Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
“Min dûnilléh”: Min ğayrilléh. Allah’tan başka, Allah’ın dışında, Allah sız/Allah olmaksızın, Allah değil de… falanlar..,
Bir tarafta Allah öbür tarafta diğerleri; Âliheh, şuraké’, evliyé’, şufeâ’…
Şirk/ şirket; paylaşmak, hissedar olmak.. Müşrik hayatını Allah ile değil de edindiği başka ilahlarla paylaşandır. İlahları Allah’a değil kendisine ortak yapıyor. Allah’ı değil de başkalarını hayatına sokuyor. Allahlı bir hayat değil de Allahsız bir hayat tarzıdır şirk. Hayatın içinde Allah’a yer yoktur şirk düzeninde. Şirk Allah’ın da içinde olduğu bir ortaklık değildir. Allah varsa öbürleri yoktur, öbürleri varsa Allah yoktur. Allah ortak kabul etmez. Şirk, içinde biraz da Allah’ın bulunduğu bir düzen değildir. Şirk Allahsız düzendir. Sanırım yanlışlık şirki anlamadadır, min dûnihi’nin yanlış çevirisinde değil. Gerçi yanlış anlayan ve çevirenler de olmuş. Mesela, Sayın Hakkı Yılmaz, min dunilléh’e “Allah’ın astları” diyor. Allah’ın astı üstü mü olur! Allah’a şirk koşmak, Allah’ın yetkilerini, vasıflarını başka ilahlara vermektir. Allah’la beraber başka ilahlara da tapmak değildir.
10/71- “Görüş birliği yapın ve şürekânızı toplayın!”
10/66- “… Bir takım ilahlara (şüraké’) tapanlar zandan başkasına uymuyorlar.”
16/86- “İşte şunlar, senin dışında/sensiz taptığımız ortaklarımızdır (şurakéuné).”
2/94- Deki, eğer ahiret yurdu (diğer) insanların dışında/diğer insalara değil de sırf sizinse… (min dûninnés..)
3/89- …”Allah’a değil bana kullar olun..”
7/81- “…kadınlara değil erkeklere mi…”
7/193- “Sizin Allah’tan başka /Allah’ın dışında /Allah değil de, taptıklarınız sizler gibi birer kuldurlar.”
7/205- “Rabbini (min dûnilcehr) alenen değil/aleni olmaksızın, içinden, boyun eğerek, ürpererek zikret/an!”
9/16- “Sanıyor musunuz ki Allah, sizin cihad edenlerinizi ve/Yani Allah’tan, Resulü’nden ve müminlerden gayrisini dost edinmeyenlerinizi ayırt etmeden sizi bırakı verecek!”
9/31- “Allah’ı değil din bilginlerini, rahiplerini rabler edindiler.”
27/24- “Allah’a değil de güneşe boyun eğiyorlar.”
34/41- “Dedler: seni tenzih ederiz, onlar değil /onlarsız sensin bizim velimiz.”
"Min dûnilléh": Allah'ı dışlamak, Allah'ı dışarda tutmak.
“İndellâh”: Allah’tan, Allah’ın, Allah’a ait, Allah’a göre olarak anlıyorum.
“İNDE”ye bir iki örnek:
Min indihi: Kendinden, kendi payına,
Eféda şeyen min indihi: kendinden bir şey ilave etti.
Alé indî: Bana karşı,
İndelbeyt: Evde,
İndettahqiq: tamı tamına,
İnde tulû’işşems: Güneş doğarken,
İndî dolarun vahid: Bende/benim bir tek dolarım var.
İndî: Bece,
İndeşşéfii: Şafii’ye göre,
Lem yekun inde ra’yihim: Onların bildikleri/beklşedikleri gibi değil.
Kéne inde zannihi: İyi niyetli davrandı.
Min indiyyétihi: Kandi aklından, kendi buluşu, kendi rızası.
66/11- …İz qâlet rabbi ibni lî İNDEKE beyten… : Rabbim! Bana cennette kendinden/rızandan/lutfundan bir ev bina et/dik!
|