Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar
Madde 1 : Kuran'da Peygamber ifadesi geçmez. O Farsça bir kelimedir. Namaz kelimeside dahil. Bizim günümüzde telaffuz ettiğimiz kavramların çoğu Farsçadır. Kavramları oturtalım öyle konuşalım.
Kuranda Geçen ''Resul''e itaat. Risal - Resul : ELÇİ.
Nübüvvet - Nebi ise Resulden farklı, kitap verilmiş olan.
Şimdi Resule itaat ile ilgili ayetlere bir bakalım. Tabii tam çeviri ile.
Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır. 24- Nur Suresi 52
Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız. 3- Ali İmran Suresi 132
Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. 4- Nisa Suresi 80
Muhammed yalnızca bir elçidir. 3- Ali İmran Suresi 144
Muhammed Allah’ın elçisi ve nebiler’in sonuncusudur. 33- Ahzab Suresi 40
Muhammed Allah’ın elçisidir. 49- Fetih Suresi 29
Ayetler gayet açık şekilde Resule/Elçiye itaat edin demektedirler. Bizler bu ayetler nazarınca Elçiye itaat etmek mecburiyetindeyiz.
Elçiye itaat etmek ne demektir ?
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler k: “Bundan başka Kuran getir veya bunu değiştir.” De ki: ‘Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım.”
10- Yunus Suresi 15
Elçi kelimesinin literatürel anlamı : Biryerden biryere nakil eden.
Kuranda Risalet bu şekilde tanımlanmıştır. Fakat bu postacılık demek değildir. Allah insanları yaratmış, tüm gereklilikleri adeta insana yüklemiş ve zaaflarıda beraberinde vermiştir(bkz. şems 8).
Elçi bu bağlamda toplumda yapması gereken manevi yükselişi tamam etmiş ve İlahi bir müdahalenin etkisi ile, yüksek bir konuma(yani daha öncü-ilerici-lider) getirilmiştir. Resuller de bu görevi gayet iyi yerine getirmişlerdir Rablerinin yardımı ile.
Elçi'ye itaat etmek için, Elçinin bir TEORİ sunması gerekmektedir! TEORİ ne ise ona uyulur. Elçi ne verdiyse alınır.
Bakalım Resul bize ne vermiş ?
Yunus Suresi 15. ayeti yukarıda vermiştim. Burda ELÇİNİN TEORİSİ mevcuttur. ELÇİ sadece Kurana uyduğunu belirtmektedir. Nitekim bu durum şu şekildeki ayetlerde de ifade edilmektedir:
Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.
17- İsra Suresi 73
Ayette görülmektedir ki, Vahiy dışı eylem YASAKLANMIŞTIR!
Resul vahiy dışı eylem icra etmemektedir.!
Ayrıuca:
Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. 5- Maide Suresi 67
De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.” 6- Enam Suresi 19
De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum. 21- Enbiya Suresi 45
Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir.” 7- Araf Suresi 203
Ayetler NET biçimde Allah Resulünün VAHİY dışı hiçbir eylem yapmamış olduğunu göstermektedir!
Şu ana kadar, Elçiye itaatin gerekliliğini, Elçinin neye itaat ettiğini(Teorisini) verdik. Şimdi Vahyi kimin anlayabileceğini görelim! Konu ile alakalı Dost1 Hocamın bir çalışmasından anektodlar sunayım. Çalışmanın tamamı : http://www.hanifler.com/forum/showthread.php?t=124
Kur’an’ı okurken her türlü düşünceden arınarak Allah’ sığınalım. Yalnız O’nun ne dediğine bakalım.
[016.098] [DI] Kuran okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.
[050.001] [DI] Kaf. Şanlı Kuran'a and olsun. [085.021] [E0] Fakat o şanlı bir Kur'andır.
Rabbımız olan Allah, Kur’an’ı anlaşılması için kolaylaştırdığını yeminle söylüyor.
[054.017] [DI] And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur? [054.022] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur? [054.032] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur? [054.040] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Rabbimiz olan Yüce Allah;Kur’an’ın sözlerini, en güzel olarak bildirmiş. Okuyanların tüyleri ürperir,kalpleri yumuşar…
Anlaşılmayan kitap okunduğunda ayette sözedilenler yaşanabilir mi?
[039.023] [DI] Allah, ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden Kitap'ı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu Kitap'tan tüyleri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalbleri Allah'ın zikrine yumuşar ve yatışır. İşte bu Kitap, Allah'ın doğruluk rehberidir, onunla istediğini doğru yola eriştirir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.
En iyisi sizleri Rabbımızın ayetleri ile baş başa bırakıyorum.
[012.002] [DI] Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.
[027.001] [DV] Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, apaçık bir Kitab'ın âyetleridir.
[036.069] [DI] Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır. [039.027] [DI] Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.
[039.028] [DV] Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.
[041.003] [DV] (Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır.
[041.026] [DI] İnkar edenler: «Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız» dediler.
[041.044] [DI] Biz bu Kuran'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: «Ayetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı bir dille söylenir mi?» derlerdi. De ki: «Bu, inananlara doğruluk rehberi ve gönüllerine şifadır.» İnanmayanların kulaklarında ağırlık vardır ve onlara kapalıdır; sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.
[043.003] [E0] Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl irdiresiniz
[047.024] [DI] Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir?
[050.045] [DI] Onların dediklerini Biz biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; söz verdiğim günden korkanlara Kuran'la öğüt ver.
[059.021] [DI] Eğer Biz Kuran'ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla başeğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
[017.009] [DV] Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
[017.041] [DI] Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.
[017.045] [DI] Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz.
[015.001] [DI] Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.
[017.089] [DI] And olsun ki, biz Kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.
[018.054] [DI] And olsun ki, Biz bu Kuran'da insanlara türlü türlü misali gösterip açıkladık. İnsanın en çok yaptığı iş tartışmadır.
[002.185] [DI] Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.
[005.101] [DI] Ey İnananlar! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır (ama üzülürsünüz). Allah sorduğunuz şeyleri affetmiştir. Allah Bağışlayan'dır, Halim'dir.
[006.019] [DI] «Şahit olarak hangi şey daha büyüktür» de. «Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Bu Kuran bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu; Allah'la beraber başka tanrılar bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?» de. «Ben şehadet etmem» de. «O ancak tek Tanrıdır, doğrusu ben ortak koşmanızdan uzağım» de.
[007.204] [DI] Kuran okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız.
[010.015] [DI] Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak, bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.»
[010.037] [DI] Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur.
[010.061] [DI] Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun; ne yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız anda, mutlaka Biz sizi görürüz. Yerde ve gökte hiçbir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan daha küçüğü veya daha büyüğü şüphesiz apaçık bir Kitap'dadır.
[025.030] [DI] Peygamber: «Ey Rabbim! Doğrusu milletim bu Kuran'ı terketmişti» der.
[084.021] [DI] Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
Kur’an anlaşılır mı? Anlaşılmaz mı?
Ayetler nazarınca Gördük ki :
1- Elçiye itaat edeceğiz
2- Elçi sadece Kuran'a uymuştur
3- Herkes Kuran'ı anlayabilir
4- Kuran tüm bilgileri kapsamaktadır.
Elçiye itaatin yolu, Kurana itaatten geçmektedir.
Elçi = Postacımıdır ? Elbette hayır! Resul toplumun önderidir. Bizlere yasaların beyanı için seçilmiştir. Dönem koşulları dahilinde yapmış olduklarına bakıldığında, O örnek alınması ŞART liderimiz, mümin babamız/abimiz/canımız dır.
Nitekim, o bir insandır. O Rabbinden kendisine indirilene uymuş ve bunu öğütlemiş. Allah kavram karmaşası olmasın diye VAHYİ tastamam sunmuş. İşte O bu şerefli mertebenin taşıyıcısı ve ÖNDERİMİZDİR.
Ancak şu da bir gerçektir ki :
O size melekleri ve Peygamberler’i Rabler/efendiler edinmenizi emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size kafir olmayı mı emredecek?
3- Ali İmran suresi 80
De ki “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da (algılanamayanı da) bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.”
6-Enam suresi 50
O’nun elçileri arasında hiçbirini ayırt etmeyiz.
2- Bakara suresi 285
Resul bizzat vahyin dışına çıkmadığını Enam 50 de beyan etmiş. Allah bizlere Elçileri ayırtm etmememiz gerektiğinide Bakara 285 de gördüğünüz gibi ifade etmiştir. Muhammed = İbrahim = Musa = İsa dır. Ancak bizler, bu yüce vahyin taşıcıyısı ve beyan edici olan son Nebiye kendimizi yakın hissetmekteyiz.
Allah bu ayetlerin tamamında :
RESULE İTAAT EDİN!!!! demiştir. Muhammed ismi geçmemektedir. Bakara 235 de Resulleri birbirinden ayırmayız ifadesi geçer. Yani bu ayetten eğer SÜNNET VE HADİS SONUCU ÇIKARTIRSANIZ :
İBRAHİM A.S, İSA A.S, MUSA A.S,LUT A.S ve Tüm Resullerin Sünnetine uymanız gerekir!
Aksi halde, Sizin mantığınızla : Bakara 235 ile çelişirsiniz! Ayırt etmiş olursunuz.
Evet Biz tüm Resullerin SÜNNETİNİ ihya ediyoruz!
Nasıl mı?
Onların metodolojisini kullanarak!
Yani, Rabbimizden onlara indirilene uydukları gibi, bize indirilmiş olana uyarak!!!
Bana Resulün Sakallı olduğunu ispatlayabilirmisiniz ?
Şöyle düşünelim. O dönem müşrikler Vahyi şiir olarak görmüşlerdir. Nitekim Allah inananlara ELÇİ ne verirse alın. Çünkü O Allahtan gelmeyen birşey vermez nazarında bir yaklaşım ile, Resulün SALT vahyi verdiği beyanında bulunur. Çünkü Bütüncül bakış ile biz bunu Kuranda net biçimde görebilmekteyiz. Sizin göremediğiniz ortadadır.
Kitapta hiçbirşey eksik değildir! Enam38
Ayet nettir. Kitap tamamlanmıştır. Tüm bilgiler mevcuttur. Gerçeğin ta kendisidir. Sünnet = o eksiksiz olan kitaba uymaktır.
İşin tarihsel boyutu ?
Allah Resulünün vefatının ardından başlayan hilafet kavgası neredeyse Kerbela'da son bulmuştur. O harbe kadar hakim olan Resul'ün ailesi, O harp ardından katledilerek saltanatı yitirmiş, Ebu Süfyan'ın sülalesine, Ümeyyelere devretmiştir.
İşte bu tam bir çıkış noktasıdır. Bu olay, sadece saltanatı ele geçirmek adına yapılmış HAİN bir olaydır.
Ardından, 4 halife devrinde imha edilen Rivayetler, Emevi döneminde, kab-el Ahbar, vehb bin münebbih, ahmed bin selam gibi yahudi dönmeleri tarafından baştan ele alınmıştır. Yaklaşık 1 milyon kadar hadis uydurulan emevi döneminde, uydurulan hadislerin Resulün yaşamınına vurulduğunda ortaya çıkan tablo gülünç olur. Günde 300küsür Hadis.
Vahiy + Cihad + Özel yaşam gibi hiçbirşeye zaman tanımayan, Hatta ben saddece Kurana uyarım diyen Resul için aığr bir iftiradır bu.
Kuttubü sitte de : ''Benden Kuran dışında söz almayın, kim benden Kuran dışında söz alırsa derhal imha etsin''
şeklinde bir hadis mevcut iken, bu hadisin ardından 23 ciltlik bir takım sunmak komiktir :)
Keza bu hadis söylenmemiş/uydurma dahi olsa, serinin bütününü çeliştiricidir.
Şimdi Biz şuna bakacağız.
Resul = Kuran eri
Kuran eri = Allah dostu
Kuran = mübin/apaçık-anlaşılır kitap
Kuran = eksiksiz/tüm hükümleri içerici kaynak
SÜNNETİ İHYA EDEN = RESULÜN UYDUĞUNA UYAN.
YANİ RESULÜN, KURANA UYUN! SÖZÜNÜ DİNLEYEN, ONUN BU SÖZÜNÜ DİNLEYİP, BU ÇAĞRISINA KULAK VERİP VAHYE UYAN!
Şimdi, bu kadar kesin ve garanti bir yol var iken, neden yokuş tırmanayım ?
Nerden bileyim Resulün sakal bıraktığını ?
Ya Kab-el Ahbar'ın parmağı varsa ?
Ya Ahmed bin Selam'ın parmağı varsa ?
Ya Muaviyenin parmağı varsa ?
Hükümde ortaklık = şirket
Şirket = şirk
Tevhid = Tekleyicilik
Tek kaynak = Kuran
Kurana uyan = Resule uyan
Resul = Kurana uyan
Kuran = mübin
Kuran= fussilet
Kuran = beyyine
muhabbetle
|