HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: Bayramlar ve Kuran daki yeri Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
HAY1978
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 25 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 19
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAY1978

Merhaba Arkadaşlar;

Kutlamış olduğumuz Ramazan ve Kurban bayramlarının Kuran da bir açıklaması varmıdır. (Ben bulamadım.) Varsa hangi ayetler, yoksa neden böyle bir uygulama yapılmaktadır...

Bilgili olan arkadaşların konuya açıklık getirmeleri rica olunur....

Yukarı dön Göster HAY1978's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAY1978
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Kuran'da bayramlar yok ancak bayramlarin sakincali olduguna yasak olduguna dairde birsey yok, kaldi ki bayramlar kuskunleri baristiran, cocuklarin sevindirildigi, muhabbete vakit ayrildigi ozel gunlerdir.

Kuran boyle gunleri yasaklamaz.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
HAY1978
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 25 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 19
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAY1978

Bayramların kötü bir gün olduğunu düşünmek bile saçma olur ben böyle bir şey söylemedim zaten. Benim asıl merak ettiğim kurban kesmek ne zaman bayramlaştırıldı? Ya da tuttuğumuz ramazandan sonra bayram yapmak ne zaman gelenekleştirildi?

  
Guests Yazdı:

Kuran'da bayramlar yok ancak bayramlarin sakincali olduguna yasak olduguna dairde birsey yok, kaldi ki bayramlar kuskunleri baristiran, cocuklarin sevindirildigi, muhabbete vakit ayrildigi ozel gunlerdir.

Kuran boyle gunleri yasaklamaz.

Yukarı dön Göster HAY1978's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAY1978
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Bayramlar,  birer modül niyetine bugünlere tutunarak geldiler.. iyidirler, hoşturlar, sevilirler.. Her kültürün olmazsa olmazıdırlar. herhalde buyüzden sevilirler.. zamana göre değişimleri vardır.. Bu yadsınamaz gerçektir.

 

özellikle islam dini bayramları..

islam dini nin bayramları ucu açık iletkendirler. araplar bu ucu açıklıktan nemalanırlar her yıl.. görün bakın put diyarı arabistanı, 2 gün sonra..

 

saygılar Çığır_Türk 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
kutsalgölge
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 148
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutsalgölge

dini bayramlar= Atalarımızın hurafelendirmeden en az hasarla bizlere kadar getirdikleri sevimli gelenek!

 

Yukarı dön Göster kutsalgölge's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutsalgölge
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Bayramların dinî tarafı, o günlerde yapılacak ferdî ve ictimâî ibadetler, dince gerekli görülmüş veya tavsiye edilmiş davranışlardır. Bu dînî kısmın sınırları çizilmemiş, şekilleri belirlenmemiş yönlerine gelince burada dindarların yerel kültürleri; eğitimleri, örf ve âdetleri, zevkleri, ihtiyaçları devreye girer; böyle olunca da farklılıklar ortaya çıkar. Bırakın koca İslam dünyasını -ki, şimdi Müslümanlar'ın bayram yaptıkları coğrafyayı Müslüman ülkeleriyle sınırlamak da mümkün değildir, islamî bayramlar da bir manada küreselleşmiştir; yerkürenin her yerinde Müslümanlar vardır ve bayram yapmaktadırlar- bir ülkenin çeşitli bölgelerinde bile farklı bayram âdetleri ve merasimleri (kültürü) görülmektedir.
Bayram, kurban, teşrık tekbirleri ve diğer merasimler -mesela ezan, minare, cami, selam gibi- dînî sembollerdir (şe'âir); din bu sembollerle kendini gösterir, şuurlarda yerleşir ve korunur; semboller korunmazsa din de tehlikeye düşer.
Yazları kaldığım bir köyde kurban ve bayramının nasıl icra edildiğini burada bir örnek olarak takdim etmek istiyorum.
Diyelim ki, köyde kurban kesmesi gereken yetmiş yükümlü var, bunlar, akrabalık, komşuluk gibi ilişkiler de göz önüne alınarak yedişerli guruplara ayrılıyorlar, yedi ailenin her biri sıra ile bir bayram, evini diğerlerine açıyor, yedi ailenin bütün fertleri orada toplanıyor, erkekler bayram namazından dönünce elbirliği ile kurbanı kesiyorlar, bu esnada herkes bir şeyler yaparak yardımcı oluyor, kurbanın uygun yerlerinden yeteri kadar et ayrılıyor, doğranıyor ve kavurma kazanına giriyor, kavurma hazırlanırken etin geri kalan kısmı yedi pay yapılıp, hem yemeleri hem de yoksullara dağıtmaları için hisse sahiplerine teslim ediliyor. Kavurma hazır olunca sofra kuruluyor, çorba, pilav, tatlı gibi yiyecekler de eklenerek bayram yemeği yeniyor, yemekten sonra bayramlaşma yapılıyor ve herkes evine gidiyor. Bu köyde bayram namazı kılınınca da cami avlusunda cemaat yaş sırasına göre diziliyor; dizilme şöyle oluyor: Köyün imamı başa duruyor, onun bayramını tebrik eden en yaşlı kişi onun sağına geçip duruyor, ondan sonraki de ikisinin bayramını tebrik ederek sırasına duruyor, böylece devam ederek bütün cemaat birbiriyle bayramlaşmış oluyorlar, sonra kimse ayrılmadan bütün cemaat mezarlığa gidiyor, burada kabirler ziyaret edilerek ölülere dua ediliyor ve diğer vazifeler, işler, merasimler için evlere dönülüyor.
Bu şekilde bir kurban bayramı gönüllerdeki etkisi günlerce devam edecek bir şenlik, bir güzel ilişkiler, duygular ve davranışlar yumağı oluyor. Müslümanlar arasındaki muhabbet, dayanışma, kardeşlik, aidiyet... duyguları güçleniyor, din ile dindar arasındaki izdivac pekişiyor, aktivite kazanıyor.
Kurbanın ve bayramın dini hükmü üzerinde dururken meseleye bu geniş çerçeveden bakmakta fayda var.
Nice bayramları; sağlık ve selamet içinde, ebedî mutluluk yolculuğunun birer güzel merhalesi olarak idrak ederiz inşâallah!
h.karaman


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


Kurban
Kurban bayramı yaklaşınca hayvanseverler ve etyemezler kurban kesmenin şiddetle ilgili yönünü öne çıkarıp bunu tartışıyorlar, kurban kesmek isteyen müslümanlar bazı detayları merak ediyor ve bu arada kurban derilerini ve etlerini istedikleri yere verme haklarını kısıtlayanları konuşuyorlar. İslâm âlemi kurban bayramı ve hac ibâdetinin manevî atmosferi içinde dînî tefekkür ve heyecanın yüce ufuklarına kanat açıyor. Son iki yazıda kurban konusunu ele alışımızı işte bu ilgi ve heyecan yönlendiriyor.
Şiddet kayıtsız ve sınırsız olarak mahkûm edilemez; bir milletin maddî ve manevî değerlerine göz diken ve saldıran düşmana karşı şiddetin adı cihaddır, meşrû savaştır, bu savaşta ölenlere şehid, kalanlara gazî denir. Tartışılan şiddet içeriye ve dışarıya, kendi insanlarına veya başka insanlara yönelik "haksız, hukuksuz" şiddettir.
Av yaparak veya belli usûller ile öldürerek hayvanların etinden ve başka parçalarından yararlanmak insanlık kadar eskidir, bütün ilâhî dinlerde meşrûdur ve ahlâka da aykırı değildir. Eğer insan dışındaki canlılar; gerektiği, insanlar buna ihtiyaç duydukları hâlde öldürülmeyecekse ne tarımcılık yapılabilir hattâ ne de -gözle görülmeyen canlılara basıp öldürme ihtimali bulunduğu için- kırda bayırda yürünebilir. Merhamet adına söylenebilecek şey, hayvanların gereksiz yere öldürülmemesi ve gerektiği için öldürülecek hayvana eziyet edilmemesidir.
"Birçok müctehide göre kurban bayramında kurban kesmek vacib değil, sünnet olduğu için müslümanlar bu ictihadı da uygulayabilirler" demiştik. Bu takdirde, bazı yıllarda, gerektiren sebepler bulunduğunda "sünnet olan kurban ibâdetini" terkedip, başka sünnet ibâdetler yapmak mümkündür; meselâ kurban parası, bundan azı veya daha çoğu kadar bir meblağ veya mal yoksullara, muhtaçlara verilebilir; böylece "tasadduk" ibâdeti yapılmış olur. Ancak bu, "sadakanın kurban yerine geçeceğ" demek değildir; kurban ibâdeti ancak belli hayvanları keserek yerine getirilebilir. "Bu sünnettir, bazan meselâ başka bir mâlî ibâdetin daha önemli ve öncelikli olması hâlinde terkedilebilir, terkedildiğinde günah olmaz" demek başkadır, sadaka, kurban bedelini para olarak dağıtmak kurban yerine geçer demek başkadır; birincisi doğrudur, ikincisi (sadaka, bedelini vermek kurban yerine geçer demek) yanlıştır.
Kurban kesmekle insandaki şiddet eğilimi arasında kurulan ilişkiler, kurban keserek şiddet arzusunu tatmin eden insanın başka canlılara ve insana yönelik şiddet eğiliminin azalacağı gibi düşünceler ilmî verilere dayanmamaktadır. Şiddeti azaltacak şey sevgidir, merhamettir, özellikle bütün yaratıkların sahibi ve yaratıcısı olan Allah sevgisidir, O'nun merhametinden yansımalara sahip olmaktır; bunlar da sağlıklı bir din ve ahlâk eğitimi ile elde edilir.
Sâffât sûresinde (102-110) Hz. İbrâhim'in (a.s.), oğlu yerine kestiği kurban olayı güzel ve etkili bir üslûp içinde özetlenmiştir. Buna göre Hz. İbrâhîm (a.s.) rüyasında, Allah için oğlunu kurban ettiğini görmüş, bunu teslimiyet sembolü olarak almak yerine zahiri ile alıp uygulamaya kalkışmış; onun ve oğlunun bu itâât, fedâkârlık ve teslimiyeti Allah tarafından kurban olarak kabûl buyurulmuş ve bunun yerine bir koç kurban etmesine izin verilmiş, koç kurbanı, oğul (can) kurbanı yerine geçmiştir. Bu kurbanın gökten indirildiği, cennetten geldiği şeklindeki rivâyetler âyetlerde ve sahih hadîslerde yoktur.
Bir detay: "Altı ayını doldurmuş kuzular, bir yaşını doldurmuş koyunlar kadar iri ve gelişmiş olursa kurban edilmeleri câizdir" denilmiştir. Ancak aynı özellikteki sığır için fıkıhçıların çoğu bu cevazı vermemişlerdir. Halbuki günümüzdeki besleme teknik ve imkânları, iki yaşında olmadığı hâlde, otlakta beslenen iki yaşındaki sığırlar kadar iri ve etli sığır yetiştirmeyi mümkün kılmıştır. Dişlerine bakarak değil, gövde büyüklüklerini ve kilolarını esas alarak "otlakta büyümüş iki yaşındaki ortalama sığır" büyüklüğündeki danayı kurban olarak kesmek, fıkıhçıların koyun için verdikleri ölçülere kıyas edilince câiz olmalıdır. Bu konu ile ilgili olarak rivâyet edilen hadîsleri böyle yorumlamak da mümkündür; nitekim Atâ ve Evzâî gibi müctehidler böyle yorumlamışlardır.
h.karaman


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


Kurban Bayramı

Ezanımız, camimiz, minaremiz, selamlaşmamız, günlük dildeki dinî motiflerimiz, kılık kıyafetimiz, bayramlarımız, âdâb-ı muâşeretimiz (görgü kurallarımız)... Müslümanlar olarak bizim alâmet-i fârikamızdır (bizi başka din ve kültür mensuplarından ayıran işaretlerimiz, nişanlarımız, şiarlarımız, sembollerimizdir). Bugün bu nişanlarımızı korumak dünkünden daha önemli hale gelmiştir; çünkü artık topluluğumuz çoğulcudur, fiilen çok kültürlüdür, çok inançlıdır; bu çoklar yedi renk gibi ayrışmış, birbiri ile alakalarını asgariye indirmiştir; artık bu renklerin birleşerek bir aydınlık, bir aydınlatıcı ışık olması şöyle dursun, bazılarının çok severek kullandıkları mozaik bile oluşturmaktan uzaktır. Bütüne, teke, çokluk içinde birliğe yönelik bir düşünce, bir çaba, bir yöneliş mevcut değildir. Milli eğitim politikası toplumun harcı olacak unsurdan mahrumdur. Tevhîd-i tedrîsât, ideolojilerden bir ideolojiyi diğerlerine dayatmayı, topluluğun tarihinden gelen ve onu bütünleştiren unsurları görmezlikten gelmeyi, dahası zaman içinde yok etmeyi, en fakir, en cılız, en yalınkat, bire inanmak, birlik olmak, birleştirmek (tevhid) amacı yönünden en uygunsuz bir "harcı" bütünleştirici olsun diye ileri sürmeyi, devreye sokmayı tercih etmiştir. Her şeye rağmen insanımızda hala varlığını sürdüren, ama Cumhuriyet ideolojisinin dışladığı, hatta zaman zaman düşman ilan ettiği değerlerimiz olmasa bu millet ne ile ayakta durur, niçin yaşar, niçin ölür, niçin itaat veya isyan eder, niçin sever veya nefret eder... soruları cevapsız kalmaktadır; şöyle de denebilir: Bu soru karşısında verilecek cevaplar neredeyse bireylerin sayısınca olacak hale gelmiştir.

İşte böyle bir kültür ve eğitim ortamında vazgeçilmez değerleri olanların üzerine titremeleri gereken bir unsur da inanç (din, iman) nişanlarıdır. Onlar manaları, muhtevaları, içte ve derinde olanları muhafaza eden zarflardır, siperlerdir, zırhlardır; işleri ve işlevleri yalnızca korumaktan ibaret de değildir, onlar aynı zamanda telkin eder, talim eder, terbiye eder.

Sözü fazla uzatmadan şiarlarımızdan biri olan Kurban Bayramı'na gelelim.

Bu bayramda kurban keseriz, bayram sabahı bayram namazı kılarız, Arafe günü sabah namazından sonra başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazı sonuna kadar devam etmek üzere "teşrik tekbirleri" getiririz (Allah'ın varlığını, birliğini, ululuğunu dile getirir,O'na hamdederiz), yoksullara kurban eti dağıtırız, ölü (mezarlarda) ve diri (evlerde) yakınlarımızı ziyaret ederiz, halleşir, dertleşir, hasret giderir, mahabbeti arttırırız. Günümüzde haberleşme imkanları geliştiği için ziyarete gidemediğimiz yakınlarımızı telefon vb. vasıtalarla arar, hal hatır sorar, bayramlarını tebrik ederiz.

Bayramda yapılan bu ibadetler ve merasimlerin dindeki yeri (hükmü; farz mı, vacib mi, sünnet mi olduğu) tartışılıyor. Asıl sorulması gereken soru şudur: Bunlar terk edilirse ne olur, neleri kaybetmiş oluruz? Bence en önemlisi bir şiarımızı kaybetmiş oluruz; "Şiarı kaybetmek caiz midir ve neye mal olur?"; soru işte böyle sorulmalıdır.

Kurban, hiçbir İslam mezhebinde, "terk edilmesinde sakınca bulunmayan, yapılması da fazla önemli olmayan" bir ibadet değildir; kurban önemli bir ibadettir, Hz. Peygamber (s.a.) buna önem vermiş ve hayatı boyunca yerine getirmiştir.

Bir Müslüman gerekli ve meşru olmadıkça otu bile koparmaz. Gerekli ve meşru olunca insanı bile öldürür (savaşta düşman öldürülür ve düşman bir insandır). Kurban kesmek, başka hikmetleri yanında işte bu şuur ve teslimiyetin de sembolüdür, eğitimidir.

Şiarlarımızı koruyalım, yoksa bu toz duman içinde her şeyimizi kaybedebiliriz.

Kurban Bayramınız mübarek olsun!
h.karaman



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

IV- Kurban'ın hükmü nedir?

Her sene kurban bayramı yaklaşınca fetvalar verilmeye ve gerçek dışı fetvalar havada uçuşmaya başlar. Kurban ibadetini koyan Allah, fakat hükmünü mezheplerden almaktadırlar. Bir defa bu, Kur'ana bir hakarettir. Kurban ibadetini vacip ve sünnet diyenler vardır. Bunlar fetvalarını nereden alıyorlar? Bir ibadetin kendisi sünnet olursa, adağı nasıl farz olur?

a) Bu arkadaşlara Hacc Suresi'nin 28. Ayetini okumalarını tavsiye ediyorum. "... Allah'ın onlara rızık olarak verdiği, dört bacaklı davarlar üzerine, malum olan günlerde Allah'ın adını anıp kessinler. Onlardan yeyin fakiri ve yoksulu doyurun." Ayetin sünnet mi diyecekler? Etlerinin nasıl dağıtılacağını bile Allah'ın söylediği bir ibadeti, nasıl vacip veya sünnet söylüyorlar?

b) Diğer taraftan şu ayete ne diyecekler? "Biz her ümmet için kurbanı farz kıldık. Kendilerini rızıklandırdığı dört ayaklı davarlar üzerine Allah'ın adını ansınlar..." Şimdi bu ayetin iyi bir analizini yaparlarsa, kurbanın ve Allah'ın isminin kurbanlar üzerine anılmasının farziyetini anlamış olacaklardır.

c) Hacc Süresi'nin 36. ayetini incelediğimizde, kurban edilecek deve ise, onun nasıl kesileceği, kesilirken neler yapılacağı, etlerinin nasıl dağıtılacağı ve bu ibadetin bir şükür olacağı anlatıldığı görülmüyor mu?

d) "Kurbanlarınızın et ve kanları bana ulaşmaz, ancak takvanız ulaşır" (Hacc, 37) ifadesinden ne anlıyorsunuz? Farz olmayan bir ibadet hakkında Yüce Allah, böyle bir değerlendirmede bulunur mu?

Ben buradan kurban ibadetinin tüm insanlığa faydalar getirmesi duası ile bayramınızı tebrik ediyorum.


bayraktar bayraklı...



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


Soru: 1- İlmihalinizin 30'uncu sayfasında, "Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Haca" bölümünde, Allah'ın Resulü, Medine'de 9 yıl kaldı, bu süre içinde hacca gitmedi. Nihayet göçlerinin 10'uncu yılında hacca gideceğini ilan ettiği bildiriliyor ve devamında da bu haccın, Veda Haccı olduğu anlaşılıyor. Bu hacda 100 deve kurban ettiği belirtiliyor. Hz. Peygamber, hacca gitmediği bu 9 yıl içinde kurban kesmedi mi?

Cevap: 1- Hz. Peygamber'in, kurbanın Hz. İbrahim'in sünneti olduğunu söylediği ve kendi eliyle bir veya iki koç kurban kestiği rivayeti vardır. Ama her Kurban Bayramı'nda kurban kestiğine dair sağlam bir rivayet yoktur. Kurban hakkındaki rivayetler, zaman içinde oluşturulmuş abartılardır. Peygamberimizin mihmandan, İstanbul'un manevi Sultanı Ebu Eyyub Halid el-Ensârî, "Adam kendisi ve hane halk için bir koyun kurban keserdi. Yerler ve yedirirlerdi. Nihayet halk bununla övünür hale geldi de bu gördüğün hale geldi (insanlar kurban kesmede birbiriyle yarışır oldular)" (Tirmi-zî, Adâhî, 10) sözüyle zaman içinde kurban meselesinin nasıl abartıldığını belirtmiştir.

Soru: 2- Kurban kesmeyi zengin, fakir Müslümanlar, dinimizin olmazsa olmaz kurallarından algılamakta olup durumu kurban kesmeye müsait olmayanlar sıkıntıya girip kurban kesmekte ve kendilerini zora sokmaktadırlar. Din görevlilerimiz vacibi öyle işliyorlar ki, halkımız vacibi farzın da önüne geçirmektedirler. Farz, Allah'ın, yapılması mutlak olan emirleridir. Sünnet Hz. Peygamberimizin söylediği ve yaptığı herşeyi kapsar. Vacip, Peygamberimizin herhangi bir uygulamasından mı, rivayetçilerin uygulamasından mı dinimizin literatürüne girmiştir? Yapılması mutlak gerekli midir?

Cevap: 2- Bir önceki cevabımda belirttiğim gibi kurban vacip değil, sünnettir. Zaman içinde bu mesele abartılmış, gerçekten sanki kurban, Müslümanlığın olmazsa olmazlarından biri haline getirilmiştir. Çok kimse vardır ki namaz kılmaz, oruç tutmaz, bu farzları yerine getirmez de Kurban Bayramı'nda bir değil, iki üç kurban keser. İşte bu, geleneğin dinleştirilmesinin tipik bir örneğidir.

Soru: 3- 10 Kasım 2003 tarihli köşenizde, "Müslümanların bir rönesansa ihtiyacı var" diye yazmıştınız. Bu rönesansı gerçekleştirecek bir profesör kadrosu yok mu? Diyanet İşleri Başkanlığı buna öncülük yapamaz mı?

Cevap: 3- Bugünkü durumda Diyanet İşleri Başkanlığı'nda henüz dini düşünceye açılım getirecek, bir rönesans yapacak kapasitede yeterli derecede düşünce adamları olduğuna pek kani değilim. Ama bu rönesansın ışıkları belirmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da kendini yenilemekte olduğunu fark etmekle seviniyoruz.

süleyman ateş


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats