Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
el maun süresi de allah bütün insanlığa zülmü açıklıyor bunu okuyan insan olan insan değerlerin farkına varır
ayet 1. dini yalanlayanı gördünmü?
ayet 2. işte o yetimi itip kakar.
ayet 3. yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
ayet 4. yazılar olsun o namaz (salat) kılanlara ki
ayet 5. onlar namazlarını (salat) ciddiye almaz
ayet 6. onlar gösteriş yapanlardır.
ayet 7.ve hayrada mani engel olurlar.
evet zülmün tarifi bu anlayan anlar. ayetler açalım.
ayet 1. dini yalanlayanı gördünmü. görmedim ya rabbim cezayı tam ölçüyü tam karşılığı kim yalanlıyor.kim bizim tam ölçümüzün üstüne oturmuş. da paylaştırmada bize az kendine çok veriyor. ve bunların yalakaları kim. kim bizi eziyor. zülüm yapıyor. bizler bunu neden farkın da değiliz. sen sordummu? ya rabbim bizim kesin bilgimiz yoktur. yada gözlerimi boyayıp bizi kandırıyordurlar. sen bize yol göster.
ayet 2. işte o yetimi itip kakar.. sanayiciler zenginler malı çok olanlar. etraflı kişiler. bankalar. büyük devletler. tüccarlar. mirası yanı malına ortak olmayanları itip kakarlar. itip kakama çalıştırır veya parasını çalıştırır. insan gücü kendi çıkarlarına kullanır. bir sağa bir sola. bir ileri bir geri bu sene bana yarın sene sana bir itiş kakışki sorma. gitsin. o malı olzam yatimler. onlara allahın armağanı. onun için onları itip kakamaktan onlara bir zeval yak.
ayet3. yoksulu doyurmaya teşvik etmezler. senin malın mülkün olsun. sende. bizim gibi ol sana da fırsat verelim. veya biz azla yetinelim diğerlerine de verelim. yani yok olanın var olmasını istemezler. bu onların tabi doğasında yok. kendinizi kandırmayın. biz onların üzelerin de gözetleyiciyiz. ne kadar vereceğimizi biz biliriz. bize muğtaç olsunlar. iter kakar. ama asgari ücret ten veririz. çünkü ölmesinler. dağa bizim zenginliğimiz için çalışacaklar. bak sen şu zülüme.
ayet 4. yazıklar olsun o namaz (salat) kılanlara.ki. evet ne anlarsan anla ister mecusiler gibi namaz. kılanlar. istersen salat. yada kelime anlamı salli,a yazıklar olsun onlara hayır yapıyorum sananlara onlara sorsan biz onların doyuruyoruz. aç kalmıyorlar. bize çalışıyorlar biz de onlara ekmek veriyoruz. salatı hayrı işliyoruz. biz hayırda ileriyiz. ama size tüğ hemde tüğğğğ. yazıklar olsun. sizmi rızık veriyorsunuz. yoksa rızkı veren allahmı. evet yakında anlayacaksınız. pek yakında allahın kularına verdiği rızkın üstüne oturup 10 bana bir sana nasılmış öğreneceksiniz. ve bunu din ölçü tam ölçü adına yapıyorsunuz. ha .....
ayet 5. onlar namazlarını (salat) ciddiye almazlar...evet onlar bu işi ne ciddi bir konu olduğunu bilmezler. salatın allahım emri olduğunu kavrayamazlar. birazda kendi eklentilerini katarak. sanki bu sosyal olgunu kendilerine allahın el vermesi gibi bakarlar.
ayet6. onlar gösteriş yaparlar. evet onlar gösteriş yaparlar. ve öyle bir gösterişki bu kendilerini hakkın yerine koyarlar. sanki allah gidin farika kurun banka kurun. öyle verin kullarınım rıskını demiştir. ama onlar salatı bu ziğniyetle anlarlar. sosyal hayatın en tepe noktasına gösterişli ve itibarlı şekilde. otururlar. insanları rıskını ite kaka verirler.
ayet 7. ve hayra mani engel olurlar. evet çeşitli tuzaklarla hayra engel olurlar. insan da sanarki allah bana dünyada bu kadar verdi. hayır . asla allah sana çok verdi ama salatı işleyenler. sana bunu verdi. onların sosyal yardımı bu. yazıklar olsun dini yalanlayanlara tam ölçüyü nizamı yalanlayanlara. salatında gafil olanlara. salat diye zülüm yapanlara. insanları köleleştirenlere.
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hoş bulduk sayın arkadaş ben sizi taımazdan öncede yani bu siteyi bilmezden önce hiç bir yazınızı okumazdan öncede aynı fikirleri benimsemiştim. ve hoca takımı ile hep bu konuları tartıştım. bana her defasın da bilmediğin konularda tartışma günaha girersin diyorlardı. ya şimdi biz kuranı neden bilmedik suç benimmi yoksa parası ile din satan tağutun yalakalığını yapan hoca yada imam ların mı. ben arapça bilmem hoca mektebine giderdik. okuyamadım diye hoca beni tokatlardı. ve bende. hiç ondan sonra hoca mektebine gitmedim. yani kuranı arabi lisanda hiç bilmem.. sağolsun onlarda türkçe okumayın diye diretip bize öğretmediler. don düşüpte biyerleri görünmesin diye. ama allahdan nasıl kaçacaklar. allah işte. öğrettimi öğretiyor. ve türkçeden kuran okumaya başladım. ilk başdan hiç birşey anlamıyordum. sanki bana hikaye gibi geliyordu. öyle bir çeviri yapmışlarki bunu olurda biri leri bizim diretmemize rağmen türkçe okursa nasıl onu anlaşılmaz yaparız. diye ellerin den geleni yapmışlar. yani büyük atanın dediği gibi bütün tersaneler. kuşatılmış. ihenet çok büyük. ağiret elden gidiyor. bu insanlığa yapılırmı. be allahdan korkmazlar. öylesine bir devşirmeki. bildiğiniz gibi değil. hadi sen şimdi çık bu namaz namaz değilde. ve taraftar topla. imkansız. çünkü herkez elindeki ile seviniyor. 3 sene cami kahvesi işlettim. ağ o namaz kılanlar. gel bana sor. onlar nasıl gafil ben bilirim. namazdan bir çıkışları var. sanki içerde allahla konturat imzaladılar. cennetden parsel parsel yer aldılar. ağiret kurtuldu. banane dünyadakilerden. vermem yardım etmem benlemi çalıştı. benlemi kazandı. hem ben ağiretide kurtardım. ne halin varsa gör. seni allahın aşşağılık kulu. ağğağğğ ne varki bir gösteren olsa. acaba nereye kaçacak. acaba son hali nasıl olacak. nedir bu namaz diyorum. allaha ibadet diyorlar. bir fatiha iki zamlı süre iş bitti. al parsel parsel cennetden . eğil kalk. bu nedir buna kısa yoldan köşeyi dönme denir. oh ne ala hiç sıkıntısız cennet. ne basit. ağğğağğğ bir soran olsa. derdim büyük. ben müslümanım diyen lere bak. kurana değilde kime uyuyorlar. abbasi saltanatı ile ortak ecemlerin mecusi inancına ya onlar bunu kullanarak çıkarına kavuştu. ya sen sen ne olacaksın. allahın senin ibadetine ihtiyacı yok eyyy gafil sen kul olacaksın kull .... ama abbasi ve mecusi namazını yaptınmı yeter.. kul oldum işte. allah buyurduki.:BEN YERYÜZÜNDE HALİFE YARATACAĞIM. bu mu halifelik hani nerde vazife. alsana vazife git camiye yat kalk bitti. gerisi beni aşar. devşir devşir sonrada allahın açlarını benmi doyuracağım de. oysa allah rızkı tam ölçü ile yere gönderdi. nasıl oluyorda biri leri bunu ellerinde tutuyor. kıt ite kaka veriyor. ve allah buyurdu.:SUÇLULARA SUÇLARI SORULMAZ.
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Guzel Arkadasim ..Allah'in hak sistemini bir tapinak dinine,kimi yerde ruhbanliga cevrilip gercek hayata isleyisine gecisin onu kesilmis ve baskalastirilmistir./bir bakima katledilmistir.
Insallah Zikrin gelisir uyanisa hakka dogru dogrularla olur ve zikrinle ,bilgi birikiminle caninla malinla hak icin cihad edenlerden olursun.
Yaratılış amacını, camiye giderek yerine getirdiğini zanneden bir sürü kuru kalabalık var...!
Camiye gitmeler'ine rağmen etraflarındaki keşmekeşliğe aldırış etmeden uyumaya ve uyutmaya devam ederler...!
Cami içerisindeki imamlar eller'ine tutuşturulan hutbelerle(!) halk'ı uyutup sisteme entegre etmek için maaş alırlar...!
Asıl acınası hal ise bunu Allah için yaptıklarını söylemeler'idir..!
Peki Dünya üzerindeki ruhsuz kalabalıklar'a ne demeli?
Dünya üzerinde pek çok insan, yaratılış amacını düşünmeden, nefsinin arzularıyla oyalanıp boş ve yararsız işlerle uğraşarak şuursuzca yaşamını sürdürür...!
Gaflet, Allah'ı ve ahiret gününü unutmuş insanları çepeçevre sarmış sinsi bir hastalık gibidir...!
Bu, insanın zihnini uyuşturan, aklını örten bir hastalıktır..!
İnsan, aklını saran kalın gaflet perdesinden kurtulmadıkça pislikler içerisinde kalmaya mahkum olacaktır...!(10/100)
İşte mevcut yığınlar aklını kullanmayan kişilerle doludur...!
muhabbetlerimi sunarım...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
Yaklaşık 3-4 aydır bu siteyi takip etmekteyim. Daha önce de haberim olmuştu ama bu kadar detaylı bir okuma yapmamıştım burada. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu coğrafyada yaşayan ve kendini müslüman olarak tanımlayan herkes, şayet biraz derdi varsa ve aklı da yerindeyse mutlaka bu soruları sormalı, süregelen geleneksel, din dışı anlayışları mutlak bir süzgeçten geçirmelidir. Ancak bu aynı zamanda bir bilinç düzeyini ve samimiyeti de barındırıyor olmalı. Çünkü bilenlerle bilmeyenler bir olmuyor..! Ve hakkıyla iman edenlerle, etmeyenler..!
Özellikle Kur'ani bir alt yapıya sahip olmayan ve üstelik geleneğin de ne dediğini bilmeyen bazı arkadaşların konular üzerine yorum yazması, bu forum sitesinin kalitesini düşürüyor diyebilirim. Ne söylenmek istediğinden çok, kim ya da kimler söylüyoru dikkate alanların yorumları, kelimenin tam anlamıyla densizliktir. Mü'min olana yakışan bilmediği konularda konuşmamasıdır. Tutarsızlıkların ardında hikmet araması değildir.
Hanif olarak yüzünü Allah'a dönmek önemli bir gayrettir. Bu, mümin olma vasfına erişmek isteyenlerin yegane hedefi olmalıdır. Peki ya sonra..!! İşte asıl mesele, bu sonrasının inşasıyla ilgilidir. Kanaatimce buradaki arkadaşların-kardeşlerin ve özellikle forum yöneticilerinin asıl gayeleri budur. Bilhassa Kur'an merkezli düşünce ve eylemin samimi savunucuları olmaları bunun en açık göstergesi. O halde bu uğurda katkı sağlamak ise hepimizin görevi olmalıdır.
Doksanlı yılların başından beri bu eksende var gücümüzle çalıştık, birbirimizden haberimiz yoktu. Radikal-Mealci-Mezhepsiz yakıştırmaları ile "sapkın" marjinal bir gurup olarak kalıverdik. Olsun, tirübünlere oynamıyorduk, hiç taviz vermeden şirkin geniş tanımı üzerinden ulaşabildiğimiz dostlarımıza uyarılarımızı yaptık, yapıyoruz da. İnsanları hayra çağırıyoruz "ayrım yapmadan". Şuculuk, buculuk ya da tüm "..izm" lere karşı tavrımızı yamultmadan söylüyoruz, çok şükür. Gördüm ki buradaki dostlar da biz de aynı şeyleri söylüyoruz, yine , çok şükür. Yine gördüm ki İslamcılık bizden ne kadar uzaksa, "Allah" o kadar yakın. Çok şükür. Bu minvalde Kur'an, yegane-biricik dayanağımız ve rehberimiz oldu, bunaldığımızda, Rabbimizin seçkin ayetleri imdadımıza yetişti. Bizler "Allah"ın rahmetini o yüce Kitapla tanıdık ve tattık. Şahsımızın düştüğü hataların kaynağını (nefs) da ondan öğrendik.Biz Rabbimiz olan "Allah" tan ne isteyeceğimizi de ondan öğrendik. Saçma-dünyevi basit isteklerde bulunmamayı da...
Doğrusu bu tartışılan konuların (karşı-tarihi) ilk örneklerine de gönderme yapmak gerek diye düşünüyorum. Çünkü bazı kardeşlerimiz sanki bu mevzular yeni tartışmaya açılıyormuş gibi yanlış bir algı içine düşüyorlar. Bu da onların sağlıklı karar verebilmelerine engel oluyor gördüğüm kadarıyla. Taviz vermeden, yamulmadan yürümek, kırıp dökmek değildir, tekfir etmek değildir, bu kimsenin haddi değildir zaten. Biz kimseye sövüp saymıyor olmalıyız. Kimse de bize sövüp sayma hakkına sahip değildir.
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." Haşr-18
Bu ve benzer sitelerdekiler'in bazılar'ı oldukça yaygın olan din anlayışlar'ını Kuran'ın gösterdiği modelden tamamen farklı ve zıt bir din modeli ortaya koyarak yorumlarlar...!
Bunlar'ın düştüğü en büyük hatalardan biri,din adına uydurulmuş(hadisler,mezhepler,cematler,sahabiler,tabiinler,t ebei tabiinler,icma,kıyas,tefsirler ve daha niceler'iyle) birtakım uydurma sözlerle Kuran'ı yorumlamaya kalkmalar'ıdır..!
Bu tarz insanlar gerçekte Kuran'a değil, atalarından kendilerine miras kalan geleneksel bir dine uyarlar...!
Bu yapıdaki insanlar Kuran'la hiçbir biçimde bağdaşmayan, Kuran'a tamamen aykırı fikirler, yorumlar, hükümler ve uygulamalar güya Kuran kaynaklıymış gibi gösterirler...!
Ancak bazı sorular sorduğumuzda bu asılsız iddialara hiçbir mantıklı açıklama getiremezler ve bizler'i bir takım ithamlarla suçlarlar...!(Belam,nasara,yahudi,kafir,münafık,müşrik,ajan, misyoner)
Ama yapılmaya çalışılan bazı zorlama izahların ne kadar mantıksız ve gülünç olduğunu akıl ve şuur sahibi olan herkes rahatlıkla görüyor...!
Bütün gücünü çoğunluk olmaktan alan, çoğunluğa uymakla doğru yolda olduğunu sanan bu bilinçsiz(!) kesimin gerçekte ne kadar sapkın bir yolda olduğu Kuran'da bize haber verilmektedir...
''Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar...(6/116)
Tekrar hoşgeldiniz...katkılarınızı bekliyoruz inşaallah
Muhabbetler'imi sunarım
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
İlginç bir şey oldu ve bunu, siz dostlarımla paylaşmak istedim.
Ne acıdır ki aynı kaynaktan nefes alarak hayatına yön verenler arasında bu denli aykırı inanışlar olması, artık normal-sıradan bir durum haline gelmiştir. Pek tabiiki bu durum çok yeni değildir. Tarihin dokunulmaz..! sayfalarına dokunabil(me cüreti göster)enler bu tefrikanın, son Peygamberin (selam olsun O'na) rabbine kavuştuğu andan itibaren, şeytan ve dostları tarafından Allah Resülu'nun (selam olsun O'na) arkadaşları arasına sokulduğunu görebilirler. Bu tespit, ne hakkıyla iman eden seçkin peygamber dostlarına bir yergi, ne de sadece "Otoritenize teslim oluyoruz, biz İslam olduk" diyen korkak-müşrik ve gereği gibi iman etmeyen bir takım münafıklara da aklama getirmeyecektir. Belki bu tespit çok önemli bir detayı gün yüzüne çıkaracak ve böylece gönülden iman edenlerin aynı zamanda "akledenler" olması gerekliliğini de gözler-gönüller önüne serecektir.
İşte bu tarihi kesit bazı "müslümanların" yumuşak karnıdır ne yazık. Oysa son Peygamber (a.s.)'ın hayatta olduğu zamanlar böyle bir durumdan söz edilemez. Basit, temelsiz, kuru iftiraların sahipleri ise şimdi hesaplarını ödemek için sıralarını beklemekteler. Onlarla bir işimiz kalmamıştır bu anlamda. Bizim işimiz Kur'an-ı Kerim'in eşsiz bir Kitap oluşuna gönülden iman edenlerledir. Çünkü bizi kardeş yapan bu Kitaptır. Bu Kitap, sevgiyi ve merhameti aramızda yaygınlaştıran, onurlu ve ilkeli bir hayatı düstur edindiren, inkar edenlere karşı cesur-izzetlice hakkı söyleten yegane Kitaptır. Yalnızca Rabbiniz-rabbimiz Allah'a karşı gelmekten sakınmayı hatırlatan ve içten bir duyarlılıkla O'na yöneltendir. Çünkü O Kitap alemlerin rabbi olan Allah katından indirilmedir. Şerefli ve saygın bir Elçi (a.s.)'ye, tüm insanlık için rehber olsun diye, vahyedilmiştir.
Tanıdığım bir dostumla inanç esasları üzerinde konuşurken, bir dinin inanç esaslarını, ancak o dinin sahibinin koyacağını ve eğer söz konusu İslam ise, yegane-biricik kaynağın Kur'an-ı Kerim olduğunu söyledim(doğal olarak). Devamla, inanç meselesinde "zan"nın delil olamayacağını bu sebeble bazı ihtilaflı konuların belki kültürel bir zenginlik olarak tanımlanabileceğini ama bununda asla inancımıza yön veremeyeceğinden v.s. bahsettim. İşte bu meseleyi buraya almama neden olacak sözleri aynen şöyle oldu:
" Ama meseleye bu açıdan bakacak olursak o zaman Kur'an 'da zannidir, yani Peygamber (a.s.)'ın ağzından çıkmıştır...yani biri çıkıp bu Muhammedin sözüdür dediğinde, hayır değildir demek neyi değiştirir...sonuçta O'nun ağzından çıkmış değil mi..?"
Bu gerçekten bir mü'min için zor sarfedilecek, düşünmeden söylenecek bir söz. Artık bu Kitabın bir beşer sözü olduğunu söyleyen, bir benzerini getirmelidir... diyor Allah. O halde Muhammed (a.s.) sizin anladığınız gibi bir beşer değildi demeye getiriyorlar.Kaldı ki diğer Peygamberlerin (Allah'ın izni ile) yapıp ettiği onca mucizeler varken son Peygamber(a.s.) için bu tarz mucizelerin olmayışını izah etmek artık zor olmasa gerek. Bu dostumun böyle inanmadığını bilmekle beraber, sahip olduğu düşüncesine dayanak olsun diye giriştiği bu mantık oyununun, ne derece tehlikeli bir sonuca götürebileceğini de farketmemiş olması önemlidir. Çünkü bu Rabbimizin " içtenlikle-gönülden tam bir bağlılıkla.." ön şartını sulandıran, açık bir tehlikedir..!!
Dikkat ederseniz kardeşlerim, Allah'ın şerefli elçisine yakıştırılan bu yüceltme-ululama faaliyeti ve O'nun hakkında, Kur'an-ı Kerim'de bildirilmemiş vasıflar vs. işte bu sinsi-şeytani plana delil oluveriyor bir çırpıda... Hem de gerçekten Müslüman olduğunu bildiğim birinin ifadesiyle.. Ne yazık ki kendi şüphelerini (Rahman da bir şey indirmiş değil..!) ustalıkla bu dinin içine işlemeye ahdetmişlerin, önce "yumuşak karınlar" vehmedip, sonrada oradan pirim almaya çalışmaları boş değildir. Bu mesele basitçe, Kitabın yıllardır bir kenara itilmesine, tarihin bazı kesitlerinin görmezden gelinmesine sebep olmuştur diyerek geçiştireceğimiz bir mesele değildir. Belki bu durum, Kur'an-ı Kerim'in yüce emirlerinin bir kaç uyduruk söze kurban edilmesi meselesidir. Belki bu durum, Kitabın asla ve gerçekten anlaşılamayacağı iftirasına (haşa) zemin hazırlanma meselesidir.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
değerli arkadaşlarım biz ler uyanışımı yoksa. inadımı temsil ediyoruz. ama biz uyanışı teslim ediyoruz. insan meşaatli kural ve düzenlerin kendisi istesede istemesede. zaman içersin de. yok olduğunu ve yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu tarih bizlere göstermiştir. gerek anayasa gerek hukuk zamana bağlı olarak vasfını kaybetmiştir. şimdi günümüzde insan aklı. ile yapılan sosyal ve hukuk düzeni insanlara tam cevap verememektedir. on sene önce bir suçdan ceza gören on sene sonra aynı suçun cezaii hükmü kayboluyor. nedeni tutarsızlık. ve önünü göremem yani insan aklı yarını tam ve kesin olarak bilmemesi. bu bilmezlik suçlu ve madur arasındaki hukuk bağını koparıyor. kopmuş bir sosyal ve hukuk toplumun o anayasa ve hukukunu artık tam olarak benimsemediğini ve yeni bir sosyal hukuk sistemine ihtiyaç olduğunu ama bu sistemin hem cins. yani insan meşaitli olmaması gerektiğini sorgular oldu. çünkü tam bir öz güven vermiyor. o zaman bir kural koyucu arıyorlar. ama insan eli dokunmamış. fikri girmemiş. yani bü günümede yarınamada bana da oğlumada torunumada. aynı kural olmalı. ve tabiki bu kural ve kaideleri yapmış veya yapabilecek insan dışı güçler ararlar.gününmüz teknolojiside. eskiden kalma ateş güneş. yıldız. vb. güçlerin kanun koyma yetkisinde olmadığını her fert az yada çok biliyor. tıbbın ilerlemesi ve akıl bilimini gelişmesi insan tabi hayatı hakkın da çok iyi ve kesin bilgiler verdiğinden insana bağlı değişik davranış ve haraketlerin ken di ruğsal sorunu olduğunu bunların kendilerine bile faydalarının olmadığını. biliyor.
PEKİ bu sosyal adaleti bizden olmayan doğada bulunmayan bir gücün sahlaması gerekiyor. nedir bu din......! evet allah inancı herşeyi yaratan bir güç bu güne de yarına da güneşede ayada hakim geçmişide geleceğide. kesin bilmesi gerek bunu sağlayan her milletin eskiden kalma raflarda veya yüksekçe yerlere koydukları din kitapları kuran incil tevrat vb. bu din kitapları bize sorduğumuz sorunu cevabını verecekmi. her din mesubu kendi kitabını incelemeye başladı. ve tabi bizlerde. her nekadar bizlere türkçe okumayın deselerde. biz bizim anlayacağımız. şekilde. günaha girerek onların tabiri ile. bir şey anlamazsınız. onların tabiri ile. bütün tabuları yıkarak araştırmaya başladık. bize mutlak adaleti sağkıyacak deliller aramaya başladık. katışıksız saf insan eli değmemiş. bu günümede yarınımada cevap verecek.
EVET çıkarcılar ne yapacak boş mu duracak tabiki hayır. insan meşaetli fikirler hukuk anayasa elinin altındaki sömürdükleri topluma deva değil kendileri o kadar gizlenirken birileri artık onların farkına varmaya başladı. ufak ufak baş kaldırı başladı ve bu baş kaldırıya kendilerinin zorlama ile karşı koymaları imkansız. hukuk ana yasa da işlemiyor. sosyoloji düzeni tam karşılığını vermiyor. insan lar kendileri için bir arayışda ve fert dini kitabını okuyor .. her nekadar bil dille oku şunu yapma türkçe okusan anlamazsın gibi kendileri için çalışan yandaşlarıda olsa insan lar durmuyor. okuyor araştırıyor.
peki ne yapalım da bu tam adaletin içine bir insan fikri sokup onların aklını tekrar karıştıralım kendi sömürü düzenimizi koruyalım. yani hak adaletin içersinde kendi olan hakkımızı sömürme hakkını insan ların yeni adalet sisteminin içine eskiden olduğu gibi çaktırmadan oturturalım.... tabi bunu için alim olmaya gerek yok . dini getiren insan lara anlatan da bir insan . onu kullanarak. PEYGAMBERLER...çünkü dini getirene bir saygı vardır.. bizimde bundan bir nasibimiz vardır. nede olsa insan ve sinsi planlarını devraya sokmak için bir sürü plan propaganda. (hadis. siyer. mezhep. tarikat. vb) bunların yapı taşı insan meşeatli yani basta baya ekleme yapılır. ŞİMDİ ANLIYORMUYUZ BU GÜNLERDE HERYERLERDE HADİS TARİKAT MESHEP VB. GİBİ HALKIN KAFASINI BULANDIRAN HER OKUYANIN FARKLI FARKLI ŞEYLER DÜŞÜNMESİNİ.
VE BU FAKİR DERKİ HADİS OKURKEN İNSAN OLDUĞUN DÜŞÜN YETER. KENDİNE NEKAR FAYDAN VARSA SENİN GİBİ İNSAN OLANIN OKADAR FAYDASI OLUR. AYET OKURKEN DÜŞÜN SÖYLEYENİN KENDİSİNE BİR ÇIKARI VARMI.
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Bugün, (klasik ifade ile) müslümanlığın düştüğü durumdan kim sorumludur. Buna cevap vermek, herşeyden ve herkesten önce biz hanif-müslümanlara düşer. Çünkü bu uğurda yıktığımız tabular hiç de azımsanacak kadar değildir. Seksenli yılların sonunda başladığımız (kendi adıma) sorgulama, doksanlı yılların sonlarına kadar ve o tarihten de bu zamana kadar sürmüş ve halende sürmekte. Genel olarak tüm dünya müslümanları, yaygınlaşan ahlaksızlığın ve adaletsizliğin karşısında durabilecek biricik değerin, Kur'an-ı Kerim'in vaaz ettiği temel esaslar olduğunda hemfikir. Fakat onu hayata geçirmede yaşadığımız zorluklar açısından da o kadar farklı görüş ve öneriler içermekte..! Aslında hakikat böylemi..?
Geleneksel-yaygın kanaat, bu durumun müsebbiblerini çoğunlukla dışarıda aramış iğneyi asla kendine batırmamıştır. Oysa "diken battığı yerden çıkıyor". Anlıyacağınız mesele dönüp dolaşıp " Yumuşak Karın" olgusuna gidiyor. Sulta(n)lık despotizmi hangi maskeyi takarsa taksın kendi varlık felsefesini temel aldığı "Şey"i dönüştürüyor. Hak Teala'nın, bu gerçeği anlayabilmemiz için açık, ibretli Kıssaları Mübarek Kitabında zikretmesi boşuna değildir elbette. Yazık ki daha Peygamber (a.s.)'ın ölümünden hemen sonra gelişen olaylar, bu dönüşümün izlerini taşımaktadır.
Ebu Zer'in (selam olsun Ona) çöllere göçmesinin anlamı iyi tahlil edilmelidir. Bizden daha Yetkin-Derinleşmiş arkadaşların Kur'an daki kıssalar hakkındaki tahlillerini okumak isteriz.
Kısaca "Öze Dönüş" kavramının içini doldurmak görevi de yine bu yetkin-derinleşmiş arkadaşlara düşmektedir. Bu meseleyi tartışmaya açmak, içinde yöntemini de barındırır. Kur'an-ı Kerim hakkında asla şüphe duymayanların, ancak "gerçek müminler" olabileceğini unutmamalıyız. Yoksa zanni delillerle kendilerine bir yol çizenlerin, bilinçaltı belleklerinde taşıdıkları "Kur'an" algılarında da aynı türden bir yaklaşım sergilediklerini söylemek çok da uçuk olmayacaktır.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu: Yeni Dünya Düzeni Kaybettin...
