Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Değerli arkadaşlar,sizlerle üzerinde bir müddettir düşündüğüm bir konuyu ve Kuran'ı daha iyi anlamamız için mutlaka çözmemiz gereken bir konuyu Kuran'dan anlayabildiğim şekilde paylaşmaya çalışacağım.Konu biraz hassas olduğu için kesin bir kanaate henüz varmak istemedim.Siz değerli arkadaşlarımında fikirlerine ihtiyacım bu konuda çok olacak...
Konumuz Cebrail ve Mikail...Klasik tefsirlerde bu iki Kuran tanımlaması için rivayetlere dayanarak melek tanımlaması yapılmıştır.Cebrail vahy meleğidir,Mikail ise doğa olaylarını kontrol eden melektir.İsrafil ve Azrail'e girmeyeceğim çünkü Kuran'da tanım olarak yoklar ve gerekde yok.
Peki gerçekten Cebrail ve Mikail melekmidir?Bu konuyu temiz akılla,bütün rivayetleri kısa bir süre unutarak sadece Kuran'dan anlamaya çalışalım.
Esasında Kurân'da Cebrail'i(Cibril)açıklayan Bakara 97.ayete dayandırılarak vahy meleği olduğu kabul edilmiştir.Bu konuyu ve ilgili ayeti birazdan işleyeceğim.
Fakat Mikail konusunda hiçbir açıklama ayeti yoktur.Bakara 98'de Cebrail ile birlikte Mikail(mikal)geçer.Fakat Cebrail gibi melek kabul etsekte muhtevasını anlamını açıklıyamıyoruz ve rivayetlere mahkum kalıyoruz.Biz değilmiyiz ki,Kuran'ın mubin açık bir kitap olduğunu kabul ediyoruz,o zaman bu meseleyi rivayete bağlayamayız.Yoksa daha işin en başında kendimize yalan söylemiş oluruz.
Bence Mikail'in ne olduğunu anlamak için önce Cebrail'in ne olduğunu anlamalıyız.Acaba Cebrail gerçekten Vahy Meleği midir?Ben bu kanıda değilim.Geçenlerde nette dolaşırkan Cebrail'in Allah'dan kula gelen güvenli vahy yolu olduğu ve mikail'inde buna göre kuldan Allah'a ulaşan yakarış yolu olabileceğlne dair bir yazı okudum.Güzel bir bakış açısı olmasına rağmen bende tam tatmin yaratmadı.
Şimdi önce Cebrail'i anlayalım.Gerçekten bu Kuran Hz.Muhammed'e nasıl inmiştir.Yolu nedir?
Şura Suresi
51.Ve ma kane li beşerin ey yükellimehüllahü illa vahyen ev miv verai hicabin ev yurile rasulen fe yuhiye bi iznihi ma yeşa' innehu aliyyün hakim
51.Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Allah'ın bir insanla nasıl konuştuğunu açıklayan ilgili ayete bakıldığında Vahy yollarında Cebrail'i açıkça göremiyoruz.Ama burada ''bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka''ifadesine dayanarak burada söz konusu elçinin Cebrail olduğu rivayet edilir.Ama buna katılmıyorum çünkü ayette Cebrail'den zerre kadar bahsedilmiyor,kaldıki ayette sadece peygamberlerle değil herhangi bir beşerle Allah'ın konuşmak isterse nasıl bir yol izleyeceği anlatılıyor.Ayette geçen resul yani elçi biz insanlara Allah'ın mesajını taşıyan peygamberlerdir.Kuran'da ''Kul'' deki ile başlayan ayetlerde Allah sorulan sorulara peygamberi ile cevap vermektedir.Buda bir nevi peygamber olmayan sıradan insanların Allah ile nebi aracılığı ile konuşmasıdır.
Herneyse asıl konumuza dönelim,Cebrail nedir peki?Şu iki ayet bize çok şeyi açıklamaktadır.
Şuara Suresi
192.Ve innehu le tenzilü rabbil alemin
192.Şüphesiz bu(Kur’an), âlemlerin Rabbi’nin indirmesidir
193.Nezele bihir ruhul emin
193.Onunla Emin Ruh(kesin bilgi)indi. Hakkı Yılmaz Meali
193.Onu Ruhul Emin indirdi. &nbs p; Diğer mealler
Şimdi bu iki mealden hangisini almalıyız.192.ayette Rabbimiz onu ben indirdim diyorken(Şüphesiz pekiştirmesi ile)sonraki 193.ayette ise onu Ruhul Emin indirdi diye meal ediliyor.Ama hangisi doğru.Konuyu meali yapan Hakkı Hoca şu şekilde açıklıyor.
er ruh ül emin
Yukarıda, 193. ayetteki “er ruh ül emin” ifadesi, Kur’an’da sadece burada geçmektedir. Ayette bir sıfat tamlaması olarak “er ruh ül emin” şeklinde yer alan bu ifade, bir isim tamlamasıymış gibi “ruh ül emin” şeklinde telâkki edilmekte ve böylece büyük yanlışlıklara sebebiyet verilmektedir. Nitekim Kur’an’ın Cebrail adındaki melek tarafından indirildiği yolundaki peşin kabule dayanan geleneksel anlayış 193. ayeti; “Onu Ruhül Emin (Cebrail) indirdi” diye yanlış meallendirmiş ve zihinlerde bu yanlışla yer etmesine yol açmıştır. Oysa bu meal, ayetin lâfzî manasına uygun değildir. Ayrıca da bu anlam, hem 192. ayetteki “o âlemlerin Rabbinin (Allah’ın) indirmesidir” ifadesiyle hem de Kur’an’ın Allah tarafından indirildiğini bildiren yüzlerce ayetle çelişmektedir.
Bu çelişki, “nezele (indi)” fiilinin geçişsiz olmasına rağmen geçişli anlama gelecek şekilde “indirdi” olarak ifade edilmesinden kaynaklanmaktadır. Hâlbuki yüzlerce ayetle yaratılan bu çelişkinin ortadan kaldırılması için, ayette geçen “bihi” ifadesindeki “be” harf-i cerrinin “ilsak” için değil de “musahabe” için alınması yeterlidir. Bu takdirde “nezele” fiili geçişsiz anlamı ile “onunla indi” olarak ifade edilir ve diğer ayetlerle oluşturulmuş olan çelişki de ortadan kalkmış olur.
Netice olarak 193. ayette geçen “er ruh ül emin” ifadesinin kişileştirilerek “Cebrail” olarak yorumlanması yanlıştır. Burada “emin; güvenilir, sağlam” olarak nitelenmiş olan ve uyarıcılardan olmasını sağlamak için peygamberimizin kalbine Allah tarafından indirilmiş olan “ruh; bilgi; vahy”, Mücadele suresinin 22. ayetinde de açıkça ifade edildiği gibi inananları güçlendirmek üzere yine Allah tarafından indirilmiştir.
Ben bu yoruma kesinlikle katıldığımı söyleyerek tahlilime devam ediyorum.
Peki Cebrail'in Vahiy meleği olduğunun ispatı sayılan ayeti değerlendirmek istiyorum.
Bakara Suresi
97.Kul men kane adüvvel licibrile fe innehu nezzelehu ala kalbike bi iznillahi müsaddikal lima beyne yedeyhi ve hüdev ve büşra lil mü'minin
Klasik mealler şu şekildedir.
97.De ki: "Cibril'e kim düşman ise, (bilsin ki) şüphesiz onu (Kitabı), Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O'dur.
Biz ise ayette geçen nezele fiilini geçişsiz haliyle çevirerek şu şekilde meallendirmeyi bir deneyelim.Bakalım anlamı nasıl olacak ve ilgili ayet pasajında yerine koyduğumuzda mantıksal olarakda uyacak mı?
97.De ki:''Cibril'e kim düşman ise,(bilsin ki)şüphesiz o Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine inmiştir.
Ayet bu şekilde meallendirilirse;
Cebrail=Zikr=Kitap=Sözlerin En Güzeli=KURAN manası çıkmaktadır.
Peki Cebrail'i Kuran olarak değerlendirerek ilgili pasaja koyarsak pasaj bütünlüğüne uyuyor mu?Bunada bakalım...
Bakara Suresi
83. Israilogullarindan söyle bir söz de almistik: Allah'tan baskasina ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranin. Insanlara güzeli ve güzelligi söyleyin. Namazi kilin, zekâti verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek aziniz müstesna, sirt çevirdiniz. Hälä da yüz çevirip duruyorsunuz.
84. Sizden su sözü de almistik: Birbirinizin kanlarini dökmeyeceksiniz. Birbirlerinizi yurtlarinizdan çikarmayacaksiniz. Bunu kabul etmistiniz. Hâlâ da buna taniklarsiniz.
85. Bütün bunlardan sonra siz su insanlarsiniz: Birbirinizi öldürüyorsunuz. Içinizden bir zümreyi yurtlarindan çikariyorsunuz. Onlar aleyhine kötülük ve düsmanlik hususunda dayanismaya giriyorsunuz. Esasinda onlari yurtlarindan çikarmak size haram edildigi halde, esir olarak size geldiklerinde fidyelerini veriyorsunuz. Simdi siz Kitap'in bir kismina inanip bir kismini inkâr mi ediyorsunuz? Içinizden bunu yapanin cezasi, dünya hayatinda rezillikten baska bir sey degildir. Kiyamet gününde ise böyleleri azabin en siddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarinizdan habersiz degildir.
86. Iste bunlar, âhiret karsiliginda dünyayi satin alan kisilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiçbir sekilde yardim da edilmeyecektir onlara.
87. Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'i verdik. Ve arkasindan da resuller gönderdik. Meryem oglu Isa'ya da açik-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoslanmadigi bir sey getirdigi her seferinde büyüklük taslanmadiniz mi? Bir kismini yalanladiniz, bir kismini da öldürüyorsunuz.
88. "Kalplerimiz kabuk tutmustur." dediler. Hayir, öyle degil! Küfürleri yüzünden Allah onlari lanetlemistir de çok az bir kismi iman eder.
89. Yanlarindakini dogrulamak üzere kendilerine Allah katindan bir kitap geldiginde, daha önce inkâr edenlere karsi zafer isteyip durduklari halde, taniyip bildikleri kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Allah'in laneti, küfre sapanlarin üstüne olsun!
90. Allah'in, kullarindan diledigine lütfunun eseri olarak indirdigini zalimce kiskanarak, Allah'in vahyettigini inkâr etmeleri ugruna öz benliklerini sattiklari sey ne çirkindir! Bu yüzdendir ki gazap üzerine gazaba çarpildilar. Gerçegi örtenler için rezil edici bir azap vardir.
91. Onlara, "Allah'in indirmis olduguna inanin!" denildiginde söyle konusurlar: "Biz, bize indirilene inaniriz." Ve ondan ötesini inkâr ederler. Oysaki o, kendilerinin yanindakini dogrulayici bir gerçektir. Söyle onlara: "Madem iman sahibiydiniz, daha önce Allah'in peygamberlerini niye öldürüyordunuz?"
92. Yemin olsun ki, Mûsa size açik-seçik hak beyanlarla gelmisti de onun arkasindan buzagiyi ilah edinmistiniz. Zalimlersiniz sizler.
93. Hani, kesin söz almistik sizden de Tûr'u üzerinize kaldirmistik. "Size verdigimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin!" demistik. Söyle demislerdi: "Dinledik ve isyan ettik." Inkârlari yüzünden gönüllerine buzagi içirildi. De ki: "Eger inanan kisilerseniz, ne kötü seydir size imaninizin emretmekte oldugu!"
94. De ki: "Allah katindaki âhiret yurdu diger insanlarin degil de yalniz ve yalniz sizin ise, eger dogru sözlü iseniz, hadi isteyin ölümü!"
95. Ellerinin önden gönderdigi seyler yüzünden ölümü hiçbir zaman istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilmektedir.
96. Sen onlari, insanlarin yasamaya en düskünü olarak bulursun. Sirke batanlardan bile... Her biri bin yil ömür sürsün ister. Oysaki, uzun yasamasi onu azaptan uzaklastiracak degildir. Allah, yapmakta olduklarini çok iyi görmektedir.
97.De ki:''Cibril'e(Kuran'a) kim düşman ise,(bilsin ki)şüphesiz o Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine inmiştir.
98. Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e(Kuran'a), Mikâil'e düsman kesilirse, Allah da bu tür inkârcilara düsman kesilir.
99. Yemin olsun, biz sana açik-seçik ayetler indirdik. Onlari, sapmis olanlardan baskasi inkâr etmez.
100. Bir ahitle söz verdikleri her seferinde, içlerinden bir firka ahdi kaldirip atmadi mi? Dogrusu su ki, onlarin çoklari iman etmezler.
101. Allah katindan kendilerine, ellerinde bulunani tasdikleyici bir resul geldiginde, kitap verilenlerden bir firka, Allah'in Kitabi'ni hiç bilmiyorlarmis gibi kaldirip arkalarina attilar.
Görüldüğü gibi pasajda özne İsrailoğullarıdır.Elbette onlar örnek verilerek tüm insanlığa bir mesaj verilmişdir.Ama İsrailoğullarının kötü bir davranışına;Tevrat'tan sonra Allah katından gelen kitaplara karşı yürüttükleri muhalafet ve red etmeleri konu edilmişdir.Bu pasajda İsrailoğullarının nefretle düşman kesilmeleri gereken şey,Vahy meleği değil bizzat Kuran'ın kendisidir.Vahy meleği olarak kabul edersek Cebrail'i ne alıp veremedikleri vardır göremedikleri bir melekle.Kaldıki o melek kendi peygamberlerinede kitap indiren melek değilmidir?(hoş Kuran'da böyle birşey görmedik ama).Tevrat'tan sonra inen kitaplara yahudilerin yaptığı muhalefet anlatılırken neden durduk yere araya Cebrail düşmanlığı girmiştir?Cebrail'i vahy meleği olarak kabul edersek konu ve anlam bütünlüğü bozulmaktadır.Kuran olarak değerlendirirsek pasaja tam olarak oturmaktadır.
Ayrıca 98.ayeti incelersek ayette garip bir çelişkide karşımıza çıkar.
98. Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e, Mikâil'e düsman kesilirse, Allah da bu tür inkârcilara düsman kesilir.
Cebrail ve mikail melekler ise Allah neden iki kez ayette meleklerden bahsetmişdir.Meleklerine düşman kesilmek demek otomatikmen Cebrail ve mikail'ede düşman kesilmek demek değilmidir?Neden tekrarlanmıştır.Esasında bu ayet iman esaslarının geçtiği Bakara 177 ve 285.ayetlerdeki kitaplar kısmınının burdaki karşılığıdır.
177. Yüzlerinizi dogu ve bati yönüne çevirmeniz hayirda erginlik/dürüstlük degildir. Hayirda erginlik/dürüstlük o kisinin hakkidir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanir; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmisa, yoksullara, özgürlügüne kavusmak gayretinde olanlara mali seve seve verir, namazi kilar, zekâti öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalidirlar; bolluk ve bereket zamani kadar, zorluk, sikinti ve siddet zamaninda da sabirlidirlar. Iste bunlardir özüyle sözü bir olanlar. Ve iste bunlardir korunan takva sahipleri.
285. Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmistir; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarina, resullerine inanmislardir. Allah'in resullerinden hiçbirini ötekinden ayirmayiz. Söyle demislerdi: "Dinledik, boyun egdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüs yalniz sanadir."
Görüldüğü gibi Rabbimizin belirlediği iman esaslarına inanmak gerekir.İsrailoğullarının bir kısmının yaptığı gibi red etmek ''Dinledik ve inkar ettik''dememek gerekir.İsrailoğulları bu iman esaslarından Allah'a ve meleklerine imanı kabul etmektedirler fakat resullere ve kitaplara iman kısmına muhalefet etmektedirler.
Peki İsrailoğulları hangi peygamberlere ve kitaplara muhalefet ediyorlar.
Hz.Muhammed ve kitabı Kuran=Cebrail
Hz.İsa ve kitabı İncil=Mikail
Ayette red edilen kitaplardan biri Cebrail=Kuran ise ve diğeride bir kitap olduğuna göre buda İsrailoğulları tarafından red edilen diğer kitap olan
Mikail=İncil'dir.
Peki Cibril'in Kuran içerisinide geçen başka kullanımları varmıdır ve orada bizim tanımlamamıza uyuyormu?
Tahrim Suresi
4.Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril(Kuran)ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
Ayettede görüldüğü gibi Hz.Muhammed'de bizim gibi insandır.Değilmidirki bizlerinde kötü olaylar karşısında destekçimiz,En başta Rabbimiz Allah ve sırası ile Kuran ve çevremizdeki mümin kardeşlerimizdir.Bunlardan başka dünyada kimden yardım alabiliriz.Ve dikkat edilirse ayetin sonunda meleklerde destekçimizdir.Cibril melek değilmidir ki o ayrı ifade edilmiştir.
İnşallah yazıyı sonuna kadar sıkılmadan okumuşsunuzdur.Bu konudaki değerli fikirlerinizi merakla bekliyorum.
Sevgi ve selamlarla
__________________ Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir...
|