Yazanlarda |
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mahallenin en kötü çocuğu A.Turan ALKAN(ZAMAN)
1982
yılında Suriye, kendi ülkesi içindeki Hama şehrini kuşatıp muhasaraya
aldı; daha sonra tarihin en ürpertici katliamlarından biri başladı.
Topçu birlikleri, tanklar, buldozerler ve roketlerle saldıran Suriye
ordusu, bugüne kadar kesin sayısı asla bilinmeyen -On bin ile otuz bin
arasında- miktarda Suriyeli sivili öldürdü*. |
Gözümle
görmedim fakat Esad yönetiminin uzun yıllar Hama'da enkaz
kaldırmadığını ve ibret olsun diye hâlâ öyle bıraktığını söylüyorlar.
Esad niçin kendi halkına böyle gaddar davranmıştı?
Şimdi bazıları kızıp ağıza gelmez lâflarla hakaret edeceklerdir
ama söyleyelim; Esad öyle davranmaya doğru itilmiş, biraz da mecbur
bırakılmıştı. İhvan-ı Müslimin hareketinin yöneticileri en az Baasçılar
kadar fanatik, duygusuz ve radikal tabiatta adamlardı. İhvancılar denk
düşürdüklerinde acımadan Baasçı öldürüyor, Baasçılar ise devlet gücünü
kullanarak rövanşı çok sert alıyorlardı. Yeteri kadar uzaktan veya
yakından bakıldığında şiddet uygulayıcıları arasında fark görünmüyor:
Baasçı, İhvancı, Hizbullah, Hamas, İsrail veya bir başkası Ortadoğu'nun
kan çanağına dönmesinde birbirinden farksız figürler gibi duruyorlar.
Altı aylık ateşkes süresi bitmiş, Hamas "uzatmayacağız, gerek
yok" havasında, İsrail'in ise canına minnet, zevkle öldürüyor; hiçbir
ahlaki endişe taşımıyor. Bana öyle geliyor ki İsrail, işlediği
cinayetlerle başbaşa bırakılabilse, bu cür'eti, bu hayasızlığı
gösteremeyecek. Aynen öyle. İsrail'in işlediği toplu cinayetlerde müstehcen
sınırını aşan bir boyut var; utanmazlık, pişkinlik, hatta profesyonel
kaatillerin soğukkanlı kibiri. Ne var ki Hamas, "ben bunun altında
kalmam, öcümü alırım" yaklaşımıyla kendi insanını çıtır çıtır
tüketiyor. Hani o gösterilerde sabi sıbyanın, çocuk takımının öne
itilmesini hatırlıyorum; niçin böyle şeyler hep bu coğrafyada oluyor?
Bu küçük hadiselerin arasında bir bağıntı yok mu? Ondört onbeş yaşında
çocuğun eline silahı veriyorsun, "sen öldür, biz sana bakarız"
diyorsun, nâmusunu kurtarıyorsun. Nasıl bir namustur ki bu? Niçin hep
Ortadoğu'da olur böyle kalleşlikler, soğukkanlı cinayetler, pire için
yorgan yakmalar, şiddet kültüne tapınmalar, cinayetten beslenmeler?..
Gaddarlıkta kimse, ötekinin altında kalmıyor; herkes haklı,
herkes meşru. Ortadoğu'da kalabalıktan biri olmak, galiba potansiyel
maktul veya katil olmak mânâsına geliyor. Bu genel görüntü içinde
İsrail, nedense öteki Ortadoğu ahalisinden ayırdedilmiyor; oysaki
İsrail bölgenin deccâli, ilk dramatik cürmün sahibi ama yine de çok
zalim görünmüyor bu heyet içinde. Bir nevi, "al birini vur ötekine"
durumu...
Keşke herşey İsrail'i lanetlemek kadar kolay olsaydı; keşke
kaatili bu kadar kolay teşhis edebilseydik... Garip bir paradoks;
İsrail bölgenin yegane suçlusu, mahallenin en kötü çocuğu olsaydı, onu
dünya kamuoyunun suçlayıcı bakışları altına koyup ezmek, unufak etmek
mümkündü. İşte İsrail'i bölgenin, insanlığın başına belâ eden
psikolojik kurgu böyle bina olunuyor, böyle çalışıyor, Ortadoğu'yu işte
böyle tarihin en mecnun ve akıldışı coğrafyası şekline koyuyor.
Yarabbi biz bu galiz tabiatı nasıl aşacağız?
----
*Fred A. Reed, "Parçalanmış İmgeler", Suriye'de Militan
Putkırıcılığın Kökenlerine Yolculuk, Nesil Yay. İst., 2008; bu kitap
Suriye'de, genel olarak Ortadoğu'da olup bitenleri anlamak için yeterli
bir başlangıç olabilir. Tavsiye ederim.
|
|
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
Muhsin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 subat 2007 Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ibrahimim Yazdı:
Terörü kýnýyorum!
Politik çýkarlarý yüzünden...
Kendilerinden baþkasýný ikinci sýnýf gören anlayýþýný...
Allah'tan korkmaz bir tavýrla inançlarýný yerine getirme anlayýþlarýný...
Dünyanýn süper gücünü arkasýna alýp küçücük çocuklarý katletmelerini...
Firavunun onlara yaptýðýný onlarýnda þimdi Filistin'e yaptýðýný...
Güç elindeyken zalimlik yapan ve bu gücü masum insanlar üzerinde kullanan, zalim katil Ýsrail'i kýnýyorum.
Filistin halkýna da dua ediyorum.
|
|
|
imza:Muhsin Aydin,sizlere katiliyor ve mallari ve canlari ile tüm 1Allaha inanlari prostesto etmeye cagiyorum ve bunlarla basedebilcek Liderleri,kiniyor..yeryüzünde Baris saglamalarini diliyorum. Rabbimiz ne diyor:Benim AHDIM ZALIMLERE ULASMAZ.!
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İşte Siyonistlerin kullandıkları katliam emirleri
Hiç bir İlahi din masum insanlara karşı cinayet işlenmesine onay vermez. Her ne kadar tahrif edilmiş olsalar da Yahudilik ve Hıristiyanlık inançları da, bu İlahi hükme sadıktır ve yeryüzünde zulüm ve bozgunculuk yapılmasına karşıdır. |
|
|
> > |
Ancak Siyonizm gibi özünde faşist ve ırkçı olan ideolojiler, işledikleri katliamlara destek bulabilmek için dini kaynakları çarpıtarak kullanmaktadırlar. İsrail'in bugüne kadar gerçekleştirdiği pek çok katliam da, bu ülkedeki Siyonist çevreler tarafından bazı Tevrat pasajları kullanılarak haklı gösterilmek istenmiştir. Gerçekte söz konusu Tevrat pasajlarının çoğunda, binlerce yıl öncesinde kalmış savaşlar anlatılmaktadır. Ancak Siyonist ideoloji, bu savaşlarla ilgili dini metinleri kendi siyasi hedefleri için kullanmaktadır.
İşte Siyonistlerin kullandığı Tevrat’taki o pasajlar:
YEREMYA, BAB: 51, AYET: 19-23 S: 777 ... Ve Israil onun mirasinin siptidir; ismi ordularin RABBIDIR. Sen benim topuzum ve cenk silahimsin; ve seninle milletleri kiracagim; ve seninle ülkeleri helak edecegim. Ve seninle ati ve binicisini kiracagim. Ve seninle cenk arabasini ve binicisini.kiracagim; ve seninle erkegi ve kadini kiracagim; ve seninle kocamis adami ve genci kiracagim; ve seninle genç adami ve ere varmamis kizi kiracagim; ve seninle çobani ve sürüsünü kiracagim; ve seninle çiftçiyi ve çiftini kiracagim; ve seninle Valiyi ve Kaymakami kiracagim.
TSEFENYA, BAB: 2, AYET: 5 S: 887 ... Ey Kenan, Filistinliler diyari, RABBIN sözü size karsidir; seni yok edecegim, öyle ki artik sende oturan kimse olmayacak.
TESNİYE, BAB: 9, AYET: 22-23 S: 185 22Ve Allah'ın RAB o milletleri senin önünde azar azar kovacak; onlari çarçabuk bitiremezsin, yoksa senin üzerine kir hayvani çogalir. 23Ve Allahin RAB onlari senin önünde ele verecek, ve onlari helak edinceye kadar büyük kirginla kiracak.
TESNİYE, BAB: 20, AYET: 10-17 S: 197 13VE Allah'in RAB onu senin eline verdigi zaman, onun her erkegini kiliçtan geçireceksin; 14ancak kadinlari, ve çocuklari, ve hayvanlari, ve sehirde olan her seyi, bütün malini kendin için çapul edeceksin; ve Allah'in Rabbin sana verdigi düsmanlarinin malinin yiyeceksin. 15Bu milletlerin sehirlerinden olmayip senden çok uzakta bulunan bütün sehirlere böyle yapacaksin. 16Ancak Allah'in Rabbin miras olarak sana vermekte oldugu bu kavmlarin sehirlerinden nefes alan kimseyi sag birakmayacaksin; 17fakat onlari, Hittileri, ve Amorileri, ve Kenanlilari, ve Prezzileri, ve Hivileri, ve Yabusileri, Allahin Rabbin sana emrettigi gibi tamamen yok edeceksin;
HEZEKIEL, BAB: 39, AYET: 18-20 S: 828 Et yiyin, kan için 18Yigitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanini, koçlarin, kuzularin, ve ergeçlerin, bogalarin kanini içeceksiniz hepsi Basanin semiz hayvanlaridir. 19Sarhos oluncaya kadar kan içeceksiniz.
İŞAYA, BAB: 65, AYET: 12 S: 722 ...sizi kilicin kismeti edecegim, ve hepiniz bogazlanmak için iğileceksiniz.
YEREMYA, BAB: 16, AYET: 4 S: 739 Acikli ölümlerle ölecekler; onlar için dövünen olmayacak
YEREMYA, BAB: 12, AYET: 3 S: 736 onlari kasaplik koyunlar gibi ayir, ve öldürme günü için onlari hazirla
İŞAYA, BAB: 13, AYET: 15 S: 683 Ele geçen her adamin gövdesi delik-desik edilecek ve tutulan her adam kiliçla düsecek. Yavrulari da gözleri önünde yere çalinacak, evleri çapul edilecek ve karilari kirletilecek.
YEREMYA, BAB: 26 AYET: 32-35 S: 749 32Ordularin Rabbi söyle diyor: Iste milltten millete bela çikacak, ve dünyanin uçlarindan büyük kasirga kopacak. 33Ve o gün yerin bir ucundan yerin öteki ucuna kadar Rabbin öldürdügü adamlar olacak; onlar için dövünmeyecekler, ve ...
... ve onlar gömülmeyecekler; topragin üzerinde gübre gibi olacaklar; lesleri de yerin canavarlarina ve göklerin kuslarina yem olacaklar.
YEREMYA, BAB: 51, AYET: 19-23 S: 777 Sen benim topuzum ve cenk silahimsin; ve seninle milletleri kiracagim; ve seninle ülkeleri helak edecegim. Ve seninle ati ve binicisini kiracagim. Ve seninle cenk arabasini ve binicisini kiracagim; ve seninle erkegi ve kadini kiracagim;... ....ve seninle kocamis adami ve genci kiracagim;... ...ve ere varmamis kizi kiracagim;... ... ihtiyarı.... ... ere varmamis kızı....
HEZEKIEL, BAB: 9, AYET: 5-6 S: 794 ihtiyari, genci ve ere varmamis kızı ve çocuklarla kadinlari helak için vurun, gözünüz esirgemesin, ve acimayin;
I. SAMUEL, BAB: 15, AYET: 3 S: 286 onlarin herseylerini tamamen yok et, ve onlari esirgeme; erkekten kadina,... ...çocuktan... ...emzikte olana... ...öküzden koyuna, deveden esege kadar hepsini öldür... ... çocuktan.... ... emzikte olan....
TESNİYE, BAB: 7, AYET: 1-3, S: 184 Ve Allah'in RAB onlari senin önünde ele verecegi, ve sen onlari vuracagin zaman; onlari tamamen yok edeceksin; onlarla ahdetmeyeceksin ve onlara acimayacaksin.
İŞAYA, BAB: 33 AYET: 12 S: 697 Ve kavmlar kirecin yanmasi gibi, kesilip atesle yakilan dikenler gibi olacaklar.
HEZEKIEL, BAB: 23, AYET: 25 S: 810 burnunu ve kulaklarini kesip düsürecekler, ve senden arta kalan kiliçla düsecek,
İŞAYA, BAB: 54, AYET: 17 S: 714 Sana karsi yapilan hiçbir silah ise yaramayacak; ve hükümde sana karsi kalkan her dili suçlu çikaracaksin.
Harun Yahya’nın Yahudilik ve Masonluk kitabından… | | |
http://www.habervaktim.com/haberoku.php?id=49279 |
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Cep telefonu ışığıyla ameliyat
Gazze'deki tek büyük hastane olan Şifa hastanesi doktorunun verdiği bilgiye göre, elektrik kesintisi yüzünden bazı yaralılar cep telefonlarının ışığıyla ameliyat ediliyor. Doktor, "hastanelerde yaralıları koyacak yer kalmadı. Koridorlar bile doldu. Elektrik kesildi. Yaralılardan bazılarını, yakınlarının tuttuğu cep telefonlarının ışığı altında ameliyat etmek zorunda kaldım" dedi. Bir başka doktor ise "Hiçbir şeysiz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz" dedi.
http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=30.12.2008&i=159410
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
yalnız_kürt Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 155
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Utanmasalar Katliamı Hamas Yaptı Diyecekler!
Siyonistlere göbekten bağlı olan kartel medyasının Siyonistlerin Gazze katliamından Hamas’ı sorumlu tutması ve Hamas’ın teslim olmasını istemesi anormal gözükmez. Ama katliamdan Hamas’ı suçlu görenlerin kervanına Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan ve Fikret Ertan katılınca onlara cevabı da yine kendi gazetelerinden Liberal(!) İhsan Dağı’nın makalesi ile vermek doğru olacak.
30.12.2008 04:23
İsrail'i kim temize çıkarabilir? İHSAN DAĞI
Vicdan taşıyan ve birazcık adalet duygusuna sahip insanlar şokta. İsrail güçleri Gazze'de katliam yapıyor, 300'ü aşkın Filistinli öldü. Geçen mart ayındaki benzer bir saldırının ardından İsrail Savunma Bakanı 'Gerekirse soykırım da yaparız' demişti... İsrail bir devlet gibi değil, adeta bir savaş makinesi gibi davranıyor.
Ölçüsüz güç kullanmak ve sivil hedefleri vurmak uluslararası hukukla bağdaşmaz. Hatta, İsrail'in de taraf olduğu Cenevre Sözleşmesi'ne göre Gazze saldırısı bir 'savaş suçu'. Uluslararası toplum ne yazık ki İsrailli savaş suçlularını yargılayamıyor; vicdanlarımızda yargılıyoruz İsrail'i. Bu da yetmiyor, hukuku hiçe sayan 'vahşi bir devlet', medeniyetin hukuk ve etik değerleriyle kendini bağlı hissetmediği gibi uluslararası toplum da İsrail'e 'medeniyet dersi' veremiyor.
Bütün bunların arasında hâlâ kullanılmaya devam edilen bir jargon var: İsrail'in bir demokrasi olduğu, hatta gelecek ay bu ülkede seçimlerin yapılacağı, belki de iktidarın el değiştirebileceği... Bence İsrail, demokrasi sıfatını hak etmiyor. Demokrasiler 'asgari bir etik'e dayanırlar, uluslararası hukuka saygı gösterirler, diyalog ve işbirliği odaklıdırlar, savunma savaşlarını bile ahlakî bir çerçevede yaparlar. İsrail'in Filistinlilere yaptıkları insanoğlunun ulaştığı her etik ilkesinin dışında.
Bir başka toplumu adeta yok etme hakkını ve gücünü kendinde gören bir devlet; sahipsiz, yoksul, birçoğu geçici kamplarda yaşayan ve devletsiz bir halkı esir almış, istediği zaman vuruyor, istediği zaman açlığa mahkûm ediyor, istediği zaman biraz sevindiriyor. Bu bir zulüm, vicdanları sızlatan bir zulüm.
İsrail'in yaptıklarını Hamas'ın radikalliğiyle vs. açıklamak abes. Hamas yokken Filistinlilere daha insanî mi davranıyordu İsrail hükümetleri? Filistin'i 1967'de Hamas var diye mi işgal etti, Sabra ve Şatilla, Filistin kamplarında binlerce kişiyi Hamas yanlısı olduğu için mi katletti? İşgal altındaki sokaklarda Hamas'ın çocuklarının üzerine mi tanklarını sürdü?
Medyamızda bir Hamas eleştirisidir gidiyor. Sanki İsrail sözcülerinin iki gündür anlattıkları gibi Gazze'yi kan gölüne çeviren Hamas. Bu yazarları okursanız bütün bunlar Hamas'ın bir tezgâhı. Saldırı hazırlıklarının aylar öncesinden yapıldığı, saldırı emrinin bile haftalar öncesine dayandığı bir olayda bütün faturayı Hamas'a keserek İsrail'i temize çıkarmak ne gazetecilikle ne gerçeğe saygıyla bağdaşır; kimse de inanmaz size... Hamas'ın oyununa düşmemek için İsrail Başbakanı Olmert'in aslında çok uğraştığına, 'hatta "El Arabiya" Televizyonu aracılığıyla Gazze halkına "Gelin, kan gölünü önlemek için Hamas'ı devirin" çağrıları' bile yaptığına, ama sonuçta Gazze halkının Olmert'i dinleyip Hamas'ı devirmediğine, dolayısıyla İsrail'in elinde başka seçenek kalmadığına, aslında bu şekilde Hamas'ın amacının Batı Şeria'da el-Fetih'i devirmek olduğuna, 300'ü aşkın kayıpla aslında Hamas'ın hesaplarının tuttuğuna' kim inanır? Biraz vicdan lütfen, ve gerçeğe saygı...
Başbakan Erdoğan; 'Yapılan bize karşı da saygısızlıktır' derken de haklıdır, İsrail'in yaptıklarını 'insanlık suçu' olarak nitelerken de. Başka ne denilebilir ki buna? 'Çok sert' bulmuşlar Başbakan'ın bu tepkisini de 'devlet adamlığı' tavsiyesinde bulunuyor birileri. Nedir devlet adamından beklenen peki? Duyarsız davranmak, ortada olmak, tavır almamak mı? Başbakan'ın bunu yapmasına hiç gerek yok aslında. Gazetecilerimiz, akademisyenlerimiz bunu fazlasıyla yapıyor; İsrail'in vahşetini kınamak, bu vahşi davranışın köklerini anlamak, uluslararası toplumu harekete geçirmek yerine Hamas'ın ne kadar kötü olduğunu anlatıyorlar.
Beyler! Saldırıya uğrayan, sadece bugün değil on yıllardır saldırıya uğrayan, ülkesi işgal edilen, yüz binlercesi sürülen, katledilen, aç bırakılan, süründürülen, onursuzca yaşamaya mahkûm edilenler Filistinliler!
ZAMAN
...
Kahrolsun satılık Siyonist medya,Kahrolsun Ahmet Turan Kalkan ve O'nun zihniyeti!!!
<>
var tmp;
tmp = document.getElementById("news_content").getElementsByTagName ("a");
for(i=0; i .target = "_blank";
__________________ Gideni az olan yoldan gidin (İncil)
Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yaralı Filistinliler bakın ne istedi?
İsrail'in önceki saldırılarında yaralanan Filistinliler: Vicdanınızı susturarak sessiz kalmayın |
|
|
|
İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliam sürerken, daha önceki İsrail saldırılarında yaralanan ve yakınlarını şehit veren Filistinliler, dünyaya "Vicdanınızı susturarak, sessiz kalmayın" mesajı verdi.
İsrail'in 9 ay önce gerçekleştirdiği saldırılarda yaralanan ve Türkiye'ye getirilerek tedavi ettirilen 5 Filistinli İnsani Yardım Vakfı'nda(İHH) bir basın toplantısı düzenledi. Haşim Asalya, oğlu İslam Asalya, Adil Ebu Hatir, kardeşi Mahmut Ebu Hatir ve son katliamda ağabeyinii kaybeden Mahmut Jarur, Arap ülkelerine ve dünyaya çağrıda bulunarak yaşanan katliamın durdurulmasını istedi. Son gerçekleşen saldırılarda yine bir çok yakınını kaybeden Filistinliler, "terörist" diyerek kadın ve çocukları öldürenlerin gerçek terörist olduğunu söyledi.
İstanbul'da aylardır tedavi gören Adil Ebu Hatir, Filistin halkının terörizmle bir alakasının olmadığını ve İslam dininin özellikle çocuk ve yaşlıların öldürülmesine izin vermediğini belirtti. Filistin halkının yok edilmek istendiğini kaydeden Hatir, "Asıl teröristler kadın çocuk demeden öldürenlerdir. İsrail 'Hamas'la savaşıyoruz' diyor ama öldürülenler başkadır. Bizler döndüğümüzde orayı bıraktığımız gibi bulabilecek miyiz? Ayrılık ve hüzün kalbimizi sardı." dedi. Tüm dünya ülkelerine "Bu suskunluğun nedeni ne?" diye soran Hatir, "Bizler Arap alemine ve dünya halklarına bizimle savaşın demiyoruz. Sadece bizimle olun ve sessiz kalmayın diyoruz. Özgürlük ve demokrasi iddiasında bulunanlar sessiz kalmasın" diye konuştu.
-"KADIN ÇOCUK DEMEDEN ÖLDÜRÜN"-
Türkiye'de yaralarını sarmaya çalışırken ağabeyinin son saldırılarda öldüğü haberini alan Mahmud Jarur da, dünyanın vicdanını susturarak sessiz kalmamasını istedi. Ağabeyinin ve diğerlerinin son şehitler olmayacağını belirten Jarur, haber alamadığı diğer ağabeyiyle görüşebildiğini söyledi.
Gazze'de yaşanan saldırının Filistinlilere değil tüm müslümanlara yönelik olduğunu vurgulayan İslam Asalya, verdikleri şehitlerle gurur duyduklarını bildirdi. Asalya, İslam dünyasına da bazı sorular yöneltti. "Kudüs Yahudilerin mi? Kudüs Filistin'de değil başka bir yerde olsa mücadele edecekler miydi? Abdulhamid Han, 'Bırakın Kudüs'ü vermeyi bir arpasını dahi vermeyiz' dememiş miydi?" diye konuştu.
Dünya üzerinde 4 milyon Yahudi bulunduğunu bunun yanısıra 1,5 milyar müslüman bulunduğunu hatırlatan Asalya, "Dün öldürülen 5 çocuk dünyaya nasıl mesaj veriyor? Bence tüm İslam ülkeleri İsrail'le olan ilişkilerini kessin. Çünkü aynı şey sizin de başınıza gelebilir." diye konuştu.
Mahmut Ebu Hatir de kendilerinin 1,5 milyar müslümanın kutsallarını savunduğunu belirterek, özellikle Mısır'ın yaşanan saldırılar karşısında sessiz kalmasını eleştirdi. Mahmut Ebu Hatir, İsrail'e de mesaj yollayarak, " Elinizden geleni ardınıza koymayın. Kadın çocuk demeden öldürün ama biz sizi tanımayacağız. Biz dinimiz için savaşıyoruz." dedi.
Toplantıya katılan Filistin Konsolosu Abdülkerim El Hatib, Gazze'de yaşananların bir soykırım olduğunu ve dünyanın bunu bir an önce durdurmasının gerektiğini söyledi.
-YILBAŞI KUTLAMALARI İPTAL EDİLSİN-
Bu arada, İHH Başkanı Bülent Yıldırım yaşanan son katliamın hemen ardından 300 bin dolarlık tıbbi malzemenin yola çıktığını söyledi. Filistin'e 10 milyon YTL'lik bir yardım öngördüklerini belirten Yıldırım, Türk televizyonlarından yaşanan katliam nedeniyle ekranlardaki yılbaşı eğlencelerini iptal etmelerini istedi. Türkiye'nin uygulayacağı yaptırımlarla ve tavırla katliamı durdurabileceğini de savunan Yıldırım, "İsrail Gazze'yi vuran uçakların eğitim uçuşunu Konya'da gerçekleştiriyor. Türkiye buna ve bunun gibi bazı konulara izin vermemeli. İslam ülkeleriyle birlikte yaptırım uygulaması halinde İsrail bu cüretinden vazgeçer. Yaşanan gerilimle İran da savaşa sokulmak isteniyor. Şayet böyle olursa Türkiye'de bundan etkilenir" diye konuştu. | | |
http://www.habervaktim.com/haberoku.php?id=49383 |
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
bembeyaz Uzman Uye
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mumbai katliami ve Aliya Izzetbegoviç
Tarih: 2 Aralik 2008
İşadamı Seyfi Müezzinoğlu, Mumbai katliamının bir cüzünü anlatıyor: "Merdiven sahanlığında bütün erkekleri dizdiler, 'kadınlar bir adım yukarı çıksın' dediler. Adam silahını doğrulttu. Eşim dedi ki: 'Bu adam Müslüman, ne yapıyorsunuz?' Bana 'eğil' dediler ve eğildim. O anda arkamdaki 10 kişiyi ateş ederek öldürdüler. Ensemden giren kanlar topuğumdan çıktı… Bizi bayağı bir dolaştırdıktan sonra bir odaya girdik. Odada 5 kişiydi rehine. Üçünü orada öldürdüler. Başka bir odaya girdik, orada da abdest alıp namaz kıldılar. Şimdi de bizi öldürecekler diye düşündük. Bıraktılar gittiler."
Seyfi Müezzinoğlu Müslüman olduğu için 'bağışlanmış', onu anladım; ama diğerlerinin niçin öldürüldüğünü anlamadım.
Anlamak istemiyorum. 'Müslüman olmayanların hakkı-hukuku yoktur, onlara dilediğimiz gibi zulmedebiliriz' diye düşünen Müslümanların varlığını –sayıları ne kadar az olursa olsun- kabul etmek çok ağrıma gidiyor. Utanıyorum.
Rahman ve Rahîm Allah'ın ismini anarak cinayet işleyen bu sözde mücahitler kim? Rahmet Peygamberi'nin ümmetine mensup insanlardan böyle bir vahşet nasıl sâdır olur? Önüne geleni sorgusuz sualsiz öldürmek hangi kitapta yazar? Kur'an'da yazar mı? Sonsuz kere haşa!
Kur'an'dan öğrendiğimiz şudur: Bir topluluğa duyduğumuz kin bizi adaletten sapmaya, sınırı aşmaya sevk etmemeli...
Hindistan hükümetinin yahut fanatik Hindu gruplarının Müslümanlara zulümleri, "Ben Müslümanlardanım" diyen kimselerin böyle bir vahşet sergilemelerine mazeret teşkil edemez. "Ben Müslümanlardanım" diyen kimselerin böyle bir vahşet sergilemelerine hiçbir şey ama kesinlikle hiçbir şey mazeret teşkil edemez.
Aliya İzzetbegoviç, Bosna savaşı sırasında, iki cizvit papazının öldürülmesi üzerine, Bosna-Hersek Ordusu subaylarına hitaben şöyle bir konuşma yapmıştı:
"Şimdi askerlerinize gideceksiniz ve onlarla konuşacaksınız. Onlara şimdi size anlattıklarımı anlatın. Savunmasız insanlara zulmetmesinler. Birkaç gün önce Foynitsa'da iki cizvit papazı öldürüldü. Olay henüz çözülmedi ama katilin içimizden biri olduğu aşikar. Asker ya da sivil, katilin mantığı şu: 'Köprümüzü tahrip ettiler, intikam için bir şeyler yapmalıyız.' İyi ama, kime? Cizvitler ve Ustaşalar (Mostar köprüsünü yıkan faşist Hırvat askerleri – HA) aynı kişiler değil ki. Bu mantık bizi hiçbir yere götürmez."
İzzetbegoviç, Demokratik Eylem Partisi'nin 12 Ocak 1994 tarihli yönetim kurulu toplantısında yaptığı konuşmada da "bu mantık"ı sorguluyordu:
"Görüyorsunuz, Allah bizi zor bir imtihandan geçiriyor. İnsanlarımız boğazlanıyor, kadınlarımız ve çocuklarımız öldürülüyor, camilerimiz yıkılıyor ve biz ne onların kadınlarını ve çocuklarınız öldürmek ne de kiliselerini yıkmak istiyoruz. Bunu yapmak istemiyoruz, çünkü, bazı istisnalar olsa da, bu bizim tarzımız değil. Bazı askerlerimiz burada ve bunu onlara söyleme fırsatı buluyorum. Bu herkese ulaştırmamız gereken bir mesaj.
Kazanacağız; çünkü öteki dine, öteki ulusa ve öteki siyasi duruşa saygılıyız. (...) Çünkü, aklı başında ve dürüst insanlarız.
Aslında, herhangi bir kutsal nesneyi tahrip etmemiz, bizlere, sarih bir biçimde yasaklanmıştır. Sırbistan'a dört asır boyunca Türkler hükmetmiş olmasına rağmen, bu yasaklama sayesinde, Deçani, Graçanica ve Sopoçani manastırları yerlerinde duruyorlar. Türkler buraları tahrip etmediler. Çünkü inandığımız kitap, bu türden bir tahribatı reddediyor. İnsanlarımız bu kurala sadık kaldılar. (…) Bu bizim zaferimizin anahtarıdır. Allah'ın yardımıyla kazanacağız, çünkü muayyen yasalara uyacağız. (...) Bazen askerlerimizle bazı problemler yaşıyorum. Şöyle diyorlar:
'Neden intikam için bir şeyler yapmıyoruz?' Onlara: 'Yasalara saygılı olun ve işleri kendi mecralarına bırakın' diyorum.
Çalışması ve savaşması gerektiğine, ancak olaylara hükmedemeyeceğine inanan bir topluluğa mensup değil miyiz? İnsanlar tarihe hükmedemezler. Tarihe Allah hükmeder ve O ne derse o olur..." (Bosna Mucizesi – sayfa 34-35)
İslam savaşçısı dediğin işte böyle olur! "
--------------------------------
selam ve dua ile......
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/
selam ve dua ile...
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Gazze değil Auschwitz
Deyim, rahmetli Gündüz Aktan’a aittir. İsrail’in Lübnan’a yaptığı saldırıyı tanımlamak için kullanmıştı: ‘Kolektif cezalandırma...’
Diplomatik jargon böyledir, hep ‘dolaylı’ anlatımı benimser...
Bir İsrail muhibbi olduğunu gizlemeyen, gizlemeye gerek duymayan rahmetli bile sonunda isyan etmiş, dolaylı anlatım metoduyla İsrail’in, işgal ettiği topraklarda ‘apaçık soykırım’ uyguladığını söylemişti.
Kaç gündür Gazze ateş altında.
Kaç gündür ekranlarda akıp giden sayısız çocuk cesedi, bombalanmış evler, paramparça edilmiş siviller, açlık, susuzluk, salgın hastalık, ölüm...
Gazze değil, adeta Auschwitz...
Bu mudur yani?
Binlerce soykırım romanı, binlerce holokost öyküsü... Milyonlarca film, kitap, müzik, tiyatro, sahne eseri...
Soykırımdan müşteki olan İsrail devletinin insanlığa sunduğu ‘değerler’ bunlar mı?
Binlerce çocuk ölüsü mü?
Bombalanmış evler mi?
Ölüme terkedilmiş insanlar mı?
İsrail’in, ‘Auschwitz’ ayıbını işleyenlerden ne farkı var?
Kolektif cezalandırma yöntemini ‘soykırım’dan ayıran nedir?
Daha önce de yazmıştım:
İsrail’in, kendisi için ‘doğal hak’ saydığı ve neredeyse biricik ‘var kalma yöntemi’ olarak benimsediği bu hukuk dışı uygulama, mesela Murat Belge’ye göre ‘Her Filistinli bana düşmandır’dan ‘Her Arap bana düşmandır’a, oradan ‘Her Müslüman bana düşmandır’a ve nihayetinde ‘Beni eleştiren herkes bana düşmandır’a geçişi zorunlu kılıyordu.
Bu ‘hukuk dışı’ saldırıların ‘medeniyetler çatışması’nı körüklediğini söyleyen Cengiz Çandar haklı.
Hukuk dışı olmaya hukuk dışı, paranoid olmaya paranoid (‘herkes bana düşmandır’, vs), savaş ihlali olmaya savaş ihlali de, yapılan şeyin bir de teknik adı var:
Buna dünyanın her yerinde ‘faşizm’ diyorlar.
İsrail devleti, bu ‘Nazi alışkanlığı’nı, bu kabul edilemez hukuk dışı anlayışı, yıllardır işgalci bulunduğu topraklarda ‘öteki’ne, yani kendisine benzemeyene, yani ‘beni eleştiren bana düşmandır’ın öznesi olan Filistinlilere uyguluyor.
Üstelik uygar dünyanın gözetiminde...
Üstelik herkesten de uygar addedilen ABD yöneticilerinin himayesinde...
Hiçbir ülke, böylesine pervasızca, dünyada yalnızca kendisi varmış gibi davranamaz/davranmamıştır.
İsrail’in yaptığı sadece hukuk dışı değil, aynı zamanda insanlık dışı, aynı zamanda ahlak dışı...
Sorun sadece ‘Hamas terörü’yse, bir devletin yüklenmesi gereken sorumlulukla, bu devlete karşı mücadele eden örgütün sorumluluğu aynı olamaz, aynı olmamalıdır...
Terörle mücadele ettiğini söyleyen İsrail, hem çocukları ve masum sivilleri katlediyor, hem hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan istediği bölgeye saldırıyor.
Terörle mücadele ettiğini söyleyen İsrail, (ne yazık ki) sadece ‘terör uygulamaları’yla ayakta kalmaya çalışan bir devlet.
Terörle kurulduğu, himaye gördüğü, yaptıklarına göz yumulduğu için de, bu politikasından vazgeçmeyecek, ‘öteki’nin yok edilmesini ‘doğal hak’ saymaya devam edecektir.
Bu böyle gitmez.
Böyle gitmeyeceğini sağduyulu İsrail halkı da görmeli.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İÇ ORGANLARI PARÇALAYAN GİZEMLİ SİLAHLAR !
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
GAZZE'DEKİ VAHŞET YOU TUBE'DE
FDI açıklamasında, bazı görüntülerin ise YouTube tarafından yayından kaldırıldığı belirtilirken, bundan üzüntü duyulduğu ifade edildi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne cumartesinden beri yağdırdığı bombalar yüzünden ölenlerin sayısı 400'e yaklaşırken, bunlar arasında 39 çocuk bulunuyor.
Yetkililer, bin 700'den fazla kişinin de yaralandığını belirtiyor.
GAZZE'DE ÖLENLERİN EN AZ DÖRTTE BİRİ SİVİL
İsrail saldırılarında Gazze şeridinde ölenlerin en az yüzde 25'inin sivil olduğu BM tarafından açıklandı.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Kurumu sözcüsünce AFP'ye yapılan açıklamaya göre, beş gündür devam eden İsrail bombardımanlarında hayatını kaybeden yaklaşık 400 kişinin dörtte birini siviller oluşturuyor.
Gazze'deki hastane kaynaklarına göre, 27 Aralıkta başlayan bombardımanlarda 1900 Filistinli de yaralandı. Ölenlerin en az 42'si çocuk.
SALDIRIDAN ÇARPICI FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
İSRAİL, GEÇİCİ ATEŞKESİ REDDETTİ
İsrail, Gazze Şeridi'ne saldırısına geçici olarak son vermesine yönelik Fransa tarafından yapılan öneriyi reddetti.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey İsrailli yetkili, "Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in yaptığı tek taraflı ateşkes önerisi yararlı görülmemiştir, çünkü bu Hamas'ın İsrail'e roket fırlatmasını durdurmayacaktır" dedi.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, saldırının beşinci gününde uluslararası toplumdan gelen ve "Hamas ile daimi ateşkesi" öngören tekliflerin değerlendirilmekte olduğunu açıkladı.
İsrail güvenlik kabinesinin bu sabah Tel Aviv'de, gelen ateşkes önerilerine ele almak üzere toplanacağı açıklanmıştı.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|