HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: BAŞÖRTÜSÜ VE KADININ AY HALİNDE İBADETİ . Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
HAKgelenek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAKgelenek

sayın uluyol yaptığınız doğru değil muhliskul son yazısını yazdı şimdi ona avukatlık yaptırmayın bana herşey bitti,yeniden yazmaya başlar ise kaldığınız yerden devam edersiniz.

 

selam ile



__________________
Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Yukarı dön Göster HAKgelenek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAKgelenek
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Değerli arkadaşlarım kuran bir rehber, bir gönül gözü olduğu gibi gerçekten üstün bir terbiye aracıdır da. Yaradan kuranı sabırla ve de güzellikle anlattığı için bakın peygamberimize nasıl sesleniyor. (Nahl suresi 125. ayet; Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.) Evet, arkadaşlar bizlerde eğer kuran terbiyesi aldığımızı söylüyorsak aynen böyle yapmalıyız sabırla asla pes etmeden. Bakın nede güzel söylüyor rabbim. (A’la Suresi 9.ayet; Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver. 10. İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır. 11. İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır.) Ne demek istediğimi umarım anlamışsınızdır. Çünkü ben Rabbim in ayetlerini karşıma kim çıkarsa çıksın sabırla anlatmak için çalışırım, anlattıklarımın arasından bir kişi çıkarda öğüt alır Rabbin yoluna girerse benim için o yeter. Peygamberimiz dahi bakın yaptığı küçük bir hata sonucu nasıl uyarılıyor Yaradan tarafından.( Abese sur.1234. ayetler: Yüzünü ekşitti ve öteye döndü; Yanına kör adam geldi diye. Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek. Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.) Değerli arkadaşlarım bu ayette geçen kör adam aslında iman etmeyen gerçekleri görmeyen berduş bir insan. Peygamberimiz bir sıkışık zamanında olsa gerek, onu görmezden gelip ilgilenmiyor ve Rabbim bakın nasıl ikaz ediyor peygamberimizi. Nereden biliyorsun belki o arınıp temizlenecek, belki de düşünüp taşınıp da öğüt kendisine yarayacak diyor. İşte dostlarım lütfen bu tür kısır çekişmelere girmeyelim ve asla sinirli hareket etmeden kuranı anlatmaya çalışalım. Belki ben yanılıyorumdur diğer arkadaşım beni kuranla uyaracak ve ikna edecek, belki sizler yanılıyorsunuz ya da kızdığınız arkadaşım yanılıyordur, sakin ve güzel anlatımla söylediklerinizden öğüt alacaktır belki de.

 İnşallah sözlerim sizleri kırmamıştır, dikkat ederseniz verdiğim örnekler her zaman kuran dan oluyor. İşte kuran dan eğitim almak istiyorsak bir kısmını değil, hepsini almalıyız. Sonsuz saygılarımla halukgta

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

Selam haluk bey,

Geç katıldığım için özür dilerim,

Yine bir iki genel değerlendirme ve temellendirme yapacağım;

1. Kur'an'ı Kerim "ilk muhatablara/ilk anlayan öznelere" şifahi/sözlü/seslenilen bir "hitab"tı.

2. Dolaylı muhatablar ise yazılı bir "kitab"la karşıkarşıya kaldılar.

3. Bu nedenle evvel emirde, "Kur'an'ı Kerim'in sözlü bir hitab olduğu O'nun anlaşılması ve yorumlanmasında "temel bir ilke olarak" kabul edilmelidir. (kul: De, söyle, emirleri (emr-i hazır) buna bir örnektir).

4. Sözlü kültür ile yazılı kültür'ün enstürümanları takdir edersiniz ki, faklıdır.

5. İlk muhatablar Peyamber(a.s) soru sora biliyorlardı. Sizde bunu belirten bir ayet çevirisi yazdınız (kur'an indirilirken sorarsanız...). "Sana soruyorlar" kalıblarıda yine buna bir örnektir.

6. Şimdi, ilk muhatablar anladıklarını, anlamadıklarını veya yanlış anladıklarını kime soruyorlardı? Onların yanlış anladıklarını düzelten, anladıklarını onaylayan ney di? veya kimdi? Bugün biz anladığımızı, anlamadıklarımızı veya yanlış anladığımızı nasıl tesbit edeceğiz? Doğru anladığımıza ne onay verecek. Anlamadığımı "anlaşılır kılarsam" anlamış mı oluyorum?

7. Doğru anladığımı "bugün" nasıl bileceğim?

8. Gerçekten "bu sorunlar yapay" "ben okuyorum ve anlıyorum" hiç bir sorunum yok diyorsanız. Lütfen "bu sitedeki" konulara bir bakınız. Yine aksini iddia edecekseniz. Ben şimdiye kadar yazdıklarım üzerine bir şey yazmayacağım.

Sizi Allah(a.c)'e emanet ediyorum,

Allah(a.c) hepimizin ilmini arttırsın.

Selam ve dua ile,

Kardeşiniz,

rıdvan

 

 



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

(Abese sur.1234. ayetler: Yüzünü ekşitti ve öteye döndü; Yanına kör adam geldi diye. Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek. Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.) Değerli arkadaşlarım bu ayette geçen kör adam aslında iman etmeyen gerçekleri görmeyen berduş bir insan. Peygamberimiz bir sıkışık zamanında olsa gerek, onu görmezden gelip ilgilenmiyor ve Rabbim bakın nasıl ikaz ediyor peygamberimizi. Halukgta.

Selam Haluk, selam arkadaşlar,

'ABESE: Kaşlarını çattı,sert/hiddetle baktı...

TEVELLÂ ('an): (Haktan) uzaklaştı, yüz çevirdi; geri döndü...

'Abese, müstekbir, kendini müstağni gören azgın kafir için kullanıldığını görüyoruz.(Ayrıca bak:74/22)

Tevellâ, tekil ve çoğul olarak genelde kafirler için "Hak'tan uzaklaşmaları/yüz çevirmeleri" anlamında kullanılmış. Nadir de olsa peygamberin kafirlerden uzaklaşması için de gelmiştir. Örnek: 7/79, 93)

Geri dönmek anlamı için de bak: 9/92.

Diyeceğim o ki; 'abese ve tevellâ, öyle basit bir kabahat değil. Hele ikisi bir arada işlenen suçun çirkinliğini ve şirretini ikiye katlıyor. Bu suçu, Allah'n Resulu şöyle dursun, hiç bir mü'min dahi işlemez. Munafık olması müstesna. Olmaz ya, şayet denildiği gibi Allah'ın Resulu bu hatayı (hata değil aslında büyük ayıp) işleseydi, rivayetlerin yakıştırdığı gibi âmâdan değil de Rabbinden özür ve bağışlanma dilerdi. Peygamberler en basit bir düşünme hatasında bile Rab'lerinden derhal istiğfarda bulundukları örnekleri niçin dikkatlerimizden kaçmış! Bu ayetlerin muhatabının Allah'ın Resulu olmadığı, yaptığı hatadan sonra istiğfarda bulunmamış olması sanırım yeterli delildir. 

Değerli Haluk, bu gelen kör şahsın, "iman etmeyen, gerçekleri görmeyen berduş bir insan olduğunu" Kuran'dan nasıl çıkardığınızı merak ediyorum. Siz ki yalınız Kuran deyip durdunuz hep!

Muhabbetle.

  

  

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Tesettür konusunda çok konuşmuş biriyim; Türkçemizin özlü deyişiyle, unumu elemiş eleğimi duvara asmışım. O halde benim burda işim ne, bir bakıma, araya niye girdim?

Çünkü "Kuran'a göre başörtüsü"nün müzakeresine engel olundu ve bu, bence, Kuran'a engel olundu demek. Hangi nedenle yapılmış olursa olsun yapılan işin fiilî sonucu budur.

Tesettür fesadını çıkarıp sürdürenlerin şu andaki en birinci marifeti bu. "Tesettür Allah'ın emri!" der susarlar. Çünkü müzakere onlara yararlı değil artık; tam aksine, zarar verir. Çünkü mevcut durum onların "kurtarılmış bölge"si; konuşurlarsa mevzi kaybedecekler.

Bakın, KURAN'DA BAŞÖRTÜSÜ VAR MI başlıklı makalem ( www.hasanakcay.net ) buna bir yollama ile başlar: "Hani, ilahiyatçılar niye konuşmuyor?" deniyordu ya; övgü Allah'a, birisi konuştu.

"İlk muhatapların bakış açısı"ndan dem vurmak suretiyle hermenötik metod örtüsünü buradaki müzakerenin üzerine atanların niyeti ne olursa olsun yaptıkları fiilen engellemedir.

Kuran'a fiilen engel olundu. Farkındayım; sert bir ifade bu; okşamıyor; çimdikliyor. Ama o kardeşlerimizin de "Ne yaptım ben?" demesini sağlamak için okşanması değil çimdiklenmesi gerekiyor.

Nûr 31 iki, iki daha dört eder gibi mübîn bir ayet. Doğru anlam için değişik bakış açılarına mecbur değil. Ayetin bugünki anlamı da o günki anlamı da aynıdır. Çünki iki, iki daha her zaman dört eder.

Kocaman ahlaksız bir icazettir inanan kadınların vücutlarını ZİYNET ilan edip önce tesettüre sokmak sonra örneğin "ma meleket eyman uhun"a, "tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r rical"e... açıvermek. Ahlak zabıtası görevini tam yapsa bu icazeti veren zevatı tutuklar.  

Bırakın konu müzakere edilsin. İzin verin, Allah'ın gerçeği ortaya çıksın.

Sevgi ile.

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Önce Rıdvan kardeşimize cevap vermek isterim. Söylediklerinize katılıyorum, peygamberimiz zamanında kuranın önce yazılı olmaması ve sordukları her soruya cevap bulacak bir rehberlerinin bir başöğretmenlerinin olması işlerini kolaylaştırmıştır. Hatta daha önce indirilen kitaplarda olupta kuranda olmadığını görenlerin telaşını giderecek hem ayet çok açık ama onları ikna edecek güvenilir bir insanın olması toplumu yatıştırmış ve ayetleri anlaşılır kılmıştır. O devrin cahil ve isyankâr toplumunu da unutmamak gerekli sanırım. Aslında yazınızın son kısmında sorduğunuz sorunun cevabında anlaşabildiğimizde tüm sorular cevabını bulacaktır sanırım. (Bugün biz anladığımızı, anlamadıklarımızı veya yanlış anladığımızı nasıl tesbit edeceğiz? Doğru anladığımıza ne onay verecek. Anlamadığımı "anlaşılır kılarsam" anlamış mı oluyorum? )İsterseniz bunu birlikte düşünelim. Peygamberimizin sağlığında hiçbir hadisi yazdırmaması ve sizlere kuran yeter hadisleri çok dikkat çekicidir. Kuranı okuduğumuzda gördüğümüz ayetler bakın Rabbim yemin ederek ne diyordu? (Kamer Suresi 17. Andolsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? Kamer Suresi 22 Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?) Bunlara benzer o kadar çok ayet var ki bu kitabın anlaşılır ve kolay olduğuna dair. Sorunuzda söylediğiniz gibi anlamadıklarımız ne olacak. Değerli arkadaşım zaten kuranın tamamını bizlerin anlayamayacağını, zamanla ilim adamlarının buluşları ve yardımları ile açığa çıkacaklarını söylemiyor muydu ayet. Bizlerin muhkem yani açık ve anlaşılır ve de imanın, kuranın anası olan ayetlerden sorumlu olduğumuzu açıkça söylüyor Rabbim, peki neden acaba açıkça söylenmeyen sözlerin ardında aslında bunlar vardır dediklerinde hiç şüphelenmeden inanıyor ve iman ediyoruz. Rabbim benim katımda Barışa ve hayra yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır demesine rağmen, takvanın öneminden bahsederken, biz bunlardan hiç bahsetmeyip kuranın tek bir yerinde bile bahsetmediği kadın saçının örtülmesi konusunu ön plana çıkarıp neredeyse namusun ve iffetin sembolü yapmışız. İşte dostum sorunuzun cevabına açıklık getirmek adına şimdide belki bu sitedeki kardeşlerimin karşı çıkacağı ama benim için önemli olan bir yardımcı bilgiden de bahsetmek istiyorum. Akıllı ve de ne yaptığını bilen, kendine güvenen bir insan kuran dışından gelecek hiçbir bilgiye kendisini kapatmaz. Çünkü kim ne söylerse söylesin elimizde şaşmaz bir ölçü birimi olan kuran var. Örnek vermek gerekirse başörtüsü konusunu anlatanlar, savunmalarını kurandan açık bir delil bulamadıklarında peygamberimiz devrinde tüm kadınların başının kapalı olduğu örneğini verirler. İşte bu bilgi belki bazı Müslümanların aklını karıştırabilir bu durumda o devrin yaşam biçimi ve olaylarını anlatan bilgiye ihtiyacımız var ki şüphede olan kardeşlerimizi ikna edebilelim. Örneğin yine o devirde Müslüman olmalarına rağmen cariyelerin başlarını kapatmalarına müsaade edilmemesi, kadın erkek birlikte abdest aldıklarını bildiren bilgiler, o devrin kadınlarının saçlarını çok uzatıp daha sonra örüp arkaya atmaları ama yalnız üst kısmını kapatmaları ve buna benzer birçok bilgiler bizlerin kafamızdaki soruları aydınlatıcı ve yanlış yapmamızı önleyici bilgilerdir ki, bence bunlara her zaman ihtiyaç vardır. Zaten tarihçilerin görevi de budur, araştırdıkları dönemde yaşam biçimi, yönetimleri, inançları bizlerin o dönemi daha iyi öğrenmemizi sağlamıştır. Bu bilgilere karşı çıkmak tarihe karşı çıkmaktır. Dikkat ederseniz tüm bu kuran dışı bilgileri almamız kurana ne ilave yapmalı nede kuranda verilen bir hükmün yerine geçmeli. Şunu bence hiç unutmamalıyız, eğer peygamberimiz iman ve inanç adına kuran bizlere yetmemiş olsaydı mutlaka onun yanında bizlere açıklayıcı bir bilgiyi de yazılı olarak iletirdi, daha doğrusu bunu rabbim yapmasını sağlardı, sebebi bundan sonra artık ne bir kitap, nede bir elçi göndermeyeceğini belirtmesidir. Beni çok etkileyen ayetlerden biriside bizlerin bu kitaptan hesaba çekileceğimizi söylemesidir. Sizce anlaşılmayan ve de anlayamadığımız bir kitap göndererek Yaradan bizleri zoramı sokmak istemiş olabilir, bunu düşünebilirmisiniz? Ama bize ne öğrettiler, siz kuranı anlayamazsınız onu ancak çok özel kişiler anlar demediler mi? Şimdide bir düşünelim acaba o çok özel insanlar kimler olabilir dersiniz? Hani kuran sakın haaa hiçbir velinin ardına düşme diyordu, bu ayetler ne oldu? Hem bu ayetlere iman edeceğiz hem de kuranı bazı veliler anlayacak ve bize anlatacak. Bakın kardeşim şu küçük düşüncemizden bile nasıl güzel sonuçlar çıkardık. Bizim kafamızda o kadar çok konular var ki öğretilenleri düşünüyoruz ve bakıyoruz kuranda yok. O zamanda diyoruz ki, doğruymuş her şey kuranda yokmuş. Bu mantık bizi aslında şirke götürüyor farkında değiliz. Düşünmüyoruz ki bizlere öğretilenlerden sorumlu olmadığımızı kurandan sorumlu olduğumuzu açıkça söyleyen Rabbim, dikkat edin ona inanmak yerine beşerin sözlerine inanıyoruz. Konuya bu açıdan baktığınızda bence çok daha kuran penceresi olacağını düşünüyorum.

    Gelelim HAKTANSAPMAZ kardeşime yazısında şöyle demiş.( Diyeceğim o ki; 'abese ve tevellâ, öyle basit bir kabahat değil. Hele ikisi bir arada işlenen suçun çirkinliğini ve şirretini ikiye katlıyor. Bu suçu, Allah'n Resulu şöyle dursun, hiç bir mü'min dahi işlemez. Munafık olması müstesna. Olmaz ya, şayet denildiği gibi Allah'ın Resulu bu hatayı (hata değil aslında büyük ayıp) işleseydi, rivayetlerin yakıştırdığı gibi âmâdan değil de Rabbinden özür ve bağışlanma dilerdi. Peygamberler en basit bir düşünme hatasında bile Rab'lerinden derhal istiğfarda bulundukları örnekleri niçin dikkatlerimizden kaçmış! Bu ayetlerin muhatabının Allah'ın Resulu olmadığı, yaptığı hatadan sonra istiğfarda bulunmamış olması sanırım yeterli delildir. )

 Sayın arkadaşım bana bu ayetin muhatabının peygamberimiz olmadığını yazmışsınız ve de benim nereden anladığımı sormuşsunuz. Bence siz madem peygamberimize hitaben değil bu ayet, kime olduğunu söyleyin de bilgisizliğim bilgiye dönüşsün inşallah. Çünkü beşer her zaman şaşar, hiç kimse birbirinden üstün yaratılmamıştır, tek farkla birisi aklını çalıştırma gereği duymadan iman eder, diğeri ise rabbim istediği gibi verdiği aklı kullanarak hareket eder. Parantez içinde meallerden pek hoşlanmam ama demek ki bazen gerekiyormuş. Diyanet mealini aynen yazıyorum ve hiç yorum yapmıyorum sizce bu ayet kime hitap ediyor? Sonsuz saygılarımla. Halukgta

(Abese suresi 1: . (Peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü. 2. Âmânın kendisine gelmesinden ötürü. 3. Belki o temizlenecek, 4.Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. 5. Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, 6. Sen ona yöneliyorsun, 7. Oysaki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin. 8. Fakat koşarak sana gelen, 9. Ve (Allah'tan) korkarak gelenle, 10.Sen onunla ilgilenmiyorsun. 11. Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür, l2.Dileyen ondan (Kuran'dan) öğüt alır, l3.O, değerli sahifelerdir,……

 

 

  

 

 

 

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Değerli kardeşim, ben size " 'abese ve tevellâ " 'itabına muhatap olanın Allah'n Resulü'nün olduğunu, nereden çıkardığını sormadım. Bunu ekser meallerin bu şekilde yansıttıklarını ben biliyorum zaten. Onun için sana bu soruyu sormam abes olurdu. Bu sorunun muhatapları olsa olsa bunu bu şekilde çeviren meal yazarları olur. Sana yönelttiğim soruyu aynen yineliyorum:

Değerli Haluk, bu gelen kör şahsın, "iman etmeyen, gerçekleri görmeyen berduş bir insan olduğunu" Kuran'dan nasıl çıkardığınızı merak ediyorum. Siz ki yalınız Kuran deyip durdunuz hep!

Bu şiddetli azarın muhatap veya muhataplarının kim yada kimler olduğunu yazdıklarımda bulabilirsiniz, şayet bir daha okuma zahmetinde bulunursanız. Ama benden isim istiyorsanız ben size isim veremem. Allah isim olarak söylemediğinden. Siz bana Müddessir 11-26. ayetlerin muhatabının kim olduğunu söyleyin, ben de size, "işte o her kimse o da odur" derim. 

Muhabbetle.  

 

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
HAKgelenek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAKgelenek

. Küfre batmışlar için hiç de kolay değildir.

 

11. Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak!

 

12. Hesapsız bir mal verdim ona.

 

13. Göz doyurucu oğullar verdim.

 

14. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için.

 

15. Tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor.

 

16. Hayır, iş sanıldığı gibi değil! O, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

 

17. Ben onu dik bir yola süreceğim.

 

18. Derin derin düşündü o; ölçtü-biçti.

 

19. Kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı!

 

20. Bir kez daha kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı?!

 

21. Sonra baktı.

 

22. Sonra yüzünü buruşturdu, kaşlarını çattı.

 

23. Sonra arkasını döndü ve böbürlendi.

 

24. Şöyle dedi: "Bu, rivayet edilerek gelen bir büyüden başka şey değil."

 

25. "İnsan sözünden başka bir şey değil bu."

 

26. Onu sekara fırlatacağım.

 

27. Bilir misin nedir sekar?

 

1. Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;

 

2. Yanına kör adam geldi diye.

 

3. Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

 

4. Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.

 

5. O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,

 

6. Ki sen ona yöneliyorsun;

 

7. Sana ne onun arınmasından!

 

8. O, koşarak sana gelen var ya;

 

9. Odur içine ürperti düşen.

 

10. Sen ona aldırmazlık ediyorsun.

 

11. Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür.

 

12. Dleyen onu düşünüp öğüt alır.

 

burdaki şahısların ismini bilmek için orda bulunmamız gerekliydi buda mümkün olmayacak,içine ürperti düşen kişinin koşarak gelmesi,rabbini nasıl arzuladığının bir göstergesidir,ki kör olmasına rağmen.(bu köre iman etmeyen berduş demenin yanlış olduğunu düşünüyorum,adam kör ama sağır değil duymuş ve vahye iman edip teslim olmuş daha nasıl olsun.selam olsun ona

bu ayet ateistlere bir gönderme yapıyor,kör bir adam köre yüzünü dönen bir resul başka kimse yok o zaman bu olayı kim bize aktarıyor buda ayrı bir bakış açısı.

selam ile



__________________
Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Yukarı dön Göster HAKgelenek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAKgelenek
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

  Sayın arkadaşım nereye varmak istediğinizi doğrusu pek anlayamadım ama sorunuza cevap vermeye çalışayım. Kuran ayetlerinin muhatabı peygamberlerdir. Eğer başka bir kişiden bahsediliyorsa zaten açıklık getirilmiştir ayetlerde. Örneğin peygamber eşlerine hitap eden ayetler gibi. Bu ayette dikkat edersen koşarak Allah tan korkarak gelen, ilgilenmiyorsun sözünden peygamberimizin dışında birisi olduğunu düşünmek için delil olması gerekir. Çünkü öğüt veren bizleri aydınlatan özellikle o devirde peygamberimizden başka hangi görevli vardıki tereddüte düşelim. Hatta ona uyulması ve ne söylerse yapılması nı içeren ayetleri hatırlayın lütfen. Burada geçen kör adam sözünden gerçekten kör yani gözleri görmeyen bir insan anlarsak doğrusu peygamberimizin görmeyen bir insana ilgisinin olmadığı anlamı çıkar ki, buda peygamberimize saygısızlıktır sanırım. Bu ayette bahseden kişinin peygamberimiz olduğundan şüphe yok bakın ayet ne diyordu? (Oysaki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.) Hatırlarmısın buna benzer birkaç ayet vardır peygamberimize hitaben. Örneğin (Zümer sur.19: (Resulüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın.)( Kasas sur.56; (Ey Muhammed), sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin, fakat Allah, dilediğini doğru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir.) (İsra sur.54; Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.) Burada geçen ayetlerde, tıpkı bahsettiğimiz ayette geçen, onun temizlenmesinden sen sorumlu değilsin sözlerini destekliyor burada bahsedilen peygamberimizden başkası nasıl olabilir dersiniz? Bakın şu ayete lütfen; (Enam suresi 52. ayet; Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.) Bu ayette hitap edilen kim olduğu isim olarak belli değil, Yaradan ayetlerinde hitap ederken ya peygamberimize direk hitap etmiş isim vermemiş ya da Deki onlara türü tabirleri kullanmıştır. Sizin sorunuza göre Enam 52 de yalvarıp yakaranları kovma onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şeyde onlara ait değil sözünü bahsettiğimiz ayetle karşılaştıralım şimdide ne diyordu? (Oysaki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.) Ayrıca (sen onunla ilgilenmiyorsun) diye uyarılıyor, Allahın elçisinden başka kim görevlendirilmiş ki onunla ilgilenilsin.  Sayın arkadaşım bakın hep aynı sözler ve karşılaştırmalar. Demek ki burada bahsedilen, hitap edilen peygamberimizmiş. Selametle kal. Halukgta

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

Selam haluk bey,

 

Abdurrahman(haktansapmaz) beyin yazısı ayeti “nasıl anladığınızla” ilgili bir usul/metodoloji/yöntem sorusudur.  Ben de şahsen “bir ayetin ne anlama geldiğinden” ziyade nasıl? ve niçin? “o anlama geldiğiyle ilgileniyorum”.

 

Yine bu vesile ile;

 

Yazılı bir metinde” “bağlam” metnin içindedir, “Sözlü hitabta” ise büyük ölçüde “bağlam” sözün dışındadır.

 

  1. İlk muhatablar için gerekli olmayan “sözün dışındaki bağlam” dolaylı muhatablar için söz dışı bağlam/ortam bilgisine sahib olmazlarsa “yazılı Metni/Kur’an’ı Kerim’i” anlama ve yorumlamalarında bazı problemlerin ortaya çıkması muhtemeldir.
  2. “Kur’an’ı Kerim’in yazılı hali” arkasındaki olayların hepsini bize sunmamaktadır. Kur’an’ı Kerim’in arkasındaki olayları (metin dışı/söz dışı bağlam) gün yüzüne çıkarmaya dönük çabalar, bana göre takdirle karşılanmalıdır. Elbette ki, bunun yönü “Kur’an’ı Kerim’den yola çıkılarak yapılmalıdır.
  3. Yine Kur’an’ı Kerim Arap dilinin özel bir sözünü temsil eder. Her söz/söylem gibi oda sözlük, gramer, söz dizimi, anlam, retorik açısından Arap dilinin kurallarına tabidir.
  4.  Yine yazılı Kur’an’ı Kerim metni, kronolojik sırasını, hitab ortamının şartlarını, muhatablarının vahiy karşısındaki tutumlarını, hislerini v.s. Bunları biz bazı işaretlerle çıkarırız.
  5. Yukarıdaki yazdıklarımıza misal, “2:259” ayeti verilebilir. Bu ayette “Karye”nin neresi? Karye’ye uğrayanın “Kim” olduğu? Yine “49:4”te ki kişiler? Yine “58:1” kişiler, “9:40” kişiler, “8:41” deki iki ordu? ilk muhatablar tarafından bilinmekte midir? Şimdi/bugün biz bu kişileri neye göre takdir ediyoruz?

         

      

      Not: Eğer bu başlık altında yazılanları “arkadaşlar” sabote ettiğim düşünülüyorsa “yazılarım” silinmesinde herhangi bir mahzur görmüyorum. Ben, “Yöntemsiz”liği kendi “şahsi yorumlarına meşruluk kazandırmak” olarak görüyorum. Herkesin keyfi anlamlar ve yorumlar üretmemesi için bir yöntemin gerekli olduğuna “tüm kalbimle inanıyorum”. Bu yöntem “öncelikle beni” bağladığı gibi herkesi de bağlamalı. Ve bende, sizde “anladığımızın ve yorumlarımızın” hesabını vermeliyiz. Hesabı verilmemiş/verilemeyen anlam ve yorumların

Makul ve makbul olmadı herkesin malumudur.

    

       Selam ve dua ile,

 

        Kardeşiniz

      

       rıdvan



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats