmeden önce, her dönemin/devrenin şeraiti/hukuku
aynı olmadığı meselesine değinelim.
Sana da kendinden önceki Kitabı doğrulayıcı ve onu kollayıp
koruyucu olarak Kitabı gerçekle indirdik. Artık onların aralarında Allah'ın
indirdiğiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayrılıp onların keyiflerine uyma!
Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah isteseydi,
hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat size verdiğ(i ni'met)ler(i) içinde sizi
sınamak istedi. Öyleyse hayır işlerine koşun, hepinizin dönüşü Allah'adır. O
size ayrılığa düştüğünüz şeyler(in hakikatin)i haber verecektir. (MÂİDE/48) (Resmi:5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ayetten
de anladığımız gibi, her resulün şeraiti/hukuku ayrıydı... Yusuf'un (a.s)
çağındaki hırsızın aldığı cezayla (12/70-75) Muhammed'in (a.s) çağındaki hırsızın cezası aynı değildir. (5/38)
Kur'an'ın
nazil olduğu dönemde şahitlik eden insanlardan başka kanıt olmadığı için dört insan
şahit olarak istenmiştir. Şahit niçindir gerçeğin ortaya çıkması suçluların
deşifre edilmesi ve masumların haklarının korunması içindir. Şimdi bu amaç dört
şahidin yanı sıra başka şeylerle de yerine getiriliyorsa, biz olmaz mı
diyeceğiz!? Olmaz dersek olmaz.
Bir
kişi bir zanlıyı ihbar ederse ona dört koldan kanıt getir deriz, bunlar ne
olabilir? Günümüzde son derece geliştirilmiş teknolojiler var hemen hepsi (DNA,
video ve ses kaydı, kan vb.. tahliller gibi vs. vs.) kullanılabilir.
Selam
ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
O dönemde kanıtlar ancak suça tanık olan şahitler/insanlardan başka bir şey olamazdı.
Günümüzde kanıt olabilecek olan şeylere gelmeden önce, her dönemin/devrenin şeraiti/hukuku aynı olmadığı meselesine değinelim.
Sana da kendinden önceki Kitabı doğrulayıcı ve onu kollayıp koruyucu olarak Kitabı gerçekle indirdik. Artık onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayrılıp onların keyiflerine uyma! Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat size verdiğ(i ni'met)ler(i) içinde sizi sınamak istedi. Öyleyse hayır işlerine koşun, hepinizin dönüşü Allah'adır. O size ayrılığa düştüğünüz şeyler(in hakikatin)i haber verecektir. (MÂİDE/48) (Resmi:5/İniş:110/Alfabetik:60)
Ayetten de anladığımız gibi, her resulün şeraiti/hukuku ayrıydı... Yusuf'un (a.s) çağındaki hırsızın aldığı cezayla (12/70-75) Muhammed'in (a.s) çağındaki hırsızın cezası aynı değildir. (5/38)
Kur'an'ın nazil olduğu dönemde şahitlik eden insanlardan başka kanıt olmadığı için dört insan şahit olarak istenmiştir. Şahit niçindir gerçeğin ortaya çıkması suçluların deşifre edilmesi ve masumların haklarının korunması içindir. Şimdi bu amaç dört şahidin yanı sıra başka şeylerle de yerine getiriliyorsa, biz olmaz mı diyeceğiz!? Olmaz dersek olmaz.
Bir kişi bir zanlıyı ihbar ederse ona dört koldan kanıt getir deriz, bunlar ne olabilir? Günümüzde son derece geliştirilmiş teknolojiler var hemen hepsi (DNA, video ve ses kaydı, kan vb.. tahliller gibi vs. vs.) kullanılabilir.
Selam İbrahimim,
Zina suçunun tesbitinde dört şahit sizce o gün yeterli olması doğru mudur? Dört veya daha fazla yalancı şahit temin edilemez mi? Aişe için on şahit şahitlik etseydi ne olurdu? (Vahyin gelmediğini düşünün!)
Ben, sizin bugün dört şahitten; meseleyi dört koldan araştırıp suçun sabit olduğunu kesin ortaya koymak olan anlayışınızı anlıyorum o gün için de. Yoksa dördün birden yada üçten ne farkı olabilir!?
"Sizin her biriniz için bir şir'a ve bir minhac yaptık" tan; sizleri farklı farklı yaptık. Her kesin farklı yol yordamı var..Her kesin yetenekleri, yöntmleri aynı değildir... Türkçede bunu çok iyi ifade eden bir söz var: Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi vardır. İşte bu ayetin bu cümlesi tam bunu söylüyor diye düşünüyorum. Zaten ayetin devamı da bu manayı destekliyor: "Şayet Allah isteseydi sizi tek düzey / monoton bir toplum yapardı." Örneğin koyunlar gibi. Dolayısıyla her mü'min kendi gücü ve imkanıyla, kendi becerisi, yol ve yöntemiyle hayırlarda ileri geçmeye çalışacak. Bu ayetten her peygambere farklı hukuk verildiğini anlamak yanlış olsa gerek. İşlenen suçla karşılığı olan cezanın orantılı olması gerekir diye düşünüyorum. Şeriat ülkesi Suudi Arabistanda öyle hırsızlık suçlarından dolayı eller kesiliyor ki maazallah! Hem Allah ne diye karar değiştiriyor ki? Yusuf'tan Muhammed'e gelinceye kadar ne değişti de ceza bu kadar ağırlaştı? Keyfinin kahyası mısın diyeceğiz? Allah değil mi istediğini istediği zaman değiştirir!! Hayır, bu insafa sığmaz, insana bile yakışmaz, Allah'a hiç yakışmaz.
Böylece ben örnek verdiğiniz hırsızlığın cezasının Yusuf'un şeriatında ayrı, Muhammed'in şeriatında ayrı olduğu kanaatında değilim. Eğer hırsızın cezası el kesme ise ayete göre; hırsızın bir değil iki elinin kesilmesi gerekir. Ayette biri erkek biri kadın iki hırsız mevzu bahis. Bu ikisinin ellerini (eller çoğul) kesin dendiğine göre enaz üç elin kesilmesi lazım. Yada ikisinin de her iki eli kesilir. Ayrıca problem bununla da bitmez; eller nereden ve nasıl kesilecek, kestikten sonra tedavileri yapılacak mı, hırsızlar öylece kendi haline mi terk edilecekler, her türlü hırsızlık için el kesilecek mi? Ki ayetten bu anlaşılıyor.Bunlar benim görebildiğim aksaklılar. Bir hukukçu kim bilir daha ne arızalar görebilir! Böyle belirsizliklerle malul bir yasayı Allahın belirlemiş olmasını ben yakıştıramıyorum O'na şahsen. O nedenle Kuran'da "eller"i genelde "kişinin kendisi" olarak algılarsak sıkıntı ve çelişki kalkmış olur.
Cansız şahitlerlede suç belirlenebilir ama biz burada iki kişinin zina yapmasınımı ıspatlayıp cezalandıracağız.Yoksa Kuran bizlere toplum içerinde ki,açık zinanın cezalandırmasını vermiştir.Toplumun ilgilendiren konular toplumun önünde,yani toplumun bileceği şekilde ceza öngörülür. Onun için canlı şahitlerden vazgeçmeyelim.
__________________ Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
haktansapmaz Yazdı:
Selam
İbrahimim,
Zina
suçunun tesbitinde dört şahit sizce o gün yeterli olması doğru mudur? Dört veya
daha fazla yalancı şahit temin edilemez mi? Aişe için on şahit şahitlik
etseydi ne olurdu? (Vahyin gelmediğini düşünün!)
Ben,
sizin bugün dört şahitten; meseleyi dört koldan araştırıp suçun
sabit olduğunu kesin ortaya koymak olan anlayışınızı anlıyorum o gün için
de. Yoksa dördün birden yada üçten ne farkı olabilir!?
