Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
yeniden merhaba İbrahimizm!!!
Şöyle bir durum söz konusu. Kuran ayetleri kuranı açıklıyor. Kuranın bütünlüğünde bağlantılar olduğu gibi kuranın dizilişinde yukarsıyla aşağısıyla bağlantılar söz konusu. Bu bakımdan kuranı okumaya başlayan kimse süreç içersinde ayetleri daha iyi anlayabiliyor.
Mesela ben zaman içersinde önceki ayetler üzerinde zaman zaman yeni düzeltmelere gitmek zorunda kalıyorum. Zira yeni okuduğum ayetler anlayışımı geliştiriyor. Misal olarak nisa 3. ayette meallerde hep o halde bir tane ile yahut elinizdeki cariye ile yetinin denirken ben o gün fevahideten ev ma meleket eymanukum kısmının yukardaki fenkihu emrinin mefulu olduğunu gördüm. O halde bir taneyle yahut elinizin altındakiyle evlenin diye yazdım Ama dipnotta da şu anki anlayışım bu diye not düştüm. yetinin şeklindeki eylemin metinde olmadığını sokuşturulduğunu gördüm (3-Eğer yetimler hakkında, adaleti koruyamamaktan korkarsanız diğer kadınlardan hoşunuza gidenlerini ikişer üçer dörder nikâhlayın. Eğer Bu durumda da adil davranamamaktan korkarsanız bir tanesini ya da elinizin altında olanı nikâhlayın. Bu zulmetmemeniz açısından daha uygundur.
Takdir edersin ki kuranın kavramlarını kurandan alacaksak hemen birinci ayette doğru anlamı veremeyebiliriz. Zira kültürdeki dil bizi etkisi altına almış. Bu bakımdan namaz yerine peşinen başka birşey yazmam ön yargı olurdu. Ben kurana her türlü ön yargıdan ve her türlü tepkisel bakıştan uzak yaklaşmaya çalışıyorum.
Namaz diye çevrilen kelimenin kuranda birçok farklı türevleri var. Bu türevleri doğru anlayabilmek zaman alacak. Yalnız şöyle bir durum söz konusu. Namaz kelimesi farsça bir kelime kurandaki karşılığı ise salat. Buda gösteriyorki biz dini anlarken farsların aşırı bir şekilde etkisi altında kalmışız. mademki salat kavramı anlayışımız bağlamında yeterince açıklayıcı olmamış namaz kavramı yerine keşke süreçte Türkçe bir kavram kullanılabilseydi diye düşünüyorum.
Benim şu aşamaya kadar tespit ettiğim salatı en iyi karşılayan türkçe ifade yönelim ifadesi oldu. Yönelim ifadesi hem amaç hem eylem anlamında yönelişi davranışı düşünceyi ortaya koyuyor.
Bu bağlamdan ben Enam 162. ayeti şöyle çevirmişim.
162-De ki: “Benim yönelimim, ibadetim, yaşamım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir”.
Bu bakımdan daha kuranın üçte birini dahi okumayı gerçekleştirememiş iken tüm kavramları doğru kavramam elbetteki söz konusu olamaz. Deşerlendirmelerim kurandan şu an öğrenebildiklerimdir.
Bu metodumda Ali imran 7. ayet benim için çok yol gösterici olmuştur. O ayetteki nuzul sebebi necranlı hiristiyanların kafalarındaki inancı kurana onaylatma çabası bugün maalesef birçoğumuzun düştüğü bir yanlış olabiliyor. Önceden bir mezhep ediniyoruz sonra da kuranda mezhebimizi delillendirmeye çalışıyoruz.
Halbuki ben ali imran 7. ayette söylenenin şu olduğunu gördüm. Kurana bir mezhebi anlayışla yaklaşılmamalı. Yani kendi düşüncemizi kurana onaylatmak için yaklaşılmamalı. Bu kuranı doğru anlayabilmenin ön şartıdır. Buna samimi olmak da diyebiliriz. İkinci şart ise dayanak olarak alacağımız kafamızdaki düşünce fikir mezhep arzu olmamalı dayanağımız kuran ayetlerinin açıklamaları olmalı. Şöyleki: rasihun bir şeyin yerini iyice bulanlar demektir. resehe yerini iyice tespit etmek bulmak anlamına geliyor. rasihune fil ilim olmak ise bilgi bakımından yerini iyice tespit etmek oluyorki Kurani bağlamda dayanağın Allahın ayetleri olması anlamına geliyor.
Yani kuranı samimi olanlar kafasındakini delillendirmek için değil Allahın muradını samimice anlamak için kurana yaklaşanlar anlayabilir. Bunun için kafamızdaki anlayışı delillendirmek yerine Allahın ayetlerini dikkate almamız gerekiyor.
Tevil kavramının anlamını ise bir şeyin hakikatini açıklamak olarak tespit ettim. Zira tevil kelimesi isim fiildir. Yani bir eylemin ismi. Türkçede mek mak eylem isimlerinde olduğu gibi mekli maklı karşılığı olmalı. tefil babından mastardır. sülasisi eveledir. Tefil babında evveline yani aslına ulaştırmak anlamına geliyorki bir şeyin hakikatini açıklamak demektir. Bu bakımdan Onun tevilini ancak Allah bilir demek Onun hakikatini açıklamayı ancak Allah bilir demektir. Ayet kuranı aöıklama yetkisini kendisinde gören necranlı hiristiyanlara reddiye niteliği taşıyor.
Yani ayet diyorki kuranı aöıklama yetkisi Allahındır. Farklı anlamlara çekilebilecek ifadeleri kafanıza göre anlamayın Allahın açıklamalarını dayanak alın. Yani mümine düşen Allahın açıklamalarını dayanak almak ayetleri kafasına göre anlamamaktır.
Ali imran
7-İlahi kelamı sana indiren odur. Onda muhkem ayetler vardır. Onlar ilahi kelamın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihlerdir. Kalplerinde eğrilik olanlar müteşabihlerine fitne çıkarmak ve onun[4] hakikatini açıklamak arzusuyla yönelirler. Hâlbuki Onun[5] hakikatini açıklamayı[6] sadece Allah bilir. İlme dayananlar ise“biz ona[7] inandık her biri[8]Rabbimizin katındandır” derler. Yalnızca aklıselim sahipleri hakkıyla düşünebilir.
Allah kuranı anlama noktasında samimi olan ve Allahın açıklamalarını dayanak alıp inandık hepsi rabbimizin katındandır diyen kullarından eylesin cümlemizi inşaallah. Amin
muhabbetler...
__________________ Samimi olanlar için aklın yolu birdir
|