Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Haram ile günah, kavram olarak farklı şeylerdir.
Haram, suçu veya suçun vasfını tarif eder. Örnek: masum birini öldürmek, ilk yardıma muhtaç ağır bir yaralıya yardım etmemek, namuslu bir kadına iftira atmak, namazı bilerek terketmek, zengin olduğu halde zekat vermemek gibi...
Günah ise, cezayı tarif eder: idam, müebbet hapis, 10 yıla kadar ağır hapis, 1 günah, 10 günah (birimini Allah bilir), küçük günah, 40 yıl ateşte yanmaya eşdeğer büyük günah (40 rakamı sadece örnek olsun diye söylenmiştir), vs...
Yani bir şeye "haramdır" dediğimizde "suçtur, kesinlikle yasaklanmıştır" anlamı çıkar. Bir şeye "günahtır" dediğimizde ise "ahirette cezası vardır" anlamına gelir.
Birbirini tamamlayan şeylerdir. Suçun olduğu yerde ceza da vardır. Ama bu, bu ikisinin aynı şey olduğu anlamına gelmez. Birbiriyle ilişkili olsalar da kavram olarak farklıdırlar.
Örneğin: "Masum birini kasten öldürmek suçtur" demek ile "Masum birini kasten öldürmek müebbet hapis gerektirir" demek aynı şeyi ifade etmezler. Bu iki ifade de doğrudur, ama aynı şey demek değidir.
Yine aynı şekilde "Namaz kılmamak haramdır" ile "Namaz kılmamak günahtır" cümleleri aynı anlama gelmezler. İkisi de doğru ifadeler olsalar bile birinci cümle ile "Namaz kılmamak kesin suçtur" demiş oluyoruz. Ancak ikinci cümle ile "Namaz kılmamanın ahirette cezası vardır" demiş oluyoruz.
Bunların farklı olduğunu şöyle de anlayabiliriz. İslamda her fiili şu kategorilerden birine sokarız (Bunların detaylarını ilmihal kitaplarında bulabilirsiniz, burada basitçe değinilmiştir):
- haram (yapılması kesin olarak yasaklanmış): yaparsan günah kazanırsın. kaçınırsan sevap kazanırsın.
- harama yakın mekruh (yapılması epeyce sakıncalı görülen): yaparsan günah kazanırsın (çoğu durumda küçük günah), veya günah kazanma ihtimali var ama kesin değil... kaçınırsan sevap kazanırsın.
- daha hafif mekruh (yapılmasa daha iyi olur): yaparsan günah kazanmazsın, ama kaçınırsan sevabı var.
- mübah (ne haram ne helal, sıradan iş): ne sevabı var, ne günahı.
- müstehab (yapılması tavsiye edilen): yapmazsan günahı yok, yaparsan sevabı var.
- sünnet (peygamberimizin yaptığı, tavsiye ettiği veya onayladığı): yapmazsan günahı yok, yaparsan çok sevabı var.
- vacip (yapılması emredilmiş ama farz kadar kesin/şiddetli değil): yapmazsan günah kazanırsın (çoğu durumda küçük günah), veya günah kazanma ihtimali var ama kesin değil... yaparsan sevap kazanırsın.
- farz (yapılması kesin olarak emredilmiş): yapmazsan kesin günah, yaparsan sevabı çok.
Dikkat ederseniz, günah kavramını yukarıda hemen her yerde kullandık. Karşılık, ceza gibi anlamları ifade etmek için. Ama haram kavramı ise bu kategorilerden sadece biri ve "ağır suç" anlamında...
Tabi bazı kesin emirleri kasten terketmek de ağır suç olur. Bu sebeple şu tarz hükümler vardır:
- Farzı terketmek haramdır.
- Vacibi terketmek tahrimen mekruhtur (harama yakın).
Bu gibi hükümlerden yola çıkarak kurduğumuz şu cümle doğrudur:
- Namazı terketmek haramdır [doğru! farz olan bir şey terkediliyor]
- Namazı terketmek günahtır [bu zaten doğru].
Ama buradan yola çıkarak haram ile günah aynı şeydir diyemeyiz. Örnek:
- Kıbleye karşı ihtiyaç gidermek günahtır [doğru... tahrimen mekruh olduğundan ya küçük günahtır ya da günaha girme ihtimali vardır]
- Kıbleye karşı ihtiyaç gidermek haramdır [yanlış... tahrimen mekruhtur. Bir şey hem haram hem mekruh olmaz]
Önemli not: Elbette konunun uzmanı değilim. Burada yazılanlar benim kişisel yorumlarımı da içermekte. Yanlış değerlendirmiş de olabilirim.
|