HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Duyurular, istekler, Şikayetleriniz, Kişisel
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Duyurular, istekler, Şikayetleriniz, Kişisel
Konu Konu: 1 HAFTA YAZMAMA KARARI (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yalnız_kürt
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 27 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 155
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Merhaba Eren,

İlkesel olarak her müslüman özgürlükçüdür.İlkesel olarak her müslüman mandacılık karşıtıdır.İlkesel olarak her müslüman kölelik karşıtıdır.İlkesel olarak her müslüman işgal karşıtıdır.

Kısa bir zaman diliminde kendini ''kendini ifade etmek istediği gibi ifade edememiş'' bir kardeşime bu kadar yüklenilmesidir de mesele.İlgili program tekrar izlendiğinde görülecektir ki Nuray kardeşimin demek istedikleri ile dediklerinin çekildiği yerler farklı yerlere tekabül etmektedir.Programı izledim.Nuray kardeşimin ne demek istediğini anlamakla beraber doğru ifade edemediği de gözümden kaçmadı.O,İngiliz mandasını savunmadı.Sonraki tashihleri de ,dünkü Deşifre programındaki beyanları da savunumu doğrular nitelikte.

Fatih Altaylı'nın o sorusu üzerine aklına ilk gelenin günümüz batılı devletlerinin statüsü olduğunu söyledi.Kanada'da öğrenim hakları engellenmiyor.Günümüz İngiltere'sinde öğrenim hakları engellenmiyor.Ama bizim olan bir ülkede bu haklarından mahrum.Kıyas yaptığı şey buydu.Birçoğu dil sürçmesini,kendini canlı programda olmanın neden olabileceği yanlış ifade etme ihtimalini göz önünde bulundurmadan linç kampanyasına girişti.Nuray kardeşimin mandacılığı ya da işgali savunabileceği fikri akıl karı değil.Dünkü Deşifre programındaki tashihlerinin dikkate alınmasının müslümana yakışan bir tutum olacağını düşünüyorum.

İran meselesinde de tashih yaptı Nuray kardeşim.Zaten daha olayın başında Humeyni'yi ya da İran'ı sevmesinin İran'ın ve Humeyni'nin negatiflerinin olumlulunacağı anlamına gelmediğini açıkça deklare etmiştir.Durum buyken İran'ın ve Humeyni'nin pozitifleri atlanarak tamamen kapkara yönleriyle gündemde tutularak Nuray'ın ve O'nun şahsında başörtülülerin bel altından vurulması can sıkıcı olduğu gibi oldukça rencide edicidir.Deşifre programında da Nuray,altını çizdiği noktaya tekrar vurgu yaptı.Artık bu konunun ısıtılıp ısıtılıp gündemde tutulması ve başörtüye ve başörtülülere bir saldırı aracı haline getirilmesi can sıkıcı olmaya başladı.(Sizleri tenzih ederim elbette)

Son olarak bu başlık vesilesiyle Ali Aksoy abime de bizimle ilgili (bizden kastım Nuray hanımın da mensup olduğu ÖZGÜR-DER çevresidir) bilgi eksikliğinden kaynaklanan yanlış anlayışını düzeltecek bir informasyonda bulunmak istiyorum.

Ben daha önce başka bir vesileyle de belirttiğim gibi öğrenimim dolayısıyla D.Bakır'da ikamet etmekteyim.

Bizlerin tek gündeminin ''başörtüsü'' olduğu ile ilgili Ali abinin bilgi eksikliğinden kaynaklanan yanlış bir kanaati var.Hiçbir vahiy izleyicisi vahyi ''başörtüsü meselesine indirgeme'' yanlışına düşmez ya da düşmemelidir.Vahyin daha ilk mesajlarında yetimi itip kakan,yoksulun doyurulmasına ön ayak olmayan tiplerden bahsedilir ve bunlar kınanır.Biz ÖZGÜR-DER olarak yoksulun doyurulmasına ön ayak olmak için ISLAH HAREKETİ'ni kurduk.İmkanlarımız ölçüsünde yoksulları tespit ediyor ve doyurulmalarına ön ayak olmaya çalışıyoruz.

Dillendirdiğimiz tek haksızlık başörtüsüne yönelik olan olmadığı gibi ,tek gündemimiz -hatta belirleyici gündemimiz de- bu değildir.ÖZGÜR-DER'in her ay yayınladığı hak ihlaleri raporlarına imkanı varsa bir göz atarsa bizlerin dillendirdiğimiz haksızlıkların ne kadar çeşitlilik arz ettiğini de görecektir.

Bizler sadece rapor tutmakla da yetinmiyoruz elbette.Basın açıklamaları ve protestolarla da hakkın şahitliğini yapmaya çalışıyoruz.PKK'nın üstlendiği Final dershanesi bombalı eylemini kınamak için de,Şemdinli'deki provakatif eylemi kınamak ve ifşa etmek için de meydanlardaydık.Allah'ın izniyle ''yapmadığımız şeyleri söylemiyoruz''.Hiçbir konuda da kod adı TAKİYYE olan münafıklık yapmak bizlerin karekteri değildir ve böyle yaptığımıza dair bir örnek gösterilemez.(Nuray kardeşimin inandığını kınayıcının kınamasından korkmadan ve büyük bir dürüstlük göstererek söylemesi bizlerin karakteri hakkında fikir vermiş olmalıdır ) Biz ''Emrolunduğumuz gibi dosdoğruyuz''.Hakikati eğip bükmek bize yakışmaz.

Birileri bu ülkede kapı arkalarında ''deccal'' dediklerine açıktan ''ulu önder'' diyebilir.Biz bu gibi iki yüzlülerden beri olduğumuzu deklare ediyoruz.Nitekim bu iki yüzlüler Nuray kardeşimizi provakatörlükle suçlamış ve kendisine Fadime Şahin yakıştırmasını yapmıştır.Tıpkı daha önce Sevgi Engin bacımızın evinde porno yayınlar bulunduğu iftirasıyla geldikleri gibi yine bir iftirayla geldiler.İffetli hanımlara iftirada bulunanları rabbimiz mahkum etmiştir ve din gününde de bu müfterilerden davacı olacağız.

Bizi yanlış tanıyan kardeşlerimizin de yanlışlarında ısrar etmemelerini temenni ediyoruz.

Daha fazla uzatmak istemiyorum.Bizi yanlış tanıyan kardeşlerimiz için bir sonraki mesajımda bizim hakkımızda ipuçları verir nitelikteki ''2008 Mayıs ayı Hak İhlalleri Raporu''nu yayınlayacağım.Bu konudaki son mesajım olacaktır inşaallah.



__________________
Gideni az olan yoldan gidin (İncil)

Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
Yukarı dön Göster yalnız_kürt's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yalnız_kürt
 
yalnız_kürt
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 27 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 155
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Özgür-Der Mayıs 2008 Hak İhlalleri Raporu
 
Her ay periyodik olarak insan hakları raporu hazırlayan Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, böylelikle topluma ve çağa tanıklığını sürdürüyor. Mayıs 2008 Hak İhlalleri Raporu yine hayli kabarık…
 

13/06/2008 -

MAYIS 2008 HAK İHLALLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

 

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak topluma ve çağa tanıklığımız sürüyor. Her ay periyodik olarak hazırladığımız aylık insan hakları raporunu kamuoyuyla paylaşıyoruz.

 

Giriş

 

TC tarihinde neredeyse yılın her ayı yapılan darbe ve yayınlanan muhtıralarla anılır. Mayıs ayıda bu aylardan biri; 27 Mayıs TC'nin ilk ihtilali olarak tarihe geçti. Bu darbenin üzerinden 47 yıl geçti. Ancak, 27 Mayıs'ın ruhu orduda, yargıda, bazı parti ve basın yayın organlarının zihni alt yapılarında hala yaşamaya devam ediyor. 27 Mayıs, laik-Kemalist ideolojinin temel dayanaklarını sisteme daha iyi bir şekilde dikme girişimiydi. Bu teşebbüse girişildiği günden beri hiçbir şey normal gitmiyor, devamlı olarak "olağanüstü hal" yaşıyoruz.  Bu dönemde edindikleri imtiyazları kaybetmek istemeyen askeri ve yargı bürokrasisi ard arda muhtıralar yayınlıyorlar.

 

Askerin "laik-Kemalist cumhuriyeti koruma ve kollama" görevini, yargıya devrettiği görülüyor.  22 Temmuz seçimlerinden sonra oligarşi, askeri bürokrasi yerine yoğun bir şekilde devreye yargı oligarklarını sokmuş durumda. Yargıtay Başkanlar Kurulu, Ak Parti hakkındaki "kapatma davasına tepkileri" ve "Ak Parti'nin yeni anayasa çalışmaları"na tahammülsüzlüğünü 21 Mayıs'ta yayınladığı sert bir bildiriyle ortaya koydu. Ardından Danıştay Başkanlar Kurulu da benzer bir bildiri yayınlayarak Yargıtay'ın muhtırasına destek verdi.

 

1 Mayıs için Taksim´de kutlama ısrarına Hükümet ve İstanbul Valiliği tarafından verilen olumsuz yanıtın ardından sendikalar, Taksim'e yürüme kararı aldı. Bunun üzerine, kolluk kuvvetleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta savaş görüntülerini andıran olaylar yaşandı. Çıkan olaylar sırasında onlarca kişi yaralanırken yüzlerce kişide gözaltına alındı.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde zorunlu olarak görev yapan askerlerin, şüpheli bir şekilde ölüm ve intihar vakalarına her ay yeni halkalar ekleniyor. Bölge'de havadan ve karadan operasyonlarını yoğunlaştıran TSK'de, bu ay içerisinde 3 şüpheli ölüm vakası yaşandı.   Ölümlerden ilki Batman'ın Sason ilçesine bağlı Acar Jandarma Karakolu'nda, ikincisi İstanbul'da 1. Zırhlı Tugay Komutanlığında yaşanırken, üçüncüsü ise bir erin Erzurum'daki birliğinden terhis olduktan beş saat sonra intihar etmesi oldu.

 

Başta Şemdinli'nin "iyi çocukları" ve Hrant Dink'in katil zanlısının "ağabeyleri" olmak üzere bir çok gerçek suçlu ellerini kollarını sallayarak dolaşırken, düşüncelerini ifade eden insanlar ise cezalandırılmaya devam ediliyor.  8 Ocak 2005 tarihinde Konya'da düzenlenen "Tarih Boyu Tevhid Mücadelesi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, "devletin güvenlik güçlerini tahkir ettiği" gerekçesiyle Nureddin Şirin TCK'nın 301. maddesine göre, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

  

 

Cüppeli e-Muhtıralar!

 

Türkiye'de asker-sivil bürokrasisi seçilmişlere muhtıra vermeyi adeta gelenek haline getirdi. Daha çok halkın İslami değerlerini hedef alan bu gelenek, bu ay Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisi ve Danıştay Başkanlar Kurulu'nun bu bildiriye destek açıklamasıyla sürdü.

 

Cüppeli e-muhtıra! Olarak karşımıza çıkan bildiri, zamanlamasından diline, şeklinden içeriğine kadar yoğun hukuk ihlalleri içeriyor. "Cumhuriyetin temel niteliklerinin tartışmalara ve yeni tanımlamalara konu edilmesinden" şikâyet ile başlayan Yargıtay bildirisi, daha önceleri yayımlanan askeri e-muhtıralarda kullanılan dili anımsattı. Bu giriş cümlesi dahi yargının seçilmişler şahsında toplumu terbiye etme ve sindirme nöbetini askeri oligarşiyle beraber yürüttüklerini gösteriyor.

 

Başörtüsü yasağını yüksekokullarda kaldırmaya yönelik Anayasanın 10. Ve 42. Madde değişiklikleri, hükümetin yapması beklenen yargı reformu ve Ak Parti kapatma davasının olduğu bir zamanda bildirinin yayımlanması süreci baltalamaya yönelik bir adım olarak algılandı.

 

Bildiride, "…Toplumun yoğun ve isabetli refleksi, anılan taslağın yasalaştırılması girişiminde duraksama yaratmış; ancak, Anayasanın 10. ve 42. maddeleriyle ilgili değişiklik, engellenemeyen bir hızla yasalaştırılmıştır." denilerek "toplumun refleksi"nden bahsedilmekte ancak, toplumun büyük ekseriyetinin başörtünün sınırsız özgürlüğünün "isabetli refleksi" açıkça hedef alınmaktadır. Bildiride dikkat çeken hususlardan biride "halk" ifadesidir. Bu ifade ile de "halk" açıkça aşağılanmakta, süregelen "demokratik seçimlerin" birer oyundan ve aldatmadan ibaret olduğunu göstermektedir. "Halka rağmen halk için" anlayışının bir tekrarı olarak karşımıza çıkan "dilediği her şeyi yapabilme yetkisini halktan aldığı gibi şaşırtıcı bir inançla, Yargıyı ve mensuplarını halka şikayet ederek, hedef göstererek, hatta yabancı kişi ve kuruluşların yardım ve katkılarını sağlayarak, Türk yargısını etkileme niyet ve gayretine girmek suretiyle, açılan kapatma davasında lehe sonuç alma heves ve yöntemleri sıklıkla denenir olmuştur." gibi ifadeler, tek parti iktidarını yargı eli ile pekiştirme teşebbüsüdür.

 

1 Mayıs Kutlamalarında Devlet Şiddeti

 

Bu yılki 1 Mayıs kutlamalarında Ak Parti iktidarının anlamsız yasağı yüzünden yine olaylar çıktı. Sendikaların 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasında diretilmesi ve Ak Parti iktidarının buna izin vermemesi yüzünden özellikle İstanbul savaş alanına döndü.

 

1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim'e yürüme kararı aldı. Bunun üzerine, kolluk kuvvetleri günün erken saatinden itibaren İstanbul'u adeta tatbikat alanına çevirdi.   Binlerce kolluk kuvveti meydanı doldurdu. Olağanüstü güvenlik önlemleri nedeniyle hayat felç oldu. Vapur seferleri iptal edildi. Taksim'e çıkan bütün yollar trafiğe kapatıldı ve insanlar yollarda perişan edildi.

 

Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Kolluk; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. Olaylarda 2 Mayıs ve devam eden günlerde ana haber bültenlerinde devlet güçlerinin İstiklal Caddesinde bir turist grubunu coplarken, Şişli'de kafede oturan birini coplarken ve yere düşen bir kadın göstericinin kafasına tekme ve copla vururken görüntüleri yayınlandı.  Şişli Etfal Hastanesine gaz bombalarının atıldığı veya yanlışlıkla düşürüldüğü görüldü. Yine Şişli Etfal Hastanesi hemşirelerinden biri polis tarafından tartaklandı.  Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve kolluk, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti.

 

Toplanma ve protesto dahil gösteri yürüyüşü yapma hakkı, temel insan haklarından biri olarak Anayasa tarafından da kabul edilir. Taksim meydanı şölenlere, şenliklere, polis günü kutlamalarına, pop konserlerine, her türlü ahlaksızlık ve saçmalığın yaşandığı yılbaşı kutlamalarına açıkken, muhalif oluşumların, talep ve tepkilerini ortaya koymalarına kapatılması gösteri ve yürüyüş hakkının ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Bu hakkın kullanılmak istenmesine karşı kolluğun aşırı ve orantısız güç kullandığı gözleniyor. Devlet güçlerinin, topluluğa karşı biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullanarak olayların başlamasına zemin hazırladığı aşikar. Yoldan geçen masum insanların, hatta hastanede yatan hasta ve yakınlarının dahi şiddete maruz kalması; olayların vehametini ortaya koyuyor. İnsanların gösteri ve yürüyüş hakkına devlet güçlerinin bu şekilde müdahalede bulunması kabul edilemez.

 

YAŞAM HAKKI

 

Gürpınar'da Yargısız İnfaz...

11 Mayıs'ta Van'ın Gürpınar İlçesi'ne bağlı Çiçekli (Panê) Köyü'nde kardeşiyle beraber yürüyen Aziz Özer jandarma ekiplerinin "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürüldü. Aziz Özer'in kardeşi Abdullah Özer'in de tutuklandığı olay hakkında, jandarma ekipleri Abdullah Özer'in "dur" ihtarı sonucu ellerini kaldırdığını fakat Aziz Özer'in silahını ateşlediğini iddia etti. Aziz Özer'in ailesi ise oğullarının yakalanabilmesi mümkünken jandarma ekiplerince öldürüldüğünü savunarak İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi'ne başvurdu (İHD Van - 16 Mayıs)

 

Tuzla'da Bir İşçi Daha Öldü, 4 Ayda 11 Ölüm, Sendika "Grev" Dedi

Tersanelerden bir ölüm haberi daha. Selah tersanesinde çalışan 26 yaşındaki Deniz Kaşıkeman üzerine sac düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Eşi sekiz aylık hamile olan Deniz günde 30 YTL kazanıyordu. Limter İş "Taleplerimiz yerine getirilmezse 16 Haziran'da grevdeyiz" dedi. (bianet.org - 18 Mayıs)

 

Faili Meçhul Cinayet...

20 Mayıs'ta İstanbul Fatih'te bir binada ihbar üzerine arama yapan polis ekipleri başlarından tabancayla vurulmuş Mardin nüfusuna kayıtlı Yusuf Kılıç ve Kemal Erbeyi adlı 2 kişinin cesedini buldu (ntvmsnbc.com - 20 Mayıs)

 

Van'da Köy Muhtarı Öldürüldü 

Van'ın Başkale ilçesine bağlı Bilgeç Köyü Muhtarı Mevlüt Aytekin, gece yarısı evine gelen kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından öldürüldü. (ANF- 26 Mayıs)

 

İstanbul'da YDG Üyesi Öldürüldü

İstanbul Esenyurt İlçesi'nde, Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi (YDGM) üyesi Barış Adsaz (24) kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bıçaklanarak öldürüldü. (DİHA - 31 Mayıs)

 

 

ŞÜPHELİ ÖLÜMLER

 

Asker "İntihar"larının Sorumlusu Kim?  

Batman'ın Sason ilçesine bağlı Acar Jandarma Karakolu'nda görevli asker 21 yaşındaki jandarma er Ali Hüseyin Erdil yaşamına son verdi. (ANF - 3 Mayıs)

 

Aselsan'da 4. Şüpheli ölüm!

Bir dönem ASELSAN'da çalışan mühendis asteğmen, önemli bir savunma projesi hazırladığı günlerde, görev yaptığı tugayın trafo bakımında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.. Daha önce de ASELSAN'ın 3 önemli mühendisi intihar etmiş ve intiharları şüpheli bulunmuştu. (internethaber.com  - 09 Mayıs)

 

Gözaltında Ölüm...

Kocaeli'nde çeşitli suçlardan arandığı iddia edilen Selçuk Yıldır'ın (28), 27 Mayıs'ta gözaltına alınarak getirildiği Saraybahçe Polis Merkezi'nde intihar ettiği, Kocaeli Emniyet Müdürü Hüseyin Namal tarafından açıklandı. Namal, Selçuk Yıldır'ın kendisini kemerle parmaklık demirlerine asarak intihar ettiğini iddia etti (ntvmsnbc.com  - 28 Mayıs)

 

Askerlik Barış'ı İntihara Götürdü

Malatyalı Barış Köroğlu, Erzurum'daki birliğinden terhis olduktan beş saat sonra intihar etti. Aile, Barış Köroğlu'nun askerde gördüğü baskı ve şiddet nedeniyle psikolojisinin bozulup intihar ettiğini belirterek, İHD İstanbul Şubesi'ne başvurdu. (ANF - 30 Mayıs)

 

TOPLANTI VE GÖSTERİ ÖZGÜRLÜĞÜ

 

1 Mayıs'ın Bilançosu

İstanbul'da olağanüstü bir gün yaşandı. Günün sonunda ortaya çıkan 1 Mayıs bilançosu bakın ne oldu; 1 Mayıs bu yıl inadın kurbanı oldu. Polis sert önlemler alınca sendikalar binadan bile çıkamadı. İstanbul genelinde 530 kişi gözaltına alındı, 38 kişi yaralandı. Polisin attığı gaz bombalarından DİSK Genel Merkezi'nin yanı sıra Şişli Etfal Hastanesi de etkilendi. Sokaktaki vatandaşlar arasında bayılanlar oldu. İHD verilerine göre gözaltı sayısı 2 bin 800 kişi. (İHK - 1 Mayıs)

 

Adana'da 16 Gözaltı

Adana'da Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamaları sonrasında olay çıktı. Grup polisin cop ve biber gazıyla yaptığı müdahaleye taş ve sopalarla karşılık verdi. Çıkan arbedede 16 kişi gözaltına alındı.(ntvmsnbc.com - 2 Mayıs)

 

Başkent'teki 1 Mayıs'ta Arbede

İstanbul'da yaşanan olayların ardından Ankara'da da 1 Mayıs kutlamaları gergin başladı. Sıhhıye meydanındaki kutlamalarda göstericiler ve polis arasındaki arbedede yaralananlar oldu. (ntvmsnbc.com - 2 Mayıs)

 

İzmir'de "Biber Gazlı" Polis Terörü 

İzmir'in Karşıyaka ilçesine bağlı Yamanlar Mahallesi'nde otobüs durağında bekleyen ESP'li gençler, polisin "biber gazlı" saldırısına maruz kaldı. Saldırı sonucu gözaltına alınan 4 kişi, önce Yamanlar Polis Karakolu, daha sonra da Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis, çocuklarına sahip çıkmak için Yamanlar Polis Karakolu'nun önüne giden ailelere de "biber gazları"yla saldırdı. (ANF - 3 Mayıs)

 

Polis Baskısı Tam Gaz

6 Mayıs 1972"de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan"ı anmak için miting düzenlemek isteyen Mücadele Birliği Platformu, "suçu ve suçluyu övme fiili"" iddiasıyla mitingi yasaklayan emniyet müdürlüğünü protesto etti. (Birgün - 5 Mayıs)

 

"Mine'nin Süslü Kırmızı Elbisesi, Örgüt Üniforması Oldu"

Dünya Kadınlar Günü'nde basın bildirisi okuyan ve kırmızı tişört giyen üç çocuk annesi Mine Kaynak, "örgüt üyeliği" suçlamasıyla üç haftadır hapiste. Tutukluluğa itiraz sonuç vermedi. (bianet.org - 19 Mayıs)

 

Çifte Standarda Oturma Eylemi

Grup Yorum konseri için stand açmak isteyen öğrencilere izin vermeyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) yetkilileri, Ahmet Şafak konseri düzenleyecek olan ülkücü öğrencilere stand için izin verince, durumu protesto etmek için solcu öğrenciler oturma eylemi yaptı. (Evrensel - 23 Mayıs)

 

Halay Çekmek de Suç!

Hacettepe Üniversitesi'nde 18 Mart'ta düzenlenen Newroz kutlamalarında halay çeken 3 öğrenci, 'örgüt üyeliği' suçlaması ile tutuklandı. (Evrensel - 31 Mayıs)

 

YARGI VE CEZASIZLIK

 

Oğlunun Katilini Arayan Babaya 301 Zinciri 

Diyarbakırlı Baran Tursun adlı genç, İzmir Bayraklı'da 25 Kasım 2007 gecesi "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmişti. Olayın ardından Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde polis Oral Emre Atar hakkında açılan davada, hukuk skandalları birbirini takip ederken, şimdi de 301. madde skandalı yaşanıyor. Oğlunun katilinin serbest bırakılmasına isyan eden baba Mehmet Tursun hakkında, katilin cezalandırması için söylediği sözler üzerine TCK'nın 301. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle çok sayıda dava açıldı. (ANF - 3 Mayıs)

 

Tunceli'de 85'lik Dede Cezaevine Konuldu

Devlet hastanesinin Mart 2008 tarihinde verdiği "Vücudunun yüzde 79'u sağlığını kaybetmiştir" şeklinde yazılı rapora rağmen 85 yaşındaki Yusuf Kaplan, örgüte yardım ve yataklık yapmak iddiasıyla cezaevine konuldu. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Kaplan'a 3 yıl dokuz ay hapis cezası verdi. (Evrensel -10 Mayıs)

 

Kanlı Gömleğe Soruşturma Yok

Nijeryalı Festus Okey'in Taksim Polis Merkezi'nde öldürülmesi olayını aydınlatacak en önemli kanıt niteliğindeki 'kayıp kanlı gömlek'le ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verildi. (haksozhaber.net - 14 Mayıs)

 

Şemdinli'nin İyi Çocuğu Katil Çıktı

Kayıp İşadamı Salih Uçar cinayetinin altından, Şemdinli olayına karışan Uzman Çavuş Tanju Çavuş çıktı. Isparta Valiliği, müteahhit Salih Uçar'ın kaybolduğu olayla ilgili üç kişinin tutuklandığını bildirdi. Tutuklananlar arasında Şemdinli olaylarında adı geçen Uzman Çavuş Tanju Çavuş' da var. (haksozhaber.net - 22 Mayıs)

 

Yargıdan Çifte Standart

Yargıda yaşanan farklı uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Başbakan'ı 'kedi' şeklinde çizen Cumhuriyet Gazetesi karikatüristi Musa Kart hakkında hiçbir işlem yapmayan savcılar, Yargıtay Başsavcısı'nı 'baykuş'a benzeten Yeni Asya Gazetesi karikatüristine hakaret suçundan dava açtı. (haksozhaber.net - 23 Mayıs)

 

DTP Gecesi 'Tahrik' Sayıldı

DTP"nin 27 Nisan"da Sakarya"da düzenlediği gecede yaşanan olaylarla ilgili olarak kentte inceleme yapan İçişleri Bakanlığı müfettişleri, "şehit" cenazesinin toprağa verilmesinin hemen ardından düzenlenen etkinliğin "tahrik unsuru" taşıdığını belirtti. (Ajanslar - 25 Mayıs)

 

Öz'ü Soruşturmaya Yine İzin Çıkmadı

Trabzon Valiliği, iki astsubayın, "Dink'e suikast yapılacağını öğrendik ama komutanımız olayı kapattı" ifadesine rağmen albay Ali Öz hakkında soruşturma izni vermedi. (haksozhaber.net - 29 Mayıs)

 

Bir Yıldır Tutuklular, İddianame Yok

Dersim'in Pülümür ilçesine bağlı Kocatepe Köyü Jandarma Karakolu'na HPG'liler tarafından yapılan baskın sonrası tutuklanan Ali Ekber Akyıldız ile Erzincan'da askerlerin yaraladığı arıcı Hasan Metin'le ilgili iddianame, aradan bir yıl geçmesine rağmen hala hazırlanmadı. (DİHA - 30 Mayıs)

 

Erbakan'ın "ev Hapsi" Başladı

Eski başbakan Necmettin Erbakan'ın 28 aylık ev hapsi cezası başladı. Erbakan, ev hapsi cezasını geçireceği Balıkesir'in Altınoluk beldesindeki yazlığına geldi. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, ''Kayıp Trilyon'' davasından aldığı ev hapsi cezasını geçireceği belirtilen Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesindeki yazlığına geldi. (haksozhaber.net – 26 Mayıs) 

 

KÜRT SORUNU

 

Ambulans Şoförüne Gerilla Cenazesi Taşımaktan Ceza 

Mersin'de cezaevinde elleri ve ayakları çarşafa bağlı olarak tavana asılı durumda bulunan HPG gerillası Mehmet Alkan'ın cenazesini Van'a götürdükleri gerekçesiyle biri ambulan soförü, 3 kişiye toplam 3.5 yıl hapis cezasına mahkum edildi. (ANF - 3 Mayıs)

 

Annesiyle Kürtçe Konuşmasına İzin Verilmedi

Erzurum H Tipi Cezaevi'nde yatan Fettah Karataş adlı mahkûmun, Türkçe bilmeyen annesiyle Kürtçe konuşmasına "cezaevinde Kürtçe konuşmak yasak" denilerek izin verilmediği iddia edildi. Karataş İnsan Hakları Derneği'ne gönderdiği mektupta yasağa ilişkin şunlardan bahsetti: "Burada bir yıldır telefon Türkçe olmuş. Ailemde Türkçe az bilen vardır. Annem, yengem Türkçe hiç bilmiyorlar, Kürtçe tek biliyor. Yasaya göre de telefonda Türkçe bilmeyen Kürtçe konuşamazmış. Bir yıldır burada idareye dilekçe veriyorum ama hâlâ sonuç alamadım" (ANF - 8 Mayıs)

 

Kürtçeye Çevrilen Şiir Kitabının Cezaevinden Çıkışına İzin Yok

Terör örgütüne üye olmaktan 36 yıl hapis cezasına çarptırılan Nezir Gümüş'ün Kürtçeye çevirdiği şiir kitabının cezaevinden çıkarılmasına izin verilmedi. Bejan Matur'un 'Ayın Büyüttüğü Oğullar' isimli kitabını Kürtçeye çeviren Gümüş, eseri Matur'a göndermek istedi. Ancak mektubun Türkçe yazılmış sadece birinci sayfası Matur'a ulaştı. Mektubun son kısmında cezaevi yönetimi tarafından düşülen not dikkat çekti: "Şiirler Kürtçe olduğundan hükümlüye geri verildi." (Zaman - 16 Mayıs)

 

Bu Ne Perhiz!

Yetkililer, 'Kürtçe yasak değil' derken, Nuh Mete Yüksel'in iddianamesini dikkate alan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, anadilde eğitim isteyen öğrencilere ceza yağdırdı. Seks skandalı nedeniyle DGM Savcılığı'ndan alınan Nuh Mete Yüksel'in hazırladığı iddianameyi dikkate alan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, anadilde eğitim isteyen 4 öğrenciye 6 yıl 3'er ay, 2 öğrenciye 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. (Evrensel - 17 Mayıs)

 

Camiye Kürtçe Soruşturması 

Bismil'e bağlı Diktepe köyüne toplanan yardımlarla yapılan camiye "Xincika" ismi verildi. Camiye Kürtçe isim verilmesi üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından köy imamı Abdullah Cengiz ve muhtar Cemil Kavak hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma sürerken, caminin Kürtçe ismindeki "X" harfi çıkartılarak yerine "H" harfi konuldu. (ANF - 17 Mayıs)

 

"Savaşı Durdurun" Diyen DTP'li Tiryaki ve İrem Tutuklandı

Anneler Günü'nde Batman'da yaptıkları açıklamada "Kadınların karar vermediği bu savaşta en çok acı çeken bizleriz" diyen DTP yetkilileri Hidayet Tiryaki ve Sinem İrem tutuklandı. (bianet.org - 19 Mayıs)

 

Kürtçe Müziğe 'Örgüt Kurma' Cezası

Dikili Asliye Ceza Mahkemesi, Balıkesir'de düğünlerde Kürtçe şarkı söyleyen Nihat Sönmez'e 'suç işlemek için örgüt kurmak', 'suç ve suçluyu övmek' suçlamasıyla 1 ay hapis cezası verdi. (DİHA - 24 Mayıs)

 

Ciwan Haco'nun Konseri Yasaklandı

Kürt rock müziği sanatçısı Ciwan Haco"nun dün Kıbrıs'ta vereceği konser Kuzey Kıbrıs Türk yönetimi tarafından engellendi. Kıbrıs'ta okuyan Kürt öğrenciler tarafından Lefkoşa'da organize edilen Ciwan Haco konserine izin verilmemesine Kürt öğrenciler tepki gösterdi. (Birgün - 25 Mayıs)

 

Kürtçe Konuşma Linç Sebebi

Balıkesir'de inşaatta çalışan iki Kürt izin günlerinde bindikleri dolmuşta, Kürtçe konuştukları için 10-15 kişilik grup tarafından linç edilmek istendi. Saldırganların darp etmesi sonucu yaralanan Mehmet Polat, iki gün yoğun bakımda kalırken, askerlerin Edincik Jandarma Karakolu karşısında meydana gelen olaya müdahale etmediği ileri sürüldü. (DİHA - 29 Mayıs)

 

Kürtçe İsme Yine Yasak

Antalya'da Kumluca ilçesinde ikamet eden Celal Aykut, nüfus dairesi yetkililerinin 18 aylık oğlu Roberd ve 2 yaşındaki yeğeni Robin'e isimlerinin Kürtçe olduğu gerekçesiyle kimlik vermediğini iddia etti. (Evrensel - 29 Mayıs)

 

Askeri Helikopter Çatı Uçurdu: 1 Kişi Yaralandı

Diyarbakır'da özellikle, Lice, Dicle, Kulp başta olmak üzere şehrin göbeğine yerleştirilen askeri birimler tehlike saçmaya devam ediyor. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde askeri helikopterin kalkışı sırasında alçak uçuş yapması nedeniyle piste 50 metre mesafedeki evin çatısı uçtu. Evin balkonunda dinlenen ev sahibi Nizamettin Atagün, çatıdan kopan parçaların başına isabet etmesi nedeniyle ağır yaralandı. (ANF – 31 Mayıs)

 

MAYIN VE PATLAYICILAR

 

Siirt'te Patlama...

10 Mayıs'ta Siirt'in Eruh İlçesi Erenkaya Köyü yakınlarında hayvan otlatan Arafat Sezgin (15), Emin Sezgin (14), Agit Kayhan (13) adlı 3 çocuk, yol kenarında buldukları roketatar başlığı ile oynayınca patlama meydana geldi. Patlamada Arafat Sezgin yaşamını yitirdi. Emin Sezgin ve Agit Kayhan ise ağır yaralandı (ANF - 11 Mayıs)

 

Yine Patlamamış Askeri Malzeme: 1 Çocuk Ölü, 2 Çocuk Yaralı

Siirt'te patlamamış askeri malzemeyle oynayan çocuklardan biri öldü; ikisi yaralandı. Türkiye insanlarını sadece mayınlara karşı değil, askeri malzemelere karşı da korumak ve bilinçlendirmek zorunda. (bianet.org - 12 Mayıs)

 

Pancar Toplamak İçin Çıktığı Arazide Mayına Basarak Hayatını Kaybetti

Hakkari'nin Tekeli Köyü yakınlarında bir mezrada pancar toplamak isteyen 50 yaşındaki Nazdar Tekin mayına basarak hayatını kaybetti. (bianet.org - 16 Mayıs)

 

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE

 

Askeri Hastanede İşkence Yapıldığı İddiası

Tedavi için sevk edildiği İstanbul Haydarpaşa Gülhane Askeri Hastanesi'nde doktor ve 3 hastane personeli tarafından kendisine işkence yapıldığını iddia eden C.Y. adlı asker, birliğine dönmeden önce İHD'ye başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu. (Evrensel - 5 Mayıs)

 

2 Çocuğa Gözaltında İşkence 

İzmir'in Çiğli İlçesi'ne bağlı Güzeltepe Mahallesi'nde Güzeltepe Polis Karakolu'nun önünde 'polise küfrettikleri' gerekçesiyle gözaltına alınan Düzgün Öncü (17) ve Kahraman Kanat (15) adlı çocuklara dün akşamdan bu yana işkence yapıldığı savunuldu. (ANF - 10 Mayıs)

 

Karakol Önünden Yürünmez

İşkenceye sıfır tolerans sloganı ile iktidara gelen AKP hükümeti döneminde artan polis şiddetine bir halka da İzmir'den eklendi. İzmir'in Çiğli ilçesi Güzeltepe Mahallesi'nde gözaltına alınan D.Ö. (17), V.Ö. (17) ve K.K. (15), Güzeltepe Karakolu'nda 1,5 saat boyunca yangın tüpleriyle dövüldüklerini, kafalarının duvarlara vurulduğunu ve ağır hakaretlere uğradıklarını iddia ettiler. Hastaneden ve Adli Tıp Kurumu'ndan darp edildiklerine dair rapor alan çocuklar serbest bırakılırken, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı'nın polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. (Birgün - 12 Mayıs)

 

Avukatlar "Polis Bize Şiddet Uyguladı" Dedi, Polis Suç Duyurusunda Bulundu

Adana Barosu Başkanı İbrahim Gazioğlu meslektaşlarından Emir Başeski ve CMK'den görevli İlknur Önel Çiçek'in polis şiddetine maruz kaldığını gördüklerinde müdahale ettiklerini ve polisin kendilerine de şiddet uyguladığını söyledi. Polis "hedef gösterme, iftira ve hakaretten" suç duyurusunda bulundu. (bianet.org - 12 Mayıs)

 

Karakola Şikâyete Gitti, Hastaneden Raporla Döndü

Diş hekimi Mehmet Çavdaroğlu, bir şikayet için gittiği Taksim Polis Merkezi'nde, kendisiyle ilgilenmeyen polisleri cep telefonunun kamerasına kaydetmek isteyince polislerce dövüldüğünü öne sürdü. Darp izlerini raporla belgeleyen Çavdaroğlu, polislerden şikâyetçi oldu. (Radikal - 14 Mayıs)

 

Polisten Doktora 'Kimlik' Dayağı

İzmir'de Dr. Deniz Yazıcı'nın, kendisine kimlik soran polislere karşı koyduğu gerekçesiyle defalarca ve karakolda da çırılçıplak soyularak dövüldü. (haksozhaber.net - 17 Mayıs)

 

Başbakanlık Aracında Çuvallı Dayak

Antalya'da turizm sektörü çalışanı Ertuğrul Sağlam, Başbakanı protesto ettiği için korumalar tarafından arabayla kaçırıldığını ve iki saat boyunca dövüldükten sonra tehdit edilerek bırakıldığını iddia etti. (Taraf - 22 Mayıs)

 

'Bana İşkence Yaptılar'

Yüksekovalı Metin Erişmiş, polis olduğunu iddia ettiği 4 kişi tarafından kaçırılarak "YDGH yapılanması ve Diyarbakır'daki kurultay" hakkında kendisine sorular sorulduğunu ve daha sonra kendisine işkence yapıldığını ifade etti. Bu yapılan insanlık dışı muameleler neticesinde Savcılığa suç duyurusunda bulunan Metin Erişmiş, kendisini kaçıranların polis olduğunu ve mahkemede teşhis edebileceğini ifade etti. (yuksekovahaber.com - 27 Mayıs)

 

Esmeray 2 Kez Polis Saldırısına Uğradı, 2 Kez Şikayet Etti, Sonuç Bekliyor

Esmeray ikinci kez yaşadığı polis saldırısını anlattı: "Kimliği verdim. Çantama bakmak istediğini söyledi. 'Asla' dedim, zorla çantamı alıp boşalttılar. Beni arabaların arasında tartakladılar, küfür ettiler. 'İstediğin yere şikayet et, yetki bizde' dediler." (bianet.org - 29 Mayıs)

 

Gözaltında İşkence...

24 Mayıs'ta İstanbul'da arabadan inen bir polis memurunun dengesini kaybederek düştüğünü ifade eden Bayram Aydın, polis memurunun düşmesinden kendisini sorumlu tuttuğunu söyleyerek; kendisine bağıran polis memurunu sakinleştirmek isteğini fakat polis memurunun kendisine kafa ve yumruk attığını söyledi. Ardından gözaltına alınarak Pendik Çamçeşme Polis Karakolu'na götürüldüğünü söyleyen Aydın, dayağın karakolda da devam ettiğini savundu. Aydın, "bir grup polis gelip bana yüzünü gösterdi. 'İyi bak bu yüzlere senin hayatını cehenneme çevirecek' dediler. Bu sırada biri cinsel organımı tutarak 'sen kendini erkek mi zannediyorsun? Senin erkekliğini koparırım' diyerek sıkmaya başladı" diyerek yaşadıklarını anlattı. Nezarette sürekli dayak yediğini ve diz üstünde bekletildiğini söyleyen Aydın, yalan ifadelerin kendisine zorla imzalattırılmaya çalışıldığını kaydetti (Evrensel - 29 Mayıs)

 

Mühendise Karakolda İşkence

İstanbul Çamçeşme Polis Karakolu'nda mühendise işkence yapıldı. Darp edilen Ziraat Mühendisi Bayram Aydın, Adli Tıp Kurumu'ndan aldığı rapor ile polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. (Evrensel - 29 Mayıs)

 

Duruşma Sonrası Jandarma Dayağı

Aygül Kapçak, Güneş Arduç, Nuriye Adet, Raife Gül ve Nazliye Erkan adlı 5 tutuklu, 21 Mayıs günü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaları sonrası götürülürken jandarma erlerinin fizikî saldırısına uğradıkların açıkladılar. Tutukluların özellikle bacak aralarına tekmeler atıldığını, baş ve sırta atılan yumruklar sonucu bu bölgelerinde şiddetli ağrılar oluştuğunu, küfür ve hakarete maruz kaldıklarını anlattıklarını bildiren İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu, cezaevi hekimlerinin çekinceleri nedeniyle darp izlerinin tespit edilemediğini aktardı (Evrensel - 29 Mayıs)

 

Polis 1 Kişiyi Yaraladı

İstanbul Bahçelievler'de 'dur' ihtarına uymayarak kaçtığı iddia edilen otomobili durdurmak isteyen polisin açtığı ateş sonucu Ferit Özer'in (18) ayağından yaralandı. (Evrensel - 19 Mayıs)

 

İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ

 

Başörtülü Doktorlar Dekanın Emriyle Sempozyumdan Çıkarıldı

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi içerisindeki bir oditoryumda düzenlenen sempozyuma katılan Selda Ulaşan ve Perihan Dinç isimli başörtülü doktorlar, güvenlik müdürü tarafından Dekan Prof. Dr. Halil Yanardağ'ın emriyle salondan çıkarıldılar. (Zaman - 3 Mayıs)

 

Rektör, Şehitliği Ziyarete Gelen Aileleri Gece Yarısı Pansiyondan Kovdu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Ali Akdemir, "içlerinde 3 tane başörtülü var" diye şehitliği gezmek için Sakarya'dan gelen 13 avukat ve ailelerinin pansiyonda kalmalarına izin vermedi. (Zaman - 11 Mayıs)

 

İkna Odalarına Alışan Prof. Kiracısının Başını Açmaya Kalkıştı

İstanbul Üniversitesi'nin kadın öğretim üyelerinden Prof. Dr. B.E., başörtülü öğrenciler için kurulan ikna odalarında edindiği alışkanlığı kiracısına da uygulamaya kalkıştı. Kira artırımını konuşmak üzere ofise gelen B.E. kiracısının eşi Emine Ürkmez'in başörtülü olduğunu görünce adeta şok geçirdi. "Sıkmabaş seni, benimle konuşurken başındaki örtüyü çıkar çabuk, yoksa sizi burada bir gün bile tutmam." diye bağırırken, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a da hakaretler savurdu. Prof.'un "Sizler başımızdaki iki dinci köp...in eserlerisiniz, az kaldı, onlar da Ankara'dan cehennem olup gidecekler. Ben ikna odalarında çok kişinin başını açtırdım." sözlerine çevredekiler de şahit oldu. (Zaman - 16 Mayıs)

 

Kemalist Medya İhbarları;

Öğrencilere Said-İ Nursi Kitapları Dağıtılıyor

Gaziantep ve İzmir'de okullarda dini içerikli VCD izletilmesinden sonra Adana ÇEAŞ Anadolu Lisesi'nde okuyan öğrencilere ise Said-i Nursi kitapları dağıtıldığı ortaya çıktı. (Evrensel - 8 Mayıs)

 

Medya, Köylü Kadınların Kıyafetinden Bile 'Başörtüsü Krizi' Çıkardı

Töreni izlemeye gelenler arasında Kütahya bölgesinin yöresel kıyafetli 'çar' giyen köylü kadınlar da vardı. Bazı gazetelerin internet siteleri, yöresel kıyafetli kadınları bile 'çağ dışı' şeklinde ifadeler şeklinde sunarak kriz malzemesi yaptı. (Zaman - 16 Mayıs)

 

İki Lisede, İki Türban Vakası

Samsun'un Vezirköprü İlçesi'nde, Açık Lise sınavlarına bazı kız öğrenciler türbanlarını çıkarmadan bazıları ise kara çarşafla girdi. Kapıda sınava giriş belgeleri tek tek kontrol edilen öğrenciler türbanlarını çıkarmadan sınav salonuna alındı. (Radikal - 18 Mayıs)

 

Türbanlı, Cüppeli Öğrencilerle Sınav

Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Açık Öğretim Lisesi Müdürlüğü"nün düzenlediği 17 ve 18 Mayıs tarihlerinde yapılan Açık Öğretim Lisesi ikinci dönem sınavlarına türbanlı öğrencilerin yanı sıra cüppeli öğrenciler de girdi. Sınava giren öğrencilerin şikayetleri dikkate alınmazken türbanlı ve cüppeli öğrencilerin görüntülenmesi de polis ve okul görevlileri tarafından engellendi. (Birgün - 18 Mayıs)

 

Açık Lise Sınavına 3 Yıl Çarşafla Girdi

17-18 Mayıs"ta gerçekleştirilen açık lise sınavı "türban" tartışmalarıyla gündeme gelmişti. Milli Eğitim Bakanlığı ise kurum olarak kendilerine böyle bir bilgi ulaşmadığını açıklamıştı. Oysa açık lise sınavına 3 yıldır çarşafla giren "öğrenciler" olduğu ortaya çıktı. Sınavda İstanbul Bahçelievler'deki Hazım Ersu İlköğretim Okulu'nda görevli olan bir öğretmenin Sendika.Org'a ulaştırdığı haber ve fotoğraf açık lise sınavıyla ilgili gerçeği gözler önüne seriyor. (Birgün - 25 Mayıs)

 

Çydd Okulunda Herkes Cuma Namazında

Kars'ın Digor ilçesine bağlı Dağpınar beldesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) ile Çağdaş Yaşam İsmet Güresen İlköğretim Okulu'nda öğrenim gören öğrenciler her hafta gruplar halinde camiye cuma namazı kılmaya gidiyor. Nüfusu 3 bin 700 olan Dağpınar Beldesi'nde iki okulun öğrencilerinin gruplar halinde cuma namazı kılmaları dikkati çekerken, bunun öğretmenlerin yönlendirmesiyle olduğu iddiaları ortaya atıldı. Okul müdürleri iddiaları yalanlarken, böyle bir yönlendirmenin söz konusu olamayacağını söyledi. (Radikal - 31 Mayıs)

 

DÜŞÜNCEYİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

 

Baydemir Hakkında İki Ayrı Soruşturma 

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında Güney Kürdistan'a yapılan sınırötesi protesto mitinginde yapmış olduğu konuşma ve Halepçe Katliamı için Hewler'de yapmış olduğu konuşma nedeniyle iki ayrı soruşturma açıldı. (ANF - 5 Mayıs)

Leyla Zana İçin 60 Yıl Hapis İstendi 

Kapatılan DEP'in eski milletvekili Leyla Zana hakkında yaptığı 9 ayrı konuşmadan dolayı toplam 60 yıl hapis istemiyle dava açıldı. (ANF - 10 Mayıs)

 

'Savaşa Hayır' Diyen İmama 2.5 Yıl Hapis 

Diyarbakır'da 23 Şubat tarihinde DTP'nin düzenlediği sınır ötesi kara harekatını protesto amaçlı kitlesel basın açıklamasına katılarak elinde Kuran-ı Kerim ile Kürtçe konuşma yapan emekli imam Muhittin Eryılmaz 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. (ANF - 13 Mayıs)

 

Yazar Karabatak "Türbanlıyı Okula Al" Dediği için Sanık

Yazar Naif Karabatak, kaleme aldığı bir yazı nedeniyle Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz'ün şikâyetiyle hapisle yargılanıyor. Karabatak, anayasa değişikliği sonrası genç kadınların Adıyaman'da başörtüsüyle üniversiteye alınmamasına tepki göstererek "Savcılar Nerede" başlıklı bir yazı yazmıştı. (bianet.org - 16 Mayıs)

 

Yargıçları Suçlayan Emekli Binbaşı 301'lik

AB'ye uyum kapsamında değiştirilen 301. madde, bu kez emekli Binbaşı Zeki Bingöl'ü mahkemelik etti. Yargı mensuplarını arazi yolsuzluğuna karışmakla suçlayan Bingöl hakkında 301'den soruşturma açıldı. (haksozhaber.net – 20 Mayıs)

 

Nureddin Şirin'e TCK 301'den Hapis Cezası

8 Ocak 2005 tarihinde Konya'da düzenlenen "Tarih Boyu Tevhid Mücadelesi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, devletin güvenlik güçlerini tahkir ettiği gerekçesiyle Nureddin Şirin TCK'nın 301. maddesine göre, Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. (haksozhaber.net - 22 Mayıs)

 

Memleketten İnsan Hakları Manzaraları

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde yapılan bir basın açıklamasına katılan 24 yaşındaki işci Mehmet Pekinoğlu, Nâzım Hikmet'in "Akın var güneşe akın/güneşi zapt edeceğiz/ güneşin zaptı yakın" dizeleriyle "DHKP-C propagandası yaptığı" iddiasıyla yargılanıyor. Şiirin yazıldığı tarih olan 1940'larda ne DHKP-C, ne de kurucularının yaşadığına dikkat çeken, tutuklu yargılanan Pekinoğlu'nun avukatı Sevil Aracı, Nazım Hikmet şiirlerinin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okutulduğunun da altını çizdi. (Evrensel - 10 Mayıs)

 

'Çocukları Askere Göndermeyin' Dedi, Hapse Girdi

DTP Siirt il örgütü tarafından 'Anneler günü'nde düzenlenen basın toplantısında, 'Çocuklarınızı askere göndermeyin' çağrısında bulunan parti yöneticilerinden Hatice Kırcan tutuklandı. (Radikal - 12 Mayıs)

 

Mahir Çayan'ın "Toplu Yazılar" Kitabına 36 Yıllık Yasak

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Su Yayınları'nın yayımladığı Çayan'ın "Toplu Yazılar" kitabını toplattı; "Devrimci Marşlar, Türküler, Ağıtlar, Şiirler" kitabına da el koydu. (bianet.org - 16 Mayıs)

 

"Oğlum Olsa Askere Göndermezdim" Sözlerine Hapis Talebi     

Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, "Oğlum olsa askere göndermezdim" sözlerinden dolayı Bülent Ersoy hakkında, 'halkı askerlikten soğutma' iddiasıyla dava açtı. Ersoy, 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. (Bianet.org - 29 Mayıs)

 

İşkence Protestosu 301'lik Etti

İzmir Çiğli'de geçtiğimiz haftalarda yaşları 15 ile 17 arasında değişen 3 çocuğa Şehit Erdal Kılıç Polis Karakolu'nda işkence yapılmasını protesto etmek için ÖDP ve Çiğli Halkevi'nin çağrısı ile gerçekleştirilen eylem sonrası Halkevi yöneticileri, üyeleri ile işkence gören çocuklardan biri hakkında 301. Madde'den soruşturma açıldı. (Birgün - 31 Mayıs)

 

CEZAEVLERİ

 

'Süngerli Oda İşkencesi' Yaygınlaştırılıyor

F tipi cezaevlerindeki tecrit işkencesini daha da ağırlaştırılmak için uygulanan 'süngerli oda' bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılıyor. İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevi ve Sincan F Tipi Cezaevi'nin ardından Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde de, tutuklular 'süngerli oda'ya atılıyor. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden bir grup tutuklunun, İzmir Cezaevi İnisiyatifi'ne gönderdiği mektup, 'süngerli oda'nın, Kırıklar F Tipi Cezaevi ve Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nin ardından Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde de uygulandığını ortaya koydu. (gundemonline.com – 30 Mayıs)

 

Sincan Kadın Cezaevi'nde Su İşkencesi!  

"MLKP örgütü üyesi" olduğu iddiasıyla yargılanan Nilüfer Şahin, yakınlarına gönderdiği mektupta Sincan Kadın Kapalı Cezaevi idaresinin uyguladığı yeni işkence yöntemine dikkat çekti. Şahin, cezaevi idaresinin, tutukluların ayakkabı arama dayatmasına karşı geliştirdiklerini direnişini kırmak için koridorlara su döktüğünü anlattı. Şahin, bu nedenle tutuklular arasında rahatsızlıklar oluştuğunu belirtti. Siyasi tutuklular, F tipi cezaevi idarelerinin ayakkabı arama dayatması nedeniyle mahkemelere, hastanelere, görüşlere çıplak ayakla gidiyor. (ANF - 12 Mayıs)

 

Cezaevindeki 10 PKK'li Zehirlendi 

Urfa'nın Suruç İlçesi'ndeki cezaevinde 10'u PKK üyesi hükümlü 14 mahkum, yemekten zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. (ANF - 14 Mayıs)

 

Tekirdağ F Tipi'ndeki Bütün Dilekçeler Kayıp! 

Tekirdağ F Tipi Cezaevi yönetimi son iki aydır üst üste tutukluların dilekçelerini kaybetmeye devam etti. Bir tutuklunun, garanti belgesi kapsamında televizyonunun değiştirilmesi için verdiği dilekçe bile kaybedildi. (ANF - 26 Mayıs)

 

Bu Da Cezaevinde İşkence

Söke Cezaevi'nden Kırıklar F Tipi Cezaevi'ne sevkini isteyen Muharrem Süren isimli tutukluya sevk aracında ve Kırıklar Cezaevi'nde gardiyan ve jandarma tarafından işkence yapıldığı iddia edildi. (Evrensel - 29 Mayıs)

 

BASIN VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ

 

Birgün Okuruna Polis Tacizi

Birgün muhabirinin edindiği bilgiye göre 1 Mayıs Tertip Komitesi'nin can güvenliği tehlikesiyle aldığı Taksim'e yürümeme kararından sonra eve gitmek üzere 'polislerin kararını verdiği güzergâhtan' evine ulaşmaya çalışan 3 öğrenci, arama yapılmak üzere çevik kuvvet ekipleri tarafından çevrildi. Bu sırada öğrencilerinin etrafını saran çevik kuvvet ekibi tarafından çantası aranan Erdal Pak isimli öğrencinin çantasındaki BirGün gazetesini farkeden polis, "Niye okuyorsun bunu doğru düzgün işlerle uğraşın. Adam olun lan" dedikten sonra gazeteyle Pak'ın yüzüne vurdu. (Birgün - 3 Mayıs)

 

Habere Kızdı, Basın Odasını Kapattırdı

Geçen hafta çıkan 12 yaşındaki bir çocuğun tedavisinin babasına senet imzalatılarak yapılması haberlerine sinirlenen Adana Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Atilla Akova, hastanedeki basın odasını kapattırdı. (Radikal - 4 Mayıs)

 

Azadiya Welat Çalışanı Gözaltına Alındı

5 Mayıs'ta Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Sabri Adanır gözaltına alındı. Gazete dağıtımı yaptığı sırada gözaltına alınan Adanır'ın elindeki gazetelere de "incelenecek" gerekçesiyle el konuldu (Gündem - 5 Mayıs)

 

Yeni Şafak Gazetesi'ne Silahlı Saldırı

Gazete çalışanları gece baskısı için hazırlık yaparken binanın karayoluna bakan tarafından 5 el ateş eden saldırganlar kaçtı. İsabet eden kurşunlar sebebiyle binanın camları kırılırken yazı işlerinde çalışanlardan yaralanan olmadı. Polis, güvenlik kameralarını ve yola bakan MOBESE kayıtlarını incelemeye aldı. Yeni Şafak'tan yapılan açıklamada, saldırının son günlerdeki çetelerle ilgili yayınlarının ardından gerçekleştiğine dikkat çekildi. (Zaman - 5 Mayıs)

 

Youtube yine Atatürk Mağduru!

Youtube isimli siteye Türkiye'den erişim bir kez daha engellendi. Mart 2007'de Atatürk'e hakaret içeren görüntüler nedeniyle İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla kapatılan Youtube için daha sonra da sık sık aynı yola başvuruldu. Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, Youtube'a yönelik ucube yasağın traji-komik bir vakıa olduğunu belirtti. (haksozhaber.net - 7 Mayıs)

 

Polisin Muamelesini Yazmak Cesaret İşi!

Şanlıurfa Birecik'te gazeteci Şevket Demir, Afyonkarahisar Emirdağ'da gazeteci Mustafa Koyuncu, Emniyetteki "çile"yi yazdıkları için hem hapis hem de tazminatla yargılanıyorlar. (bianet.org - 8 Mayıs)

 

Özgür Politika Yazarı Gözaltına Alındı 

Avrupa'da yayın yapan Yeni Özgür Politika Gazetesi yazarı Ziya Yener Orkunoğlu 'Devlete hakaret' iddiasıyla İstanbul'da gözaltına alındı. (ANF - 8 Mayıs)

 

DİHA Muhabiri Yolda Tutuklandı

8 Mayıs'ta Şanlıurfa'da Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Nesrin Yazar, Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Yazar'ın Şırnak'ta devam eden bir davasından dolayı, "yol tutuklaması" olarak adlandırılan uygulama çerçevesinde tutuklandı (ANF - 8 Mayıs)

 

"Başkomiser Makinemdeki Fotografları Zorla Sildi"

Adliye koridorunda fotoğraf çekerken polis uyarıyor. Fotoğrafları silene kadar peşimden ayrılmıyor, beni savcılığa götürmekle tehdit ediyor. Ayşe Yılbaş duruşmasında gazeteci Nilüfer ZENGİN'nin başına bunlar geliyor... (bianet.org - 13 Mayıs)

 

YedinciGün Gazetesine Mahkemelik Yasadan "Propaganda" Cezası

Mahkeme, Terörle Mücadele Yasası'na dayanarak "PKK propagandası" iddiasıyla YedinciGün gazetesine bir ay yayın durdurma cezası verdi. (bianet.org - 15 Mayıs)

 

YedinciGün Gazetesi Sahibine "PKK'ye Yardım" Tutuklaması

Son sınır ötesi operasyonlar ilgili yayınlar yoluyla "PKK'ye yardım etmek"le suçlanan YedinciGün gazetesi sahibi ve sorumlu müdürü Ali Turgay tutuklandı. (bianet.org - 19 Mayıs)

 

Kandil'de 6 Gazeteci Katledildi

Basına yönelik suçları giderek kabaran Türk ordusu, özellikle Kürt gazetecilere yönelik saldırılarını artırdı. 1 Mayıs'ı 2 Mayıs'a bağlayan gece onlarca savaş uçağı Kandil'i bombaladı. PJAK Basın Merkezini ABD yapımı bombalarla vuran Türk ordusu 6 basın çalışanını katletti. (ANF - 17 Mayıs)

 

Gazeteci Çarpaz'a 'Aktütün Baskını' Soruşturması

Şemdinli Aktütün Karakolu baskını görüntülerini yayınlayan yuksekovahaber.com internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Erken Çapraz hakkında soruşturma açıldı. Geçtiğimiz günlerde 'Kürtler, Newroz Ateşi' başlıklı yazısı nedeniyle hakkında TCK'nın 301. Maddesi'nden dava açılan yuksekovahaber.com Genel Yayın Yönetmeni Erkan Çapraz hakkında bu defa da Aktütün Karakolu'nun baskın görüntülerini yayınladığı için soruşturma açıldı. (gundemonline.com - 24 Mayıs)

 

Akreditasyonu İptal Edilen Gazete...

Genelkurmay Başkanlığı, Fikri Sağlar'ın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında 5 Kasım 2007'de gerçekleşen görüşmeye dair bulunduğu iddiaları yayınlayan Vatan Gazetesi'nin, Genelkurmay Başkanlığı'nın etkinliklerini izlemeyi sağlayan akreditasyonunu süresiz iptal etti (Zaman - 20 Mayıs)

 

Alternatif 'e 1 Ay Kapatma

Alternatif Gazetesi, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 24-25 Mayıs tarihli nüshalarında "PKK propagandası" yaptığı iddiası ve "Örgüt bildiri ve açıklamalarını yayınladığı" gerekçesiyle, bir aylık süreyle kapatıldı. (yuksekovahaber.com – 26 Mayıs)

 

Ergenekon'un Yazarı Tutuklandı

Ergenekon üzerine yazdığı kitaplarla çeteyi deşifre eden ve göz altına alınan gazeteci Zihni Çakır tutuklandı. Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatıyla önceki gün Ankara'da gözaltına alınan yazar Zihni Çakır, Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinde süren bir dava ile ilgili olarak hakkında çıkartılan yakalama emri nedeniyle tutuklandı. (haksözhaber.net - 26 Mayıs)

 

Agos'a Bir Dava Daha

Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmeden önce genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesinin imtiyaz sahibi Serkis Seropyan ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aris Nalcı'nın, gazetede yayımlanan bir yazıda, ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri'' gerekçesiyle cezalandırılmaları istendi. (yuksekovahaber.com  – 27 Mayıs)

 

Baskın Videosu Soruşturmalık

10 Mayıs 2008 tarihinde PKK'nin baskınına uğrayan Hakkari'nin Şemdinli İlçesinde bulunan Aktütün Jandarma Karakolu ile ilgili görüntüler Roj TV'de, ardından birçok Türk Haber Sitesinde de Roj TV'den alıntı yapılarak yayınlanmıştı. Görüntülerin yayınlandığı sitelerden Yüksekova Haber'in Genel Yayın Yönetmeni Erkan Çapraz hakkında "Örgüt Propagandası" gerekçesiyle Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. (yuksekovahaber.com  – 24 Mayıs)

 

MİLİTARİZM

 

'Merhumun Cezası Süresiz Değildir'

1943'te Van'ın Özalp ilesinde 33 kişiyi kurşuna dizdirerek tarihe geçen Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın ismi Özalp'te yaşamaya devam ediyor. Olaydan 61 yıl sonra suçsuz yere kurşuna dizilenlerin yakınlarının yaşadığı Özalp'teki kışlaya Muğlalı'nın ismini veren Genelkurmay Başkanlığı, mağdur yakınlarının ısrarına rağmen geri adım atmadı. (haksozhaber.net - 5 Mayıs)

 

Öğrenciye 'Kurtlar Vadisi' Vaadi!

Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü 1'inci sınıf öğrenci temsilcisi İsmail Keleş Jandarma Karakolu'nda kendisine "Kürt öğrencilerin içine girip bize bilgi verirsen, seni Kurtlar Vadisi'ndeki gibi yaşatırız" denildiğini iddia etti. (Evrensel - 9 Mayıs)

 

Yaylalardan Sonra Tarihi Mekanlar Da Yasak

Diyarbakır Ergani'de bulunan tarihi Hilar Mağaraları'nı gezmek isteyen gençlerin önüne barikat kuran jandarma, gençlere izin vermedi. "Propaganda yapacakları" gerekçesiyle çıkartılan mahkeme kararını göstererek gençleri tek tek aramak isteyen jandarma, protesto edildi. Gençlerin "tarihi mağara" gezmesinin nasıl bir sorun yaratacağı ise merak konusu. (Evrensel - 13 Mayıs)

 

Van'da Dağ Taş Bayır Yasak

Bölge'yi yeniden OHAL dönemine çeviren devlet, şimdi de turizmi yasakladı. Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, otel ve seyahat acentelerine gönderdiği yazıda, sivillerin Van ve ilçeleri Caldıran ile Çatak'taki bütün turistlik ve tarihi mekanlara girmesinin yıl sonuna kadar yasaklandığını duyurdu. (Alternatif - 24 Mayıs)

 

Lise Öğrencilerine Askerden Ajanlık Teklifi 

Diyarbakır'daki lise öğrencilerine okul yönetiminin izniyle polis arabalarına bindirilerek götürüldükleri düğün salonlarında PKK ile ilgili seminer verildi ve ajanlık teklif edildi. Öğrenciler bu uygulamanın hukuk dışı olduğu gerekçesiyle Diyarbakır İnsan Hakları Derneği'ne başvurdu. (ANF - 25 Mayıs)

 

Herkesi Fişleyecekler!

MİT, jandarma ve emniyet yetkilileri Meclis'e gelerek, "suç ve suçlu ile mücadele" gerekçesiyle kamu ve özel kurumlardaki bilgilere erişim ve dosyalama yetkisi istedi. Böylece bu üç kurum vatandaşlar ile ilgili psikolojik durumundan, sağlık raporlarına, oy verdiği siyasi partiye kadar yasal fişleme yapılması olanağının tanınmasını istemiş oldu. (Sabah - 25 Mayıs)

 

Yeni Ergenekon Evi Bulundu

Antalya'da polisin bir hırsızlık olayına müdahale ederken bulduğu cephanelik evin sahibi A.S. eski Özel Harekatçı çıktı. A.S, Veli Küçükle bağlantılı çıktı. (haksozhaber.net - 27 Mayıs)

 

Önce Görevden Alındı, Şimdi Tazminatlarla Boğuşuyor

Şemdinli olayından sonra hazırladığı iddianameyle dikkatleri çeken ve çok geçmeden görevinden uzaklaştırılan eski Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, tazminatlarla boğuşuyor. Sarıkaya, son olarak 10 bin YTL tazminat ödemeye mahkum edildi. (haksozhaber.net - 20 Mayıs)

 

Emniyetle Rektör El Ele!

Alternatif Bahar Şenlikleri için Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde (AÜ) etkinlik düzenleyen öğrencilere önceki gün saldıran ülkücüler, 5 öğrenciyi yaraladı. Kafasından darbe alan 2 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Yaşanan olayın ardından açıklama yapan rektör, polisle işbirliği içinde olduklarını söyledi. (Evrensel - 17 Mayıs)

 

IRKÇI SALDIRILAR

 

Sakarya'da İkinci Irkçı Saldırı

Sakarya merkeze bağlı Yağcılar Mahallesi'nde Abdullah Kaya'ya ait evin iki ülkücü tarafından taşlandığı iddia edildi. Edinilen bilgiye göre, önceki gece saat 01.00 civarlarında Yağcılar Mahallesi'nde iki ülkücü Diyarbakırlı Abdullah Kaya'ya ait evi taş yağmuruna tuttu. Camları kırılan eve bir de E.S.G imzalı "Apo'nun p... sizi burada yaşatmayacağız" yazılı not atıldı. (Birgün - 5 Mayıs)

 

Kışkırtma Kırklareli'nde Hortladı

Sakarya'dan sonra DTP'ye yönelik tehlikeli kışkırtma bu sefer Kırklareli'nde hortladı... DTP Kırklareli İl Örgütü binası saldırıya uğradı. DTP Kırklareli İl Örgütünün camları kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce dün gece kırıldı. Partinin dış kapısının bulunduğu duvara ise "O. çocukları DTP. Teröristler Yaşamak Haram Size, Bu ülkeyi Bölemezsiniz" yazıları yazıldı. (haksozhaber.net - 6 Mayıs)

 

Kürt Öğrencilere Linç Girişimi...

Aydın'ın Kuyucak İlçesi'nde 24 Mayıs gecesi bir kafede Adnan Menderes Üniversitesi Kuyucak Meslek Yüksekokulu öğrencisi Kürt öğrenciler, slogan attıkları iddiasıyla bir grubun saldırısına maruz kaldı. Saldırı sonrasında Ayhan Çimenoğlu aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralandı. Güvenlik güçleri gözaltına aldığı 5 kişiden saldırının faillerinden olan 4'ünü serbest bıraktı, Diyarbakırlı öğrenci Ahmet Baran'ı ise adliyeye sevk etti (Radikal - 26 Mayıs)

 

Irkçı Saldırı İlçe Terk Ettirdi

Mersin'de ülkücü saldırı ve jandarmanın 'keyfi tutumu' birleşince öğrenciler ilçeyi terk etmek zorunda kaldılar. Mersin Silifke'de Meslek Yüksekokulu öğrencisi 5 genç önce okulda tehdit edildi, gece ülkücüler tarafından evleri basıldı. Saldırgan ülkücülerin elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşmasına göz yuman jandarma, ise 'güvenlik' gerekçesiyle mağdur olan gençleri gözaltına aldı. Can güvenlikleri kalmayan gençler ilçeyi terk etmek zorunda kaldı. (Evrensel - 30 Mayıs)

 

ÖRGÜTLENME HAKKI

 

DTP Torbalı İlçe Binası Kundaklandı 

Demokratik Toplum Partisi Torbalı ilçe binası dün gece kundaklandı, parti binası tamamen kullanılamaz hale geldi. (ANF - 6 Mayıs)

 

Öğrenci Derneğine Kapatma

Kars'ta faaliyet yürüten Kafkas Üniversitesi Öğrenci Derneği (KAÖ-DER), "PKK'lilerden oluşuyor" gerekçesiyle kapatıldı. 2003 yılında öğrencilere, sosyal, ekonomik destek sunmak ve bilimsel çalışmalar yapmak üzere kurulan dernek, bine yakın üye ile çalışma yürütüyordu (Evrensel - 6 Mayıs)

 

Jandarma Ve Patron Sendikaya Karşı Birleşti

Patronlar sendikalaşan işçileri işten atıyor, hakları için direnen işçileri ise jandarma gözaltına alıyor. Deri-İş Sendikası'nda örgütlenen Desa Deri ile TEKSİF'te örgütlenen Venüs Giyim işçilerinin sendikalaşma mücadelesi patronun ve jandarmanın baskısıyla kırılmak isteniyor. Düzce Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu olan fabrikalarda sendikalaşma nedeniyle Desa Deri'den 40, Venüs Giyim'den ise 25 işçi işten atıldı. Patronlar ayrıca fabrika içinde sorgu odaları kurarak işçileri sendikadan istifa ettirmeye çalışırken, direnişe geçen işçiler ise karşılarında jandarmayı buldu. (Evrensel - 8 Mayıs)

 

Van'da VÖDER Binası Kundaklandı 

Van Öğretmenler Derneği'nin (VÖDER) Yeni mahallede bulunan binası kundaklandı. (ANF - 12 Mayıs)

 

Sivas'ta 30 Kişi Gözaltına Alındı 

Sivas'ta aralarında Halklar ve Özgürlükler Cephesi ile Gençlik Derneğinin de bulunduğu 11 adrese baskın düzenleyen polisler 30 kişiyi gözaltına alındı. (ANF- 26 Mayıs)

 

Batman Göç-Der'e Kapatma Davası

Batman Göçedenlerle Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği (Göç-Der) hakkında Batman Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, 8 Aralık 2007'de derneğe yapılan baskında ele geçirilen belgelerde derneğin "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla kapatma davası açıldı. Dernek hakkında açılan kapatma davasının ilk duruşması 4 Haziran 2008'de yapılacak (ANF - 26 Mayıs)

 

SORUŞTURMA VE GÖZALTILAR

 

Erdoğan'la Görüşmek İsteyen 5 Sendikacı Gözaltına Alındı 

Limter-Iş Genel Sekreteri Kamber Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 5 sendikacı, Tuzla bölgesine giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek isteyince yaka paça gözaltına alındı. (ANF- 3 Mayıs)

 

Aydında 40 Gözaltı

Aydın DTP İl yöneticileri ve Adnan Menderes Üniversitesi öğrencilerinin de aralarında bulunduğu 40 kişi, 5 Mayıs'ta evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı (ANF - 5 Mayıs)

 

Ölmüş Kadına Soruşturma Açıldı

Silvan'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen şölene katıldıkları gerekçesiyle 104 kişi hakkında açılan soruşturma kapsamında, 2003 yılında yaşamını yitiren Gülçin Başaran adlı kadına 'Yasadışı slogan atmak' iddiasıyla soruşturma açıldı. (Evrensel - 7 Mayıs)

 

Sendikaya Üye Oldukları İçin İşten Çıkarılan Desa İşçileri Gözaltında

Sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan ve direnişe başlayan Desa işçileri ve Deri İş başkanı gözaltına alındı. Haftasonu başbakanın ziyaret ettiği tersanede pankart açmak isteyen Limter İş üyeleri de gözaltına alınmışlardı. (bianet.org - 7 Mayıs)

 

Darp Edilerek Gözaltına Alındırlar

22 Mayıs sabahı İstanbul Kadıköy'de yürüyen Ali Haydar Göktepe, Derya Bayraktar, Engin Alhas ve Cuma Polat adlı 4 kişi, sivil polis ekibi tarafından gözaltına alındı. 4 kişinin gözaltına alınırken polis memurları tarafından darp edildikleri iddia edildi (indymedia.org - 22 Mayıs)

 

Newroz Tutuklamaları Devam Ediyor

22 Mayıs'ta Hakkâri'nin Yüksekova İlçesi'nde düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınan 3 kişiden Feyzi Kaya ve Doğan Düz adlı 2 kişi Newroz kutlamasında "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" gerekçesiyle tutuklandı (Gündem - 22 Mayıs)

 

Polisten Anneler Günü Hediyesi: İki Gözaltı

İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polisler Anneler Günü'nde Barış Anneleri İnisiyatifi üyelerinin basın açıklaması yapmasına izin vermedi. İstanbul Eminönü'nde 'Barış istiyoruz' talebiyle Barış Anneleri'nin gerçekleştirmek istediği oturma eylemine müdahale eden polis, iki kadını gözaltına aldı. (Birgün - 12 Mayıs)

 

Yüksekova'da 5 Tutuklama

Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler 'Newroz olaylarına karıştıkları' gerekçesiyle İdris Savaşan, İshak Savaşan, Ali Bülbül, Adil Bülbül ve Vahyettin Kaya isimli şahısları evlerinden alarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan 5 kişinin İlçe Emniyet Müdürlüğündeki sorgulamaları bittikten sonra mahkemeye çıkarıldı. Mahkemeye çıkarılan 5 kişi 'Devlet malına zarar vermek, panzere taş atma' gerekçesi ile tutuklanarak Hakkâri Kapalı Ceza Evi'ne gönderildi. (yuksekovahaber.com - 27 Mayıs)

 

Hakkâri'de 21 Gözaltı

Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından sabah saatlerinde eş zamanlı olarak, aralarında DTP İl Başkan Yardımcısı Seyithan Şahin'in de bulunduğu, çoğunluğu YDG üyesi 21 kişi gözaltına alındı. (yuksekovahaber.com - 28 Mayıs)

 

Dört Kişiye Tutuklama

23 Mayıs'ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan 28 kişiden İlker Ekiz, Mustafa Doğan, Elbil Çınar, İbrahim Karataş adlı 4 kişi, 28 Mayıs'ta tekrar gözaltına alındıktan sonra tutuklandı (halkinsesi.org  - 28 Mayıs)

 

Demirel'i Protesto Eden 6 Kişi Gözaltına Alındı

28 Mayıs'ta Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nin (OMÜ) düzenlediği "Türkiye ve Dünya" konulu söyleşiye davetli olarak gelen eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i protesto eden 6 kişi gözaltına alındı (Zaman - 28 Mayıs)

 

Hakkari'de Ev Baskınları

28 Mayıs sabahı Hakkâri'de Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından yapılan ev baskınlarında 21 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü gözaltıların gerekçesini açıklamadı (ANF - 28 Mayıs)

 

Balıkesir'deki Ev Baskınlarında 21 Gözaltı

27 Mayıs sabahı Balıkesir'de Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından yapılan ev baskınlarında ise 21 kişi gözaltına alındı (yeniozgurpolitika.org - 28 Mayıs)

 

Tiyatro Oyuncusu Gözaltına Alındı

Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) bünyesinde çalışmalarını yürüten Tiyatro İmge oyuncusu Ergün Demir 28 Mayıs'ta BEKSAV'ın binasından sivil polis memurları tarafından gözaltına alındı. BEKSAV yönetim kurulu üyeleri Nurten Baydemir ve Rahşan Köse, gözaltına alınan Demir'i "nereye götürüyorsunuz?" sorularına polis memurlarının "işkenceye götürüyoruz" dediklerini iddia etti (atilim.org - 28 Mayıs)

 

HASTA HAKLARI

 

Hastaneler, Yanan Bebeği Kabul Etmedi

Üzerine kaynar su dökülen 8 aylık Rabia Karagöz'ü 4 hastane kabul etmedi. 6 saat boyunca hastane hastane dolaştırılan Rabia, havale geçirmek üzereyken özel bir hastanede yoğun bakıma alındı. (haksozhaber.net - 14 Mayıs)

 

Yine Yanık Bebek Yine Aynı Umursamazlık

Adana'da sekiz yaşındaki çocuğun yanıklar içinde gittiği hastanede 230 YTL tedavi masrafını ödemediği için bir saat acılar içinde bekletilmesinin görüntüleri hafızalardayken Kocaeli'nin Gebze ilçesinden benzer bir haber geldi. Üzerine kaynar su dökülen sekiz aylık bebek, üç hastane dolaştıktan sonra, dördüncü olarak gittiği özel bir hastanede tedavi altına alınabildi. (Radikal - 13 Mayıs)

 

Doktordan Hastaya: Kilo Alırken Bana mı Sordun?

Pendik'te, gece rahatsızlanan ve 6 hastane dolaştıktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirilen 300 kiloluk Ayşe Akdeniz (48), acil servisteki bir doktorun kendisini azarladığını ileri sürdü. Sabaha kadar acilin kapısında beklediğini anlatan Akdeniz, "Fenalışınca hastaneye gittik. Doktora çok acı çektiğimi söyleyince bana, '300 kilo olurken bana mı sordun?' diyerek azarladı." şeklinde konuştu. (Zaman - 19 Mayıs)

 

Elinizi Çabuk Tutun Sayın Bakan

Sağlık Bakanı Akdağ, hastane skandallarına karşı bulduğu çözümü anlatırken ajanslara bir haber düştü. Apandisiti patlayan 14 yaşındaki Delal Güler'i tam dört hastane geri çevirdi. (Radikal - 23 Mayıs)

 

Tedavi Olmak İçin Boş Senede İmza

Son dönemde reformlara konu sağlıkta skandallar bitmek bitmiyor. Yanan çocukların saatlerce tedavisi yapılmadan hastane hastane dolaştırılmalarının şoku sürerken bir skandal haber de Şişli Etfal Hastanesi"nden geldi. Hastaneye mesai bitiminden sonra acile giden İhsan Erdem'e teşhis ve tedavisinin yapılabilmesi için boş senet imzalatıldı. (Birgün - 25 Mayıs)

 

             Özgür-Der Diyarbakır Şubesi

İnsan Hakları Komisyonu

<> var tmp; tmp = document.getElementById("news_content").getElementsByTagName ("a"); for(i=0; i.target = "_blank";
<LINK href="sft.css" type=text/css rel=stylesheet target="_blank"> < style =text/css> .style1 { text-align: center; font-family: Arial; font-size: xx-small; }
Diğer Haberler
Özgür-Der Mayıs 2008 Hak İhlalleri Raporu
Nisan 2008 Hak İhlalleri Raporu
Mart 2008 Hak İhlalleri Değerlendirme Raporu
Özgür-Der Türkiye 2007 İnsan Hakları Raporu
Şubat 2008 Hak İhlalleri Değerlendirme Raporu
Özgür-Der Ocak 2008 Hak İhlalleri Raporu


__________________
Gideni az olan yoldan gidin (İncil)

Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
Yukarı dön Göster yalnız_kürt's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yalnız_kürt
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selam,

Konunun tüm muhataplarına(özellikle M.B.Nebi ve Y.Kürt) şöyle bir sorum var:

Müslüman bir kişinin "ilhamını Allah'tan almadığını" deklare eden eğitim kurumlarına ısrarlı bir şekilde "eğitin beni" demesi ve bu uğurda olağanüstü çaba sarf etmesi çelişkimidir değilmidir?

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
rehber02
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 eylul 2007
Yer: Zimbabwe
Gönderilenler: 290
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

sultan Yazdı:

Selam,

Konunun tüm muhataplarına(özellikle M.B.Nebi ve Y.Kürt) şöyle bir sorum var:

Müslüman bir kişinin "ilhamını Allah'tan almadığını" deklare eden eğitim kurumlarına ısrarlı bir şekilde "eğitin beni" demesi ve bu uğurda olağanüstü çaba sarf etmesi çelişkimidir değilmidir?

Selam,

Çelişki mi? Bence bu kelime tam karşılamıyor. Başka bildiğiniz kelime var mı? Yani çelişkinin daniskası anlamında bir kelime..

Selam.

Yukarı dön Göster rehber02's Profil Diğer Mesajlarını Ara: rehber02
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selamlar
Hem bu ülkenin herşeyine tuukaka derler küfür ederler bütün kuruculara yok bu mason yok şu sabatay gibi yakıştırmalar yaparlar ondan sonra ünüversite önlerinde kendilerini yerlere vurup mazlumu oynarlar haçlı avrupasınada gidip şikayet ederler...
Bunların arkasında ülkeyi bölmek isteyen gizli servisler var ve bunlar da piyon ...başkaca denecek bişey yok!!!



__________________
saygılarımla

Aaydın
Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selamlar

BURADA YAZDIKLARIM FORUMUN SADE BİR ÜYESİ OLAN EREN ERDEM'İN FİKİRLERİDİR. YÖNETİME AİT-YÖNETİMDEN-YÖNETİMİN FİKRİ OLARAK DEĞİL, SADECE ŞAHSIMIN GÖRÜŞ VE FİKİRLERİDİR.

Malik, öncelikle ifadelerinden ötürü seninle bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Sana PİŞKİN gibi bir kelime kullanmadan meramımı, ''medeni'' bir dil ile anlatmaya çalışacağım inşaAllah.

Hanif Dostlar, Hanifler.com. Bu iki forumda ne kadar yazın varsa hepsini okudum. İkinci forumda ''kural kabul etmediğini'' beyan etmiştin ve yazmama kararı aldığını belirtmiştin. Hanif dostlarda da, Forum kurallarını kabul etmediğini ifade ettin.

Söylediğim şeyi çarpıtman hiç hoş değil, öncelikle SEMPOZYUM ile alakalı ifademi, eğer Pak_İslam'ın ilk mesajını okursan daha iyi anlarsın. Beni OKUmamakla suçlayıp kendin okumaman abestir.

Bana ettiğin hakaretlerin içerisinde, Atatürk denildiğinde öne çıktığımız şeklinde bir yorumun var.

Bu kısmen doğrudur. Ben Mustafa Kemal'in hata yapabilitesini göz önünde bulundurarak, bugün bu platformda seninle bunu tartışıyor olabilmemden ötürü minnettarım kendisine.

ÖZ'ünde, O birşey değildir, O'na bunu yaptırana bakmalı. Allah dilemeden kimse dileyemez.

MALİK : yaw eren kabahatin biri bin para, Allahtan kork, iki tane konu başlığı bu forumda öylece sorduğum sorular hala havada öyle bekliyor, konu atatürk olunca siz savunma güdüsü ses duyuruyorsunuz, ama konu vahiy ile ilgil sorular lunca çıt yok, kıssalarla ilgili olunca ses yok, bir de üstüne üstlük pişkin pişkin atatürkten konu açıldı sesini duyduk diyorsun ya, madem modsun ya doğru düzgün takip et forumu ya da bilr bilmez konuşma, yazındaki diğer yazdıklarına karşılık veremem, sen meseleye hakkımı yiyerek ve ön şartlı başladın, aynı konu bir başka forumda tartışılıyor tek not düşmedim belkide ama enazından sizin gibi şartlı okumuyorlar, gündemimi ben belirlerim, ayıp ettin, yönetimden ve kriz masasından zerre kadar anlıyormusunuz bilmiyorum,

Öncelikle, kriz masasından yola çıkarak, ortada bir kriz oluşturulduğunda hemfikiriz sanırım! Bu krizin mimarları kimlerdir ve nedendir sürekli aynı konu. Forumu düzgünce takip ederim, ancak insanlığımın verdiği bir şey olsa ki, validem rahatsızlandığından beridir interneti %100 kullanamıyorum. Bu normaldir. Ama senin yazılarındaki her virgülü çok iyi bilirim.

Ön-şart yok malik, sıkıntı var. sıkıntıda şudur :

Rejim-sistem ile ilgili sıkıntılarda, sıkıntıyı aktarırken kullanılan TARZ ve üslup.

Mesela :

- PUT : Tahtadan yapılan heykellerdi, Bu yüzden her heykel : PUTtur ifadesi ile

- Allah : Alim dir, Her Alim Allahtır ifadesi aynıdır... Hiçbir fark yoktur, bu çelişkinin öbeğini teşkil eden bir GÖRme sorunudur.

Sorunlarını, ŞAHISLARA adapte ederek hiçbir yere varamazsın. Bizlerin herbirinin mevcut anayasa içerisinde rahatsız olduğu maddeler olabilir(Şahsım adına : ZİNA hususu)

Kuran beyanında var olan, tüm yönetimsel meseleleri yaşanan toplumun DEVLET anlayışı içerisinde anayasal bir düzeneğe getirmek gereklidir. Bunun adı, İSLAM devleti değil, Müslümanların yaşadığı devletin anlayışı olur.

Bu anlayışta LAİKLİK, yaşayanların üzerinde BASKI unsuru oluşturmaya engel olmak demektir.

Humeyni gibi şahsiyetlerin Allah adına konuşma yetkisinin benzerini isteyenler var ise, ki bu Kuran ile çelişiktir, bunun yanlış olduğunu söylememe gerek bile yoktur.

Çok ilginç, Mevcut Sistem, Dini özgürlüklerimi en elverişli yaşayabildiğim sistemdir.(hatalar-eksikler-yanlışlar ile birlikte)

Ancak, elbette bu Darus'selam değil, elbette revize edilmeli, Elbette Reformlar olmalı, Atatürkün DEVRİMCİLİK dediği ilkeyi hatırlayıp, anlayış paralelinde sosyal ve ekonomik bir Reform olmalı. Buna tamamen inanıyorum.(mesela: Liberal ekonomiden, SOSYAL Ekonomiye-ki vahyin formuna tak diye oturur bu)ü

Ama bundan önce, RAD11 - RAD11 - RAD11- RAD11-RAD11

Toplum değişmezse siz birşey de-ğiş-ti-re-mez-si-niz.

Eğer Ahlaksızlık ve sapıklık var ise, fuhuşhaneleri kapatırsanız, sapkınlar sokaktaki kadınlara tecavüz etmeye başlar.

Önce ZİHNİYET DEVRİMİ.

Önce toplum değişecek...

Allah böyle dedi : R-A-D 11. AYET

Ancak, bu kapıyı açan şahsiyete karşı, TEK odaklı hücum etmem. O'nu sever ve sayarım.

Şunu iyi bilirim, Osmanlı'nın isyancı-terörist ilan ettiği Mustafa kemal, Süleymaniye camii tepesine haç takmak isteyenlere karşı durmuştur. Bu işin edebi kısmıdır elbet, fakat sevgimin temelinde yatar o mücadelesi. Emperyalizme karşı duruşu ve onurlu savaşı.

Emperyalizme karşı gık çıkartmayıp, işi direk farklı formlara bağlayanlar, daha ne kadar mandacı arzularla yaşayacaklar?

Aynı kişiler, o günlerde Mustafa Kemal için KAFİR fetvası verdirmedimi ?

Yine aynı kişiler, Alman kayzeri Wilhemm'i pazarlamak için, O gizliden gizliye müslümandır deyim, HACI WİLHEMM demedilermi ?

Aynı kişiler bugün, yaşadığı topraklar ABD ye satılırken, kahrolsun DEVLET diye bağırmıyorlarmı ?

Kahrosun madem, peki yerine ne koyacaklar ? Gökten lider mi düşecek ?

Adı İSLAM DEVLETİ olan kaç devlet var ki, YÖNETİCİ ALLAHLAŞMAMIŞ OLSUN.

Kaç İslam devleti, taği-tağut-tuğyan yapmamış ?

Hepsi TUĞYAN yapmışlardır.

Tağutturlar, başlarınıda İRAN çeker.

Çünkü Haddi Aşıp, Allah adına konuşmaya başladı onlar.

Firavun tağut yaptı, haddi aştı, söz dinlemedi.

Evet, aynısını onlar yaptı...

Peki Osmanlı da bu TAĞUTTAYKEN, kim o sistemi yıktı ?

Osmanlı tağutu, kendini İlahlaştırıp, Senin DOSDOĞRU inancını LİMİTLERKEN, bugün burada biz HANİFLİK-3 vaKİT namaz - HATTA ŞEKİLSEL SALAT YOKTUR vs, gibi şeyler konuşuyoruz değilmi?

Tuğyan'da bunlar konuşulabilirmi ? mümkünmü ?

İranda, HANİFİM diyene ne yaparlar ?

İranda, Şekilsel Salat yok diyene ne yaparlar ?

3 vakit namaz derseniz İranda

ne gelir başınıza ?

İşte, siz hakkı anlattığınızda, başınıza iş geliyor ise o ülke sıkıntılı demektir.

Başörtüsü, Kuran mesajında FARZ kılınmamışken, bunun üzerinden bir ülkeyi TAĞUT ilan etmek, sizce TAĞİlik değilmidir ?

Bu hangi kitabın mantığına uyar ki ?

Aynı kişiler, IRAK-AFGANİSTAN-FİLİSTİN-ÇEÇENİSTAN'da neredelerdi ?

O anda, ülkelerindeki DEVLETİ yıkma ile mi uğraşıyorlardı yoksa ?

ABD, ortadoğuyu işgal ettiğinden beri, bu süper müslümanlar TEK kelime ettilermi ?

Hayır Ortadoğu önemli değil onlar için, Onlar için hedef burası.

Onlar bilmezlermi ki, ABD'nin istediği de budur.

Memlekette kaos-kamplaşma-parçalanma ve bölünme havasının esmesi.

Bu başka kimin işine gelebilir ki ?

Bunun Dinde yeri varmıdır

Evet vardır : ŞİRK : ÇOKLAMAK : TEKi PARÇALAMAK.

Çözüm için tek madde yazı yazdılarmı ? Hayır! Sadece çocuğunuzu Okula-PUTA yollamayın dediler. TC tağuttur, kimlik taşıyan tağidir, putçudur, puttur, vs vs vs...

Bumudur ?

Bugün İslam toplumlarındaki en temel sıkıntı, BATI kökenli İDEOLOJİLERİN toplumları kamplaştırmasıdır. MARXİZM, LENİNİZM, FAŞİZM vs vs vs.

Bunların yanına, Türkiyedeki PUTPEREST Kemalist bir grubu da ekleyelim. Onlarında yanına, PUTPEREST Dinci-İslamcı-Mezhepçi vs leride ekleyelim.

Müslümanlar Putperest ise, Muhammed a.s mı suçludur ?

Kemalistler Putperest ise Kemal Atatürk mü suçludur ?

İşte tek takıldığım husus budur.

El yazmaları ve Bursa Nutkunun üzerindeki şaibeler ile, Buharideki şaibeler aynı değilmi ?

Buhariyi atıp, el yazmalarını tutmak onurlu bir davranışmıdır ?

Esas ön şartlılık, her yazıda direk Mustafa Kemal'in şahsında hücum etmektir.

ÖRN: İmam-ı Azam'ın kaç eserini okudunuz ? Hiç eseri varmıdır ? Fıkh-ı ekber bir şerh değilmidir ?

O halde siz hiçbir yazısını okumadığınız bir insana(Ebu Hanife'ye) nasıl hakaret edersiniz diye sorarlar bize.

Haksızlarmı ?

Evet, Hanefi MEzhebine karşıyım, Ancak! Muhammed'e iftira eden, O'na iftira etmiş olamazmı ?

Neden bu kadar kesin şartlanmışlıklara sahibiz ?

malik, meselelerin var sa ki, herbirimizde vardır. Bu kadar heyecanlanmamanı, misalleri KİŞİLER değil, İLKELER üzerinden çözmeye çalışmanı öneriyorum.

Diğer bir önerim de, ÜSLUBUNU iyi ayarlamandır. Selam verdiğin kişiye küfür-hakaret etmen, doğru olmaz.

MALİK : ayrıca sempozyuma bir şeyleri fatura ettiğimi düşünüyrosan veya beni bu kategoride değerlendiriyrosan mililerini alıp ben küstüm diyecek bir adam yok,  ben ne sempozyumuna neyi fatura ettim, yazımı siliyorsunuz buna rağmen sempozyumda görşürüz diyebiliyorum, tek ki sizin kaygılar ve korkularla yaptığınız işleri ve elinizin ayağınıza dolaşmasını tebessümle karşılıyorum, olur inşallah diyorum, buna rağmen olmadı be dost,

 

selam

Yukarıda Sempozyum ile alakalı birşey yazmıştım. O ifade Pak_İslam içindir. Kendisine Özelden de ilettim. Nitekim bana okumuyorsun diyen dostların, kendilerinin OKUmamış olması ilginç.Çünkü Sempozyum hakkında bu başlıkta 1 adet yorum vardır. başka yok.

Çok açık ve net birşey ifade edeyim;

Bu Sempozyum, tüm fikir ayrılıklarının masaya yatırılacağı bir sempozyum değil. Bu, sanal ortamdaki Dostların bir Cemalini görmek ve gönül bağı kurmak amaçlıdır.

Benim elim ayağıma elbette karışacak, çünkü büyük bir sorumluluk ile, çok önemli bir mesele için uğraşıyorum. Eli ayağına dolaşmayan kim olabilir ?

Bu bir ilktir. Heyecanım büyük.

Evet, haklısın ciddi çekincelere sahibim. Çünkü bu mübarek birlikteliği baltalamaya çalışacak, işret sofrasından kalma iblisler olacaktır.

Bu baltacıların, tarihte ve Kuran'da da bize gösterdiği gerçek budur. Hep ayık ve iş üstünde olmuşlardır.

bu Baltacılara karşı son derece uyanık olmak ve prim vermemek gerekir ki, bu gibi bütünlük arz eden çalışmalar sekteye uğramasın.

Bu o kadar normaldir ki, senin bunu takdirle karşılayıp, gelip bu işe bende bir el atayım, yükünüzden hafifleteyim demen gerekirdi.

Öte taraftan, diğer arkadaşlara da cevap mahiyetinde birşeyler yazayım.

Kişiler Mustafa Kemal'i sevmeyebilir. Mesele kişi değil ilkelerdir.

Eğer böyle ise, bu iddia da olanlar, Kuran ile mevcut sistem arasındaki uçurumları vahyi olarak beyan etmeli ve bunu bu şekilde tanımlamalıdır.

Aksi taktirde, yaşanan olaylar da görüldüğü gibi, kısır döngüye hapsedilmiş olmanın dışında bir sonuç olmayacaktır.

Bizler İbrahimin Milleti isek, ırkçılığı bir kenara koymalı, olaylara millet düzleminden bakmalıyız.

Bu bağlamda, iş propaganda mahiyetinde ise, zaten vahyin baş düşmanı oluverir.

Benim de şahsi olarak anayasa dahilinde rahatsız olduğum çeşitli maddeler vardır. Bunlar için sistemi yıkmak saçma ve abes olur.

Bunları değiştirmek, ancak çoğunluk olmak ile mümkündür.

Rad 11. i unutmayalım.

Eğitim Kurumlarında öğretilenler : fizik-kimya-matematik vs, herbiri birer afaki AYETTİR. Bunların öğretiminde kurum değil içerik önemlidir.

Devlet tüzel bir kişiliktir. Din bireyleri ve toplumları kapsar, içi boş tüzel kişiliklerin dini olmaz.

Devleti yönetenler Dindar olabilir, Bu bir sonuç doğurur, eğer toplum bu yönde ilerlemiş ise, zaten sistemler diz çöker.

Tarihte hiçbir zaman, KURAN İSLAMI ile yönetilen bir DEVLET olmamıştır.

Bunun hiçbir örneği YOKTUR.

Sadece Resulullah dönemi hariç.

Eğer bir toplum-millet-ümmet, ŞİRK örtüsü ile örtülüyse, Kuran TEMEL ÖNCELİĞİ RAD 11. AYETE VERİR:.....

Bunun dışındaki çabalar sonuç vermez...

tekrar hatırlatıp toparlayayım.

Hanif Dostlar Forumu, bana çok şey katmıştır. Katılımcıların Forum kurallarına dikkat etmesi, Forumun yasal olarak problem yaşamaması adına gayret etmesi gerekir. Çünki burda çok HAk vardır. bir çok insan nasiplenir, Tabi-i caiz ise, Burası Kuran Tekkesidir. Bu tekkeyi heves uğruna imha etmek, büyük vebaldir, altından kimse kalkamaz.

Bu açıdan teşekkürlerimi sunuyorum

Allah'a emanet olun

Eren Erdem

 

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam erenim, sözlemden alındıysan inan hepsini alırım silerim pişkin derken inan samimiyetine bianen böyle kızdım yoksa medeni cevabına mağara adamı gibi karşılık verme çabamdan değil :)

 

ikincisi sempozyumla ilgili bana yazdın demedim eğer öyle bir şey varsa diye not düştüm, tamam kardeş kapadokya da şöyle güzel br akşam yemeği söylerin barışırız çayları da ben söylerim ama benim şart cümlelerimi görmeyerek çarpıttın diye damga vurmanda cabası

 

ben de sana ne niyetle ve samimiyetle yazarken neyse dönüş Allahadır ama bu sefer gerçekten kırıldım

 

hanifler forum ile hanfidostlar forum kurallarını hatırlatarak ordan gittin neden burdasın demek istemedin umarım, orada kurallar bu mesele ile ilgili kurallar değişti sık sık ve orda bir kasvet ve gerilim havası vardı, her an sanki salih bir amel sopası bir yazı silecek, msele kuralların doğru okunamamasıydı yoksa ben eleştirdim diye yazım siliniyorsa sakıncalı, orda silinen yazılarım burda duruyor neden eleştiri ve söylem ben müslümanım hakaret etmem,

 

yk bana şuna şuna şuna yazma denliyorsa alırım tasımı tarağımı giderim ne edem daha Allah'tan bisikletmi isteyem ayrıca M.KEmal vesair laisizm demokrasi yazılar felan var ayrıca bakınız elçilerin gönderiliş amaçlarıayrıca Allah'ı hesabakatmayanların durumları.

 

sana bir değil bin M.Kemal feda olsun diyeyim mi? :)

eren her şey bir yana iki iletinde o kadar çok şey yazdın ki, ama inan benim öfkem de samimiydi, önce ilk yazın bu konu sonra neyse ya hayırlısı

 

sultan abi, müslümanların ilkinden misin yoksa soranların ilkinden misine bir deyiver bana,

 

bedevi olmaktan gurur duyarak

dua ile 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Pak_İslam
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge
Yasaklı

Katılma Tarihi: 30 mayis 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Pak_İslam Yazdı:

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=4811&PN= 1&TPN=1
Başlığındaki aşağıda açıkladığım nedenlerden dolayı:

 

MOD NOTU :

10. Kişisel konuları forumda tartışmak yasaktır. Bu amaçla Özel Mesaj özelliği kullanılabilir.

Bu kişi (!) Ciddi bir şekilde ve açık bir alanda uyarılmaz ise 1 hafta boyunca yazmama kararı alıyorum. ve Ayrıca bu tip kişilerin de kabul göreceği,

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=4793&PN= 1 başlığındaki,

AKIL ve KURAN SEMPOZYUMU Girişimi'ne katılma kararımı

geri çekiyorum.

 

Saygılarımla

''........''mod notu : 6. Üyeleri tehdit edici, aşağılayıcı, taciz edici ve küfür, hakaret, karalama içerikli mesajlar göndermek yasaktır.

 

Bu konuyu hala kişisel tartışma boyutunda görebilmek gerçekten maharet.

Değerli vaktimi böyle saçma sapan yaklaşımlarla harcamadan 1 haftamı da hiç beklemeden sonsuza kadar taşımak doğru olacak.

Üyeleri tehdit etmek!!!

Böyle bir şey vuku bulmasa da, yine de kabulümdür. Fatih Altaylı ise bu  üye olarak bahsettiğiniz ------  daha değerli, adam gibi adam olan bir insandır. Son yılların en büyük görevlerinden birini gerçekleştirmiştir. Aslında yaptığı görev içinde, Sadece Kur'an diyen insanlara da bir birikim parantezi açmıştır.  ama anlayana, anlayabilene bu parantezi birikimle doldurabilenlere...

Site Yönetiminin tepkilerinin, "T.C. yasak diyor aman da aman" şeklinde ve alt seviyede . Üstelik "Başlığındaki aşağıda açıkladığım nedenlerden dolayı:" kısmından sonrasını silerek şahsiyetimi yanlış tanımalara yol açacak bir haksızlık barındırmasından ve  Sayın Ali Aksoy ile Sayın Eren Erdem'in yaklaşımının da yeterli tepki düzeyinde olmadığını da görünce, Gerek Kur'an Dini çerçevesinde gerekse Erdemli hareketler çerçevesinde buluşabilmek adına (ve tabi kendi adıma) tam bir hayal kırıklığı yaşadığımı belirterek herkese hoşçakalın diyor saygılarımı sunuyorum.

Üyeliğimin silinmesini rica ederim.



__________________
Yukarı dön Göster Pak_İslam's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Pak_İslam
 
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selamlar

Sayın Pak_İslam'a ithafen:

Yazı, FORUM KURALI 6 nın, içeriğinde bulunan, -hakaret- maddesi nazarınca silinmiştir.

Forum kuralını olduğu gibi koyarak, ilgili kuralı gösterip, gerekli düzeltme yapılmıştır.

Öte taraftan, Forum kimsenin MALI değildir, bu kurallar moderatörler için de geçerlidir. Kurallara riayet etmediğimiz sürece, Hanif Dostlar forumu insanlara ışık tutacak bir platform olmaktan çıkar.

Silinen yazınızın içerisindeki, karşı tarafa yönelik olan ifadeler nazarınca müdahale edilmiştir. Yönetim adaletli tavrını, diğer kullanıcıların aynı tarz ve üslupta ortaya koyduğu ifadelerde de gösterir.

Ali Aksoy ve Benim tavrımdan bahsetmişsiniz.

Şahsım adına, mesele ilie alakalı olarak, her zaman fikirlerimi beyan etmişimdir. Nitekim KURAN KISTASLI düşünerek, kişi değil ilkeler üzerinden konuşma prensibiyle yola çıktığımızda, haklılığımızı çok iyi anlayacaksınız.

Mustafa Kemal'i ŞAHIS olarak sevmeyenler olabilir, burada kişi savunuculuğu yapmak abes olur. Nitekim kendisi de, ''Benim Naciz vücudum elbet birgün toprak olacaktır'' diyerek, zaten kişiselliğin ötesinde olduğunu ifade etmiştir.

Eğer elimizdeki delil-belgeler itibari ile, kendisine İFTİRA atıldığını fark edersek, gerekli müdahaleyi zaten ilmi olarak yaparız.

Ancak bu işi kör döğüşüne çevirerek, kısır döngülere hapsetmenin bir faydası yoktur ve olmayacaktır.

Dediğim gibi mesele ilkeler meselesidir.

Dikakt buyurursanız, konuşulan mevzular, genel olarak kişilere indirgenmeye çalışılsa da, ağırlıklı olarak odağı ilkelere çekme çabasındayım.

Çünkü, işin özü budur.

Konuşulacaksa, HALKçılık, CUMHURİYETçilik, LAİKLİK, DEVRİMcilik, DEVLETçilik ve MİLLİYETçilik konuşulacaktır.

Eğer ilkelerden çıkıp, işi KİŞİ odaklı bir hale getirirsek, o zaman bazı şeyler ön-şartlı ve koşullu olmaya, gelişmeye başlar.

Yukarıda saydığım ilkeler dahilinde, KURAN KISTASINCA konuşma hakkı, her insana aittir.

Fakat, iş KURAN kıstasından uzaklaştıkça, ZAN ve KİŞİLİCİK ön plana çıkar ve günümüz PUTPEREST Müslümanlar ve PURPEREST Kemalistler ortaya çıkar.

İş kişileri PUTlaştırmak değildir. O kişilerin kendi niyetleri de bu olmamıştır.

İŞ kişilerin hataları varsa tespit edip, ilkeler bazında doğrular ile güncellemektir.

Şahıs olarak, Mustafa Kemal'e minnet duyarım. Fakat, elimde Atatürk posteri ile, görüntü Atatürkçülüğü yapmam.

Yapanları biliyoruz ;

Türk Siyasetinde ki var olan 2 oluşum:

Allah ile Aldatan

Atatürk ile Aldatan.

İşte bu iki güruhtan da uzak olmak ve DOĞRULAR üzerinde olabilmek adına, Atatürk'ü ilkeler bazında değerlendirmek gerekmektedir.

Yoksa, her Mustafa Kemal'i sevmeyen ile mücadele etmek hata olur, çünkü bu engellenebilen bir içgüdü değildir.

Türkiye'de yakın dönemi araştıranlar iyi bilirler,

68-73 arası, Türkiye'de Fikir Klupleri Federasyonu adı altında bir federasyon kurulmuştur.

O federasyonda, Marksist Sistem Teorilerinden tutunda, Turancılığa kadar birçok anlayış masaya yatırılmış ve millet için en uygun anlayışın tespiti için gençler çalışmışlardı.

Bunu görüp, çekinceleriyle kavrulan bazı odaklar,O genliğin eline silah verip, uzlaşma yerine çatışma kültürüne adapte etmişlerdir.

Bu yakın tarihimizin temel gerçeklerinden biridir.

Nitekim, Mustafa Kemal'de, yaşadığı dönem içerisinde, örgütsel yapıyı bu uzlaşmacı tavır üzerinden oluşturmuştur.

Uzlaşmada temel faktörler

Daha önce de belirttiğim gibi, kişiler ilkesel anlamda çelişkili gördükleri kavramları masaya yatırabilir. Bu gibi platformlarda kıstas ZAN ve İÇGÜDÜ olmanın dışında,  VAHİY ile işleyen AKIL ise, doğru sonuca giden yolun inşası adına ciddi bir fikirsel bütünlük ortaya çıkar.

Bunun aksi yönünde, CEPHECİ bir mantık ile, ortak müşterekleri hiçe sayarak yapılan dialoglar, Yakın tarihimizin kanlı sayfalarında yer alan GERÇEKLİKLERDEN hiç ders almadığımızı bizlere net biçimde gösterecektir.

Kuran, alemlere RAHMETTİR. Bu Rahmet, varlığı doğru biçimde tanımlayan insan modeline ulaşmada temel kıstas niteliğindedir. Bunun aksi yönünde düşünmek temelsiz bir anlayışın mensubu olmak dışında bir sonuç doğurmaz.

Kuran ile işleyen aklın, ÜRETTİĞİ herşey, Toplumsal Refah adına en keskin çözümleri barındırır.

Ancak burada, mevcut konjöktürel yapı dahilinde, Kuran aklı ile bütünlük arz eden gerçekliklere AD takma yerine, Binanın çatlaklarını onarma adına çalışmanın verimliliğini görmek gerekir.

Bu meselenin en keskin çözüm yollarından biridir.

Bunun ile paralel olarak net biçimde görmek gerekir ki, ilkeler bizleri en doğru muhakeme yoluna iter. Elimizde veri yoksa, zan le yapacağımız her çıkış yıkım ve kayıp oluşturur.

Şu açıdan bir çelişki daha ifade etmek isterim :

Hadis külliyatlarında var olan beyanatları hüküm olarak nitelendirip Peygambere iftira edenler.

Kurandışında hüküm arayarak Allah'a iftira edenler.

Ali Kemaller ve Rıza Nurlar, Atatürk'e iftira edenler.

Ali'yi PUT haline getirip Ona iftira edenler.

Ebu Hanife'nin 1 tek yazıtı olmamasına karşın, kendisinin ifadeleri olduğuna delilsizce iman edip ona hakaret edenler.

Tek bir hadis kitabı okumadan, bir hadis savunucusuna hakaret edenler.

Kuran'da müteşabbih peşine takılıp, Kurandışı çıkarımlar yaparak HANİFLİĞE iftira edenler.

Müslümanım deyip, münafıklık ederek, İSLAM'a iftira edenler

Che Guevera'ya ihanet eden sosyalistler.

Hitler'e ihanet eden Faşistler.

vs.vs.vs.vs...... çoğaltılır gider...

 

bunlar  arasında yapılacak bir sıralama nasıl oluşur ?

Devenin büyüğünü görmek gerekir.

İftira-İhanet kültürü, bizlere Dış Dünyanın adapte ettiği bir nicelik midir ?

Şems8, bunun genetik olduğunu haykırır adeta.

Kişileri bu iftira batağından kurtarmak için, iftira ettiklerine TAPMAK mı gerekir ?

İçgüdülerimizi mi tetiklemeliyiz ?

Yoksa İLMİ olarak HAK ile BATIL'ı ayırma çabasını mı şiar edinmeliyiz ?

Ben 2. derim.

Bağlantı açıktır.

Resule iftira eden kişi, Dinde hüküm çoklaştırarak Allah'a da iftira eder. Bu YENİ İNŞA EDİLEN DİN modeline göre, Mustafa Kemal'in ortaya koyduklarına da iftira eder.

Çünkü model orjinale uygun değildir.

Mesela : Kuran'da olmayan bir TÜRBAN, YENİ DİN'e göre FARZ dır.

İşte LAİKLİK ile olan çatışma, İSLAM'ın değil, YENİ DİN'in çatışmasıdır.

Çünkü mevcut Kuran beyanında, var olan özgürlükler ve kısıtlamalar, Reforme edilmesi gereken bir Türkiye Cumhuriyetine uyar.

Olayları, CEPHECİ gözlüğünden değil, ÇÖZÜM düzleminden değerlendirmediğimiz sürece, KAMP mantığı sona ermeyecektir.

Hayatta en Hakiki Mürşid ilimdir.

Kuran : Rabbin katından bir ilimdir.

Tüm meselelere, AYETULLAH nazarından bakarsak, sorunların üstesinden gelmemek mümkün değildir.

Ayetullah kitap'da, Enfüsi ve Afaki olarak ifade edilir. İç Dünya- Dış Dünya.

Kuran ise Temele oturur. tüm bu ayetler Kuran/OKUNAN dır.

Kişi bunları OKUyabildikçe, bakış açısında farklılaşma meydana gelir.

Ancak işin temelinde, iletişim yatar.

Tarihi unutmamak, uzak ve yakın tarihi gözden geçirmek ve SLOGAN ile değil, ilkesel yaklaşımlar ve DELİLLER ile gelmek ise, ÇÖZÜMÜN üretildiğinin ALAMETLERİNDENDİR.

Aksi halde, çözümsüzlük bir mezhebe dönüşür.

Eğer CEPHECİLİKTEN çok, CEPHElilik üzerinde durursak, emin olun kazanacağız.

Dünya İslam'ı o vakit idrak edecektir.

İşte bu gibi durumlarda, ceketi alıp gitmek yerine, bir kişiye SEN NASIL SEVMEZSİN demek yerine, NEDEN ? NE İÇİN ? gibi sorular sorup, varsa kendi YANLIŞlarımızı, varsa onlardaki GÖRme sorununu gidermek adına İLMİ olarak VAR olmak, HANİFLİĞİN özünde olan gerçekliğin TA KENDİSİDİR...

Musa'nın ASA'sı, sadece bir ağaç değildi. Firavunun büyücülerinin oyunlarını ALT EDEN bir olgu idi.

İŞTE ASA'YI harekete geçirme zamanı olsa bu gerek.

ASA : İLİM ise, varlığımızın teşkil ettiği büyük sorumluluğu yerine getirme yolunda İLAHİ desteği de ardımıza almışız demektir.

Ancak, ASA'sız Firavunun karşısına gitmek, büyük bir felaket doğurabilir.

Bunuda göz önünde bulundurmak gereklidir.

ZIT fikirlerin, İLMİ dialoğu, masa başında yapılan münazaralar ve NETİCELER.

İşte ayırıcı etken budur.

Siz ASA ile gidip, İLKELERİN doğruluklarını İSPAT ettiğiniz vakit, karşınızdaki insan bu GERÇEKLERE teslim olur.

Çünkü bu Allah'tandır.

Ancak, bunun aksi yönünde DAYATMA usulü gelişen Dialoglarda, bırakın karşı tarafın GÖRme sorununu çözmeyi, kendinizde dahi kalıcı GÖRme sorunları oluşturacak etkenler ile başbaşa kalabilirsiniz.

Haniflik, tüm varlığı OBJEKTİF analiz edebilme gerekliliğini barındırır. Çünkü bu Kuran'ın mesajının özünde yatar.

Kuran'ın ilk emrini yerine getimek adına kendimizden başlayalım:

Önce kendimizi, Sonra karşımızdakini OKUyalım.

Gerçeklerin meydana çıkışı, ancak ASA ve OKUMAK ile gerçekleşebilir.

Aksi halde, çatışmaların, kan ve bozgunculuğun olduğu, Meleklerin bundan rahatsızlık duyduğu bir varlık boyutu inşa eder, bu boyutta Fiziksel unsurlar olarak hapsoluruz.

Bu düşüncelerim BAŞTA kendim, ve bu gibi tartışmalara giren tüm arkadaşlar için bir KARDEŞ tavsiyesi yada her nasıl derseniz öyle algılanabilr.

NİYETİM, Kuran'ın imamlığında yürüyen bir toplumun ferdi olmaktır.

Selam ile.

Eren Erdem

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
yalnız_kürt
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 27 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 155
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Merhaba Eren,

 Katılamadığım çok küçük bir kısmı dışında sağduyulu yorumuna yürekten katıldığımı belirtmeliyim.

Bu sabah bu başlığı açtığımda pak_islam adlı kullanıcının iletisiyle karşılaştım.İletisinde daha önce kendisini bu konuda uyardığınız ve sildiğiniz hakaretvari ifadelerle gelmiş yine.Kendisine misliyle cevap verebilme kabiliyetimiz olduğu halde bunu yapmayacağız.Hakaret odaklı bir polemiğin  -daha önce böyle hatalarda bulunmuş olsam da- yakışık olmayacağını düşünüyorum.

Eğer pak_islamın senden önceki iletisindeki şahsıma hakaret içeren problemli kısımlarını silersen memnun olacağım.

pak_islam Yazdı:
Bu konuyu hala kişisel tartışma boyutunda görebilmek gerçekten maharet.

Değerli vaktimi böyle saçma sapan yaklaşımlarla harcamadan 1 haftamı da hiç beklemeden sonsuza kadar taşımak doğru olacak.

Üyeleri tehdit etmek!!!

Böyle bir şey vuku bulmasa da, yine de kabulümdür. Fatih Altaylı ise bu  üye olarak bahsettiğiniz ------ çok daha değerli, adam gibi adam olan bir insandır. Son yılların en büyük görevlerinden birini gerçekleştirmiştir. Aslında yaptığı görev içinde, Sadece Kur'an diyen insanlara da bir birikim parantezi açmıştır.  ama anlayana, anlayabilene bu parantezi birikimle doldurabilenlere...

Site Yönetiminin tepkilerinin, "T.C. yasak diyor aman da aman" şeklinde ve alt seviyede . Üstelik "Başlığındaki aşağıda açıkladığım nedenlerden dolayı:" kısmından sonrasını silerek şahsiyetimi yanlış tanımalara yol açacak bir haksızlık barındırmasından ve  Sayın Ali Aksoy ile Sayın Eren Erdem'in yaklaşımının da yeterli tepki düzeyinde olmadığını da görünce, Gerek Kur'an Dini çerçevesinde gerekse Erdemli hareketler çerçevesinde buluşabilmek adına (ve tabi kendi adıma) tam bir hayal kırıklığı yaşadığımı belirterek herkese hoşçakalın diyor saygılarımı sunuyorum.

Üyeliğimin silinmesini rica ederim.

Kırmızıyla çizdiğim yerler hakaret  içeriyor olup forum kurallarına da aykırıdır.Gerekenin yapılmasını rica ediyorum.



__________________
Gideni az olan yoldan gidin (İncil)

Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
Yukarı dön Göster yalnız_kürt's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yalnız_kürt
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats