Yazanlarda |
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Metehan,
Girdilerini okuyorum.
Ancak buradaki sorgulamamizin veya kendimizle yuzlesmemizin saglikli yapilabilmesi icin, once Allah anlayisimizi sorgulamamiz gerektigine inaniyorum.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Alıntı:
frodo´isimli üyeden Alıntı
"Allaha sufle vermek ihtiyacı" çok ilginç de olsa terim değil. Ama daha da ilginci bu ihtiyacı duymak.
Peki daha basit anlatımla, bu "kesim işini" yanlış anlayıp gariban hırsızların elini ayaklarını
kesenler olmuştur muhakkak. (Hadisler bunun böyle anlaşıldığını gösteriyor.) Allah, eyvah bu
kullarım meramımı yanlış anlarlar benim emrim bu değil en iyisi şunu düzgünce yazayım
dememiş midir ?
UlulElbab Yazdı:
"Eyvah" diyen bir Allah ?
Hayat bir Sınavdan ibaret...sınanan ise Allah değil, insandır.
YÖK'e bile itiraz etmeyen ve sınavını protesto edemeyenler
ne kadar da kolay Allahı sorguluyorlar?
YÖK'ün olmadığını farzedelim ve hayatımızı yaşamaya devam edelim.
Sonra iş bulalım...ve diyelim ki;
Benim Bilgim var...Diplomaya ihtiyacım yok...
Zaten sınavları hiç sevmem...Bana Mühendis olarak yetki ve sorumluluk verin.
Kendimi siz ispatlayacağım ve büyük bir Uzay Mekiğini projelendireceğim.
Acaba size o işi verirlermiydi?
İlginç...
selam
|
|
|
UlulElbab Yazdı:
..................
Bizler Hudaya tabiyiz.
Huda O'dur ki,tüm insanlar için bir Sistem oluşturmuş;
içinde HaKKca paylaşım,Sevgi ve Adalet ve daha nice güzellikler barındıran bu "Sistem",diğer adı BARIŞ
olan İslamdır.
..............................................
Umarım sorunuza tatmin edici cevaplar verebilmişimdir.
......................
|
|
|
GUNESINZAPTIYAKIN Yazdı:
Teşekkür ederim UlulElbab,
bence yeterlidir bu cevap ama yeterli bulmayanlar olursa tekrar genişletilmiş bir cevap isteyebilirim
senden... |
|
|
evrensel-insan Yazdı:
Arkadaslari bilmem ama, ben pek bu Huda'nin ne oldugunu algilayamadim. Soyut mu/somut mu?, Allah ile bagi
nedir?, onlar herhalde ne oldugunu biliyorlarki, sorma geregi duymamislar.
Hüda
öz. a. hüda: Tanrı: TDK'da Tanri diyor ve Istiklal Marsi'nda da geciyor. Allah'in 99 isminden biri mi?
Ustelik bu sistem devamli degisken bir sistem. Bu degisimi neyle sagliyor. Eger su anki sistemden
bahsediyorsan, ya da ilk insanoglundan beri; insanoglu hic bir zaman evrensel/insansal bir sistem
kuramamis, kuramamasinin sebebi de; dogal dusuncesinin yapilanisi ve isleyisinden kaynaklaniyor. Tum
sistemler; ayrimcilik, cikar, guc, otorite, ve bunlarin getirdigi savasim gibi; insanlikdisi olgu ve
davranislarin uzerine kurulmus. Nerde esitlik, birlik, butunluk, beraberlik, huzur, baris ve insanoglunun
tum ozlem duydugu olgular ve kavramlar?
Yoksa bu dunya da olmayacak mi?
Saygilarimla;
evrensel-insan |
|
|
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Elbette ki Kafası karışmış ve belkide Kalbi kararmış bir Ateistle
konuşurken Çok dikkatli olmak gerekiyor.
ve Tabii ki Sabır da gerekiyor bol bol:)
Bu iletileri neden buraya taşıyorum:
Biliyorum ki bazı kardeşlerimizin Aklına sorular geliyor...
Bu UlulElbab,ne kadar hayırlı! işler yaptığının Reklamını yapıyor acaba?
Eğer ki böyle düşünen arkadaşlarımız varsa...Onlara Allah rızası için,
Allah rızasının ne olduğunu düşünmelerini tavsiye ederim.
Rabbin Reklama ihtiyacı olmadığı gibi,O'nun Rabbanilerinin de ihtiyacı yoktur.
Amacımız uygulama ve tartışmalarımızdan pay çıkarılmasıdır.
Amacımız burada kısır tartışmalara girmenin,Hanifliğe ve gönül verdiğimiz
ülkülere fayda sağlamadığının altını çizmektir.
Zaman çok değerlidir.Değerini bilene...
Aşağıda başka örneklerle..kafası karışmış insan manzaraları sunacağım;
sevgiler...
metehan
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
|
Yukarı dön |
|
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
alinti yapinca karakterler bozuyor bu yuzden kopyaladim.
Acaba Muhlis, Mümin bir Hanif ile bir Ateist veya Agnostik nasıl bir Dialog geliştirir?
Insani olan, her turlu diyalogu gerceklestirebilir.
Bir Hanif günlük hayatında sadece Rabb ile konuşmaz...
Dogru. Rab ile konusmalarini ve O'nun sundugundan edinebildiklerini, toplum icinde, gunluk hayatinda uygulamaya koyar. Salat yani..
Hepimiz Salat halinde çalışır,günlük Rızkımızı kazanır,bu arada her görüiten insan ile Görüş ve
Düşüncelerini paylaşırız.
Bazılarına daha yakınızdır...bazılarına ise daha uzak.
Ancak Selam herkese dir.
Rabb-ul Alemin Rahmetini yağdırırken...dileseydi Ateistleri,İnkarcıları ve Şirk ehlini
dışında bırakamazmıydı? Dilese yağmur ve Rızk yağdırırken onlara isabet etmesini sağlayamazmıydı?
Elbette yapabilir di.
Elbette yapardi. Aciz degildir bundan.. Bizim uzak ve yakin olarak nitelendirdigimiz yanilgimiz, kisisel bakis acimizin gorecesidir. Yoksa bir inkar edenle de, uzak kalmamiza gerek yok hayatin icinde.. Uzaklik veya yakinlik bize zarar vermeye basladigi andan itibaren,kendi teslimiyetimizin saglamligi ile orantilidir. Orn; -Uyusturucu kullanan arkadasimiza ragmen, bizim kullanmayisimiz. -Seyh izinde gidip tarikata giren arkadasimiza ragmen, seyh izinde gitmeyisimiz veya tarikata dahil olmayisimiz.
Ama görüyoruz ki Çalışan öyle yada böyle kazancının karşılığını alıyor.
Hatta bir çok "Dinsiz"in maddi yönden Zengin ve Varlıklı olduğunu görüyoruz.
Bazı Müsllimanlar ise Tembel ve Miskin bir halde yaşamını sürdürme ısrarında ...
Demek ki Rabb inanamayana da verirmiş...
Elbette verir.
Vermedigini dusunen, dinsiz'in baska bir Allah tarafindan yaratildigini dusunen veya inandigi icin kendini ustun gorup kibire bulasanlarin isidir. Halbuki tam bir teslimiyette, yaratilan herseyin onun tarafindan yaratilmisligina inanma iman etme kurali vardir. Unutulan, herkesin bir sekilde Salat'in ucundan tutuyor olmasidir. Bir kavramin ayakta tutulabilmesi icin, yere dusurmeye de calisilmasi gerekir.
Aksi, zaten hep ayakta kalacaktir.Kaldirmaya da ihtiyac hasil olmayacaktir.
Demek ki bizler de inanmayanlara da Selam vereceğiz:
Elbette. Selam Allah'in selami zira..
Ancak elbette onlara karşı mesafeli olacağız.Onlara kardeşimiz gözü ile bakmamız mümkün değil...
Kimse kimsenin kardesi degildir. Onlara mesafeli durmamiza da gerek yoktur. Mesafe, bizim kendi inancimizin saglamligina guvensizligimizdir bence..
İnanır Tevbe ederlerse o başka...
Etmeyebilir de.. Zikir yapmak icin, tevbe zorunludur diye bir kural yok zira..Olsaydi, Allah diledigini sapitmazdi.
Allah'in bir sekilde anilmasi, kurala tabi degildir. Cunku Allah'in dini kimsenin tekelinde degildir.
Ancak İnanmaları kimin elinde? Kimin görevi? Kimse kimseyi ikna etmekle görevli değil..
Kimsenin elinde degil.. Sadece Allah'in elinde..Bizlerin yapacagi sadece dusunmeye davet etmektir. Takdir Allah'indir.
Bu sadece dinsiz olan icin gecerli degildir, bir el etek open, tarikat musridi icin de gecerlidir.
Resuller bile...Tebliğ ile görevliydiler...En güzel şekliyle..Hakkıyla yerine getirdiler.
Hidayet Rabbin indindedir. O dilediğini Hideyete eriştirir.
Ancak bize düşen görevlerde var...Tıpkı Kuranın değiştirilmesini,bozulmasını engellemek gibi...
Kuskusuz. Burada yapilmasi gereken, Kuran'da varmis gibi lanse edilen fazlaliklari, carpikliklari yok etmektir. Vurgulamaktir.
İnsanlara "Sözün en Güzelini" anlatmak her Müminin görevidir.
Bu anlamda neler yapmalıyız?
Tebliğ görevimiz var mı Yok mu?
Varsa Rehberimiz Kur'an olmalı...
Olmali elbette.. Ama once Allah anlayisimiz babinda kendimizle yuzlesmemiz gerekir. Allah anlayisimizdir, bize Kuran'i dogru yorumlatan.. orn;Allah'i siyah ve beyaz'dan ibaret gordugumuz surece, Cehennem ayetlerini okuyup, cehennem bileti keseriz. Ta ki, grinin de yani Tevbe ayetlerinin de var oldugunu hatirlayana dek..
Ya Yönetemimiz? O da Kur'an da var...
Yontem Allah anlayisimizdir. Kuran bu anlayista hayat, yorum bulur zira..
Yine de Yöntem konusu göreceli bir kavramdır...
Kuran'in kendi dili de tamamen goreceyi vurgular zaten.
Kişilerin fıtratı,Sosyal çevresi ..ve başka bir çok faktör devreye girer...
Girmez. Insan her yerde, her haliyle aynidir. Tum sorun imanin saglamligina ve kisinin Allah anlayisidir.
Ya Muhattabı ?
Bir Müşrikle ,bir Ateistle veya bir Agnostikle nasıl bir etkiileşim içinde oluruz?
Her turlu kimlikle muhatap olabilir kisi.. Yaratilisimizin gayesi budur bence.. Aksi olsa tek tip muhatap yaratilirdi.
Ya Ehli Kitab?
Ya Ehli Zikir?
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ugurce Yazdı:
müslümanlar düşünürler mi bilmiyorum.Ama ben bir kaç soru sormak istiyorum:)
duyduğuma göre aramıza "Hanif" olduğunu söyleyen müslümanlar katılmış.
• Müslümanlar, öbür dünyada tüm vücudumuz ve organlarımızla fiziksel olarak yeniden var olacağımıza ve
günahlarımızın bedelini işkence çekerek ödeyeceğimize inanırlar. Başkalarına bağışlanmış organların durumu
nedir? Bağışladığımız organlar bizim günahlarımıza göre mi, diğer sahibinin sevaplarına göre mi muamele
görecek? Ben cehennemdeysem, bir mümine taktıkları böbreğim, gözüm, kalbim ne olacak?
• Allah için her şeyin yaratılması anlık ve çok kolay bir iş olduğuna göre, hiç bir efor sarfetmeden
yapıverdiği dünyayı ve bizi yaratma eylemi için ona neden şükretmeliyiz?
• Allah bizim sünnetli olmamızı istiyorduysa neden sünnetli olarak yaratmadı?
• Neden dua etmemiz gerekiyor? Allah ne istediğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu bilmiyor mu? Onu harekete
geçirmek için istediklerimizi mutlaka söylememiz mi gerekiyor? Ölümlü bir varlığın, bir yaratıcıya ne
yapmasını istediğini söylemesi akıllıca bir şey mi?
• Muhammet’in gerçekleştirdiği mucizelerini gördükleri halde, (ayın bölünmesi, yiyeceklerin çoğalması,
parmaklarından sular akması, başının üstünde gölgelendirici bulut dolaşması, vs.) neden yakınındaki bir
çok insan yine de ona hiç bir zaman inanmadı?
• Allahı kim yarattı?
• Kuran’da sihirbazlardan, sihirlerinden ve yaptıklarından uzun uzun söz eder. Allah gerçekten sihire
ve sihirbazlara inanıyor mu?
• Eğer Kuran Allah tarafından gönderildiyse, tüm dünyayı neden buna ikna edemiyor? Örneğin Yerçekimi
Teorisi yeteri kadar inandırıcıdır ve kimse onu inkar etmez.
• Allah dinozorları neden yarattı ve sonra hepsini birden öldürdü?
• Allah, Musa ve kavmini Firavundan kurtarmak için Kızıldenizi açtıysa, neden aynı kavmi Hitlerden
kurtarmak için toplama kamplarının kapılarını açmadı?
• Eğer görevimiz Allaha ibadet etmekse, bize neden özgür irade verilmiştir? Cezalandırmayla tehdit
edilerek ibadet etmemiz isteniyorsa, bunu yapmak özgür irade ile mi gerçekleşmiş demektir? Cehennem ve
cennet olmasa, Allah’a ibadet eden çıkar mı?
• Sevdiklerin ve canından parça insanların cehennemde yanmakta olduğunu bildiğin halde, cennetin
zevkini nasıl çıkartabilirsin? Eğer çıkartabiliyorsan, bu çok haince, vefasız ve insanlık dışı değil
midir?
• Kuran’da, cennette istediğin her şeyin olacağı, her arzuladığını hazır bulacağın söyleniyor. Bir kaç
günlüğüne Allah olmak istesek, izin verirler mi?
|
|
|
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Allahın Serîu'l-Hisâb olduğunu HENÜZ bilmiyor.
Bakalım neler :
ugor Yazdı:
Bu yazımda İslam dininin olasılıksal olarak çok düşük ihtimalli olmasına değineceğim.
Bu yazımda bazı ihtimali (ki bunlar oranları çok çok daha aşağı çekebilecek ihtimallerdir) göz ardı
edeceğim.
Eğer onları katarsam hem çok karışık olacaktı hem de işlemleri anlamanız zorlaşacaktı. Ayrıca tüm oranları
%50
olarak alacağım
(biri hariç). Bu en tarafsızı olacağını düşünüyorum.
Öncelikle tanrının varlığı konusundan başlayacağım. Burdaki tanrı insanı değil evreni yaratandır. Bir
tanrı var
mı, yok mu?
Az öncede belirttiğim gibi buna %50 ihtimal veriyorum.
Şimdide bu tanrının deistik mi teistik mi olduğu sorusu var. Bunada %50 diyorum ve elimizde kaldı %25
ihtimal.
Şimdi tanrının sınırsız gücü var mı, yok mu sorusuna cevap verelim:%50. Elimizde şimdide %12.5'lik bir
ihtimal
kaldı.
Sınırsız gücü vardan giderek bu tanrı İbrahimi bir inanç sistemi gönderdi mi, göndermedi mi sorusunu
cevaplayacağım. Burda
dikkat edilmesi gereken konu, İbrahimi inançlar ve diğerleri şeklinde ayrım yapıyorum. Burdaki asık
ayırımım
daha geniş
olmalıdır ama daha az karışık olaması için -İslam'a daha fazla pay akıyor ama olsun- İbrahimi, non-
ibrahimi
ayrımı yaptım.
Cevaba %50 diyerek elimizde kalan oranı %12,5'den %6,25'e indiriyoruz.
Son olarak İbrahimi dinler için sayıları 3 olduğundan doğrudan 1/3 oranını alacağım. Buradanda İslam için
çıkan
sonuç %2,083
çıkıyor.
Bir çok başka değişkeni göz ardı ederek hesapladığımızda dahi çıkan sonuç sadece %2. Siz hala cennetdeki
hurileri mi
düşlüyorsunuz? İhtimaliniz en iyi ihtimalle %2 olduğunu unutmamanızı dilerim.
Saygılarımla
Umr |
|
|
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Any Yazdı:
Zar Atan Tanrı
Evet mevzu bahis yine yaratılış daha doğrusu yaratılıştan sonrası.
Tanrı ne yaptı ne etti Adem'i yarattı, devam etti tabi bir eşi olmalıydı,''Havva'' onuda Adem'in bilimum kemiklerinden(ğinden)
yarattı.Akabinde Cennet'te yaşananlar hepimizce malum,
Tanrı bunlara bozulur ve bizimkileri dünyaya gönderir.
Gelelim ''zar'' mevzusuna
1)Tüm insanlığın kaderini iki kişiye yüklemek neyin nesidir.İkisinden biri hayatını
kaybetse film başlamadan mı bitecek? Hele bir de o zamanlar teknoloji olmadığını ve dolayısıyla hayatta kalmanın daha zor
olduğunu düşünürsek...
2)Zaten koskoca dünyada topu topu altı kişi olan(Adem ve Havva'nın çocukları) Habil ve Kabil kardeşlerin arasında
yaşananlara göz yumarak neslimizi ikinci kez yok olma tehlikesine getirmek...
3)Madem insanlığı Cennet'te başlatacaktın dünyayı daha da önemlisi diğer gezegenleri ve diğer herşeyi
ne için yarattın.Bizim dışımızda başka galaksilerin ve başka ırkların olduğunu kabul edelim.Peki bizim galaksimizde yaşam
olmayan gezegenlerin varlığının sebebi nedir.Kusurlu yaratım mı,zarların dik gelmesi mi?
4)Benim gen yapımı maymunlara bu kadar yaklaştırarak aklımı neden bulandırdın ve senden şüphe duymama sebep oldun,
yoksa bilinçsiz mi yaptın?
5)Neden önce erkeği yarattın, kadın olmadan yaşam mümkün mü? Yaratım esnasında aklın nerdeydi.Yoksa
sende mi erkeksin ve kadın egemenliğine tahammülün yok mu.Zaten kadın düşmanlığını zaman içinde bir çok kez
kanıtladın.
6)Dinazorlardan sıkılmışmıydın ki onların yok olmasına sebep oldun herşey sendense göktaşını da sen yolladın, yoksa gök
taşının geldiğinden habersiz miydin?
7)Benim cinsel yönden gelişmeme neden bu kadar karşısın ve katı kuralların var yoksa gerdek gecesi zor
durumda kalabileceğimden haberin yok mu?(konu İslamsa mevzu gerdek gecesidir abi kusura bakmayın yani yada ilk gecve ne
diyorsanız artık)
Eyyyyy! akılsız Tanrı bırak artık barbut oynamayı, sen Rus ruletinde kaybedeli çok olmadı mı? Bırak artık insanlığı
sensiz de yaşamayı öğrensinler, hepsi on sekizini geçti merak etme...
Soruların sıralaması doğaçlama yapılmıştır.Doğaçlama çalışan bir beyinden de fazlası beklenmemeli.Gelin beraber devam
edelim sorularımıza ''işte Tanrı şunun için zar atmıştır.'' dediğiniz oldu mu?
sevgilerle.. |
|
|
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran-ı Kerim » 5 / MÂİDE - 104
Ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve iler resûlî kâlû hasbunâ mâ vecednâ
aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûn
Kendilerine, "ALLAH'ın indirdiğine ve elçiye gelin," denildiğinde,
"Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter!," derler.
Ataları, bir şey bilmeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?
MÂİDE - 105
Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum
ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn
İnananlar, siz kendinize bakın.
Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez.
Hepinizin dönüşü ALLAH'adır.
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
|
Yukarı dön |
|
|
UlulElbab Yasaklı
Katılma Tarihi: 15 kasim 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 488
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
FONT=Verdana
Tanrı'nın Varlığını Destekleyen Sebepler...
1.
Dünya tarihi boyunca, bütün kültürlerdeki insanlar, bir Tanrı'nın varlığını kabul
etmişlerdir.
Bir kişi, bütün tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün insanların,
bütün ulusların ve kültürlerin hatalı, kendisinin haklı
olduğunu nasıl söyleyebilir? Milyarlarca insan, çeşitli sosyolojik,
zihinsel, duygusal ve eğitimsel çeşitliliği içeren
milyarlarca insan, tek bir ağızdan bir Yaratıcı, bir Tanrı olduğuna karar kılmışlardır.
Antropolojik araştırmalar, günümüzde en uzaklardaki, en izole olmuş ve en ilkel
kabilelerde bile evrensel bir Tanrı
inancı olduğunu gösterir. Dünya üzerinde yazılmış en eski, en antik tarihi eserlerde
veya efsanelerde, orijinal bir
Yaratıcı, Tanrı konsepti görülmektedir. Günümüzde veya antik çağlarda çok tanrılı
inançlara sarılmış, birbirinden
bağımsız ve alakasız toplumların bile kökenlerinde en yüksek ve en yüce olan bir Tanrı
bilinci olduğu görülür.
2.
Gezegenimizin karmaşıklığı, sadece evrenimizi yaratan temkinli bir tasarımcıya işaret
etmekle kalmaz bugün hala ona
bağlı olduğunu gösterir.
Tanrı'nın tasarımına işaret eden bir çok örnek, hatta sonsuz örnek mümkündür, ancak biz
sadece birkaçını
verebileceğiz:
Dünya . . . boyutu mükemmeldir. Dünyanın boyutu ve yer çekimi, oksijen ve nitrojen
gazlarından oluşan ince bir
tabakayı, yerden 50 mil yukarıya kadar tutmaktadır. Eğer dünya daha küçük olsaydı
örneğin Merkür gibi, bir atmosferi
olması imkansız olacaktı. Eğer dünya daha büyük olsaydı örneğin Jüpiter gibi, atmosferi
özgür hidrojen içerecekti.
Dünya, hayvan, bitki ve insanları yaşatabilen, doğru bir karışımdan oluşan atmosfere
sahip tek gezegendir.
Dünya, güneşten en doğru bir mesafede durmaktadır. Eğer dünya, güneşten daha fazla
uzakta olsaydı, biz tamamen
donardık. Daha yakın olsaydık hepimiz kavrulurduk. Dünyanın konumunundaki küçük bir
değişiklik bile yaşamı imkansız
hale getirirdi. Dünya, güneş etrafında 67,000 mil/saat hızıyla dönerken bile bu
mükemmel mesafeyi korur. Bunu
gerçekleştirirken aynı anda kendi ekseninde de dönmektedir. Böylece yüzeyinin
ısınmasını ve soğumasını sağlar.
Ayın boyutu ve dünyaya olan uzaklığı, dünya ile olan yerçekimi açısından mükemmeldir.
Ayın önemli okyanus gel-gitleri
ve hareketleri ile sular ne durgunlaşır ne de kıtaların üzerine tırmanır.
Su . . . renksiz, tadsız ve kokusuz ancak hiçbir canlı onsuz hayatta kalamaz.
İnsanların (üçte ikisi), bitkilerin ve
hayvanların bedenlerinin çoğunluğu sudan oluşmaktadır. Suyun karakteristik
özelliklerinin benzersiz bir şekilde yaşama
uygun olmasına bakalım:
Suyun olağandışı bir donma noktası ve yüksek kaynama noktası vardır. Su, dalgalanan
çevre ısılarına uyum sağlamamızı
ve beden ısımızın sabit kalmasını sağlayan unsurdur.
Su evrensel bir çözücüdür. Dolu bir bardak suyu alalım, bir fincan şekeri ekleyelim,
bardaktan hiçbir su
taşmayacaktır, su basitçe şekeri içine çeker. Bunun anlamı şudur: Binlerce kimyasal,
mineral ve besinlerin, en küçük
damarlarımız boyunca ilerleyerek bedenimizin her yanına ulaşmasıdır.
Su aynı zamanda kimyasal olarak etkisizdir. Taşıdığı maddelerin niteliğini bozmadan
yiyeceklerin, ilaçların ve
minerallerin absorbe edilmesini ve beden tarafından kullanılmasına imkan verir.
Suyun benzersiz bir yüzey gerilimi vardır. Bitkilerin içerisindeki su, yer çekimine
aykırı bir şekilde yukarı doğru
çıkabilmekte, en yüksek ağaçların en uç dallarına bile besin taşıyabilmektedir.
Su, yukarıdan aşağıya doğru donmaya başlar böylece içindeki balıklar yaşamaya devam
eder.
Dünya suyunun %97'si okyanuslardadır. Ancak dünyamızın içerdiği bir sistem, bu suyun
tuzdan arınmasını, buharlaşıp tüm
dünyayı sulamasını sağlar. Buharlaşma, okyanusun sularını tuzdan ayırır ve kara
üzerinde suyu dağıtması için rüzgar
tarafından itilen, bitkileri, insanları ve hayvanları, kısacası yaşamı besleyen
bulutları oluşturur. Bu sistem hem
arındırmayı, hem tekrar kullanmayı hem de besi sağlamayı içermektedir.
İnsan beyni . . . eşzamanlı bir şekilde sayısız bilgiyi işler. Beyniniz, etrafınızda
gördüğü şekilleri, renkleri,
kokuları, ısıları, ayağınızın altındaki basıncı, ağzınızın nemini, elinizdeki ve
üzerinizi kaplayan elbiselerin
dokusunu aynı anda işler. Beyniniz duygusal yanıtları, anıları ve düşünceleri kaydeder.
Aynı zamanda bedeninizin
düzenli işlerini sürdürür, nefes almanız, göz kapaklarınızı açıp kapamanız, yürümeniz,
iç organlarınızın çalışması
bunların bir kaçıdır.
İnsan beyni bir saniyede bir milyondan daha çok mesajı işleme tabi tutar. Beyniniz
bütün bu veriyi tartar, önemine
göre süzgeçten geçirir, göreli olarak önemsiz gözükenleri geri plana atar. Dünya
üzerinde yaşamanızı ve işlev
görmenizi sağlayan işlemci, beyninizdir. Her saniye milyonlarca veriyi işleyen,
bedeninizin bilinçli ve bilinçsiz
işlevlerini sürdüren ve sayısız etkinliği, yaratıcılığı olan insan beyninin şans eseri
oluşmuş bir et parçası olduğunu
kim iddia edebilir?
NASA uzaya bir mekik gönderdiği zaman içine yerleştirdiği maymunun bu gemiyi inşa
etmesi ve kullanmasını
beklememiştir, sadece zeka ve yaratıcılık sahibi bir tür bunu yapabilir. Birisi insan
beyninin varlığını nasıl
açıklar? Sadece insan beyninden daha bilgili ve zeki bir akıl bunu yaratabilir.
3.
"Şans" yeterli bir açıklama değildir.
Efes harabelerine ya da Dolmabahçe sarayına baktığınızda bu eserlerin şans eseri
oluşmuş, doğal yapılar olduğunu
düşünür müsünüz? Sınırsız zaman, rüzgar ve yağmur sağlansa bile doğa bu eserleri
oluşturamaz. Sağduyumuz bize bu
eserlere baktığımızda, açık bir planlama ve ustalıkla oluşturulmuş, zeka ürünlerine
baktığımız verisini verir.
Bu makale, dünyamızın birkaç şaşırtıcı yönüne dokunmaktadır: dünyanın güneşe konumu,
suyun bazı özellikleri, insan
bedeninin bir organı. Bunlardan herhangi birisi kazara olmuş olabilir mi?
Seçkin astronom Frederick Hoyle, amino asitlerin insan hücrelerinde tesadüfi bir
şekilde bir araya geldiği iddiasının
matematiksel olarak gülünçlüğünü ortaya koymuştur. Bay Hoyle, "şans" ihtimalinin
saçmalığını takip eden analojide
resimlemiştir: "Bir kasırganın, bir hurdalık üzerinden geçerken parçaları şans eseri
birleştirip, şans eseri çalışan
ve uçmaya hazır pırıl pırıl bir Boeing 747 oluşturmasının şansı nedir? Olasılık o kadar
küçüktür ki, sınırsız zaman ve
sınırsız hurdalık verilmiş olsa bile bu olasılıkta yükselme görülemez!"
Evrenin ve bizim yaşamımızın karmaşıklığı göz önüne alınıldığında, ihtiyacımız olan
herşeyi yaratmış olan makul, sevgi
dolu ve zeki bir Yaratıcıyı kabul etme durumunda kalırız. Kutsal Kitaplar, yaşamı
yaratan ve sürdüren bu Yaratıcı'yı
Tanrı olarak tanımlar
4.
İnsanlığın doğal olarak sahip olduğu yanlış ve doğru hisleri biyolojik olarak
açıklanamaz (vicdan).
Hepimizin içinde, bütün kültürlerde, evrensel bir doğru ve yanlış hisleri mevcuttur.
Bir hırsız bile kendisinden bir
şey çalındığında haksızlık içerisinde olduğunu düşünür. İstisnasız bütün kültürlerde,
ailesinden zorbalıkla çekilip
alınan ve tecavüz edilen küçük bir kız olayı karşısında büyük bir öfke, tiksinti ve bu
kötülüğü onaylayanlara karşı
kızgınlık oluşur. Biz hissi nereden elde ettik? Bütün insanların vicdanlarında yer alan
evrensel bir adalet,
kötülüklerden tiksinme bilinci nasıl oluşmuştur?
Cesaret, asil bir neden için ölmek, sevgi, merhamet, saygınlık, vazifeye sadakat, tüm
bunlar nereden geldi? Eğer
insanlar sadece fiziksel gelişimin ürünleriyse, "en güçlü olanın hayatta kalması" ise,
niçin birbirimiz için canımızı
feda ediyoruz? Yanlış ve doğru hakkındaki iç hisse nereden sahip olduk? Bizim
vicdanımızın varlığına getirebileceğimiz
en iyi açıklama, insanlığın kararlarına ve uyumuna önem veren, seven bir Yaratıcı'dır.
NOT:ALINTIDIR.
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
|
Yukarı dön |
|
|
mert8 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 nisan 2006 Yer: Saudi Arabia Gönderilenler: 111
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bıisim Allah erRahman erRahim
Allah ın izni ile. . .
Beyler, kaş yapayım derken göz çıkarıyorsunuz. Karşımıza gelen bir ateisti küçümsemek, hor görmek niye. . . İslam bunu yasaklamamışmıdır. . . Hem bizim bildiğimizin tam doğru olduğunun garantisi ne malum. Buradaki tartışma ortamında bile tam olarak bir çizgi tutturulabilmiş değil, herkes her konu hakkında değişik şeyler söylüyor. . .
Eğer bildiğiniz bir şeyler varsa, yukarıdaki ateistlerin sorularını cevaplayın. Küçümsemeden, bana ve ateistlere, onların (ateistlerin) sordukları sorulara yorum yaparken akıl ve mantığa uygun olarak, biraz da Kur’an kokacak basit ve kısa cümleler ile cevaplar veriniz. Bildikleriniz sizin için kesindir, çünkü sizin yanınızda doğru olanlardır. Doğrularınızdan korkmayınız. Umarım siz doğrularınızı bize aktardıktan sonra ben ve ateistler bildiğiniz doğru yolu uygulamaya başlarsak sizin için sevap olacak, Allah rızasına kavuşacaksınız. Bekliyorum. . .
Allah a emanet olun
mehmet rende
. . .
|
Yukarı dön |
|
|
|
|