Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Arkadaşlar.Biraz önce google"ye girdim.Muhammed Esed yazdım.kim kimdir sitesi ve aşağıdaki yazı çıktı. sitenin adresi.www.kimkimdir.gen.tr
Vallahi,ben bu yazıyı daha önce hiç okumamıştım.Nerede,nezaman okuduğumu da bilmiyorum.Sadece yahudi asıllı bir ingiliz vatandaşi olarak biliyordum.Yahudi asıllı olduğu doğru.Ama Adam ingiliz vatandaşi değilmiş.Adam,tam bir dünya vatandaşı.Ve bana göre,üzerinde çok düşünülmesi gereken bir şahıs.
Muhammed Esed, 1900 yılında, Doğu Galiçya'nın Lvov şehrinde, Yahudi bir ailenin üç çocuğun ortancası olarak dünyaya geldi. Baba tarafından dedesi Czemowitz'de, matematik ve fizikte uzmanlığı olan ve astronomiye de ilgisi bulunan satranç ustası bir hahamdı. Babası ise ailenin muhalefetine rağmen fen tahsili yapmak istiyordu. Fakat malı darlık ancak hukuk tahsili yapmasına ve avukat olmasına imkan vermiş ve evlendikten sonra Lvov'a yerleşmişti. Esed, burada hem şehir hayatını hem de anne tarafından dedesinin malikanesinde köy hayatını yaşadı ve mutlu bir çocukluk geçirdi.
Babası gerçekleştiremediği fen tahsilinin ıstırabını bilimsel yayınları izleyerek hafifletmeye çalışıyor ve oğlunun kendi yapamadığını gerçekleştirmesini istiyordu. Oysa o tarihe, şiire, Polonya ve Alman edebiyatına ilgi duyuyordu. Esed de aile geleneği icabı evde özel dini eğitim gördü. On üç yaşlarında İbraniceyi su gibi okuyor ve akıcı bir dille konuşabiliyordu. Tevrat, Mişna, Gemara, Talmud okuyor ve Aramice de anlıyordu.
1914 yılı sonlarına doğru o sıralarda oturmakta oldukları Viyana'da, yaşı tutmadığı halde okuldan kaçarak gösterişli yapısına güvenerek başka bir adla Avusturya ordusuna asker yazıldı. Fakat ailesi onu buldu ve geri getirdi. Dört yıl sonra ise normal yoldan asker olduysa da devrim patlak verince Avusturya İmparatorluğu çöktü ve savaş da sona erdi.
Savaştan sonra Viyana Üniversitesinde iki yıl sanat tarihi ve felsefe okudu. Fakat bunu kendine uygun bulmayan Esed, gazeteci olmak istiyordu. Babası ile fikir ayrılığı anlaşmazlıkla sonuçlanınca, annesinin de ölümünden bir yıl sonra 1920'de Viyana'yı terk ederek Prag'a, oradan da Berlin'e gitti. Edebiyat çevrelerinde dolaştı, film yönetmeni asistanlığı, senaristlik yaptı.
1921 yılı sonbaharında “United Telegraph” adlı ajansta muhaberat servisinde telefon görevlisi olarak işe girdi. Bir süre sonra Berlin'e Rusya'daki sefalet için gizlice yardım toplamaya gelmiş olan Madam Gorky ile bir röpörtaj yapmaya ve bunu kimsenin haberi olmadan ajansının bültenlerine geçmeye muvaffak olunca telefon görevliliğinden gerçek muhabirliğe geçti.
1922 yılında, Kudüs'te oturan küçük dayısı psikiyatrist Dorian'dan bir davet alınca, çoğu zamanki gibi anı bir kararla Ajans'tan ayrılıp, gemiyle Karadeniz üzerinden İskenderiye'ye, oradan da trenle Kudüs'e gitti. O yıl Kudüs'ten birçok gazeteyle yazışma sonucu Frankfurter Allgemeine Zeitung'un Yakın Doğu muhabiri oldu. Sonra Kahire'ye gitti.
1923 yazında tekrar Kudüs'e döndü. Muhtemelen bu yıl Siyonist önder Chaim Weizmann ile tartıştı ve siyonizme karşı çıktı. Siyonist idealleri temelsiz ve gayri ahlaki buluyordu. Amman'a gitti, Emir Abdullah'la ve danışmanı filozof Rıza Tevfik'le tanıştı. Buradan İstanbul'a gitmek isterken bütün resmi evrakını kaybedince, yaya olarak Şam'a gitti. Sonbaharda Bursa, İstanbul, Sofra, Belgrad üzerinden Frankfurt'a döndü. Berlin'e gidiş gelişlerinde ileride kendisiyle evleneceği, sezgileri güçlü ve yüksek dul bayan Elsa ile tanıştı. Bu arada ilk gezi izlenimlerinden oluşan kitap “Unromantisches Morgenland” adıyla yayımlandı.
1924 baharında Frankfurter Zeitung tarafından bu kez daha iyi şartlarla yeniden Doğu'ya gönderildi. Port Said üzerinden Kahire'ye geldi, el-Ezher şeyhi Mustafa el-Merağı ile tanıştı ve uzun sohbetlerde bulundu. Yaz başında Kahire'den ayrılarak yeniden Ürdün'e gitti. Birkaç kez daha Şam'a, Trablus'a, Beyrut'a gitti geldi. Halep'ten Deyr ez-ZGr'a giderken ileriki yıllarda dostu ve seyahat rehberi olacak olan Kuzey Arabistan'ın Şammar kabilesinden Zeyd .b. Ğanim ile tanıştı. İran'a, Kürdistan'a, Afganistan'a gitti.
1926'da kış sonuna doğru Herat'tan ayrılarak Merv, Semerkant, Buhara, Taşkent üzerinden Moskova'ya gitti, sonra Avrupa'ya döndü. Elsa'yı ikna etti ve onunla evlendi. Gazete'den ayrılarak yeni gazetelerle anlaştı; bir müddet Berlin'e yerleştiler. Jeopolitik Akademisinde daha önce verdiği seri konferanslara devam etti.
Bu yılın sonbaharında bir gün Berlin metrosunda seyahat ederken gördüğü yüzlerin istisnasız hepsinin derin ve gizli bir acıyla kasılı olduğunu müşahede etti. Duyduğu sarsıntıyla bunu yanındaki Elsa'ya açtı. Elsa şaşkınlıkla "Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki... Acaba kendileri bunun farkındalar mı?" cevabıyla onu tasdik etti. Esed bu acıları ve ıstırapları insanların gerçeksiz, inançsız ve fasılasızca refah peşinde olmalarına bağlar. Eve döndüklerinde masada açık kalmış MushaPı gördü. Kapatıp kaldırmak için uzandığında gözü Tekâsür suresine ilişti. Birden surenin o gün metroda yaşadıklarının tam bir yankısı olduğunu hissetti ve şunları düşündü: "Bütün çağlarda insanlar tamahı, açgözlülüğü tanımışlardır: ama tamah ve açgözlülük başka hiçbir çağda bugün olduğu kadar ... ciğer sökücü bir hırs halinde kendini açığa Vurmamıştı. ... İnsanların boyunlarına binmişti ifrit; kamçısını tam yüreklerinin başına indiriyor ve uzaklarda alayla göz kırpan yalancı hedeflere doğru dehliyordu onları. ... Ne kadar hikmetli olursa olsun bir insan, yirminci yüzyıla özgü bu acılı koşuyu kendiliğinden bilemez. Böylesine hakim bir perdeden, böylesine apaçık bir üslupla dile getiremezdi. Hayır Kur'an'da konuşan, Muhammed (S.A.V.)'in sesinden daha güçlü, daha yüksek bir sesli ve bütün zamanları aşarak ulaşıyordu insan kulağına..."
Esed, bu olaydan kısa bir süre sonra Elsa ile birlikte müslüman olduğunu açıkladı. Böylece on dokuz yaşlarındayken görüp çoktan unutmuş olduğu bir rüya tecelli etmişti: Bu rüyada Esed, içinde bulunduğu bir metro treninin yeraltından çıktıktan sonra saplandığı sonsuz ufuklu bir batakta, az ötede çökmüş duran ve kendisini beklediğini hissettiği, yüzü örtülü kısa kollu harmanili binicisi olan bir devenin terkisine binerek, saat, gün, ay, kısaca zaman kavramını yitirecek kadar uzun bir yolculuk sonunda, yakmayan fakat kör edici parlaklıktaki bir beyaz ışığa vardığını görmüş ve tasvir edilemez ahenkteki bir sesin 'Burası Batının en uç şehri' dediğini işitmişti. Yıllar sonra, rüyasındaki binicinin Hz. Peygamber, ışığın kavuştuğu, işittiği sözlerin ise Batıdaki hayatının sona ereceğinin habercisi olduğu tefsiriyle karşılaşacaktır.
Esed, 1927 Ocak'ında bir kez daha, ama bu sefer Elsa ve onun altı yaşındaki oğlu ile beraber yola çıktı. Daha o günden bunun dönüşü olmayan bir yolculuk olduğunu hissetmişti. Deniz yoluyla Cidde'ye oradan da Mekke'ye hacca gittiler. Vardıktan dokuz gün sonra Elsa, bilinmeyen bir hastalıktan öldü ve Mekke mezarlığına gömüldü. Aynı yıl Kral Abdülaziz ile tanıştı. Bir müddet sonra Zeyd'i yanına çağırdı. Bu arada yeniden evlendi ve Medine'ye yerleşip, tarih ve tefsir çalıştı. Fakat hiçbir zaman evde sürekli kalmadı, Zeyd'le Arabistan'da pek çok seyahatler yaptı. Şeyh Sunusî ile tanıştı, Libya bağımsızlık savaşına katılmak için yola çıktı, fakat Ömer el-Muhtar'a yetişemedi. 1932 yılı Arabistan'daki hayatının sonu oldu. 1942 yılında babası ve kız kardeşi toplama kampında öldüler.
Pakistan'a gitti, Cinnah ve İkbal'le tanıştı; 1947'de Pakistan Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi başkanı ve İslamî Tecdit Kurumu üyesi oldu, çalışmalarda ve araştırmalarda bulundu.
1952 yılı başlarında yirmi beş yıllık ayrılıktan sonra Pakistan'ı Birleşmiş Milletler'de temsil etmek üzere New York'a gitti. Kısa süre sonra bu vazifesinden ayrıldı ve Mekke'ye Giden Yol adlı hatıratını ve seyahatnamesini yazdı ve neşretti. Daha sonraki yıllarını elinizdeki bu meali hazırlamaya hasretti. 1992 yılında İspanya'da vefat etti.
|
Yukarı dön |
|
|
berguzar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci Çelik;
Bu Esedi ne kılar, adamın geçmişte yahudi olması neyi değiştirir ki, yine de elimizdeki meallerin en iyilerinden diyebilirsek ki öyle.....
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci Çelik;
Bu Esedi ne kılar, adamın geçmişte yahudi olması neyi değiştirir ki, yine de elimizdeki meallerin en iyilerinden diyebilirsek ki öyle.....
Sevgili berguzar.Keşke M.Esed"i tanıtan bu yazıyı bulmasaydım.Çünkü M.Esed"in bu biyografisini okuduktan sonra,kendisi hakkındaki şüphelerim,%100 arttı.
Dedesi haham olan,köklü bir yahudi din eğitimi alan.Ukraynada doğup,büyüyen,Avusturya,Almanya,Çekoslavakyalarda yaşayan.Belli ki,o ülkelerdeki Yahudilerin destek veya dayanışması sonucu, bu göç veya seyahatleri yapabildiler.
Daha sonra,dayısı,yani gene bir yahudi onu,o zamanki adıyla Kudüse,bugünki adıyla İsraile çağırıyor.Orada Avrupadaki çok önemli bir gazetenin yakın doğu muhabiri oluyor.Kudüste yıllarca kalıyor.Ve önemli bir siyonist önderle buluşuyor ve göya o siyonist öndere muhalefet ediyormuş,etmiş!
Ve öyle anlaşılıyor ki, bu siyonist önderle tanıştıktan göya muhalefet ettikten sonra,islam dünyasında cirit atıyor.Gittiği devletlerin üst düzey yöneticileri ile,kolayca tanışıyor,diyaloglar kuruyor ve o ülkelerde,yıllarca çeşitli görevlerde bulunuyor.Ama adam,nedense gittiği bir ülkede,bir kaç yıldan fazla takılmıyor.Tüm ortadoğu ülkelerine,Mısıra,Libya"ya gidiyor.Şeyh Sunisi ile görüşüyor.Sonra Tüm Türki cumhuriyetlerine, Afganistana gidiyor.Pakistanda devlette görev alıyor.İkbal ve Muhammed cinnahla tanışıyor.Türkiye ye geliyor.v.s.v.s.v.s.
Bunları duyan,okuyan zanneder ki,adam müslümanlara ve islam coğrafyasına aşık.Ama adam,Medine de bile,gömülebilecek iken,gidip ispanya da ölüyor.Çünkü,İsrailde ölse,yahudi mezarlığına gömülecek ve foyası ortaya çıkacak.
Ey saf müslümanlar ve bilhassa hanifdostlar.Bırakınız o günün şartlarını,arkasında çok önemli bir devlet veya örgüt desteği olmadan,bugünün şartlarında bile,sıradan bir insan,bu ülkelere,turistik seyahat bile yapamaz.
Bana göre,bu adam,İsrail devletinin kurulması için,gerekli alt yapı çalışmalarında çok önemli görevler ifa etmiş ve islam ülkeleri yöneticilerini,yahudilerin dünya menfaatleri doğrultusunda,yönlendirmiş,yönlendirmeye çalışmıştır.
Yazdığı meali incelemiş değilim.Ama incelemem şart oldu.Çünkü öyle zannediyorum ki,bu meali yazmakla,müslümanlara ve müslümanlığa çok önemli kazıklar atmaya çalışmıştır.
Attığı kazıklardan birini,daha önce farketmiştim.Bundan dolayı,bu adama şüphe ile bakıyordum.Çünkü adam,Kur"an"la ilgisi olmadığı halde,geleneksel müslümanlığı,araplardan çok savunuyor.Çünkü biliyor ki,bu müslümanlık,dünya"ya açılamaz.Olduğu yerde sürünür durur.
Öyle zannediyorum ki,bu adamın,asıl misyonu,50-60 yıl sonra,müslümanlar tarafından farkedilecek veya bilinecek.Onu bunu bilmem.Ama ben,mahkemeyi kübraya kadar,bu adamdan şüphe etmeye devam edeceğim.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
süheyb Newbie
Katılma Tarihi: 30 ocak 2008 Gönderilenler: 17
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sayın naci çelik bey! M. esed hakkındaki yaklaşımların'ın olabilirliği var elbette, tarih buyunca bu "profilini çizdiğin türler" olagelmiştir. ama! kusura bakma, gerek siteni incelerken, gerek bu sitedeki yazılarını incelerken, seninde pek tekin biri olmadığın zann, şüphe ve tereddüdü oluştu bende. çünkü tarih bu profillerin yerlilerinide (ziyadesiyle) kaydetmiştir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Dostum.Bana da misyoner denebilir.Ama ben sadece kendi adıma çalışıyorum.Ama ben,Allah"ın bizzat bana lutfettiği ruh"tan ve Kur"an"dan başka hiç himseden destek almıyorum.
Ayrica, sözünü etttiğin ve pek tekin olmadığını söylediğin yerlilere gelince:Bu da doğrudur! Öyle zannediyorum ki,senin gibi düşünmeyen,senin gibi inanmayan,daha doğrusu,senin meshebine sıkı sıkıya bağlı olmayan herkes ajandır!
Yani sen ve senin gibilerin çevresi,hep ajanlarla çevrili olur,nedense?
Allah yardımcınız olsun.
|
Yukarı dön |
|
|
mali Newbie
Katılma Tarihi: 26 agustos 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 13
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Muhammed Esed, yahudi asıllıdır. Müslümanlığı sonradan seçmiş ama belli ki tam olarak sindirememiş.
Yahudiler, sonsuz olarak cehennemde kalınmasını kabul etmezler.
Adam islamı dinine uydurmuş.
Müslümanlık yozlaştıysa, işte bu dönmelerin yüzünden yozlaştı.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Arkadaşlar.Şu anda,inanın şoktayım.Biraz önce M.Esed"le ilgili bir sayfaya tesadüfen girdim.kartveli diye birinin astığı bir makaleyi okudum.Meğer buradaki ve burada olmayan bir çok insanın mücize anlayışı,M.Esed"in yorumlarını,körü körüne taklit etmelerinden kaynaklanıyormuş.
Dün astığım yazıda da belirttiğim gibi,bu adamdan şüpheleniyordum.Dün bir yerde biyoğrafisini okuyunca,adamın bir misyoner olduğuna,%100 emin olduğumu söylemiştim.Biraz önce okuduğum makaleden sonra,adamın misyoner bir ajan olduğuna,%1000 emin oldum.
Arkadaşlar,Allah için kendinize gelin.Bu adamın yorumlarına,tefsirlerine körü körüne inanmayın.Demek ki,bu adamın bir amacı da,geleceğin müslüman teröristlerini,yani geleceğin bin ladinlerini yetiştirmekmiş.Çünkü bu kahrolasi mücize anlayışı,gelecekte bir çok müslümanın elçiliğe soyunmasına,ya da elçiliğini ilan eden ajanlara aldanmasına,dolayesiyle anarşiye yol açmasına ve emperyalizmin,gene müslüman ülkelerin üstüne çullanmasına sebeb olacaktır.Lütfen,adamın mucize anlayışını,tekrar tekrar sorgulayın?
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Muhammed Esed, yahudi asıllıdır. Müslümanlığı sonradan seçmiş ama belli ki tam olarak sindirememiş.
Yahudiler, sonsuz olarak cehennemde kalınmasını kabul etmezler.
Adam islamı dinine uydurmuş.
Müslümanlık yozlaştıysa, işte bu dönmelerin yüzünden yozlaştı.
Sevgili mali.Adamın böyle bir yorumu var mı? Varsa nerede yazıyor.Buna benzer başka yorumlarını biliyormusun?Biliyorsan,bana bilgi ver lütfen.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
berguzar yazdı.
Ha ben bunları niye söylüyoruma gelince, Kuranı baştan sona okumaya karar verip ilk elime elmalılının meailini aldım ancak çok sıkıldım, okuyamadım. Fakat kuranı bir şekilde okumalı, anlamalı ve aklıma vurmalıydım, yapılması gereken buydu ve doğru bir yöntem uygulanmalıydı, neydi o da sıra ile gidilmeliydi, yani herkesin kendi zihninde sıraladığı önceliklere göre gidilmeliydi. Bu yüzden bana Esedin mealini önerdiler, Esed bana çok büyük şeyler kattı ancak gelenekçi çizgide olduğu düşünülebilir fakat sizin dediğiniz kadar vahim boyutta değil. İnanın gelenekçilerin çoğu Esedin mealini okusa içlerinde fırtınalar kopar. Ancak geldiğim şu durumda Esedin meali beni artık kesmemeye başladı, çünkü sıraladığım önceliklere göre hareket ediyorum ve sıçrayışım farklı olmalı. Yani Esed kötü niyetli değil herşeyden önce bunu görün lütfen. Bu ülkede Esedin misyonunu yüklenen Yaşar Nuri Hocayı sayabilirim, çünkü benim tanıyıp ta evlerine Allah ismi girmemiş kişileri Allahla tanıştırmıştır....
Sevgili berguzar.Yukariya alıntıladığım iletine,bir açıdan cevap vermiştim.Ancak,dün ve bugün M.Esed"i daha iyi tanıdıktan sonra, yukarda alıntıladığım iletinde değindiğin bir konuya açıklık getirmek zorundayım.Umarım sizi,gene hayal kırıklığına uğratmam.
M.Esed"in sizi çok etkilediğini sylediğiniz meal,eğer ingilizcesi değil"de Türkçesi ise,bilmenizi isterim ki,o mealin Türkçesi,yani sizi çok etkileyen uslubu,M.Esedin değil.Çünkü M.Esed,mealini türkçe yazmadı? O meali,ingilizceden,Türkçeye,senin nefret ettiğin AKP"li,bir grup arkadaş çevirmişti.Seni etkileyen,o arkadaşların uslubu,M.Esed"in uslubu değil.
Söz konusu çeviriyi yapan arkadaşlardan biri de,şu anda,TMSF Başkanı olan,Ahmet Ertürk"tür.O zamanlar,Denizcilik Müşteşarlığında çalışan bir devlet memuru ve islamcı bir entellektüel idi.Tabii,şu anda da öyledir.Bilmiş ol.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
berguzar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Naci Çelik;
Yazımın ilerleyen aşamasında Esed beni artık kesmiyor demişim, bunu atlamayın.... Evet ing. çeviriden türkçeye çeviridir, o zaman o yorumlar ona aittir diye düşünüyorum... Esed beni kurana daha da yaklaştırmıştır ancak yetmemeye başlamıştır bunu anlatmaya çalıştım. Misyonerlik durumunu bilmiyorum ancak mekkeye giden yol isimli bir hatıra kitabı var, ben henüz okumadım fakat okuyan bir arkadaşımın yorumu şu yönde idi. Bu adam benim aklımı karıştırdı, o da yahudi kökenli olduğu için önyargılı düşünüyordu (yani arkadaşım) ve dedi ki, filistin halkından daha çok düşünüyor o halkı, tesbiti bu yönde idi.İsterseniz o kitabı edinin, sonra karar verin, zira zan iyi birşey değildir...
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|