HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Manasını anlamadan Kur’an okumak Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Bence Bu şekil saygı, öteden beri sürüp devam eden Kuran'a yapılan gerçek saygısızlıktır. "Hiç değilse..." deyip bunu savunmak da bu saygısızlığın devamına çanak tutmaktır. Bu tür saygı (ki bu asla saygı değildir), adama değil de adamın içinde bulunduğu elbiseye değer verip onan saygı göstermeye benzer.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam


Yazının en dikkat çekici gelen kısımları, üstten ikinci ve sondan ikinci paragrafda yazdıkları ve verdiği ayetler oldu. Lakin son paragrafta baklayı ağzından çıkardı... şimdi haftayı bekleyeceğiz, ve ihtimal ki,  verdiği ayetler ile yaptığı açıklamaların zıtlığına binaen şunu diyeceğiz "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" zaten son paragrafta bunun ipucunu verdi.


AHMET KURUCAN   16 Nisan 2009, Perşembe
direk link

Kur'an okumak ve mânânın anlaşılması


Manasını bilmeden okunan Kur'an konusu üzerinde duruyorduk. Her şeyden önce Kur'an okumak "Sana vahyedilen kitabı oku." (29/45) ve "...

Bana Kur'an okumam da emredildi." (27/92) ayetlerinin emri ile Hz. Peygamber'in (sas) hayatı boyunca tatbik edegeldiği bir ibadettir. İbadetlerin dâisi ise Allah ve Rasulü'nün emridir. Bir diğer ifadeyle İslam'da ibadetler Allah ve Rasulü tarafından emredildiği için yapılır, yoksa beşer mantığı böyle bir ibadetin yapılmasını gerekli gördüğü için değil. Bu cümlede kastedilen mana çok açık: İbadet olarak kullara takdim edilen amelin illeti, sebebi, hikmeti; bunların akıl, mantık ve muhakeme tarafından tam anlamıyla kavranması veya kavranamaması, o ibadeti yapma veya yapmamada hakiki rol oynayamaz. Aksi bir kabul, Allah ve Rasulü'nün emrinin beşer tarafından sorgulanması manasına gelir ki; bunun imanla, kullukla uzaktan-yakından alakası yoktur.

Kur'an okuma özelinde bu düşünceyi açacak olursak; Efendimiz'in (sas) Kur'an okumayı bir ibadet olarak bizzat kendisinin yapmasının ötesinde, onu ümmetinin yapmasına yönelik emirleri vardır. Dikkat ederseniz, teşvik demiyorum; çünkü söz konusu olan ibadettir ve Allah katında neyin, hangi normun, hangi form içinde Rab tarafından ibadet olarak kabul edileceğini bizlere bildiren bizzat Efendimiz'dir (sas). Zira Allah'ı en iyi bilen O'dur. Nasıl olmasın ki; O (sas), Allah'ın elçisidir. O'nun muradını en iyi bilen, emir ve yasaklarını insanlara ileten aracıdır.

Bunun sağladığı fayda, en azından ibadette tevhidin yakalanmasıdır. Bu tevhid vasıtasıyla ilk günden bugüne farklı dil, ırk, mezhep, cins içindeki Müslümanların kalbden başlayıp mekân mimarisine uzanan çok geniş bir alanda ittifak ve ittihadını netice vermiştir. Efendimiz'in beyanıyla yeryüzü adeta Müslümanlara mescid olmuştur. Bunun bir an için aksini düşünsek karşımıza çıkan manzara şudur: Müslümanlar Allah'a ibadet etme lüzumuna kâil olsalar bile, Efendimiz'in kavlî ve fiilî tatbikatı ile gösterdiği bu tevhid olmasaydı, yeryüzünde yaşayan Müslüman adedince ibadet formu ortaya çıkardı. Kaldı ki bu, sadece bizim için değil, sair din mensupları için de aynıyla geçerlidir.

Hadislere gelince; Kur'an okuma, gerekliliği, fazileti konularında hadis kitaplarımızda yer alan yüzlerce hadisten birkaç tanesini art arda sıralayayım. Umarım yeterince bir fikir verecektir. "Kur'an'ı öğrenin ve okuyun." (Tirmizi, Fedaili'l Kur'an, 2), "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir." (Tirmizi, Fedaili'l Kur'an, 15), "... İki kişiye gıpta edilir. Birincisi Allah'ın kendisine Kur'an öğrenme imkânı verdiği kişidir. Bu kişi, gece gündüz Kur'an okur ve hükümleriyle amel eder." (Müslim, Salatü'l Müsafirin, 266), "Kur'an'ı güzel ve zahmetsiz şekilde okuyan kişi, şerefli ve sadık yazıcı meleklerle beraberdir. Kur'an'ı heceleye heceleye güçlükle okuyan kişiye ise iki sevap verilir." (Tirmizi, Fedaili'l Kur'an, 13), "Kur'an'ı sesli okuyan açıktan sadaka veren, sessiz okuyan da gizli sadaka veren kişi gibidir." (Tirmizi, Fedaili'l Kur'an, 20) "Kur'an'ı okuyunuz, çünkü Kur'an kıyamet gününde kendisini okuyana şefaat edecektir." (Müslim, Musafirin, 252), "Kim Allah'ın kitabından bir harf okursa ona bir hasene vardır. Haseneye ise on misli sevap verilir. Ben 'elif-lâm-mim bir harftir demiyorum, elif ayrı bir harf, lâm ayrı, mim ayrı bir harftir." (Tirmizi, Fedaili'l Kur'an, 16)

Fakat bütün bunlar demek değildir ki; okunan Kur'an'ın manasını anlamayalım, anlamak için gayret sarf etmeyelim; Arapça öğrenmeyelim, meal ve tefsir okumayalım. Hayır, böyle bir şey diyen yok ve olamaz da. Bizzat Kur'an "Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur'an'ın öğrenilmesini kolaylaştırdık. Haydi, var mı düşünen ve ibret alan?" (54/40), "Kur'an'ı tertîl ile, düşünerek oku." 73/4 derken kim bunun aksini söyleyebilir ki?

Haftaya "Manası anlaşılmadan okunan Kur'an'ın ne faydası ne de lüzumu vardır. Siz bilmediğiniz dilde bir kitap okuyarak vakit kaybeder misiniz?" söylemlerinin çok da masum söylemler olmadığı hususundaki düşüncelerimizi arz ederek, noktayı koyacağız.




Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

"Her şeyden önce Kur'an okumak "Sana vahyedilen kitabı oku." (29/45) ve "...

Bana Kur'an okumam da emredildi." (27/92) ayetlerinin emri ile Hz. Peygamber'in (sas) hayatı boyunca tatbik edegeldiği bir ibadettir. İbadetlerin dâisi ise Allah ve Rasulü'nün emridir. Bir diğer ifadeyle İslam'da ibadetler Allah ve Rasulü tarafından emredildiği için yapılır, yoksa beşer mantığı böyle bir ibadetin yapılmasını gerekli gördüğü için değil. Bu cümlede kastedilen mana çok açık: İbadet olarak kullara takdim edilen amelin illeti, sebebi, hikmeti; bunların akıl, mantık ve muhakeme tarafından tam anlamıyla kavranması veya kavranamaması, o ibadeti yapma veya yapmamada hakiki rol oynayamaz. Aksi bir kabul, Allah ve Rasulü'nün emrinin beşer tarafından sorgulanması manasına gelir ki; bunun imanla, kullukla uzaktan-yakından alakası yoktur. "

Kuran'ı Arapça lafzıyla analmadan okumanın ibadet olduğunu söylemekle bu adam Kuran düşmanı, Allah düşmanı. Delil olarak getirdiği ayetlerin ne dediğinin anlaşılmaması için devamını bilerek vermiyor. Allah'ın Resulü'nün (kendi kendine) Kuran okumasını, ibadet olarak lanse ediyor. Anlamadan Kuran okumanın hayat boyu yapılması farz olan bir ibadet olduğunu şiddetle savunuyor. Bunun için de ayetleri de bilinçli olarak parçalayarak veriyor. Allah'ın Resulü gerçekten kendi kendine mi okuyordu Kuran'ı? "Gizli, açık oku" derken, içinden sessiz veya dışından sesli okumak mı, yoksa gizli ve aleni tebliğ, öğretim mi kastediliyordu? 

Görüşüne destak yaptığı iki ayetin tamamını alalım ve bakalım bu ayetler neyi anlatıyor.

29/45: Sana Kitap'tan vahhiy olunı oku/ilet de salat'a/Din'e- imana bağlılığı gerçekleştir! Çünkü Salat'a / Din'e bağlılık her türlü çirkinliğin önüne geçer. Ve Allah'ın Zikri (sözü her şeyden) daha büyük /daha önemlidir. Sonuçta Allah yaptıklarınızı en iyi biliyor (yaptıklarınızı karşılıksız bırakmaz).

27/92: Ve bu Kuran'ı okumakla/ iletmekle emrolundum. Kim doğru yol'a girip yol alırsa kendine, kim de doğru yola girmeyip saparsa bilsin ki ben sadece bir uyarıcıyım.

Ayetlerin devamı, bu ayetlerdeki "oku" emrinin, kendi kendine, bireysel ibadet amaçlı oku anlamına olmadığını çok net olarak ortaya koyduğu gibi bu zihniyetin kötü amacını da çok net olarak orta yere seriyor.   

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
kurankuran
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 135
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kurankuran

Yukarı dön Göster kurankuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kurankuran Ziyaret kurankuran's Ana Sayfa
 
ebruli
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 24 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 30
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebruli

kuranı anlamadan arapçasını okuyanlar genelde huzur buldukları için yapıyorlar.buna saygım sonsuz;çünkü bu insanın içindeki boşluğu doldurma biçimi.kimi müzik dinler kimi şiir dinler kimide kuran dinler huzur bulur.ama bunu allahın emri ve sewap kazanma yöntemi olarak sunmak çok yanlış bakın ramazan  boyunca hatimler yapılıyor habire yasinler tabarekeler ammeler okunuyor.kadınlar toplanır birtanede mahallenin hocası mutlaka vardır.hoca kadın arapça okur da okur diğerleride takip eder.90 larda ben 10 yaşlarında falanım.annem benide götürürdü. ya arkadaşlar o zamanları düşünüyorumda ne körlük yarabbim.seneler naıl geçmiş öle. zikirler çekilir 10.000 selavat çek allah çek beynimiz uyuşurdu.şimdi bakıyorumda allaha şükür inşallah dahada iyi olucak ve insanlar bilinçlenecek ama ben çokta ümitli değilim şimdi bile çewremde bana karşı çıkan o kadar çok kişi varki.kalıpları sökmek çok zor.
kuranı arapça okuyorum huzur buluyorum diyenlere eyvallah ama allah ahirette ben sana kitap gönderdim,şimdi okuduğunu anlat dediğinde möö gibi bakmak istemiyorum.
inşallah insanlar allahın verdiği aklı kullanır ve doğru yolu bulur

Yukarı dön Göster ebruli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebruli
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Karikatürün verdiği mesaj güzel ama  anlamı bilinerek okunan ve yaşanan Kur'anın en büyük barikatçısı ve düşmanı olan bu kıptıyoz tipler sittin sene anlamazlar bunu.
Veyl olsun Kurana yapamadıklarını onu anlama ve yaşama çabasında olanlara yöneltenlere..

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
feridun_45
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Gönderilenler: 166
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı feridun_45

selam...

 

arkadaşlar insanlara geri zekalı muamelesi yapmaya gerek yok..allah anlarsınız dedikçe yok arapça bilmek lazım yok saptırır..sapıtanların gerekçeleri kuranda açıklanmış..mesele samimiyetle okumakta..

 

eğer samimiyetle okuyan saparsa demekki(haşa) allah yalan söylemiş..

 

ve son söz:kuran arapça inmemiştir..dolayısıyla kimsede anlama yolunu arapçaya ve kendine çıkarmasın...her samimi müslüman yavaş yavaş samimiyeti oranında anlayacaktır.zaten bu allahın vaadidir.ve kuran herkese kendi diliyle inmektedir..

peygamber ölmeden önce en büyük problem olacak olan vahyin KİTAPLAŞTIRILMASINI  hallederdi...yada allah böyle bir emir verirdi..

 

kuranın ortaya koyduğu allahın yapın yada yapmayın dediklerinde kurandan hiç haberi olmayanlar bile hem fikirdir..örn:hırsızlığın yada zulmün doğru olduğunu kim kabul edebilirki

 

asım kardeş..şu kitabın arapça okunması kapısını açtığımız anda şeytan :'' huzur bulma,başka günah şeylerle uğraşmama '' gibi sebeplerle içeri alabildiğince girecektir ve bu vebaldir ...

 

selametle kalınız

Yukarı dön Göster feridun_45's Profil Diğer Mesajlarını Ara: feridun_45
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba,

Konu makalenin "Zaman" gazetesinde yayınlanmış olduğuna pek şaşmadım. Zira cemaat içinde yer alan insanların bir çoğu ne kadar samimi ise de, gittikleri yol ortada. 1. kaynakları : Hadis, 2.kaynakları:Risale 3. Kaynakları: Fethullah Gülen vaaz kasetleri

Durum böyle olunca da, adına "tecvid" dedikleri, şarkımsı hava katılarak Kuran'ı manasından uzaklaştırmak için böyle makalelerin yazılmasına da şaşmamak gerekir.

Şimdi, bir dönemdir düşünüyorum, evet gerçekten de Kuran'ı güzel sesli birisinden dinlemek, hoşuma gidiyor mu?, evet. Peki aynı şekilde, çok güzel bir türkü de hoşuma gidiyor. ancak arada bir fark var, türküyü dinlerken, yazılma şartlarını, o durumda yaşananları düşünebiliyor, onlar gibi olabiliyorum, ve daha da bir zevkle dinliyorum.

Ancak, Kuran ne bir şiirdir, ne de bir şarkı. Kuran içinde, emir, tavsiye, yasak, uyarı, kıssa, hatırlatma,vs olan, insana hem bireysel hem de sosyal anlamda rehber olacak bir Allah kelamıdır. Ayetleri ille de şarkı gibi dinleyelim diyorsanız, buyurun güzel bir bahar sabahı, kuşları dinleyin, bir akşam esintisinde yaprakların hışırtısını mesela. Bir dere kenarında, suyun taşların üzerinden akıp giderken çıkardıkları, hışırtıyı dinleyin. Kuran ben bu mudur? Hayır, Hayır, Hayır.

Barış Manço gibi derim ancak, hayır, hayır, 100 bin kere hayır, inanmıyorum sana.

Şahsım adına ben, ayetleri arapça okurken bile, türkçe konuşuyormuşum gibi okuyorum ve arapça bilmesem bile, dillerin tarihten gelen bütünlüğü sebebi ile az buçuk anlayabiliyorum bile. Tabiki bunda meal okumamın da etkisi var. ancak tecvidli kuran okunmasında, güzel bir şarkının verdiği etkiden öteye geçemiyor.

Bu örnek şuna çok benzer: Yüksek sesle, sağa sola ritmik hareketler ile baş sallanarak, Allah diye zikir çekenlerin aldığı haz ile, yüksek müzik ortamında sağa sola baş sallayarat dans edenlerin aldığı haz arasında sonuç itibari ile pek fark yoktur. Çünkü iki durumda da hazza sebep olan, başın belirli ritmik hareketlerle sağa sola sallanmasıdır ki, Kuranın şarkı tonunda okunmasının vermiş olduğu hazzın da, çok güzel bir şarkının vermiş olduğu hazdan farkı yoktur.

Neden mi? Kuranda öyle ayetler var ki, aklı ile anlayıp, düşünen bir insanı titretecek nitelikte, korku salar insanın içine. Peki bu ayetler o güzel sesliler tarafından, şarkı tonunda okunurken, anlamı bilmez insan, ne yapar hep mutlu olur. HAYIR!!!

Ayetler yeri gelir insanı ağlatır, yeri gelir güldürür, yeri gelir yere kapaklandırır, içini titretir, acizliğini hatırlatır.

Yorumlardan birinde, abdest alıp, Kuran okumak ifadesi kullanılmış. Bu konuya da kısaca deyinelim. Allah'ın temizlenmek diye nitelendirdiği bu eylemi, abdest adı altında, kutsallaştırmışlar. Abdestli uyursa insanın, ölümünde şehit olabileceğine kadar vardırmışlar.Subhanallah. Kuran evet, kutsaldır, çünkü Allah kelamıdır. ancak Kuran'a saygı, ondaki ayetleri hayatımıza tatbik etmekle olur ancak. Başka türlü değil. Adına abdest dedikleri, bu daneli tesbihler kadar kutsadikleri şey, bir de afedersiniz ama zorttirik dediğinde bozulabilen çok hassas bir durum. Öyle ise, kurufasulye yendiğinde, okunabilitesi çok düşük bir Kitap haline gelir.

Rabbim müslüman olarak ölmek isteyen herkese, samimi bir şekilde, kelamını okuyup, anlamasını ve HAYATINA TATBİK etmesini nasip eder inşallah.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Merhaba arkadaşlar,

Bu toplumda yara olan bir konudur. 

Kur'an arapçadan başka bir dilde okunmaz demek, çok büyük bir iftiradır. Cehalettir. Siz ingilizce bilmeyen bir kişiye, ingilizce kitap okutuyormusunuz, veya okutursanız ne mantığı olur. Örneğin Rusçanın, Yunancanın alfabesi farklı, ama öğrenmesi bize göre Arap alfabesinden kolay. Şimdi Rusça, Yunanca alfabeyi öğrenelim ve böyle bir kitabı anlamadan okuyalım. ve bir de bundan sevap bekleyelim. Ne kadar gerizekalıca bir durum değil mi?  Allah insanlardan bunu ister mi?

Bu gelenekçi takımının Kur'an meali okumaktan insanları uzaklaştırmasının sebebi şunlar olabilir.

Geleneksel din anlayışı  Kur'andan  ziyade sünnete dayalı. Sünnete uymanın mükafatı peygamberin şefaatine nail olmak. Kur'an bu anlayışı reddetiyor. Ne peygamberin, ne meleklerin şefaat yetkisi yok. Necm suresini, Bakara suresini okuyun. Yok.  Böyle bir şeyi Hristiyanlar Hz. İsaya  ve hristiyan azizlerine izafe etmişler. Bize de onlardan geçmiş. Peygamber şefaati, evliya şefaati falan. İnsanlar ahirette torpil peşinde ve bundan dolayı bir sürü hurafeyle başı dertte. Şimdi Kur'anın mealini okuyan şefaate inanmaz. Çünkü böyle bir şey Allaha iftira herşeyden önce.

En azından bu konuma gelmiş bir müslüman üzerine hurafe baskısı kurulamaz. O hocalar, o insanları sömüremez. Din aydınlık, güzel bir inanç olur. Bugünkü gibi bazı insanların çok korktuğu öcü bir kavram olmaktan çıkar.

 

Kur'anın mealinin iniş sırasısında okunması daha doğru. Böyle bir meal piyasada bir tek Ali Bulaç ın var. Ali Bulaç ın bu mealinde iniş sırasına göre Hz Osman tertibini esas alınmış. Bir de iki alimin daha sıralaması var. Biri İbni Abbas diğerinin ise Cafer üs Sadık ın tertibi. Her üç sıralamada da bir iki surenin yeri değişik.  Anlam kaymasına sebeb olmuyor.Anlaşılırlığa halel gelmiyor.

 Mealin iniş sırasına göre okunması daha doğru. Gerçekten bizim geleneksel dini bilgimiz çoktu. İlmihaldi, hadisti, Kuran dı. Bundan dolayı benim bir sıkıntım olmadı ama geleneksel tertibe göre meal okumuş insanlardan çok şikayet aldım. Anlamıyorum diye. Veya çok saçma sapan yorumlar alıyorum, geleneksel sıralı meallerde. Adam tevbe suresini İslamın hoşgörüsüzlüğüne yorumluyor. inanan kadınında, erkeğin de cennetle mükafatlandırılacağı belirten ayetler var. Adam kalkıyor huri muhabbetine. Saçmalıyor, zırvalıyor. İyi niyet, iyi yaklaşım yoksa adam bu meal olayını kaldıramıyor.

Sonra Ali Bulaç ,Hz. Osman tertibini esas almışsa, Hz. Osmanın toplattığı kitabın iniş sırasında olması gerekiyor. Bu Topkapı sarayındaki, ayrıca Özbekistandaki Kur'an hangi sırada acaba. O zaman bu geleneksel sıra nereden geldi. Benim bu konuda şüphelerim var. Tamam Kur'ana kimse ekleme, çıkartma yapmadı. Ama çarkıfelek gibi surelerin sırasını değiştirdi. Ondan sonra çık işin içinden. Benim bu geleneksel sıranın bir Emevi oyunu olduğundan örneğin Mervan Bin Hakem in bir oyunu olduğundan şüphelerim var.Çünkü adamla ilgili Hz. Hafsanın Kur'anını yaktırma rivayeti var.  Bu geleneksel sıranın peygamber tarafından ve Kur'an dışı vahiy ile yapıldığına şüpheyle yaklaşıyorum. Çünkü hem Allah bu apaçık kitaptır diyecek. Hem   anlamak için oku diyecek. Anlamanız için Arapça indirdim diyecek. Ondan sonra surelerin  birini çine, ötekini maçine gönderecek. Okuyanın kafasını karıştıracak. Anlamak için hadislere muhtaç edecek.

Medine şartlarında inmiş ile Mekke şartlarında inmiş surelerin ne kadar farklı olduğunu konuyu bilen bilir. Bu iş bana mantıklı gelmiyor. İnsanlar anlamasın diye birilerinin oyunu bence. Konuya ihtiyatla yaklaşıyorum, ama çevreden edindiğim intibalardan sonra da vardığım düşünce bu.

Şimdi dersiniz ki hadi Emeviler bunu yaptı. İnsanları Hadislere muhtaç etmek için, peki Şii kesimden niye bir ses çıkmadı. Çünkü onlar da sünni kardeşlerinin hadis kitapları (Buhari, Müslim vb) gibi, ehli beyt rivayetlerinden oluşan kendi hadis kitaplarını ( El Kafi, Nehcül Belaga vb) ve mezheplerini oluşturdular. Kur'anın bu geleneksel sırası işlerine geldi. Ondan ses çıkarmadılar.

Gerçekten Hz. Osmanın sırası ile İbni Abbasın sırası arasında bir iki sure dışında fark yok.  Demekki Kur'anın iniş sırası çok büyük bir doğrulukla biliniyor.

Sıradan insanın Kur'an bilgisi yok. Din adına bir iki zayıf hadis duymuş. Adam diyor ki bu Kur'an da var. Mesela geçenlerde Neymiş efendim Hz. Muhammed dokuz yaşında kız la nikah kıymış. Bu Kur'anda varmış. Bunlarla uğraşıyoruz. Adam üfürükten duyduğu hurafeler için bu Kur'an da var diye bir de ahkam kesiyor. Benim sinir sistemimi temelinden oynatıyor.

Her anne baba ister geleneksel, ister modern. Kur'anın iniş sırasnda mealini önce kendi okumalı, sonra çocuklarına okutmalı. Kur'anın hatim edilmesinden ve çocuklara hatim ettirilmesinden bu anlaşılmalı. İniş sırasında Kur'an Meali okumak. Gerçekten o zaman Kur'an yüce Allahın dediği gibi. Apaçık bir kitap.

 

Herkese selamlar.

 

 

 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Kur'an ve mana müzakerelerinin masumiyeti



Geçen iki hafta manasını anlamadan okunan Kur'an meselesini sadece ibadet perspektifinden değerlendirmiş ve bu hafta yazıyı bağlayacağımızı söylemiştik. Farklı düşünenlere saygım olmakla beraber "manası anlaşılmadan okunan Kur'an'ın sevabı yok" cümlesi ile özetlenebilecek düşüncelerin çok masum olduğuna inanmıyorum.

Bu yaklaşımın insanın kutsalla olan ilişkisini koparan sekülerleşme, modernleşme, Batılılaşma sürecine destek veren veya şuurluca kullanılan argümanlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Çok keskin ve net bir ifade oldu belki ama gözlemlerime dayanan düşüncelerimi dile getiriyorum bu cümlelerle. Şöyle ki; dün bir kenara, bugünü konuşacak olursak, öncelikle mevcut yapıya bakalım. 2008 yılı rakamlarına göre 6,694 milyarlık dünya nüfusunun 1,627 milyarı Müslüman. Toplamda dünya nüfusunun % 24'üne tekabül eden bu rakamın sadece % 20'si Arap ülkelerinde yaşıyor. Her bir Arap'ın Kur'an'ı anlayacak ölçüde ana dillerine vâkıf olduğunu kabullensek, karşımıza çıkan sonuç şudur; demek bugün Allah'ın kelamını ana dili olması hasebiyle anlayabilen kişi sayısı 327 milyon 400 bin kişidir. Kaldı ki bu oranlar tarihin hemen hemen her döneminde bu seviyede kalmıştır.

Şimdi siz böylesi bir yapı içinde "manası anlaşılmayan Kur'an okumanın ne lüzumu ne de sevabı var?" dediğiniz anda alternatifini sunmanız gerekir ki bunun iki alternatifi vardır. Bir; herkesin Kur'an'ı anlayabilecek ölçüde Arapça öğrenmesi. Bunun muhali talep manasını taşıdığını söylemeye gerek yok sanırım. İkincisi; Kur'an'ın asli, orijinal halini bırakıp tercüme, meal ve tefsire yönelme. Bu ise geleneksel Kur'an algısında, kutsal kitap-kul ilişkisinde ciddi bir kırılma demektir.

Neden kırılma? Çünkü ortaya atılan bu düşünce sadece Kur'an'ı ibadet kastıyla okumama ile sınırlı kalmamaktadır ve kalmaması da gayet doğaldır. Çünkü kapı bir defa kırılmıştır ve bunun tetikleyici rolü ile başka konular devreye girmektedir. En basitinden kadın-erkek inananların sosyalleşme ihtiyacını bir ölçüde gideren haftalık bir araya gelip Kur'an okumalar, her cuma akşamı veya ölüm yıldönümlerinden ahirete irtihal etmiş yakın-uzak akrabalar için Kur'an okumalar, hatim yapmalar, kabir ziyaretleri ve yine bu ziyaretlerde okunan Kur'an'lar, bu yaklaşımla manasını yitirmektedir. Ne Fatiha'ların, ne Yasin'lerin, ne Amme cüzlerinin manası vardır! Çünkü manası anlaşılmamaktadır. Tercüme veya mealler de aslı Kur'an'ın yerini tutmamaktadır. O halde!

İşte bize masum bir düşünce değil, sekülerleşme sürecinde insanın kutsalla ilişkisini kopartıyor dedirten manzara budur. Ve maalesef bugün İslam dünyasının çeşitli yerlerinde az veya çok meseleyi böyle algılayan bir kesim vardır. Geçen iki yazıda da ısrarla ifade ettiğim gibi, bu yaklaşım "Kur'an'ın manası anlaşılmasın" demek değildir. Kur'an elbette bütün insanlığa dünyevî ve uhrevî hayatlarında rehber olsun diye gönderilmiş kitabın adıdır. Sevdiğim bir tabirle "Allah'ın tarihe müdahalesinin adıdır Kur'an." Bu ise onun manasının anlaşılması ile mümkündür. Fakat bu, Kur'an'ın ibadet olarak orijinal haliyle okunmasına mani değildir ve olmamalıdır. O bizi hayata bağlayan, Rabb'imizle irtibatımızı temin eden en büyük, en önemli ve yeri başka hiçbir şeyle doldurulamayacak olan ürvetü'l-vüskadır. Alternatifini oluşturmadan, geride bırakacağı boşluğu ne ile dolduracağına karar vermeden, onun fert ve toplum hayatında meydana getireceği yaranın nasıl tamir edileceğini düşünmeyen devrimci zihniyetin bunları anlaması zor olabilir. Zaten ibadet dilinin değişmesi gerektiği de bu yaklaşımın bir uzantısı değil midir?

Gördüğünüz gibi herkesin kabullendiği "Kur'an'ın manası anlaşılmalıdır" ile başlayan masum söylemler "manası anlaşılmayan Kur'an okunmamalıdır; ibadet dili Türkçe olmalıdır" noktasına kadar uzandı. Üç haftadır ifadeye çalıştığımız da işte bu. a.kurucan@zaman.com.tr




__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats