Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Nedense Allah vahim yanlışları yapanları resullükle ödüllendirmiş! Bi İsa'ya diyecek bir şey bulamıyorlar!İsa'nın varlığı Musa'nın yanlışını ortadan kaldırmıyor!
Acaba İbrahim görünce kaç gün kaç ay kaç yıl yıldızı; çıkınca kaç gün kaç ay kaç yıl ayı; ve yine çıkınca kaç gün kaç ay kaç yıl güneşi rab edinmiş? Gerçekten merak etmiyorum.Bu bir süreç,kaç gün kaç yıl hangi akımın peşinden gitti bilemeyiz.Ancak açık olan şu ki,altta kalan fikri anında batırmış.Ayrıca Muhammed resule kavminin "Ona bunları arapça bilmeyen bir yabancı öğretiyor"demeleri de çok manidardır.Demek ki Muhammed resul kavminden duyduklarıyla tatmin olmayan,sürekli arayış içinde olan biriydi.Ayrıca bu forumlarda cirit atan bir çok insan geçmişte türbelerden,şeyhlerden,hatta peygamber sakalından medet umup onun önünde secde edenlerden oluşuyor.Bu durumda İbrahim resulün Allahın ayeti olan güneşe "benim rabbim"demesini niye yadırgayalım.İyi ya bir türbeden değil direkt Allahın ayetlerinden hareketle Allahı bulmuş fena mı etmiş?
Biraz düşünsenize! İbrahim ne zamandan ne zamana ne kadar süre ile yıldıza, aya, güneşe rabbim dedi? Karanlık çökünce yıldızı gördü; "aha bu rabbim!" dedi, batıp görünmez olunca ben batanları sevmem dedi! İbrahim ne kadar yıldızı rab bildi? Bilemedin bir gece! Sonra ayı çıkarken gördü, "aha bu benim rabbim" dedi. O da batıp kayp olunca "Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi yolu kayb edenlerden olurdum" dedi. Bilemedin bir gece de ayı rab edinmiş! Derken güneşi çıkarken gördü "aha budur benim rabbim, bu daha büyük" dedi. O da batınca: "Ey halkım ben sizin ortak koştuklarınızdan beriyim/ben onları tanımam" dedi. İbrahim toplam 1,5 (bir buçuk) gün yıldızı, ayı, güneşi rab tanımış!Siz kaç yıl ehli sünnet vel cemaat olarak kaldınız?Yoksa İmam Hatiplerde öğretmenlik yaparken en başında "Bırakın bunları Kuran bize yeter"le mi başladınız derslerinize? Ya hu, İbrahim kavminin aklı ile dalga geçiyor! Ayetlerin siyak sibakına ve tasvir tarzına dikkat etsenize; göstere göstere bunlardan ilah olmaz diyor İbrahim.Evet,"bunlar İlahımız olamaz" fikrine eriştikten sonra kavmiyle çatışmaya başlıyor,dalga geçerek değil! İbrahim bunlara tapmıyor, bunlara tapmanın akılsızlık olduğunu anlatmaya, kavminin anlamasını sağlamaya çalışıyor. "Neden akletmiyorsunuz, bunlar ilah olamazlar... düşünseninize!" diyor, hem de göstere göstere.Kendisine "Allahın ayetleri verildikten sonra onlardan sıyrılıp çıkan"ların varlığıda Kurani bir hakikattir..
"Bu bir süreç"! Yıldızlar ay ve güneş her gün çıkıp batıyorlar! İbrahim her gün müşahede ettiğini her gün görüyordu! İbrahim, göklerde ve yerde rabbinin hükümranlığını gördükten sonra bunları söylediğini de unutma! (size göre rab edindiğini).
46 yaşındayım,Kuranla net olarak buluşmam 1997 yılıdır.O güne kadar Kuranın yeterliliğine vurgu yapan bir çok kimse vardı.Ama benim olayı kavramam ve buna binaen Kuranı dinlemeye hazır olmam ancak o ana kadar beklememi gerektirdi.Sanırım hepimizin süreci böyledir.İbrahim resulde de süreç benzer şekilde işlemiştir ve bu hiçte anormal değildir.Sonuçta hepimiz sınanmak için burdayız.
Yunus peygamberin "Allahın herkese uyguladığı sünnetini kendisine uygulamayacağı"(21/87) zannı bazılarımıza şaşırtıcı gelebilir.Musanın karşı taraftan olanı şeytanın gazına gelerek öldürmesi de..Muhabbetle..
"İbrahim, göklerde ve yerde rabbinin hükümranlığını gördükten sonra bunları söylediğini de unutma! (size göre rab edindiğini)."
Buna gelince:
İbrahim en başından beri toplumundan farklılık arzediyor. Ancak anladığım o ki,henüz tam olarak yalnız Allah yeter fikrine net olarak ulaşamamış.Toplumu kendi elleriyle yaptıklarına taparken o Allahın ayetlerinin ardında Allahı arıyor.Sonuçta Güneşin de ayın da birer araç olduğunu farkediyor/farkettiriliyor..Şahsen ben "Kuran ve sünnet" derken de doğru inanışta olduğumu zannediyordum..Selamlar..
Tevbe 9'da sözü edilen olaylar nedir ve hangi yılın olaylarıdır? Ben onları Mekke'nin fethi diye algılıyorum. Yıl, 630.
Mescidi'l-Harâm'da (عندالمسجدالحرام) kendileriyle anlaşma yaptığınız (عاهدتم) müşrikler hariç, Allah ve elçisinin müşriklerle anlaşması söz konusu değildir (9:7).
HUDEYBİYE ANLAŞMASI?
İddia: Tevbe 7'de sözü edilen anlaşma, "Hudeybiye anlaşması"dır çünkü ınde'l Mescidi'l-Harâm (عندالمسجدالحرام) Mescidi'l-Harâm'ın yakınında demek; Hudeybiye Mescidi'l-Harâm'ın yakınında bir yer.
Cevap: Eğer bu iddia doğruysa... İbrahim nebinin mescidi olan el-beyt Allah'ın mescidlerinden biridir ve Allah ona "evim" der (22:26) ve müşrikler salâtını o evde (عندالبيت) yapıyordu (8:35). Eğer bu iddia doğruysa müşriklerinHudeybiye'de salâtettiğigibi tuhaf bir durum ortaya çıkar. Hayır! Mescidi'l-Harâm "o ev"in avlusudur. INDEL MESCİDİ'L-HARÂM "Mescidi'l-Harâm'da" demek; "Hudeybiye'de" değil. Bu bir.
İkincisi, Hudeybiye anlaşmasının süresi yok; oysa Mescidi'l-Harâm'da yapılan anlaşma dört ay ile sınırlıdır. Bu aşağıda da belirtiliyor.
Üçüncüsü, iddianın sahiplerine göre zaten el-beyt Allah'ın sistemidir, ev değil ve Mescidi'l-Harâm Mekke'dir, mescid değil. Eğer bu da ciddiye alınırsa o anlaşma Mekke'nin yakınında yapılmıştır, her neresiyse orası.
ÇİLEK DOLUNAYINDA OLANLAR
İnananlar Mekke'ye Miladî 630'un çilek dolunayında girdiler. Ramazan yani yılın en sıcak ânı idi. Kentin ortasına yöneldiler. Orda geleneksel Mekke pazarı kurulmuştu; o yüzden kalabalıktı. Ama inananlar hiç bir direnmeyle karşılaşmadan Mescidi'l-Harâm'a vardılar.
Müşrik ileri gelenleri mescidde bekliyordu. Geleneksel pazarın açık kalabilmesi için barış önerdiler. İnananlar kabul etti.
Andlaşmanın maddeleri:
(1)Süre, erba'ate eşhur dört aydır (9:2).
(2)Bu esnada iki taraf ta elini silahtan uzak tutacak.
(3)Birisi başka bir topluluğun saldırısına uğrarsa ötekisi saldırgana arka çıkmayacak.
O odur ki sizi onlara üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde (ببطنمكة) onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekti... (48:24). Onlar o kafirlerdir ki sizi Mescidi'l-Haram'a sokmuyor ve sunduğunuz hayvanların yerine ulaşmadan bekletilmesini dayatıyorlardı (48:25).
Mekke'de inanan erkeklerin ve inanan kadınların müşriklerle içi içe yaşadığı devirdi. Bir müşriğe ok atsanız inanan bir kadını vurabilirdiniz.
Fetih 25'in devamı:
Eğer kendilerini tanımadan çiğneyeceğiniz için kınanıp üzülmenize yol açacak inanan erkekler ve kadınlar bulunmasaydı iş elbet başka türlü olurdu(48:25).
İÇİNDE DİNÎ HAC YAPILAN ÜÇ DOLUNAYIN İLKİ
İzleyen dolunay erbaatu'n-hurum "yasak aylar"ın ikincisi idi. Üç hac dolunayının ilki. Dolayısıyla onun ilk gününe arefe, ikincisine ise yevme hacci'l-eber büyük hac günü (9:3) deniyordu.
Andolsun ki Allah, elçisinin o düşünü doğru çıkardı. Allah isterse başınızı tıraş etmiş, saçınızı kısaltmış olarak ve güven içinde Mescidi'l-Harâm'a elbet gireceksiniz... (48:27).
Hac vakti geldi. İnananlar arefe günü vakfelerini yaptılar. Büyük hac günü hayvan bağışladılar. Başlarını tıraş edip Mescid'e vardılar. Kabe'yi tavaf ettiler.
Orada şu muhtırayı verdiler:
Bu büyük hac gününde Allah ve elçisinden insanlara ihtar. Allah ve elçisi müşriklerden uzaktır (9:3). Yasak aylar çıkınca Allah yolundaki savaşımız devam edecektir (9:5). Mescidi'l-Harâm'da çilek dolunayının başında yapılmış olan andlaşma hariç, Allah ve elçisinin müşriklerle anlaşması söz konusu değildir (9:7).
Merhaba Abdurrahman hocam. Sevgili sasha kardeþimize söylediðimi size de söyliyeyim: Mescidi'l-Harâm ile Beyti'l Harâm ayný yer. Allah müþriklerin "Beyti'l-Harâm"ýn ýndinde salât ettiðini belirtirken (8:35) "Hudeybiye'de salât ederlerdi" mi demiþ oluyor?
Sizin bunu söylerken Kuran'ýn hangi ayetinedayandýðýnýzý keþke bilseydim. Ben Allah'ýn inananlara "Mescid-i Harâm'daanlaþmaya vardýnýz (عاهدتم)!" dediðini Tevbe 7'ye dayanarak söyledim. Allah ayný ayette þunu da söylüyor: "Ortak koþanlarýn Allah'la ve elçisiyle ne anlaþmasý olabilir?" Yani mümkün deðil:
Biraz da siz düþünün, anlamaya çalýþýn hocam!!! Allah izin verirse.
EK: 8/38'de Beyti'l Harâm yok, El-Beyt var.
El-Beyt'in "o ev" olmadýðýný bir anlata bilsem! Ya da bir anlaya bilseniz!
Beyt'in yanýnda onlarýn salatýndan ne anladýðýnýzý bi anlaya bilsem!
Muhabbetle.
Selam, sevgili haktansapmaz,
Ah o kadar buyuk bir yanlistan dondurdunuz ki size kendi adima ne denli tesekkur etsem azdir. Sagolunuz.
Dolayisiyla 4 aylik surec, bir ateskes filan degil. Olen filan yok ortada.. Cunku savas yok ki ateskes olsun sureli..
Tevbe ve bu suredeki hitaplar tamamen Muhammed'e yonelik, sizin dediginiz gibi... Ibrahim'le ilgili olan ayet kismi tamamen orneklendirme olarak kullanilmis. Tevbe Mekke'nin fethinden cok sonra inmis, detaylari da var tarih bilgisinde..
Tekrar buyuk bir yanlistan dondurup, dusunmeye sevkettiginiz icin tesekkuru borc bilirim.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Merhaba sasha dost. Nasılsınız? Şimdilik yalnızca şu sözünüz: ANILAN ANDLAŞMA Mescid-i Haram'in orta yerinde degil, yakininda yapilmistir. Yanı şimdiki adı Hudeybiye olan yerde?
Özür dilerim ama bunu kabul edemem. Çünkü El-Beyti'l Harâm ile El-Mescidi'l-Harâm aynı yerdir ve müşrikler salâtını "El-Beyti'l-Harâm"ın ındinde yerine getiriyorlardı (8:35). Yani onlar Hudeybiye'de mi salât ediyordu?
Ben Kuran'dan kopuk beşerî hükümleri ciddiye almaktansa Mescid-i Harâm'ın mescid olduğunu ve onun ındinde yerine getirilen salâtın ve anlaşmanın Hudeybiye'de değil mescidde yapıldığını kabul etmekten yanayım. Mescid-i Harâm çok geniş bir alan. Buna müsait.
Şimdilerde Hudeybiye denen o yerin adı uydurulmuş bile olabilir. Tıpkı Mekke'nin yakınındaki Sevr mağarası gibi. Uydurulmuş. Gittim gördüm. Kitabına uydurulmuş.
"Kutsal topraklar"daki mevcut bir sürü yerin adı kitabına uydurulduğu için şimdiki adlarını taşıyor olabilir. En iyisi, Kuran'a sıkı sıkıya bağlı kalmak. Beşerî Hudeybiye mitlerine paçayı kaptırmamak. Allah ne diyorsa o.
Bu yazınızı uzun uzun ve daha dikkatli okumak için sonra vakit ayıracağım, Allah isterse. Şimdilik bu kadar.
Sevgi ile
Hasan Akçay
Selam sevgili hasakcay, tesekkur ederim ben iyiyim, umarim siz de iyisinizdir.
Simdi tum tarihe, kitabina uydurulmus seklinde dusunursek, sizin de hac yaptiginiz yer kitabina uydurulmus bir yerdir demek gerekir, ki bu yakisik kalmaz.
Yanisira, hangisinden(fikren) yana olmus olursaniz olun, Hubeydiye anlasmanin adidir. Ama siz simdi kalkip olayi, Hubeydiye'de salat etmeye getirdiniz. Kopuk beseri hukum veren sizsiniz su mesajinizla..Tarih degil..
Bakin kac kez yazdim.Sevgili haktansapmaz da yazdi.
Hudeybiye,yani anlasma Mescid-i Haram yakininda yapildi.
Niye tarihsel bilgiyi, kalkip sonradan veya onceden isimlendirilen bir yerle, Kuran icerigini de katarak yorumluyorsunuz ki?
Anlasmanin adi Hudeybiye! Bu anlasma Mescid-i Haram'in yakininda yapilmis.
Ben bunu size yazmakla, size musrikler Hudeybiye'de ibadet yapiyordu mu demis oldum? Anlasmanin adiyla ibadetin ne baglantisi var? Yapmayin Allahaskina! Dikkatli okuyun.
Hubeydiye peygamberin yaptigi bir anlasma. Ne diye beseri Mit olsun?
Peygamber ne kadar gercekse, onun yaptigi anlasma da o kadar gercektir. Siz boyle soylemekle, peygamberin yaptigi savaslari veya anlasmalari da, gercek olmayan mit haline getirdiniz farkinda misiniz?
Sorun, cok cok ozur dilerim, bagislayin ama, okudugunuzu anlamamis olmaniz.
Anlasmanin adi Amed anlasmasi olsaydi, donup bana "sasha kardesim musrikler Diyarbakir da mi salat ediyorlardi" sorusunu mu soracaktiniz?
Cok ozur dilerim, siz ki benden kat be kat bilgilisiniz ve arastirmalariniz var en azindan, size saygi duydugumdan dolayi, bu mesajinizi yazmamis oldugunuzu varsayiyorum.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Tevbe 9'da sözü edilen olaylar nedir ve hangi yýlýn olaylarýdýr? Ben onlarý Mekke'nin fethi diye algýlýyorum. Yýl, 630.
Tevbe Enfal'in devami niteliginde ve soz edilen olaylar pek fetih'le ilgili degil gibi gorunuyor..
Ayet 7'deki "ýnde'l-Mescidi'l-Harâm"a sasha kardeþimiz ve Abdurrahman hocamýz Hudeybiye'de diyorlar ama müþriklerin "o ev"de salât ettiðini açýklayan 8:35'teki ýnde'l-beyt ifadesi göz önüne alýndýðýnda, yani onlar Hudeybiye'de salât etmediðine göre, bu mümkün görünmüyor.
Biz, Hubeydiye anlasmasinin Mescid-i Haram yakininda yapildigini soyluyoruz.
(11 Ocak 630)not:cevirmeyi unutmusum, sanirim(20 Ramazan8) oluyor.
Ramazan yani yýlýn en sýcak âný idi. Kentin ortasýna yöneldiler. Orda geleneksel Mekke pazarý kurulmuþtu; o yüzden kalabalýktý. Ama inananlar hiç bir direnmeyle karþýlaþmadan Mescidi'l-Harâm'a vardýlar.
Müþrik ileri gelenleri mescidde bekliyordu. Geleneksel pazarýn açýk kalabilmesi için barýþ önerdiler. Ýnananlar kabul etti.
Hangi anlasma bu? Tarih'ten ornekler misiniz? Maddeleri olmasi icin, yazili anlasma olmasi gerekir.Musrik Kuran kelamini anlasma kabul etmez cunku..
Andlaþmanýn maddeleri:
(1)Süre, erba'ate eþhur dört aydýr (9:2).
(2)Bu esnada iki taraf ta elini silahtan uzak tutacak.
(3)Birisi baþka bir topluluðun saldýrýsýna uðrarsa ötekisi saldýrgana arka çýkmayacak.
O odur ki sizi onlara üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeðinde (ببطنمكة) onlarýn ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekti... (48:24).
Bu ayet, bahsedilen ve sureci 10 yil olan Hudeybiye Anlasmasi'na da isaret edebilir. Cunku, Bu anlasmadan sonra, Mekke'nin gobeginde inananlar ve musrikler olaysiz ve baris halinde yasamistir. Bana gore muallakta kalan bir ayet.
Onlar o kafirlerdir ki sizi Mescid-i Haram'a sokmuyor ve sunduðunuz hayvanlarýn yerine ulaþmadan bekletilmesini dayatýyorlardý (48:25).
Hudeybiye anlasmasindan onceki donem bu ayetin icerigi(isaret ettigi). Hudeybiye sonrasi kurbanlar bekletilmedi ve inananlara zorluk cikarilmadi ve musrikler, inananlarin o bolgeye girmesine itiraz etmediler.
Mekke'de inanan erkeklerin ve inanan kadýnlarýn müþriklerle içi içe yaþadýðý devirdi. Bir müþriðe ok atsanýz inanan bir kadýný vurabilirdiniz.
Elbette, bu yuzden fetih 628'de degil 630'da yapildi. Amac sadece fetih yapmak olsaydi, Hudeybiye Anlasmasinin yapildigi gun, fetih icin bicilmis kaftandi. Ama tek bir inananin dahi olebilme ihtimali, Allah'in adiliyeti ile celisirdi.
Fetih 25'in devamý:
Eðer kendilerini tanýmadan çiðneyeceðiniz için kýnanýp üzülmenize yol açacak inanan erkekler ve kadýnlar bulunmasaydý iþ elbet baþka türlü olurdu(48:25).
Hudeybiye'de kan dokulmemistir Allah'in istemesi uzerine..
Hudeybiye, fethin bilincli olarak elden kacirilmis firsatidir bir nevi..Cunku Mekke'nin gobeginde inananlar da vardir.
Çilek dolunayýnýn baþýydý. Ýzleyen dolunay erbaatu'n-hurum "yasak aylar"ýn ikincisi idi.Sevval yasak ay mi? Üç hac dolunayýnýn ilki. Dolayýsýyla onun ilk gününe arefe, ikincisine ise yevme hacci'l-eber büyük hac günü (9:3) deniyordu.
Andolsun ki Allah, elçisinin o düþünü doðru çýkardý. Allah isterse baþýnýzý týraþ etmiþ, saçýnýzý kýsaltmýþ olarak ve güven içinde Mescid-i Harâm'a elbet gireceksiniz... (48:27).
Hac vakti geldi. Ýnananlar arefe günü vakfelerini yaptýlar. Büyük hac günü hayvan baðýþladýlar. Baþlarýný týraþ edip Mescid'e vardýlar. Kabe'yi tavaf ettiler.
Putlarla dolu Kabe'yi mi tavaf etti peygamber?
Orada þu muhtýrayý verdiler:
Bu büyük hac gününde Allah ve elçisinden insanlara ihtar. Allah ve elçisi müþriklerden uzaktýr (9:3). Yasak aylar çýkýnca Allah yolundaki savaþýmýz devam edecektir (9:5). Mescidi'l-Harâm'da çilek dolunayýnýn baþýnda yapýlmýþ olan andlaþma hariç, Allah ve elçisinin müþriklerle anlaþmasý söz konusu deðildir (9:7).
Bir
kere Kuran yanlislar sizi. Mekke'nin fetihten geriye donuk son
yillarinda haram aylar , 1 yil haram, 1 helal sekline cevrilmisti.
TEVBE 37 yanlislar sizi.
1 yil mi bekleyecek peygamber feth etmek icin? Mekke 631'de mi fethedildi?
Veya diyelim ki peygamber, bu 1 yil haram helal meselesini ciddiye almadi.
Adamlar, bu mizansende topyekun savas etmeyip sorun cikarmadiklarindan, saldirmadiklarindan,kurbani bekletmediklerinden Muhammed saldirmayan insani mi oldurecek? Bu Allah'in adilligine aykiridir.Kurguladiginiz mizansene gore olay, Bakara217'nin ve Tevbe36 mantigina aykiri.
Ne savasi cikardiniz yine )))
Allah aski icin, bir birakin bu savas olayini sevgili hasakcay..Bakin celisiyor sozleriniz bu noktada..
Mekke fethedilirken topyekun bir savas yapilmadi ki? Direnc bile gosterilmedi desek yeridir.Gosterilmedigi gibi de fetih aylarca surmedi.
Kisaca peygamber fetih'de savasmadi, kan dokmedi bile..Tereyagindan kil ceker gibi, kolayca Mekke fethedildi.
Ustelik bu yazinin en basinda bahsettiginiz,sakin ve inananlara sorun cikarmayan musriklere, peygamber ne diye durduk yerde savas ilan etsin? Eylemlerimiz surecek desin? Yapmayin Allah aski icin bunu..
Anliyorum siz ateskese uydurmak durumundasiniz olayi o sekilde yorumladiginiz icin, ama tarih izin vermez bu keyfiyete..
Haram aylar oncesi savas halindemiydi ki peygamber Mekke musrikleri ile, haram aylardan sonra gene savas halinde olsun????????
Oyleyse hangi savas o? Peygamberin savas tarihine bakip, adini soyler misiniz?
NOT:Buraya alintiladigim mesajinizda duzenleme yapmissiniz simdi gordum yaniti vereyim.Hudeybiye anlasmasi 10 yilliktir.Anlasmanin ilk maddesinde yer alir.
Müslümanlarla karşı taraf arasında 10 yıl savaş olmayacak, iki tarafın hiçbiri diğerinin malına ve canına el atmayacak.
(Devam edecek)
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Lütfen yazılma aşamasındaki iletimi aceleye getirmeyin. Sizin şu anda eleştirdiğiniz cümleleri silmeyi düşünüyor olabilirim.
Ulaştığım bilgileri buraya yazmamın nedeni: "word"e güvenemiyorum. Bilgisayarım zaman zaman formatlanıyor ve "word"e yazmış olduğum her şey o esnada yok oluyor. Burası güvenli. Hasan Akçay
TEVBE SÛRESİNE GÖRE HANGİ TARİHTE NE OLDU
Mekke'nin fethi: 630, çilek dolunayının ilk 10 günü
Fatihlerin haccı: 630, ikinci yasak dolunayın ilk günü (yevme hacci'l-ekber)
Tebuk savaşı: 631, çilek dolunayı
Tevbe sûresinin ilk 28 ayeti Mekke'nin fethi, 28'den sonrası ise Tebuk savaşı hakkında.
Benim gördüğüm kadarıyla, bu sûrede 628'in Hudeybiye anlaşması, 629'un Mute savaşı, 632'nin veda haccı yok.
HUDEYBİYE ANLAŞMASI?
Mescidi'l-Harâm'da (عندال مسجدالحرام) kendileriyle anlaşma yaptığınız (عاهدتم) müşrikler hariç, Allah ve elçisinin müşriklerle anlaşması söz konusu değildir (9:7).
Bu ayetteki "Mescidi'l-Harâm"la ilgili bir İDDİA var. Şimdi onu ele alalım. Ama önce kısacık bir bilgi:
Hudeybiye, ismini imzayı attıkları yakın köyün isminden almıştır.
Yani Mekke'nin yakınında Hudeybiye köyü var; Hudeybiye anlaşması orda imzalanmış. Anlaşmaya bu adın verilmesi o yüzden.
İDDİA: Tevbe 7'de sözü edilen anlaşma, "Hudeybiye anlaşması"dır. Çünkü ınde'l Mescidi'l-Harâm (عندالمسجدالحرام) Mescidi'l-Harâm'ın yakınında demek; Hudeybiye Mescidi'l-Harâm'ın yakınında bir yer.
CEVAP: Eğer bu iddia doğruysa... İbrahim nebinin mescidi olan el-beyt Allah'ın mescidlerinden biri olduğuna, Allah ona "evim" dediğine (22:26) ve müşrikler salâtlarını o evin ındinde (عندالبيت) yaptığına göre (8:35) müşriklerin Hudeybiye köyünde salât ettikleri gibi tuhaf bir durum ortaya çıkar.
Hayır! Mescidi'l-Harâm "o ev"in avlusudur. INDEL MESCİDİ'L-HARÂM "Hudeybiye'de" değil, "Mescidi'l-Harâm'da" demek. Bu bir.
İkincisi, Hudeybiye anlaşmasının süresi yok; oysa Mescidi'l-Harâm'da yapılan anlaşma dört ay ile sınırlıdır. Aşağıda bu da belirtiliyor.
Üçüncüsü, iddianın sahiplerine göre zaten el-beyt Allah'ın sistemidir, ev değil ve Mescidi'l-Harâm Mekke'dir, mescid değil. Devam edebilirsiniz: İslam birilerinin keyfidir, İslam değil. Kuran, beşer onu nelere yorarsa odur, ilahî kelimeler değil...
ÇİLEK DOLUNAYINDA OLANLAR
İnananlar Mekke'ye Miladî 630'un çilek dolunayında girdiler. Ramazan yani yılın en sıcak ânı idi. Kentin ortasına yöneldiler. Orda geleneksel Mekke pazarı kurulmuştu; o yüzden kalabalıktı. Ama inananlar hiç bir direnmeyle karşılaşmadan Mescidi'l-Harâm'a vardılar.
Müşrik ileri gelenleri mescidde bekliyordu. Geleneksel pazarın açık kalabilmesi için barış önerdiler. İnananlar kabul etti.
Andlaşmanın maddeleri:
(1)Süre, erba'ate eşhur dört aydır (9:2).
(2)Bu esnada iki taraf ta elini silahtan uzak tutacak.
(3)Birisi başka bir topluluğun saldırısına uğrarsa ötekisi saldırgana arka çıkmayacak.
O odur ki sizi onlara üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde (ببطنمكة) onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekti... (48:24). Onlar o kafirlerdir ki sizi Mescidi'l-Haram'a sokmuyor ve sunduğunuz hayvanların yerine ulaşmadan bekletilmesini dayatıyorlardı (48:25).
Mekke'de inanan erkeklerin ve inanan kadınların müşriklerle içi içe yaşadığı devirdi. Bir müşriğe ok atsanız inanan bir kadını vurabilirdiniz.
Fetih 25'in devamı:
Eğer kendilerini tanımadan çiğneyeceğiniz için kınanıp üzülmenize yol açacak inanan erkekler ve kadınlar bulunmasaydı iş elbet başka türlü olurdu(48:25).
İÇİNDE DİNÎ HAC YAPILAN ÜÇ DOLUNAYIN İLKİ
İzleyen dolunay erbaatu'n-hurum "yasak aylar"ın ikincisi idi. Üç hac dolunayının ilki. Dolayısıyla onun ilk gününe arefe, ikincisine ise yevme hacci'l-ekber büyük hac günü (9:3) deniyordu.
Andolsun ki Allah, elçisinin o düşünü doğru çıkardı. Allah isterse başınızı tıraş etmiş, saçınızı kısaltmış olarak ve güven içinde Mescidi'l-Harâm'a elbet gireceksiniz... (48:27).
Hac vakti geldi. İnananlar arefe günü vakfelerini yaptılar. Büyük hac günü hayvan bağışladılar. Başlarını tıraş edip Mescid'e vardılar. Kabe'yi tavaf ettiler.
Orada şu muhtırayı verdiler:
Bu büyük hac gününde Allah ve elçisinden insanlara ihtar. Allah ve elçisi müşriklerden uzaktır (9:3). Yasak aylar çıkınca Allah yolundaki savaşımız devam edecektir (9:5). Mescidi'l-Harâm'da çilek dolunayının başında yapılmış olan andlaşma hariç, Allah ve elçisinin müşriklerle anlaşması söz konusu değildir (9:7).
ALLAH YOLUNDA SAVAŞ
Allah'ın elçisi tek tanrılı İslamı iletmeye başlar başlamaz müşrikler ona ve onu izleyenlere saldırıya geçtiler çünkü ALLAH BİR ilkesine yaşama hakkı veremezlerdi.
Allah'ın elçisini (9:40) ve inananları (22:40), onlar sırf "Rabbimiz Allah- ربناالله!" dedikleri için, işkencelere uğrattlar (85:10) ve yurtlarından, evlerinden attılar.
İnananlar açısından Allah yolunda ölümüne savaş öyle başladı.
Bu savaşı sona erdirmenin tek yolu vardı: ortak koşanların, ALLAH BİR ilkesini savaş nedeni saymayı bırakmaları. Bu ise onların İslam olmaları ile mümkündü:
Araplar Allah elçisinin ölümünden sonra takvime ihtiyaç duydular. Emîr, valilelere yolladığı yazılara tarih düşmek zorunda kalınca. Hz peygamber döneminde zaman birimi olarak süre anlamında ayları değil "dolunaylar"ı kullandılar. Ayrıntılı bilgi için bkz Geçerli olan, güneş yılıdır (12:47).
Bakara 197: Hac bilinen dolunaylardır, الحجاشهرمعلومات.Bunlar yaz dönencesinden sonraki kızıl dolunay ve onu izleyen üç dolanaydır yani o dört yasak dolunay.
ŞeHR tanınan demek yani GÖZ ÖNÜNDE OLAN; meŞHur oradan geliyor. Arapçada "dolunay"a ŞeHR denmesinin nedeni de bu. DOLUNAY göz önündedir, meŞHuR. El-eşhuru'l hurum, الاشهرالحرم: o yasak dolunaylar (9:5)
Tevbe 36'da geçen ve dört yasaklar anlamına gelen ERBA'ATUN HURUM da aslında o dört yasak dolunay oluyor.
"El-eŞHuru'l hurum"daki "el"den de anlaşıldığı üzere bunlar herkesçe bilinen, tanınan, göz önünde olan dolunaylardır. 22 Hazirandaki "yaz dönencesi"ni izleyen dört dolunay.
O dört dolunayın ilki çilek renginde olup yılın en tanınan dolunayıdır; ötekilerle karıştırılması imkansız:
çilek dolunayı
Dolunaylar ortaya çıktıkları anın özelliğine göre anılabilir. Örneğin 2010’un dolunayları şu tarihlerde ortaya çıkacak:
Ocak 30: kurt dolunayı (kurtların uluma zamanı?)
Şubat 28: buz dolunayı
Mart 30: karga dolunayı
Nisan 28: yumurta dolunayı
Mayıs 27: çiçek dolunayı
Haziran 26: çilek dolunayı (çilek renginde olduğu için)
Temmuz 26: kuru ot dolunayı (otların kurumaya yüz tuttuğu zaman?)
Ağustos 24: darı dolunayı
Eylul 23: harman dolunayı
Ekim 23: av dolunayı
Kasım 21: kırağı dolunayı
Aralık 21: uzun gece dolunayı
HACCIN YIL İÇİNDEKİ ZAMANI VE SÜRESİ
HAC işte (1)çilek dolunayı, (2)çiçek dolunayı, (3)darı dolunayı, (4)harman dolunayı adları verilebilen o dört yasak (erba'atun hurum)un ikinci, üçüncü, dördüncüsünde yapılır. Çünkü dörtlünün ilki olan en sıcak dolunay (ramazan)ın ilk 10 günü oruç zamanıdır (2:185).
O halde HAC için yılda üç seçenek var: kuru ot, darı, harmandolunaylarının ilk 10 (on)ar günü.
Haccın süresine gelince, Bakara 203'te sayılı günler anlamında EYYAMİN MA'DUDÂT denmesine bakılırsa bu, 10 (on) gündür çünkü MA'DÛDÂT iki elin parmakları kadar bir sayıya tekabül eder.
Ama kısa tutmak isteyene iki gün de yeter (2:203).
Haccı ayın dilimleri belirler (Bakara 189): Sana ayın dilimlerini soruyorlar, يسالونكعنالاهلة. De ki: İnsanlar için vakitlerdir onlar ve hacdır, هيمواقيتللناسوالحج.
Evlere arkalarından değil kapılarından girin(Bakara 189):Marifet evlere arkadan girmek değil Allah'ı kâle almaktır; evlere kapılarından girin, واتواالبيوتمنابوابها.
Haccın en özlü anlatımı bence Bakara 196:
HACCI VE UMREYİ tam olarak Allah için yerine getirin. Eğer engel olunursanız kolayınıza geleni sunun. O sunulan, yerine ulaşıncaya kadar başınızı traş etmeyin. Hasta ya da başından rahatsız olanlarınız onun yerine ya oruç tutsun ya sadaka versin ya da ibadet etsin. Güvene kavuştuğunuzda umreyi hacca tamamlamak isteyenler kolayına geleni sunsun; bulamayanlar, üç günü hacta yedi günü dönüşte olmak üzere, toplam on gün oruç tutsunlar. Ailesi Mescidi’l-Harâm’da bulunmayanlar içindir bu. Allah’tan sakının ve bilin ki Allah öc almada en şiddetli olandır.
Bundan benim anladığım, bu ibadet hac ve umreden oluşur.
UMRE, İbrahim nebinin mescidi olan Kabe'nin ziyaret (3:97) ve tavaf edilmesidir (22:29). O "tek tanrıcı"nın vurguladığı ALLAH BİR ikesini tefekkür etmek için.
TEVHİD o nebinin anısı gözardı edilerek değil sayılıp görülerek canlı tutulabilir. Aksi halde, yok sayılan şey yok sayan için yok olur.
Ve HAC = Kabe'nin ziyareti + hayvan bağışı. Yani HAC, yoksullar için yapılan hayvan bağışını o ziyarete eklemek suretiyle gerçekleşir. O halde umre ve hac bir bütündür.
Salgın hastalık, savaş, Müslüman nüfusun aşırı artmış olması gibi bir nedenle umre ve hacdan alıkonanlar mutlaka hayvan bağışında bulunurlar. Haccın ana amacı hayvan bağışıdır (2:196, 22:28, 33, 34, 36, 37). Hac engellense dahi o bağış yapılır ve şu derdin çarelerinden biridir:
Tevbe 9'da sözü edilen olaylar nedir ve hangi yýlýn olaylarýdýr? Ben onlarý Mekke'nin fethi diye algýlýyorum. Yýl, 630.
Tevbe Enfal'in devami niteliginde ve soz edilen olaylar pek fetih'le ilgili degil gibi gorunuyor..
Ayet 7'deki "ýnde'l-Mescidi'l-Harâm"a sasha kardeþimiz ve Abdurrahman hocamýz Hudeybiye'de diyorlar ama müþriklerin "o ev"de salât ettiðini açýklayan 8:35'teki ýnde'l-beyt ifadesi göz önüne alýndýðýnda, yani onlar Hudeybiye'de salât etmediðine göre, bu mümkün görünmüyor.
Biz, Hubeydiye anlasmasinin Mescid-i Haram yakininda yapildigini soyluyoruz.
(11 Ocak 630)not:cevirmeyi unutmusum, sanirim(20 Ramazan8) oluyor.
Ramazan yani yýlýn en sýcak âný idi. Kentin ortasýna yöneldiler. Orda geleneksel Mekke pazarý kurulmuþtu; o yüzden kalabalýktý. Ama inananlar hiç bir direnmeyle karþýlaþmadan Mescidi'l-Harâm'a vardýlar.
Müþrik ileri gelenleri mescidde bekliyordu. Geleneksel pazarýn açýk kalabilmesi için barýþ önerdiler. Ýnananlar kabul etti.
Hangi anlasma bu? Tarih'ten ornekler misiniz? Maddeleri olmasi icin, yazili anlasma olmasi gerekir.
Andlaþmanýn maddeleri:
(1)Süre, erba'ate eþhur dört aydýr (9:2).
(2)Bu esnada iki taraf ta elini silahtan uzak tutacak.
(3)Birisi baþka bir topluluðun saldýrýsýna uðrarsa ötekisi saldýrgana arka çýkmayacak.
O odur ki sizi onlara üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeðinde (ببطنمكة) onlarýn ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekti... (48:24).
Bu ayet, bahsedilen ve sureci 10 yil olan Hudeybiye Anlasmasi'na da isaret edebilir. Cunku, Bu anlasmadan sonra, Mekke'nin gobeginde inananlar ve musrikler olaysiz ve baris halinde yasamistir. Bana gore muallakta kalan bir ayet.
Onlar o kafirlerdir ki sizi Mescid-i Haram'a sokmuyor ve sunduðunuz hayvanlarýn yerine ulaþmadan bekletilmesini dayatýyorlardý (48:25).
Hudeybiye anlasmasindan onceki donem bu ayetin icerigi(isaret ettigi). Hudeybiye sonrasi kurbanlar bekletilmedi ve inananlara zorluk cikarilmadi ve musrikler, inananlarin o bolgeye girmesine itiraz etmediler.
Mekke'de inanan erkeklerin ve inanan kadýnlarýn müþriklerle içi içe yaþadýðý devirdi. Bir müþriðe ok atsanýz inanan bir kadýný vurabilirdiniz.
Elbette, bu yuzden fetih 628'de degil 630'da yapildi. Amac sadece fetih yapmak olsaydi, Hudeybiye Anlasmasinin yapildigi gun, fetih icin bicilmis kaftandi. Ama tek bir inananin dahi olebilme ihtimali, Allah'in adiliyeti ile celisirdi.
Fetih 25'in devamý:
Eðer kendilerini tanýmadan çiðneyeceðiniz için kýnanýp üzülmenize yol açacak inanan erkekler ve kadýnlar bulunmasaydý iþ elbet baþka türlü olurdu(48:25).
Hudeybiye'de kan dokulmemistir Allah'in istemesi uzerine..
Hudeybiye, fethin bilincli olarak elden kacirilmis firsatidir bir nevi..Cunku Mekke'nin gobeginde inananlar da vardir.
Çilek dolunayýnýn baþýydý. Ýzleyen dolunay erbaatu'n-hurum "yasak aylar"ýn ikincisi idi.Sevval yasak ay mi? Üç hac dolunayýnýn ilki. Dolayýsýyla onun ilk gününe arefe, ikincisine ise yevme hacci'l-eber büyük hac günü (9:3) deniyordu.
Andolsun ki Allah, elçisinin o düþünü doðru çýkardý. Allah isterse baþýnýzý týraþ etmiþ, saçýnýzý kýsaltmýþ olarak ve güven içinde Mescid-i Harâm'a elbet gireceksiniz... (48:27).
Hac vakti geldi. Ýnananlar arefe günü vakfelerini yaptýlar. Büyük hac günü hayvan baðýþladýlar. Baþlarýný týraþ edip Mescid'e vardýlar. Kabe'yi tavaf ettiler.
Putlarla dolu Kabe'yi mi tavaf etti peygamber?
Orada þu muhtýrayý verdiler:
Bu büyük hac gününde Allah ve elçisinden insanlara ihtar. Allah ve elçisi müþriklerden uzaktýr (9:3). Yasak aylar çýkýnca Allah yolundaki savaþýmýz devam edecektir (9:5). Mescidi'l-Harâm'da çilek dolunayýnýn baþýnda yapýlmýþ olan andlaþma hariç, Allah ve elçisinin müþriklerle anlaþmasý söz konusu deðildir (9:7).
Bir kere Kuran yanlislar sizi. Mekke'nin fetihten geriye donuk son yillarinda haram aylar , 1 yil haram, 1 helal sekline cevrilmisti.
TEVBE 37 yanlislar sizi.
1 yil mi bekleyecek peygamber feth etmek icin? Mekke 631'de mi fethedildi?
Veya diyelim ki peygamber, bu 1 yil haram helal meselesini ciddiye almadi.
Adamlar, bu mizansende topyekun savas etmeyip sorun cikarmadiklarindan, saldirmadiklarindan,kurbani bekletmediklerinden Muhammed saldirmayan insani mi oldurecek? Bu Allah'in adilligine aykiridir.Kurguladiginiz mizansene gore olay, Bakara217'nin ve Tevbe36 mantigina aykiri.
Ne savasi cikardiniz yine )))
Allah aski icin, bir birakin bu savas olayini sevgili hasakcay..Bakin celisiyor sozleriniz bu noktada..
Mekke fethedilirken topyekun bir savas yapilmadi ki? Direnc bile gosterilmedi desek yeridir.Gosterilmedigi gibi de fetih aylarca surmedi.
Kisaca peygamber fetih'de savasmadi, kan dokmedi bile..Tereyagindan kil ceker gibi, kolayca Mekke fethedildi.
Ustelik bu yazinin en basinda bahsettiginiz,sakin ve inananlara sorun cikarmayan musriklere, peygamber ne diye durduk yerde savas ilan etsin? Eylemlerimiz surecek desin? Yapmayin Allah aski icin bunu..
Anliyorum siz ateskese uydurmak durumundasiniz olayi o sekilde yorumladiginiz icin, ama tarih izin vermez bu keyfiyete..
Haram aylar oncesi savas halindemiydi ki peygamber Mekke musrikleri ile, haram aylardan sonra gene savas halinde olsun????????
Oyleyse hangi savas o? Peygamberin savas tarihine bakip, adini soyler misiniz?
NOT:Buraya alintiladigim mesajinizda duzenleme yapmissiniz simdi gordum yaniti vereyim.Hudeybiye anlasmasi 10 yilliktir.Anlasmanin ilk maddesinde yer alir.
Müslümanlarla karþý taraf arasýnda 10 yýl savaþ olmayacak, iki tarafýn hiçbiri diðerinin malýna ve canýna el atmayacak.
Tevbe 9'da sözü edilen olaylar nedir ve hangi yýlýn olaylarýdýr? Ben onlarý Mekke'nin fethi diye algýlýyorum. Yýl, 630.
Mescidi'l-Harâm'da (عندالمسجدالحرام) kendileriyle anlaþma yaptýðýnýz (عاهدتم) müþrikler hariç, Allah ve elçisinin müþriklerle anlaþmasý söz konusu deðildir (9:7).
HUDEYBÝYE ANLAÞMASI?
Ýddia: Tevbe 7'de sözü edilen anlaþma, "Hudeybiye anlaþmasý"dýr çünkü ýnde'l Mescidi'l-Harâm (عندالمسجدالحرام) Mescidi'l-Harâm'ýn yakýnýnda demek; Hudeybiye Mescidi'l-Harâm'ýn yakýnýnda bir yer.
Cevap: Eðer bu iddia doðruysa... Ýbrahim nebinin mescidi olan el-beyt Allah'ýn mescidlerinden biridir ve Allah ona "evim" der (22:26) ve müþrikler salâtýný o evde (عندالبيت) yapýyordu (8:35). Eðer bu iddia doðruysa müþriklerinHudeybiye'de salâtettiðigibi tuhaf bir durum ortaya çýkar. Hayýr! Mescidi'l-Harâm "o ev"in avlusudur. INDEL MESCÝDÝ'L-HARÂM "Mescidi'l-Harâm'da" demek; "Hudeybiye'de" deðil. Bu bir.
Ýkincisi, Hudeybiye anlaþmasýnýn süresi yok; oysa Mescidi'l-Harâm'da yapýlan anlaþma dört ay ile sýnýrlýdýr. Bu aþaðýda da belirtiliyor.
Üçüncüsü, iddianýn sahiplerine göre zaten el-beyt Allah'ýn sistemidir, ev deðil ve Mescidi'l-Harâm Mekke'dir, mescid deðil. Eðer bu da ciddiye alýnýrsa o anlaþma Mekke'nin yakýnýnda yapýlmýþtýr, her neresiyse orasý.
ÇÝLEK DOLUNAYINDA OLANLAR
Ýnananlar Mekke'ye Miladî 630'un çilek dolunayýnda girdiler. Ramazan yani yýlýn en sýcak âný idi. Kentin ortasýna yöneldiler. Orda geleneksel Mekke pazarý kurulmuþtu; o yüzden kalabalýktý. Ama inananlar hiç bir direnmeyle karþýlaþmadan Mescidi'l-Harâm'a vardýlar.
Müþrik ileri gelenleri mescidde bekliyordu. Geleneksel pazarýn açýk kalabilmesi için barýþ önerdiler. Ýnananlar kabul etti.
Andlaþmanýn maddeleri:
(1)Süre, erba'ate eþhur dört aydýr (9:2).
(2)Bu esnada iki taraf ta elini silahtan uzak tutacak.
(3)Birisi baþka bir topluluðun saldýrýsýna uðrarsa ötekisi saldýrgana arka çýkmayacak.
O odur ki sizi onlara üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeðinde (ببطنمكة) onlarýn ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekti... (48:24). Onlar o kafirlerdir ki sizi Mescidi'l-Haram'a sokmuyor ve sunduðunuz hayvanlarýn yerine ulaþmadan bekletilmesini dayatýyorlardý (48:25).
Mekke'de inanan erkeklerin ve inanan kadýnlarýn müþriklerle içi içe yaþadýðý devirdi. Bir müþriðe ok atsanýz inanan bir kadýný vurabilirdiniz.
Fetih 25'in devamý:
Eðer kendilerini tanýmadan çiðneyeceðiniz için kýnanýp üzülmenize yol açacak inanan erkekler ve kadýnlar bulunmasaydý iþ elbet baþka türlü olurdu(48:25).
ÝÇÝNDE DÝNÎ HAC YAPILAN ÜÇ DOLUNAYIN ÝLKÝ
Ýzleyen dolunay erbaatu'n-hurum "yasak aylar"ýn ikincisi idi. Üç hac dolunayýnýn ilki. Dolayýsýyla onun ilk gününe arefe, ikincisine ise yevme hacci'l-eber büyük hac günü (9:3) deniyordu.
Andolsun ki Allah, elçisinin o düþünü doðru çýkardý. Allah isterse baþýnýzý týraþ etmiþ, saçýnýzý kýsaltmýþ olarak ve güven içinde Mescidi'l-Harâm'a elbet gireceksiniz... (48:27).
Hac vakti geldi. Ýnananlar arefe günü vakfelerini yaptýlar. Büyük hac günü hayvan baðýþladýlar. Baþlarýný týraþ edip Mescid'e vardýlar. Kabe'yi tavaf ettiler.
Orada þu muhtýrayý verdiler:
Bu büyük hac gününde Allah ve elçisinden insanlara ihtar. Allah ve elçisi müþriklerden uzaktýr (9:3). Yasak aylar çýkýnca Allah yolundaki savaþýmýz devam edecektir (9:5). Mescidi'l-Harâm'da çilek dolunayýnýn baþýnda yapýlmýþ olan andlaþma hariç, Allah ve elçisinin müþriklerle anlaþmasý söz konusu deðildir (9:7).
Siz devam etmeden once, ilk mesajiniza binaen yazdigim cevap mesajindaki(bu mesajinizda alintiladiginiz yani) sorularima cevap vermeniz mumkun mudur?
Hangi savas?
Hangi anlasma? peygamberin yaptigi..
Tesekkur ederim.
Not:Su an gordum elestiri kisimlarini siliyor olabilirim demissiniz.Siz sure yoktur demissiniz, ancak Hudeybiye'ye iliskin verdiginiz linkte anlasmanin 10 yillik oldugu aciktir. Ilk maddede yer alir. Müslümanlarla karþý taraf arasýnda 10 yýl savaþ olmayacak, iki tarafýn hiçbiri diðerinin malýna ve canýna el atmayacak.
Not2:Sunu da eklemek istedim. Arapcam olmadigi icin su linkten baktim. http://tanzil.info/
8:35'de Mescid-i Haram demiyor.
"Indel beyti illa..." seklinde devam ediyor.
Ikinci iddia-cevap kisminda siz, beyt'i Mescid-i Haram seklinde soyluyorsunuz.
Hudeybiye'de niye salat etsinler? Bu yorumu yapan sizsiniz. Onlari Hudeybiye'de salat ettiren sizsiniz sevgili hasakcay..
Gene ayni soruyu soracagim kusura bakmayin. Anlasmanin adi Amed Anlasmasi olsaydi, donup, musrikler Diyarbakir da mi salat ediyorlar? seklinde mi dusunecektiniz?
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma