Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bu baþlýkta sayýn bayboranýn bir cümlesini görüyoruz. Ama onun arka planý nedir. Tam olarak neyi kastetmiþtir. Onu bilmiyoruz.
Bunu öyle demekle hadisi falan savunduðunu düþünmüyorum.
Ama þu bir gerçektir. Kur'an 610-632 arasý inmiþ bir kitaptýr. O zamanýn toplumunun þartlarý ile þimdiki toplumun þartlarý arasýnda farklar var. Örneðin kölelik hukuku var, kabile hukuku var falan. Bir de Hristiyanlar ve Yahudiler var.
620 lerde Kur'ana muhatap olan bir sahabi için apaçýk bir kitap olduðuna inanýyorum. Köleleri, kabileleri, yahudileri zaten görüyor biliyor. Hristiyanlarý da ticaret için gittiði filistinde, þamda görüyor. Ayetleri kafasýnda oturtuyor.
Zamanýmýzýn insanýnýn Kur'aný daha rahat anlamasý için biraz tarihi izahat gerektiðine inanýyorum. En fazla on sayfalýk bir önsöz þeklinde belki , ciltler dolusu hadis kitabý deðil. Hepsi bu.
Çünkü Kur'aný tavsiye ettiðim kimseler bu dediðim konularda biraz izahat almadan bazý þeyleri oturtamadýlar.
Tabii bu Kur'an anlaþýlmazdýr, yetmezdir demek deðil. Çaðlar ve toplumlar arasý farklýlýklar izah edilirse herkes sýkýntý çekmeden daha rahat anlar. Olay budur.
Herkese selamlar,
Selam sayin Saffet Metin,
Sozlerinize katilmakla beraber, sunu da eklemek de fayda var sanirim.
Sayin Baybora'nin saydigi nedenlerin tumu, Kuran'in kendine refere olmasi ile anlasilabilen verilerdir.
Yani, Kuran disindan edinilmis bir veriyi (tarih, mitoloji, bilim vs.) dogru veya gecerli olarak kabul edebilmek icin (Kuran'i anlamak adina), gene Kuran'a donup diger sure ve ayetlerle kontrol etmek ve celismedigine emin olmak gerekir.
Tum Kuran calismalari, meal calismalari veya duzeltme-dil calismalari(ceviri hatalari vs) bu cizgi uzerinde yapilir.
Bu nedenle, Kuran metninin anlasilmasi icin disaridan alinan veri, ne olursa olsun yine Kuran metninin icindeki bilgilerle, uyusum gostermek zorundadir. Sapma dedigimiz nokta da tam buradadir.
Bu sart oldugu surece (ki sarttir, yoksa diledigi sayida Kuran yazabilir insan) Kuran, kendi disindaki bagimsiz veriyle anlasilamaz.
Cunku belirleyici olan oge cerceve, yine Kuran'in kendisidir. Bu durumda da, diger verilerin bagimsizligindan soz edilemez.
Bugun, birtakim hadisleri veya kisisel rivayetleri reddediyor olmamizin sebebi budur.
Bugun teslis inancini reddetmemizin sebebi budur.
Veya, Kuran'da niye dinazorlara iliskin bilgi yok diye sormayisimizin nedeni budur.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Yeni fark ettim bir cümlem üzerinden kampanya başlatılmış, kardeşlerimizde ileti asmışlar,Bir cümlen üzerinden değil,genel bakış açınızdan dolayı.Üstelik ortada bir kampanyada yok,sadece tartışıyoruz.
Olgusal olarak herşey ortadayken, gerçekleri yoksayarak bir dünya kurmak ve bunları izah edememek....
Çeviriyle orjinal metni "aynılaştırma",
Çeviri üzerinden kavram çalışmaları yapmalara,
farklı okunuşları bilmeyipte öğrenince itikadımız bozulacak demelere,
Elindeki matbu metinden başka bir metin görmemişlere başka varyantlarda var deyince,
Yine elindeki metnin asım kıratı (hafs rivayeti olduğunu söylendiğinde),
Metnin üzerinde çalışma yapılmış deyince, aa bir harfi bile değişmemişmiydi demelereBu tür tartışmaları sevmem ve genellikle katılmam.Bir harfinin değişmiş olma ihtimali seni mutlumu ediyor?İnsiyatifin sürekli elinizde olması mantığını terk edin teslimiyeti deneyin.harflere değil fotoğrafı anlamaya bakın.
Ebu bilmemnelere kızdıkları kadar, prof.dr. bilmem neye saygıdan kusur etmeyenlere,Yeri geldiğinde "Prof.Bilmem neye"de eleştirimizi yaparız,yaptıkta.Kusura bakma ama biz Allahın kitabını toplumunun eline tutuşturma becerisini gösterenle "kıl tapıcılığı"nı öneren zevatı bir tutamayız,vefalıyız.Bu konuda seni daha önce de uyardım ama yine görmezden geldin.
Türkçe okuduğunu anlamayıp, kur'an'ı peyamberden iyi anlarım demelere,Haşa subhanallah!Ne ben nede başka bir arkadaşım böyle bir iddiada bulunmadı.
Bir usulü bir yöntemi olmayıp ne olsa gidiyor, ben böyle anladım, Allah böyle diyor diyenlere,Buyrun özgün çalışmalarınızı bizimle paylaşın..Bütün yöntem ve usüller elinizin altında..
daha devam edebilirim,
fakat "gerçeklikten kendini izole edip bir dünya kurmuşlara", farklılıkları izah edemeyenlere, hala bir konuda anlaşamayıpta suçu ötekine atanlara,O gerçeklik değil,ilahi rotadan uzaklaşmadır.
benim söyleyeceğim sözüm kalmamıştır,
ben bu tartışmaya girmem,peki yaptığın bunca eleştiri ne olacak?Kim ne yaptı sana bu forumda,yazdıklarını eleştirmenin dışında??
size kolaygelsin,
lehimde ve aleyhimde söz söyleyenlere, -Allah'ın kitabına savaş açmama şartıyla- tüm haklarımı helal ediyorumUmarım sana yönelik yaptığımız eleştirileri okurda insanlar ayrılışınızın gerçek sebebini kavrarlar.
Ne hakkı Allah aşkına!Allahın kitabı diyorsun sonrada "yetersizliğinden" dem vuruyorsun.Bundan büyük hak mı olur?
"Zamanımızın insanının Kur'anı daha rahat anlaması için biraz tarihi izahat gerektiğine inanıyorum. En fazla on sayfalık bir önsöz şeklinde belki , ciltler dolusu hadis kitabı değil. Hepsi bu."
"Metinde insan idraki dışında, insan üstünde bir şey varsa bu zaten insanın idrak edemeyeceği bir şey olur,"
Selam Malik,
Bu durumda insanın üretmediği hiç bir şeye el sürmememiz gerekir.Örneğin,elma,armut gibi.Çünkü onlarda tabiat kitabının ayetleri ve yaratılışları Kuran gibi Allaha ait.
Türkiye'de üretilen sert kabuklu meyvelerden cevizin daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen herkesin günlük
diyetine mutlaka eklemesi gereken bir meyve olduğu bildirildi.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sütyemez ve Yrd. Doç. Dr.
Muharrem Ergun'un hazırladığı raporda, cevizin insan sağlığına faydaları anlatıldı.
Yrd. Doç. Dr. Sütyemez, yaptığı açıklamada, cevizin mükemmel besleyici değeri ve insan vücuduna faydaları ile diğer
meyvelerden ayrı düşünülmesi gereken özel bir meyve olduğunu belirterek, raporu cevizin faydaları konusunda halkı
bilgilendirmek için hazırladıklarını söyledi.
Sütyemez, ''Ülkemiz için hem ekonomik hem de kültürel yönden önemli bir ürün olan ceviz, Akdeniz diyetinin vazgeçilmez
parçasını oluşturuyor. Diğer sert kabuklu meyveler gibi ceviz, uzun süre depolanabilme özelliği sayesinde insanlığın var
oluşundan bu yana günlük diyetin önemli bir parçası olmuştur'' dedi.
Sütyemez, ceviz bitkisinin hem meyvesi hem de yapraklarının yıllardır ilaç olarak kabul gördüğünü ifade ederek, şöyle
konuştu: ''Avrupa'da uzun yıllar ceviz yaprakları içeren bir ilaç şekli kas tedavisinde ve sindirim sistemini yatıştırmada
kullanılmıştır.
16 ve 17. yüzyıllarda bazı bitkiler benzedikleri vücut azalarının rahatsızlıklarının tedavisinde değerlendirilmiş, bu
bitkilerden biri olan ceviz, baş rahatsızlıklarının tedavisinde, zihni geliştirmede, duygu, his ve heyecanı kontrol altına
almada bitkisel ilaç olarak kullanılmıştır.
Son yıllardaki klinik ve bilimsel çalışmalar, cevizin sağlığa etkisinin söylenti olmaktan daha ötede olduğunu kanıtlamış,
kanıtlamaya devam ediyor. Cevizin insan sağlığına faydalarının bilinenden daha fazla olabileceği de ifade ediliyor. Bu
yüzden, ceviz, daha sağlıklı bir yaşam tarzı için her yaştan insanın mutlaka günlük diyetine eklenmesi gereken gıdalardan
belki de en önde geleni.
Günde 3-5 tane ceviz tüketimi, bir insanın sağlığına katkıda bulunmasının en kolay yolu.'' CEVİZ YEMEK İÇİN 10 ÖNEMLİ NEDEN
Dünyada ve Türkiye'de 10 yıldır yapılan klinik ve bilimsel çalışmaların sonuçlarına dayanılarak hazırlanan raporda, cevizin
faydalarıyla ilgili olarak şunlar kaydedildi:
1- Cevizdeki yüksek orandaki omega-3 yağ asitleri kalp hastalıklarını, inmeyi, diyabeti, yüksek kan basıncını ve klinik
depresyonu azaltıyor. Ceviz tüketimi kandaki kolesterol seviyesini düşürüyor, kalp atışlarında düzensizliği önlüyor.
2- Cevizdeki fitosteroller, kalın bağırsak, göğüs ve prostat kanseri gibi kanser türlerinden korunma sağlıyor, bağışıklık
sistemini güçlendiriyor.
3- Ceviz, damarlarda daha az pıhtılaşma özelliği olan kan tipinin üretimine ve iyi kolesterol oranının kötü kolesterol
oranına göre artmasına yardım ediyor, kolesterolün damarları tıkama aşamasında önemli bir adım olan şişme ve kızarıklığı
azaltabiliyor.
4- Cevizdeki l-arginin kan damarlarının iç tarafının pürüzsüz ve düzgün olmasını sağlayarak kan-damar sisteminin
rahatlamasını sağlıyor. Cevizdeki yağ asitlerinin kalp hastalıklarını önleme etkileri var.
5- Beyne benzeyen ceviz, kavrama ve anlamayı geliştiriyor. Asya'da ceviz hala beyin gıdası olarak kabul ediliyor, bu
ülkelerde öğrenciler, sınavlardan önce ceviz yiyerek notlarını yükseltebileceklerine inanıyor.
6- Omega-3 yağ oranı düşük çocuklarda daha yüksek hiperaktif olma özelliği, daha fazla öğrenim ve davranış bozuklukları, daha
fazla huysuzluk ve uyku düzensizlikleri gözlemleniyor. Ceviz, bu sorunları önleyen omega-3 bakımından çok zengin.
7- Cevizdeki yağ profili, fitosteroller ve magnezyum, safra taşı oluşumunun önüne geçiyor.
8- Cevizdeki melatonin, beyin bezesi tarafından salgılanan melatoninin insan vücudunun kullanıma hazır formunu içeriyor.
Melatonin, gece çalışan ve zaman farkından dolayı uyku düzensizliği çeken kişilerde uyuma rahatsızlıklarını ortadan
kaldırabiliyor.
9- Cevizin, antioksidan özelliği dolayısıyla kardiyovasküler ve sinir sistemine zarar veren parkinson ve alzheimer gibi çok
kuvvetli hastalıkların gelişimini erteleyebileceği veya azaltabileceği ileri sürülüyor.
10- Ceviz, antioksidan savunmada önemli olan birtakım enzimlerde zorunlu kofaktörler olarak görev yapan manganez ve bakır
içeriyor.
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Allahın ayeti diye tüketilirse her ürünün mutlaka faydası vardır.Bilinçsizlik kötü ne yersen ye fayda etmez.Bir yerden girer öteki yerden çıkar.Örnekleride çoktur tabiatta.Muhlis olma yerine sıradan bir köylü kalırsın olduğun yerde.Nasıl özetim iyi mi?Selamlar Metehan..
Allahın ayeti diye tüketilirse her ürünün mutlaka faydası vardır.Bilinçsizlik kötü ne yersen ye
fayda etmez.Bir yerden girer öteki yerden çıkar.Örnekleride çoktur tabiatta.Muhlis olma yerine sıradan bir köylü
kalırsın olduğun yerde.Nasıl özetim iyi mi?Selamlar Metehan..
Uzuun yazıları okumadan geçtiğini söylemiştin?
Güzel özet...Yiğenimin gözlerinden öperim.
13-14 yaş için oldukça güzel bir anafikir çıkarmış.Yalnız katılmadığım bir nokta var...
Keşke köylü kalabilseydikı...Onların nasırlı ellerinden öperim.
selamlar Ali Abi...
metehan...
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Nafî İbn-i Ömer'den nakleder ki: "Hiçbiriniz ben "Kur'an'ın tümünü
öğrendim" demesin. Çünkü, ne biliyor Kur'an'ın bir çoğu kaybolup
gitmiştir. Sadece desin ki ben Kur'an'dan ortada olan kısmını öğrendim
El-İtkan (Suyûtî), c.2, s.25
Kenz-ül Ummâl kitabında Muttaki Hindi Ömerb. Hattab'ın Müsned'inden
şöyle nakletmektedir: "Ömer Abdurrahman b. Avf'a dedi ki: "Bize nazil
olanlar arasında "İlk başta cihad ettiğiniz gibi cihad edin" (ayetini)
okumuyor muyduk?!" Sonra devam etti: "Kur'an'dan düşenler arasında bu
da düştü!!" Bir başka rivayette ise şöyle geçer: "Kaldırılanlar
arasında bu kaldırıldıKenz-ül Ummâl, c.2, s.567.
Heytemî Mecme-üz Zevâid, kitabında Ebu Musa Eş'arî'den şöyle
nakletmektedir: "Berâet (Tevbe) suresine benzer bir sure inmişti ki
sonradan kaldırıldı ve ben ondan sadece şu cümleyi ezberledim: "Hiç
şüphesiz ALLAH, bu dini öyle kavimlerle teyid eder ki (bu dinde hiçbir)
payları yoktur
Mecme-üz Zevâid (Heytemî), c.5, s.302.
Hüzeyfe dedi ki: "Sizin Tevbe suresi diye adlandırdığız, azap
suresidir. Oysa siz şimdi bu surede bizim okuduğumuzun ancak dörtte
birini okuyorsunuz!! (Yani önceden surede olup da Ashap tarafından
okunan ve Tevbe suresinin dörtte üçüne tekabül eden kısım şu anda
Kur'an'da mevcut değildir!!)"
Mecme-üz Zevâid (Heytemî), 7, s.28. Aynı rivayet cüzî bir tabir farkıyla Müstedrek-i Hakim'de de nakledilmiş
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma