Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yuregine saglik Ilion kardesim.. Allah'in Peygamber'e indirdigi ve Peygamber'in insanlara teblig ettigi Kitap ( Kuran ), cikarlarina ters.. Hukumdarliklarina ters, desteklemiyor babadan ogula sistemini..
Neyapsinlar, Allah boyle dedi ile olmayacagi icin, Peygamber boyle dedi ile de olmaz.. peki nasil olur..
Bilmem kim bilmem kimden rivayet ediyor ki, Peygamber bilmem kime boyle demistir.. Su bilmemlere bakin siz hele.. ! Bu bilmemlerin bilmemlere rivayet ettigini de bilmem kimileri bilmem kimilerinden toplayarak kitaplastiriyor, yetmiyor bilmem kimileri de bunlarin icinden kendilerine yarayani seciyorlar.. uzar gider bu liste.. Nerde kaldi Allah nerde kaldi Peygamber.. Bilmemlerle doldu hayat..!!
Allah bizlere yeter.. Kitaplara iman ediyoruz.. !! Hadislere degil.... Kuran+aciklama diye vahy mi aldiniz yoksa !!
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ortada epey büyük bir ANLAYIŞ sorunu olduğu malum. Anlayış ve kavrayış nasip işidir. Ancak Allah ın nasplendirdiği kişiler Kuran ı anlayabilir. Allah cümlemize anlayış ihsan etsin. Ben, 'Kuranı herkes anlar' sözünü biraz açmak isterim. Kuran ın en büyük mucize oluşu; tek bir ayetinin dahi insan tarafından yazılamayacağı, bununla birlikte çoğu ayetin bir çok manaya delalet etmesi, kıyamete kadar değiştirilemeyeceği ve insanlar tarafından anlaşılabilir oluşu ve dahasıdır. Anlamak sözünden kastedilen, insanlar anlayabilir, ise katılırım. Kuran insanlara ve cinlere gönderilmiş olduğuna göre anlaşılır olmalıdır. Bu durumda; insanlardan hangileri anlayabilir? ve hangi anlayış şekli doğrudur? soruları gelir. Eğer herkes denirse, bu durumda tüm insanların dili Arabça olmalıydı. olmadığına göre demek ki anlaşılırlığın da bir takım şartları var. Bu şartları göz ardı eden anladığını sanır da kendine başka bir din icat ediverir. farkına varmaz doğru yolda olduğunu sanır. bu tamamen bir yanılsamadır. fikirler, zıt fikirler karşısında ayakta kalsa da bu inat ile de olabilir. inadı bir kenara bırakabilen düşünsün. Arabça da belagat kuralları çok önemlidir. göz ardı edilen bir kural manayı tamamen değiştirebilir. bu yüzden Peygamberimiz zamanında yaşayan Arablar dahi emin olmak için ayetlerin manasını Peygamberimize soruyorlardı. (Bu durum sağlam delillerle kesindir.) neden soruyorlardı acaba hiç düşündünüz mü? Tabi ki doğru anlayışa sahip olabilmek için. Şimdi bakıyorumda burada istisnasız her kes anlar diyenler keşke haklı olsaydı. her kes müslüman olurdu değil mi? Ama Yüce Allah ın muradı bu olmamış. kimi anlayıp doğru yolu bulacak, kimi anlayamayıp ya anlayandan öğrenecek yada kafir olacak. Öyleyse mutlak olarak doğru anlayışın herkese nispet edilmesi söz konusu değildir. Bize düşen doğru anlayışa ulaşabilmektir. ben Arabça yı çok iyi bilmediğime, Kuran ve hadislerde ifade tarzını da anlayamadığıma göre kendisine itibar edilmiş adil ve alim kişilere kulak verir, karşılaştırır, düşünür en doğru olduğuna iman ettiğime uyarım. uymak kötü değildir. eğer uyulan Peygamberin yolunda giden biriyse. (burda uyulan kişiye bakıyorumda, adam siyasetle ve kasasını doldurmakla meşgul. son model arabalarla geziyor. üstelik ilk katıldığı parti din düşmanlarının hüküm sürdüğü bir parti. ismini yazmama gerek yok, anlaşılmıştır.) her kes anlar, ne var ki, çok basit, diyenler bir ismi kendilerine lider seçip onun yolunda giderek çok komik duruma düştüklerinin farkında değiller. madem o kadar iyi anlıyorlarda neden meallere ve tefsirlere bakmak gereği duyuyorlar. baktıkları tüm mealler yazan kişilerin kişisel anlayşını ortaya koymaktadır. yani okuyanların anlayışı olamamaktadır. üstelik Arablar içinde bile ayetleri anlayamayıp kafir olan çoktur. eğer kesin bir anlayış hasıl olsaydı, şu an bu foruma hiç gerek olmayacak, herkes doğru anladığı için kimseye sormaya gerek kalmayacaktı ki bu bile Kuran ın kolayca ve herkesçe doğru anlaşılamadığının delilidir. Allah Teala, aşikar olduğu halde gizlenmeyi murad etmiş olsa gerek.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
eğer kesin bir anlayış hasıl olsaydı, şu an bu foruma hiç gerek olmayacak, herkes doğru anladığı için kimseye sormaya gerek kalmayacaktı ki bu bile Kuran ın kolayca ve herkesçe doğru anlaşılamadığının delilidir. Allah Teala, aşikar olduğu halde gizlenmeyi murad etmiş olsa gerek.
Kardeşlerim, Kur’an’da kendi icad ettiklerimiz dışında herşey vardır ve apaçık bir kitaptır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kur’an’ı anlamak için MUTLAKA 80 ham ilim ve 150 tali ilim görmeye gerek yok. bu şekilde düşünmek , ” Andolsun ki biz, Kur’an’ı öğüt almak için kolaylaştırdık, ÖĞÜT ALAN YOK MUDUR? şeklinde bize seslenen Yüce Allah’a karşı zulüm isnadı anlamına gelir, lütfen daha dikkatli olalım. tüm insanlık alemine , size MÜBİN bir kitap , bir MEKTUP, açık bir MESAJ gönderdim diyen Yüce Allah’ın Kur’an’daki bu NET söylemine karşı hatalı ve aykırı bir düşüncedir bu. yarattığı biz kullarını en iyi tanıyan Yüce Rabbimizin, bizim rahatlıkla anlıyabileceğimiz ,ebedi cennet ve ebedi cehennem hayatımızı, çok ciddi bir geleceğimizi ilgilendirecek kadar önemli olan bir kitabı, bize ZOR ANLAŞILIR bir vaziyette göndereceğini mi zannediyorsunuz? böyle düşünüyorsanız, lütfen tertil üzere Kur’an’ı tekrar okumanızı tavsiye ederim. samimi bir şekilde Kur’an’a yönelen bir kul, mutlaka kendisini cennete götürebilecek, cehennemden koruyabilecek kadar bir bilgiye ulaşabilir. bu Yüce Allah için çok kolaydır.
sorun ise şuradadır kardeşlerim,
apaçık olan Kur’an’a BİZ APAÇIK DEĞİLİZ MAALESEF…
Kur’an’ı anlamak için ” sahih ” olmak ” tahir ” olmak lazım. ” tahir ” olmanın da dereceleri vardır mutlaka. malum ” her bilenin üstünde bir bilen vardır = RASİHİN , 3/7 ; 4/162 ) sadece necaset değil tabiki anlatmak istediğim. pak ve temiz olmak; Yüce Allah’a yönelişinde samimi olup riya dan uzak olmak ; liyakatli olup tüm zulüm mekanizmalarından uzak durmak ; yüreğini ,kalbini tövbetün nasuha ile arındırmış olup tekrar günah işlememek konusunda azimkar olmak , benliğini , herşeyini kendisini yaratan Rabbine BAĞLAMAK ( SALAT ETMEK ) EDEBİLMEK işte bütün mes’ele budur kardeşlerim, mes’ele budur. bunları yapabiliyor musun ? bunları yapabiliyorsan kesinlikle ve kesinlikle Kur’an’ı anlarsınız. bu şekilde hele bir yönelin Yüce Allah’a doğru, Yüce Allah sizi geri mi çevirecek ? bu mümkün değil. ” ve la yazlimü rabbüke ehada ” Yüce Rahman hiçkimseye zulmetmez ” ne dağdaki çobana zulmeder , ne bir kenti en kolay ve daha çabuk nasıl yok ederimin hesabını yapıp, laboratuvarlarda çalışarak gece gündüz yeni bir bomba icad etmenin peşinde olan bilimciye zulmeder, nede sabah akşam rabbinin rızasını arayarak ilimde derinleşmeye çalışanlara zulmeder… kesinlikle zulmetmez, O Rab’tır. en yüce mürebbidir, en güçlü terbiye edicidir. sıfatlarının ve sünnetinin gereğini yapar, ADALET yapar, GEREĞİNİ yapar. kalbi tuğyan karanlığı ile dolu olan ve RAHMAN’a yönelişinde binbir yamukluk ( şahıs olarak kimseyi kastedmiyorum ) bulunanlar tabiki okuduklarından bir şey anlamıyacaklardır : ”
La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy* fe mey yekfür bit tağuti ve yü’mim billahife kadistemseke bil urvetil vüska lenfisame leha* vallahü semıun alım
256 Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur. Kim tâğût (şeytân)ı inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allâh işitendir, bilendir. S.Ateş
demek ki, bizim Yüce Allah’a inanıyoruz demeden önce tağuti bakışımızı, tuğyanımızı terketmemiz ve samimi,müstakim bir yönelişle temizlediğimiz o kalbimize Yüce Allah’ı yerleştirmemiz gerekir. işte o zaman Kur’an’ı anlayacak feraset ve basireti Yüce Rahman bize lutfedecektir kardeşlerim.( ben de bunu yapmanın gayretindeyim) peki, biz ne yapıyoruz :
84 Ve Onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabri başında durma. Çünkü onlar Allâh’ı ve Elçisini tanımadılar ve yoldan çıkmış olarak öldüler.
evet, maalesef Allah’ı ve Sevgili Elçisini tanımıyoruz, ne Kur’an’da anlatılan Yüce Allah’ı tanıyoruz nede Resüllerini tanıyoruz. daha doğrusu işimize öyle geldiği için orada tarif edilen orjinal ve korunmuş tarifi bırakıp şüpheli olduğu kesin olan tanımların, zan’ni tariflerin peşinden koşturuyoruz. suyu membaından, çıkış noktasından değilde , illaki ve billaki içine birşeyler karışmış , içine birşeyler bulaşmış, KİRLENMİŞ olanını içmeye çalışıyoruz. illaki ve billaki şirk koşacağız. şirk koşmadan iman etsek daha iyi olmaz mı kardeşlerim :
106.
Ve ma yü’minü ekseruhüm billahi illa ve hüm müşrikun
106 Onların çoğu, Allah’a ortak koşmadan inanmazlar.
Kardeşlerim, Kur’an’da kendi icad ettiklerimiz dışında kulluğumuzu ilgilendiren her şey var. Kur’an nakıs(eksik), malül, muhtaç değildir asla. eksik olan biziz, malül olan , muhtaç olan biziz, haşa bize hidayetimiz için mutlaka gerekli kamil bir kitabı göndermekten acizmiş gibi gösterilen Yüce Allah değil. insanlık tarihi ile birlikte sürekli olarak bize vazedilen bu tevhid dininin temeli, aslı, niteliği, ruhu velhasıl herbir noktası TEK BİR İLAH’a dayanır. tek bir din kurucusu olarak ALLAH’ı tanır. O’ EHAD’tir. yani YALNIZ’dır. asla ve kat’a biz ne kadar arzulasak da yanında kimse yoktur. Rab Yardımcılığı düşüncesi ŞİRK’tir ve tevhid dininde böyle bir şey olamazda, olmamıştır da… Sevgili Resüllerinin misyonları O’NUN yanına bir koltuk çekmek değildir. Resüllerin misyonu O’na Resül olmaktır, elçilik yapmaktır, O’nun apaçık beyanını insanlara tebliğ etmek, NEZİR VE BEŞİR olmaktır. demin dediğim gibi tabiki her bilenin üstünde bir bilen olacaktır. ve tabiki herkes samimi gayret ve sa’yi sonucunda , gösterdiği azimet neticesinde ulaşabildiği noktadan sorumlu olacaktır. yüzyılından sorulacaktır. güncel pratiğinden mes’ul tutulacaktır. kimin şahidliğini tüm şahidliklerinFEVKİNDE tuttuğunun hesabını verecektir :
En’am 19 : De ki: “Şâhidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Benimle sizin aranızda Allâh şâhiddir. Bu Kur’ân bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allâh ile beraber başka tanrılar olduğuna şâhidlik ediyor musunuz?”, “Ben şâhidlik etmem!” de: “O, ancak tek bir Tanrıdır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” de. Sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Şimdi bakıyorumda burada istisnasız her kes anlar diyenler keşke haklı olsaydı. her kes müslüman olurdu değil mi? Ama Yüce Allah ın muradı bu olmamış. kimi anlayıp doğru yolu bulacak, kimi anlayamayıp ya anlayandan öğrenecek yada kafir olacak. Öyleyse mutlak olarak doğru anlayışın herkese nispet edilmesi söz konusu değildir.
ona anlayış denmez kütüphaneci.Kafirin inadı bile bile yani şahit olduğu halde inadına kabul etmemesidir.Anlayış ise çok farklıdır.Anlayış daha çok kapasite ile ilgilidir.inkar ya da kabulle alakalı değil.Dünyadaki tüm insanların kapasitesi (anlayışı) farklıdır ama birşeye inanıp inanmamasındaki seçeneği aynıdır.İnsanların ahirette inkar-iman üzerine eşit derecede hesap görmelerinin sebebi de budur yani tüm insanların seçeneği aynıdır.inkar bir seçenektir iman etmek de bir seçenektir.Ama anlama kapasitesi seçenek değil.Dünyadaki tüm insanlar kanun nedir doğru mu yanlış mı anlar.Kötüyü-iyiyi ayırt eder.İnsan olmanın doğası budur ama bir şeyin mahiyetini bilmek ise anlayıştır ki kanunlarda böyle felsefelere girilmez.Kanunlar kesin hatlarla açıktır.Anlayışa gerek yok.Herkes ilerdeki ağacın meşe ağacı mı armut ağacı mı olduğunu bilir.Ağacın meşe -armut olup olmamasını anlamak özel bir anlayışı gerektirmiyor.Şöyle ki adam kalkıp ben onun bir meşe olduğunu kabul edecek anlayışa sahip değilim demez.saçma konuşur yoksa.Kanunlar(emirler) de böyledir.Ne olduğu bellidir,irdelenmesine gerek yok.Doğruysa doğru olduğu tüm insanlarca bilinir yanlışsa yine tüm insanlarca bilinir.
Kuranda emir olmayan ayetler ise herkes tarafından anlaşılmayabilir.Bu işte anlayışı gerektirir ama bu ayetler kural değil ya yaratılış ayetleridir,ya ahiret ayetleridir,ya mistik ayetlerdir vs.Burası için senin dediğin doğrudur.Ama emir ayetlerinde senin dediğin tamamen yanlıştır.Sarıklı alimlerinin yutturmacalarını bize kabul ettirmek için kavramları bulandırmamanı tavsiye ederim.....
Katılma Tarihi: 05 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 113
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
kuranı herkes anlayamaz diyen arkadaş acaba sen hiç kuran okudunmu? cevap vereyim okumamışsın. eğer okusaydın kuranda defalarca geçen "kuranı akıl sahibi olan herkesin" anlayabileceğini anlatan ayetleride görürdün.eğer kuranı anlamıyorum diyorsan akıl sahibi değilsin demektir. o zamanda kuran okumana gerek kalmıyor. eğer hala kuranı okuduğunu iddia ediyorsan anlamadığın bir kaç tane ayet söyle bakalım. anlaşılmayacak olan bir şeyi Allah bize neden göndersin? böyle aptalca bir şey olabilirmi?
O genç ben olayım da sana kısacık bir cevap vereyim.
Siz dediniz ki;
"(Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [Deylemi, M.Rabbani]"
Sizin bu hükmünüze göre, cümle alimlerimiz kafir olmuştur.
Kuran'a göre kafirler dost edinilmez.
Bu nedenle onlara uymamak zorunluluğumuz vardır.
Muhabbetlerimle...
cevap harika olmus Allah razi olsun çok hosuma gitti:) bu kadar basit olan seyleri bile anlamamak için direniyor insanlar onu görüyorum hep,biz dededen böyle gördük diyip diretiyorlar,halbuki dedelerinin kitaptan haberi bile yok.
arkadaşlar bu kadar inatlaşmayı gördükçe için acıyor. adam diyor ki "ben anlamıyorum sende anlama" niye? sen sudaki mucizeyi görsen buhari ye sormazsın, aydaki mucizeyi görsen fetullaha sormazsın. anlamışsındır. o ise gözünün önündekini göremez kördür. görenlerinde kör olmasını ister. ve sen gördükçe o senin gören gözünü oymaya kalkar. arkadaşlar nasip işi, zorlamaya gerek yok. ALLAH ı anlamıyor buhari yada sulugöz ü anlıyorsa, sulugöz ün dediğine bakıp beyaz saray ın temiz ruhlarla çevrildiğini düşünüyorsa burada ne işi var?gören gözümüzü yazı yazarak kör mü edecek :) rabbi zıdni ilmi
Aleykümselam dost Sailamasr.Senin burada olduğunu ve bu muhteşem mesajınla döndüğünü gördüm ya artık gam yemem. Umarım Sinan gibi,bu siteye çook emeği geçen kardeşler de varolduklarını bize hissettirirler ve ses verirler,inşallah..
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Tr-beta rumuzlu arkadaşa şu şekilde katılıyorum.Eğer biz Kur'an'a,Rabbimiz,Peygamber'den ve bizden nasıl anlamamızı istiyor diye bakarsak sorun yok;yok eğer herkes nasıl anlıyorsa öyle anlasın denirse ben buna katılmıyorum.Çünkü Kur'an'a uyalım derken O'nu kendimize uydurmak söz konusu olacak ki kişi sayısınca din anlayışı ortaya çıkar.Artık din kişinin tekelinde olur.Buna din denmez.Felsefi görüş denir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma