HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: SÜNNET KAT’İ HÜKÜM BİLDİREN DELİLDİR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

foton Yazdı:
Kardeşlerim biz iktibasta 3 arkadaş olarak selimbayla başedemedik.AYetler ona yetmiyorsa ondan ötesi nedir?fazla tartışmayın, çünkü o hala sünnetin ne kadar Kurana uygun olduğu konusunda kendni sorgulamamış ya da tatmin etmemiş bir kul.söyleye söyleye yakında uykunuzu getirecek,yorgunluktan hep uyumak isteyeceksiniz.kabul etmiyor hepsi bu!selam deyip geçin!


ooo foton selam arkadaşım nasılsın, özlettin kendini maalesef ben iktibas'a giremiyorum banlandım uzak kaldım arkadaşlarıma selamlarımı iletiver bi zahmet, darultawhid'den de şutu yedik maalesef, bir burası kaldı bakalım buradan ne zaman kovarlar :) hayırlısı..
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

ne selefe (selefiyeci darultawhid'e) ne halefe (sünnetsiz iktibas'a)  yaranamıyoruz.. anlaşılan doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar deyimi haklıymış :)
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
aydeme
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 subat 2008
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aydeme

3-Diğer insanlar: Bana Kuran yeter O na bakar anlarım. En doğrusunu ben bulurum. Peygamberin neyi söylediği ve 20 sene ashabına dini nasıl öğrettiği beni ilgilendirmez.
hangisi daha doğru. aklınıza danışın bakalım.

demissin ya....

Güzel kardesim, tabii ki  Sevgili peygamberimiz cevresindeki insanlara Kuran i en güzel sekilde anlatmistir,  onlarda uygulamistir ama sen kulaktan kulaga diye bir oyun duydun mu hic, hani onuncu kisiye ulastiginda cümle tamamen baska bir mana icerir, komik bir hale gelir. Her baska birine anlatan bir harf eklese 14 - 15  asir sonra hadislerin nasil bir sey olabilecegini hayal edebiliyor musun. Allah Kuran i kimsenin degistiremeyecegine garanti veriyor , hadislere bir garanti vermiyor.
Yukarı dön Göster aydeme's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aydeme
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

sünnet şeriatin ikinci kaynağıdır

Sayfa başına git
peki aydeme arkadaşım öyleyse şuna bir gözat;

Kur'an, sünnet, sahabelerin davranışları ve aklıselim, sünnetin, islâm'ın ikinci kaynak olduğunu ifade etmektedir.

1. kur'an-ı kerim'de sünnetin şer'i delil olduğuna dair beyanlar:

kur'an'da bir çok âyet resulullah'a itaat edilmesini emretmekte, o'na kar­şı gelmeyi yasaklamaktadır. bir kısım âyetler, allah'a ve rasulüne itaati bir­likte ifade buyururken, diğer bir kısım ayetler resulullah'a itaat etmeyi yal­nız olarak zikretmişler, böylece resulullah'a itaatin ayrı bir özelliği olduğu­nu beyan etmişlerdir.

diğer bir kısım âyetler de resulullah'ın sünnetinin vahy olduğuna işaret etmişlerdir.

konu ile ilgili olan âyetleri şöylece sıralamak mümkündür:

a. allah'a ve peygamberine itaati birlikte emreden ayetler:

"ey iman edenler! allah'a itaat edin. peygambere itaat edin. sizden olan idarecilere de. eğer aranızda herhangi bir şey hakkında anlaşmazlığa dü­şerseniz onu allah'a ve peygamberine götürün. eğer allah'a ve ahiret gü­nüne iman ediyorsanız (bunu böyle yapın) bu daha hayırlıdır. netice olarak daha güzeldir.” [50]

görüldüğü gibi âyetin başında "allah'a itaat edin. peygambere itaat edin" buyrularak "itaat edin" emri iki defa zikredilmiştir. aslında allah'a itaat pey­gambere itaat demektir. buna rağmen itaat emrinin iki kez zikredilmesi, "kur'an'da zikredilmeyip sadece sünnette zikredilen hükümlere uymak ge­rekmez" şeklindeki vehim ve kuruntuları bertaraf etmek ve resulullah'ın hiç­bir kimse için sabit olmayan müstakil ve özel bir itaat edilme hakkına sahip olduğunu beyan etmek içindir. bu nedenledir ki müslümanlardan olan ida­recilere itaat etme emri tekrarlanmamışım çünkü onların allah'a ve peygam­bere itaat dışında ayrı bir itaat edilme haklan yoktur. kur'an gibi veciz bir ki­tapta itaat emrinin tekrarı, gözden kaçırılmamalıdır.

yine âyet-i kerimenin devamında: "eğer aranızda herhangi bir şey hak­kında anlaşmazlığa düşerseniz onun hükmünü allah'a ve peygamberine götürün" buyurulmaktadır.
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
aydeme
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 subat 2008
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aydeme



Peygamberimiz yasiyor mu hala yoksa 1400 küsur sene önce öldü mü?.

Yoksa ben yanlis mi biliyorum??????
Yukarı dön Göster aydeme's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aydeme
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

peygamberimiz yaşamıyor ama sünneti yaşıyor...yetmez mi?
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
Xweser-Mirov
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Yer: Netherlands
Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Xweser-Mirov

Abdullah İbnu Fudale, babası (Fudale`den) naklen anlatıyor; "Resulullah (sav)`ın bana öğrettikleri arasında: Beş vakit namaza devam edin! emri de vardı. Ben: "Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!" dedim. Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn`e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz" buyurdu.( Kutubi Sitte / Abdullah Ibni Fudale )

Bakin Peygamber hukmu vermis hadise gore!! mesguliyetlerin oldugu zamanlardaysa, Asreyne devam edecegiz !!!

Kutubi Sitte / Buhari, kitaplarina bu hadisleri alanlar, belki tutar mantigiyla mi aldilar ?? Neye gore aldilar ?

Bu hadisi yanlis oldugunu bile bile mi aldilar kitaplarina ?

Ozaman hadis kitaplarinda ki, hadislerin dogruluk payini kim belirleyecek neye gore ? Hadislersiz Kuran anlasilir, yasanir ama Kuran'siz hadisler yasanmaz, cunku dogru olup olmadigini ancak Kuran'a bakarak anlayabiliriz.. Bu da boyle bir kaynagin kafa karistirmaktan oteye bir fayda saglamadigini gosterir.

Yukarida ki hadisi sahih kabul edip, kitaplarina almislar !! Kitabin isimize gelen tarafini kabul edip, isimize gelmeyene uydurma deme luksumuz var ise, bu belki sefaat, abdest, namaz konularinda da boyledir..

Onlar hakkinda, yanilamazlar diye, vahy mi aldiniz..

Bu hadiste, neden Peygamber yatsi namazinda kazaya kilarsin dememiste, Asreyne devam et demis.. Bu da asgari farzin 2 vakit oldugunu gostermez mi.. !!

Camiilerde boyle hadisler neden okunmuyor, hep cicili bicili Kuran ayetlerine eklemeler yapilan hadisler okunuyor.. !!

Bu hadisi mezhepler, neye dayanarak almadilar ?? Kuran'da salatin kazaya birakalamayacagi acik degilmi ? Boyle bir ruhsat yok.. Peygamber bu hadiste, kaza yap dememis onun icin zaten..

Bu hadis, Kuran'a uydugu icin midir ki, alinmamis mezhep kitaplarina, yoksa hadisleri toplayanlar, yazanlar, yiginlarca hadislerin icinden secmisler hadisleri, neye gore sectikleri belirsiz.. Cunku apacik Kuran'a ters hadisler var.. Mezhep alimleri de bu hadislerden islerine yarayanlari almislar, islerine yaramayanlara sahih degil az sahih demisler ( neye goreyse ) rivayetse, sahabe yalan soylemiyorsa, Abdullah Ibni Fudale'nin sucu ne ???

Bu adam yalan mi rivayet etti ?? Yoksa bu sahabe'nin agzindan Peygamber'e hadisler araciligi ile yalanlar mi isnad edildi.. ??

Artik kabul etmek zamani hanimlar/beyler, bukadar supheli olan hadislerden din kurulmaz.. !! Kusura bakmayin da bu keyfiyettir..

Hadislere inaniyoruz, delil kabul ediyoruz diyenler. Islerine geleni aliyorlar sadece !! Herkes anlamak olmasi istedigi seyleri aliyor.. Asreyn sallatinda kaliyor ve buna benzer bir coklari.. Hadisler birbirini yalanliyor zaten..

Birinde Peygamber, Kuran'dan baska birsey yazmayin diyor, birinde yazin.. Gelin de cikin isin icinden, iki sahabeden birisi yalan soyluyor, ya Peygamber celiskili ifadeler kullaniyor, yada bu hadisleri toplayanlar yazanlar, Peygamber'e itaat etmek surda dursun, onu kullanarak, olumunden sonra, dine satasmislar, kaynak kirliligi, akil tutulmasina ve akil tutulmasi da, bu isten yarar saglayanlara teslim olmayi getirmis..

Hadi, bende bu hadisi kaynak alarak diyorum, size sizin kaynaktan ornek veriyorum.. Peygamber soylemis yahu.. Asreyn'e devam edin.. Eger ki 5 vakit namaz mesguliyetlerinizin bulundugu vakitlerde ise.. !!

Buhari hata yapabilir mi ? Rivayetten rivayete fark olabilir mi ? Bir hadis agizdan agiza nesilden nesile, bambaska birsey haline gelebilir mi ? Evet evet..

 



__________________
Hayat sen ne güzelsin
Yukarı dön Göster Xweser-Mirov's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Xweser-Mirov
 
wamblee
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 30 agustos 2006
Gönderilenler: 10
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı wamblee

Selimbay kardeş:

Bir müslüman için peygambere itaat etmemek elbette düşünülemez.Hatta peygambere itaat etmemek apaçık dinden çıkmadır, küfürdür.Ama peygamberimiz günümüzde yaşamıyor.O zaman senin iddia ettiğin gibi hadis kitapları=Peygamber diyemi düşünmek zorundayız.Yani hadis=peygamber sözü olsaydı, elbette Kur'an a uyduğunu söyleyen insanlar, o sözlerede uyarlardı.Ama hadis=Peygamber sözü değildir.Doğru tarif şöyledir: Hadis=Peygamber söyledi diye bize ulaştırılan sözlerdir.Her akıl sahibi insan elbette bunlara şüphe ile yaklaşmak zorundadır.Çünkü bu sözlerin peygambere ait olduğunda kesinlik yoktur.Sonuç olarak hadis kitaplarında rayb (şüphe) vardır.Bunlar Kur'an la eşdeğer tutulamaz.Çünkü Kur'an içinde rayb olmayan bir kitaptır.Hadislerin peygambere ait olup olmadığının sağlaması nasıl yapılmıştır.Ravinin ve ondan nakledenlerin güvenilirlikleri ile,haberin sağlamlığı ölçülmeye çalışılmıştır.Yani haberin sağlaması, bir başka haberle yapılmıştır.Oysa Kur'an böyle değildir.Kur'anda haberin haberle sağlaması yapılmaz.Kur'an da tehaddi (meydan okuma) vardır.Allah'tan geldiğinden kesinlikle emin olduğumuz, içinde rayb bulunmayan bir Kitaptır.Kur'an bir başka açıdan bakarsak, Hz. Muhammedin peygamberlikten sonraki hayat hikayesi değilmidir?

Şimdi hangi peygambere uyacağız?

Kur'an daki peygambere mi?

Yoksa hicretin 7. yılında müslüman olan, Ebu Hureyre nin anlattığı peygambere mi?Peygamberimiz hicretin 10. yılında vefat etmiştir.Ebu Hureyre peygamberimizin yanında 3 sene (yaklaşık olarak 1000 gün) yaşamış ve 5000 hadis rivayet etmiş.Yani ortalama her güne 5 hadis.Her akıl sahibi insaflı insan elbette bundan şüphe eder ve etmelidir.        &n bsp;         &n bsp;         &n bsp;      Saygılarımla   

Yukarı dön Göster wamblee's Profil Diğer Mesajlarını Ara: wamblee
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

wamblee Yazdı:

Selimbay kardeş:

Bir müslüman için peygambere itaat etmemek elbette düşünülemez.Hatta peygambere itaat etmemek apaçık dinden çıkmadır, küfürdür.Ama peygamberimiz günümüzde yaşamıyor.O zaman senin iddia ettiğin gibi hadis kitapları=Peygamber diyemi düşünmek zorundayız.Yani hadis=peygamber sözü olsaydı, elbette Kur'an a uyduğunu söyleyen insanlar, o sözlerede uyarlardı.Ama hadis=Peygamber sözü değildir.Doğru tarif şöyledir: Hadis=Peygamber söyledi diye bize ulaştırılan sözlerdir.Her akıl sahibi insan elbette bunlara şüphe ile yaklaşmak zorundadır.Çünkü bu sözlerin peygambere ait olduğunda kesinlik yoktur.Sonuç olarak hadis kitaplarında rayb (şüphe) vardır.Bunlar Kur'an la eşdeğer tutulamaz.Çünkü Kur'an içinde rayb olmayan bir kitaptır.Hadislerin peygambere ait olup olmadığının sağlaması nasıl yapılmıştır.Ravinin ve ondan nakledenlerin güvenilirlikleri ile,haberin sağlamlığı ölçülmeye çalışılmıştır.Yani haberin sağlaması, bir başka haberle yapılmıştır.Oysa Kur'an böyle değildir.Kur'anda haberin haberle sağlaması yapılmaz.Kur'an da tehaddi (meydan okuma) vardır.Allah'tan geldiğinden kesinlikle emin olduğumuz, içinde rayb bulunmayan bir Kitaptır.Kur'an bir başka açıdan bakarsak, Hz. Muhammedin peygamberlikten sonraki hayat hikayesi değilmidir?

Şimdi hangi peygambere uyacağız?

Kur'an daki peygambere mi?

Yoksa hicretin 7. yılında müslüman olan, Ebu Hureyre nin anlattığı peygambere mi?Peygamberimiz hicretin 10. yılında vefat etmiştir.Ebu Hureyre peygamberimizin yanında 3 sene (yaklaşık olarak 1000 gün) yaşamış ve 5000 hadis rivayet etmiş.Yani ortalama her güne 5 hadis.Her akıl sahibi insaflı insan elbette bundan şüphe eder ve etmelidir.        &a mp;n bsp;         &a mp;n bsp;         &a mp;n bsp;      Saygılarımla   



Ebu Hureyre isnatlarına yazılan reddiye Sayfa başına git

imam sâfii gibi büyük âlimlerin bildirdigine göre Ebû Hureyre kendi dönemindeki hadis nakledenlerin içinde hafizasi en saglam olanidir (ibn Hacer, el-isâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, Misir 1328, IV, 205). Hz. Peygamber ile nisbeten kisa sayilabilecek bir süre birlikte olmasina ragmen, onun hadislerini bu kadar büyük bir sayida elde edebilmesinin sirri ve sebebleri söyle açiklanabilir:

a) Birinci sebep: Hz. Peygamber ile sik sik görüsmesi ve ona hiç çekinmeden her çesit sorular sormasidir (ibn Hacer, a.g.e., IV, 206). Nitekim Buhâri ve Müslim'in naklettiklerine göre Ebû Hureyre söyle demistir: "Siz, Ebû Hureyre'nin çok hadis rivâyet ettigini söyleyip duruyorsunuz. Ben fakir bir kimseydim. Karin tokluguna Hz. Peygamber'e hizmet ediyordum. Muhâcirler çarsida, pazarda alisverisle, Ensâr da kendi mallari, mülkleriyle ugrasirken, ben Hz. Peygamber'in meclislerinin birinde bulunmustum; buyurdu ki: 'içinizden kim cübbesini yere serer de ben sözümü bitirdikten sonra toplarsa benden duydugunu bir daha unutmaz. 'Bunun üzerine ben üzerimdeki hirkayi yere serdim, Hz. Peygamber de sözünü bitirince, onu topladim. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o andan sonra ondan duydugum hiçbir sözü unutmadim" (Müslim, Fadâilü's-Sahâbe, 159; Buhâri, ilim, 42).

b) Ikinci sebep: ilme olan tutkunlugu ve Hz. Peygamber'in ona bildigini unutmamasi için dua buyurmasidir. El-Hâkim en-Nisâbûrî, Müstedrek'te (111, 50 su haberi vermektedir: "Bir adam Zeyd b. Sâbit'e gelerek ona bir mesele sordu. O da Ebû Hureyre'ye gitmesini söyledi ve söyle devam etti; çünkü bir gün ben, Ebû Hureyre ve bir baska sahâbî Mescid'de oturuyorduk, dua ve zikirle mesgul idik. O sirada Hz. Peygamber geldi, yanimiza oturdu; biz de dua ve zikri biraktik. Buyurdu ki: 'Her biriniz Allah'tan bir dilekte bulunsun. ' Ben ve arkadasim, Ebû Hureyre'den önce dua ettik, Hz. Peygamber de bizim duamiza âmin dedi. Sira Ebû Hureyre'ye geldi ve söyle dua etti: 'Allah'im, senden iki arkadasimin istediklerini ve de unutulmayan bir ilim dilerim.' Hz. Peygamber bu duaya da âmin dedi. Biz de, 'Ey Allah'in Rasûlü, biz de Allah'tan unutulmayan bir ilim isteriz' dedik. Hz. Peygamber, 'Devsli genç sizden önce davrandi' buyurdu.

Buhâri, ilim bahsinde, hadise olan tutku bâbinda (nr. 33) Ebû Hureyre'nin söyle dedigini nakletmistir: "Ey Allah'in Rasûlü, kiyâmet gününde senin sefâatine nâil olacak en mutlu kisi kimdir?" diye sordum. Rasûlullah buyurdu ki: "Ey Ebû Hureyre, senin hadise olan asiri tutkunlugunu bildigim için, böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacagini tahmin etmistim. Kiyâmet gününde benim sefâatime nâil olacak en mutlu kisi Lâilâhe illallah diyen kimsedir."

c) Üçüncü sebep: Ebû Hureyre'nin büyük sahâbîlerle görüsmesi, onlardan birçok hadis almasi ve bu sayede ilminin artip ufkunun genislemesidir (ibn Hacer el-Askalâni, el-isâbe, IV, 204).

d) Dördüncü sebep: Hz. Peygamber'in vefâtindan sonra uzun süre yasamis olmasidir. Nitekim Hz. Peygamber'den sonra kirkyedi yil yasamis, hadisleri halk arasinda yaymakla mesgul olmustur (Muhammed Ebû Zehv, el-Hadis, ve'l-Muhaddisûn, Kahire 1958, 134).

Bütün bunlarin neticesinde Ebû Hureyre, Sahâbe içerisinde hadisi en iyi bilen, hadis almada ve rivâyet etme hususunda digerlerinden daha üstün bir duruma gelmistir. Onun rivâyet ettigi hadisler, diger sâhâbilerde veya birçogunda daginik halde bulunuyordu. Bu yüzden onlar Ebû Hureyre'ye basvuruyor, hadis rivâyetinde ona dayaniyorlardi. ibn Ömer, onun cenaze namazinda, ona Allah'tan rahmet dileyerek, "Hz. Peygamber'in hadisini müslümanlar adina muhâfaza ediyordu" demistir (ibn Sa'd, Tabakât, IV, 340). Buhâri, 'Ebû Hureyre'den 800 kadar sahâbe ve tâbiîn âlimleri hadis rivâyet etmislerdir' diyor (ibn Hacer, a.g.e., IV, 205).

Kendisinden besbinüçyüzyetmis dört hadis gelmis, bunlardan üçyüzyirmibes tanesini Buhâri ve Müslim müstereken, doksanüç tanesini yalniz Buhâri, yüzseksendokuz hadisini de yalniz Müslim Sahîh'lerine almislardir (Muhammed Ebû Zehv, a.g.e., 134).

Ebu Hureyre, asirlar boyunca tetkik ve tenkid konusu olmustur. Gerek Dogu dünyasinda gerek Bati dünyasinda Ebû Hureyre hakkinda ileri geri konusulmustur. Bunun sebebi, keyif ve arzulara karsi gelen dine yönelik hile ve tuzaklari sonuçsuz birakan bir kisim hadislerinden kurtulmak istenmesidir. Bu hücumlar ya yalan ve zayif rivâyetlere, ya da bazi sahîh hadislere dayanir. Fakat bu tür sahîh hadisleri de dogru-dürüst anlayamazlar, bu yüzden de kendi arzulari dogrultusunda yanlis yorumlara basvururlar

(Muhammed Ebû Zehv, a.g.e., 153; el-Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e., III, 5 1 3). Bu hadislerden bir kismini ve cevaplarini özet olarak verelim:

Ebû Hureyre'nin hadis konusundaki güvenilirligine gölge düsürecek süphe kaynaklarindan biri, onun Rasûlullah (s.a.s.)'den: "Bir kimse Ramazan ayinda cünüp olarak sabahlarsa, o gün oruç tutmasin " hadisini nakletmesi ve halka bu yolda fetvâ vermesidir. Onun böyle rivâyet ettigini Âise ve Ümmü Seleme haber alinca, onun bu rivâyetini kabul etmemisler, söyle demislerdir: "Hz. Peygamber ailesiyle birlikte olmasi neticesinde cünüp olarak sabahlar, sonra da boy abdesti alip orucunu tutardi." Bunun üzerine Ebû Hureyre onlarin dediklerini kabul etmis ve demistir ki: "Bu hadisi bana Fadl b. Abbâs ile Üsâme b. Zeyd Hz. Peygamber'den nakletmislerdi. Mü'minlerin anneleri ise bu gibi konulari erkeklerden daha iyi bilirler" (Buhâri; Savm, 23; ibn Hacer, Fethu'l-Bâri, Misir 1300, IV, 123-124; Muhammed Ebû Zehv, a.g.e., 155).

Buna su cevap verilmistir: Ebû Hureyre sözkonusu hadisi Rasûlullâh (s.a.s.)'den kendisi isitmemistir. Hadisi Fadl ve Üsâme vasitasiyle rivâyet etmistir. Bu iki sahâbî ise dogru ve güvenilir kisilerdir. Âise ile Ümmü Seleme'nin hadisi, onun yaninda agirlik kazaninca, onlarin rivâyetine dönmüs, hakka uyarak önceki fetvâsindan vazgeçmistir (ibn Hacer, a.g.e., IV, 126; M. Eba Zehv, a.g.e, 155). Fadl ve Üsâme'nin naklettigi hadise gelince, âlimler bu konuda sunlari söylediler: Birincisi, bu hadis kendisinden daha kuvvetli hadisle çelismektedir; dolayisiyle onunla degil kuvvetli olanla amel edilir. ikincisi, bu iki sahâbînin hadisi orucun farz kilindigi dönemin baslarina aittir. O sirada oruçlunun uyuduktan sonra yemesi, içmesi, cinsel münasebette bulunmasi haramdi. Daha sonra Allah'tan yeri agarincaya kadar bütün bunlari mübah kildi. Onun için kari-koca iliskisi sabaha kadar devam ederdi. Fecrin dogusundan sonra da yikanmasi gerekmekteydi. Bu da gösteriyor ki Âise ile Ümmü Seleme'nin naklettigi hadisin hükmünü neshetmistir. Ne Fadl ile Üsamenin ne de Ebû Hureyre'nin bu son hükmü bildiren hadisten haberleri vardi. Bu yüzden Ebû Hureyre hâlâ önceki hadise göre fetvâ vermeye devam ediyordu. Kendisine bu haber ulasinca da bu fetvâsindan dönmüstür (ibn Hacer, a.g.e., IV, 127-12. ibn Hacer söyle der: "Ebû Hureyre'nin hakki teslim edip ona dönmesi onun faziletini gösterir" (a.g.e. ve yer; Kastallâni, irsâdü's-Sâri, Misir 1326. IV, 443; M. Ebû Zehv, a.g.e., 155).

Bir baska itiraz da sudur: Ebû Hureyre hadis rivâyet ederken tedlis yapardi (Hz. Peygamber'den duymadigi bir hadisi kendisine rivâyet eden sahsin ismini vermeyerek, Hz. Peygamber'den rivâyet ederdi). Meselâ, yukarida geçen "cünüp olarak sabahlayan kimseye oruç tutmak yoktur" hadisinde durum böyledir. Tedlis yapmak ise yalan söylemenin kardesidir (ibn Kesir, el-Bidâye, VIII, 109).

Bu itiraza söyle cevap verilir: Ebû Hureyre'nin islâm'a girisinin hicretin 7. yilina kadar geciktigi dikkate alinirsa, Hz. Peygamber'in pekçok hadisini ondan duymadigi ortaya çikar. Bu durum, onun hadis bilgisini tamamlayabilmesi için, Hz. Peygamber'den duymus olan sahâbîlerden almasini gerektiriyordu. Onun bu hali, ya dünyevi mesguliyetlerinden dolayi, ya da yaslarinin küçük olmasi, yahut da sonradan müslüman olmalari gibi sebeplerle Hz. Peygamber'in meclislerinde bulunmayan diger sahâbîlerin durumuyla aynidir. Humeyd'den gelen su haber de bunu teyid eder: "Biz Enes b. Mâlik'in yaninda idik. Bize söyle dedi: Vallahi size Hz. Peygamber'den naklettigimiz hadislerin hepsini bizzat kendisinden duymus degiliz. Fakat (hadisi duyan duymayana naklederdi) biz de birbirimizi yalanlamazdik" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, Misir 1313, IV, 283; M. Ebû Zehv, a.g.e., 157).

Hadisi duyan ve digerlerine nakleden sahâbînin isminin zikredilmemesini tedlis saymak uygun degildir. Zira ehli sünnet âlimlerinin ittifakiyla sahâbenin hepsi âdildir. Âlimlerin, mürsel hadisi delil kabul etmek hususundaki ihtilâfi, ismi zikredilmeyen râvinin durumunun bilinmeyisi sebebiyledir. ibnu's-Salâh bu hususta söyle der: "ibn Abbâs ve benzeri yasça küçük sahâbîlerin Hz. Peygamber'den isitmedikleri halde ondan rivâyet ettikleri mürsel hadisler, mevsûl ve müsned hükmündedir. Çünkü onlar bu hadisleri sahâbîlerden almislardir. Bir sahâbînin kim oldugunun bilinmemesi, hadisin sihhatine zarar vermez. Çünkü sahâbîlerin tamami âdildir" (ibnu's-Salâh, Mukaddime, Misir 1326, 22). Bütün bunlardan anlasiliyor ki Ebû Hureyre'den hiçbir yalan çikmis degildir. Zira bu tür mürsel hadislerde Ebû Hureyre, "Rasûlullah'in söyle dedigini isittim, ya da söyle yaptigini gördüm" demiyor; aksine, "Rasûlullah söyle buyurdu veya söyle yapmistir" gibi ifadeler kullaniyordu. Burada onun tedlis yaptigi da söylenemez. Çünkü adini zikretmedigi sahâbeden biridir ve sahâbînin âdil olduguna dair icmâ vardir (M. Ebû Zehv, a.g.e., s.15.

Bir baska itiraz: Hz. Ömer, Ebû Hureyre'yi hadis rivâyetinden alikoymus ve ona, "Ya Hz. Peygamber'den hadis rivâyetini birakirsin, ya da seni Devs topraklarina sürerim" demistir (ibn Kesir, el-Bidâye, VIII, 106; M. Ebû Zehv, a.g.e., 159). Ömer'in bu tutumu Ebû Hureyre'nin yalan söyledigini göstermektedir.

Buna söyle cevap verilmistir: Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'den naklettigi hadisleri halka ögretmeyi, ilmi gizlemenin günahindân kurtulmak için, kendisine bir görev sayiyordu (Buhâri, ilim, 43). Bu anlayis onu çok hadis rivâyet etmeye sevketti. Bir tek mecliste bile Hz. Peygamber'in birçok hadisini naklederdi. Fakat Hz. Ömer, halkin herseyden önce Kur'ân ile mesgul olmasini, amelle ilgili olanlarin disinda kalan hadisleri az rivâyet etmelerini, halki yersiz bir tevekküle götürecek ruhsat hadisleriyle, halkin anlayamayacagi müskil hadisleri halka rivâyet etmeyi uygun görmüyordu. Bu arada, çok hadis rivâyet edenlerin, rivâyet sirasinda hata yapabileceklerinden ve benzeri seylerden de endise ediyordu. Bütün bu sebeplerle, Hz. Ömer sahâbîleri çokça hadis rivâyet etmekten alikoymus, Ebû Hureyre'ye de agir konusmus ve onu Devs'e sürmekle tehdid etmistir. Çünkü Sahâbe içerisinde en çok hadis rivâyet eden oydu. ibn Kesir bunu naklettikten sonra söyle der: "Bildirildigine göre Hz. Ömer (r.a.) daha sonra Ebû Hureyre'nin hadis nakletmesine izin vermistir (ibn Kesir, a.g.e., VIII, 106; M. Ebu Zehv, a.g.e., 159).

Bir baska menfî tenkid: Ebû Hureyre'nin diger sahâbîlerden daha çok hadis rivâyet etmesini saglayan sey, Hz. Peygamber söylesin veya söylemesin, helâl ve haramla ilgili olmayan, fakat güzel ahlâka tesvik, cennet ve cehennem haberleri gibi bütün güzel sözleri ona isnad etmeyi kendine câiz görmesidir. Onun bu konudaki dayanagi su hadislerdir: "Benden size hakka uygun bir söz ulastiginda, ben onu ister söylemis olayim isterse olmayayim, onu aliniz' "Benim söylemedigim fakat benden size ulastirilan güzel bir sözü, ben söylemisimdir" (M. Ebû Zehv, a.g.e., 160).

Buna verilen cevap sudur: Geç müslüman olmasina ragmen Ebû Hureyre'nin çok hadis rivâyet etmesi, onlarin ileri sürdükleri sebeplere baglanamaz. Bunun asil sebebi, dünyadan el-etek çekip Hz. Peygamber'in toplantilarina katilmasi, savasta ve savas disinda onun yanindan ayrilmamasi, hadisleri unutmamasi için Hz. Peygamber'in duasini almasi, Hz. Peygamber'in vefâtindan sonra elli yil kadar daha yasamasi ve duymadigi hadisleri diger sahâbîlerden alarak insanlara rivâyet etmesidir (A.g.e. ve yer). Helâl ve haram disindaki konularda Hz. Peygamber'e yalan isnad etmesini kendisi için câiz görmesi iddiasi da geçersizdir. Çünkü o, "Kim bilerek bana yalan isnad ederse cehennemdeki yerine hazirlansin" hâdisinin râvîlerinden biridir. Birçok toplantilarinda hadis rivâyet etmek istediginde bu hadisi zikrettigi sâbittir. Sahâbiler, onun hadis rivâyetindeki üstünlügünü kabul ettiler ve ondan hadis naklettiler. Hz. Ömer, Osman, Talha, ibn Abbâs, Âise, Abdullah b. Ömer ve digerleri (r.anhum) bunlardandir (Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e., III, 513; ibn Kesir, a.g.e., VIII, 10. Bu da onlarin, Ebû Hureyre'nin güvenilirligi ve dogrulugu hususunda ittifak ettiklerini gösterir. Diger taraftan, Ebû Hureyre'nin rivâyet ettigi hadislerin çogunun, baska sahâbîler tarafindan da nakledildigi görülür (M. Ebû Zehv, a.g.e., 160, 161).

Ebû Hureyre'nin dayandigini ileri sürdükleri hadislere gelince, bu hadisleri Ebû Hureyre rivâyet etmemistir. Aksine bunlar onun adina uydurulmus sözlerdir. Bu hususta ibn Hazm söyle demistir: "Allah'tan korkmaz bazi insanlar birtakim hadisler rivâyet ettiler. Bunlarin bazisi islâm'in temel prensiplerini geçersiz kilmakta, bazilari da Hz. Peygamber'e yalan isnat etmeyi mübah saymaktadir. " ibn Hazm bu iki hadisi de, râvîlerinin çok zayif olmasindan ötürü geçersiz saymaktadir (ibn Hazm, el-ihkâm fî Usûli'l-Ahkâm, Misir 1345, II, 76, 78, 80; M. Ebû Zehv, a.g.e., 161, 162).

Macar asilli ünlü müstesrik yahudi Ignaz Goldziher de Ebû Hureyre'nin hadis uydurdugunu ve bunda hayli ileri gittigini ileri sürmüstür. Böyle bir tenkid tümüyle bâtildir, geçersizdir ve hiçbir hakli tarafi yoktur. Buhâri'nin söyledigi gibi Ebû Hureyre'den sekizyüz âlim hadis rivâyet etmistir. O, sahâbe ve muhaddisler nazarinda son derece güvenilir yüce bir sahsiyettir. ibn Ömer söyle demistir: "Ebu Hureyre benden daha hayirli ve naklettigini daha iyi bilendir." Cennet'le müjdelenenlerden biri olan Talha b. Ubeydullah da: "süphe yok ki Ebû Hureyre Hz. Peygamber'den bizim isitmedigimiz hadisleri isitmistir" demistir (el-Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e, III, 511, 512). Mervan'in sekreteri Ebû Zualza'a da Ebû Hureyre'nin hadis rivâyetinde ne derece güçlü oldugunu gösteren su haberi nakleder: "Mervan, Ebû Hureyre'yi Saray'da hadis rivâyet etmek için dâvet etmisti. Mervan beni divanin arkasina oturtmustu ve ben de Ebû Hureyre'nin naklettiklerini gizlice yaziyordum. Ertesi yil yine onu dâvet etti ve ondan hadis rivâyet etmesini istedi. Bana da bir yil önceki yazdiklarimdan takip etmemi tenbih etti. Neticede, onun bir tek kelime bile degisiklik yapmadan rivâyet ettigini gördüm (ibn Kesir, a.g.e., III, 106; M. Ebû Zehv, a.g.e., 162-164).

Ebû Hureyre 78 yil yasadiktan sonra Hicrî 57/676 yilinda Medine'de vefât etmistir.


Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
wamblee
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 30 agustos 2006
Gönderilenler: 10
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı wamblee

Selimbay yazdı :

(Zira ehli sünnet âlimlerinin ittifakiyla sahâbenin hepsi âdildir.)

Kardeşim sana söyleyecek birşey bulamıyorum.Sana selam olsun.

Yukarı dön Göster wamblee's Profil Diğer Mesajlarını Ara: wamblee
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats