Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam yusuf kardeşim,

notunda geçen "siz" ifadeleri "biz" olmadıkça, firavuna kölelik devam eder.

Bizi sağlayıp, kuranı hayatımıza tatbik etmedikçe, tarihteki güzel yazılar arasında hoş bir sedadan öteye geçmez yazın.

biz BİR olup, faize bulaşmadan maddi sorunlarımızı çözmüyorsak, çeyizsiz, düğünsüz derneksiz gençleri evlendiremiyorsak, bu düzendeki köleleri aramıza katıp, özgürleştiremiyorsak, biz BİR olup, bağımsızlığımızı ilan edip, hapishanelerde bizden öncekilerin çektiği işkencelerde hayatı okumuyorsak, bu güzel yazın yazılır durur sadece.

Siz önce BİZ olacak, o BİZler taşın altına yatacak, işte o zaman destan yazılacak.

Yoksa gerisi angarya...

Selametle,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ahzab 23 :

Elmalılı Hamdi Yazır

Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

evet, gerçekten de " biz " ;  " BİZ " olabilmeliyiz "...BİRR' in  kapsamına girebilmeliyiz...( 2/177) Kur'an merkezli din ve Allah odaklı yaşam biçimine kavuşmalıyız...Hayrullah kardeşimin dediği gibi, işte ancak o zaman hakiki bir destan yazılacak...

13 RA'D SURESİ :

M.İslamoğlu meali :

8. Allah, her dişinin karnında ne taşıdığını, rahimlerinin neyi ne kadar eksiltip, neyi ne kadar arttıracağını da bilir: zira her şey,O'nun katında bir ölçü ve gayeye bağlanmıştır.

9. O,bilinemeyen ve bilinebilen her şeyi, mutlak büyük ve mutlak aşkın olarak bilendir.

10.içinizden birinin düşüncesini gizlemesi ya da açıklaması hiçbir şeyi değiştirmez. yine, geceleyin köşe bucak gizlenip de gündüzün ortaya çıkan bir kimse,

11.önünden ve ardından takip eden koruma korteji var da, kendisini Allah'ın gazabından korur( diye düşünüyorsa, Allah onu da bilir). hiç kuşkusuz bir toplumun bireyleri kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez. ve Allah (hak eden)bir toplumu cezalandırmayı murad ettiği zaman, onu engellemek mümkün olmaz; O'ndan başka sığınacak bir merci de bulamazlar.

12. size korku ve ümidi( birlikte)yaşatmak için şimşeği gösterip yağmur yüklü bulutları sevk eden O'dur.

13. gök gürültüsü sınırsız bir övgüyle O'nun yüce kudretini dillendirmekte, melekler ise bunu derin bir tazim ve saygıdan dolayı yapmaktadır; dahası O,yıldırımları gönderip dilediğini ona hedef kılmaktadır; onlar ise, dilediğini ustalık ve ince bir planla gerçekleştirmekte mahir olduğunu bildikleri halde, hâlâ Allah hakkında tartışmaktadırlar.

Muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İŞTE AĞLATAN KLİP!

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam hasan öktem abi,

belki de zamanında verilmeyen haklarını aldıklarını düşünüyorlardır? gasp edilmiş haklarını?

yiyecek lokması olmayan, sürünen aç ve yoksul insanlar bu halleri ile adeta ölürken de DİĞERLERİ YAĞMALIYORDU ONLARIN HAKLARINI, tabiki daha "modern" yöntemlerle.

üzülmeyin, Allah'ın hükümlerine emirlerine yasaklarına sırt dönmüş, günahlara gömülüp gitmiş ve KENDİLERİNE ÖĞÜT VERENLERİ SEVMEYEN bu toplumun içine düştüğü rezilliklere ve çirkinliklere üzülemem. çünkü onlar bile bile yaptılar bunları, elleri ile ve belki dönerler diye bir kısmının sonuçlarını tadıyorlar..

birbirlerini öldürüyorlar, kan kan kan diye tutturuyorlar, haram helal demeden yiyor ve biriktiriyorlar, yetimi yoksulu arayıp sormuyorlar, rüşvet, tefecilik, aldatma yaşam biçimleri olmuş.. işim olmaz bu adamlarla ve onların düzenleri ile..

hayat bir hakediş..ne eksik ne fazla..

selam ve muhabbetle.. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Aleyküm Selam Ebukerem kardeşim,

bana kardeşim diye hitap edebilirsiniz. daha çok sevineceğimi bilmenizi isterim.

bir başka forum da hırsızlık cezası ile ilgili olarak şöyle demiştim :

" fakta’û eydiyehuma " " ellerini kesin " ifadesinin = ellerinin bu çirkin fiili işlemesine ENGEL olun, son verin, bu çirkin fiil(ler)in son bulması için ne gerekiyorsa ( infak-sadaka-prensib-uygulama-şart/vaziyet oluşturma-ekonomik kararlar -mal'ın zenginlerde birikip toplanmasına müsaade etmeme gibi vb.vb. ) yapın, yapın, yapın. gerekiyorsa, failin durumuna göre bu çirkin işi yapan insanı bir süre özgürlüğünden mahrum edin...adamın trilyonları var hâla kamunun mallarını bizans entrikalarıyla gaspetmeye çalışıyor.( bence) bunu ömür boyu özgürlüğünden mahrum edin... o pis ellerini kamu veya herkiminse mallarının üzerinden KOPARIN...onu bir şekilde engelleyin...evde kıvranan hasta çocuğuna ilaç alacak parası olmadığı için eczane'den ilaç gaspeden bir zavallının " bu hareketi " yapmasını ENGELLEYİN, bu hareketini KESİN...O'nu bu duruma getiren ve bu aciz durumda tutan şartları değiştirin...O'nu bu zor ve aciz durumdan kurtarın...O'nun ellerinden tutun...dengeyi sağlayın...bu kardeşinizi açlıktan ve sefaletten kurtarın...bunu yapmanız insanî /toplumsal/ içtimaî / Maide38 vb. gereği bir sorumluluktur. işte Maide38'de bizden istenen/ bize emirbuyrulan bundan başkası değildir kanaatindeyim.

Ebukerem kardeşim,

elbette bu sorun, ( istisnaları bir tarafa bırakırsak...)kaynağını toplumumuzun(!),Yüce Allah ile ilişiğini kesmiş olan hâl ve vaziyeti nden almaktadır. dediğiniz gibi, haram helal demeden yiyip biriktiriyorlar, yetimi miskini arayıp sormuyorlar; aldatma, yalan, dolan, hileyi Yüce Allah'ın adı üzerinden bile yapmaktan çekinmiyorlar...kendilerine emanet edilip, miras bırakılan ilahî kelâmı ( sürekli olarak boş boş okuyup, tekrar tekrar tekrarlamanın ve en yükseğe asmanın dışında...)umursamıyorlar :

kendilerine ilahî kelâmı emanet ettiklerimiz ( ve )ona gereği gibi uyanlar; işte onlardır( gerçekten)iman edenler; hakikati inkara kalkışanlara gelince, onlar, asıl kaybedenlerdir!Bakara121

kendilerine öğüt verip, ilahi mektubu hatırlatmak isteyenlere kızmakta, onları çeşitli isimler vererek yaftalamakta, toplumdan dışlamaktadırlar...biz böyle iyiyiz, bizi rahat bırakınız, atalarımızı üzerinde bulduğumuz ( kendimizi de , nefis ve hevamızı iyi ve hoş hissettiğimiz...) yaşam biçimi, hâl ve vaziyetimizi ( dinimizi...) değiştirmemizi , mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı / keyfimizce tasarrufta bulunmayı terketmemizi, size bizden farklı olarak takıladurduğunuz , savunadurduğunuz " salatınız mı " emretti.?........( Hud 87)

Değerli Ebukerem kardeşim,

salatımız, bizim bu toplumun malları üzerinde İlahi mesajla çatışarak dilediği / keyfi tasarrufu yapmasına müdahale etmemiz gerektiğini işaret etmektedir. bu işaret, yukarıda Maide 38 deki  emir ile de örtüşmektedir..." ev en nef'ale fi emvaline mâ neşâ " ( Hud 87) emri gereğince bizim oturduğumuz yerde bu olaylara seyirci kalmamız düşünülemez. salatımız, bize bu olaylara müdahil olmamıza ; öğütlerde bulunmaya, ilahi mektubu hatırlatmaya, bu insanların malları üzerinde keyfi tasarrufta bulunamayacaklarını ihtara bizi " memur " etmektedir...gerekirse bu uğurda her türlü fedakarlıktan çekinmememiz gerektiğini emretmektedir.

bu nedenle bu çağa/ yıla / güne tanıklık edenler olarak bizlerin, bu olaya bî-gâne( kayıtsız, ilgisiz) kalamayacağımızı / kalmamamız gerektiğini düşünüyorum.  

Muhabbetle