HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Ortak Meal-Yorum Çalışması
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Ortak Meal-Yorum Çalışması
Konu Konu: Besmele ve Fatiha Suresi Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam Hatırlatıcı,

El-Hamd, Alah'ın buyruğu...

28/70:Lhu'lhamdu fil'ula vel'axirah...: Dinyada da Ahirette de Hamd Allah'ındır.

15/98:Fe sebbih bi hamdi rabbike ve kun min'essacidin. : Rabbinin Hamdini dile getir ve mü'minlerden ol!.

16/75:Hel yestevun,  elhamdu lillahi la ye'lemun. : Eşitler mi? Hamd Allah'ındır ama anlamıyorlar.

10/10: ve axiru de'vahum enil'hamdu lillahi rabbil'alemin. : Onların son çağrıları; Bu hamd (bu buyruk) aleminin rabbi Allah'ındır.

29/63:...Qul el'hamdu lillahi bel ekseruhum la ye'qilun.: Onlara sorsan, ölmüş torağı diriltmek üzere  kim yukarıdan yağmuru yağdırıyor? Diyecekler : Allah. Deki: Hamd Allah'ındır. Hayır onların çoğu akletmiyorlar / anlamıyorlar.

30/18:Ve lehul'hamdu fis'semavati vel'erdi ve 'aşiyyen ve hine tuzhirun. : Göklerde ve yerde hamd O'nundur, karanlık olunca da gündüze çıktığınızda da.

40/55:Ve sebbih bi hamdi rabbike bil'aşiyyi vel'ibkar. :Ve Rabbinin Hamd'ini sabah akşam (devamlı) dile getir!

........

Muhabbetle.

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Hamd kelimesinin buyruk anlamına geldiğini ilk defa duyuyorum / fark ediyorum.

Bu cidden düşünülecek bir iş. Ben daha önce "övgü" olarak biliyordum.

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

10/10: ve axiru de'vahum enil'hamdu lillahi rabbil'alemin. : Onların son çağrıları; Bu hamd (bu buyruk) aleminin rabbi Allah'ındır. (haktansapmaz)

 

Hamd kelimesinin buyruk anlamına geldiğini ilk defa duyuyorum / fark ediyorum. (aliaksoy)

 

 

10/9: İnanıp güzel işler yapanlara gelince, imanlarıyla iletir Rabbi onları. Nimet dolu bahçelerde ayaklarının altında ırmaklar akar.   

 

10/10: Orada onların seslenişi "Yüceleriz Seni Allah’ım!", iyi dilekleri "Barış!" ve seslenişlerinin sonu "Övgü alemlerin Rabbine!"dir.

 

Bakın o parantez içi (bu buyruk) müdahalesi sayesinde aliaksoy’u nasıl Kuran’la aldattı haktansapmaz! Bu cidden düşünülecek bir iş.

 

Fesubhanallah

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hatırlatıcı
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 201
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hatırlatıcı

selam

   3/187"Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdür!

  3/188 "Ettikleriyle şımaran ve yapmadıklarıyla övünmeyi(yuhmeduu) seven, sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma; elem verici azab onlaradır.
 

   Haktan sapmaza göre meal: "Ettiklerine şımaran ve yapmadıklarıyla buyruklanmayı / buyruk almayı seven sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma; elem verici azab onlaradır.

   HAMD'in buyruk manasınada geldiğini arab lugatlarında bulamadım,artı ayetin yapısınada uymuyor/yerine oturmuyor,yukardaki gibi açube bir mana çıkıyor



__________________
ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
Yukarı dön Göster hatırlatıcı's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hatırlatıcı Ziyaret hatırlatıcı's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam,

3/187"Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdür!

  3/188 "Ettikleriyle şımaran ve yapmadıklarıyla övünme (yuhmeduu) seven, sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma; elem verici azab onlaradır. (Hatırlatıcı)

Evvela yukarıdaki çevirilerde yapılan iki basit hatayı düzeltelim:

1- 3/188'deki "Letubeyyinunnehu linnasi vela tektumunehu": "onu açıklayacaksınız..." şeklindeki çeviri mesajın yanlış anlaşılmasına neden olduğuna hep beraber şahidiz. Okuyucu bu çeviriden beyandan kastın kapalı/mücmel, müşkil, müphem olan Kitab'ı anlaşılır kılmak, açmak/açıklamak anlıyor. Halbuki tebyin burada, bir şeyi olduğu gibi ortaya koymak, açığa çıkarmak, görünür yapmak ifşa etmek; iletmek duyurmak, ilan etmek, ifade etmek anlamınadır. devamındaki "Ketm etmeyeceksiniz" ifadesi de onu açıklıyor zaten.

2- 188'deki "en yuhmeduu"nun çevirisi,"övünme" olmayıp " övülme" olmalıydı. Yani, ibare onları kendilerini övdüklerini değil de, insanların kendilerini övmelerini istiyorlar. Bunlar Allah'ın söylediklerini söylemeyip onun yerine partavalları, masalları, mevızaları Kitap'tanmış gibi insanlara anlatıyorlar ve insanların da onları övmelerinden müthiş haz duyuyorlar, koltukları kabarıyor. Bunların şovmenlerini her gün tv'lerde izliyorsunuz.

Beni "EL'hamd"e Allah'ın buyruğu / mesajı demeye sevk eden saikler şunlardır:

1- El'hamd'in, elhamdu lillahi rabbilalemin'de olduğu gibi sözün başında da arasında da hep marife olarak gelmiş olması.

2- Övmek,ancak sözle ifade edilir olması. Halbuki göklerde ve yerde her şeyin dil ile Allah'ı övmesi tasavvur edilemez. Rasulullah'ın avucundaki taşlar için, "bunlar Allah'ı tesbih ediyorlar ama siz onları duymuyorsunuz" söylentisi, hamd ve tesbihin gereği gibi anlaşılmasına engel olmuştur kanaatındayım.

3- Allah'ın, övülmek isteyecek, övülmekten hoşlanacak, övülmeye ihtiyaç duyacak zaaf sahibi noksan bir varlık olmaması. Şayet insanların O'nu övmelerini isteseydi, ) "uşkuruunii" (bana şükr ediniz), uzkuruunii" (beni anınız) gibi " ihmeduunii" (beni övünüz) şeklinde bir hitabı da olurdu diye düşünüyorum.

4- Asıl saik da "El'hamd"ın da Kuran'ın 50 kadar isminden biri olduğu düşüncesinde oluşum. Elbette Hamd Allah'ın övgüsüdür. Allah'ın kitabı AllahIn övgüsü / hamdidir. Allah'ı O'nun Hamdi / Kitabı / Mesajı / Buyruğu ile öveceksiniz. Nasıl? O kitabı /O mesajı / O buyruğu dillendirerek... yaşayarak... O'na uyarak... Bütün varlığın yaptığı gibi.

Peki nasıl O'nu öveceksiniz ? Hep bir ağızdan tekbirlerle, tesbihlerle, tehlillerle mi?

Ertuğrul Özalp'n hazırlayıp notlandırdığı, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın Kuran-ı Kerim ve Meali Şerifi adlı mealinde İsra/52. ayet: "O sizi çağıracağı gün, derhal O'n(un çağrısın)a kemal-i tazimle icabet edeceksiniz ki: (Kabirlerinbizde) pek az bir müddet kaldınız."

Ertuğrul Özalp'n paranteze aldığı ile ilgili 22 nolu dip notu şöyledir: Kemal-i tazimle diye karşılanan hamd kelimesine emir / çağrı manası da verilmiştir. Bu durumda ibare O'nun hamdine (çağrısına) şeklinde karşılana bilir. (E.Ö)

Sevgili Akçay, ağzını bozmamış olman ve öfkeni "fesüphanellah" diyerek bastıra bilmiş olman ne güzel!

Muhabbetle.

    

 

 

 

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
kuranyeter
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 04 subat 2008
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 204
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kuranyeter

selam.

3/187 ayetin de ahid mi kullanılıyor yoksa misak mı?

eğer misak kullanılıyorsa neden ahid diye çevri yapılıyor.

yok eğer ikiside aynı anlamı ifade ediyorsa anlamlarını tam olarak öğrenmemizde bir sakınca varmı.

وَإِذْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ الَّذِين 14; أُوتُوا الْكِتَا 76;َ

 



__________________
Ölüm her aklına geldiğinde Ah edip vah edip inleme Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman Evi telaşa verme O geldiği zaman Sen gitmiş olacaksın...
Yukarı dön Göster kuranyeter's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kuranyeter
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Anlaşılan Hatırlatıcı devam etmeyecek, Ben devam edeyim:

Hatırlatıcının Fatiha'nın 1. ayeti (El-hamdu lillahi rabbil'âlemîn)nin çevirisi şöyledir:

1-Tüm bilgiye dayalı varlıkları ,proğramlayıp işlettiren Allah'tır hayatımın övüncü.

Cümleyi ayrıştırarak inceleyelim:

Tüm bilgiye dayalı varlıkları = El-'âlemîn ;

proğramlayıp işlettiren = rabb ;

hayatımın övüncü = el-hamd ;

Allah'ır = lillah.

Ben Hatırlatıcı kardeşim gibi, ki o benim çevirim için acube demişti, ucube demiyeceğim. Kaldı ki ben bir Kuran çevirisi yapmış değilim, böyle bir çalışmam da yoktur. Anladığım kadarıyla kendisi yaptığı çeviriyi tartışmaya açmış oluyor. Çok ciddiyet ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren Kuran çevirisini yapacak olanın her şeyden önce ilk koşul olarak iki dili de çok iyi bilmesi gerekir. "Tüm bilgiye dayalı varlıkları, proğramlayıp işlettiren Allah'tır..." Bu cümle muhataba ne anlatıyor? Bilgiye dayalı varlıklar olduğuna göre, belgiye dayalı olmayan varlıklar da var! Proğramlayan Allah, kime / kimlere işlettiriyor bu bilgiye dayalı varlıkları?

sadece bir örnek olarak içinde "el-'âlemîn" lafzının yer aldığı şu ayeti Hatırlatıcı'nın "el-'âlemin"e verdiği anlamı vererek çevirelim bakalım:

3/42: İZ QÂLEL'MELÂİKETU İNNELLAHES'TAFÂKİ VE TAHHERAKİ VES'TAFÂKİ 'ALÂ NİSÂİL 'ALEMÎN : Melekler şunu demişti: Ey Meryem, Allah seni seçti ve tertemiz kıldı, seni tüm bilgiye dayalı varlıkların kadınlarına tercih etti.

Bir de bildiğim gibi çevireyim:... seni dünya kadınlarına tercih etti.

--------------

Şimdi de 17/52 ayetinde geçen El-hamd kelimesine "emir / buyruk" manasını vermiş bir kaç tefsir örneğini aşağıya alıyorum ve özellikle Hasan Akçay ve Hatırlatıcı arkadaşların dikkatlerine sunuyorum. Türkçe'ye çevirmeden olduğu gibi Arapça olarak yazıyorum, gerek duyarlarsa ilgili arkadaşlar çevirisini yaparlar.

1. (Yevme yed'ûkum) ey min qubûrikum ilâ mevqifil'qıyâmeti (fetestecîbûne bihamdihî) qâle ibnu 'abbês bi emrihî...

Kaynak:Bilübêbit te'vil fî maanit'tenzîl. Te'lif:Ali bin Muhammed bin İbrahim..Kısaca Elxâzin tefsiri. 

2. (Yevme yed'ûkum) lilxurûci min qubûrikum (fetestecîbûne bihamdihî) bi emrihî...      İmam Taberi

3. (fetestecîbûne bihamdihî) fetestecîbûne dâ'iye (yumîtukum)Allahu bi emrihî...

Tenvîrul'miqbês min tefsîri ibni Abbâs.Liebi Tâhir Muhammed bin Ya'qûb el fîrûzî âbâdî.

NOT: Kırmızı biemrihî, bihamdihî'nin karşılığıdır.

Muhabbetle.

 

 

  

  

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hatırlatıcı
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 201
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hatırlatıcı

selam

        RAB; Mastardır,sıfat manasını taşıyan arapça bir isimdir. Terbiyenin kemale eriştiren bütün yollarını ve inceliklerini kapsamaktadır.Canlı cansız  her şeyin kendi türünün özelliğine göre tedricen kemale doğru yükseldiği bir gerçektir.Fakat bu bir evrim değil,kalıtım(genetik) ve gelişim esasına göre bir tekamüldür. Meselâ: Bir spermayı inceleyip düşü­necek olursak yavaş yavaş nasıl tekâmül ettiğini anlamakta gecikmeyiz.İşte bu Allahın rab sıfatıyla oluşturduğu ve işlettirdiği proğramıdır.

   "Deki gerçek şuki ben,bilgiye dayalı tüm varlıkları proğramlayıp işlettirenin (gönderdiği hayat proğramının) destekçisi,uygulayıcısı,canlandırıcısı ve o hal üzere ölmeyi kabul edenim"Enam 162

   Rab kelimesi, terbiye eden, yetiştiren, eğiten demek olduğundan, lügat anlamıyla ana babaya rablık (terbiye edicilik, eğiticilik) isnâd edilir[1]. Çocuklarını eğitip terbiye eden anlamındaki bu rablık, tabii ki sınırlı ve mecazî anlamda rablıktır. Elbette, kelimenin tüm anlamlarıyla  ve hakiki olarak Allah’tan başka rab yoktur. Kâmil anlamda eğitmek ve yetiştirmek de mutlak ve hakiki Rab olan Allah'a aittir. O, sadece yarattıklarından bir cins olan insanı değil; tüm evrenleri terbiye eden, olgunlaştıran, yönetendir; âlemlerin rabbıdır. Terbiye, her varlığın kendi sınırları içinde tekâmül etmesi demektir. Devamlı yaratma halinde olan, yaratıp da bırakıvermeyen, onları kemâle erdiren de Rab olan Allah’tır. Her varlık, bizzat Allah tarafından terbiye edilmektedir. Bu terbiye, "eğitim" kelimesini hemen tümüyle karşılar.

   Kur’an’ın tertibinde (Mushaf’da) ilk âyette Allah’ın bu ismi vurgulandığı gibi, nâzil olan ilk âyette de Rab ismi kullanılır: Hayat birikimini, varlıkların yaratıcısı yüce Rabbinle (terbiye proğramıyla)  bağlantılı olarak ,oku ,tanımladığı şekilde tanımla/teşhis koy; (96/ Alak, 1) İlk insanın yaratılması ve halifeliği konusunda da yine bu isim kullanılır: “Hatırla ki: Rabbın meleklere, ‘Ben, yeryüzünde bir halife kılacağım’ dedi…(2/ Bakara, 30)

 

Rab isminin geçtiği yukarıdaki konuların eğitimle çok yakından ilgileri vardır. Bunların dışında yine eğitimle direkt ilgili olan başka âyetlerde de Rab ismi vurgulanır: “Oku, insana bilmediklerini öğreten ve kalemle ta’lim eden Rabbın ekremdir (en cömerttir).”(96/Alak,3-5)  “Gerçek yönetici olan Allah, yücedir. Sana O’nun vahyi sindirip uygulanmazdan önce Kur’an’ı aktarmada  acele etme ve ‘Rabbım, benim ilmimi artır’ de.” (20/Tâhâ, 114) Rabbım, bana hikmet ver ve beni sâlihler (iyiler) zümresine kat.” (26/Şuarâ, 83)     

 

Başkasını eğitmeye, yanlış olma ihtimali olan kendi göreceli doğrularımızı, beşerî prensiplerimizi mutlak doğru Rabbani süzgeçten geçirmeden başkalarına öğretip uygulatmaya hakkımız var mı? Bu soruları rab kavramı etrafında düşündüğümüzde, şunları ifade edebiliriz: Allah'tan başka rab kabul etmemenin pratikteki uygulanışı ve başkasının kulluğunu kabul etmemenin zarûrî gereklerinden biri de, eğitim prensipleri konusunda Allah'ın koyduğu hükümlere ters düşülmemesidir. Başkasının eğitimle ilgili ilkelerini Allah'ın hükümlerine tercih etme, o kimse veya görüşü rab kabul etme anlamına gelecektir. 

Rab, mutlak manada kullanılınca, mutlak eğitenin Allah olduğu ortaya çıkar. Allah'tan başka rabbın olmadığına inanan muvahhid mü'minin, “rabb”ın eğiten, yetiştiren anlamından dolayı, Allah'tan başka gerçek anlamda eğitimci -mutlak eğiten- kabul etmemesi gerekir. Eğer vahiyle açıklanan Allah'ın eğitim ve terbiye prensipleri doğrultusunda eğitim söz konusu ise, tabii ki bu eğitim faâliyetinin, başkasını rab kabul etme anlayışına girmeyeceği açıktır.

İnsanı insanla eğitmek zorundayız, ama insanı yine insanın fikirleri doğrultusunda eğitmek, hem zor, hem tehlikeli, hem de gayr-ı meşrûdur. Vahyin yön vermediği insan aklı, mükemmel bir eğitim görüş ve uygulayışı oluşturmakta yetersizdir. Bu, birbirlerinin eksik yönlerini görüp düzeltmeye çalışan tarihteki yüzlerce eğitim görüşünün her birinin teori ve pratikteki eksik ve yanlışlarından da kolayca anlaşılabilecektir. Beşerin vahiyden uzak tüm uygulamalarındaki çıkmazların eğitime yansıması olarak, günümüzde de hâlâ yaz boz tahtasından farksız eğitim teori ve uygulamalarını ve çağdaş eğitimin problemlerini objektif (doğru,olduğu gibi tarafsız)bir gözle değerlendirebilen tüm eğitimcilerin yakınmaları, bu tezi doğrulamaktadır.

 

Tek rabbım Allah'tır deyip insanların da içinde bulunduğu tüm evreni terbiye edenin ve eğitme hakkına sahip olanın Allah olduğunu kabul eden müslüman, bu inancının sonucu olarak Rabbânî ilke  ve prensiplere uymak zorundadır. Kendini ve ehlini ateşten korumak zorunda olan (66/Tahrîm, 6) insanın temel görevi, Allah'ı tek rab kabul edip O'na kulluk yapmak, çoluk çocuğunu da Rabb'ın terbiyesi ile yetiştirmektir.

     Kainattaki insanı tanıyabilmek insandaki kainatı tanımakla mümkündür. Evrenle insan arasında oldukça girift, kozmik ilişkiler vardır.Bu ilişkilerin sırrı eşyanın hakikatinde yatmaktadır.İnsan bu ilişkiyi keşfedince mahlukat, içindeki  mevkiini daha iyi kavrayacak ve Rabbini bilecektir. İşte bu kavrayış, tanıyış ve biliş sayesinde evrenle aykırı konuma düşmeyecek, ilahi  senaryoda kendisi için istenilen en uygun rolü seçecek.Evrenle uyum içinde olmaya gayret edecektir.

   Beşeri öğretiler Allah’ın insanı Ahsen-i Takvim üzere yarattığı gerçeğinden çok uzaktır. Nedir bu? Bu yaratılıştaki fıtri mükemmelleşme yeteneğidir. Her insan, bunun için gerekli donanıma sahip olarak yaratılmıştır.

     İslam ve insan adeta et ve tırnak tohumla toprak gibi birbirleri için yaratılmışlardır.İnsanda akıl ve irade yaratılmış,doğru kullanımı adı Kuran olan son vahiy kitabında belirtilmiştir.İşte gerçek hürriyetin adı olan İslam’ı, insansız insanı, İslamsız bıraktığınızda başlar o zaman felaketler.İslam insanın evrenle, tabiatıyla ve insanla uyum içerisinde yaşamasıdır. Kısacası İslam insanı insan yapan değerler bütünüdür.İslam sonradan verilen bir fazlalık değil, bilakis özde bulunanın ortaya   çıkarılmasıdır. Allah insanı yaratıp ta başı boş bırakmamıştır. Bu öğretinin özelliği,pak fıtratın, zihnin ve kalbin üzerine çöken kiri,pası,isi temizlemektir.Elbette insanı yaratan yarattığı insan içinde bir hayat programı vaaz etmiştir. Şunu iyi bilmek gerekir. İslam dini kendi yetiştirdiği insana benim insanım der ve ona Müslüman adını verir.Başka düzenlerin başka kültürlerin Tağuti yönetimlerin,yani beşeri ideoloji ve sistemlerin yetiştirip eğittiği insanların kendilerini İslam’a nispet etmesi dışsal düzlemde bir olaydır,gerçeği yansıtıp içsel olabilmesi için kendi kişisel düzenini vahiyle oluşturması gerekmektedir.

Sahabelerin (Resulallah döneminde yaşamış İslam davasının yükünü omuzlayıp örnek mümin şahsiyetinin ilk öncüleri) İslam’dan önce koyu bir şirk cahiliyenin insanıydı.Allah  Rasulü onları Tevhide çağırdı,yani onlara (Kulu Lailahe illallah,tuflihü) (lailaheillallah deyiniz kurtulunuz) dedi .Onlarda dediler kurtuldular.Aynı şeyi bizde söylüyoruz,neden bu söz bizi kendi cahiliyemizden çıkarmıyor ve neden bataklıktan kurtarmıyor.    Bunun cevabına geçmeden önce Tevhid sahabede yalnızca ezberden okunan bir slogan değil hayat biçimiydi. Felsefe değil yaşantıydı,bireyin her şeyinde kendisine teslim olduğu bir hakikat olduğunu kavramak gerekiyor.Sahabeler devamlı kendi aralarında telaffuz ettikleri bu birkaç kelimeye yabancı değillerdi kendilerinden istenen bu cümlenin manasını çok iyi biliyorlardı.Hele hele bu cümleyi söylemenin sadece dil işi olmadığını bununla neleri kabul  neleri reddetmeleri gerektiğinin farkındaydılar.Onlar şunu iyi biliyorlardı.Tevhidin yansıması olan kafa yürek ve bilek birliğinin sağlanması gerekiyordu.İnsanın kendi varlığında gerçekleştiremediği tevhidi diliyle söylemesinin hiç  bir şeyi değiştireceği yoktu.Çünkü tevhidin ilk hedefi şahsın bizzat kendisiydi,tevhidi uygulanacağı ilk alan, toplumsal alandan önce bireysel alandı.Ve tüm güzellikleri ikame etmenin ,tüm kötülükleri ve çirkinlikleri de tasfiye etmenin, önleminin adıydı.Aslında Lailaheillallah’a çağrı  çirkinlikten güzelliğe kötülükten iyiliğe,ahlaksızlıktan ahlaka,zulümden adalete,anarşiden nizam ve intizama   çağrı anlamlarını taşıyordu.Onlar da kavrayarak lailaheillallah dediler,içten severek yaşadılar.Tevhidi bir hayat düsturu edindiler ve kurtuldular.Değilse bu işin sloganını atmadılar.Topu topu bir tek cümleydi onu söylemek hayat değiştirmek demek olmasaydı söylerler ve eski cahili hayatlarına devam ederlerdi.İşin hiçte öyle olmadığını Allahu teala Kur’an-ı kerimde şöyle buyuruyor.İnsanlar yalnızca inandık demekle hiç sınanmadan başıboş bırakılacaklarını mı sandılar. (Ankebut 2)evet demek ki insanlar  hayatında Allah’tan başka belirleyici tanımayacak .Demek ki lailaheillallah sadece dillerde dolaşacak ve kuru kuruya tekrarlanacak bir söz değildir.Bilakis yaşanacak ve hayata hakim olacak bir düsturdur.Diliyle söyleyip kalbiyle inanması kurtulmasına yetmez.Tevhidi, bilinçli ve ihlaslı bir düstur edinip,hayatında pratize edecek mi diye sınanacak.Yani iman amel ile birleşince anlam kazanır.Aksi halde ispatlanamayan kuru bir iddiadan öteye geçmez ve hiçbir değer de ifade etmez.Yani cennet emelle değil ihlasla yapılan amelle kazanılır.Bu gerçeği göz ardı edip kendini kandırmanın hiçbir anlamı yok,bunu bilmek gerek.

      İşte saadet asrı yani Sahabeler Tevhidi bir inanç olarak kalplerine,bir düşünce olarak kafalarına,bir eylem olarak bedenlerine,bir hayat olarak yaşantılarına,bir dünya görüşü olarak toplumlarına hakim kılmışlardı.

Gerçek Rabbını tanımayanın kendini tanıması da mümkün değildir. İnsanı doğru tanımayan, yaratılışı, fıtratı keşfedemeyen kimselerin eğitim görüşlerinin de eksik ve yanlışlarla dolu olacağı doğaldır. Ancak doğru Rab anlayışı; insanı, kendi fıtratı ve kendi psikolojik yapısına göre eğitmeyi sağlayabilir. Kişinin haddini ve Rabbini bilmemesi, eksik ve yanlış tanımladığı insanı, fıtratına ters ve dolayısıyla sağlıksız, başarısız, adâletsiz, huzursuz bir potada  eğitmek/öğütmek demektir.            



[1] (17/İsrâ, 24)



__________________
ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
Yukarı dön Göster hatırlatıcı's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hatırlatıcı Ziyaret hatırlatıcı's Ana Sayfa
 
hatırlatıcı
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 201
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hatırlatıcı

selam

     haktan sapmaz abi seninle,Alemin kelimesinin açılımından sonra haccedecez inş.Yalnız ,rab ve alemin konusunda eleştiriye biraz alece etmedinmi daha açılımlarını vermeden.



__________________
ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
Yukarı dön Göster hatırlatıcı's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hatırlatıcı Ziyaret hatırlatıcı's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Hatırlatıcı kardeşim,

"Devam edecek" diye bir söz var, bu sözü kullansana!

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats