Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam güzel kardeşim,

bizim formatımız yüreğinin çarpıntısı gibi dilimizin kıpırdaması ellerimizin basması ve sen de bu formata çok güzel uyuyorsun Allah selamet versin:),

farkındaysan, şu ana kadar gündem edilen her sorunun salih amel kısmında insan yer alıyor, tabi ilerleyen dönemlerde bununla ilgili daha sistemli bir çalışma yapabiliriz, hep erkeklerden dayak yiyen kadınları mı analtacağız bir de kadınlardan dayak yiyen erkeklerden bahsedelim :),

bir iş için güney koreye gitmiştik, saat farkından dolayı dengemiz yeteri  kadar bozulmuştu,  kore saatiyle sabaha doğru 3 veya 4 sularıydı, birden bire sesler ile uyandım, otelin camından aşşağıya bir baktım ki, ufak tefek bir bayan, yerde yatan bir adama tekmeler savuruyor:), adam telefonuna sarılmaya çalışıyordu bayan tuttu telefonu aldı yere çaldı, aman yarabbi şaşkına dönmüştüm, yaw adam ne oldu buna diyordum içimden bir de baktım ki, bayanın yanına bir başka erkek geldi ve yer de yatan adama bir tekme de o geçirdi, anlaşılan kadının gücü yerde yatan erkeğin gücünden değil, sırtını dayadığı erkeğin gücündendi, ve tabiki merhametsizlikleri de ne mi yaptım hiç bir şey:(, dışarı çıktım sapnak yağmur altında dolaştım,

birinde bir abimizle kendiliğinden değerli olanlar ile değer yüklenenler var mıdır, ve bununla bağlantılı ekonomi ile bir kaç düşünüş yapıyor konuşuyorduk, saatler süren konuşmamızın sonunda gene döndü dolaştı bireyin kendisine:), bu insan gerçekten çok ilginç bir varlık, bazen kadın erkeğ bazen erkek kadını dövüyor, ama döven erkek veya kadın değil dayak yiyende erkek veya kadın değil, evet insan doğal bir varlıktır ve mahluktur ama üflenen ruhunu bastırırsa sadece bir mahluk olarak kalmaya mecburdur, yukarda bahsettiğin ekonomik özgürlükte bence önemli bir nokta özellikle ailelerin bu konuda sorumluluklarının ağırlığını bilmeleri gerekiyor, bir bayan çalışmak zorunda olmaya bilir ama bu bir bayanın çalışmak zorunda kaldığında sudan çıkmış balık gibi olmasını kabullenmek değildir, yani duruma hazırlık,

abilik, anne veya babalık veya önderlik sorunu çözmekten önce sorunu engellemek olmalı, bu yüzden bayanları mecburi bağımlılıklardan kurtarmalı ve iradi seçimlere dayalı kararlar almalarını sağlamak adına bireysel potansiyelleri değerlendirmeli.kadınların geleceğini kocalarının insaflarına bırakmamalı, ki anne ve babaların insafına bırakmamak adına da düşünüşler yapabiliriz,

birey ya taklit eder ya da tetkik, kararı kendisine aittir, o yüzden eğitim, zorunlulukların sayılması vesaire dış etkenler bireyi şekillendirmez eper ki bu birey iradi kararlar alıyorsa peki ne faydası var bunun, birincisi kendimiz açısından vuku bulan olaya doğru bir tavır ikincisi eğer toplumda yetişen birey iradi seçimler yapmıyorsa bile karşısında taklit edebileceği örnek profiller de azalcağı için sosyal bir standart oluşturulabilir kanısındayım,

aile baskısından kurtulmak için evlilik mecburiyeti ile yuva kurup toplum baskısına maruz kalmamak için koca şiddetine mecbur hisseden kadın, sizce çocuğu hangi mecburiyetle yetiştirecektir, eğer çocuk tetkik eden bir birey olursa en azından bir kazanım ama tersi bir birey olursa işte o zaman, olumsuz modellerin yaygınlaşması ile toplumun kök kısmından yayılma hızla devam eder, doğruların taklidi doğru kılmaz adamı ama en azından toplumsal standartlara etkisi olur kanısındayım,

bir dönem bir dersanede orta öğretim öğrencilerine ders veriyordum, birinde bir çocuğa karşı farklı bir hitap şekli ile konuştum ve kendimi nasıl hissettiğimi anlatamam, bu hareketimle bu çocuğa nasıl bir gelecek sundum diye çok içerlemiştim, çocuk iradi seçimler yaparsa en ala ama ruhunu kapatmışsa ve sadece kimyevi tepkimelerle hareket ederse işte o zaman, toplumda bir yara da ben açmış oalcaktım sonra durumu düzeltmiştik çok şükür:),

teşekkürler değerli kardeşim,

gene çenemi düşürdün:), daha doğrusu konuşturdun, daha doğrusu

sen böyle tilavet ettikçe ben ikra etmeden duramıyorum:)

Esenlik ederim değerli kardeşim

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

genel sorun :  kişisel aşırılıklar

özel sorun: aşırı ve kontrol altına alınamayan öfke

hasen amel:?

salih amel: ?

sorunu aşırı ve kontrol altına alınamayan öfke olarak belirledim zira, öfke insani bir duygudur, öfkelenmiyorsak ortada bir sorun var, ama öfkelenipte kontrol altında tutamıyorsak gene bir sorun var,

sagopa babamız kolera ablamızla bir şarkı söylüyor,

kolera ablamız diyorki,

20 yılda uzayan saç küçük bir bitle makasalanır:)

kontrol altına alınamayan öfke böyle durumlara sebep verebiliyor, peki öfkenmizi kontrol edememek gibi bir sorunumuz varsa bunu nasıl çözebiliriz, burada her bireyin farklı bir gerekesinim ve karşılayıcıları olduğu bilinci ile beraber genel olarka neler söyleye biliriz, her bireyin farklı gereksinim ve karşılayıcıları derken, mesela ben öfkemi müzik dinleyerek biraz daha bastırabilirim ama aynı müzik bir başkasını iyce öfkelendirir, o kişi belki okey oynayarak öfkesini yatıştırabilir, bunları da belirtebilriiz ama genel olarak öneriler nelerdir,

hasen amel: öfkelendiğimiz ortamda bir süreliğine ayrılmak, ve araya belirli bir zaman süresince iletişimi durdurmak, sağlıklı düşünüldüğüne kanaat getirildiği an tekrar iletişimin önünü açmak,

salih amel : ?

hazır toplumsal olayların temellerine bireyi almışken bu noktada öfke kinin alt yapısını kin kutuplaşmaların alt yapısını kutuplaşmalar savaşın altyapısını...... hazırlarken enazından bu sorunu araya alabiliriz diye düşündüm, önerilerinizi bekliyorum,

Esenlik diliyorum kardeşlerime

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam kardeşler,

son zamanlarda çevremdeki insanların biraz nabızlarını yokladım durumlar ne alemdedir düşüncesi ile, her iki kişiden biri değil, neredeyse her bir kişi ya bir bankaya kredi borcu, ya bir kredi kartının ekstre borcu, ya bir altın borcu, ya da bir taksit borcu, neredeyse artık borç ödemek için yaşanılır halde, ne iş yaparsınız sorusuna borç öderiz cevabı verilecek en güzel cevap olsa gerek, ne kadar fazla fakir varsa o kadar az zengin var, genel bir fakirleşmeden öte özel bir zenginleşmeye dayalı bir fakirleşme olduğu kanısındayım, ortada 100 kişiye yetecek bir yemek var, ölen her bir kişinin hakkı diğer 99 arasında dağılmıyor, öldürenin elinde kalıyor o kişinin payı, küçük ölçekli şirketler batarak büyük ölçekli şirketlere destek sağlanıyor, bireyler borç ödemelerine mahkum edilerek para bir denetleme unsuru olarak kullanılıyor, bu meselede arkadaşların önerileri nelerdir, aslında sorun sadece banka ve kredi kartı ile ilgili de değil, banka ile uğraşmayan arkadaşlarında aynı dertle muhattap olduklarını biliyorum, altın borçları vesaire, taksit borcu vesaire, sorunun kaynağından daha çok mevcut durum nasıl iyleştirilir ve durumun ortamıı nasıl daha sağlam temellerle oluşturulur,borçlanma vakıasını ortadan kaldıramayız lakin nasıl bir kontrol mekanizması yapabiliriz önerileriniz nelerdir,

parantez içerisinde bir örnek vermek istiyorum.

büyük çaplı bir iş adamı neden son model arabaya binmediğini, bir araba bir makina bir makina yeni bir kişiye iş, üretime artı değer olarak açıklıyor,

genel sorun: maddi sıkıntılar,

özel sorun: kredi kartları, kredi borçları,taksit v.b

hasen amel:?

salih amel:?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

genel sorun: trafik

özel sorun: kaldırımlardaki motorlular

hasen amel:?

salih amel:?

:) gülmeyin arkadaşlar yaşadığım şehirde nerdeyse yürüyemiyorum, bazen insanların bile zor yürüyeceği kaldırımlarda motor bisikletler yüzünden kaza geçirme riskleri yaşıyoruz, hatta bir kaç kere kavga girişimimiz oldu:), aileler var küçük çocuklar var, herhangi birinin bir motorlu tarafından ezilmemesi an meselesi, sorduğumda neden kaldırımdan sürüyorsun bak yol var çarpacan millete diye, ben salak mıyım:) diye cevaplar geliyor, sizin önerileriniz nedir, kaldırımlara her türlü çıkıyor ama nasıl bir mekanizma nasıl bir değişiklikle motorluların kaldırımlara çıkmasının önüne ve dolayısıyla olası kazaların önüne geçebiliriz, bir ara aklıma kaldırımlardaki eğimleri iki tekerlekle geçişe özel bir şeyler yapalım diye düşündüm ama uygulamasın nerdeyse imkansız hem de işe yarama ihtimali az, salih amel olarak eğtim denilebilir ama insanların hayatını başka insanların anlayışlarına bırakamayız, önerileriniz nelerdir:)

Sevgilerle