Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam sevgili Mete abim,
Kur'an dediğimiz vahiy topluluğu Allah'ın hitabı değil,(hareketsiz, sessiz iletişim.)
Kur'an dediğimiz vahiy topluluğu Allah açısından meselenin kelimeleştirilmesinden başkası değil,
Allah'ın mimikleri, elçinin sözleri,
Allah'ın sürekli kelam eder ama kelamın kavle dönüşebilmesi için,
Alt çenesini üst çeneye değdirecek elçilere ihtiyaç vardır,
Üst çenenin hareketli bir hitabı yoktur ama sürekli hitap eder ve hitabı ancak alt çenenin dokunuşu ile kelimelere dönüşebilir,
Burada hareketli olan elçilerdir,
El-ilah sürekli iyiliği emreder kötülükten sakındırır, adaleti emreder zulmü sevmezi
Ama adaletin toplumsal yansımaları hareketlidir, bundan dolayı alt çene sürekli hareket etmelidir,
Muhammed dokunmuş üst çeneye ve toplumu, yaşadığı an’ı için gerekenleri söze dökmüş,
Aynı olayı biz yapalım demiyorum en azından kekelemeye çalışalım J
Bilgisayarı kullanmak direk vahiy almak,
Ekrena bakarken 1 ve 0 ları görmek ve işleyiş mantalitesini çözmek perde gerisinden vahiy,
Değişen şartlara göre kullanılabilecek, uygulanabilecek araçları geliştirmek ve sunmak elçi aracılığı ile vahiy,
Mesela tekerleğin icadı bir kitap indirilişi
Tekerlekten arabalar yapılması el-kitaptan indirilenler vs,
Veya daha temelden alırsak,
Taşın işlenebilirliliğinin bulunuşu ile başlatabilriiz zinciri,
Kur'an okurken Allah ile değil
Muhammed ile konuşuruz,
O bize el-ilah kendi zamanında neler demiş O'nu anlatır,
El-ilah'ın dediği ne soyut varlıklar tarafından uyarıcısız, algısız beliren sözlerdir,
Ne de birden bire dilinde bulduğu ve aniden ekranda beliren yazılar gibidir,
Ekranda yazı belirmesi için mutlaka bir elin klavyenin tuşlarına basması gerekmektedir,
İnsanı yasalarla var eden güç, idrakini yasalara bağlayan güç,
Yarattığı varlığın özellikleri ile yarattığı varlığı kavga ettirmez,
Suya her zaman ıslat der,
Güneşe her zaman ısıt,
Dünya batıdan doğuya dönüyorsa, doğudan batıya döndürmeye çalışmaz,
Yaşam konum almadır diye düşünüyorum ve elçilerin masa etrafında konum alan tüm ögelerin sessiz iletişimini kavle dönüştürenler olduğuna inanıyorum,
Biz ifadesi, Muhammed’in bir çok etmen ile cereyan eden bir olayı "Onlar" açısından anlatmasıdır,
"De ki" ibareleri Muhammed’in muhatabına yaptığı ifadelerdir,
Kendisine yönelik telkinleridir,
Kendisine yapıldığına inandığı telkinlerdir,
Şeytan diyor ki şu mete abinin suratına bir yumruk indir :)
Allah diyor ki şu mete abinin dostluğunu bırakma :)
Ey iman edenler ibaresini de gene Muhammed’in topluluğa seslenişi olarak algılıyorum, ve aynı şekilde Allah açısından durumu ifade edişi olarak,
Geçen gün patron önümde Allah ile konuşuyordu, Rabbim beni görüyorsun gerçi görmene gerek yok sen beni biliyorsun :),
Meryem 64'de geçen olayı da Rabbin yeryüzü için belirlediği işleyiş yasaları olarak anlıyorum,
Pc'me bakıyorum ve görüyorum ki,
İşlemci bana şunu diyor, Biz ancak kullanıcımızın emri ile ineriz, görünür olur, işler halde bulunuruz,
Biz ifadesini meleklerden el-ilaha ulaşılmasını
Ben ifadesi el-ilahı Muhammed’in yalnızlığındaki kuşatılmışlığının kelimeleştirmesi
Temel yasaları okuması, direk kaynak yasa açısından durum değerlendirmesi olarak anlıyorum,
O ifadesini Muhammedin muhattaplı konuşmalarında kullandığını düşünüyorum,
Yani eşyanın dile getirilişi, evrenin dile getirilişi,
Mesela Emre abinin yukarda alıntıladığı ayetlerde
Kalbine indiren,
Müminlere indirilmiş olan,
İbareleri düşünülmeye değer,
Kur'anda İbrahim konuşturulur,
Kur'anda el-ilah konuşturulur, ( Allah'ın gücüne gider.)
Kur'anda melekeler konuşturulur, (karnım zil çalıyor babında.)
Kur'anda hayvanlar konuşturulur, ( fabl tarzı )
Ama hiç biri konuşmaz,
Mimikleri ile gülen sözleri ile ağlamaz,
Mimikleri bilen sözleri de bilir,
Kısaca aktif olan Adem/Adamdır,
Allah allahlığını yapmış ve yapacaktır,
İblis iblisliğini yapmış ve yapacaktır,
Melekler ( işleyiş yasaları) melekliğin yapmış ve yapacaktır,
Adem/Adam konum alması gerekendir,
Okumaları, Okunanları, yerli yerine koyarsa ne ala koymazsa ,
Zira Rabbin yasaları diyor ki,
Biz ancak Rabbin emri ile ineriz. (Ne ekerseniz O'nu biçeriz, sizsiniz bizi şekillendiren.) O unutkan değildir, ( Yaratılış sizi hataya sevk edecek eksiklikler barındırmaz herşey tam ve yerli yerindedir, siz de bu ahenk içerisinde almanız gereken konumu alın.)Herşey O'na aittir,( ne yaparsanız ne olacağımız, ne yaptınızda ne olduğumuz, sebep ve sonuç zinciri hepsi bir kural içerisindedir, bu işleyişten yana şüpheniz varsa bir gün güneşin ters taraftan doğduğuna şahitmisiniz.)
Not: Eldeki kur'an mushafı bir cesettir ve hiç birimiz cinayet saatine şahit değiliz bu yüzden dieleyen dilediğini katil, dilediğini suç aracı gösterebilir,
Hatipsiz hitaplar herzaman eksiktir, bu nedenle kur'an mushafı hakkındaki araştırmaları, çalışmaları arkeolojik ve tarihi çalışmalardan öte görmüyorum,
En üst perdede Hatibimiz Allah ise biz O'nunla sürekli muhattabızdır, zira O ölmez, O'nun açısından kelimeleştirecek bir hatibi beklememeliyiz, zira o bizlerle konuşmaktadır,
Hatibimiz Muhammed ise bilesiniz ki O öldü,
Muhammed kur'an ile hitap etti,
El-kitaptan okuduklarını toplarayak, okunanlar olarak aktardı,
El-kitap 1400 sene önce mürekkebi biterek sonlanmadı,
Yeter ki müsait hale gelelim,
Ayrıca sözlü bir hitabın yazıya aktarılmasında, anlatım teknikleri, ifade ediş şekiller konusunda da farklılıklar olabileceği kanaatindeyim,
Mete abi bir konuşmanda,
Paranı çalan bir adama Allah bu yaptığından razımı zannediyorsun dediğinde,
Buna şahit olan üçüncü kişinin,
Allah insanların parasını çalanlardan razı değildir, şekilde yazabilirim,
Bir borçlunun, Rabbim biliyorum şimdi ey kulum çalış diyorsun uğraş diyorsun, ümitsizliğe kapılma diyorsun ama napayım yoruldum demesini,
Yazıya aktarırken özneleri anlamı bozmadan ifade etmek gibi,
Genel düşüncelerim bu yönde hatalı ve eksik yönler mutlaka vardır,
Umarım Rabbim daha ileri bir doğruluk bilinci ve daha derin bir duyarlılık düzeyine eriştirir,
Esen Kalasın
Sevgilerimle
Hediyeni unutmayım :)
http://www.youtube.com/watch?v=XIH4A_p2tTE
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|