Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Devleti LAİK yasalara göre yönetenler yani "Hüküm Allah’ın –LA HUKM İLLA LİLLAH!" demiyenler kâfirdir. Zamane şarlatanları söylüyor bunu. İlk söyleyenler ise Haricilerdi.
*
Hicretin 38. yılındayız. Yüce İslam Peygamberi’nin ölümünden 27 yıl sonra. Basra bölgesinde Nehrevan Köprüsü’nün civarındayız.
Merkep üstünde bir kadın.
Kadının önünde yürüyen bir erkek. Sahabeden Abdullah ibn Habbab. Merkebi yediyor.
Merkebin üstündeki kadın ise onun karısı. Dokuz aylık gebe. Hani derler ya: karnı burnunda.
Yanlarında aynı kabileden dört Müslüman kadın daha var.
*
Köprüye varmak üzereyken Hariciler çıktı önlerine. Abdullah’ın Müslüman mı yoksa kâfir mi olduğunu belirleyeceklerdi. Abdullah eğer "Hüküm Allah’ın –la hukm illa lillah!" derse onun Müslüman olduğuna hükmedeceklerdi; demezse kâfir.
Muminlerin emîri olan Ali’yi de bu yöntemle kâfir ilan etmişlerdi. Çünkü Sıffin savaşını sona erdirmek için bir beşer olan hakemin hükmünü kabul etmişti Ali;"Hüküm Allah’ın!" dememişti.
*
Abdullah’ın boynunda Kuran-ı Kerîm asılıydı. Karısı korku içinde yanında duruyordu.
Haricilerle Abdullah arasında şu konuşma geçti:
Hariciler: Sen kimsin?
Hz Peygamber’in arkadaşlarından Habbab bin Eret’in oğlu Abdullah’ım.
Hariciler: Seni korkuttuk.
Evet.
Hariciler: Korkma, emin ol. Bize babandan işittiğin bir hadis söyle.
Babamın şöyle söylediğini işittim: Allah’ın Elçisi buyurdu ki, "Zaman gelecek, fitne kopacak. O sırada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen koşandan daha iyidir. Öldürme imkanına sahip olan kimse, sakın kâtil olmasın."
Hariciler: Biz de bunun için sana sorduk. Peki Ebu Bekir ve Ömer hakkında ne dersin?
Hayır dileğinde bulunur, överim.
Hariciler: Hz Osman’ın hilafetinin evveli ve ahiri hakkında ne dersin?
Evvelinde de ahirinde de haklı idi.
Hariciler: Ali hakkında, hakeme müracaatı kabul etmesinden evvel ve sonraki fikrin nedir?
Ali Allah’ı sizden daha iyi bilir ve günahtan sakınması sizden daha ziyededir; görüşü de sizden daha açıktır.
Hariciler: Sen havaya uyuyor ve kişileri, işleri ile değil adları ile tanıyorsun. Allah’a yemin ederiz ki seni görülmedik bir şekilde öldüreceğiz.
"Boynunda asılı duran kitap bize seni öldürmemizi emrediyor!" diyerek üzerine atıldılar. Kollarını arkasından bağladılar.
Abdullah’ı koyun boğazlar gibi boğazladılar.
Bununla yetinmeyip yine kolları bağlı gebe karısının feryadlarına aldırmadan, zerrece acımadan karnını yararak yaşamına son verdiler.
*
Hz Ali'nin, kendisini kâfir ilan edenlere verdiği cevabı ayrıca görelim, inşallah.
konuşma adabına uymuyorsun, konuşulan maddeler üzerinde görüşülür sonra geçilir diğer gündem maddelerine haricilerin durumları ile yazılanların bir alakası yok, bak sana yukarda bir sürü bir şey yazdım ve sorular sordum daha öncesinden de sorduklarınla iligli yazdıklarım var gerçekten derdi fikir almak ve vermek olan adam gündemi bu şekilde kanalize etmeye çalışmaz ortada duran onca başlık varken
bak hasan abi, tepkisel ve duygusal davranıyrosun ama görmüyosun ki bu eleştiri tekniğin aynı eleştirdiin insanların tekniği, kur'an'a itaat resul'e itaattir dedin mi hemen elçiyi inkar ettiniz diye yaygarayıkoparan adamlarla senin bu yolun aynı, vahiy talebeleri fikre fikirle karşılık verir farzet ki ben hariciyim farzet ki ben adi bir ajanım farzet ki ben bir kütüğüm ama bu sözlerimi ve sorlarımı gündem dışına itmeyi gerektirmez ben kendimin doğruluğunu veya yanlışlığını haricilerin veya alinin veya osmanın yaptıkları ve aralarında anlatılan muhabbetlere göre belirleyemem, istersen duymamaya veya duymamazlıktan gelmeye devam et, zira halin fikir alış verişinden çok artık senelerce bir fikri taşımanın ama ondan vaz geçmenin ağırlığını andırıyor ki sözlerin almak ve vermekten çok sadece kalmak olduğun yerde kalmak gibi duruyor, bir fikri uzun seneler savunup ardından vaz geçmek benliğe ağır gelir demi, aynı vahyi rehber edinen insanaların senelerdir kütüphanelerinde taşıdıklarının durumun öğrenmeleri gibi,
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hasakcay Yazdı:
Devleti LAİK yasalara göre yönetenler yani "Hüküm Allah’ın –EL HUKM İLLA LİLLAH!" demiyenler kâfirdir. Zamane şarlatanları söylüyor bunu. İlk söyleyenler ise Haricilerdi.
*
Hicretin 38. yılındayız. Yüce İslam Peygamberi’nin ölümünden 27 yıl sonra. Basra bölgesinde Nehrevan Köprüsü’nün civarındayız.
Merkep üstünde bir kadın.
Kadının önünde yürüyen bir erkek. Sahabeden Abdullah ibn Habbab. Merkebi yediyor.
Merkebin üstündeki kadın ise onun karısı. Dokuz aylık gebe. Hani derler ya: karnı burnunda.
Yanlarında aynı kabileden dört Müslüman kadın daha var.
*
Köprüye varmak üzereyken Hariciler çıktı önlerine. Abdullah’ın Müslüman mı yoksa kâfir mi olduğunu belirleyeceklerdi. Abdullah eğer "Hüküm Allah’ın –el hukm illa lillah!" derse onun Müslüman olduğuna hükmedeceklerdi; demezse kâfir.
Muminlerin emîri olan Ali’yi de bu yöntemle kâfir ilan etmişlerdi. Çünkü Sıffin savaşını sona erdirmek için bir beşer olan hakemin hükmünü kabul etmişti Ali;"Hüküm Allah’ın!" dememişti.
*
Abdullah’ın boynunda Kuran-ı Kerîm asılıydı. Karısı korku içinde yanında duruyordu.
Haricilerle Abdullah arasında şu konuşma geçti:
Hariciler: Sen kimsin?
Hz Peygamber’in arkadaşlarından Habbab bin Eret’in oğlu Abdullah’ım.
Hariciler: Seni korkuttuk.
Evet.
Hariciler: Korkma, emin ol. Bize babandan işittiğin bir hadis söyle.
Babamın şöyle söylediğini işittim: Allah’ın Elçisi buyurdu ki, "Zaman gelecek, fitne kopacak. O sırada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen koşandan daha iyidir. Öldürme imkanına sahip olan kimse, sakın kâtil olmasın."
Hariciler: Biz de bunun için sana sorduk. Peki Ebu Bekir ve Ömer hakkında ne dersin?
Hayır dileğinde bulunur, överim.
Hariciler: Hz Osman’ın hilafetinin evveli ve ahiri hakkında ne dersin?
Evvelinde de ahirinde de haklı idi.
Hariciler: Ali hakkında, hakeme müracaatı kabul etmesinden evvel ve sonraki fikrin nedir?
Ali Allah’ı sizden daha iyi bilir ve günahtan sakınması sizden daha ziyededir; görüşü de sizden daha açıktır.
Hariciler: Sen havaya uyuyor ve kişileri, işleri ile değil adları ile tanıyorsun. Allah’a yemin ederiz ki seni görülmedik bir şekilde öldüreceğiz.
"Boynunda asılı duran kitap bize seni öldürmemizi emrediyor!" diyerek üzerine atıldılar. Kollarını arkasından bağladılar.
Abdullah’ı koyun boğazlar gibi boğazladılar.
Bununla yetinmeyip yine kolları bağlı gebe karısının feryadlarına aldırmadan, zerrece acımadan karnını yararak yaşamına son verdiler.
*
Hz Ali'nin, kendisini kâfir ilan edenlere verdiği cevabı ayrıca görelim, inşallah.
Sevgi ile,
Hasan Akçay
Kaynak: Taha Akyol, HARİCİLER VE HİZBULLAH
selamlar,
Yukarıdaki yazı gerçekten bi vahşet tablosu...ne yazık ki bu yüz-
yılda da bu tablo devam ediyor.Cehaletin insanları nasıl vahşi bi
hayvana dönüştürdüğü ibretle görülüyor.Artık KURAN asılı olduğu
duvardan inmeli cahillerin elinden, eğitimli çağdaş insanların
Sizin "la hukm illa lillah"tan ne anladığınızı bilmiyorum. Onun için konusu HARİCİLER olan iletimde sizi kastetmiş olmam mümkün değil.
*
sen evine gelen dilenciye buzdolabı alalım diyorsun ve bunun adını hassasiyet koyuyorsun sonra da kur'an islamını yamıyorsun oysa ben sana diyorum ki gel bu dilenciyi dilenci yapan faktörlere girişelim,
Güzel kardeşim! O dilenci aç. Biz o faktörlerle oyalanırken ölecek garibim. Bu bir.
İkincisi: İslamda TASADDUK görevi var. Faktörlere girişelim BAHANESİYLE o aç dilenciyi geri çevirmek tasdadduk görevini savsaklamaktır; Allah’a isyandır:
Ya Sin 47: "Allah’ın size verdiği rızıklardan tasadduk edin!" denince inanmıyanlar inananlara şöyle der: "Allah’ın isteseydi doyuracaklarını biz mi doyuralım? Şaşırmışsınız siz."
İnanan kadınlar tıpkı Allah’ın acından ölmek üzere olan o kulu gibi ibadete aç. Sizin, benim haddim değil onların ibadet özgürlüğünü savsaklamak, ertelemek.
Allah’ın hükümleriyle amel etmek iddianızda samimi iseniz Allah’ın Cuma namazı hakkındaki hükmüyle derhal amel edeceksiniz. Bu bir samimiyet sınavıdır.
*
ama tabi bu işler böyle kur'an fihristlerindeki gibi hangi kelime kaç yerde geçiyroa benzemez,
Bakın bu, hadi iftira demiyeyim; zanna dayalı bir iddia. Aslı faslı yok. Ben hangi kelimenin kaç yerde geçtiğini asla ama asla söylemem; söylemedim.
Yapmayın kardeşim bunu. Zanna dayalı iğnelemelerle oyalamayın beni. Bakın size dert anlatmak zorunda kaldım; bir sürü vaktimi öldürdünüz. Günah değil mi?
buyur zina eden erkek ve kadınlara yüzer celde yapmazsan yandın ?
gelen dilenciye defol git dediğimi mi zannettin, eline iş verme imkanı varken ekmek verme, iş shaibi yapma imkanın varken iş verme, kadınların değil insanların erkekli kadınlı Allah'a kulluk tağuta kulluktan sakınmak meselesi duruken kadınların cuma meselesi havada duruyor, benim özgürlüğüm nerde o zaman ben de zina edenlere yüz celde vurmak istiyorum, iftira edenlere 80 celde, benim bu haklarımı bu ibadetlerimi yapmama engel olan laik rejimden rica edelim,
kadınların cuması değil dini abi dini!!!!!!!canını yerim senin aynı şeyleri sorma ilk iletinde daha fazla madde üzerinde konuşuldu ve yazdıklarımı lütfen bir kez daha oku,
haricilerle ililgi yazına verdiğim cevapta meselelerin masaya yatırılışı ile alakalı, ayrıca sana yazdığım yazıda da bunu dedin demedin değil bir mantıktan bahsetmek istedim, haksız yere kalbini kırmak istemem, sadece senden ricam sen düşünen bir adamsın kendi kendine sorular sor dua ederek sor sorularını kendine ama nereye geleceğini bilme ve bir yere gelmeyi dileme hayırdan başka ve vardığın yer kanaat ettiğin yer olsun,
aynısını ben de yapıyorum ukalalık veya kibir için demiyorum bunu, kendine soru sorduğun ve eminim ki soruyorsun bir de kendini haksız çıkartmak için sor bir de haklı çıkartmak için sor bir de sadece sor, senin yanlışın beni benim yanlışım seni doğru kılmaz, sinirlenip sende olmayan bir şeyi sende söylediysem ve kalbini kırdıysam özür dilerim ama mesele bu değil biliyorsun sorularımızın ve seslerimizin hayır için olduğuna inanıyorumkütük benzetmelerin vesaireye deinmek bile istemedim alınmak değil anlamak için çabamız ayrıca inan sorudğun sorular ve sorduğum sorulara tepkisizliğin beni hayrete düşürdü,
İkinizi de onaylamıyorum.Sn.Akçay,Allah resulleri kendilerine gelen ilahi ilkeleri insanlığa sunarken "aman ha!sakın bunları topluma indirmeyin mevcut yasalara bağlı kalın"mı dediler.Sn.Akçay,Kuran'ın yaşamın her alanına dokunacak sözü mutlaka vardır.Toplumu yönetme hakkıda sadece Allah'tan gelene bağlılık gösterenlerindir.Çok istifade edilir şeyler söylüyorsun.Ancak öyle bir "kılçık" atıyosun ki evlere şenlik.Koskoca ilahi sistemi laikliğin istepnesi olarak düşünemezsin.Yobazın tavrı asla emsal teşkil etmez etmemeli öyle değil mi?Kaldı ki savunduğun cephenin yobazları da bu konuda gines rekorlarına girecek düzeydeler.
Sn.Malik Bin Nebi(!) şu ismine oldum olası gıcığım.Arkadaşım sen cezayirli adam adına hangi hakla konuşuyorsun Allah aşkına?Sen Arapmısın yoksa Arap hayranı mı?Hadi yaz bakalım "Meryem oğlu İsa" ya da "Abdullah'ın oğlu Muhammed" göreyim seni!Dostum şu İktibas çizginden kurtul artık.Gereksiz radikallikleri bırak yobaza sahip çıkma.Bu tutumun haklılığını perdeliyor haberin ola.Daha geniş düşün alan daraltmaktan vazgeç.Kısa,öz ve anlaşılır yaz.Hasan Akçay sıradan biri değil.sakın alınma sen Kuran davasına lazımsın.Muhabbetle kucaklıyorum.
kardeşim ne bu takındı burda künye ve kimlik bilgisi yapmıyoruz dolayısıyla abdullah oğlu meryem ile malik bin nebi kıyasın yanlış gerçek adımın bu olmadığı ve bu nick ile yazdığımı anlayabiliyorsun ama kendimi tanıtırken malik bin nebi diye tanıtırsam ve inkar edersem haklı olursun sözlerini nerde ve neye kullandığına dikkat etmelisin,ayrıca ben,im yazdıklarımın malik bin nebi adlı cezayirli adama mal eilmeyeceğini sen de ben de pek ala biliyoruz ben onun adına konuşmuyorum ikincisi bana bir tek satır getir bir yobaza sahip çıktım o zaman sözüne eyvallah diyim, karşımda olan hasan akçay onun yobazlarla işi yok ben ona yobazı anlatmam onun derdi beynini kemiren modern zihniyetle balı ağrıyana mide hapı verilmez, iktibas ile birçizgim felan da yok, iktibas camiasından benim sözlerimi ağzına alan bir kaç örnek bulmaya çalışman yeterli bunu görmen için,
gereksiz radikallik felan olmaz ne için gereksiz radikallik dediysen ve gereksiz olan sözü yazarsan meramın daha ii anlaşılır,
geniş düşünmek sözlerinde fikrinin geniş olduğnu hissetseydim eyvallah abi çalışırım derdim ama kusura bakma malik bin nebi niki ile yazan birinin malik bin nebi adlı cezayirli şahıs adına konuştuğunu söylemen ve nik ile gerçek ismi kıyas etmen bu sözünü çapı kadar içine su alan ve kaynağı o kadar değerlendiren oluk misalini anlatıyor, hele hele yobaza sahip çıkıp diye yazdığın cümlen rabbim dilimin bağını çöz duasını dilime döktü ve anlaşmanın uzun kısa kapalı açık değil hissetmek olduğunu anladım,
kur'an davasına hayatın ta kendisi alınmam gerekirse alınırım, kırman gerekirse kır, bağır çağır haklı biz söz ve bir çift hayır göreceksem ve kardeşimden gelecekse silerim çerini çöpünü bilirim ki o beni gözetir benim onu gözettiğim gibi, benim ayrıcalığım yok kur'an davasının da kimseye ihtiyacı yok, insanların kurtuluş için bu davaya ihtiyaçları varkimse bu davayı sırtlamaya kalkmasın bırakın bu dava sizleri tutsun sırtınızdan ve kaldırsın ayağı dava değil siz şerefeleneceksiniz bu dava ile,
dostum iki taraftan farklı bir taraf olmak doğru olmak değildir, tarafını taraflara göre değil sahibine göre ayarlamak efdal olandır,
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar,
Allaha inanmış ve emirlerinde titiz davranan bir müminin(no:1'in) ailesinden bir fert öldürülüyor,katil yakalanıyor sorgulanıyor ve haksız yere üç kuruş parası için girdiği evde,o ferdin uyanması ve direnmesiyle ...diye bir senaryo yazalım.Gerçeği elbet yaşanmaktada bizim ki senaryo olsun,
şimdi burada cenaze yakınları katile kesinlikle kısas yapılması seçiminde birleşiyorlar,bu durumda,
a-katili yakalayan ve sorgulayan maktulün yakınlarıysa ki neye göre hangi selim akılla sorgulayacaklar orasıda bir muamma zaten bu zamanda,neyse içlerinden aklı selim ve bilen bir yada bir kaç kişinin kararıyla sanık durumundaki kişiye kısas uygularlarsa bu hatamıdır? b-katili yakalayan ve sorgulayan devlet ve kararı 30 yıl hapis,ancak maktulun yakınları kısastan yana,bu durumda uygulanan bu ceza hatamıdır? c-katili yakalayan ve sorgulayan Adaletin işlemesinde titiz bir yönetim ve bu yönetim hiçbir kitaba bağlı kalmadan ancak esas ilkeleri benimsemiş bir yol izleyenler tarafından meydana gelmişse, haksız yere öldürmenin cezası kısastır dese,bu hatamıdır?siz cevap verin su durulsun azıcık.
Yakub, oğullarına: Önlem alın ama İNİ’L HUKMU İLLA LİLLAH (12:67)
Hârîcîlerin Kuran’daki LÂ HKUME İLLA LİLLAH ifadesine verdikleri mânâ her türlü nizamı red ettiklerini gösterir. Hz. Ali (k.v.)’nin açıklamasında ise kâfirlerin bile hayat hakkını teminata alan bir nizam fikri dile getirilir.
Hârîcîler “nizam”a karşı idiler. Çünkü “nizam” demek “devlet” demekti ve devlet, “yetkililer”den oluşuyordu.
Oysa Hârîcîler, göçebe oldukları için, devletsiz yaşamaya şartlanmışlardı. Onların dünyasında yetkililer değil kabile vardı; yasa değil töre vardı; özgür vatandaşlar değilkabileye ölümüne bağlı memluklar vardı.
Hz Ali:
Bu LÂ HUKME İLLA LİLLAH kendisiyle bâtıl kastolunan hak bir sözdür. Evet, hüküm Allah'ındır ama bunlar (Hariciler) bu sözleriyle "Emirlik Allah'ındır!" demek istiyorlar.
Oysa, muttaki olsun günahkâr olsun, insanlar için mutlaka bir emîr gerekir ki müminler onun emrinde çalışsın; kâfirler* hayatlarına devam etsin; Allah onunla vadeleri tamamlasın; onun vasıtasıyla vergiler toplansın, düşmanlarla savaşılsın; yollar emniyete kavuşturulsun, zayıfın hakkı güçlüden alınsın; iyi insanlar böylece kötü insanlardan kurtarılıp huzura kavuşsun...
*Hariciler Hz Ali'nin bile kâfir olduğunu ve bu nedenle öldürülmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Nitekim Hz Ali bir sabah namazına giderken Harici militanlar tarafından şehit edildi.
(Muhammed Ebu Zehra, İslamda Siyasi, İktisadi ve İtikadi Mezhepler, sf 32-33)
*
Evimden uzakta olacağım için bir süre internete giremiyeceğim. Bir hafta on gün sonra Allah isterse buluşmak üzere ve
sevgi ile
Hasan Akçay
___________________________
*Devleti LAİK yasalara göre yönetenler yani "Hüküm Allah’ın –LA HUKM İLLA LİLLAH!" demiyenler kâfirdir. Zamane şarlatanları söylüyor bunu. İlk söyleyenler ise Haricilerdi.
-
Hicretin 38. yılındayız. Yüce İslam Peygamberi’nin ölümünden 27 yıl sonra. Basra bölgesinde Nehrevan Köprüsü’nün civarındayız.
Merkep üstünde bir kadın.
Kadının önünde yürüyen bir erkek. Sahabeden Abdullah ibn Habbab. Merkebi yediyor.
Merkebin üstündeki kadın ise onun karısı. Dokuz aylık gebe. Hani derler ya: karnı burnunda.
Yanlarında aynı kabileden dört Müslüman kadın daha var.
-
Köprüye varmak üzereyken Hariciler çıktı önlerine. Abdullah’ın Müslüman mı yoksa kâfir mi olduğunu belirleyeceklerdi. Abdullah eğer "Hüküm Allah’ın –la hukm illa lillah!" derse onun Müslüman olduğuna hükmedeceklerdi; demezse kâfir.
Muminlerin emîri olan Ali’yi de bu yöntemle kâfir ilan etmişlerdi. Çünkü Sıffin savaşını sona erdirmek için bir beşer olan hakemin hükmünü kabul etmişti Ali;"Hüküm Allah’ın!" dememişti.
-
Abdullah’ın boynunda Kuran-ı Kerîm asılıydı. Karısı korku içinde yanında duruyordu.
Haricilerle Abdullah arasında şu konuşma geçti:
Hariciler: Sen kimsin?
Hz Peygamber’in arkadaşlarından Habbab bin Eret’in oğlu Abdullah’ım.
Hariciler: Seni korkuttuk.
Evet.
Hariciler: Korkma, emin ol. Bize babandan işittiğin bir hadis söyle.
Babamın şöyle söylediğini işittim: Allah’ın Elçisi buyurdu ki, "Zaman gelecek, fitne kopacak. O sırada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen koşandan daha iyidir. Öldürme imkanına sahip olan kimse, sakın kâtil olmasın."
Hariciler: Biz de bunun için sana sorduk. Peki Ebu Bekir ve Ömer hakkında ne dersin?
Hayır dileğinde bulunur, överim.
Hariciler: Hz Osman’ın hilafetinin evveli ve ahiri hakkında ne dersin?
Evvelinde de ahirinde de haklı idi.
Hariciler: Ali hakkında, hakeme müracaatı kabul etmesinden evvel ve sonraki fikrin nedir?
Ali Allah’ı sizden daha iyi bilir ve günahtan sakınması sizden daha ziyededir; görüşü de sizden daha açıktır.
Hariciler: Sen havaya uyuyor ve kişileri, işleri ile değil adları ile tanıyorsun. Allah’a yemin ederiz ki seni görülmedik bir şekilde öldüreceğiz.
"Boynunda asılı duran kitap bize seni öldürmemizi emrediyor!" diyerek üzerine atıldılar. Kollarını arkasından bağladılar.
Abdullah’ı koyun boğazlar gibi boğazladılar.
Bununla yetinmeyip yine kolları bağlı gebe karısının feryadlarına aldırmadan, zerrece acımadan karnını yararak yaşamına son verdiler.
-
Hz Ali'nin, kendisini kâfir ilan edenlere verdiği cevabı ayrıca görelim, inşallah.
Kaldığım evde internet vardı. Orda da yazabildim, övgü Allah'a. Ama bu kez laiklik değil demokrasi hakkında. Yine de notlarımı buraya aktarsam iyi olabilir çünkü meramımı anlatmama yardım eder.
Ayrıca bu bölümün başlığına uyar: Yalnızca Allah'ın kulu musunuz ya da, artı, kulun kulu mu?
Bir de büyük laf edebilir miyim (e hem!): laisizm demokrasinin bitişik ikizidir. Demokrasinin olduğu yerde o da vardır; olmadığı yerde yok.
* * *
Benim bildiğim, DEMOS halk demek; KRASİ yönetim; DEMOKRASİ halk yönetimi yani DEMOKRASİ = devleti halkın yönetmesi.
Ne güzel, değil mi. Ama dindarlar ağız dolusu sövüyorlar demokrasiye. Neden? Çünkü ya demokrasiyi yanlış biliyorlar ya da dindar değiller.
Oysa Yüce Allah "demokrasi"yi tavsiye edip devleti halkın yönetmesini istiyor. Bunda zerrece kuşku yok:
İnananlar! "Bizi güt!" demeyin; "Bizi kâle al!" deyin ... Ya eyyuhellezîne émenû! Lâ takûlû râina ve kûlû unzurna... (2:104).
*
Peki, Allah "halkın dışındaki kimseler"in de yönetici olmasını ister mi; örneğin devleti bir kralın yönetmesini isteyip "monarşi"yi tavsiye eder mi? Hayır! Tam aksine, kralların bozguncu ve zalim olduklarını Saba Melikesi'nin ağzından açıklar ve halkı uyarır:
Doğrusu, krallar bir ülkeye girdier mi orayı bozarlar ve oranın saygın insanlarını rezil ederler -innel mülüke iza dahalû karyeten efsadûhé ve ce'alû e'ızete ehlihé ezilleh (27:34).
*
Ya hahamlar, rahipler, ayetullahlar...? Allah devleti din adamlarının yönetmesini isteyip inananlara "teokrasi"yi tavsiye eder mi? Asla! Halkın malını haksız yere tıkınır onlar ve Allah'ın yoluna engel olurlar. Allah, İslamın apaçık düşmanı olan o hokkabazlara devleti niye teslim etsin?
Hahamların ve rahiplerin çoğu halkın malını haksız yere yerler ve Allah'ın yoluna engel olurlar -İnne kesîran mine'l ahbâri ve'r ruhbâni leye'kulûne emvale'n nâsi bi'l bâtıli ve yesuddûne an sebîlillah... (9:34)
Hangi hinliklerle tıkınırlar halkın malını ve neler yaparlar Allah'ın yoluna engel olmak için? Kendi çevrenize bakın, göreceksiniz eğer o hokkabazlar ilk fırsatta gözlerinizi bağlamadıysa.
*
Dün cuma idi. Camimizin imam-hatibi namazdan önceki vaazında genel olarak eğitim-öğretimin önemi üzerinde durdu.
İmam-hatibimizin bir ara öne sürdüğüne göre Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşlar ki: "Kuran'ın bir harfini öğretene Allah on kere hacca gitmiş gibi sevab yazar."
(1)Böyle bir hadis sahiden var mı ya da adam Hz Peygamber'in söylemediğini söyledi deyip Allah'ın Elçisi'ne iftira mı ediyor?
(2)Yüce Allah "Kuran'a iman"ın şartını pek çok ayette belirtiyor; örneğin Şu'ara 198-199'da. Buna göre nedir Kuran'a imanın şartı; mushaftaki harfleri bilmek mi ya da Allah'ın ne dediğini ANLAYA ANLAYA dinlemek mi?
Kuran'ı bir yabancıya indirseydik te Araplara onu o okusaydı Kuran'a iman etmiş olmazlardı -Velev nezzelna hu alâ ba'dil a'cemîne ve karae hu aleyhim ma kânu bihî mu'minîn.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma