Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Günümüzde bizlere peygamberimizin hadisidir diye aktardıkları bazı hadisler vardır ki, biraz düşündüğünüzde ne kuran süzgecinden geçer nede aklın, mantığın süzgecinden. Sizlere bir örnekler vermek istiyorum, bizler ne yazık ki peygamberimizin sözüdür dediklerinde bu sözlerin gerçekten peygamberimizin sözü olup olmadığını, Kuran ile karşılaştırmadan kabul ediyoruz. Buda bizleri Allahın emrettiği İslam’dan uzaklaştırıyor, bazı hurafe hadisler adeta Kuranın çizdiği yoldan bizleri saptırıyor.
Günümüzde öyle bir inanç var ki, Haç konusunda eğer paranız var fakat sağlığınız izin vermiyorsa, parasını vermek şartıyla bir başkasını kendi adınıza hac görevi yaptırabileceğinize inanılır. Bu konuda da yine her zaman olduğu gibi peygamberimiz üzerinden sözler sarf edilip, açıkça Allahın elçisine iftiralar atılmaktadır. Bakın buna inanan insanlar bu konuda neler söylüyor?
Bedel yolu ile hac, üzerine hac farz olmuş bir kişinin bu ibadeti yerine getirmekten aciz olması ve bu acizliğinin de devamlı olması sebebi ile kendisi yerine başka birisini göndermesiyle olur.
Veda haccı sırasında bir kadın; Ya Resulullah babam haccın farz oluşuna yetişti, ihtiyar olduğu için deve üzerinde duramıyor, ona vekâleten ben haccetsem olur mu? Deyince resulullah(s.a.v) Evet olur diye buyurdu. (Buhari)
Ya Resulullah Annem hac etmeyi adamıştı, fakat bunu yapamadan öldü. Onun yerine ben haccedebilir miyim? Diye sorunca şöyle buyurdular; Evet onun yerine hac yap, ananın üzerinde bir kul borcu olsaydı, onu öderdin değil mi? Allah a olan borçlarınızı veriniz. Zira o ödenmeye daha layıktır. (Buhari)
Başkası adına hac görevini yapma konusunda çok daha detaylı bilgiler verilmiş, şimdi bu sözleri ve peygamberimizin söylediğini belirttikleri sözlerin gerçekten Allahın resulüne ait olup olmadığını gelin önce kurana, daha sonrada akla mantığa uyup uymadığına bakalım.
Hac ibadeti tıpkı namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek gibi kuranın bizzat kulun yapmasını istediği ibadetlerdir. Allah hiç kimsenin bir başkasının yerine ibadet yapamayacağını söyler. Haç konusu da böyle bir ibadettir.
Aliimran 97: Açık-seçik deliller, İbrahim’in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücüyetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün âlemlere muhtaç olmayacak bir Gani’dir
Allah ayetinde açık bir şekilde gücü yeten hac görevini yerine getirsin diyor. Burada gücü yeten sözüyle hem maddi yönden hem de sağlık yönünden gücü yeten anlamındadır. Eğer Rahman maddi gücü olup, sağlığı yetmeyen başkasını vekâletle gönderebilir deseydi bunu kabul edebilirdik, demediğine göre bunu söylemek apaçık Rabbin vermediği bir ruhsatı, hükmü vermek demektir, bunun cezasını düşünmek bile istemiyorum. Bir insan düşünün oruç tutamıyor rahatsız, Allah bu konuda nasıl bir yöntem uygulamış hatırlayalım. Eğer Ramazandan sonra iyi olursanız orucunuzu tutun. Yok, oruç tutmaya sağlığınız uzun süre elvermeyecekse maddi durumunuz iyiyse bir kişiyi doyurunuz hayır yapınız diyor. Yine hastalığınız yüzünden namaz kılamayacak kadar hastaysanız, birisine para verip kendi adınıza namaz kıldırabilir misiniz? Eğer hayır kıldıramazsınız diyorsanız hacca gitmekte aynı şeydir. Çünkü ayakta namaz kılamıyorsanız her konumda Rabbe yönelmenin yollarını Allah kuranda açıklamıştır. Hiç kimseye kendi ibadetinizi parayla yaptıramazsınız. Kuranı anlayan hiçbir Müslüman bir başkası yerine parayla hacca gidilebileceğine inanmaz. Birileri işin kolayını bulmuş ve İslam a öyle bir nifak sokma yolunu bulmuş ki, çık çıkabilirsen işin içinden. Biz Müslümanların peygamberimize karşı sevgisini ve ona karşı aşırı duygusal zaafımızı anlamış onun üzerinden sözlerle, bizleri ne hale sokmuşlar. Tüm bu yanlış inançlardan kurtulabilmemiz için Kuranı anlayarak birçok kez okumalıyız ve kuranı bir bütün olarak düşünmeliyiz. Rahman bu kitabı bizler için bir rehber olsun diye gönderdim diyorsa, ona danışmadan hiçbir söze inanmamalıyız. Oruç ve namaz konusunda birçok detay veren Rabbim, eğer hastalığı yüzünden gücü yetmeyenin yerine başkası hacca gidebilir diye bir açıklama yapmadıysa, bunları söyleyenlere asla inanmamalıyız. Her bilgi kuran süzgecinden geçirilmelidir, geçiyorsa başımızın tacıdır. Allah ne diyor?
( Enfal sur.22.Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.)
14:37 Rabbimiz, neslimden bir kısmını bağlılığı gerçekleştirmeleri/korumaları için
KUTSAL SİSTEMİN İLE işlenmemiş bir vadiye yerleştirdim. Bu nedenle insanların gönüllerini, ONLARA
(NESLİME) meylettir ve onlara meyvelerden rızık ver ki şükretsinler.
Hacc kur'an da nerede ve ne anlamda geçiyor?
E lem tera ilellezı hacce ibrahıme fı rabbihı
02:258 Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi!
Fe in haccuke...
03:20 Eğer seninle tartışırlarsa...
Fe me hacceke fıhi
03:61 Kim seninle bunun hakkında tartışırsa...
Haccın amacı sadece Müslimanların biraraya gelmesi mi? 7 kez bir yapıyı tavaf etmeleri mi?
Kendileri ve Allah için ne gibi bir Fayda düşünüyorlar?
Ehli Kitabın girmesi YASAK olan bir yerden bahsediyoruz...
sevgiler...
metehan
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
İbret ve tefekkür amaçlı geziler, Kur'ân'ın sıkça tekrarladığı emirleri arasındadır;
inanan insanın bu emirler karşısında kayıtsız kalması düşünülemez. Tevbe, 112
İnsan yeryüzünde nereye adım atacak olsa, Kur'ân'ın uyarısını hatırlatacak bir manzarayla
karşılaşır: “Gezin de görün sizden öncekilerin âkıbetini!”
Bu uyarının yönlendirdiği bir gezi, insana, belki pek çoklarının ilk anda hoşlanmayacağı bir
fânilik gerçeğini bütün çıplaklığıyla hatırlatmaya yetecektir.
Oysa zamanımızın anlayışı, dünyanın fâniliğini hatırlamak değil, unutmak esası üzerinde kurulu
olduğu için, zamanımız insanının davranışı ya Kur'ân'ın uyarılarını umursamamak, ya da seyahati
asıl amacının tamamen tersine çevirerek kullanmak şeklinde ortaya çıkıyor.
evet dert büyük, ataların kattıklarını ayıklamak zor, ama biliyorsun tüm insanlık bununla imtihan oluyor.
Katılanları temzilerken evi kökten süpürüp atmamak gerekir diye düşünüyorum. Kuran'da derin anlamlar tedebbür içeren anlatımlar vardır ve bunlardan somuta dönmüş olanlar da bulunmaktadır. Zalimlerin bozup katıp karıştırdıklarına en iyi örnek, Mekkeli Kureyş'in 2500 yıl süresince İbrahim'in tesis ettiği ed-dine atalarının katıp karıştırdıkları üzerine yaşadıkları dine ( millete Kureyşin ) Kuran'ın getirdiği ayıklamadır.
Diğer bir canlı örnek aynısını yapmış olan İsrailoğullarına, İsa'nın getirdiği ayıklama ( İncil ) ile.
Bunlar bize Rabbimizin imtihanımız için öğrettiği ATALARIN KATTIKKLARINI AYIKLAMA VE ED-DİNİ TAHRİFLERDEN KURTARMA METOTLARIDIR.
Tesbihi koparmamalıyız, İnsan Kitabı-Kainat kitabı ve Vahiy Kitabındaki ayetleri beraberce okumalıyız. Hepsi ÜMMÜL KİTAB'dan, aynı kaynaktan.
Hac bildiğimiz ritüel manasında da Kuran'da çok detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bakara'da, HAC suresinde, Maide'de ve Tevbe suresinin başında ve diğer ilgili yerlerde. Tabiki KURAN'ın o muhteşem mesani/müteşabih/fussilet/muhkem derinliğinde ve yalınlığında. ÖZ ve FORMU, tam insana ve topluma imtihanını başarmakda ihtiyacı olacağı şekilde sunarak.
Bugünkü Hac'da tıpkı bir çok kavram gibi tahrife, tahribe ve katıp karıştırmalara uğradığı bir gerçek. Özünün boşaldığı bir gerçek. zaten Hz. peygamberden 50 yıl sonradan beri ortada genel manada bir UMMETUN VASETUN kalmadığı da ( çok çok az sayıdakileri tenzih ediyorum ) gerçek.
Cuma siyasi toplantısı da buna diğer bir örnek.
Bu bakış açısı ile yaklaşıldığında daha olumlu analiz yeteneği kazanacağımızı düşünüyorum.
İnsanlığın imtihanı devam ediyor ve Hz. Muhammed'den sonra doğanlar da imtihandan muaf değiller.
Birgün, Hanif Muhlis Mümin olarak Allah'a teslim olmuşlar FAZİLETLİ TOPLULUĞU ile hep beraber Hac edersek, işte o zaman HACCÜL EKBER GÜNÜNÜ damaklarımızda ve yüreklerimizde tadarız inş.
selam ve muhabbetle.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Hac konuşuyorduk, şimdi KIBLE dedin. KIBLE konusunda dediğin gibi çalışmam bitti ve yayınladım elh. BENİM KIBLEM : Hanif Muhlis Mümindir yani İslamdır, yani ÜMMETUN VASETEN dir yani Allah'a benliğini teslim etmişlerdendir. Rabbim bize bunun şiarı olarak MESCİDİL HARAMI yani Mekkeyi vermiştir. her topluluğun bütün DEĞERLERİNİ ( kıblesini - üst kimliğini ) bir bakışta temsil ve teşhir eden BİR BAYRAĞI vardır.
Şimdi o sembol 1000 yıldan fazladır başkalarının anlayışı ile tahrif edildiyse, anlam darlatılmasına uğratıldıysa, bize düşen o sembolü aslına döndürmektir, tutup düştüğü yerden kaldırmaktır bayrağı, yakmak yok etmek değildir.
ancak sakinlik salatın ilk ruknu abi. Bu derin anlayışı ikame etmek ve hassas bir cerrah titizliğinde uğraşmak lazım. yoksa RASİHUN ( ince ince kanaviçe işleyebilen ) olmak öyle kolay değil. dikkatli olmalıyız.
Bunlarla sadece biz imtihan olmadık, binlerce yıldır tüm kuşaklar oldu ve hala aynısı ile imtihan oluyoruz. Derdimiz ed-dini anlamak ve yaşamak.
Tesbihi koparanların sonunun hiç hayr olduğunu görmedim abi. iki taraftan birine savrulup gittiler. tesbih kopartılırsa zaten ANLAMSIZLIK kazanır. sonu ya tekke olur ya meyhane.
ALLAH'IN SÜNNETİNDE BİR DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN BİR DÖNÜŞÜMDE bulamazsın demek, herşey ilk günden son güne aynı, imtihan eşit şartlarda ve kimseye ne ayrıcalık ne handikap yok demek, tesbihi koparma koparırsan çok büyük imkanı nimeti tepersin demek. ( Rum 30 )
Daha sakin ilerlemeliyiz diye düşünüyorum. İmkanların hepsini kullanmalıyız, imtihan olanlar müstağni olamaz ki, muhtactır.
Hele ki Rasul bile uyarılmışken " onun vahyi sana gelip tamamlanmadan onda acele etme" diye, biz daha dikkatli olmalıyız.
bundan sonrası onu sabırla ve dikkatle yönlendirmek ve zaten hakediyorsak Rabbim bizi enfal 29 yapacaktır elhamdülillah.
selam ve muhabbetle.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Selam, Karsilayacak maddi gucum olmasina ragmen, hicbir zaman Hac'ca gitmek gibi bir hasletim olmadi.
Arapca bilmem ama Kuran'in Turkce mealiyle de, bir butunluk icinde okunabilip ders alinacagina inanirim.
Hac'ca gitmek, o yapiya yuz surmek vs. bu sayede Allah'a yakinlasmis olmak bana cok anlamsiz geliyor.
Bunun yerine, bir insan eli degmeden yaratilmis, can verilmis henuz 5 saatlik yeni dogmus bir bebege dokunmak beni Allah'a, onun varligina daha fazla yaklastiriyor acikcasi..
Soyledigimden insana tapmak gibi, komik bir anlam cikarilmasin lutfen..
Ben kendi adima, Allah'in bugunku bildik anlamda yapilagelen bir Hac'ci ogutledigini zerre kadar dusunmuyorum.
Dusunmememin sebebi;
Putlari kirilmasini isteyen Allah, bir binada hayat bulacagini ongormez yarattigi kuluna. Ongorurse kendisiyle celisir. Ki O her turlu celiskiden muaftir.
Hac'ca gidip tavaf etmeyi, yuz surmeyi acikcasi diger din disi sapkin ogretilerdeki, tahta parcasinin onunde egilip, secde edip, opup, basa koymakla esdegerde buluyorum.
Seytan taslama kismi ise tamamiyla garip geliyor bana..
Hac'ca gidip seytan taslayanlar, gercek hayattaki seytani isleri taslayamadiklarindan olsa gerek, orda taslayip veya sozde arinip, donunce kar payi altinda faiz dagitmaya, dedikoduya, sahte peygamberlige soyunmaya hatta Allah rolune soyunup cennet cehennem bileti kesmeye devam ediyorlar.
Hac'ca gittigi halde bu saydiklarimin hicbirini yapmadigini iddia edecek biri varsa, bence kulliyen yalandir.
Mukemmel insan yoktur zira.. Olmayacaktir da.. Cunku mukemmel olan yalniz ve yalniz Allah'tir.
Bu sebeple camiye gitmekle, hac'ca gitmek arasinda benim icin hicbir fark yoktur.
O yuzden anlam bakimindan olmayan birseyin vekaletligi vs. benim icin soz konusu degildir.
Zaten burada vekalet kismini tartisiyorsak bu bile Kuran'a terstir.
Tesbihte hata olmaz, Hepimiz eski kasap dukkanlarinda, basasagi asilmis ve plastik karanfillerle suslenmisler misali duzen icinde yerimizi alabiliriz.
Ama tek farkimiz Kuran'a gore kendi bacagimizdan sallandirilacagimizdir. Bir baskasinin bacaginin daha kasli olusunun bize yarari yoktur. Olmayacaktir da Allah indinde...
Ha bunlarin disinda, turistik amacli ve dini rituel icermeyen sekilde
gezmek gormek amacli degil Arabistan'a, Tibet'e de giderim o ayri
mesele.. Sonucta kulturlere iliskin tarihi yapilari gormek, bilgi babinda faydalidir.
Yoksa ne Misir'a gittigimde Firavun, ne Tibet'e gittigimde Budist, ne Tac Mahal'e gittigimde Hindu, ne de Kabe'ye gittigimde Musluman olurum.
Keza Kible olayi da aynen hac gibidir. Bana sahdamarindan yakin oldugunu soyleyen Allah'im, ibadet saatinde ne diye gidip Kabe'nin noktasinda bulunsun?
Allah'i koordinatlara sabitlemek niye gerekli?
O beni zaten her dakika, her salise goruyor, ne yaptigimi ne ettigimi de, icimi de disimi da biliyor. Oyleyse koordinatlarda Allah'i aramak niye?
Yuksek binalarin ustune + isareti koyanlardan, tasarimini yaptigi ilk arabanin (GMC) sembolunu + ile bagdastiranlardan ne farkimiz kaldi?
Allah'in saf arindirilmis dini, boyle birsey degildir bence...
Insan Allah'a ciplak ve arindirilmis bir sekilde yaklasmak istiyorsa , kisinin kabesi kendisidir, aklidir.
Manevi yonunuzu bulmak icin pusulaya ihtiyaciniz varsa, Kuran mevcuttur, siradan bir gunde yolunuzu kaybetmisseniz, gunes veya yildizlar, ruzgar da mevcuttur. Kedi kadar da mi olamiyoruz bunca donatilmis akilla?
Online veya fani kible bulucular sadece Allah'i koordinatlara sabitler. Oysa Allah zamandan, bir baslangic veya bitis'ten muaftir.
Akilli olmakta fayda var. Insan olmasaydi,yaratilmasaydi, ne kitaba, ne elciye, ne uyariciya, ne peygambere bunlarin hicbirine gerek kalmazdi.
Saniyormusunuz ki, Allah inanci yok olacakti?
Kainat ve insan disindaki yaratilmislar, agzi dili olmaksizin, zaten Allah'a yonelisini gerceklestiriyor, yaratildiklari ilk gunden bu yana... Bu yuzdendir hepsinin bir rizkinin olmasi..
Siz bir dag'in, bir yagmur'un hesaba cekilecegini duydunuz veya isittiniz mi Kuran'dan?
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Hac konuşuyorduk, şimdi KIBLE dedin. KIBLE konusunda dediğin gibi çalışmam bitti ve yayınladım elh. BENİM KIBLEM : Hanif Muhlis Mümindir yani
İslamdır, yani ÜMMETUN VASETEN dir yani Allah'a benliğini teslim etmişlerdendir. Rabbim bize bunun şiarı olarak MESCİDİL HARAMI yani Mekkeyi
vermiştir. her topluluğun bütün DEĞERLERİNİ ( kıblesini - üst kimliğini ) bir bakışta temsil ve teşhir eden BİR BAYRAĞI vardır.
Şimdi o sembol 1000 yıldan fazladır başkalarının anlayışı ile tahrif edildiyse, anlam darlatılmasına uğratıldıysa, bize düşen o sembolü aslına
döndürmektir, tutup düştüğü yerden kaldırmaktır bayrağı, yakmak yok etmek değildir.
ancak sakinlik salatın ilk ruknu abi. Bu derin anlayışı ikame etmek ve hassas bir cerrah titizliğinde uğraşmak lazım. yoksa RASİHUN ( ince
ince kanaviçe işleyebilen ) olmak öyle kolay değil. dikkatli olmalıyız.
Bunlarla sadece biz imtihan olmadık, binlerce yıldır tüm kuşaklar oldu ve hala aynısı ile imtihan oluyoruz. Derdimiz ed-dini anlamak ve
yaşamak.
Tesbihi koparanların sonunun hiç hayr olduğunu görmedim abi. iki taraftan birine savrulup gittiler. tesbih kopartılırsa zaten ANLAMSIZLIK
kazanır. sonu ya tekke olur ya meyhane.
ALLAH'IN SÜNNETİNDE BİR DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN BİR DÖNÜŞÜMDE bulamazsın demek, herşey ilk günden son güne aynı, imtihan eşit şartlarda ve
kimseye ne ayrıcalık ne handikap yok demek, tesbihi koparma koparırsan çok büyük imkanı nimeti tepersin demek. ( Rum 30 )
Daha sakin ilerlemeliyiz diye düşünüyorum. İmkanların hepsini kullanmalıyız, imtihan olanlar müstağni olamaz ki, muhtactır.
Hele ki Rasul bile uyarılmışken " onun vahyi sana gelip tamamlanmadan onda acele etme" diye, biz daha dikkatli olmalıyız.
senin takvalı ve mücahit yüreğin apaçık forumun ortasında atıyor ve bunu görüyoruz, bundan sonrası onu sabırla ve dikkatle yönlendirmek ve
zaten hakediyorsak Rabbim bizi enfal 29 yapacaktır elhamdülillah.
selam ve muhabbetle.
Değerli DOST,
"Hac konuşuyorduk, şimdi KIBLE dedin" diyorsun...NAMAZ da Elpençe nereye yöneliyorlar zannediyorsun?
Sen Camiye gitmeyeli çok oldu galiba? Sana KIBLEsini soran olmadı mı? Üzerinde Kıbleyi gösteren pusula olan Müthiş icad "seccade"
lerden haberin yokmu?
Oraya gidip HacerülEsved Taşına Yüz sürmek için birbirlerini parçalamıyorlar mı?
Şeytan taşlarken kadınların,çocukların ve İhtiyarların sırtına basarak hayatta kalmıyorlar mı? Şeytanı gülmekten öldürmüyorlar mı?
Can Dostum Ebukerem,pek kıymetli Görüş ve Tavsiyelerini Elbette dikkate alacağım.Ancak benim bahsettiğim TESBİH,senin altını çizdiğin
TESBİH ile aynı değil...Ben boncuk tesbihi kırmaktan bahsediyorum:)
Değerli Ebukerem,
Bilirim ki Kur'anda araştırmayı İbadet bilirsin...
(kasas-46,secde/3,yasin/6 ve maide/19) zaten geçenlerde kasas süresinde okuduğum 46 ıncı ayeti kerime kafama takılmıştı.
bunu araştırıken bu ayetlerde anladığım kadarıyla mekke(veya araplara) ye daha önce uyarıcı gelmediğidir.
O halde kabe(veya beyti-yani fiziksel anlamda) yi Hz.ibrahim ve İsmail inşa etmemiş ,Hz.İbrahim zürreyetinden bir kısım kimseleri o vadiye
(mekke ye) yerleştirmemiş.( veya ziraat yapılmayan vadi-yer orası değil..eğer fiziksel anlarsak).
Konu için pek çok kaynak karıştırdım.(fahri razi,elmalı,mevdudi,fizilal gibi) hepsinin yorumu aşağı yukarı aynı.yani ..
''ataları DAHA ÖNCE uyarılmamış kavme..'' ibaresini Hz.ismailden beri ..uzun zaman,uyarılmamış yargısı var.
Oysa benim anladığım Araplara(veya Mekke ve civarına) hiç uyarıcı gelmediğidir...(doğrusunu rabbimden niyaz ediyorum)..
Eğer araplara(veya mekke ve civarına) uyarıcı gelmediği kanısı doğru ise büyük bir kandırmaca ortaya çıkar tarihi bir yanılgı olarak tarihe
geçer,bizim Hacc ,Kabe ,anlayışımız....
Bu görüşler burada yani bu forumda defalarca çeşitli DOSTlar tarafından dile getirilmiştir.
Şaşırtıcı bir biçimde TEPKİ almıştır.
Bazılar sinmiş kimileride küsmüştür.Metehan biraz farklıdır.
SİZİ DÜŞÜNMEYE DAVET EdİYOR:
sevgiler...
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Eklemek istiyorum Kubik sistem neyi temsil eder ? Köşede ki Kara Taş neye benzer?
Gezegenler yörüngelerinde nasıl döner? ilk üç şavtta neden remel denir kalan 4'e niye izdiba
denir?
Hiçbirşey tesadüf olmadığına göre ve anlamsız ve basit bir şi yapmadığımıza göre;
Ben sadace sesli/yazılı düşünüyorum.
Rehberimiz,pek değerli Muhammed neden yüzünü Göklere çevirdi...
Soru sormak AKLIN SALATI
Amacım kafa karıştırmak değil,ama karışması gerekiyorsa şeker çaya,
tuz Ayrana elbet fazlası dibe çöker...sular durulunca...
Rabbim anlayışımızı Arttır,Farkındalık ver.
Rabbimiz bizleri ATALARIMIZIN dininde diretenlerden olmaktan ve onlardan olmaktan münezzeh kıl.
Bizler Yunus 105'te emrettiğin üzere yaşamak için mücadele verenlerdeniz.
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma