Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
20- ÖLEN ERKEĞİN EŞİ İÇİN DOĞRU / YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR :
Bakara 234,235,240 :
234 İçinizden ölenlerin, geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün (bekleyip) kendilerini gözetlerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size bir günâh yoktur. Allâh yaptıklarınızı haber alır.
235 Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde bildirmenizden, yahut içinizde tutmanızdan dolayı size bir günâh yoktur. (Çünkü) Allâh, sizin onları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı evlenme teklifi sırasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli(buluşma)ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikâh bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allâh içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin ki, Allâh bağışlayandır, halimdir (cezâ vermekte aceleci değildir).
240 İçinizden ölüp geriye eşler bırakan(erkek)ler eşlerinin, (evlerinden) çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etsinler. Şâyet kendileri çıkarlarsa, onların, kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günâh yoktur. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
---------------------------------------------
Bakara 234,235,240 :
234 İçinizden biri ölür ve ardında kadınlar bırakırsa, yeniden evlenmeleri için221 dört ay on günlük bir bekleme süresi geçirmeleri gerekir; bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendileri ile ilgili olarak meşru şekilde ne yaparlarsa yapsınlar bir günah yoktur.222 Ve Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
235 Ancak bu kadınlar[dan herhangi birin]e evlenme niyetinizi hissettirmenizde veya açığa vurmadan böyle bir niyet taşımanızda sizin için bir günah yoktur: [Çünkü] Allah, onlara evlenme teklifinde bulunma niyetinizi bilir.223 Ama yine de, onlara karşı duygularınızı gizlilik içinde bildirmek yerine onlarla en uygun ve makul şekilde konuşun; ve emredilen [bekleme süresi] sona ermeden önce evlilik bağını kurmaya kalkışmayın. Unutmayın ki Allah aklınızdan geçenleri bilir. Bu nedenle O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok tahammül (hilm) sahibidir.
240 EĞER içinizden biri ölür ve arkasında kadınlar bırakırsa, dul eşlerine, [ölmüş kocalarının evini] terk etmeksizin bir yıllık geçimlerini vasiyet etsinler.229 Ama eğer [kendi arzularıyla] ayrılırlarsa kendileri hakkındaki meşru tasarruflarından dolayı onlara bir günah yoktur.230 Ve Allah kudret ve hikmet sahibidir. M.Esed
---------------------------------------------------------
Bakara 234,235,240 :
234 - İçinizden vefat edip ve geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. Süreleri sona erdiği zaman, artık kendileri hakkında maruf ile yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah, yaptıklarınıza haberdardır.
235 – Ve böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya içinizde tutmanızda size bir günah yoktur. Allah, şüphesiz sizin onları anacağınızı bilir. Fakat maruf bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan süre sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah içinizdekini bilir. Öyle ise O'ndan sakının. Yine bilin ki Allah Gafur’dur Haliym’dir.
236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göredir. Marufa göre kazanç Muhsinler (iyilik- güzellik üretenler) üzerine bir borçtur.
237 - Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz yaptıklarınızı en iyi görendir.
240 – Ve sizden eşler bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Artık onlar, çıkarlarsa, maruf ile kendilerinin yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah Aziyz’dir Hakiym’dir.H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
21- BOŞANMA İLE İLGİLİ DOĞRU / YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR :
Bakara 227-232 :
227 Eğer boşamağa kesin karar verirlerse, şüphesiz Allâh işitendir, bilendir.
228 Boşanmış kadınlar, üç kur'(üç âdet veya üç temizlik süresi bekleyip) kendilerini gözetlerler (hâmile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allâh'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri (karınlardında çocuk bulunduğunu saklamaları) kendilerine helâl olmaz. Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece fazladır. Allâh azizdir, hakimdir.
229 Boşama iki defadır. (Bundan sonra kadını) ya iyilikle tutmak, ya da güzelce salıvermek (lâzım)dır. Onlara verdiklerinizden bir şey geri almanız, size helâl değildir. Şâyet erkek ve kadın, Allâh'ın sınırlarında duramayacaklarından korkarlarsa başka. Eğer erkek ve kadının, Allâh'ın sınırlarında duramayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının (ayrılmak için) verdiği fidye(hakkından vazgeçmesin)de ikisine de bir günâh yoktur. İşte bunlar Allâh'ın sınırlarıdır, sakın bunları aşmayın. Kim(ler) Allâh'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zâlimlerdir.
230 Erkek yine boşarsa, artık bundan sonra kadın, başka bir kocaya varmadan kendisine helâl olmaz. O (vardığı adam) da bunu boşarsa, Allâh'ın sınırları içinde duracaklarına inandıkları takdirde (eski karı kocanın) tekrar birbirlerine dönmelerinde kendilerine bir günâh yoktur. İşte bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. (Allâh) bunları, bilen bir toplum için açıklamaktadır.
231 Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecâvüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allâh'ın âyetlerini eğlence yerine koymayın; Allâh'ın size olan ni'metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmet'ten size indirdiklerini düşünün, Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh her şeyi bilir.
232 Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyle evlenmelerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Bu, sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
233 Anneler, çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun biçimde yiyeceğini ve giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkes ancak gücü ölçüsünde bir şeyle yükümlü tutulur. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de çocuğun aidolduğu baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. mirâsçının da aynı şeyi yapması gerekir. Eğer (ana-baba), anlaşıp danışarak (çocuğu) sütten kesmek isterlerse, kendilerine günâh yoktur. Çocuklarınızı (sütannesi tutup) emzirtmek isterseniz, verdiğiniz(ücret)i güzelce verdikten sonra yine üzerinize bir günâh yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh, yaptığınız her şeyi görmektedir.
234 İçinizden ölenlerin, geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün (bekleyip) kendilerini gözetlerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size bir günâh yoktur. Allâh yaptıklarınızı haber alır.
235 Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde bildirmenizden, yahut içinizde tutmanızdan dolayı size bir günâh yoktur. (Çünkü) Allâh, sizin onları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı evlenme teklifi sırasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli(buluşma)ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikâh bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allâh içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin ki, Allâh bağışlayandır, halimdir (cezâ vermekte aceleci değildir).
236 Henüz dokunmadan, ya da mehir kesmeden kadınları boşarsınız size bir günâh yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı(herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur.
237 Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsâmaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı görür.
240 İçinizden ölüp geriye eşler bırakan(erkek)ler eşlerinin, (evlerinden) çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etsinler. Şâyet kendileri çıkarlarsa, onların, kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günâh yoktur. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
241 Boşanmış kadınların uygun olan geçimlerini sağlamak, (Allâh'ın azâbından) korunanlar üzerine bir borçtur.
4 Nisa 130 :
130 Eğer (eşler) ayrılırlarsa, Allâh bol ni'metiyle onların her birini zengin eder (diğerine muhtâceylemez). Allâh(ın ni'meti) geniştir, (O) hüküm ve hikmet sâhibidir.
33 Ahzab 49 :
49 Ey inananlar, inanan kadınları nikâhlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın.
65 Talak
1 Ey peygamber, kadınları boşa(mak iste)diğiniz zaman onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmelerini hesabedin). Rabbiniz Allah'tan korkun (bekleme süresi içinde) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yapmaları durumu, bu hükmün dışındadır (o zaman evden çıkarabilirsiniz). Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allâh'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir iş ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır).
2 Sürelerinin sonuna vardıklarında ya onları güzelce (yanınızda) tutun, yahut, güzellikle onlardan ayrılın. (Eşinizi yanınızda tutmak veya ondan ayrılmak için) içinizden adâletli iki kişiyi de şâhid tutun. Şâhidliği Allâh için yapın. İşte içinizden Allah'a ve Son Güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah(ın yasakların)dan sakınırsa (Allâh) ona bir çıkış (yolu) yaratır.
3 Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanırsa O, ona yeter. Allâh, buyruğunu yerine getirendir. Allâh herşey için bir ölçü koymuştur.
4 (Yaşlılıklarından ötürü) Âdetten kesilen kadınlarınızın (bekleme süresinden) şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır. Henüz âdet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi, yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa (Allâh) ona işinde bir kolaylık yaratır.
5 Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa (Allâh) onun kötülüklerini örter ve onun mükâfâtını büyütür.
6 (Boşadığınız) O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştır(ıp evden çıkmağa zorla)mak için kendilerine zarar vermeğe kalkışmayın. Şâyet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onların geçimini sağlayın. Sonra sizin için (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup anlaşın. Eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz (o zaman) çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.
7 Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allâh'ın kendisine verdiğinden versin. Allâh, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allâh, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. S.Ateş
--------------------------------------------
Bakara
232 – Ve siz kadınları boşayıp da onlar, sürelerinin sonuna geldikleri zaman, eşleriyle aralarında maruf ile (meşru bir şekilde) rızalaştıkları zaman, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, isizden Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimselerin kendisi ile öğütlendiğidir. İşte bu, sizin için daha uygun ve daha nezihtir. Ve Allah bilir, siz bilmezsiniz.
233 - Anneler, -çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için- tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri maruf üzere, bir borçtur. Kişi sadece gücüne göre mükellef olur. Ve çocuğu sebebiyle bir anne, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise de bunun aynı borçtur. Eğer ikisi (ana ve baba) birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu sütten ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı emzirtmek isterseniz vereceğinizi maruf ile verdiğiniz zaman bunda da size bir günah yoktur. Ve Allah'a takvalı davranın ve Allah’ın yaptıklarınızı çok iyi gören olduğunu bilin.
234 - İçinizden vefat edip ve geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. Süreleri sona erdiği zaman, artık kendileri hakkında maruf ile yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah, yaptıklarınıza haberdardır.
235 – Ve böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya içinizde tutmanızda size bir günah yoktur. Allah, şüphesiz sizin onları anacağınızı bilir. Fakat maruf bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan süre sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah içinizdekini bilir. Öyle ise O'ndan sakının. Yine bilin ki Allah Gafur’dur Haliym’dir.
236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göredir. Marufa göre kazanç Muhsinler (iyilik- güzellik üretenler) üzerine bir borçtur.
237 - Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz yaptıklarınızı en iyi görendir.
240 – Ve sizden eşler bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Artık onlar, çıkarlarsa, maruf ile kendilerinin yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah Aziyz’dir Hakiym’dir.
4 Nisa 130 :
130 - Eğer onlardan ikisi (karı-koca) ayrılırlarsa, Allah, hepsini geniş lütfundan zenginleştirir. Ve Allah, Vâsi’’dir, Hakiym’dir.
65 Talak :
1 - Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Ve Rabbiniz Allah’a takvalı davranın. Apaçık bir fahişe yapmaları hali dışında, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Artık kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kesinlikle kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir iş ortaya çıkarıverir.
2, 3 – Artık sürelerinin sonuna vardıklarında onları maruf ile tutun, yahut maruf ile onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği de Allah için ayakta tutun. İşte bu, Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenendir. Ve kim Allah'a takvalı davranırsa Allah ona bir çıkış yolu kılar ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah, kendi emrini ulaştırandır (yerine getirip, gerçekleştirendir). O (Allah), kesinlikle her şey için bir ölçü kılmıştır (koymuştur, belirlemiştir).
5 – İşte bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim de Allah'a takvalı davranırsa O (Allah), onun kötülüklerini örter ve onun için mükafatı büyütür. H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
22- KADINLARINIZLA BOŞANDIĞINIZDA ONLARI EVLERİNDEN ÇIKARMAYIN :
65 Talak 1-3 :
1 Ey peygamber, kadınları boşa(mak iste)diğiniz zaman onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmelerini hesabedin). Rabbiniz Allah'tan korkun (bekleme süresi içinde) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yapmaları durumu, bu hükmün dışındadır (o zaman evden çıkarabilirsiniz). Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allâh'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir iş ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır).
2 Sürelerinin sonuna vardıklarında ya onları güzelce (yanınızda) tutun, yahut, güzellikle onlardan ayrılın. (Eşinizi yanınızda tutmak veya ondan ayrılmak için) içinizden adâletli iki kişiyi de şâhid tutun. Şâhidliği Allâh için yapın. İşte içinizden Allah'a ve Son Güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah(ın yasakların)dan sakınırsa (Allâh) ona bir çıkış (yolu) yaratır. S.Ateş
3 Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanırsa O, ona yeter. Allâh, buyruğunu yerine getirendir. Allâh herşey için bir ölçü koymuştur. S.Ateş
----------------------------------------------
65 Talak 1-3 :
Talak suresi
1 - Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Ve Rabbiniz Allah’a takvalı davranın. Apaçık bir fahişe yapmaları hali dışında, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Artık kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kesinlikle kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir iş ortaya çıkarıverir.
2, 3 – Artık sürelerinin sonuna vardıklarında onları maruf ile tutun, yahut maruf ile onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği de Allah için ayakta tutun. İşte bu, Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenendir. Ve kim Allah'a takvalı davranırsa Allah ona bir çıkış yolu kılar ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah, kendi emrini ulaştırandır (yerine getirip, gerçekleştirendir). O (Allah), kesinlikle her şey için bir ölçü kılmıştır (koymuştur, belirlemiştir). H.Yılmaz
------------------------------------------------------------ ---
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
23- EVLERE ARKADAN GİRMEK BİRR DEĞİLDİR :
Bakara 189 :
189 Sana doğan aylardan soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir." Evlere arkalarından girmek iyilik değildir. İyilik, Allah'tan korkanın iyiliğidir. Evlere kapılarından girin ve Allah'tan korkun ki, başarıya eresiniz, umduğunuzu bulasınız(28). S.Ateş
--------------------------------------------------
Bakara 189 :
189 - Sana hilallerden (yeni aylardan) soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hacc için, zaman ölçmeye yarar.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz “birr” değildir. Ama “birr”, takvalı davranmaktır. Öyleyse, evlerinize kapılarınızdan girin. Ve Allah’a takvalı davranın. Belki başarıya erenlerden (kurtulanlardan) olursunuz! H.Yılmaz
-------------------------------------------------------
Bakara 189 :
189 SANA ayın evrelerini soruyorlar. De ki: “Onlar, haccın ve insanların [öteki faaliyetlerinin] vaktini gösterir.”165
Öte yandan erdemlilik, [zannedildiği gibi] evlere arkalarından girmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyandır.166 O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki gerçek mutluluğa erişebilesiniz. M.Esed
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
24- YÜCE ALLAH EVLERİNİZİ SİZE SÜKUN YERİ KILDI :
16 Nahl 80-81 :
80 Allâh size, evlerinizi oturma yeri yaptı ve size hayvan derilerinden, göç gününüzde (yolculukta) ve ikâmet gününüzde (oturma zamanlarınızda) kolayca kullanacağınız hafif evler (çadırlar, portatif evler) ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar (kullanacağınız) giyilecek, döşenecek eşya ve geçimlik (ticaret malı) yaptı.
81 Allâh, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda oturulacak barınaklar (mağaralar) var etti ve sizi sıcaktan koruyan elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler (zırhlar) var eyledi. Allâh size ni'metini böyle tamamlıyor ki siz müslüman olup esenliğe eresiniz. S.Ateş
----------------------------------------------------
16 Nahl 80-81 :
80 Ve size, dinlenme yeri olarak kendinize ev [yapma imkan ve yeteneğini] veren; size, hayvanların derilerinden, konup göçerken kolayca taşıyabileceğiniz barınaklar;93 [kaba] yünlerinden, ince-yumuşak yünlerinden94 ve kıllarından dayanıklı ev eşyası ve daha kısa süreli kullanımlar için başka eşyalar [yapma imkan ve becerisini] bahşeden de Allah'tır.
81 Ve yarattığı bütün öteki şeyler arasında,95 size [çeşit çeşit] gölgelikler-sığınaklar96 ayıran; dağlarda gizlenme-saklanma yerleri bahşeden, ve sizi sıcağa [ve soğuğa]97 karşı koruyacak elbiseler; [karşılıklı] saldırılarınıza98 karşı koruyacak (savaş) giysileri [yapma imkan ve becerisini] veren (de) Allah'tır.
O size bahşettiği nimeti işte böyle her yönden tam tutmaktadır ki belki O'na boyun eğer de kurtulursunuz. M.Esed
-----------------------------------------------------------
16 Nahl 80-81 :
Nahl suresi
80 - Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme kıldı. Ve hayvanların derilerinden yolculuk ve konaklama günlerinizde evler ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar, döşeme eşyası ve kazanç kıldı
81 – Ve O (Allah), yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlardan barınaklar kıldı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve sizi kendi hışmınızdan koruyan elbiseler kıldı. İşte böylece, Allah müslüman olasınız diye üzerinize nimetini tamamlamaktadır. H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
25- EVLİLİK SINIRLAMALARI, EVLATLIKLARA UYGULANAMAZ :
33 Ahzab 4,37 :
4 Allâh, bir adamın (göğüs) boşluğunda iki kalb yaratmadı ve zıhâr yaptığınız (sen bana, annemin sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin anneleriniz yapmadı; evlatlıklarınızı da sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza gelen sözlerinizdir. Allâh gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir.
37 Allâh'ın ni'met verdiği; senin de kendisine ni'met ver(ip hürriyete kavuştur)duğun kimseye: "Eşini yanında tut, Allah'tan kork" diyordun, fakat Allâh'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan çekiniyordun; oysa asıl çekinmene lâyık olan, Allâh idi. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki (bundan böyle) evlatlıkları, kadınlarıyle ilişkilerini kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlere bir güçlük olmasın. Allâh'ın buyruğu (her zaman) yerine getirilmiştir. S.Ateş
---------------------------------------------------
33 Ahzab 4, 37 :
4- Allah, bir adamın göğüs boşluğu içinde iki kalp kılmadı. Ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi de sizin anneleriniz yapmadı. Evlâtlıklarınızı da sizin öz çocuklarınız saymadı. Bu, sizin ağzınızla söylemenizdir. Allah ise hakkı söyler. Ve doğruya yöneltir/ iletir.
37- Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: “Eşini yanında tut ve Allah’tan sakın!” diyordun; insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi içinde saklı tutuyordun. Oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha lâyıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlâtlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zaman, onlarla evlenme konusunda müminler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir. H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
26- MÜTTAKİLER, CENNETE ZEVCELERİYLE BERABER, BÜYÜK BİR NEŞE İÇİNDE GİRECEKLERDİR :
43 Zuhruf 70 :
70. Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz! S.Ateş
--------------------------------------------------------
43 Zuhruf 70 :
70 Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!” M.Esed
------------------------------------------------------------ -----
43 Zuhruf 70 :
70 - Siz ve eşleriniz ağırlanmış olanlar olarak cennete girin.H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
27- PEYGAMBER'İN EVLENME HUSUSUNDA DİĞER MÜ'MİNLERDEN FARKLI OLAN HUSUSLARI :
33 Ahzab 50 :
50. Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan(cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helalkaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(cariye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. S.Ateş
-----------------------------------------------------
33 Ahzab 50 :
50 EY PEYGAMBER! Mehirlerini57 verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları58 sana helal kıldık. Ve seninle birlikte [Yesrib'e] göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını;59 ve kendilerini Peygamber'e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber'in de almak istediği60 mümin kadınları [da sana helal kıldık]: [bu sonuncusu] yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, [zaten] onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik.61
[Ve] artık sen [gereksiz] bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. M.Esed
-----------------------------------------------------------
33 Ahzab 50 :
50- Ey peygamber! Gerçekten Biz sana, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini, Allah’ın ganimet olarak sana verdiklerinden sözleşmenin malik olduğunu (savaş esirlerinden payına düşmüş bayanları),
amcanın kızlarından, halanın kızlarından, dayının kızlarından ve teyzenin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları,
ve kendisini peygambere hibe eden peygamberin de nikâhlamak istediği Müslüman kadını,
MÜMİNLER İÇİN OLMAKSIZIN SADECE SANA ÖZGÜ OLARAK SANA HELAL KILDIK.
Biz kendi eşleri ve sözleşmelerinin malik oldukları şeyler konusunda onlar üzerine (senin dışındaki müminlere) neyi farz kıldığımızı kesinlikle bildik.
Bu durum (sana özgü olarak getirilen çok eşlilik ve diğer özel maddeler), SENİN İÇİN BİR GÜÇLÜK OLMASIN DİYEDİR. Ve Allah Gafur’dur, Rahiym’dir. H.Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
28- ADET HALLERİNDEKİ DOĞRU - YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR :
Bakara 222 :
222 Sana âdet görmeden soruyorlar. De ki: "O eziyettir." Âdet halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allâh'ın emrettiği yerden onlara varın. Allâh tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever. S.Ateş
--------------------------------------------------------
Bakara 222 :
222 SANA [kadınların] ay halleri hakkında soruyorlar. De ki: “O bir zayıflık halidir. Bu yüzden, ay hali sırasında kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın; temizlendiklerinde ise Allah'ın emrettiği şekilde onlara yaklaşın.”209
Doğrusu, Allah pişmanlıkla kendisine yönelenleri210 ve özlerini temiz tutanları sever. M.Esed
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
29- İNKARCILARI TERK EDEREK, '' HİCRET'LE '' GELMİŞ OLAN MÜ'MİNELERİ , KESİNLİKLE KAFİRLERE GERİ GÖNDERMEYİNİZ.
60 Mümtehine 10-11 :
10 Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allâh onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helâldir; ne de onlar bunlara helâl olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günâh yoktur. Kâfir kadınların ismetlerini (nikâh bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kâfirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
11 Eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kâfirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. S.Ateş
-----------------------------------------------
60 Mümtehine 10-11 :
10 SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terk ederek10 size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar [olduğu halde] siz yine de onları sınayın;11 eğer mümin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri göndermeyin, [çünkü] onlar [artık] eski kocalarına12 helal [değiller], ve ötekiler de bunlara helal [değiller]. Ayrıca, onlar [hanımlarına mehir olarak] ne verdilerse hepsini iade edin.13 Ve [ey müminler,] siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız.
Diğer taraftan, hakikati inkar [etmeye devam] eden kadınlarla14 evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara [mehir olarak] ne verdiyseniz [iade etmelerini] isteyin, aynı şekilde ötekiler, [hanımları size gelmiş olanlar da,] harcadıkları her şeyi[n iadesini] talep etme hakkına sahiptirler.15
Bu, Allah'ın hükmüdür: O, sizin aranızda [adaletle] hükmeder; çünkü Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
11 Eğer hanımlarınızdan biri (sizi bırakıp) hakikati inkar edenlere giderse ve siz de buna üzülürseniz16 o zaman hanımları bırakıp giden (koca)lara [hanımlarına mehir olarak] harcadıklarına17 eşit bir şey verin ve inandığınız Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! M.Esed
-----------------------------------------------------------
60 Mümtehine 10-11 :
10 - Ey iman etmiş olan kimseler! Mümin kadınlar göçmenler olarak size geldiği zaman, hemen onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Artık, eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz artık onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onlara (kocalarına) sarfettiklerini verin. Ücretlerini (Mehirlerini) kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. İşte bu, Allah'ın hükmüdür. Ki aranızda O, hükmeder, Allah çok bilendir, çok iyi yasa koyandır.
11 - Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de misilleme de bulunursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. Ve siz kendisine inandığınız Allah'a takvalı davranın. Hakkı Yılmaz
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|