Aleyküm selam sayın Abdurrahman bey!
Neyi sorguluyorsunuz!? Bu (dört şahit)
hükmün yanlışlığını mı!? Yoksa yanlış anlaşıldığını mı? Siz sanırım hukukçu
değilsiniz, toplum bilimci de değilsiniz, böyle rahat konuştuğunuza göre içişleri
bakanlığına bağlı her hangi bir memur olmadığınızda belli...
Bırakın dört şahidi, çapraz sorgulamada
iki şahitle bile olay aydınlanıyor, birde bunun dört şahit olduğunu düşünün.
İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde
mutlak gerçeğin/hakkın ortaya çıkması (altında
yatan saika irdelenmeden, suç dağılımının oranları tespit edilmeden, suça iten
olgunun bilinçli yada bilinç altı tezahürlerinin analizi yapılmadan,
sosyo-psiko, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik meseleler ele alınmadan vs... vs...
olaya etki eden bütün doneleri ve evirtim sürecinde gelişen nedenleri tek tek
bulup ortaya çıkarmak) diye bir şey söz konusu değildir.
Bu yüzden ilahi mesajın amacı
insanları Allah'a imana ve ahrette hesap verme bilincine çağırmıştır. Kur'an'ın
nüzulüne baktığımızda Mekke ve Medine döneminde Allah'a ve ahret gününe iman
vardır. Genel çoğunluğun inanmadığı/kabul etmediği bir hukukla kitleler yönetilemez.
Bu yüzden insanlar Mekke döneminde sadece imana çağırılmıştır, hicretten bir
müddet sonrada inanan bu topluma hukuk vazedilmiştir.
Bir yandan da hukukun işlemesi
gerekiyor. Yeryüzünde en başarılı hukuk sitemini getirin, insanlar ahlaksızsa,
vicdansızsa ve dalâletteyse boşunadır, helak olmaya mahkûmdur. Vicdansız topluma
hukuk ne yapsın.
Diyeceğim odur ki o günün koşulları
içerisinde ki en geçerli sistem oydu, dört şahit getirmek... Bir eş diğeri için
suçlamada bulunuyor, doğrumu değilmi bilemiyoruz. Ne yapmak lazım! doğru
söylüyor desek!!! Ya doğru değilse!!!!!!!!! Yalan söylüyor desek! Ya
doğruysa!!!! Bu eşleri boşamak gerekiyor ama nasıl?
Namuslu kadınları zina ile suçlayıp da sonra (bu suçlamalarını
ispat için) dört şahit getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini
asla kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
Ancak bundan sonra tövbe edip uslananlar hariç. Çünkü Allah çok
bağışlayan, çok esirgeyendir.
Eşlerini zina ile suçlayıp kendilerinden başka şahitleri
bulunmayan kimselere gelince: Onlardan her birinin şahitliği, kendisinin
mutlaka doğru söyleyenlerden olduğuna, dört defa Allah'ı şahit tutmasıdır.
(NÛR/4-6) (Resmi:24/İniş:102/Alfabetik:84)
Yine
yineliyorum o günkü hukukla bugünkü hukuk değişir, yaşamlar aynı değil...
Ayetleri "indiği ortam'a" göre okumak/anlamak gerekiyor!
haktansapmaz Yazdı:
"Sizin her biriniz için bir şir'a ve bir minhac
yaptık" tan; sizleri farklı
farklı yaptık. Her kesin farklı yol yordamı var..Her kesin
yetenekleri, yöntmleri aynı değildir... Türkçede bunu çok iyi ifade eden bir
söz var: Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi vardır. İşte bu ayetin bu cümlesi
tam bunu söylüyor diye düşünüyorum. Zaten ayetin devamı da bu manayı
destekliyor: "Şayet Allah isteseydi sizi tek düzey
/ monoton bir toplum yapardı." Örneğin koyunlar gibi.
Dolayısıyla her mü'min kendi gücü ve imkanıyla, kendi becerisi, yol
ve yöntemiyle hayırlarda ileri geçmeye çalışacak. Bu ayetten her
peygambere farklı hukuk verildiğini anlamak yanlış olsa gerek. İşlenen suçla
karşılığı olan cezanın orantılı olması gerekir diye düşünüyorum.
Yukarıda söylediğinizin hukuk için
neden ayrı ayrı olması düşünülmesin ki hayatlar birmi ki suçlar ve cezalar aynı
olsun. "...Artık onların aralarında Allah'ın
indirdiğiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayrılıp onların keyiflerine uyma! Sizden
her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik..." Şahsen ben
insanlığında evrim/tekâmül geçirdiğine inanan (hatta bu konuda birde çalışması/makalesi
olan) bir kardeşinizim. İnsanlık geliştikçe hukukta gelişecek elbet...
haktansapmaz Yazdı:
Şeriat
ülkesi Suudi Arabistanda öyle hırsızlık suçlarından dolayı eller kesiliyor ki
maazallah! Hem Allah ne diye karar değiştiriyor ki? Yusuf'tan Muhammed'e
gelinceye kadar ne değişti de ceza bu kadar ağırlaştı? Keyfinin kahyası mısın
diyeceğiz? Allah değil mi istediğini istediği zaman değiştirir!! Hayır, bu
insafa sığmaz, insana bile yakışmaz, Allah'a hiç yakışmaz.
Bu sözlerinizin ilmi bir değeri yok,
doğrusu size yakışmıyor! Bilmem belki de yanılıyorum!!!!!!!!.
haktansapmaz Yazdı:
Böylece
ben örnek verdiğiniz hırsızlığın cezasının Yusuf'un şeriatında ayrı,
Muhammed'in şeriatında ayrı olduğu kanaatında değilim. Eğer hırsızın
cezası el kesme ise ayete göre; hırsızın bir değil iki elinin
kesilmesi gerekir. Ayette biri erkek biri kadın iki hırsız mevzu bahis. Bu
ikisinin ellerini (eller çoğul) kesin dendiğine göre enaz üç elin
kesilmesi lazım. Yada ikisinin de her iki eli kesilir. Ayrıca problem
bununla da bitmez; eller nereden ve nasıl kesilecek, kestikten sonra tedavileri
yapılacak mı, hırsızlar öylece kendi haline mi terk
edilecekler, her türlü hırsızlık için el kesilecek mi? Ki ayetten
bu anlaşılıyor. Bunlar benim görebildiğim aksaklılar. Bir hukukçu kim
bilir daha ne arızalar görebilir! Böyle belirsizliklerle malul bir yasayı
Allahın belirlemiş olmasını ben yakıştıramıyorum O'na şahsen. O nedenle
Kuran'da "eller"i genelde "kişinin kendisi" olarak
algılarsak sıkıntı ve çelişki kalkmış olur.
Dikkatinizden kaçtı sanırım, ayetin tahlilini
yapmadım olduğu gibi alıntıladım. Bugün bana sorarsanız hırsızlığı ortadan
kaldıracak her türlü düzenlemenin İslami olduğunu söylerim...
Sayın Abdurrahman bey, sizinle Kur'an'ı anlama
metodu konusunda çok yerde ayrılıyoruz, bu yüzden sizin her yazdığınıza
soru-cevap yada görüş beyan etmemeye çalışıyorum. Bunun sebebi bir-iki
yazışmayla bir birimizi anlayacağımızı düşünmediğimdir. Biryandan da sizi
değerli/samimi buluyorum ama bu size katılmama yetmiyor, metot farklı olunca
bir birimize soracağımız sayısız soru ve bu sorulara uzun soluklu cevaplarımız
ve bir birimizi ikna yöntemlerimiz... vs. böyle hep sürer gider. Doğrusu
kendimize/çalışmalarımıza zaman ayırırsak kendimizce daha yararlı iş tutmuş
oluruz düşüncesindeyim.
Saygılar
Selam ve dua
ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma