Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ALEMLERİN RABBİ İLE
VARLIK ALEMİ ARASINDAKİ MÜNASEBETE
KUR’AN-İ BİR BAKIŞ AÇISI
A- BÜTÜN VARLIK ALEMİNİN YÜCE ALLAH’A KARŞI GENEL TESLİMİYETİ: 3/83
Varlık aleminin tamamı (göklerde ve yerdekilerin tümü) zorunlu olarak Allah’a teslim olmuştur;
(ve lehu esleme= O’na teslimdir)
(ESLEME=Zorunlu teslimiyet)
“Onlar Allah'a imandan başka bir itikat mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yeryüzünde olan her şey isteyerek veya istemeyerek O'na boyun eğer, çünkü her şey (sonunda) O'na dönecektir.” 3/83 –m esed-
1-a BÜTÜN VARLIĞIN ZORUNLU TESBİHİ: 57/1
Varlık aleminin tamamı (göklerde ve yerdekilerin tümü), varolmaları ve faaliyetleri ile zorunlu olarak Allah’ın yüceliğini göstermektedirler;
(sebbehe lillahi=ALLAH’ı tesbih eder)
“Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ın sınırsız kudretini yüceltir; çünkü yalnız O'dur güç sahibi, hikmet sahibi! “ 57/1 –m esed-
1-b ŞUURLULARIN/BEŞERİN İHTİYARİ/TERCİHİ TESBİHİ: 30/17
Fark ettiğini de fark edenlerin (şuurluların) tercihe dayalı olarak, eylem ve söylemlerinde Allah’lı bir hayatı yaşaması;
(TESBİH=Faaliyetleriyle /eylem ve söylemleriyle yüceltmek)
“Öyleyse akşam vaktine girdiğinizde ve sabah kalktığınızda Allah'ın sınırsız şanını yüceltin;” 30/17 –m esed-
2-a BÜTÜN VARLIĞIN SALATI: 24/41
Varlık aleminin tamamı (göklerde ve yerdekilerin tümü) zorunlu olarak Allah’a bağlı olup (salat ederek), asla Allah’tan bağımsız değildirler;
(kullun gad âlime salatehu=hepside gerçekten bağlılığını bilmiştir)
“Göklerde ve yerde var olan bütün yaratıkların, kanatlarını yayarak uçan kuşların, (hepsinin) Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirdiklerini görmüyor musun? Gerçek şu ki, Allah'a nasıl yönelip niyaz edeceklerini, O'nun yüceliğini nasıl dile getireceklerini (bunların) hepsi bilmektedirler; ve Allah da onların edip eylediği her şeyi tam olarak bilmektedir;” 24/41 –m esed-
2-b ŞUURLULARIN/BEŞERİN İHTİYARİ/TERCİHİ SALATI: 2/277
Fark ettiğini de fark edenlerin (şuurluların) tercihe dayalı olarak, Rabbinin buyruklarına bağlanıp izlemesi;
(SALAT=Bağlanıp izlemek)
“İmana ermiş olanlar, doğru ve yararlı işler yapanlar, namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar ve karşılıksız yardımda bulunanlar; işte onlar mükafatlarını Rablerinden alacaklardır ve onlara ne korku vardır, ne de üzülürler.” 2/277 –m esed-
3- a BÜTÜN VARLIĞIN KUNUTU: 30/26
Varlık aleminin tamamı (göklerde ve yerdekilerin tümü) zorunlu olarak, varoluş ve faaliyetleriyle Allah’a kesin itaat etmektedirler;
(kullun lehu ganitun=hepsi O’na kesin itaat edicidir)
“Göklerde ve yerde olan her şey O'na aittir; hepsi O'nun iradesine tabidir.” 30/26 –m esed-
3- b ŞUURLULARIN/BEŞERİN İHTİYARİ/TERCİHİ KUNUTU: 39/9
Fark ettiğini de fark edenlerin (şuurluların) tercihe dayalı olarak, Rabbine saygıyla kesin itaat etmesi;
(KUNUT=Saygıyla kesin itaat)
“Yoksa siz, gece boyunca (namazda) secde ederek yahut ayakta durarak kendini (Allah'a) ibadete adayan, öteki dünyayı gözeten ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (ile kendinizi bir mi tutuyor)sunuz?" De ki: "Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?" (Ancak) yalnızca akıl iz'an sahipleri bunun farkındadır! “ 39/9 –m esed-
4- a BÜTÜN VARLIĞIN SECDESİ: 22/18
Varlık aleminin tamamı (göklerde ve yerdekilerin tümü) zorunlu olarak, Allah’a boyun eğmişlerdir (kendileri için belirlenmiş statünün dışına çıkamamaktadırlar);
(ennallahe yescudu lehu=ALLAH’a secde ediyorlar)
“(Ey İnsanoğlu,) göklerde ve yerde var olan her şeyin, -güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların ve hayvanların- Allah'ın (kudret ve yüceliği) önünde yere kapandığını görmüyor musun? Ve insanlardan bir nicesi (Allah'a bilinçli olarak baş eğmektedir); ama niceleri de (O'na karşı geldikleri için öte dünyada) kaçınılmaz biçimde azabı hak edecekler; ve Allah'ın (Kıyamet Günü'nde) alçalttığı kimseyi de onurlandırabilecek kimse yoktur; çünkü, Allah dilediği her şeyi mutlaka yapar.“ 22/18 –m esed-
4- b ŞUURLULARIN/BEŞERİN İHTİYARİ/TERCİHİ SECDESİ: 3/113
Fark ettiğini de fark edenlerin (şuurluların) tercihe dayalı olarak, Rabbinin buyruklarına boyun eğmesi;
(SECDE=Boyun eğmek,kabullenmek)
“(Ama) onların hepsi aynı değil: Geçmiş vahyin izleyicileri arasında, gece boyunca Allah'ın ayetlerini okuyan ve (O'nun huzurunda) secdeye kapanan dosdoğru insanlar da vardır.” 3/113 –m esed-
B- ŞUURLU VARLIKLARIN (BEŞERİYETİN) YÜCE ALLAH’A KARŞI GENEL DURUMU: 2/177 ; 18/29
Ahirete inanarak Rabbine karşı sorumluluk bilinciyle yaşam ile harici yaşamın tasnifi;
“Gerçekte erdemlilik, yüzünü doğuya veya batıya çevirmeniz ile ilgili değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a, Ahiret Günü'ne, melekler, vahye ve Peygamberlere inanan, servetini -kendisi için ne kadar kıymetli olsa da- akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, (yardım) isteyenlere ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan ve arındırıcı (mali) yükümlülüğünü ifa eden kişidir; ve (gerçek erdem sahipleri) söz verdiklerinde sözünü tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar.” 2/177 –m esed-
“Ve de ki: "(Bu) hak, Rabbinizden (gelmiş)tir: Artık ona dileyen inansın, dileyen reddetsin". Gerçek şu ki, Biz, (sunduğumuz hakikati teperek kendi kendilerine) yazık edenler için dalga dalga yükselen alev katmanlarıyla onları çepeçevre kuşatacak bir ateş hazırladık; öyle ki, onlar su istediklerinde ergimiş kurşunu andıran ve yüzlerini kavuran bir su verilecek onlara: ne korkunç bir sudur o ve ne kötü bir duraktır orası!” 18/29 –m esed-
1- ŞUURLULARIN/BEŞERİN RUKÛSU: 2/43
Fark ettiğini de fark edenlerin Rabbini kabullenip, buyruklarına eğilip tevâzu ile boyun eğmesi;
(RÛKÛ=Eğilip tevâzu ile boyun eğmek)
“Namazda dikkatli ve devamlı olun, karşılıksız yardımda bulunun ve namazda rüku edenlerle birlikte rüku edin.” 2/43 –m esed-
2- ŞUURLULARIN/BEŞERİN ŞÜKRÜ: 4/147
Fark ettiğini de fark edenlerin, Rabbine karşılık vermesi;
(ŞÜKÜR=Karşılık vermek)
“Eğer şükredici olur ve imana ererseniz neden Allah (geçmiş günahlarınızdan dolayı) sizi azaba uğratsın? Bilirsiniz ki Allah şükredenlere karşılığını her zaman veren ve her şeyi bilendir.” 4/147 –m esed-
3- ŞUURLULARIN/BEŞERİN ZİKRİ: 2/152
Fark ettiğini de fark edenlerin, Rabbini unutmadan faaliyetleri;
(ZİKİR=Unutmanın zıddı / unutmamak)
“Öyleyse Beni anın ki, Ben de sizi anayım; Bana şükredin ve Beni inkar etmeyin.” 2/152 –m esed-
4- ŞUURLULARIN/BEŞERİN SABRI: 3/200
Fark ettiğini de fark edenlerin, isabet eden bütün hallere (musibetlere), direnmesi;
(SABIR=Direnme)
“Siz ey imana ermiş olanlar! Zorluklara sabırla katlanın ve birbirinizle sabırda yarışın, (doğru olanı yapmaya) her zaman hazır olun ve Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyun ki mutluluğa erebilesiniz!” 3/200 –m esed-
MUHABBETLE.........
LA GUVVETE İLLA BİLLAH (Kuvvet ancak Allah'ın'dır) 18/39
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
|