Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bilimin tanýmý nedir?Bilim bir sonuç mudur?yoksa sonuca
götüren süreç mi?veya sürecin ve sonucun bir öðreti
haline gelmesi mi?
Bilim dediðiniz olgu bunlardan hangisi?
Bilim, saydiginiz steplerin hepsini icerir. Icermek zorundadir. Cunku oznesi insandir.Bilimi, kendi bulundugumuz noktadan izole etmemiz mumkun degildir.Bizim disimizda bir olgu degildir. Insan, yaratilisi geregi dusunen bir varliktir.Hic dusunmedigi dusunulen bir insan dahi, eylemiyle bir felsefe, kavram yaratir.
Darvin, teorisi ve ortaya koyduklarý neticesinde batý
ülkelerinin bir çoðu ya ateist ya deist ya agnostik
yada...diye uzar gider..veya bir ilacýn güvenilirliðini
yoksul insanlarýn red edemeyecekleri paralarla test etme
süreci..bu ikisinde de insanlar zarar gördü..
Bunun sorumlusu Darwin degildir. Darwin 1809 dogumludur. Ileri surdugu teorisi ise kendi yasindan cok eskidir.Ateist, teist, agnostik vb..tanimlarin icerdigi kavramlar insanligin yasi kadar eskidir. Bahsettikleriniz sadece modern caga ait kelime dizisidir.Siz kavram karsiliklarini, Darwin'e yuklerseniz, Allah kelamina haksizlik edilmis olur. Darwin teorisinin, birinin agnostik, birinin ateist veya oburunun daha fazla musluman olmasi ile alakasi yoktur. Bkz.Kuran-Mumin-Musrik-Kafir(1400 asir once)
Bkz. Cabir bin Hayyan,Gregor,Augustinus,Anaksmandros,Ib-i Haldun, Ibn-i Sina vb.. insanlar da evrimle ilgilenmistir fikir beyan etmistir.Hicbiri de modern cag insani degildir. Bilimde bir tez hop diye olusmaz. surec gerekir ve diger eski dusuncelerden de beslenmesi gerekir.
Bugun bahsettiginiz hastaliklar karsisinda donorluk, bazen bir meslek, bazen de henuz caresi bulunmamis hastaliga sahip insanlarin kendi gonullu katilimi seklinde idame olmaktadir. Orn. Bugun bircok bilincli ve hastaliginin sebebini kavramis ALS hastasi kisiler, bu tur donorlukler icin gonulludur. Para karsiligi olan sekli ise, tamamen insanin secimidir. Bu sebeple, bu resimde sundugunuz her iki ornekte de bilimin veya bilimadaminin bir sucu yoktur.
Çekirdek tepkimesinin keþfediliþi ve sonuçlarý bilimin
hala masum olduðunu mu gösteriyor veya nasanýn uzay
çalýþmalarý..uzayda bayrak dalgalanýr mý?bu sualin cevabý
neden önemli?ortaya dökülen paralar ki 1 milyar insaný
kat kat doyurabilecek iken..yani herþeye raðmen öðrenme
isteðinin dizginlenemez olduðu ve bunun ortaya çýkardýðý
süreç ve sonucun masum olduðu mu ilan ediliyor bilim adý
altýnda ve o ismin barýndýrdýðý anlamlara koþulsuz saygý
ile yapýlan israfa göz mü yumulmalý?
Çekirdek tepkimesi masumdur çünkü bunu kendi baþýna
yapmaz..bu süreci keþfetmek masumdur ama sonuçlarýndan
bazýlarýnýn insana zararý dokunduðu anda,süreç ve sonuç
masumluðunu yitirir ve bunun adý saygý duyulasý anlamlarý
içinde barýndýran bilim olmaz.Yýkým olur.Siz çekirdeði
tepkimeye sokarak ne olduðunu öðrenmeyi isteyebilirsiniz
ama bu istek masum deðildir.
Cekirdek tepkimesi nasil ki masumca kendi basina tepkiyorsa, cekirdek tepkimesini, labaratuvar ortaminda tek basina tepkitebilmek de o denli masumdur. Onemli olan kullanilacagi alan ve ne sekilde kullanilacagidir.Atom bombasi formulunu elde etmek de masumdur, bilim muzesinde kaldigi surece..
Bilim hep ve daima kotuye uretmez. Anlasilamamis olan , bir insanin, hem siradan insan, hem bilimadami olabilisinin mumkun oldugudur. Kaldi ki bilimin hicbir dali tum bunlari, kendine saygi duyulsun diye yapmaz.
Bir doktor , etige saygi duymakla sorumludur.Ama kucuk bir kiza kalp naklini, kucuk kiz ona saygi duysun diye yapmaz.Tipki Newton'un yercekimi kanunu'nu, kendine saygi duyulsun diye bulmadigi gibi.. Takdir edersiniz ki, her insan yaratildigi gunden beri havaya attiginin yere dustugunu gozlemlemistir. Newton bunu sadece yasalastirmistir bilim sartlari geregi..
Bilim adý altýnda ortaya konanlara baktýðýnýzda genel ve
çoðunluk olarak gördüðünüz tablo yýkýmdýr.Eðer bir
olgunun sonuçlarý çoðunlukla yýkým ise o olgu bir deðere
sahip deðildir.
Hicbir olgu tek basina sadece saflik ve guzellik icermez. Bu yaratilisa aykiridir zaten.. Bunun kullanimidir irdelenmesi gereken nokta.. Din olgusu da, bugun nasil ki varolan ilahi kanunlari kullanim asamasinda yer yer yikima ugratmissa(mezheplesme,sahte peygamberler, seyhler, sulukluk vb.), ayni kullanim istismari bilim icinde gecerlidir. Bir insan, bir yeri bombalarken,"Allahu Ekber" diyorsa orada din yoktur.Allah bu yuzden "dikkat et benim adimla aldatmasinlar seni" diye uyarir. Bilim de, din de ozunde, tek basina sunduklari ile masumdurlar, ta ki insanoglu onlari kullanana ve kirletene degin..Ama bu durum, ikisini de degersiz kilmaz.
Ýnsanlýðýn bugün geldiði noktadan bilim sorumludur..dünya
ýsýnýyor dünyanýn dengesi deðiþiyor..
Kullanýlan araçlar yaþamý kolaylaþtýrýyor olarak
karþýmýza çýksa da gerçekte bazý nesillerin ehli
keyfiliði yüzünden diðer nesiller zarar görüyor.
Bu sorumlulugu bilime atmak, bir kavrami akilli, insanoglunu aptal yerine koymaktir bence..
Bunun sorumlusu bilim degil, onun urettiklerini kullanan insandir.Izledigi yol ve yontemdir.
Mis gibi, ustunde kestaneler pisirilen, odun ve komur sobalari, at arabalari vardi, insanligin..Kafaya silah dayamak suretiyle, kimse kaloriferli, kombili, arabali vb. sisteme gecirmedi onlari.. Onlar bunu tercih ettiler.At, esek, deve mevcudiyetine ragmen, arabayi tercih ettiler. Siz mesela, bir yerden bir yere ulasim icin, nicin yukardaki uc hayvandan birini kullanmiyorsunuz? Nedir sizi dort teker ustunde seyahat etmeye zorlayan? Varolan sistemin icine dogmusluk,dogru bir cevap degildir. Cunku okuyorsaniz, gozluyorsaniz hayvan soyu tukenmedigi icin, hala kullanma ve secme sansiniz mevcut..
Þimdi burada diyebilirsiniz ki,ortaya çýkan sonuç deðil
sonuca bakýþ açýsý önemlidir.
Bende diyorum ki bilimin hem ortaya koyduðu sonuçlar
hemde bakýþ açýsý insanlýða zarardýr..tohumun zararlýdan
etkilenmemesi için genetiðine zehir kodlanmýþ olmasý, bu
süreç ve sonuçtan ziyade artýk bakýþ açýlarýnýn insanlýða
zarar hale genel olarak gelmiþ olmasýndandýr.
Soylediginiz totalinde dogrudur, hemfikirim bu kisimda sizinle.. Ama insanlarin bu tip urunu almama luksu de bulundugu icin, bu duyarsizlik ve tepkisizlik sorunun onune gecememekte.. Ýnsanlýk bilim adý altýnda gayet masum bir çatýnýn altýna
saklanmýþ olarak görülse de yine misal,kanserin ortaya
çýkýþý yaygýnlaþmasý ve sonra tedavi sürecindeki can ve
maddi kayýplar yani israf mazur görülemez.
Bu kisma pek katilmiyorum. Bilimle de alakali oldugunu dusunmuyorum. Eskiden hemen her insanin, avinin onunde bir kucuk ekimlik bahce bulunurdu. Gelismekte olan ulkelerde(orn;Turkiye) carpik kentlesmenin sonucu, tum ekim arazileri yok olmus durumdadir. Insan bahsecisini mutahhit'e karsi koruyabilseydi, o bahcede kucuk de olsa eker diker, hic degilse hormonsuz yiyecegi tavugu, yumurtayi elde edebilirdi.
Gelismis ulkeler bu konuda, daha duyarli..Ciftcilik ozendiriliyor, tesvik kredileri veriliyor, ciftci diger sektorlerden daha ozerk durumda kosullara sahip.. Halk bazinda ekim yeri mevcut ev mimarisi ozendiriliyor ve yapiliyor.En azindan uygun fiyatlara bahceli bir ev bulmaniz her zaman mumkun..Sebze ve meyvanin en buyuk avantaji,geneli olmasa da cogunlugu kurutulmus haliyle de besin degerinin olmasi zira..
Benim bakýþ açýma göre teknolojinin geliþmesi insanlýðýn
gerilemesiyle doðru orantýlýdýr,teknoloji ne kadar
ilerlemiþse insanlýkta o oranda gerilemiþtir.
Bakis aciniza saygi duymakla beraber, ham(islenmemis) bir bakis acisi oldugunu dusunuyorum. Bir seyin gelismesi, o seyin kullanim sekli ve sureciyle, insanin gerileme veya gelisme oranina tekabul eder.Hicbir olgu, tek basina sonuclari ile varolmaz.
Hicbir olgu sadece sonuclari ile varolmadigi gibi, sadece sonuclari ile de degerlendirilmez. Bu yanilticidir. Olgunun kendisini tanimaktan uzaktir. Biraz ustte size yoneltmis oldugum soru, bu dusuncenizin icerigiyle yakindan ilgilidir.
Ayný apartmanda oturup birbirini tanýmayan o kadar çok
insan var ki...teknoloji yani bilim insanlýða bir güç
hissi kazandýrmýþtýr.Rab dýþlanmýþ,yerine bilim
oturtulmuþtur..Ben gerçek çabayý bilim olarak
adlandýramýyorum benim verdiðim isim ilim..yerlerin
göklerin sýrrýný araþtýrmak..yani iþleyiþini anlamaya
çalýþmak ve o düzgün iþleyiþten pay kaparak onu
geliþtirmek ama sýrrýný bulduklarýný deðiþtirmemek.
Insan, herkesi tanimak gibi bir zorunluluga mecbur degildir.Bu, kisinin veya ailelerin bir secim tarzi da olabilir.Komsuluk etmek guzel bir eylemdir. Ama bu kisilere diretilemez diye dusunuyorum. Orn.Tarikat mensubu bir ailenin, modern tabir edebilecegimiz bir aile ile yakin komsuluk iliskilerinin olmamasinda, ne Rab'bin, ne bilimin direk etkisi yoktur. Rab ile bilim ozunde iki rakip olmadigindan birini dislayip, digerine deger bicmek gibi birsey yoktur. Bkz. Kuran donemi kavimlerin yasayis sekilleri.. O zamanda da Rabbi dislayis mevcuttu.
Bir insan hem cok inancli bir Rab kul'u, ayni zamanda cok iyi bir bilimadami da olabilir.Bunun tam tersi de olabilir. Tipki, insanin cok iyi bir es olmasina karsin, cok iyi bir baba olamayacagi gibi..Bulunan sirri degistirmeye tek vakif olan bilim veya ilim degildir. Insanoglu yasayis tarziyla da, farkinda olmadan o sirri degistirebilir. Orn. Bir tarikat lideri bilimsel anlamda yer ve goklerin sirrini arastirmaz, ama luks cipler kullanmak suretiyle Ozon tabakasinin delinmesine destek verir.Cemaati sayi bakimindan dusunursek, Rab yolunda olduklarini iddia eden bu grubun, Ozon tabakasini delmeye yonelik destek vermemeleri gerekir. Oysa gercek cabasiyla bilim veya ilim Ozon'u delen eylemlerden birinin bu oldugunu gozlemlemis ve aciklamistir.
Demiri için, Kuranda sizin için birçok fayda ve zýrh
yapma aracý tanýmý geçer.Sonuç nedir?Zýrh yapmak.Ne için?
Korunmanýz için ve diðer faydalarýnýz için.Oysa demir ana
düþünce korunmak için deðil yýkým için
kullanýlmaktadýr.Bir aracýn egzostundan çýkan gaz mevcut
iþleyiþe zarar veriyorsa bu aracýn ortaya çýkýþ süreci ve
sonucu yararlý deðildir.Dikkat ederseniz tüm evren bir
salat üzere devamlýlýðýný saðlýyor,güneþ salat ediyor
dünya ýsýnýyor,yaðmur salat ediyor her türden rýzýk
yetiþiyor..bu dengeyi bozan her süreç ve sonuç
yýkýmdýr. Iste gene ayni noktada gelip tikaniyoruz. Ayni sorum hala gecerli mesela size..Rabbi dislamadiginiza da anliyorum yazilarinizdan. Ulasim icin, neden hayvan kullanmayi tercih etmiyorsunuz? Veya insanlar neden apartmanda oturmayi tercih ediyor? Neden geriye gocler(kentten-koye) belirgin degil?
Bilimin içinde olmasý gereken ana parça þu an
için yoktur bu parçanýn adý ilimdir,ilim mevcuda zarar
vermeden ilerlemenin anahtarýdýr.Sömürü diðerleri için
nasýl yýkým ise ve istenmiyorsa,yýkýmýn nasýl ve nereden
geldiði de önemli deðildir isterse adý bilim olsun fark
etmez..bilimin bizi getirdiði nokta ortadadýr.Dünyanýn
ýsýnmasý,türeyen hastalýklar,savaþlar..
Hastaliklar ve savas insanlik tarihi kadar eskidir. Bilimin gelismesiyle cikmamistir ortaya..Sadece bulunduklari donemde isimleri bilinmemistir. Bu onlarin yok oldugu anlamina gelmez.
Ancak siz mukemmel bir sistemden soz ediyorsaniz, o yaratilis geregi zaten mumkun degildir. Mukemmel olan yalnizca Allah'tir.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
İnsanlığın bugün geldiği noktadan bilim sorumludur..dünya ısınıyor dünyanın dengesi değişiyor..
Selam ibrahimizm,
İnsanlığın bugün geldiği noktadan bilim sorumlu değildir...
İnsanlığın aç gözlü hırs tutkunu titanları tarafından gücü tekeller'ine almak isteyenler'in uyguladıkları projelerden kaynaklanmaktadır..
biz ne kadar yakınırsak yakınalım değiştiremeyiz insanda bu tür karakterler'i..
Bilimsel gelişmeler engellenemeyecek şekilde ilerlemektedir...artık geçmişteki şekliyle yaşamak isteyenler'in ellerindeki mekanlar neredeyse tükenmek üzeredir..önemli olan biz bu değişim'in neresindeyiz...her türlü ortamda tavrımızı nasıl ve ne şekil seergiliyoruz..
Evet..bilim adamlar'ını kendi tekeller'ine alan ve insanlığın sonunu getiren zalim ler olacaktır...ama bilim'i insanlığın faydasına kullanmak için var güçler'i ile çalışacak bireylerde olacaktır...bu iyi ile kötünün kavgasıdır...güç dengeler'inin kimin elinde olacağının mücadelesidir..
Değerli kardeşim;dünyayı çürükçüller ve parazitlerin elinden kurtarıp,liyakatli topluluklar yetiştirilmelidirki isnanlık iflas bayrağı çekmesin..
Çıkar ve rant kavgaları adına dünyanın sonu hazırlanıyor ve bunu da kapitalist ahlaka sahip olanlar yapıyor...
Dünyamızın yok olma tehlikesine karşı siyasiler kendi çıkarları uğruna duyarsız kalmaktadırlar. Ve bu siyasiler bilimi kendi oyunlarına alet etmektedirler...
Bilimin vicdanlı ve ahlaklı insanlarca yapılması dünyanın rahatsızlığını bir nebze olsun çözebilir..!
Kapitalist insanların dünyayı hasta ettiğini bilip rejimin yeniden gözden geçirilip düzeltilmesi lazım...
Samimiyet ve ciddiyet hangi olguda(bilimde) ise akıllı bir tasarımla insanlığın yönetimini oradan yeşertmek, elzem ve zorunludur...
Dünyamızın rahatsız olmasının nedeni kapitalizmin ve emperyalizmin giderek güçlenmesinin sonucudur...
Çözümü de ortadadır...sağ duyulu insanlar'ın mevcut sistem içerisinde erdemli davranış modeli ile yer almalarıdır..
Vahy+kainat kitab'ını doğru çözümlemeler'ine gidilerek barış yurdu imar edilmelidir..
Bir çok yerde bilinç devriminden bahsetmiştim...!
Bilinçli bireyler'in yetiştirilmesi elzem hale gelmiştir..
Hedef ve gayesi belirlenememiş bir talim ve terbiye sistemi, nesilleri şaşkına çevireceği gibi, nelerin nasıl öğretileceği ve ter biyede takip edilecek usul ve metot bilinmeden gençlerin kafa ve ruhlarına yerleştirilen şeyler de onları sadece birer bilgi hamalı yapacaktır...
Bugüne kadar böyle olan eğitim sistemi yeniden yapılandırılmalıdır ki bilinç devrimi sağlanailsin ve barış yurdu imar edilebilsin...
Bilim'i zalimler'in elinden alıp erdemli işlerde kullanmak lazım...
Bilim cahili dünyada olan ateşe körükle gider ve daha çıkılmaz bir hal alır..
Son olarak...Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. ...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
''Bilimin vicdanlı ve ahlaklı insanlarca yapılması
dünyanın rahatsızlığını bir nebze olsun çözebilir..!''
Diyorsunuz ve bunun başarılabilmesi içinde eğitim
sisteminin sil baştan inşa edilmesinden dem
vurmuşsunuz..haklısınız..
Lakin önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz.
Bilim zenginlerin finanse ettiği bir olgudur,fukaralar bu
olguya direk katkı yapamazlar..bu ne anlama gelir?Bir
memlekete sistemin onarılması için ne zaman bir elçi
gönderilse illa oranın zenginlikle şımarmış olanları
ortaya çıkar ve karşı olurlar..bir kere bilim denen bu
olgunun zengin adam işi olduğunu bir kenara
yazalım..Zengin adam işi olduğunda sonuçların iç açıcı
olmayacağı bir gerçektir.İşte bu nedenle bilim adı
altında ortaya konan çalışmalar asla hayırlı sonuç
vermeyecektir.Japonyada ölen binlerce insan buna bir
örnektir.
''Bugun bahsettiginiz hastaliklar karsisinda donorluk,
bazen bir meslek, bazen de henuz caresi bulunmamis
hastaliga sahip insanlarin kendi gonullu katilimi
seklinde idame olmaktadir.''
Donörlük bir meslek değildir,meslek olduğu diğerlerine
yutturulmuş bir yalandan ibarettir.
''Orn. Bugun bircok bilincli ve hastaliginin sebebini
kavramis ALS hastasi kisiler, bu tur donorlukler icin
gonulludur. Para karsiligi olan sekli ise, tamamen
insanin secimidir.
Bu sebeple, bu resimde sundugunuz her iki ornekte de
bilimin veya bilimadaminin bir sucu yoktur.''
İnsanlar bilinç sahibi olduklarında bedenleri üzerinde
sonuçları tam olarak kestirilemeyen deneylere izin
vermezler,als veya umutsuz hastaların gönüllülüklerinin
tek nedeni mevcut durumlarını iyileştirmektir.Ancak vms
veya ysyt zehrinin zihinlere işlenmesi gibi onlara da
zehir işlenmektedir.Ötenaziyi dileyen tam felç bir
insanın bile kendi üzerinde sonuçlarını kestirilemeyen
bir işe onay vermesi mümkün değildir çünkü kişi,mevcut
durumunu sonlandırmak istemekten ziyade yeni acılara
tahammül edici değildir.
''Iste gene ayni noktada gelip tikaniyoruz. Ayni sorum
hala
gecerli mesela size..Rabbi dislamadiginiza da anliyorum
yazilarinizdan. Ulasim icin, neden hayvan kullanmayi
tercih etmiyorsunuz?Varolan sistemin icine
dogmusluk,dogru bir cevap degildir. Cunku okuyorsaniz,
gozluyorsaniz hayvan soyu tukenmedigi icin, hala kullanma
ve secme sansiniz mevcut..
Veya insanlar neden apartmanda oturmayi tercih ediyor?
Neden geriye gocler(kentten-koye) belirgin degil?''
Evet üstteki soruyu bir kaç sefer sormuşsunuz bunun
cevabı önem arzediyor bende kendimce şöyle diyeyim,als
hastasına telkinle onu bir nevi deneme tahtası haline
getiren zihniyet,mevcut işleyişin diğer kollarıyla geneli
de uyuşturmuştur,bu uyuşma ile insanlara,bunlar olmazsa
şunlar asla olmayacak mesajı verilmişir.
Telkinleri kabullenenler zaten işleyişin elemanı
konumuındadırlar,kabul etmeyenlerde amişler gibi bir
yaşam sürerler.Benim temennim,keşke insanlık attan
eşekten deveden vazgeçmezseydi.kuranda geçen,incelmiş
binitlerle gelsinler ayetininde belki dediği bu
idi..kimbilir..
sistemin içine doğmuş olmak elbet mazeret değil ama
kısmende bağlayıcı..velev ki gücüm olsa idi,kırsal alanda
yaşar,ulaşımımıda eşekle atla yapardım o ayrı..
Yazı içerisinde değerli sasha ve bendeniz'e vevap vermişsiniz...alıntılar'ı yaparken bunu sasha yazdı..bunu evrensel yazdı gibi vurgulamalarla belirtirsen okuyanlar açısından da kolaylık sağlanmış olacaktır...
Şimdi gelelim söylemiş olduklar'ına...
Eğer bir toplum diğer toplum'u gözüne kestirmişse harisliğinin tüm imkanalr'ınıda seferber edecektir..varsayalımki bilimsel gelişmelerden tümüyle vazgeçtik ve bombalar yeni japonya örneklerinin çıkmasını engelledi size göre..tamamen doğal bir hayat yaşadık..bu doğal yaşam içerisinde toplumlar yine birbirler'ini doğal silahlarla öldürmeye kalkıp fesat çıkarmak istemiyeceklermi?
Ayrıca bilimsel çalışmalar'ın yapılabilmesi için yüklü miktarlarda paranın olması gerektiği de doğrudur...ama hangi dinden veya inançtan olursa olsun kendi menfaatleri uğruna bu çalışmalar'a girildiğini unutmamak gerekir...bizler bilinç devrimini gerçekleştirip toplusmal hareketliliğis ağlayabilirsek karşımzıda hiçbir güç duramayacaktır..bu arada bilim'i fukaralar'a endekslemenizi doğrusu anlayamadım:))örneğin malezya gibi islam ülkesi çok büyük teknolojik çalışmalar'a imza atmıştır...önemli olan bilincin raya sokulmasısır..ve toplumun o bilinç üzere hayatlarının idamesini sağlamaktır...
Bir konu daha var...darwinden yola çıkarak evrim teorisine karşı çıkmak son derece yanlış bir iştir...batının materyalist bakışına gerekli olan temel bakış'a destek olması açısından çarpıtılmıştır...ayrıca sevgilis asha'nında belirttiği üzere bu evrim düşünceside darwinle başlamaz çok önceler'e dayanır bu fikrin önderleri...
Bir şey daha var unutmadan...eğer bilinç oluşursa insanlar kendiler'ini kobay olarak kullandırmazlar...farklı metodlar izlenir bu vesiileyle...
Bilim kirli eller'in tekelinden alınıp hakk'ın emrine verildiğinde sorun kalmayacaktır...
selamlar...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
Adı üzerinde,bilimsel gelişme..insancıl gelişimle kötü
yan hariç bir etkileşimi yok,
evet atom bombası olmazsa bu seferde kılıçlarla birbirini
doğrarlar..ama biz atomu yeğleriz çünkü toptan temizlik..
darvin sadece bir örnekti ve zaten burada çarpıtılmış
olmasıdır bunu bilim yapan..bilim yaftası altında
diğerlerinin zihinlerini bulandırmıştır..
Fukaraların bilime katkısı yoktur,sizin endonezya
örneğinizde yine oranın güçlü zenginlerince
desteklenmiştir çünkü insan haristir.
Bilinçten bahsettiniz.Gelen her uyarıcının yaptığı da
budur aslında,bilinç kazandırmak..kuranın bir ayeti vardı
sanırım şöyleydi..''!sizler yüksek sağlam binalar yaparak
bu yeryüzünde ebedi olacağınızı mı sanıyorsunuz''buna
benzer bir ayetti..bilinçlendirmek için gelen
uyarıcıların çevresinde,zenginin harisliğinden usanmış
yoksullar toplanır,bilirsiniz diğerleri de bu durumdan
hoşnut olmazlar...yoksulluk elbet bir değer değildir ama
itirazı destekler hep.
İnsanoğlunun toptan bir bilinç devrimi yapabilmesi mümkün
değildir,kötüler zengin güruhu,elemanları ve
ürünleridir.İyiler yoksullar güruhu ve
itirazlarıdır.Kapitalizm emperyalizm gerçekte zenginlerin
kurdukları işleyişlerdir,fakirler zaten gönüllü als
donörleri konumuna sokulmuşlardır..
kalp hastalıklarını minumuma indirme çabaları ve alınan
yolları değerli değildir,mevcut işleyişi elleriyle
bozarak bir yaşam biçimine mahkum olanları ''bak seni iyi
ettim''masalıyla uyutmakta doğru değildir.
bu örnek çoğaltılabilir..sistemin işleyişini önce bozup
sonra tamir ediyorum savunmasının adı her ne kadar bilim
olsa da bu yıkıma uğrayanı geri getirmez.
basınç,gaz ve taş kombinasyonuyla ortaya çıkanın adı
çakmak olsa da onun ortaya çıkış sürecinde ''diğerleri
bir zarara uğramışsa ve uğruyorsa bunun karşılığı da
insanlık değildir..ancak bilimdir.
teknolojinin ilerlemesini ben asla bir hayır olarak
görmüyorum.Manyetik kirlilikten dolayı göçmen kuşların
yanlış zamanda yanlış yerde oluşlarına tanık olmuştuk
veya deniz canlılarının.
İlerlemenin bizatihi kendisi kötü değil elbet,kötü olan
ortaya koyduğu süreç ve sonuçlardır.Ve bu sonuçların
bedelini büyük oranda yoksullar ve doğa ödemektedir.
Son olarak benim bu konuda diyebileceğim şudur;
Bilimin israfına keyfiliğine en büyük delil uzay
çalışmalarıdır,1 milyar insan aç dururken,doyurmaya
yönelik amel yerine,meraka yönelmek ve bunu yaparken
gereksiz korkuları da beraberinde insanlığa sunmanın
insanlıkla alakası yoktur.
örneğini vermiş olduğum malezya örneği zengin müslümanlarca desteklenen çalışmalardır...orada arkadaşlarım var..ora hakkında birçok bilgiyi birincil elden aldım..halkı içerisinde fakir bulamassın...kişi başına düşen milli gelir 25bin dolarmış..!
Ayrıca toptan bilinç zaten zor...biriler'inin menfaatlerine çomak sokulduğu takdirde tüm metodlar kullanılır...anlatmaya çalıştığım Elçiler'in yaptığı bilinç devrimini gerçekleştirebilmek için var gücümüzle çalışmaktır...barış yurdunun imarına yönelik eylemler içerisinde olmadığımız taktirde ne yazar ne analtırız kardeşim..!
Gözden kaçan birşey daha var...eskdien insan yaşamı belli yılllarla ölçülüydü...hastalıklar sürekli bir çok insan'ın ölümüne sebebiyet veriyordu...şu anda eskiye nazaran insna ömrü hem artmıştır hemde bir çok hastalığın çözümü yapılmıştır...bir şeyi ne amaçla kullandığın çok önemldiri...fesat için kullanıldığında biyolojik silahlarla bir çok toplumu top tüfek kullnmadan yok edebilirsin...
Bıçak adamda keser...meyvede...
Silah adamda öldürür...Adaletide sağlar...
birşeyi nasıl kullandığın önemlidir..
selamlar..
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
bilhassa kötülükler yapılırken ne yapıyor bunu çok merak ederim...
engelleyebilecek gücü olduğu halde neden kötülükleri engellemiyor...
geçen iki çocuğuyla bir evde cayır cayır yanan bir annenin haberi vardı..
tam onlar yanarken ne yapıyordu acaba...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Başka bir yerde bilinçd evriminden bahsetmiştimm...
Bilim toplumunun oluşma süreçlerinin en başında aile ve eğitim gelir.
Bir toplumda temel bir bilinç tabakası olmalıdır ki, buradaki aile unsuru oluşabilsin...
Aile unsuru çocukluktan itibaren bir bireyin bilimle,gerçeklerle,özgür düşünce ve özgür irade ile gelişmesini sağlar...
Ailelerden sonra en büyük görev devlete düşmektedir....
Eğitim sistemini, işleyişini ve eğitimcileri buna göre ayarlamalıdır...
Bilim bir halkın beynine yerleştiği takdirde o ülkede devlet yapılanmasını, uluslararası ilişkileri, gelecek politikalarını, toplumsal ilişkileri ve toplumsal refahı kökten etkiler....
Bu gelişmeleri büyük ölçüde bilimsel ve teknolojik gelişmenin ekonomik yansımaları sağlar....
selamlar...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
''Bilim, Dünya’nın ve evrenin işleyişine duyulan bir
meraktır.
İnsanoğlunun hayatını kolaylaştırmaya çabalayan bir
kavramdır.''
İnsan hayatını kolaylamak dediniz..bende 1 milyar aç
insandan bahsetmiştim..1 milyar aç adam,bu adamların
hayatlarını kolaylaştırmak için neden gereken yapılmıyor?
Çünkü kazanç yok,işin sonunda bir beklenti yok...abdli
tek şirketin dahi misal etyopyada su kaynaklarının
korunması ulaştırılması tarım alanlarının
sulanabilirliğine gücü yeterken(bir makalede
rastlamıştım),uzaya çıkıp ahanda aya bastım öyleyse ben
güçlüyüm dümenine yatmanın adı bilim midir?bu israftır.
Temel bilimler neden afrikadaki işleyişe körler.Bu insan
hayatını kolaylamak falan değildir,bu insan hayatını
yaşanmaz hale getirmenin ta kendisidir.Yerçekim kanunu
hep vardı,birinin buna isim vermesinin bir anlamı
yok.İsimsizde yaşanıyordu zaten.
Domuz gribi,buyrun bir örnek...nedir?bilimin tiranların
kontrolünde olduğunun açık delili değil midir?kaldı ki
kullanılan teknolojilerin ilerde ne gibi zararlı sonuçlar
vereceğide az çok tahmin edilmekte..cep telefonundan
yayılan manyetik dalgaların kişilerin kalp sağlığını
bozduğuda ortada ve daha bir çok örnek..
Evrenin kurallarını,keşfederek ve kolaylamak adına
sistemin bozunuma sebep olmanın adı bilim olmuş,örnek mi?
az evvel yukarıda verdim.
Bilim tiranların ellerindedir.Kuralları
keşfedenler,eğitimleriyle burslarıyla,şaşalı yaşamlarıyla
vaadleriyle tiranların kontrolundedirler.Yani insan
yaşamını kolaylayan birşey yok ortada,aslında tümü
halusinasyondan ibaret ve aldatmaca...80 yıl süper konfor
içinde yaşasak ne olur?veya diğerleri 100 yıl süper
konfor içinde yaşasalar ne olur?değişen ne?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma