Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
...Furkan suresi 30 ayete gelince bakın Allah ne diyordu? (Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kuran'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular) Siz burada peygamberimizin mahşer günü dikkat edin yalnız indiği kavme değil, tüm Müslümanlara şahit olarak çağrıldığında söyleyeceği bir sözü, yalnız indirildiği toplum için söylediğini anlamışsınız. Bunu nereden çıkardınız? Böyle bir açıklamamı var? Siz eğer kavim sözcüğünü dar bir anlamda anlarsanız sizin anladığınız gibi anlaşılır ki bu anlatıma benzer birçok ayet bulabilirsiniz...
Merhabalar
Sayın Halukgta;
Yukarıya alıntı yapmış olduğum yazınızda, Muhammed(as)'ın beşer değilde farklı özelliklerle donatıldığı iddianız var gibi. İnsaf! Sen ki, bulunduğun odanın duvarı arkasındaki yaşanan bir olaya şahit olamazken, bin küsür sene evvel ölmüş bir beşerin(Muhammed 'as') bugün yaşayan bir insana nasıl şahit olacağını düşündünüz mü hiç? Bu anlayış Allah Resulunu yarı ilah pozisyonuna koymuyor mu (haşa)?
O zaman bir Kur'an öğrencisi olarak, sizden şu ayetleri okumanızı ve üzerinde düşünmenizi isterim;
"Allah şunu da söyledi: “Ey Meryem oğlu İsa! Allah’ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?” İsa dedi: “Haşa! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan birşeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen gaybları çok iyi bilensin.” "
"“Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka birşey söylemedim: ‘Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten herşey üzerine bir Şehid’sin, bir tanıksın.” " 5/116,117 (ynö)
43/44 ayeti ile ilgili ise, Asım beyin dediği gibi, yeryüzünde yaşayıpta Kur'an ın varlığından bile haberdar olmadan ölmüş sayısız insan sözkonusu. Peki siz nasıl olurda bu insanları Kur'an dan sorumlu tutarsınız? Ayrıca dünyada şu anda konuşulan bütün dillere Kur'an tercüme edilmiştir gibi bir iddiada bulunabilir misiniz?
Bahsi geçen bu ayetin(43/44) son kısmında yer alan cümlede, "...ve sevfe tuselun: ileride sorulacaksınız" ifadesinde, "anhu" veya "minhu" ifadesi varmı ki, siz kalkmış "ondan" veya "bundan" gibi ilaveler yapıyorsunuz?
İlaveten "kavm/kavim" ile "ümmet/toplum" kelimeleri arasındaki farklarıda, inşaallah incelersek sözlüklerden kolayca bulabiliriz?
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Sayın arkadaşım önce bahsettiğimiz Furkan suresi 30 ayette geçen kuranın devre dışı tutulmasıyla ne anlatılmak isteniyor ona bakalım. Ben ne demiştim. Kuranda öyle ayetler vardır ki o zamanı ve devri anlatırken tüm insanlara hitap eder ve tüm âlemin dersler almasını sağlar. Allah bizlere peygamberlerin hayatlarından örnekler verdiğini nasıl açıklar? Onlarda sizler için bir ibret vardır der. Şimdi diyebilir miyiz onların hayatından bize ne? İşte bende bunu söylüyorum. Allah dikkat edin peygamberimizin sağlığında ona indiriyor bu ayeti, öldükten sonra değil. Elbette kuran ayetlerinin tümü o gün yaşayan Araplara inmiştir. Elbette kuranı devre dışı tutma çabaları o günkü Arapların sapkınlıklarıydı. Ama nasıl olurda yalnız bu ayetin o günkü insanlara söylendiğini anlatırsınız. Peygamberimiz sağken neyin şahidi olsun her şey yaşanıyor ve kayıt altına alınıyor. Peygamberimizin şahitliği konusuna gelince, siz acaba Allahın peygamberleri şahit olarak çağıracağız sözünden birebir insanların neler yaptığı konusunda mı şahitlik yapacağını sandınız? Sayın arkadaşım peygamberlerin şahit olacakları tek bir konu vardır oda size tüm bu kitapları, ayetleri, sözleri insanlara iletin diye vermedim mi? Diye soracak. İşte soracağı tek bir soru budur. Yoksa ölen bir insan yaşamış olduğu dönem için bile birebir insanlardan nasıl sorumlu olurda bu iyi, buda kötü bir insandır der. Allah söylemiyor mu kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim diye. Size sormak isterim peygamberimiz yaşadığı dönem için neyin şahidi ki, peygamberimiz yaşarken mahşer günü söyleyeceği sözü Allah ayet olarak indiriyor? Bu söz nasıl olur yalnız o döneme ders olsun diye indirildiğini söylersiniz? Size hatırlarsanız ne demiştim? Kuranı devre dışı tutanların sayısı, peygamberimizin devrinden kat kat daha fazladır günümüz de.
Verdiğiniz örneğe gelelim bakın İsa peygamberimiz ne diyor? (Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: ‘Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.) İşte bu kadar arkadaşım, peygamberlerin görevi Allah tan aldığını iletmek, şahit olacakları da bunlardan başka hiçbir şey değildir. Bakın size bir örnek vermek istiyorum şahitlik tanıklık konusunda. ( Araf 172:Hani Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.) Bakın nasıl örnek veriyor Allah, kıyamet günü biz bundan habersizdik demeyesiniz diye resuller, kitaplar gönderdim diyor. İşte peygamberlerin tanıklığı da yalnız ve yalnız bundan başka ne olabilir? Bakın tanıklık konusunda bir örnekdaha geri giderek Allah ın verdiği örneklere bakalım. ( Bakara 140: Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.) Bakın Sayın arkadaşım Allah tan bizlere ulaşan tanıklığı gizleyen yani insanlara doğruyu anlatmayan zalimdir diyor Allah. Sizce burada ne anlatılıyor? Elbette Allah ın peygamberler aracılığıyla gönderdiği kitaplardan bahsediliyor. Ama en güzeli bu bilgileri başkalarına anlatmayan, gizleyen, yaymayan zalimdir diyor. Şimdide bakın birkaç ayeti arka arkaya yazacağım acaba burada Allah ne demek istiyor olabilir?
Bakara 141: İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız. 142: İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar." 143: İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık……)Şimdi bu ayetlere bakalım, ümmetler yani toplumlar gelip geçti, herkesin kazandığı kendine, onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu değilsiniz diyor. Devamı daha da güzel bakın artık resullerin tebliği toplumdan topluma insanlar vasıtasıyla anlatılıyor. Allah toplumun içindeki aklını işletmeyenlere kızarak, insanlar içinden bazı beyinsizler fitneler sokacağı örneğini veriyor. 143. ayet ise sorumuzun da cevabı. Allah tebliğ edilen tüm ayetleri, emirleri için, tebliğ alanları tüm insanlara tanık olarak kabul ediyor. Bunun yayılması, anlatılması görevinin olduğunu belirtiyor ve devamında da diyor ki, resul de sizin üstünüze tanık olsun.Ben Müslüman’ın diyen, kuranı tebliğ alan herkes Allahın tanığıdır. Resullerde insanların üzerine tanıktır. Peki, insanlara nasıl bir tanıktır dersek? Allahın indirdiklerinin dosdoğru tebliğine tanıktır o kadar. Peygamberlerin mahşer günü yapacağı tanıklıkta bundan ibarettir. Rahmandan aldıklarını insanlara nasıl tebliğ ettiği üzerine ancak tanıklık yapabilir. Allah söylemiyor mu zaten, Kitap indirdiklerimizi hesaba çekeceğiz, elçileri de hesaba çekeceğiz diye.
Gelelim yeryüzünde kuran ın tebliğinden haberdar olmayanlara. Doğrusu bunun içinde çok güzel ayetler var ama bunu neden sorduğunuzu anlamadım. Elbette Allahın adaleti Rahmanın tebliği ulaşmamış hiç kimseyi sorumlu tutmaz bunu çok açık belirtiyor, ama eğer bu tür insan sayısı çoksa bizim işimiz o kadar kötü demektir. Çünkü Allahın ayetlerini yukarıda yazdığım ayette olduğu gibi insanlara iletmek yani tanıklık görevini iyi yapamıyoruz demektir, buda sınıfta kaldığımızın resmidir. Allah Nisa suresi 98 ve 99. ayetinde kendisine hiçbir yol bulamayanların farklı olduğu açıklanır. Elbette bu insanlara Allah ın tebliği ulaşmaması gerekir ki kendilerine bir yol bulamamış olsun, yoksa tebliğ edilmişse sorumludur. Bakın onlar için ne diyor. (Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.) Zaten tebliğ edilmeyen bir konudan nasıl sorumlu olabilirler ki?
kendisine tebliğ ulaşmayanlar sorumlu değildir dediniz...
kendisine haber ulaşmayanlar her hangi bir şeyden sorumlu olmayacak ise bu büyük bir kurtuluştur...
yani gerçek müjde budur...
peki zaten sorumlu olmayan ve kurtulacak olan bu insanları neden sorumluluk altına almaya çalışalım ki...
adam zaten kurtulacak sa ona haber ulaştırıp sorumluluk altına girmesine neden olalım ki...
hem hazır kurtulacak öyleyse ona değil kendi halimize yanalım...
nerden haber aldık almasaydık keşke...
bak işte haberimiz olduğu için biz şimdi sorumluyuz ve ceza verilecek bir sürü yaptığımız şey var...
halbu ki habersiz olsaydık oh ne güzel...
her istediğimiz yapardık ...
ceza da verilemezdi bize...
ye iç yat ne canın isterse yap ...
günah sevap umurumda olmazdı...
ahirette de haberim yok tu derdim hop direk cennete...
bence haberi olanlar kimseye haber vermesin ...
boşuna milleti sorumluluk altına sokmayalım...
peki haberli olanlara bu durumda haksızlık yapılmış olmuyor mu...
haberi olmayanlar kurtulup haberi olanlar sorgulanıyor ise...
bana niye haber verdiniz demez mi adam...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Değerli arkadaşım yazımın tamamını lütfen okuyun, ben sorumlu olmaz derken Allah ın kurandan ayetini yazdım ama orada benim sözlerimdeki rahatlık yok sanırım, ne dersiniz yan gelip yatın anlamımı çıkıyor Allah ın sözlerinden? Siz düşündüğünüzü yapmakta serbestsiniz, hatta kuranı ulaşmayanlara anlatmadaki fikir ve düşüncenizi uygulayıp uygulamamakta size kalmış. Ayrıca neden insanları uyaralım diyorsunuz, uyarmamızın tek sebebi bu görevi Allah bizlere verdiği içindir bunuda unutmayalım. Bakın ayeti tekrar hatırlatayım. (Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.) Siz bilirsiniz eğer bizler kurandan hesaba çekilmeyeceğiz diyorsanız bu benim sorunum değil sizin sorununuzdur. Ben tüm kurandan sorumlu olacağımı biliyorum, başkasınada bu bilgimi zorla kabul ettirmek gibi bir düşüncem zaten yok. Daha doğrusu aklı olana indirildiğini söylediği kurandan ben bunu anlıyorum. Hoşçakalın dostum.
İlginç yaklaşımlar sergiliyorsunuz. 2. sayfada Allah Resulunun sadece kavmine değil bütün insanlığa şahid olduğunu iddia ettiniz. Sonra 5/116, 117 de İsa(as)'nın kavmi ve beraber yaşadığı insanlar ile ilgili şahitliği ortaya çıkınca, meseleyi farklı taraflara çekmeye çalışıyorsunuz. Ardından konuyla alakasız, hicretle alakalı 4/98,99 ayetlerini konuya müdahil edip yine başkalaştırmaya çalışıyorsunuz. Aslında, kesinlikle herkesin sorumlu olduğunu iddia ettiğiniz bu kitaptan, ne sorsam sorayım bilebilirsiniz herhalde. Hani bu kitaptan sorumlusunuz ya nasıl bilmeyeceksiniz ki?
Sizinle bu konuda pek anlaşacak gibi görünmüyoruz.
Hoşçakalın.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamlar,
Asım kardeşin atıf yapmaya çalıştığı “ilahi
vahiyiler insanı mesul tutarken vahyi almayanlar mesuliyetli değilse!!!???...
Mesuliyet/sorumluluk insana ruh/bilinç verildikten
sonra başlar. Vahiy insana zaten sorumlu olduğu şeyleri hatırlatır, dünyasını
düzene koymasını âhiretini kurtarmasını söyler…
Bir anlamda iyiliğin/iyilerin yanında olmayı,
kötülüğün/kötülerin karşısında olmayı hatırlatmak içindir…
İlahi vahyi mustazafı (garibanı, yoksulu, açı,
muhtacı, yetimi, öksüzü, kimsesizi, köleyi, sakatı, acizi, ezimişi, hor
görülmüşü, vb…) korumak için gönderiliyor…
Zalime yapma diyor hatırlatıyor, yaptıklarını er
yada geç ödeyeceksin diyor…
Vahyi alsın almasın, herkes Allah’ın ilham ettiği
takva ve fücur gereğince sorumludur…
İlahi vahiyler temiz olanların imanını artırır,
zalimlerin inkârını artırır…
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
İlahi vahiyler aklı başında tüm insanları sorumlu tutar, tek bir şartla. Eğer o insana Allah ın tek yaratıcı olduğu ulaşmadıysa, tebliğ edilmediyse onu sorumlu tutamazsın, çünkü bu bilgi onda yoksa nasıl sorumlu olur? Zaten Allah ta insanları yarattığından bu yana değişik dönemlerde uyarıcılar göndermiş ve unutulan gerçekler hatırlatılmıştır. Bakın ne güzel söylemişsiniz vahiy insana sorumlu olduğu şeyleri hatırlatır diyorsunuz. İşte o vahiy ister peygamberler vasıtasıyla ister vahyi alan insanlar vasıtasıyla ulaşmayan heryere ulaşmasını sağlamalıdır. Hristiyanlıktaki misyonerliğin de aslı budur zaten. Bizler de onların yaptığı gibi misyonerlik yapıp İslamı yayacağımıza onları seyrediyoruz.
Verdiğiniz örnekler nekadar güzel vahiy insanları daha güzel yaşamaya, birbirine yardıma sevk eder. Kötülüğün önünü kesmeye çalışır, insanları iyiliğe sevk eder. Yine söylediğiniz gibi kötüyü uyarıp bunu yaparsan cezalandırırım diyede ikaz ediyor. Tüm bunları vahiyle aldığımızı söylüyorsunuz buraya kadar güzel ama bakın sonunda ne demişsiniz? ( Vahyi alsın almasın, herkes Allah’ın ilham ettiği takva ve fücur gereğince sorumludur…) Doğrusu bu kısmı iyi anlayamadığımı söylemeliyim. Hani vahiyle doğru yola ulaşıyorduk? Ama sonunda vahyi alsın almasın Allah ın ilham ettiği takva gereği sorumludur demişsiniz. Allah akıl vermiş ve onu kullanma özgürlüğünüde bizzat insanlara bırakmıştır. Yoksa şeytanı neden aramıza salsınki? Allah isteseydi hepimiz doğru insanlar olurduk. Allah madem ilham ediyor bazı şeyleri bize neden peygamberler, kitaplar gönderiyor dersiniz? Kuranın geldiğinden habersiz bir insan Allah ın emrettiklerini nereden bilsinde yapsın? Burada bizlere tebliğ görevi düşmüyorda bir habersiz insanmı sorumlu oluyor?
İlahi vahiyler temiz olanların imanını artırır, zalimlerin inkarını artırır demişsiniz. Siz kuranın tebliğ edilmediği, kuran ışığından habersiz, onun rehberliğini almamış bir insanın nereden biliyorsunuz nasıl bir insan olacağını? İçine Allah güzellikleri ilham etmeliydi diyerek onu kötü adammı ilan edeceğiz? Balta girmemiş ormanlarda hala neredeyse taş devrini yaşayan, ilkel kabilelerin olduğu gerçeğini biliyoruz. Nasıl olurda ona sen domuz eti yiyorsun, kan içiyorsun, leş yiyiyorsun diye kızabiliriz? Neden oruç tutmuyorsun, namaz kılmıyorsun deme hakkımız var. Zekat vermediğin için iyi bir toplum olamamışsın diyen çıkarmı dersiniz aramızdan? Hangimiz Allah emridir hadi bakalım hacca gidin diyebiliriz? Okulda öğretmen öğretmediği bir konuda bizleri imtihan edebilirmi? Eğitim esnasında böyle bir imtihandan geçeniniz varmı? İşte arkadaşlar Allah ın adaleti okadar yüceki indirdiği kitabın tüm insanlara ulaşma görevini biz tebliğ alanlara veriyor, ama herhalde bizler bu görevi pek üstlenmek istemiyoruz sanırım. Birileri kuranın yanına koydukları beşerin kitaplarını ulaştırmada çok maharetli görünüyorlar. Biz hanif müslümanız sözünü sanırım yanlız ağzımızda sakız yapmış birbirimizle konuşuyoruz. Allah ın kelamını tüm aleme ulaştırmak gibi bir çabamız yok sanırım Allah korusun. Eğer öyle yaparsak Kuranın yanına koydukları kitapları büyük bir zevkle ulaştıranlar aramızda cirit atar. Bizlere düşen ulaşabildiğimiz tüm insana Allah ın kelamını anlatmaktır. Muhabbetle
Sayın öğrenci rumuzlu arkadaşım cevabınızda şöyle söylemişsiniz. ( Aslında, kesinlikle herkesin sorumlu olduğunu iddia ettiğiniz bu kitaptan, ne sorsam sorayım bilebilirsiniz herhalde. Hani bu kitaptan sorumlusunuz ya nasıl bilmeyeceksiniz ki? ) Burada birazda manalı söylediğiniz herkezin, yani her iman edenin sorumlu olduğu kitap sizce Kuran değilmidir bunumu söylüyorsunuz? Bana bu kitaptan soracağınız her soruya cevap vermem mümkün değil, bu soruya peygamberimiz bile cevap veremediyse ben nasıl cevap veririm. Bizlerin cevap verecği apaçık olan muhkem ayetlerden başkası olamaz. Birde Allah ın örnekler verdiği, peygamber hayatları ve ibretlik olaylardan kıssadan hisseler alabiliriz kendi aklımız nispetinde. Yüzlerce yıldır her dönemde yeni mucizeleri görülen bu kitap sanırım mahşere kadar keşvi bitmeyecektir. Siz bu kitaptan sorumlu değilsiniz herhalde buna üzüldüm doğrusu. Bunu birkez daha düşünmenizi tavsiye ederim. Muhabbetle
Rabbimizin biz ademoğullarını yeryüzüne halife olarak ataması ve yaratılışımızda bizlere takvamızın ve fücurumuzun ilham edilmesi(91/8), direkt olarak bizleri birbirimize, canlılara, eşyaya ve neticede Rabbimize karşı sorumlu tutmaktadır.
Bahsi geçen 43/44 ve 25/30 ayetlerinde peygamberin kavminden bahsetmekte. Bir kavmin bireylerinin ortak ilk özelliği aynı lisanı kullanmaları değilmi? Lütfen söylermisiniz, siz Arap'mısınız? Sizin herşeyiyle sorumlu olduğunuzu söylediğniz bu mesajı, ancak mütercimin yaptığı çeviri kadar bilmiyor musunuz? Sorumluyum dediğin mesajın sadece çevirisinden anlayabiliyorsan bu nasıl bir sorumluluktur ki, ilginçtir ki bir çok çeviri var ve çoğu önemli noktasıda birbirinden farklı!
Ama bizler diyoruz ki, yaratılıştaki yapımız gereği Rabbimize karşı sorumluyuz. İnsanlık tarihi boyunca Rabbimizin inzal buyurduğu vahiyler ise rahmetinin ziyade boyutudur. Son mesaj Kur'an da aynı bu doğrultudadır. Bizler için yol gösterici bir klavuzdur. Hayatımızda bir ışıktır. Bu mesaj şu anda olmasaydı bile yinede yapımız gereği Rabbimize karşı sorumlu olacaktık.
Teşekkür ederim.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Sayın arkadaşım bizleri Rabbimize karşı sorumlu tuttuğu nedir? Elbette kuran. Peygamberimizin Arap olması ve kuranın Arapça inmesini Allah izah ediyor, anlaşılması ve uyulması için. Türklere gelseydi Türkçe olacağı gibi. Tercüme konusuna gelince, eğer beşer elleriyle kendi menfaatleri için değiştiriyorsa kuranın tümünden vazmı geçmemiz gerekir, yoksa gerçekten söylediğiniz gibi bazı konuları değişik anlamlarda verilenlerin gerçek anlamlarını ortayamı çıkarmaya çalışlmalıyız? İşte sorunda buradan kaynaklanıyor.
Doğrusu sizin şu sözünüzden neyi kasteddiğinizi anlayamadım.( Ama bizler diyoruz ki, yaratılıştaki yapımız gereği Rabbimize karşı sorumluyuz.) Bizim yaratılışımız gereği dediğiniz şeyler nelerdir? Demekki biryerlerde sorunlar varki Allah hem elçi hemde kitaplar göndermiş. Bakın ne diyorsunuz ki çok doğru. (Bizler için yol gösterici bir klavuzdur. Hayatımızda bir ışıktır.) Demekki bir sorun çıkmışki Allah yollarını doğrultsunlar diye kuranı, elçiyi gönderme gereği duymuş. Yazınızın sonunda söyledikleriniz daha önce ki sözlerinizle çelişiyor bakın ne diyorsunuz. ( Bu mesaj şu anda olmasaydı bile yinede yapımız gereği Rabbimize karşı sorumlu olacaktık.) Bu ne demek biliyormusunuz arkadaşım Allah kuranı boşuna göndermiş HAŞA. Sayın arkadaşım elçiler ve kitaplar gönderme gereği duyan Allah acaba o insanların içinde, yapısında böyle bir sorumluluk yokmuyduda şimdi hasıl oldu? Ben Kurandan herşeyiyle sorumlu olacağımı anlıyorum çünkü imtihan kitabı olduğunu, rehber ve ışık olduğunu söyleyen Allah bunuda boşuna göndermez. Selametle dostlar.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma