Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Cevap: Kurandaki salat ve salatı ıkame namazmı? ________________________________________ Allah'ın bu kadar önem verdiği salat ve salatı ikame etmek kavramları ne manaya geliyor? Kavramlar önce kelime manaları ile kullanılıp daha sonra kavramlaştıklarında kelime manaları unutularak yeni manalar yüklenebilmektedir. Kuran indiği dönemde kelime manasıyla anlaşılan ve Kuranın yüklediği mana ile kavramlaşan sözler daha sonra dar kalıplara sıkıştırılmak suretiyle gerçek manalarından soyutlanabilmektedir. Kuran ışığında salat kavramını incelerken de dar kalıplar,dogmalar ile meseleye yaklaşmamak için salatın kelime manasına ve bu manaların Kuran'da kullanılma örneklerine bir göz atalım.
Salat : Arkasından gitmek, arka çıkmak, destek olmak,bağlılık, dua etmek (çağırmak) manalarına gelmektedir.(bak dua yani duygusal yönelim anlamına geldiğini sen de kabul ediyorsun..ama nedense o daraltıcılar gibi işine gelen anlamı veriyor bu şekilde çevirmeyi de bir çok ayet için uygun bulmuyorsun)
İkame etmek : Ayağa kaldırmak , yeniden diriltmek , icra etmek,ayakta tutmak demektir. (bu kadar korkma ya…ayaklanmak ,kalkmak da de…kıyam etmeyi hiç duymadın mı sen?)
33/56 , Allah ve melekler resule salat ederler (arka çıkar, destek olurlar) ey müminler siz de ona salat edin (arka çıkın destek olun) selam edin (güvenliğini sağlayın) (evet bu parantezlerin mantıklı)
33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder. (bunlar da öyle)
9/103 , Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onları temizleyesin , arıtasın ve onlara salat et.(destek ol,arka çık) Senin salatın (desteğin) onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir. (bak burada dua olması daha mantıklıdır…ama sen sonunu “et” diye kesmişsin niye?..çünkü “ve onlara sàlàt edesin” şeklinde yazsaydın…öncekilerle ilişki kurulacak ve dua olduğu anlaşılacaktı..değil mi?)
11/87 , Ey Şuayip dediler senin salatın mı (arkasından gittiğin, arka çıktığın şeymi) sana babalarımızın kulluk ettiklerinden yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor. Oysa sen yumuşak huylu ve akıllısın.(kendi yapmadıkları ya da yaptıklarından farklı bir sözel ve şekilsel olarak Yaradana yönelimine de atıf yapmış olabilirler)
20/14 , Muhakkak ki ben ben Allah'ım benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et benim zikrim için salatı ikame et. (desteğini ayaklandır )(burada ki zikr’i anmak olarak çevirmek vahiyden daha mantıklıdır …zira henüz tebliği edilecek bir vahiy alınmamıştır…’beni anmak için sàlàt et’ de sàlàtın erişim olması destekten daha mantıklıdır……bence)
29/45 , Kitaptan sana vahyedileni oku ve salatı ikame et . (Onun arkasından giderek ona desteğini ayaklandır.) Çünkü salat ( vahyin arkasından giderek ona destek olmak ) kötü ve çirkin şeylerden alıkoyar. Allah'ın zikri (Kuran) elbette en büyüktür. (Allahın zikri ise daha büyüktür[ekber’in cümle içinde anlamı] derken sàlàt ile bir kıyas yapılmaktadır..)
3/38-39 , Orada Zekeriya rabbine dua etmişti. Rabbim demişti bana katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işitensin.Zekeriya mihrapta kalkmış salat (dua ) ederken melekler nida etti "Allah sana Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, kendine hakim ve Salihlerden bir nebi olarak Yahya'yı müjdeler. (doğru dua=erişim/bağlantının bir bölümüdür)
Yukarıdaki ayetlerin üzerine biraz düşünelim. ( 47/2 Onlar Kuran'ı düşünmüyorlar mı?Yoksa kalpleri kilitli midir?)
33:56. Allah ve melekleri, resule çok salat ederler. Ey müminler! Sizde ona salat edin selam edin (burada ki sàlàt=maddi manevi destektir)
3:39. Zekeriyya mihrapta kalkmış salat (dua) ederken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve Sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.
Şu ana kadar salat kavramının arka çıkmak arkasından gitmek destek olmak manalarının üzerine vurgu yapıldığını gördük. Salatın birde dua manası vardır. Dua genel manada çağırmak, davet etmek anlamına özelde Allah'ın yardımını çağırmak, Allah'a niyaz etmek anlamına gelir. Zekeriya AS. Mihrapta salat ederken melekler ona nida ediyorlar. Burada Zekeriya AS. niyaz halinde olduğu anlaşılıyor. (yalnız dua sadece çağrı mahiyetinde iken sàlàt övüp yüceltmeyi de kapsayan komplike bir erişim anlamındadır..
7:55. Rabbinize boyun bükerek gizlice dua edin . O haddi aşanları sevmez.
25:77. De ki: duanız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin? Yalanladınız onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!
2:186. Kullarım sana, beni sorarsa : Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin duasına karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.
SECDE VE RÜKÛ
Bu iki kelimenin de anlamları uydurulan ibadete uyması için çarptırılmıştır. Secde ve rükû Kuran’da boyun eğmek, saygı göstermek, teslim olmak, zihnen secde etme olarak kullanılmıştır. Gelenekçiler de bunun doğru olduğunu ama insanlar ile ilgili ayetlerin fiziksel bir secde veya rüku olduğunu söylüyorlar! Kuran’da secde ve rükûnun fiziksel olduğuna dair hiçbir delil mevcut değildir.(en büyük delili eğilmenin ve yere kapanmanın arapça karşılığının bu sözcükler olmasıdır..dolayısıyla delil aranması gereken bir şey varsa o da bu kelimelerin mecazlığı)..
سجد : mütevazı, itaatkar; duyup itaat etmek; yere doğru eğilmek; kafayı alçaltmak; methetmek; saygı göstermek(bunlar mecazi anlamları..asıl karşılığı: yere kapanmak..bunu neden yazmıyorsun?)
Aşagıdaki ayette geçen secde Muhammed Esad ve Edip Yüksel tarafından tevazü,alçakgönullük olarak çevirilmiş inceleyelim:
Edip Yüksel 4:154 Kendilerinden söz alırken Sina Dağını üzerlerine yükselttik. Onlara, "Kapıdan alçak gönüllü olarak girin," dedik. Onlara, "Cumartesi yasağını çiğnemeyin," dedik; onlardan sağlam bir söz aldık.
Muhammed Esed 4:154 ve Sina Dağını verdikleri sözün delili olarak üzerlerinde yükseltmiştik. Onlara "kapıdan tevazu içinde girin" demiş ve "Sebt Kanununu ihlal etmeyin!" diye uyarmıştık ve kendilerinden sağlam bir taahhüt almıştık.(bence bu da yanlış çeviri…burada ki secde=itaat olmalı ..yani itaat üzere girin..şeklinde)
Diğer ayetlere bakalım:
55:03-07 İnsanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti. Güneş ve Ay BİR HESABA GÖRE (HAREKET ETMEKTE) DİR. BİTKİLER VE AĞAÇLAR SECDE EDERLER. Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.(doğru burada secde=boyun eğmek,itaat etmektir)
22:18 GÖRMEZ MİSİN Kİ, GÖKLERDE OLANLAR VE YERDE OLANLAR, GÜNEŞ, AY, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, HAYVANLAR VE İNSANLARIN BİRÇOĞU ALLAH’A SECDE EDİYOR; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.
“Görmez misin” sözü göklerde ve yerde olanların secdelerinin görünür olduğu vurgulamaktadır. Eğer insanların secdesi fizikselse mantık olarak diğerlerinin de secde ettiğini görüyor olmamız gerekirdi. Peki neden Güneş’in veya Ay’ın secde ettiğini göremiyoruz? Gözlerimizde mi sorun var? Cevap basit; bu ayetler Allah’ın yarattığı her şeyin O’nun iradesine teslim olduğundan, O’na saygı gösterdiğinden bahsetmektedirler.(evet doğru ‘BU AYETTE’ de secdenin mecazi anlamı kullanılmıştır)
SORULAR 1. 68:43. ayette inkar edenlerin dirildikleri zaman secde etmeye çağrılıcakları ve bunu yapamayacakları belirtilir, peki secde fiziksel değilse niye yapamıyorlar?
68:42-43 Saktan keşfolunacağı (gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya konulup iş büyümeye başladığı) gün secdeye davet edililirler, ama artık güçleri yetmez. Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı.
Verdiğiniz ayet daha çok secdenin fiziksel olmadığını kanıtladı çünkü inkarcılar secde etmedikleri için değil (ki belki putlara ediyorlardı bu bilinmez) Allah’a ve hükümlerine saygı göstermediği için tıpkı ödevini yapmadan okula gelmiş ve öğretmeninin karşısında utanç içinde dikilen bir çocuk gibi yere bakıp, zillet içine düşecekler.(nasıl fiziksel olmadığının kanıtıdır? Mecazi anlamda secde=boyun eğmek değil miydi? Peki, bulundukları pozisyonda zaten bu hàl üzere değiller midir? tersine fiziksel secde için bir hareket ve güçte bulunmak gerekmez mi?)
2. 27:24. ayetteki Güneş’e ve Ay’a secde etmeyi nasıl açıklıyorsunuz?
Ayetteki secdenin fiziksel olup olmadığı “vecedtü” (buldum) kelimesinden anlaşılmaktadır. Eğer secde fiziksel bir secde olsaydı “buldum” değil, “gördüm” denirdi. Dahası ayette geçen “min duni” (-den başka, -in yanında) Güneş ile birlikte Allah’a da secde edildiğini gösteriyor. Bu da savunulacak bir izah değil.(birincisi ha gördüm ha buldum aynı şeydir örn: ben adamı otururken buldum…ikincisi savunulmaz dediğiniz izahı ..şeyhleriyle rabıta yapmadan namaza durmayan Nakşibendilere git sana izahını yapsınlar…peki sen izah et bakalım mecazi secdeyi aya güneşe nasıl yapıyordular?)
Secdeyi özel bir tapınma türü olarak almak, kuranın secde ile ilgili diğer ayetlerine de ters düşmektedir(doğru sırf öyle almak ters düşürür.. ama anlamlarından biri olarak alırsa niye düşürsün?)
Ve meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu. (BAKARA SURESİ / 34)
Bu ayette görüldüğü gibi secdenin zıddı olan kibirlenme durumu vardır(pardon kibir hangi anlamdaki secdenin zıddıdır? Fizikselin mi yoksa mecazinin mi? Mecazinin(itaatin)ki baş kaldırma değil midir?..peki o zaman yere kapanmanın zıddını söyle nedir?)
Eger meleklere emredilen secde günümüzde uygulandıgı gibi basit bir yete kapanma olsaydı iblis bundan kacınmaz yerine getirirdi.Oysaki o bu secdenin cok uzun süreli bir hizmet etmek oldugunu biliyordu.Buda işine gelmediği için secde emrine karşı geldi.(“secde etmeyeceğini söyledi”…şeklinde olsaydı dediğin doğru olabilirdi....ama “secde etmedi” deniyor ..mecazi olarak alırsak itaat etmediği söylenmiş olur ki bu sefer de itaat edip etmediğinin ortaya çıkması için ortada yapılmış ya da yapılmamış bir işin olması gerekmez mi?…yani bir Emire itaatin ya da itaatsizliğin oluşabilmesi için emrin olması gerekmektedir…ya da bunu sembolize edecek bir fiil gerekir....ki bu sembolize işin de fiziksel bir secde olması mantıklıdır....ve başkaldırıcı/şeytan bu itaatsizliğini simgeleyici fiziksel secdeyi yapmayarak ..mecazi secdeyi(itaati)de yapmayacağını söylemiş olmaktadır…..bence)
6. 2:238’de geçen kıyam kelimesi nedir?...ve kumu lillahi kanitın
Ve Allah için / Allah’a bağlı olarak dikilin / ayakta durun. Kimse namazında çakı gibi yerinde dikilmiyor, ayakta durmak ancak söylev anlamıyla mümkün(her şeyi mecazından alan sen buradaysa tersine illa da dikilmenin cetvel gibi olması gerektiğini mi söylüyorsun?)
Araf 7:170 Kitab'a sımsıkı sarılıp salatı dosdoğru ikame edenler var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz
AYETE GÖRE BU KURANA SIMSIKI SARILIP ÖĞÜTLERINI HAYATA GEÇİREREK,İCRA EDEREK OLUR,ESKİ ARAP PUTPERSTLERI GIBI KABEYE SECDE EDEREK DEĞİL...(kur’ana sımsıkı sarılmanın içerisinde zaten onu hayata icra etmek de girmektedir… o halde bu ayette ki ‘sàlàt’ın tersine “kur’ana sımsıkı sarılmayı” da içine alan bir anlamda olması daha mantıklıdır …yani şöyle: “okunuşa/kur’ana sımsıkı sarılıp..erişimi(bu şekilde)gerçekleştirin”…. buradaki ‘sàlàt’ bedensel de dâhil tüm yaşamsal erişimi kapsar bir anlamda kullanıldığını düşünüyorum)
[color="Red"](sırf mescidi tapınaklıktan çıkarmak için kiliseleri havraları da heba etmiş:
22:40 Onlar, başka değil, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, Allah’ın bol bol hatırlandığı SIKÇA TUTULAN ORUÇLAR(yani kiliseler), PAZARLIKLAR(yani havralar), BAĞLILIKLAR / YÜKÜMLÜLÜKLER ve MECLİSLER/TOPLULUKLAR(yani mescidler) heba olurdu. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.
(..sadece gülüyorum sadece….insan bu gerçek(!) mealleri okuyunca Yaradanın eğrisi büğrüsü olmayan bir arapçayla koruyacağını vaat ettiği kuranın ne kadar da koruduğunu anlıyor.. öyle ya harfleri yerinde kalsa ne yazar…içi böyle tahrif olunduktan sonra….hâşâ)
İŞ NAMAZA GELİNCE YALNIZ KURAN DİYENLER NEDEN ÇUVALLIYOR HADİSE BAĞİIMLI KALIYOR?(bilmiyorum vallahi ben çook rahatım ..sen onu çuvallayanlara sor)
Ey mumınler namaz şu vakıtlerde şu sekılde kılın ayeti neden yok? oruç ayrıntılı ve bu şekilde açıklanırken(var ama sen onu kalkıp peygambere has toplantılar kıldın...cihadı zekatı sana anlatmaya gerek duymayan kudret bunu anlatmayı da gerek görmemişse sana düşen hikmetini aramak ve genişliği değerlendirmektir)
Namazda kaç rekat kılıcaz?(zekat olarak kaç para vereceksen….yani gönlünden ne koparsa.)
Namazda hangı duaları okuycaz,kendımızdende okuyabılırmıyız?(normalde Yaradana ne dualar etmekteysen_tabi bunu da şirk bulmayıp yapıyorsan_yani koşullar ve gereksinimlerin neyi gerektiriyorsa)
Namazın kazası var mı?(kazası olabilmesi için kılınamaz bir durumunun da olması gerekmektedir… yatalak dahi olsan kılabildiğine göre ya unutarak ya da uyuduğun için kılamazsın..ki bunlardan da zaten sorumlu tutulacak değilsin ki kaza yapasın)
Namazı illa arapçamı kılıcaz?ABılmeyenler ne yapıcak?(evet en anlamadığın dil hangisiyse onunla kılacaksın…örneğin bunun için Japoncayı seçebilirsin..tabi anlamıyorsan.… zira iş anlamadan kılabilmektir……. ne yapayım saçmalayana saçmalıyorum işte)
Namazı kaç vakıt kılıcağımız nıye açık değil?Hadısler ve dıyanet,mezhepler nıye farklı vakıtler verıyor?(niyesini sen söylüyorsun zaten…’hadisler’ )
Namazı nasıl kılıcaz?Scede,ruku nıye nmzdan ayrı fııller olarak geçıyor Kuranda?(öğrenebildiğin en saygın sözcük ve duruşlarla…evet eğilmek kapanmak da erişimde kullanılabilecek edimlerdir ama farklı anlatımlar için de kullanılmıştır)
Secde nasıl yapılır,alın mı konur yere,çene mı konur?Ellerın dızın ızası ne?(önce ağzını sonuna kadar açıp dişlerini ortaya çıkar …sonra üst sağ ve sol dişinle…..ama haklısın o uyduruk ilmihallerle yetişmiş birinin soracağı başka ne olabilirdi ki?)
Yururken namaz nasıl kılınır,mealler kılınır diye çevrılmiş,bu namazı inkar değil mı?(yürürken erişim kurmak erişimi inkar mı demek dedin ne dedin anlamadım?)
Bir sembolü aracı koymak putperstliğin sözlük tanımı ve eski cahılıye araplarını taklıd etmek değil mı?(bizler semboller dünyasında yaşıyoruz…altımız üstümüz sağımız solumuz her yanımız sembollerle dolu…hatta şu yazdığımız satırlar bile … T’nin A’nın R’nin I’nın birleşimiyle oluşan T.A.N.R.I sözcüğü neyin sembolü?.. sen örneğin bu sözcüğün yazılı olduğu bir kağıt parçasını ayağınla çiğneyebilir misin? Peki, bunlar da Kuru harfler değil mi? Yaradana semboller oluşturmak ona ortak koşmak değildir… Mekkeli putperestlerin taptığı şeyler eğer ortaklarını değil de Yaradanı sembolize etseydi onlar şirk koşuyor olmazlardı?)
VE DAHA BİR ÇOK SORU KURANI EKSIK GÖREN MEZHEP ALIMLERINCE HADIS VE ICME ILE AÇIKLANMAYA ÇALIŞILMIŞTIR.(onların eksik görmediği hangi konu var ki?)
ALLAHIN İMAN EDENLERE VERDİĞİ ÖĞÜT ABDEST
Cunuplukten temızlenme, aklın örtülu olduğu halın bıtmesıdır yanı sehvet halının.(sanırım bu sefer kelime kökünden bir şey bulamadı)Tum vucut yıkama abdesti sunnılerın Emevı zamanı yozlaştırdığı abdesttir.(yani tahrif edildi demek istiyor)Gelenekçi anlayışda sarhoş kişi duada okur,sacma mantıksız dıleklerde bulunabılır Allaha olan bu duasında ve ayrıca Kuranı sarhoş yada sehvet halınde ıken okuyup mısakta yanlış yorumlar yapabılır.(sen gelenekçileri boş ver ..kelimelerin şu an bilinmekte olan anlamlarına bakarak da doğruyu bulabilirsin)
Kişi eger su bulamanışsa elbette temiz bir toprakla elını dırsegını sıvazlama seklınde yıkama yapacaktır.Ayrıca tuvalet kelımesınden namazı bozan hallerı çıkarmak sadece zorlama yorumdur.( Yoksa tuvalet dediğin de giyilen tuvalet olmasın)Mesela Edip Yuksel'e ve bazı mezheplere göre göre yellenme,kan ve cırılplak olarak namaz kılma, namaz bozmazken,baska mealcıye göre bozar.(demek ki ayrılık var… bırak hemen)
Oysa Allah nımetı tamamlamak istıyor,mısakta yanı ayetlerın okunmasında zıhın açıklığı istıyor,sız sarhoş bırıyle antlaşma yaparmısınız?Ertesi gun sözlerını hatırlamaz...(peki sarhoşken aramızda anlaşma yapmayı yasaklayan bir ayet de var mı?)
04:43 Ey iman edenler, sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar; cünüp iken de -yolcu olmanız hariç- guslünüzü edinceye kadar salata yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunmuş da(şehvet sarhoşluğu) su bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin; niyetle yüzünüze ve ellerinize sürün. Gerçekten Allah çok affedici ve günahları bağışlayıcıdır.
abdest ayeti ile peygamberin Kuran'ı tebliğ ve müminlere öğüt için düzenlediği salatlara ( Hud 114 te anlatılan fecr ve işa toplantı salatları)söylev / bağlantı için iştirak kuralları verilmiştir. Allah söyleve katılanların temiz olmasını ve ne dediği bilir durumda olmasını istemektedir. (yani bu toplantılara katılmıyorsa sorun yok mu?) Çünkü sarhoş olarak söyleve katılan kişi Allah'ın sözlerini,okunan ayetleri anlamakta güçlük çekebilir veya onları alaya alabilir,yanlış yorumluyabılır,kelımelerı kaydırabilir. (sarhoşluk dediğinin içine şehvet sarhoşluğu da mı giriyor? vallahi en azmış durumda bile sarhoş gibi muhakemesini yitirip, saçmalayan bir adam görmedim)Bu hadiseden önce elleri, yüzü, vs... yıkamak da zihni açmak ve algılamayı kolaylaştırmak içindir,teyemmum şartı da elektıriği atmaya,bılınci açmaya yönelıktır,(toprakla elektriği atınca ayılan bir adam da görmedim) yoksa kişinin ne dediğini bile bilmeden papağan gibi tekrarlayacağı birkaç dua için böyle bir şeyin istenmiş olmasının elle tutulur bir yanı yoktur.(papağan mapağan en azından okuyup dinleyen yani daha aktif olan taraf .. seninki gibi yalnız dinleyici taraf da değil)Zaten devamındaki 4:44-45-46 ayetlerde kitabın sözlerıyle alay eden,kelımelerın yerlerını kaydıran örtulu zıhnıyetlere dıkkat çeker.(öyle ise bence sen kör kütük sarhoşsun)
KAF suresi 19. ayet) Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur.
Âyette geçen “Sükârâ” ifadesi, sadece alkol türü nesnelerle sarhoşluğu kapsamaz. “Sukr” terimi, geniş anlamıyla insanın zihinsel melekelerini tam olarak kullanmaktan alıkoyan herhangi bir zihinsel uyuşukluk durumunu ifade eder. Yani bu, aynı zamanda uyuşturucu kullanma veya sersemleme yahut şehvet yoluyla aklın geçici olarak dumanlanması ve mecazi olarak ‘uyku sersemliği’ şeklinde tanımlanan durumlar için de geçerlidir. Açıkça normal muhakemenin şaştığı veya ortadan kalktığı her türlü durum demektir.(arkadaş cinsel ilişki sonrası içki gibi sersemleyip muhakemenin bittiği söylemek.. yo yo asıl sarhoşluk seninkisi!)
Sarhoşluğun (zihin bulanıklığının) nedeni sadece içki değildir. Bir çok nedenle insanın aklı başından gider, kontrolu kaybeder. Kur’ân’ı Kerim’de bunun örnekleri verilmiştir. Mesela:
Âşagıdaki ayette bahsedilen sarhoşluğun nedeni ölüm korkusudur, içki değildir.
Hıcr suresi âyet 14, 15:“Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı kesinlikle şöyle diyeceklerdi: “Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarpıtılmış bir toplumuz.”
Mesela Musa ve buyuculerle ılgılı ayette bahsedilen gözlerinin sarhoşluğunun nedeni sihir, göz boyamadır, içki sarhoşluğu değildir..(doğru..kendinde olmama hali)
Hıcr suresi âyet 72:“Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.”
Bu ayette konu edilen sarhoşluğun nedeni içki, uyuşturucu değil şehvettir. (Konu Lut kavminin sapıklığıdır.(meşru olarak eşiyle cinsel ilişki kuran bir mümin ile gayrı meşru bir şekilde eşcinsellik yapan azgınlar aynı sarhoşluktalar öyle mi?)
Hacc suresi âyet 1, 2:
“Ey insanlar! Rabbinizden korkun. Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir.Onu göreceğiniz gün her emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoşlar halinde görürsün; oysaki onlar sarhoş değillerdir, Ama Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”.
Buradaki sarhoşluğun nedeni de kıyamet depreminin meydana getirdiği korkudur.Sarhoşluk/zihin bulanıklığı sadece içki içmekle olmuyor, başka nedenlerle de oluyor.(ya senin okuman yok mu? Sarhoş sanırsın ama sarhoş değildirler diyor) Yukarıda sunduğumuz Maide suresinin 43. âyetinde “Sarhoşluk/zihin bulanıklığı” herhangi bir kayda bağlanmadan mutlak olarak “sarhoşluk/zihin bulanıklığı” olarak ifade edilmiştir. Bizlerin bu mutlak ifadeyi, sadece içki sarhoşluğu olarak anlayıp ona göre amel etmemiz gerçeğe aykırıdır.(sadece içki sarhoşluğu diyen yok… sonucu içki sarhoşluğu gibi aklı selim bir muhakemeden alıkoyacak ..yani ne dediğini bilmez bir hale koyacak her durumdur…peki cinsel ilişkiden sonra ne dediğimizi bilmiyor muyuz?)Sarhoşluk halı aklı ve ıradeyı örten durumlar için kullanılmıştır.Aklı örten ,dua ve Allah ıle olan her türlü baglanıtıda,salatta,duada kişiyi hataya açık hale getıreceği için Allah tarafından bu durumdan kurtulduktan sonra salata yaklaşmamız emredılmıştır.(doğru …her türlü erişim için)Cunuplukten temizlenme ihtılam halınden kurtulmaktır.Cunupken yanı ıhtılam halındeyken veya bu duruma yakın bır haldeyken,kışının aklı örtuludur, (yani ne dediğini bilmez demek istiyor)dua etme,Kuran okuma bunlardan uzak durulmalıdır.(ne dediğini bilinceye kadar yani) Su ıle elıyuzu yıkayıp elektiriği atma,kendıne gelme en hızlı çözumdur,verilen öğüt budur.(sonra elektriği atınca ne dediğini bilmeye başlıyorsun)
05:06 Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
Allah gunahtır,haramdır dememiş,zorluk istemıyorum ama uzerınızdeki nımetımı tamamlıyayım şeklınde ögut vermiş,(bir bakışa göre her hüküm bir öğüt..bir bakışa göre de her öğüt bir hükümdür)dua ederken,Kuran ayetlerını anlayıp,yorumlarken bılincın açılması,elektrığın atılması ve temiz olunmasıyla elbetteki Kuran okuma daha saglıklı ve daha verımlı olacak nımet tamamlanacaktır.(doğru ..şekilsel erişimde bunlardan yalnızca birisidir)Her an Allah ıle baglantı halındeyız ve huzurundayız,O Semidir,Basirdir,salat insanın tum yasamıdır,(yani cinsel ilişki de bir sàlàt olmuş olur ..hemi de sarhoş sàlàtı)yasam içerisınde temız olmak Allahın ılkel çöl araplarına ve bizlere ögududur.(artık bizim bu öğütlere ne ihtiyacımız kaldı ki.. o pis Araplar için inmişti.. yani bu da nesh olup gitmiştir bir ayettir….töbe töbe.)
Su hem temızler,elektrığı atar aynı toprakla teyemmumde olduğu gıbı,hemde bılıncın açılmasına yardımcı olur.Temizlik imandan gelir.Mesela adetten temizlenmek yani tahır olamak,adet halının bıtmesıdır,(ama sarhoş değildir dimi?)5:06 da geçen cunuplukten temızlenmekte cunupluk halının bıtmesı,su veya toprak yardımıyla elektrığin atılıp, kışının aklının örtülu olduğu sarhoşluk durumundan çıkması ve zıhnın açılmasıdır.(o çok beğendiğin aleviler örneğin … ya da bir dünya adam cünüp halde dolaşırlar..demek ki akılları örtülü ve muhakemeden uzak..içki sarhoşluğu gibi bir durumdalar hemi?)
05:06 Ey iman edenler, salata kalkıtığınızda , yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedın. Eğer cünüpseniz iyice temizlenin(bu halden kurtulun). Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da ihtılam olup(şehvet sarhoşluğu) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürun.Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
Esasen salata yöneldığinizde demek hayata yaşantıya girdiğiinizde demekti,hayat vahyi ikame,fıılıyata gecırmedir..Müminin sabah kalkması salata kalkmasıdır, bu da sabah veya her yataktan / oturmaktan kalkışta olur.Her kalkış salatadır, (peki yatması da sabah kalkmak için değil midir?cinsel ilişkiye girmesi de vahyi hayata geçirecek evlatlar sağlamak değil midir?)önce zihnen sonra bedenen her yönden tamamen önce sen temiz olmalısın mesela bir tebliğde bulunacaksan,güzel ve hayırlı bir işe girişeceksen eger.İman eden kişinin yaşantısı,her anı zaten salattır.Tuvalet,lavabo ...vs temizlik imandan gelir.(yani tebliği etmeden önce abdest alacağız…işe giderken ..otobüse binerken..bilgisayarı açarken… bir müminin güzel ve hayırlı olmayan bir işe kalkışması zaten düşünülemez….yoksa sadece dini işlerde mi?…amca lütfen bari yemekten önce ve sonrada alalım olmaz mı?)
BURDAKİ SALATI NAMAZ DIYE YORUMLAYANLARA SORUYORUM:
SARHOŞKEN KURAN OKUNUR MU? YADA OKUNAN BİR TOPLANTIYA KATILIP AYETLER ÜZERİNE YORUM YAPILIR MI?(hayır muhakeme gerektiren hiçbir işe yaklaşmamalı)
NE DEDİĞİNİ BİLMEZ HALDEYKEN DUA EDILIR MI?(ufaktan yaparsın canım…örn: “Tanrım beni bu içkiden kurtar”gibi…ama sen cinsel ilişkiden sonra demek ki dua bile edemiyorsun..yazık)
Abdest ayeti Maide suresinde gelmiştir. Namazın farziyeti ise en açık şekilde Nisa suresinde geçer, nüzul sırası bakımından Maide suresi Nisa suresinden sonra gelir. Bundan önce peygamberimiz namazı abdestsiz mi kılmış ya da kıldırmıştır?(nasıl senin inandığın anlamlarda ki sàlàtını abdestsiz yapmışsa bunu da hakeza yapmıştır)
Salatı namaz algılayanlar,sarhoşken Kuran okumayada açık kapı bırakırlar.Oysa bu ayetteki salat,dua,Kuran okuma,toplantı söylevlerınde ayetlerı dınleme hepsını kapsar.Allah bılnç açıklığı istemektedır.(doğru erişimin her türü)El yuz yıkama,teyemmum ıle elektrığı atma açıktır.(yav taktın elektriğe.. o devirde elektriğin ne gezer) Ordaki salatı ıkame namazdır diyerek sarhoşken Kuran okunur,ayetler yorumlanır,Allaha sarhoşken sacmalayarak dua edılıre açık kapı bırakabılırmiyiz?(senin anlayışına göre de sàlàt=hayat olduğuna göre..ayılana kadar beynimizi stop etmemiz lazım)
SALATI NAMAZ ANLAYANLARA BİR SORU DAHA SIZCE NAMAZ KILINMIYACAKSA KIŞI TUVALETTEN SONRA SU BULAMAMIŞSA TOPRAKLA TEYEMMUM SEKLINDE ELINI DIRSEĞİNİ YIKAMASIN MI?(niye yıkasın ya?sen böyle yıkıyor musun?..hadi elini kolunu anladık da yüzünün konuyla ne bağlantısı var …temizlik diye o pis ellerini bir de niye suratına süresin?)TABIKI HAYIR BURDAKİ SALAT YASAMIN KENDISIDIR,KURAN BİR ÖĞÜTTÜR(peki,tuvaletten çıkınca şeyini de yıkamasın mı?..ya da tırnaklarını ya da bilmem nerelerini de kesmesin mi?Yaradan her şeyi bildirecek değil ya?..adamlar bu kadar da dangalak mıydı?)
(bak aklıma gelmişken… maide -90 da yüce Yaradan aklı örten şeylerin suç olduğunu söylüyor .. o zaman demek ki cinsel ilişkiye girmek de suç?)
-inanan bir kimsenin Yaradana yakarması,O’nu övüp yücelterek gücünü arkasında hissetmesi,O’na sığınarak desteğini alması ve O’nunla diyalog kurup inancını diri tutması....en öncelikli ihtiyaçlarından birisidir.. -bu sıradan insanların yanında elçilik şerefine erişmiş peygamberlerinse olmazsa olmazıdır…ve O’na yakınlaşması için de atabileceği ilk adımlarıdır.. keza muhammed nebi de diğer tüm elçiler gibi Sahibine bu adımlarla yaklaşmış ve kavuştuğu elçilik mertebesine de bununla erişmiştir.. -yere kapanıp secde etmekse o doğup büyümüş olduğu toplumda bedensel saygı ifadesinin en doruk noktasıdır ..ve etrafında ki insanlar da bu yüzden ilahlarına bu edimlerle yaklaşmaktaydı.. ve muhammed nebi de nasıl ki onların övmek yüceltmek için kullandıkları sözcükleri çöpe atmak yerine katışıksız ve ortaksız bir biçimde Yaratıcısına kullanmışsa..işte bu bedensel sözcükleri de terk etmemiş Sahibine yakınlaşmak için katışıksız şekilde kullanmıştır.. -peygamberliğiyle birlikte kendisine gelen vahiylerde de yaşadığı toplumda bu edimler için kullanılan ‘secde’ ve ‘rüku’ gibi sözcükler kullanılıp.. bu yaptığı edimler kınanmak yerine tasdiklenmiş..ve birer kutsiyet elbisesi giydirilmiştir.. -bununla birlikte taşıdıkları çok anlamlılık(müteşabih)özellikleriyle de içeriklerinde taşıdıkları itaat..uyum..tevazu gibi daha geniş anlamlarıyla da kullanılmış...ancak bize:"hepsi de Yaradanın katındandır" diyerek ...her anlamına da inanmamız emredilmiştir....ve nasıl ki bir zekat(arınmak için bağışlarda bulunmanın)kavramının manevi anlamları var diye maddi tarafını boş verilemezse ....bu sözcüklerin de hiç bir anlamı yok sayılıp terkedilemez.. -ve yine Yaratıcımız tarafından sabah ve akşam olmak üzere günün belli vakitlerinde farz kılınıp biz kullarının gündelik yaşamlarına demirbaş kılınmıştır..ve böylece de keyfi bir amel olmaktan çıkarılmıştır..nitekim eğer programlanmayıp keyiflerimize bırakılsaydı birçoğumuz ötelemekten buna ayıracak zamanı kendimizde bir türlü bulamayacaktı..örneğin eğer Yaratıcımız günde bir kez dişlerimizi fırçalamayı emretmiş olsaydı herhalde şimdi çürümüş dişlere sahip bir çok dindar kişi..şimdi bembeyaz dişlere sahip olacaktı... -ayrıca Yaratıcımızla bağlantıya geçtiğimiz bu anları en bilinçli ve verimli geçirmemiz de istenmiş ..özellikle indirdiği öğütlerden öğütlenmemiz tavsiye edilmiştir…. -ve yine ezberden okuma,hareket kısıtlılığı gibi sınırlar da konulmayarak sağlanmış olan genişliklerle… elimize alacağımız nüshalarla bunu yapabilmemizin önü açılmış… ya da örneğin telefon ,kapı çalması gibi zorunlu ve bizi rahatsız eden durumlardan da kurtulmamız için.. erişimimize ara verme olanağımız da sağlanmış olmaktadır.. şunu söylemeliyim ki ben şahsen bu tür erişimler kurmadan Yaratıcıma yaslanabileceğimi ve O’ndan güç alabileceğimi hiç sanmıyorum… ve bunu içermeyen bir dini de asla düşünemiyorum…ve diyorum ki :Sahibimiz böyle meşru vesile ve sebeplerle bizi Kendisine yönelmekten hiçbir zaman esirgemesin.. bizi doğruya bundan çok daha yakın bir yola iletsin….doğruyu en çıkarsız ve korkusuzca arayanlardan kılsın..
Slm uzun bir tartisma olmus,amacimiz en dogrusunu bulmaya calismakdir,müzakarelerde de birbiremize güzel AHLAK i ön planda tutmayi tercih etmemizi ve yazilarimizda,veyahut yaptigimiz islerde,ALLAH da benden RAZI olurmu düsüncesi ile yola cikmayi tercih etmek düsüncesi ile:
Şu’arâ 217
Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.
Şu’arâ 218
Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.
Şu’arâ 219
Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.
Şu’arâ 220
Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.
(diyanet)
Şu’arâ 217
Sen O mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.
Şu’arâ 218
O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.
Şu’arâ 219
Secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor).
Şu’arâ 220
Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur.
(diyanet vakfi meali)
Su’arâ 217
217 O Azîz, o Rahîm olana güvenip dayan.
Şu’arâ 218
218 O ki görüyor seni kıyam ettiğin zaman.
Şu’arâ 219
219 Görüyor nasıldır secde edenler içinde dolaşman.
Şu’arâ 220
220 Kuşkusuz, O'dur iyice bilen, iyice duyan.
(yasar nuri öztürk)
bende diyorumki, ya ayetleri/mealleri yazanlarda hatalar var yada bizler (ve,ilahiyat Prof.leri)TRAFSIZ anlama yönlerini daha akillarimizdan atamamisiz demek.O zamanlara yönelik düsüncelerimizi de mutlaka göz önünde bulundurmamiz faydali olacakdir ümidi ile,Rabbim ilminizi artirsin Insallah,hatasiz ve kusursuz olan O dur.
Hucurât 11
(Medenî 106) 11 Ey inananlar! Bir topluluk ba
şka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir.
Hümeze 1
(Mekkî 32) 1 Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne!
Âl-i İmrân 138
(Medenî 89) Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takva sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.
A’râf 68
(Mekkî 39) Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm.
Furkân 50
(Mekkî 42) Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmişti
Kâf 37
(Mekkî 34) Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Kâf 45
(Mekkî 34) Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver.
Nisâ 58
(Medenî 92) Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.
Selametle kaliniz.
6/79-Ben hanîf olarak,yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim veben müşriklerdendeğilim.
Katılma Tarihi: 18 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
malik bin nebi Yazdı:
1. Allah "ekber" (daha büyük) midir? Bana Kuran'dan bir tane "Allahu Ekber" gösterin. (ben şahsen tapınırken bunu söylemem ama Araplar namazın haricinde de bunu çok sık kullanıyorlar ..örneğin hayret ettiklerinde de Allahuekber! diyorlar.. demek ki hayret ettikleri şeyler de batılmış)
Beyt= ev (mecazi anlam, sistem) (Yaradan musaya evler yapın diyor .. demek ki amerika gibi eyalet olayı)
Rükû= tevazü göstermek, boyun eğmek(şekilsel boyun olmasın)
Hz. Ali' nin camide şehit olmasına gelelim.1983 yılında hürriyet gazetesinden bir yazar kufe şehrine gider ve ulu caminin hocasına sorar.Hz. Ali nerede şehit oldu? Cevap...Evinin önünde.... (pardon hangi asrın 83ü?...altı yüzün seksen üçü mü dokuz yüzün mü,yoksa bin dört yüzün mü,yoksa bin sekiz yüzün mü? …ve sonra da adam der ki: ”hey gidi günler be..daha dün gibi aklımda)
Namazı illa arapçamı kılıcaz?ABılmeyenler ne yapıcak?(evet en anlamadığın dil hangisiyse onunla kılacaksın…örneğin bunun için Japoncayı seçebilirsin..tabi anlamıyorsan.… zira iş anlamadan kılabilmektir……. ne yapayım saçmalayana saçmalıyorum işte)
Secde nasıl yapılır,alın mı konur yere,çene mı konur?Ellerın dızın ızası ne?(önce ağzını sonuna kadar açıp dişlerini ortaya çıkar …sonra üst sağ ve sol dişinle…..ama haklısın o uyduruk ilmihallerle yetişmiş birinin soracağı başka ne olabilirdi ki?)
Kişi eger su bulamanışsa elbette temiz bir toprakla elını dırsegını sıvazlama seklınde yıkama yapacaktır.Ayrıca tuvalet kelımesınden namazı bozan hallerı çıkarmak sadece zorlama yorumdur.( Yoksa tuvalet dediğin de giyilen tuvalet olmasın)
Zaten devamındaki 4:44-45-46 ayetlerde kitabın sözlerıyle alay eden,kelımelerın yerlerını kaydıran örtulu zıhnıyetlere dıkkat çeker.(öyle ise bence sen kör kütük sarhoşsun)
Su ıle elıyuzu yıkayıp elektiriği atma,kendıne gelme en hızlı çözumdur,verilen öğüt budur.(sonra elektriği atınca ne dediğini bilmeye başlıyorsun)
Her an Allah ıle baglantı halındeyız ve huzurundayız,O Semidir,Basirdir,salat insanın tum yasamıdır,(yani cinsel ilişki de bir sàlàt olmuş olur ..hemi de sarhoş sàlàtı)
yasam içerisınde temız olmak Allahın ılkel çöl araplarına ve bizlere ögududur.(artık bizim bu öğütlere ne ihtiyacımız kaldı ki.. o pis Araplar için inmişti.. yani bu da nesh olup gitmiştir bir ayettir….töbe töbe.)
Esasen salata yöneldığinizde demek hayata yaşantıya girdiğiinizde demekti,hayat vahyi ikame,fıılıyata gecırmedir..Müminin sabah kalkması salata kalkmasıdır, bu da sabah veya her yataktan / oturmaktan kalkışta olur.Her kalkış salatadır, (peki yatması da sabah kalkmak için değil midir?cinsel ilişkiye girmesi de vahyi hayata geçirecek evlatlar sağlamak değil midir?)önce zihnen sonra bedenen her yönden tamamen önce sen temiz olmalısın mesela bir tebliğde bulunacaksan,güzel ve hayırlı bir işe girişeceksen eger.İman eden kişinin yaşantısı,her anı zaten salattır.Tuvalet,lavabo ...vs temizlik imandan gelir.(yani tebliği etmeden önce abdest alacağız…işe giderken ..otobüse binerken..bilgisayarı açarken… bir müminin güzel ve hayırlı olmayan bir işe kalkışması zaten düşünülemez….yoksa sadece dini işlerde mi?…amca lütfen bari yemekten önce ve sonrada alalım olmaz mı?)
NE DEDİĞİNİ BİLMEZ HALDEYKEN DUA EDILIR MI?(ufaktan yaparsın canım…örn: “Tanrım beni bu içkiden kurtar”gibi…ama sen cinsel ilişkiden sonra demek ki dua bile edemiyorsun..yazık)
El yuz yıkama,teyemmum ıle elektrığı atma açıktır.(yav taktın elektriğe.. o devirde elektriğin ne gezer)
Ordaki salatı ıkame namazdır diyerek sarhoşken Kuran okunur,ayetler yorumlanır,Allaha sarhoşken sacmalayarak dua edılıre açık kapı bırakabılırmiyiz?(senin anlayışına göre de sàlàt=hayat olduğuna göre..ayılana kadar beynimizi stop etmemiz lazım)
SALATI NAMAZ ANLAYANLARA BİR SORU DAHA SIZCE NAMAZ KILINMIYACAKSA KIŞI TUVALETTEN SONRA SU BULAMAMIŞSA TOPRAKLA TEYEMMUM SEKLINDE ELINI DIRSEĞİNİ YIKAMASIN MI?(niye yıkasın ya?sen böyle yıkıyor musun?..hadi elini kolunu anladık da yüzünün konuyla ne bağlantısı var …temizlik diye o pis ellerini bir de niye suratına süresin?)TABIKI HAYIR BURDAKİ SALAT YASAMIN KENDISIDIR,KURAN BİR ÖĞÜTTÜR(peki,tuvaletten çıkınca şeyini de yıkamasın mı?..ya da tırnaklarını ya da bilmem nerelerini de kesmesin mi?Yaradan her şeyi bildirecek değil ya?..adamlar bu kadar da dangalak mıydı?)
haklısınız muhsin bey savunduğumuz şey ne kadar doğruolsa da bunu dile getiriş uslubumuz yamuksa fayda vermez .kardeş baya dalga geçmiş.halbuki bu meseleler ciddiyet isteyen meselelerdir.açıkçası karşı tarafın bu üslubu haketmediğinide söylemek güç ama karşılıklı bir müzakere değil ki bu neticede bir çok insan da bunu okuyor
yine de verdiği bu hayırlı uğraş için kardeşe ve bu uğraşı bize taşıdığı için de malik kardeşimize teşekkür ederiz.
bir de bu müzakerenin nerden alıntılandığını yazarsanız sevinirim merak ettim
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Bakara 143 de üzerinde olduğunu ayırım vasıtaSI KILDIK DENİYOR.Biliyoruz ki Kabe müşriklerce de kıbleydi.Allah resulunun üzerinde olduğu Kabeyse bu ayırım nasıl yapılacak.İki grupda aynı kıbleye yöneldiğine göre. Bu arada Putperestler de de bir şeye örn. taşa taş olduğu için değil önemli bir şeyi simgelediği için taparlardı.(Anadoluda Putperestlik kitabından)
Belki benimde aynen yaptığım bir hata karşındakine babanın oğlu yada kızı cıvıklığında cvp vermek..çok itici ama engel olamıyoruz..arkadaş eleştirmemiş gördüğüm ve anladığım kadarıyla alınıp alınıp cvp vermiş..yol bu olmamalı.salat öyle bir kelime ki nedense doğrusu nasip olmuyo bize.Allah yardımcımız olsun....
selam, vahiy ve benlik bilya ve bilyaların boylarına oranlı delikler,bilyalar sürekli iniyor ama inerken bilyalar boylarına uygun deliklere yapışıyor, oturuyor, hele durun bakalım, ibrahim olalım, kavmimizle ibrahim gibi bir mücadele edelim, sonra hicret edelim, sonra kıyam edelim, ondan sonra işte salat bilyası salat deliğine oturacaktır, o yüzden çok zorlamayın şimdiden kendinizi, buludnuğumuz yerden bir şeyler görürüz ama sadece görürüz, bu yazı da hanfi türkiyeden alıntı,
bazen gercekler insanin gözünün öünde olur ama farketmesi güc olur,
görenle görmeyen haliyle bir olmaz,ayni sekildede ilimde derinlesenlerdir,bence.
En’âm 116
(Mekkî 55) Yeryüzünde bulunanlar
ın çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.(cokluga uymak)mi dogru?
A’râf 56
(Mekkî 39) Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.
Âl-i İmrân 61
(Medenî 89) Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.(ne güzel ögüt/örnek)
A’râf 55
(Mekkî 39) Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.
Ra’d 14
(Mekkî 96) El açıp yalvarmaya layık olan ancak O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kafirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.(EL ACIP YALVARMAK)demekki putlara karsi da el acip dua ediyorlarmis,önlerinde.
Yûnus 10
(Mekkî 51) Onların oradaki duası: "Allah'ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!" (sözleridir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise "selam" dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.Örnekler
Kehf 28
(Mekkî 69) Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.
En güzel örnekleri yine Rabbimiz vermis,ben bazilarini buraya ekledim,umulurki faydasi olur,dilegi ile
İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
4.
Yazıklar olsun o musalli olanlaraki,
5.
Onlar salatlarını ciddiye almazlar.
6.
Onlar gösteriş yaparlar.
7.
Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.
Bu ayetler birbiriyle bağlantılı. O bağlantıyı bulan salatın ne olduğını anlayabilir..
Ayetin bütünlüğünde salat yerine ( namaz hariç ) salatın anlamlarından hangisini koyarsanız ayetin anlamını bozmuyor. Zaten Kur'an'daki salat kelimesini genelde hep zekat, infak, Allah'ın rızık olarak verdiklerini Allah yolunda harcama, yetime yoksula, yolda kalmışa yardım ile ilgili ayetlerde görüyoruz... Bir ışık yansın artık ???
__________________ İsrâ 89
Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma