Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhabalar

Baybora yazdı:

öğrenci98 kardeşim misal verdiği ayet-i kermelerde dikkate alındığında,

Kur'an'ı Kerim'in inzal olduğu tarihsel bağlamda "muşrikler" aynılaşmış inançlara mı sahibtirler? 29:61, 31:25, 39:38, 41:50, 43:9 benzeri ayetlerde Allah'a inandıklarını itiraf etmekteler (o halde İnkar edenler neyi inkar ediyor?)

Muşrikler Allah(a.c)'e inanmakla birlikte Ahireti mi inkar ediyorlar?

Sayın Baybora;

Müşriklerin Allah inancı (!) varsayımını ahirete iman etmekle parelellik arzedebileceği düşüncemizden evvel, var olan Allah tasavvurlarının doğruluğu üzerinde durmamız gerekmez mi?

Mesela:

"Allah’ı gereğince takdir edemediler. Oysa ki kıyamet günü, yeryüzü tamamen O’nun avucudur / avucundadır; gökler de O’nun sağ elinde / kudretinde dürülmüş haldedir. Şanı yücedir O’nun; arınmıştır onların ortak koştuklarından." 39/67 (y nuri öztürk)

Ayrıca: 6/91; 22/74.

Bu açıdan bakacak olursak Kur'an ın tanımladığı/tanıttığı Allah inancı ile müşriklerin Allah tasavurlarını aynileştirebilirmiyiz? Hal böyle iken ahiret hayatına iman etmelerinin anlamı ne ola ki, kaldı ki sıkı bir ahiret inkarcıları iken. 

Muhabbetle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Umarım konunun sapmasına fazla neden olmam. Ancak yukarıdaki ifdeye dokunmadan edemiyeceğim.

" ...teâlé ammâ yuşrikûn" un  karşılığı olarak "   arınmıştır onların ortak koştuklarından O." (10/18) Y. N. Öztürk'ün bu çevirisi yaptığı yüzlerce bozuk, anlamsız çevirilerin en korkunç ve en saçma olanıdır sanırım. . Bu fahiş hatayı tam yedi yerde tekrarlamış.

 Ne demek "arınmiştır onların ortak koştuklarınadan O"? Haşa Allah'ın onların taptıklarıyla bir otaklığı bir birlikteliği, bir beraberliği  vardı da buna  son mu verdi? Sırf kimsenin yapamadığını yapma adına bu kadar fahiş hata yapılır mı? Arınmak bir şeyin pisliğinden temizlenmektir. İstenmeyenden, rahatsızlık verenden kurtulmaktır. Ali Bulaç ve Mahmut Toptaş'ın meallerinde bile bu kadar fahiş hatalar yoktur. Y. Nuri'nin mealinde sükseli, yaşanan Türkçe'de kullanılmayan o kadar  icat ürünü ifadeler çok ki! Bunlardan onlarca örneğini her dikkatli okuyucu kolaylıkla tespit edebilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

müşriklerin tek bir inanca sahip olduklarını düşünüyorum. içlerinde farklı şekillerde Allaha ortak edenler olabilir. Bu farklı inanca sahip olduğu anlamına gelmez.

Herbirinin yaptığı, dini inançlarını oluştururken, Allah- kitap kaynaklı inanç oluşturmamaları. Yani, din belirlemeyi Allaha bırakmıyorlar. Ya da Allaha ait olan güçleri, başka şeylere yakıştırıyorlar.

Bunları yaptıkları sürece, tek bir inanca sahipler o da müşriklik. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam ile...

benim anlayabildiğim, KURAN'DA geçen şefaatle ilgili tüm ayetler Mekkeli müşriklerin Allah'ın yanında andıkları isimlerin kendilerinin Allah katında ŞEFAATÇİLERİ olduğu iddiasına reddiyeler ve açıklamalardır.

lütfen bütün bu ayetleri bu paradigma ile okuyunuz. konu Hz. Peygamberin ( selam ona ) ölümünden sonra "peygamber yarıştırıcılığı" "zalim iktidarları ve onlara ses çıkarmayanları temize çıkarıcılık" v.b. sebeblerle bugünkü "şefaat anlamlandırılmasına" dönüştürülmüştür.

Kuran'da geçen şefaat ayetleri, bu günkülerin Hz. Peygamberi, alimlerini, şeyhlerini, önderlerini v.b. koydukları yere o zamanlar Mekkeli müşriklerin koyduğu değişik isimlere ve bu binanca reddiyeden başka bir anlam taşımazlar. emevi-abbasi dininin uydurduğu ve kuşakların devam ettirdiği "Hz. peygamberin şefaati" meselesi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur, dolayısı ile bunun için iki taraflı ayetleri delil olarak kullanmaya çalışanlar kök paradigmada yanlış yaptıkalrı için işin içinden çıkamamaktadırlar. ( iki taraf da kendi görüşlerine uygun ayetler bulduğunu zannetmekteler, oysa oradaki konu Mekkeli müşriklerin iddia ve inançalrına reddiyedir. )

Allah mutlak adil bir imtihan edicidir ve dininde ne kimseye iltimas geçer ne de handikap yükler. İmtihan tüm kullar için eşit imkan ve şartlarla devam etmekte ve herkes bireysel sorumluluğunu yüklenmiş bulunmaktadır.

iNSAN AYNI İNSAN, 10000 YIL ÖNCE DE, 1400 SENE ÖNCE DE, BUGÜN DE..

not : son vahyin indiği Mekke va hicaz toplumlarının çok çeşitli inançlara sahip olduğu ( tıpkı önceki ve sonraki bir çok toplum gibi ) ve her birine hitap eden ayetlerin bulunduğu çok aşikar. o toplumun ana iskeletini İbrahim ve İsmail'in yani Allah'ın dini üzere olduğunu söyleyen, Kabe'nin seçkin koruyucuları ve haccın sahipleri olduklarını ileri süren MÜŞRİKLERİ,  azınlıklar olarak ATEİSTLERİ ( DEHRİLER ), DEİSTLERİ, HRİSTİYANLARI, YAHUDİLERİ, SABİİLERİ ve tabii ki HANİF MÜMİNLERİ de vardı.

Hepsi ile ilgili ayetler bulunmaktadır.

selam ile..