HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KURANDA HERŞEY YOKTUR DİYENLERE.... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

     Bugün sizlerle konuşmak istediğim konu, bizlere kuran yetmez, çünkü kuranda her şey yoktur, özet bilgi içerir diyerek İslamı yaşamak ve anlamak için beşerin birçok kitaplarına bizleri yönlendiren, kuranın yetmeyeceği tezini savunan düşüncenin, doğru olup olmadığını kurandan arayıp, aslında her şeyin kuranda nasıl olduğunu göstermek istiyorum.

     Bizler İslamı o kadar yanlış bir yolda yaşıyoruz ki, bunun farkına varmak için kuranı birkaç kez anlayarak okumak yeterli olacaktır, bir şartla okumalıyız, ön yargısız ve Rabbim e dayanıp kuranın ipine sarılmak şartıyla. Bu yazıyı okuyan kardeşlerimden tek bir ricam olacak, daha önce geleneksel İslamın öğrettiklerini Kuran ayetleriyle karşılaştırdıktan sonra, Allahın sözleriyle bize aktarılan hadisler birbirine uymadığında lütfen eeee peygamberimizin hadisleri ne olacak? Ne yani peygamberimiz postacımıydı demeyiniz. Peygamberimiz Allahın ayetlerine ters düşecek bir şey söylemeyeceğine göre, demek ki o söz peygamberimizin sözü değilmiş deme zamanı geldi artık sanırım. Kuran özet bilgidir ve orada her şey yoktur diyenlere bakın Rabbim ne cevap veriyor.

Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır

İsra suresi 89. ayet; Yemin olsun, biz bu Kuran'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.

 Bunlara benzer onlarca ayet yazabilirim, bakın hepsi ne diyor? İnsanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk diyor. İnsanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık diye çok açık ve net belirtiyor. Şimdide şu ayet hakkında düşünün lütfen.( Enam suresi 104. ayet; Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.) Burada bahsedilen gönül gözü ne olabilir dersiniz? Elbette KURAN. Kuranda her şey yoktur diyenlere sormak isterim, acaba Rabbim bizlere gönül gözü, rehber olsun diye indirdiği kuran açık ve detaylı değilse, nasıl bizlere rehberlik edecek ve gönlümüzün açıkgözleri olacak? Akıllarını ve düşünme melekesini birilerine teslim edenler, kiraya verenler elbette bunun farkında olamayacaktır, Allah böyle durumlardan bizleri korusun.

    Şimdide Kuranda her şey yoktur diyerek verdiği örnekleri tek tek kuran süzgecinden geçirelim. Önce şunu söylemeliyim. Bizler dinimizi kurandan öğrenmediğimizden bizlere öğretilenleri kuranda bulamadığımızda ne yazık ki bakın işte bunlar ya da şunlar kuranda yok. Demek ki kuranda her şey olmuyormuş düşüncesiyle farkında olmadan beşerin kitaplarını hâşâ kurandan üstün tuttuklarının farkında bile değiller. Hâlbuki formül o kadar açık ve net ki, Allah ayetinde ne diyordu? (Zühruf Suresi 44 Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.) Peki, dostlar Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutacağım dedikten sonra, acaba hâşâ sözünde durmazda kuranda olmayan, hiç bahsedilmeyen başka şeylerden de sorumlu tutar mı dersiniz? Bunları söylerken bile üzüntü duyuyorum ama hala birileri anlamamakta ısrar edebiliyor.

 

  Kuranda her şey yoktur diyenler şu örnekleri veriyorlar;

 

-        Kuranda namazın nasıl kılınacağı, hangi duaların okunacağı ve rekât sayısı yoktur, demek ki bakın her şey yazmıyormuş kuranda.

-         

-        Hacca gittiğimizde neler yapacağız detaylı anlatılmamıştır, örneğin şeytan taşlamayı kuran yazmaz, demek ki her şey yokmuş kuranda.

-         

-        Zekâtlarımızı nasıl vereceğiz, ne kadarını vereceğimiz yazmıyor, demek ki kuran her şeyi yazmıyormuş.

-         

Konuyu daha fazla uzatmamak için devam etmedim daha çok şeylerin olmadığını iddia ediyorlar, ama her nedense bunun tersini düşünmeyi yani yanlıştan doğruya gitmeyi hiç düşünmüyorlar. Ne demek yanlıştan doğruya sözü derseniz birlikte yapalım. Bize bir söz söylendiğin de onu test ederiz inanmadan önce. Örneğin birisi ben 18 yaşını doldurdum derse kanıtlamasını isteriz ve çıkar bakalım nüfus kâğıdını deriz ve baktıktan sonra doğruysa inanırız. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Peki din ve iman adına bizlere söylenen sözleri neden kontrol etme gereği duymuyoruz dersiniz? Yoksa kontrol edilecek veri, bilgi, güvenilecek rehber elimizde yok mu?(HÂŞÂ) Ya da elimizdeki rehber çok açık ve net değil mi de bizler böyle bir kontrol mekanizmasına müracaat etmiyoruz? Hani Allah bizleri kurandan hesaba çekecekti ne oldu Rabbin bu sözü? Unuttuk mu, hatırlamak mı istemiyoruz? Madem birileri kurandan her şeyi bulamadıkları için tedirginler, acaba kimler Rabbin katında çok güvenlide onun sözlerine iman edelim? Bu konuda emin olan var mı aramızda. Hangi mezhep imamının sözleri Rabbin korumasında bilen varsa söylesin de aydınlanalım. Rahman güveneceğiniz, dayanacağınız yalnız ben varım dedikten sonra, nasıl olurda bunun tersini söyleriz. Kimin takvaca üstün olduğunu, kimin doğru yolda olduğunu Allah yalnız ben bilirim diye bizleri uyarıyor, nasıl olurda birilerini veliler edinip ardına düşeriz ve kuranda olmayan sözlerini Allah emri diye alırız, doğrusu anlamakta zorlanıyorum.

 

   Şimdide gelelim kuranda olmadığını söyledikleri konulara. İşin ilginci onlara tam tersi soruyu sormak gerekirken, bizler Kuranı savunmaya kanıtlamaya geçiyoruz. Hâlbuki Rabbim sizleri kurandan hesaba çekeceğim demişken, onlara sormak gerekir, sen kanıtla senin kuranda olmayan ve inandıklarının Allah emri olduğunu demek gerekir. Neyse biz yinede zoru seçelim ve anlatalım Allahın izniyle.

   

    Kuranda en çok bahsedilen konulardan biriside namazdır. Allah hem çok bahsedecek hem de bunun nasıl olacağını izah etmeyecek doğrusu buda ilginç bir yaklaşım ve savunma tarzı. Namaz kılmak İbrahim peygamberden bu yana her topluma farz kılınmıştır. Örneğin Bakara suresi 83 ayetinde İsrail oğullarına da namazın farz olduğunu söyler kuran. Ali İmran 39. ayette namazın bizden önceki ümmetlere farz olduğunu anlarız. Namaz kılarken yapacağımız hareketleri Allah bizlere anlatmış tır. Bakın Meryem anamıza nasıl namaz kılacağını hatırlatıyor tamamen şeklini bile tarif ederek. (Ali İmran 43: Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.) Yani Allahın huzurunda saygıyla ayakta dur, buna kıyam duruşu diyoruz. Devamında da yine secde ve rüku duruşunu anlatıyor. Tevbe suresi 112 ayette de namazın en önemli unsurlarını söyler ( …rükû edenler, secdeye kapananlar…) (Hac sur. 26: Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.) Ayet ne kadar güzel açıklıyor, hatta İbrahim peygamberimizden bahsederek. Kabeyi hazırlaması için emir verdiğinde o evi tavaf edenlerin nasıl namaz kılacağını bile açıkça söylüyor. Kıyamda duranlar yani ayakta saygı duruşunda duranlar, rükû yani saygıyla eğilenler Allah önünde, secde edenler yine Allahın karşısında saygıyla yerlere kapananlar dua edenler için hazırlanıp temizlendiğini belirtiyor. Daha bu konuda birçok ayet var ama anlayana bunlar yetecektir sanırım. Şimdide genel olarak düşünelim tüm İslam âlemi namazı aynı şekilde mi kılıyor? Kuranın emrettiği ana konular hepsinde aynıdır değişmez, nedir bunlar? Kıyamda durmak yani Allahın huzurunda saygı duruşunda durmak, eğilmek rükû etmek ve secdeye kapanmak aynıdır. Peki, ne gibi değişiklikler var derseniz, örneğin bir kısmı kıyam duruşunda ellerini bağlamaz yana salar, bir kısmı bağlar. Bir kısmı şekil ve oturuş kalkışta küçük değişikler eklemiştir. Ama hiçbirine yanlış ya da hatalı kimse diyemez. Çünkü hepsinde istenen Allahın kıyam, rükû ve secdesi vardır. Şimdide bakın namazlarda hangi dualar okuyacağımız yazmıyor kuranda diyenlere cevap verelim. Allah müzzemil suresinde (O halde Kuran'dan, kolayınıza geleni okuyun!) diye açıklık getirir. Demek ki namazda okunacak duaların sabitlenmesi ve öyle okumazsan kabul olmaz denmesi asla mümkün değildir. Çok daha açık anlatmak gerekirse bakın Rabbim namazla benden nasıl yardım isteyin diyor ayetinde. ( Bakara 45: Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.) ( Bakara 153: Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir) Allah namazla kendisinden yardım dilenmesini istiyorsa namazlarda şurasında şu duayı okuyacaksın demek kurana asla uymaz. Rahman namazla benden yardım dileyin diyor ama birçok ayetinde de nasıl dileyeceği örneğini de veriyor. Birkaç örnek verelim.(Bakara 201: Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru.) ( İsra 80: Şöyle yakar: "Rabbim! Beni, gireceğim yere doğruluk-dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk-dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir güç/kanıt ver.) Demek ki namazlarımızda ne okuyacağımız bizlere kalmış, çünkü Rabbim öyle söylüyor. Bunu sabitleyip illaki şunu okuyacaksın kimse diyemez. Bakın oda açıklanıyormuş hem de ne kadar güzel, hiç sıkmadan, özgür bırakılarak içimizden geldiğince Rabbe yakarırcasına. Rekât sayısına gelince. Kuran hiçbir zaman Allahın huzurunda ne kadar kalacağını sınırlamamış ve bir miktar belirlememiştir, tek bir şartla. En kısa kılınacak namazı bizzat peygamberimiz eşliğinde tarif etmiş kıldırmış ve buda bir rekâttır. Savaş ve zorluk halinde kılınan namazı bizzat peygamberimiz eşliğinde anlatmıştır kuran onu da hatırlayalım. ( Nisa 102: Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.) Bizler bize öğretileni kuranda bulamadığımızda bundan sorumlu değiliz diyeceğimize, eeee bakın demek ki söylenen doğruymuş, demek ki her şey yokmuş kuranda deme gafletinde bulunuyoruz. Allah ben her şeyden örnekler verdim ki anlayasınız diyorsa gerçekten her örnek var demektir ama anlamak isteyene. Şimdi yazacağım ayet yukarıda verdiğimiz örneğin açıklayıcısı bir ayettir. ( Nisa 101: Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık bir düşmandır.) Demek ki zor anlarımızda namazın kısaltılmasının kolaylığını açıkça belirtiyor, peki diğer zamanlarda ne kadar kılacağımızı neden söylemiyor dersiniz? İşte onu da bizlere bırakıyor, tıpkı zekât konusunda bizleri serbest bıraktığı gibi o konuya gelince anlayacaksınız. Her izahı yapan Allah bizleri bu konuda sınırlamadıysa, bizlere rahmetiyle rahatlatıp özgür bıraktıysa, bizler bunu anlamayarak bakın her şey kuranda yazmıyor mu dememiz gerekir sizce? Eğer böyle bir emri olsaydı bizlere bunu da açıklar ve söylerdi, bunu aklımızdan çıkarmayalım ve sanki bunun açıklanmaması eksiklikmiş gibi göstermeyelim, yoksa Rahman a saygısızlık yapmış olacağımızı da aklımızdan çıkarmayalım. Bu konuyla ilgili sizleri düşünmeye davet edecek bir şey söylemek istiyorum. Allah sabah namazı vakti yani fecir vaktinde okunan kuran, kılınan namazda da kuran okunduğuna göre namaz, şahitlidir diye bildirir bizlere kuranda. Bu sözden bu vaktin önemli olduğu anlaşılır rabbin katında, Peki neden 2 rekât farz namaz kılarız bu rabbin özenle bahsettiği vakitte de, öğlen ya da diğer vakitlerde 4 rekât farz kılarız hiç düşündünüz mü? İşte kurana göre değil de beşerin öğretisine göre yaşamaya devam edersek, nereye varacağımızı Rabbin huzuruna gittiğimizde göreceğiz, bence herkes aklını başına almalı gibi geliyor bana, ne dersiniz?

  

   Hac konusuna gelince, insanlar beşerin öğretisini beyinlerine o kadar kazımışlar ki, onu kuranda bulamadıklarında ne yazık ki eksik diyebilmektedirler. Şeytan taşlamak kuranda geçmiyor diye kuranı yeterli görmeyenler, hala haçta şeytan taşlarken yapılan izdihamdan ölenlerden ders almamış görünüyorlar. Bakın Allah Hac konusunda o kadar çok detayı vermiş ki kuranda. Bakara suresi 189 ayette haccın vaktini ayın hareketlerinden belirlendiğini açıklıyor. Bakara suresi 158.ayette hacca gidildiğinde sefa ve Merve tepelerinin ziyaret edilmesinde bir sakınca olmadığı açıklamasını yapıyor. Düşünün tepelerin seyahatinden bahseden rabbim, şeytan taşlama konusunu söylemez miydi olsaydı. Burada kurban kesileceğini belirtiyor. Hacca gittiğinizde cinsel ilişkiye girmeyeceksiniz diye belirtiyor ayetinde. Savaşmak yasaktır diyor. Bakara 199. ayetinde Kabeyi dönerek tavaf edilmesini söyler Allah. Bakara 203. ayetinde de hac ziyaretini isteyen iki günde bitirebilir onlara günah yoktur der, geç dönene de günah yoktur diye açıklar. Ama bizler her ne hikmetse yüksek maliyetlere çıkarmak için sanki haftalar ve günlerle planlamalar yapılarak böylece herkesin gitmesini de engellediklerinin farkında bile değillerdir. Allah hac zamanının bilinen aylardadır diyerek açıklamasına rağmen ( haram aylardan bahsederek) onu görmezden gelip, peygamberimizin hayatında bir kez gittiği hac gününden başka günün kabul edilmeyeceğini söyleyerek bu kutsak görevin önüne koskoca bir duvar örmüşlerdir, sebep olanların hesabı çetin olacaktır eminim. Dünyadaki tüm Müslümanları bir güne sığdıran zihniyet aklın ve mantığın zihniyeti değilse, Yüce rabbin emri zaten asla olamaz, artık bunun farkına varmanın sizce zamanı gelmedi mi dersiniz? Bakın Allah hac görevi için kuranda onca açıklamayı yaptığı halde, hala kuranın açıklamalarını yeterli bulmayanlara ne söylemek gerekir acaba? Yorumu sizler yapınız.

 

 

    Zekât konusuna gelince. Kuran ben her şeyden nice açıklamaları değişik ifadelerle verdim diyorsa bu konuda da açıklama yapmıştır, önce acaba beşerin bu konuda öğretisi nedir onu hatırlayalım. Hatırlarsınız bizlere altının, paranın, ziynetin 1/40ını zekât olarak vereceksiniz diye öğrettiler. Köylünün ektiği ve biçtiği mahsulünde 1/10 unu vermesi gerektiği öğretildi şimdiye kadar. Garip köylüm parası ve altını olandan dört kat fazla zekât vermekten hiç erinmedi, itirazda etmedi hep verdi. Bazen düşündü acaba ben neden fazla veriyorum diye. Büyüklerimiz öyle söylemişse vardır bir hikmeti dedi ve sustu. Ama keşke Rabbin bizler için indirdiği rehbere bir baksaydı gerçekleri nasıl görecekti o zaman. Bakın Rabbim nasıl zekât vereceğimizi ne kadar güzel açık ve net bizlere söylemiş, ama hala anlamayanlara sözüm yok. ( Bakara 219:… ." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.) Sizce bu ayetten her şey anlaşılmıyor mu? Kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin dedikten sonra, hala eeee bakın ne kara vereceği yazmıyor denir mi? Diyorlar işte söyleyecek bir şeyde bulamıyorum doğrusu.

   Demek ki kuranda her şey varmış, zaten var olduğunu söyleyen ben değilim, Yüceler yücesi rabbim. Allah bunu söylemesine rağmen acaba bunun tersini söylemek nasıl bir düşünce olabilir? Allah kuranda insanların yaptığı yanlışları anlatır ve onlardan örnekler verir. Bu şekilde de bizlerin aynı hataya düşmemizi engellemeye çalışır, bizlere kitaplar ve elçiler gönderip uyarır. Sizlere sormak isterim, kuran o kadar ince detaya bile girer ki bakın birkaç örnek sizlere, yazacağım bu detayları yazan bir kitap için hala her şey yoktur denir mi takdirinize bırakıyorum. Allah namaz kılarken okuyacağımız duanın ses tonunun ne şekilde olacağını anlatır. Ne çok yavaş ne çok hızlı orta bir kararda okuyun der. Aynı anneyi emen sütkardeşlerin birbiriyle evlenemeyeceğini belirtir. Sizce çevrenizde bir düşünün kaç kişiyi ilgilendirir bu konu, onu bile yazıyor kuran. Yolda kasıla kasıla yürüme diye ikaz eder bizleri. Bir annenin çocuğunu 24 ay emzirebileceğini anlatır. Mirasımızı nasıl dağıtacağımıza açıklık getirir. Birbirimizden borç alınca hem yazın hem de şahitler olsun der. Daha neler neler. Allah bunları atlamadan yazıyor ve önemsiyor da, birilerinin dışarıdan öğrettikleri kuranda çıkmayınca mı kuranda her şey yazmaz deniyor, el insaf lütfen artık kendimize gelelim, eğer uyumaya ve körlüğe devam edersek Allah bir gün bizlerin cezasını da vereceğini unutmayalım.  Çok güzel bir söz geldi aklıma. (Geçmişi hatırlayamayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar.) Geçmişte yapılan hataları Allah kuranda açıkça verir, bunları masal olsun diye anlatmaz. Kuranın 3/2 si böyle ibretlerle doludur. Eğer masal okur gibi okurda ondan ibret almazsak oradaki kavimlerin sonunu bizlerde yaşarız Allah korusun. Kuranda her şey yoktur özet bilgidir demek, Allahın bir güneş ve rehber olsun diye gönderdim dediği kurana apaçık bir saygısızlık yapılmış olacağını unutmamalıdır. Rabbimden dileğim geçmişinden ders alan, gönül gözleri açık, gönlü mühürlenmemiş kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
ertugruldi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 26 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 52
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ertugruldi

Eline sağlık kardeş, güzel yazmışsın. Yalnız ben bir- iki noktaya değinmek istiyorum, şçyle ki: (hangi suredeki hangi ayet olduğunu şimdi veremeyeceğim) '...sabır ve namazda yardım arayın....' deniyor. Sen, 'namazda benden yardım dileyin şeklinde anlamışsın, ki bu bence yanlış bir yorum oluıyor.

İkincisi, yine hangi sure hangi ayet veremeyeceğim, ama istenirse arar bulurum, şöyle bir ayet var Kuran-ı Kerim'de: '....namazın mı engel oluyor ya Şuayb...'

Demek oluyor ki, namaz, Hz. İbrahim'den de daha önce yaşamış olan Hz. Şuayb döneminde kılınıyordu. ALLAH teala Kuran'da kılınış şekliyle ilgili hiç bir şey söylemediyse, bu, kılınan namazın şekline müdahale etmek istemediği için olmalıdır.

Selametle....

Yukarı dön Göster ertugruldi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ertugruldi
 
akdeva
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 17 mayis 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı akdeva

Selamlar,
Yazacağım yazı geniş bir bilgi birikiminin,derin bir araştırmanın ya da bol bol okumanın bir ürünü değil malesef.Bunu baştan belirtmek istedim çünkü bu yazı,sayın Haluk Gümüştabak'ın yazısını okuduktan sonra bugün yaşadığım bir olayı anlatmak,duygularımı paylaşmak isteğimden başkaca bir şey değil.

Her zamanki gibi okul kantininde otururken,arkadaşım Kuran'da geçmeyen bir konuyla ilgili olarak bahsettiği hükme uymam gerektiğini söyledi.Arkadaşımla daha önce mezheplerle ilgili bir tartışmaya girmiş ve kendimi ifade edemediğim için(bilgi düzeyim de düşük olacak ki)susmak zorunda kalmış ve oldukça üzülmüştüm.O olaydan sonra ne zaman dinsel konulardan söz açılsa susmayı yeğledim,üstü kapalı anlatımlarla konuları geçiştirdim.Bu sefer bilgi birikimim eskisi kadar kötü değildi,artık birtakım şeylerin farkındaydım ve susmak söz konusu olamazdı.Arkadaşıma bahsettiği konularla ilgili Kuran'da böyle bir hükmün olmadığını söyledim.O da peygamberimizle ilgili çok kitap okuduğunu ve onun yaşantısında bu tür uygulamaların bulunduğunu anlattı.Hz.Muhammed'in yaşamı Kuran ile asla çelişmez,dediğin konu Kuran verileriyle uyuşmuyor dedim,Kuran'da her şey yazılı değildir dedi.İrkildim.Kuran;Allah'ın Kuran'da bizlere bildirdiği gibi açık-seçik,detaylandırılmış,insanlar okuyup anlasınlar diye her türlü örnekle donatılmıştır,o halde bu sözü söylemen Kuran verileriyle ters düşmektir,dikkatli olmalısın dedim.Bu defa Kuran'ın konularla ilgili sadece kaba hatları içerdiğinden söz etti.Bir önceki cümlemi yineledim,kaba kelimesini kullanmamalısın dedim.Bu benim fikrim,insanların kendi fikirlerini bana dikte etmeye çalışması hiç hoşuma gitmez deyince,bunlar benim söylemlerim değil,ben sana Kuran ayetlerini söylüyorum,Kuran'da bir konu hakkında Allah böyledir dediyse,senin fikrin-benim fikrim deme hakkımız artık yoktur dedim.Sinirlendi,beni hakkın olmadığı halde suçluyorsun dedi,hayır arkadaşım dedim,ben seni sadece arkadaşın olarak tüm samimiyetimle detaylı olarak tarif edilen Kuran'a kaba dememen için uyarıyorum,biraz düşünmen için sana ricada bulunuyorum.Kaba kelimesini çarpıtıyorsun dedi,söylemek istediğin o olmasa bile dikkatli olmalısın,bu önemli dedim.Tüm bunların benim söylemlerim olduğunu yineledi.Dedim ki o halde izin ver sana ayetlerin tam metinlerini getireyim,hem de hepsini,beraber bakalım.
Bu sırada tartışmaya katılmayan ama bizi dinleyen diğer arkadaşım,bana döndü ve;sen gerekli tüm açıklamaları yaptın,eğer inanmıyorsa bu onun kararıdır dedi.Tartıştığım arkadaşımın suratında aynen öyle diyen o ifadeyi alenen görünce,haklısın arkadaşım dedim,ağzımdan başka da hiçbir şey çıkamadı.
Konu ancak ilgili ayetleri getirirsem açıklığa kavuşur,asıl sonuca ayetlerle ulaşırım dediğim yerde konu kapatıldı.
Kuran ayetleri yine hiç merak edilmedi.

(İşgal ettiğim yer için özür dilerim,ancak hayatımda bunu paylaşabilecek başka birini malesef bulamadım.)
Esenlik dileklerimle.
 
 
 


__________________
"Gerçek şu ki insan,öz benliği üzerine yönelmiş keskin ve derin bir bakıştır."(Kıyamet,14)
Yukarı dön Göster akdeva's Profil Diğer Mesajlarını Ara: akdeva
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Halukgta yazdı:

Namaz kılmak İbrahim peygamberden bu yana her topluma farz kılınmıştır.

Sayın Haluk bey;

Kur'an ın nasıl bir kitap olduğu noktasındaki düşüncelerinize katılmakla birlikte, yazınızdan yukarıya alıntı yapmış olduğum bölümdeki iddianıza ait delillerinizi öğrenebilirmiyiz? Haliyle bu iddianızla birlikte 4/163 ve 42/13 nolu ayetleri nasıl değerlendirebiliriz?

"Biz, tıpkı Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’e, Yunus’a, Harun’a, Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik." 4/163 (ynö)

"Sizin için, dinden Nuh’a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: “Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın.” Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir." 42/13 (ynö)

Ayrıca "namaz" konusu başka bir başlık altında müzakere edildiği için, burada tekrar girmeye lüzum yok zannedersem.

Teşekkür ederim.

Muhabbetle... 

 



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

  Sayın ertuğruldi dostum, Bakara 45. ayet konusunda yazdıklarımı değişik meallerden aktarayım isterseniz.

Elmalı meali: Bakara45: Bir de sabır ve namazla yardım isteyin. gerçi bu ağır gelir; ancak saygılı kimselere değil.

Bakara 153:Ey iman edenler, sabır ve namazla yardım isteyin! Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.

Yaşar Nuri..: Bakara 45:Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.

Bakara 153:Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir

Diyanet Meali: Bakara 45:Sabrederek ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah'a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.

SELAMETLE  Halukgta

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın Öğrenci98 kardeşim yazımda geçen (Namaz kılmak İbrahim peygamberden bu yana her topluma farz kılınmıştır.) sözüme açıklık getirmemi ve delilimi istemişsiniz. Ayrıca Nisa suresi 163 ayet ve şura suresi 13. ayet hakkında düşüncemi sormuşsunuz. Nisa 163. ayetinde Allah Nuh ve daha sonra gelen peygamberlere de vah yettik diyor ama neleri vah yettiği konusunda açıklama yapmıyor. Biliyoruz ki Allah her dönemin özelliğine göre vah yediyor ayetlerini. Örneğin Kuranda bunu açıklayarak biz bir ayeti nesih edersek daha iyisini getiririz diye açıklar. Dikkat ederseniz diğer ayette de (Sizin için, dinden Nuh’a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: “Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın.) Bakın burada detay yok, nelerin bildirildiği açıklanmıyor. Nuha önerdiğini,sana vahyettiğini, ibrahim....... önerdiklerinin ve neden bildirdiğini belirterek dinin dosdoğru tutulmasını ve bölünmememsini emrediyor. Daha açıkcası hepinize aynı şeyleri bildirdim anlamında söylemiyor, ama biz bildirdik diyor.

  Gelelim benim namaz konusunda neden İbrahim peygamberden bu yana dediğime. Allah bizlere indirdiği dinin yeni olmadığını ve İbrahim peygamberden bu yana gelen dinin devamı olduğunu söyler ayetinde. Hatta dahada açık söyleyerek İbrahim peygamberin bizlerin atası olduğu açıklamasını yapar. Kabeyi ona hazırlatarak onun çevresinde namazın nasıl kılınacağı ve tavaf edileceği İbrahim peygambere açıklandığını kuran bizlere bildirir. Bu ve buna benzer birçok ayetler sözlerimin kanıtıdır. SAYGILARIMLA

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Sayın Haluk bey, cevabi yazınız için teşekkür ederim.

İlaveten;

A- "Ayet" ve "Ayat" kelimeleri hakkındaki düşüncelerinizde ayırım sözkonusu mu? Değilse "Ayet" kelimelerinin hiçbiri Kur'an da inzal olunan vahye karşılık gelmeyip, parelelinde nasih-mensuh olayını inzal olunan vahiylerde arıyorsak neden 2/106 ve 16/101 ayetlerinde de "Ayet" geçmektedir?

B- 4/163 ile 42/13 ayetlerinden Nuh(as.)'dan bu tarafa vahyedilen mesajın niteliğinin değişmediğini vermiyorsa, 15/9 ayetinde neden korunan mesajın "Kur'an" değilde daha genel bir kavram olan "zikir" ifadesi yer almakta?

C- Ayrıca  15/9 da geçen "zikir" kelimesinden hareketle 21/24 ayeti bu düşüncenizi değiştirebilir mi?

"Yoksa O’nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: “Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir’i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.” " 21/24 (ynö)

Teşekkürler.

Muhabbette...



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
ertugruldi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 26 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 52
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ertugruldi

Haluk bey:

Und sucht Hilfe in Geduld und Gebet; Bakara 45 ; O die ihr glaubt, sucht Hilfe in Geduld und Gebet Bakara 153

(Kaynak: kuran.gen.tr sitesi Almanca Kuran)

Seek help in patience and prayer; Bakara 45-Pickthal çevirisi (İngilizce)

Seek help in steadfastness and prayer; Bakara 153 (aynı yer)

Arapçası da şöyle: Vesteiynu bis sabri ves salah

Bu ayetleri mealcilerin çoğu sizin dediğiniz gibi çevirmiş. Dolayısıyla sizin versiyonunuz doğru olabilir. Karşılaştırma şu siteden yapılabilir:

http://receppiskin.blogcu.com/meal/ 

Bu sitede 20 farklı meal alt alta var.

Yukarı dön Göster ertugruldi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ertugruldi
 
ertugruldi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 26 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 52
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ertugruldi

Yani, İngilizce ve Almanca meallerden 'sabır ve namazda yardım arayın' anlamı çıkabilir ise de, diğer mealcilerin tümü sizin dediğiniz gib yorumladıkları için sizin dediğiniz doğru olsa gerektir diye düşünüyorum...

selametle....

Yukarı dön Göster ertugruldi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ertugruldi
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın öğrenci 98 kardeşim;

Değindiğiniz nokta çok güzel, Allahın insanlar için bazı değişmeyen kuralları her devirde aynı olduğunu anlıyoruz. Bunlar toplumu doğruya iletecek genel sözler ve fikirlerdir. Buda devrin yaşamına ve ihtiyaçlarına göre bildirilmiştir. Örneğin iyi bir insan olmak için gerekli yol. Yardımlaşma konularında açıklanan söylemlerdir, bunlara isterseniz zikir de diyebilirsiniz. Zikrin sözlük anlamı anma, söyleme, sözünü etme anlamlarındadır. Elbette tüm bunlarda vahiydir, yani Allahın sözü ayetlerdir. Burada söylediğiniz gibi tek bir kitaptan değil bahsi geçen tüm kitaplardan bahsediyor.

 Sayın arkadaşım Enbiya suresi 24. ayette Rabbin peygamberimize söyletmek istediği ana tema, yani diğer kitaplarla kuran arasındaki değişmezlik ve birliktelikte hiçbir fark yoktur. Tek fark sizinde yazdığınız bakara 106. ve Nahl 101 ayetlerinde açıklanmıştır. Tabi bizler daha önceki kitaplar hakkında nelerin nesih edildiğini çok fazla bilemiyoruz. Doğrusu karşılaştırma imkânımız da pek fazla yok, çünkü elimizde diğer kutsal kitaplardan kuran gibi tek bir nüsha yok.

   Özet olarak söylemek gerekirse Kuranda genel anlamda kullanıldığı gibi kurandan bizzat bahsederekte kullanılmıştır. SAYGILARIMLA

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats