Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran ayetlerinin doğru anlaşılması için ilk muhataplarının bakış açısı önemli mi? Elbette önemli. Tıpkı zamanımızdaki olayların doğru anlaşılması için onlara katılanların bakış açıları nasıl önemli ise.
Örneğin zamane Amerikalısı çay bahçesinde bizden farklı davranır.
Bize göre, bahçeye önce gelen erkek sonra gelenin çay parasını öder, hele o sonra gelen bir hanımsa... Erkekliğin "racon"udur bu.
Öte yandan Amerikalı bir hanım, eğer o erkekle çıkmayı aklından geçirmiyorsa, çayının parasını ödetmez. Erkeğin ısrarını hakaret bile sayar çünkü, Amerikalı hanıma göre, ÇIKMAK İÇİN ısrar etmektir o.
Ama bu durum Kuran'ı, örneğin sembollerle yüklü şiirler gibi, ANLAMA MESELESİ ile malul görmeyi haklı kılmaz. Kuran gerçekten "mübîn"dir; gerekli açıklamaları kesinlikle yapar; hiç bir şeyi eksik bırakmaz.
Örneğin ZİHAR:
Allah BİR insanın göğsüne İKİ KALP koymamıştır; onun "zihar"ladığı "eş"ini "ana"sı yapıvermez (33:4). İçinizden hanımlarını "zihar"layanlar bilsin ki o hanımlar onların anaları değildir (58:2).
Açık ve net. ZİHARLAMAK bir adamın, "eş"ini ANA sayıp ona ana muamelesi yapmasıdır. Ayetlerin siyakını sibakını okuyanlar olayın ayrıntılarına da vâkıf olurlar. Kuran'ın çizdiği resimler nettir; "flu"luk ile malul değildir.
Kaldı ki Nûr 31'de anlatılanların, ilk muhatapların bakış açısıyla zerrece ilgisi yok. O halde konuyu "hermenötiks"e saptırmanın da lüzumu yok.
O ayette geçen ve TAKI anlamına gelen ZİYNET kelimesi inanan kadının saçı ve göğsü gibi AVRET YERLERİ diye çarpıtılıyor, sonra da "o kadına bağlı ihtiyaçsız erkelere"e açılıveriliyor. Bu AHLAKSIZ icazet hiç bir şekilde örtülemez. Ayetin tesettürle ilgisi yok.
Sevgi ile.
|