Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"ÇOK EVLİLİK, ANCAK OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA; YETİMLERİN HİMAYESİ İÇİN UYGULANAN SOSYAL BİR KAMPANYADIR."
Anılan zat ne kadar büyük, ünlü, muhterem... olursa olsun bu iddiası çalınan minareye kılıf olmaktan ve çok eşli zulme çanak tutmaktan başka bir işe yaramıyor; reddedilmesi gerekir. Bu icazeti veren her zatın, çok eşli bir kimsenin eşlerinden biri olmaya rıza göstermesi gerekir. Rıza gösteremiyorsa hiç olmazsa sussun.
İslam, zulmü caiz kılmaz; yetimlere de onların analarına da caiz kılmaz. İslam zulüm dini değildir.
Açıklamasını daha önce yapmıştım. Aktarıyorum:
asım Yazdı:
savaşta şehit olan sahabelerin kimi tek kimi ikişer üçer dörder evliydi... bir çok çocukları olan da vardı... bunlar yetim öksüz sahipsiz kalmış oluyordu... bu yetimlere sahip çıkarken eger haksızlık yapmaktan korkarsanız... yani kendi çocuklarınızla sahip çıkmaya çalıştığınız çocuklar arasında kıstı gözetememekten korkarsanız.... yani kendi çocuğunuz gibi giydirememe yedirememe bakımını aynı yapamama ona aldığını yetime de alamama gibi konularda haksızlık yapma korkunuz olursa.... bu yetimlerin anneleri olan dul kalmış kadınlarla evlenin.... o zaman o yetim çocuklar sizin çocuklarınızla aynı olur... onlar sizin çocuklarınız olur... eğer böyle bir korkunuz yoksa evlenmeye de gerek yok tur... ama yetimlere iyi sahip çıkın ha...
bunlar yetim öksüz sahipsiz kalmış oluyordu... Evet ama bu yetâmé MAL sahibidir. Kendi evladınızı doyurup giyindirdiğiniz kendi malınızla onları da doyurup giyindirmenize muhtaç değiller.
Tam aksine, SİZ onların MALLAR ına muhtaç yani onların MALLAR ını yiyiverecek durumdasınız. O yüzden Allah uyarıyor: ...onların MALLAR ını yemeyin -lâ te'külû EMVAL ihim (Nisâ 2).
Değerli Asım kardeşim, sizin bu yorumunuz ilahî uyarıyı yanlış anlama çekmektir. Lütfen yapmayın. Nisâ sûresinin ilk 10 ayeti bir bütündür; özellikle Nisâ 6'yı göz önünde bulundurun.
Yetim hamilerinin korkusu, yanılıp yetimlerin MALLAR ını kendi mallarıyla yemektir. Allah o yüzden uyarıyor: Onların MALLAR ını kendi mallarınızla yemeyin; BÜYÜK GÜNAHTIR bu -hûban kebîra! (Nisâ 2); kişinin karnını ateşle doldurmasıdır (Nisâ 10).
bu yetimlerin anneleri olan dul kalmış kadınlarla evlenin.... Bu bir yorum. Yani Allah'ın sözü değil, beşerin sözü. Ve fena halde yanlış bir söz. Bu "zulüm fetvası"ını çürüten pek çok kanıt var... ama şimdilik onların dördü:
(1)EŞ ÜSTÜNE EŞ "zulüm"dür; örneğin iki kız kardeşin bir arada eş edinilmesi "eş üstüne eş"tir ve zulümdür ki haram kılınmıştır (Nisa 23). Allah asla zulmetmez; insanlara kendileri zulmeder (Yûnus 44).
Çok eşliliğin zulüm olduğu istisnasız bütün müfessirlerin ortak görüşüdür. Örneğin Elmalılı bu gerçeği şöyle dile getirir:
Ve eğer birden fazla kadınlar arasında da adalet yapamıyacağınızdan korkuyorsanız -ki korkmalısınız- o halde... (Hak Dini Kuran Dili, Nisa 3 tefsiri).
(2)Allah'ın elçisi Muhammed'e eşlerini başka kadınlarla değiştirmesi dahi haram kılınmıştır (Ahzab 52) çünkü Muhammed bir eşini bıraksa da çok eşlidir; o eşinin yerine başka bir kadını alması da onun EŞ ÜSTÜNE EŞ almasıdır. O yüzden zulümdür ve haramdır.
Oysa tek eşli bir adamın o eşinin yerine (mekâne zevcin) başka bir kadını eş alması helaldır (Nisâ 20) çünkü eşini bıraktıktan sonra bekar kalır; EŞ ÜSTÜNE EŞ almıyor.
İslamın nebisine EŞ ÜSTÜNE EŞ almayı Allah haram kılmışken ve Allah'ın elçisi Rabbinin o yasasına harfi harfine uymuşken (10:15) ümmeti çatır çatır EŞ ÜSTÜNE EŞ aldıkça bu din ciddiye alınmaz; inekçi hinduizm ve kedici satanizm gibi bir maskaralık olmayı sürdürür.
Bakın, tıpkı şu ilahî buyruk gibi: "Namazı ALLAH İÇİN kılın!" Allah "Namazı ALLAH İÇİN KILIN ama..." demez. AMASI MAMASI YOK. Namazı ALLAH'TAN BAŞKASI için kılmak haramdır.
ŞİRK haramdır; ZULÜM haramdır.
Ve analar babalar kadar evlendirme memuruna ve tanıklaradır buyruk. Evlenmek isteyen adama bakacaklar; eğer zaten evliyse evlilik işlemini yapmayı ve tanık olmayı reddedecekler.
ÇOK EŞLİLİK bundan daha kesin nasıl haram kılınır ki "Yetim annelerinin ikişeri ve üçeri ve dörderiyle evlenin!" misillu zulüm fetvaları verilir.
Ve ne kıyak iş! O "yetâmé"nin hem MALLAR ını hem analarını müsadere etmek!
(4)İnanan iyilik sever (?) erkeklerin o yetim annelerinin ikişeriyle ve üçeriyle ve dörderiyle (mesné ve sulésé ve rubâ'a) evlenmesi demek bir adamın örneğin dört kadınla AYNI ANDA evlenip gerdeğe girmesi demek. Değerli Asım kardeşim, kısa bir iletinizde siz de söylediniz bunu.
İslama aykırılık ve ahlaksızlık bir yana hangi babayiğit becerebilir bu işi?
değerli hasakçay kardeşim... çok eşliliğin haram olduğu şeklindeki görüşünüze katılmıyorum... bu sizin görüşünüzdür... yani beşeri bir görüştür... haram koyma yetkisi sadece allaha aittir... allahın dışında kimse şu haramdır diyemez... kurandaki ayetlerden ben bunu çıkarıyorum derseniz o sadece sizin çıkarımınız olur... ve bu çıkarımınıza uygun olmayan kişi ve görüşlere zulum veya şirk demeniz de sadece sizin kendi fikriniz olur.... sadece sizi bağlar... allah bunu diyor demek sizin hakkınız değildir... siz sadece ben böyle anlıyorum diyebilirsiniz... benim kanaatime göre çok eşliliğin haram olduğuna dair verdiğiniz kurani deliller ile bile bu görüşünüz yanlışlanabilir... mesela içinizden bekar olanları evlendirin ifadesinden evlilerin evlenmesi haramdır sonucu çıkmaz... evi olmayanlar ev alsın deyince evi olanların ev alması haramdır gibi bir hüküm nasıl çıkarılamıyorsa... bu sonucu siz çıkarıyorsunuz ve sizin çıkarımınızla haram ihdas edilemez... iki kızkardeşin beraber nikahlanmaması ifadesinden bütün kadınlar kızkardeş sayılır öyleyse burdan çok eşlilik haramdır hükmü çıkar demeniz de sizin zorlama yorumunuzdur... böyle gidecek olursak bütün insanlar kardeştir öylese kardeşler evlenemez deyip herkesin evlenmesi haramdır gibi bir saçma hükme ulaşmış oluruz... bu konudaki diger argümanlarınızda benzer zorlama yorumlarınızla kendi fikrinize destek olarak görmektesiniz... allahın helal kıldığı bir şeyi haram kılmak haddi aşmaktır... ve allah haddi aşanları sevmez... tabi bunlarda benim görüşüm ... sadece beni bağlar...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar,
3. Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
Yetimler konusunda adaleti koruyamamaktan korkan kimlerdir? Avamdan olanlar mı?hakimler mi? Yetimlerin itilip kakılmaması, sahip çıkılması, haklarının gasp edilmemesi onlara imkan sağlanması, korunup gözetilmeleri; onlar için adaleti sağlamak dairesine girer.Adaleti sağlayalım.Sizin için temiz kılınan kadınlar grubundan olan yetimlerin annelerini 2,3 veya 4 çift halinde evlendirin yani tek eşli olarak toplu nikah..neden 5 yada 10 lu gruplar halinde evlendiremiyoruz?demek burada anlatılan çiftlerin bir arada evlendirilmesi değil..anlatılan;onlara imkan ve adalet sahiplerinin yanında kısıtlı imkana sahip olupta adil davranabileceklerin sahip çıkması için bir yol önerildiği ve önerilen bu yolun zorunluluğu olmadığıdır,o yetimlerin mallarına yada canlarına zarar ve ziyan gelmesi hakkında bir endişeye düşerseniz bu durumda onların annelerini kendi nikahlarınıza alınız,ancak bu her erkek için 4 dul çocuklu yada çocuksuz kadından fazla olmamak kaydıyla,Allah size öğretiyor ki temiz olasınız..bu öneriyi kabullenip onlara sahip çıkabileceğini düşünen ve kendine güvenenleriniz varsa bu öneriyi hayata geçirsin,ancak bunu yapabilmeye imkan ve gücü olduğu halde onlara koruyucuk ve gözeticilik yapamayacağını hissedenler varsa o dullardan sadece biriyle evlensin,bir yetim anasıyla evlenme halinde bile adaleti sağlayamayacanız hakkında endişeniz varsa o vakit mevcut eş yada eşlerinizle yetinin.Adaleti sağlama konusunda,bekar olsanız dahi yetimlerin hakları ve korumacılığı konusunda kendinizden emin değilseniz o vakit çocuklu dul olanlardan evlenmeyiniz.Sebep ve endişe nedir?Allah korkusu ve haksızlığa sapmamak.
4. Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.
Nikahınıza aldığınız bu kadınları nikahınıza almanızı başa kakmayın ve onlara olur ki boşanma durumunda, iaşe ve barınmasını sağlayabilecek ücreti kendilerine takdim edin,bu nikahınıza aldığınız tüm kadınlar için genel geçer kuraldır bunu bilin.
Boşanma halinde kadına verilecek imkanın onun tarafından şuursuzca heder edileceğinden korkarsanız bu durumda Allah onlara yol açıncaya kadar, onların geçimlerini kendi mallarınızla temin edin,bu kural imkanını koruyamayacak durumdaki her kişi içindir.
6. Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
Eşlerinizin sizden olmayan çocuklarının babalarından kalan mallarını,onlarda bir rüşt hissettiğinizde onlara iade edin.Böylece hem onların namuslarını hemde mallarını, toplumunuzun refahı ve mutluluğu için gerçekte korumuş olduğunuz bilin,Allahın dileği muradı budur.Allah kollayıcı olupta imkansız olanlarada o yetimlerin haklarından bir kısmını kullanmasını helal kılmıştır ki bu koruma ve kollayıcılık kesintiye uğramasın.Doğrusunu Allah bilir.
son olarak,
3. Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
ayetinde,Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla ifadesi geçiyor..burada 2,3,4 yerine onlardan sadece biriyle evlenebilirsiniz,yani siz evli olsanızda 2,3,veya 4 kadın için adalet sağlayamayacaksanız,onlardan çocuklu olan birini nikahınıza alın ama bundada sahip çıkmayı koruma ve kollayıcılığı sağlamada endişeye düşerseniz o vakit onlardan çocuksuz olan haricinde kimseyi nikahınıza almayınız,mevcut eş yada eşlerinizle yetininiz.Buradan anlaşılıyor ki imkan ve kudreti olanlar her zaman hazır ve nazır bekar değillerdir..öyle imkanlı bekarlar reyonda her zaman bulunmaz,ne var peki..imkanlı olupta evli hatta 2 yada 3 eşli olupta evlatlarının tamamının babası kendisi olanlar yani yetim sahibi olmayan çok eşliler sahipsiz kalan kadınlardan 1,2,3, ve son olarak 4 e kadar evlenebilirler....çocuklu yada çocuksuz olmaları fark etmez..dullar toplumda korunmaya, yetimlerden hemen sonra önceliği olanlardır.Bu yazıda öncelikle yetimlerin korunmasına yönelik olarak fikir beyan edilmiştir,dul olupta mal ve mülk sahibi olan veya eşler arasında geçimsizlik olma ihtimali saf dışı bırakılmıştır,o açıdanda incelendiğinde konu biraz daha geniş anlatım gerektirir diye düşünmekteyim,lakin dul olupta mal ve mülklerine zarar gelme ihtimalinden ziyade geçimsizlik halinin olması ihtimali göz önüne alındığında,adaleti sağlamak eylemi biraz daha genişleyecektir,bu durumda eşler arası geçimsizlik yada dulun malına karşı olacak bir adaletsizliğin önüne geçilmesi için kişiler daha bir dikkat sarfedecek ve adaleti salt bir dulla dahi yapamayacağını düşünenler,dulun çocuklu yada çocuksuz olmasının fark etmeyeceğini bileceklerdir haliyle..örflerin kişiler üzerinde,onlar kabullenmesede bir önyargı oluşturduğu kesindir,çok eşliliği kanıksamış kabullenmiş hatta tek eşliliğin anormal sayılabileceği bir toplumda yaşayan bir insanın anlayışıyla,tek eşliliği kabullenmiş bir toplumdaki ferdin kuranın bu ayetlerini anlamada pekte tarafsız olamayacağını düşünmekteyim,şu bilinmelidir ki,insanın sahibi örfler değildir onlara atıf olmakla beraber,insanın sahibi Allahtır ve Allahın önerdiği bir davranış,kendini önyargıdan arındırmış olanlara ağır gelmez.Doğrusunu Allah bilir,sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Bütün meallerin söz birliği etmişcesine "bekarlar" olarak çevirdikleri "EYÊMÊ"nin anlamı bana göre dul kalanlardır. Dolayısıyla kelimenin sözlük anlamına dayanarak ben bir tahsis olduğu kanaatındayım.
Ême - yeîmu - eymen, eymeten ve uyûmen erraculu min zevcetihi ev'ilmeretu min zevcihê: fEQADEHÊ EV FEQADETHU FE HİYE VE HUVE EYYİM. Ç:EYÊİM VE EYÊMÊ..
"Adam eşini kaybetti / ondan dul aldı yada kadın eşini kaybetti / ondan dul kaldı. (haktansapmaz)
Bu kelimenin kökenini öğrenmeye çalıştım ama şimdilik sonuç alamadım çünkü bu amaçla kullandığım program onu liste dışı bırakmış.
Elmalı’nın açıklaması ise şöyle:
EYÂMÊ “eyâyim”den kalbedilerek “eyyim”in çoğuludur. EYYİM, gerek bekar gerek dul, KOCASI OLMAYAN dişiye ve KARISI OLMAYAN erkeğe denir ki biz buna bekar diyoruz.
Mevdudi'nin açıklaması:
EVLİ OLMAYANLAR olarak çevirdiğimiz EYÂMÊ tek başına bekar anlamındaki eyyim kelimesinin çoğulu olup KARISI OLMAYAN her erkek ve KOCASI OLMAYAN her kadın için kullanılır.
Mevcut meallerdeki karşılığı:
the single (Muhammad Asad)
widows, widowers (Openburhan)
such of you as are solitary (Picthal)
who are single (Shakir, Yusuf Ali)
bekarlar (S. Ateş, Bursevî, E. Yüksel, Elmalılı)
bekar olanlar (Diyanet )
bekarlar, dullar (Y. N. Öztürk)
evli olmayanlar (Mevdudi)
*
ikişer üçer dörder evlenin...
yani çabuk olun yetimleri ortada bırakmayın...
mesela deprem yada sel gibi bir afette bir cok kimsesini kaybetmiş çaresiz insanlar var orta yerde kala kalmışlar...
belediye başkanı diyor ki şehir halkına.... bu insanları evlerimize himayemize alalım...ikişer üçer dörder paylaşalım kimse sokak ta kalmasın...
yani bunun gibi bişey...
Değerli Asım kardeşimizin bu iletisinde söylediğini, itiraf edeyim, yanlış anlamışım. Sanmıştım ki şunu söylüyor:
Nisâ 3’ün mevcut meallerinde inanan erkeklere şöyle söylendiği öne sürülüyor: “Kadınların ikişeri ve üçeri ve dörderiyle evlenin!”
Ama ayette bu söyleniyor olamaz çünkü erkeklerin kadınların "ikişeri ve üçeri ve dörderiyle evlenmesi" demek "BİR ERKEĞİN örneğin DÖRT KADINLA aynı anda evlenip gerdeğe girmesi" demektir ki hiç bir babayiğit beceremez o işi.
*
Bu arada...
Sanırım Abdurrahman bey, Hasan ve ben bu ayetlerin "çok eşlilikle" ilgili olmadığı noktasında "hem fikiriz". (baybora)
selam asım kardeş,
kısa ama "can alıcı" yorumun için bende teşekkür ediyorum (baybora).
*
Oysa Asım kardeşimiz meğer öyle demiyormuş. Diyormuş ki:
Sel gibi bir afette çaresiz ortada kala kalan felaketzedelerin örneğin DÖRT tanesini nasıl aynı anda yalnızca bir iyiliksever himayesine alabilirse kadınların DÖRTtanesiyle yalnızca bir erkek aynı anda evlenebilir. Vardır öyle babayiğitler. Ve İslamîdir o iş; caizdir.
Tamam? Hani sözün bittiği an olur ya. İşte bu.
Bunun dışında söylenen daha bir sürü şey eğilip bükülmüş. Onları düzeltmek gerekir. Ama söz gerçekten bitmiş. Artık bana susmak düşer.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Nisâ 3’ün mevcut meallerinde inanan erkeklere şöyle söylendiği öne sürülüyor: “Kadınların ikişeri ve üçeri ve dörderiyle evlenin!”
Ama ayette bu söyleniyor olamaz çünkü erkeklerin kadınların "ikişeri ve üçeri ve dörderiyle evlenmesi" demek "BİR ERKEĞİN örneğin DÖRT KADINLA aynı anda evlenip gerdeğe girmesi" demektir ki hiç bir babayiğit beceremez o işi.
Hasan kardeşim eğilip bükülenleri düzeltmek gerek olduğu gibi bırakmak değil,ayrıca şu yukarda zannederek yazdığın için şunu söylemek isterim..ikişer üçer yada dörder evleninden aynı anda gerdeğe girilmesi gerektiği anlamını çıkarmak işi yokuşa sürmenin ta kendisidir,elbet mantıklı bir yolu vardır,değil mi?
sağlıcakla
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Sayin Muvahhit , hatirlarsaniz mukerrer bicimde kendileriyle henuz cinsel iliski kurulmamis eslerle bosanmanin detaylari zikredilir. Burdan da gormekteyiz ki evliliklerinin ustunden kesin bilmedigimiz uzunlukta bir zaman gecmesine ragmen henuz cinsel iliski soz konusu olmamis bir cok evlilikler olmaktadir. Farkli maksatlardan oturu gerceklesmis evliliklerin oldugu izlenimi cikarilabilir. Himaye maksatli olmasi gibi.
Bence tek eslilik mutlak kurani bir emir degildir. Tek eslilik insanin dogasi geregi dogal olanidir. Nitekim Kuran dengeli bir iliskinin cok sayili evliliklerde bir sorun oldugunun altini cizmistir. Resul'e yeniden evlenmeyi yasaklayan ifadeleri tek esliligin delili olarak kabul etmiyorum. Hasan beyin tek eslilik konusundaki kanaatleri dogrudur. Ideal evlilik bir erkek ve bir kadin ile gerceklesen evliliktir. Nitekim insanlikbu dogruyu gormus ve kanunlastirmistir. Ozgurce kendini ifade eden gunumuz modern kadini kocasinin baska bir evliligine tahammul etmez. Kabulleniyor gibi gorunenlerde din veya baska baskilar sonucu onayliyor gorukmektedir.
Arap konuşma dilinde "nikah"ın anlamı cinsî birleşme (vat) dir. M Esed'in Nûr 60'taki "nikâh"la ilgili açıklamasında geçiyor bu cümle.
"Sel felaketzedelerinin ikişeri ve üçeri ve dörderini HİMAYENİZE alın"a icabeten iyilik sever biri, örneğin dört felaketzedeyi nasıl doğal olarak HİMAYESİNE alırsa çok eşli bir adam da "Kadınların ikişeri ve üçeri ve dörderini nikahınıza alın"a icabeten örneğin dört kadını doğal olarak NİKAHINA alır.
Ve NİKAH "cinsel ilişki"de bulunmaktır yani gerdeğe girmek.
Bunu yazarken ne kadar zorlandığımı bir bilseniz. Çünkü açıklamaların hiç bir işe yaramadığı tecrübeyle sabit. Boşa gideceğini bile bile bir iş yapmak elbet zor oluyor.
Bakın, muhliskul kardeşimiz saniye kaçırmamış; ÜLEŞME sayılarını bir kere daha yerlerinden oynatmış. Oysa "Kadınları iki, üç, dörde kadar nikahınıza alın!" ile "Kadınların ikişeri, üçeri, dörderini nikahınıza alın!" arasındaki farkı daha önce, akıllarda kalsın diye biraz da çarpıcı sözler kullanark, açıklamıştım.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Nikah kelimesinin cinsellik ile iliskisi istinadi olarak soz konusu olabilir. Kelimenin lugat anlamindan bazilari; dugum atmak,baglamak,kontrat,cimento,evlilik vs.
Nur 60 ta izah edilen evlilik beklentisi olmayan , genc olmayan bayanlar olarak anlasilmasi gerekir diye dusunuyorum.
Övgü... melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a!-Elhamdü li'llahi... câili'l melâiketi rusulen ûlî ecnihatin mesné ve sülése ve rubâ'a!
Görüldüğü gibi sınırsız bilgi sahibi olan Allah sayıların işlevini de bilip gözönüne alıyor. Dörder kanatlı meleklerin her birini aynı anda dört kanatlı yapan O’dur; melek 2000 yılında bir kanatlı, 2001'de üç kanatlı ve 2008'de dört kanatlı değildir; Allah "Ol!" demekle onu bir anda dört kanatlı yapmıştır.
İşte "Kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin!" derken Yüce Allah tıpkı bunun gibi son derece makul bir iş buyurmaktadır. Hayırsever insanlar kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirecek. Yeterli paraları varsa elbet mümkün bu.
Ama hangi babayiğit aynı anda dört kadınla birden evlenip gerdeğe girebilir?
Sn.AKÇAY,
Yukarıdaki ifadeleriniz konunun anlaşılması açısından fevkalade açıklayıcı olmuş.Özellikle meleklerin kanatlarında ki sayı ile Nisa 3'teki sayısal vurgunun aynı olmasından hareketle ulaştığınız sonuç benim açımdan çok tatminkar.Elbette ki Yüce Allah bu iki ayetteki sayısal uyumu boşu boşuna söylemiş olamazdı.Bunu farketmek gerekiyordu ve öyle de olduğuna inanıyorum.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar,
Yeterli parası olan herkes aynı anda dört kadını birden evlendirebilir. Yüce Allah’ın Müslümanlardan beklediği SALİH AMEL işte bu.
Ama yüklem "Evlenin!" olunca PEYDAHLANAN amel felaket: aynı anda dört kadınla BİRDEN evlenmek! Hangi babayiğit aynı anda dört kadınla BİRDEN evlenip gerdeğe girebilir?
Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, bu korkmanın asıl mahiyeti nedir?Eğer korkmazsa yapılacak olan nedir? Onları evlendirdiği kişilerin samimiyetine bu güven nasıl tesis edilmiş,kaldıki kişiler birbirlerine dahi kefil olamazken.Kaldıki dul ve evlatlarının haklarının bulunan eş tarafından korunacağına nasıl bu kadar emin olunabiliyor..?Hasan kardeşim,
Çünkü açıklamaların hiç bir işe yaramadığı tecrübeyle sabit. Boşa gideceğini bile bile bir iş yapmak elbet zor oluyor. Diyorsunuz ancak bilemezsiniz..
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma