HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: FURKAN SURESİNDEN ALINACAK DERSLER... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba hocam,

Hakikaten sabrınızı taşırmak istemediğim için size sabır diledim.

Sizce "izé" edatı her cümlede aynı manaya mıdır? Her cümlede Abese 22'de ki gibi midir? Diğer bir soru şekliyle; izé zarfı zaman olarak hiç şart manası içermez mi? Lütfen izé hakkında ne biliyorsunuz, anlatınız!

Sonra devam edelim inşaallah!

Saygı ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

haktansapmaz Yazdı:

Merhaba hocam,

Hakikaten sabrınızı taşırmak istemediğim için size sabır diledim.

Sizce "izé" edatı her cümlede aynı manaya mıdır? Her cümlede Abese 22'de ki gibi midir? Diğer bir soru şekliyle; izé zarfı zaman olarak hiç şart manası içermez mi? Lütfen izé hakkında ne biliyorsunuz, anlatınız!

Sonra devam edelim inşaallah!

Saygı ile.

...izé zarfı zaman olarak hiç şart manası içermez mi?

Elbet içerir ama YORUM ile. Zaman zarfının asıl işlevi fiili zaman açısından nitelemesidir. Bunun için yoruma ihtiyaç yok. Ama ŞART açısından nitelemesi yorum ile mümkün.

Değerli hocam, izé zaman zarfıdır; elbet zaman bildirir. Türkçeye çevirirken o yüzden NE ZAMAN Kİ anlamında -ğinde dedim. Ama اذا başka ان başka; ZAMAN başka ŞART başka. Bunları size benim söylemem ukalalık olmuyor mu, tereciye tere satarcasına?

 

Konumuz olan Nisâ 102'deki izé, zaman zarfıdır. Ama siz onun ŞART bildirdiğine hükmediyorsunuz. Elinizde elbet kanıt var ki hükmünüz budur.

 

Lutfen Nisâ 102'deki "izé"nın ŞART bildirdiğine dair o kanıtınızı getirin.

 

Hükmünüzün yanlış olduğunu söyleyen benim. Kanıt olarak Abese 22'yi gösterdim. Orada izé NE ZAMAN Kİ demek, -ğinde: Sonra Allah istediğinde onu diriltecek, ثم اذا شاء انشره.

 

Allah ahrette o kişiyi elbet diriltecek. Olacak, bitecek o iş. Şartı şurtu yok. Buna rağmen "Allah'ın, onu diriltmesi bir ŞART ile mümkün!" diyebilir miyiz ki "Nisâ 102'deki اذا ŞART bildirir!" diyebilelim?

 

(1)Abese 22'den benim anladığıma itirazınız var mı?

(2)Sizin hükmünüz KESİN, tamam. Ama Abese 22'ye rağmen Nisâ 102'deki "izé"nın ŞART bildirdiği KESİN mi? Yani Abese 22 sizin için hiçbir şey ifade etmez mi?

 

Güzel hocam, İLAHÎ hüküm başka BEŞERÎ yorum başka. Siz kuşkudan arınmış hüküm vermiyor ama "YORUM"DA bulunuyorsanız elbet anlayışla karşılanırsınız. Yeter ki YORUM denen o kaygan zeminin üstüne "Salâtın bir yerde ikamesi için elçinin orda bulunması şarttır!" hükmünü bina etmeyin.  

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba hocam, bu güzel açıklamaların için teşekkür ederim.

"İzé: Zarfu zamandır. Şart manasını mutezammın olmağla cevabı muqtazidir (cevabı zorunludur). Cümlei fi'liyye evvelinde bulunur. Fi'lin mazi olması ekser ve muzari' olması eqaldir. Zamanı müstaqbele delâlet eder. 

Ve izé raev ticératen ev lehven infeddû ileyhé ve terakûke qâimen: Bir ticaret ve bir oyun eğlence gördüklerinde / gördükleri zaman / görürlerse seni ayakta bıraktılar / bırakırlar. (Çeviri bana ait).

Ve hal için; bu kasemden sonra: Ve-lleyli izé yeğşé. Ve-nnecmi izé hevé.

Ve "lev" takdiren: İzé-şşemsu kuvvirat." El-Muqtedab (Osmanlıca baskısı), Muhammed Zihnî.    

(Muncid) .اذا:ظرف للمستقبل متضمّن معنى الشرط :اذا اجتهدتَ نجحتَ

İzé, Şart manası içeren gelecek zaman zarfıdır. Örnek: Çalştığın zaman/çalıştığında/çalışırsan başarırsın.

"İzé"; ...dığı zaman, ...dığındaeğer ...se, manalarını içeriyor. Luğatlar.

Değerli hocam, Abese 22 ve Nisa 102 de dahil onlarca, yüzlerce ayette izé şart içermektedir. İnanın benim 102'ye verdiğim şu şart içeren mana(lar) doğrudur.

"Sen onların içinde olduğun ve onlara salatı ikame ettiğin zaman / ikame ettiğinde / ikame edecek oulrsan onların bir bölüğü seninle beraber bulunsunlar...!" 

"İLÂHÎ hüküm başka YORUM başka" diyorsunuz ama, tekrar etmek zorundayım ki; İlâhî hüküm dediğiniz, İlâhî kelâmı okuyanın anladığı yorumudur. Yani her çeviri çevirmenin çevirdiği bir yorumdan öteye geçmiyor. Hiç bir çeviri aslın aynısı değildir.

Dikkat ettiyseniz, gerek konumuz Nisa 102, gerek örneğiniz Abese 22 olsun vs diğer izé ile başlayan bir çok ayet olsun hep iki cümleden oluşmuşlar; Birinci fiil şart, ikinci fiil de cevaptır. Abese 22: İzé şée enşerahu . cümlesinde "şée" "izé"nin şartı, "enşera" de "izé"nin cevabıdır. (Bazen fiilin biri mahzuf olur, erbabı bilir. Bazen de cevap sonra gelir. Kuvvirat Suresi'nde olduğu gibi cevabı 13 şart cümlesinden sonra okuyoruz.

Ekliyorum: Şayet dediğiniz gibi Resul zaten içlerinde ise, "senin içlerinde olduğun zaman..." ifadesinin cümlede yeri olmamalıdır (102). İkincisi; 101-103'te söz konusı salat bir Vahiy/Kuran dersi değil de namazsa,  "Namazı bitirdiğinizde / bitirdiğiniz zaman, ala kulli hal, Allah'ı hatırlayın/öğrendiklerinizi unutmayın, aklınızda tutun" (103) demenin bir anlamı olmaz.

Saygı ile.   

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

واذا كنت فيهم

Çeviri.: Sen onların içinde olduğunda

Yorum: Sen onların içinde isen

 

Abdurrahman hocam, bu müzakerede aynı dili konuşabilmemiz için çeviri ile yorum arasındaki farkı teslim etmek zorundayız. Onun için tekrar dikkatinize sunuyorum: Çeviri ilahî kelamın ASLI olmasa bile en azından ASLI GİBİ olmak iddiasını taşır; yorum ise beşerî görüştür.

 

İlâhî hüküm dediğiniz, ilâhî kelâmı okuyanın anladığı yorumudur bahanesiyle "içinde olduğunda = içinde isen" denklemini kurmaya hakkımız yok çünkü yanlış o denklem.

 

Sen onların içinde olduğunda zaman zarfıdır, ötekisi şart zarfı. ZAMAN ve ŞART iki ayrı kavram. Bunlar sanki bir imiş GİBİ YAPIP "içinde olduğunda ifadesi ŞART bildiriyor!" diyemeyiz.

 

Sabahları onlara salât ettir.

Akşamları onlara salât ettir.

Onların içinde olduğunda onlara salât ettir.

 

Burada salât ettirilecek zaman önemli. Senin onların içinde olduğun zaman, sabah, akşam, her gün, her hafta, her ay; kısacası bir zaman. O "zaman"da salât ettireceksin; Allah'ın emri bu. Senin onlara salât ettirmenin "şart"ını değil "zaman"ı vurguluyor Allah.

 

Onların içinde isen onlara salât ettir.

Hasta değil isen onlara salât ettir.

Vakte sahip isen onlara salât ettir.

 

Burada ise salât ettirmenin şartı vurgulanıyor. Senin onlara salât ettirebilmen için onların içinde olman şart, hasta olmaman şart, vakte sahip olman şart.

 

Ama "sen onların içinde olduğunda"dan ben "sen onların içinde isen"i anlıyorum çünkü sen onların içinde değilsen onlara salât ettiremezsin...

 

O sizin yorumunuz. Demek ki aklınızda şart kavramı var. Aklınızda onu evirip çeviriyorsunuz. Ama ben öyle bir yoruma ihtiyaç duymuyorum; aklım şart kavramına takılmış değil..

 

Ve biliyorum ki imam onların içinde olmasa da onlara salât ettirebilir.

 

Tıpkı Mescidi Harâm'da olduğu gibi. Orada bir sürü cemaat caddeye taşmış. İmam onların içinde değil ama onlara salât ettiriyor. Ve tıpkı Kadıköy belediye başkanının, tele-konferans yoluyla ta Amerika'dan Kadıköy'deki meclis toplantısına başkanlık etmesi gibi.

 

Kavramlarla keyfimizce oynamayı bırakacağız. Başka yolu yok. Allah'ın dediğini Allah'a bırakmaya razı olacağız.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Ve merhaba hocam,

Sen içinde olduğunda zaman zarfıdır, ötekisi şart zarfı. ZAMAN ve ŞART iki ayrı kavram. Bunlar sanki bir imiş GİBİ YAPIP "içinde olduğunda ifadesi ŞART bildiriyor!" diyemeyiz.

 

Sabahları onlara salât ettir.

Akşamları onlara salât ettir.

Onların içinde olduğunda onlara salât ettir. Hasan Akçay

"...onlara salat ettir"! Ama fiilimiz emir kipi değil, öyle de olsaydı yine şarta cevap olacaktı. 

"Ve izé kunte fihim fe eqamte lehum esselâte...". Yani, fe izé eqamte lehum.." Sen onların arasnda olduğun zaman ve de onlara salatı ikame ettiğin zaman "fe-ltequm: bulunsun/mukim olsun...!

İzé zarftır ve de şart içeriyor. Kunte ile eqamte fiilleri fi'luşşart, iltequm da cevabuşşarttır. Bakmaz mısınız izé ile başlayan cümlelere, hep şart ve cevap cümlelerinden oluşmuşlar! Konumuz olan ayetlere bir göz atın tekrar; izé'den sonra bir şart, arkasından da bir cevap cümlesi ile mutlaka karşılaşıyorsunuz!: 101: "Ve izé darabtum... Fe leyse 'aleykum..." Şart ve cevap; 102: "Ve izé kunte fihim fe eqamte lehum... fe-ltequm..." şart ve cevap; 103: "Fe izé qadaytum... fe-zkurû..." şart ve cevap.

İzé'nın şart içerdiğini daha nasıl ispatlayabilirim!

İspat edin dediniz kaynak gösterdim şart olduğuna, şart içerdiğine, yorum deyip inat ediyorsunuz. Benim bildiğim bildik gerisi düdük diyorsanız ben pes ediyorum.

Saygılarımla.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Benim bildiğim bildik gerisi düdük diyorsanız ben pes ediyorum.

Siz bilirsiniz güzel hocam. Ama şu gerisi düdük te neyin nesi? Keşke bu sözü kendinizi başkasının yerine koyup kendiniz için söyleseydiniz önce. Sizin öttürdüğünüz düdük, yalnızca "onların içinde olduğunda"yı "sen onların içinde isen"e yorup çarpıtmanızdan ibaret değil. Keşke öttürdüğünüz bir sürü düdükten hiç olmazsa başka bir tanesini hatırlasaydınız:

4/102. ayette “içlerinde olduğunda ve onlara namaz kıldırdığında… onlar secde edince…(fesecedu )”

Dikkat edin Rasul’u de kapsayacak şekilde “secde ettiğinizde (fesecettum) denmemiş. Neden? Çünkü bu bir namaz olmayıp bir Kur’an dersidir de ondan.

 

Burada hocamız hedef kitlenin imam değil cemaat olduğunu göz ardı ediyor. İmam, hedef kitlenin ne yapmasını sağlayacak? Konu bu. Onun için hep o hedef kitle hakkında konuşuyor Allah:

 

onların bir bölüğü seninle kıyam etsinler (فلتقم طائفة منهم معك)

onlar silahlarını alsınlar (ولياخذوا اسلحتهم) 

onlar secde edince (فاذا سجدوا)

onlar arkanıza geçsinler (فليكونوا من ورائكم)

 

Elbet kendisi de kıyam edecek, kendisi de Allah'ı dinleyecek, kendisi de silahlarını alacak, kendisi de secde edip CEPHE denen o ölüm kalım yerinde Allah'a sığınacak.

 

Ama Allah "Silahlarınızı alın!" demiyor; "Silahlarını alsınlar!" diyor, (ولياخذوا اسلحتهم). Abdurrahman hocamızın akıl yürütmesine göre, elçi silahlarını almıyacak mı demek bu?

 

İnananlar inananlara saldırmak üzere olan kafirleri karşılamak üzere arazideler yani cephede. Allah uyarıyor: "Kafirler sizin gafil bir anınızı kolluyorlar; baskın (ميلة واحدة) yapacaklar!" Ama inananların komutanı yine de silahsız... çünkü Allah "Silahlarınızı alın!" dememiş te "Silahlarını alsınlar!" demiş. Bu mudur?

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Değerli hocam, sizin yaptığınız çeviri de değil yorum da değil! Örnek: "HÛrun maqsûrâtun fi_lxiyâm": "Çadırlarda mesafeleri kısaltılmış üzümler"! Çarpıtma mı, yamultmamı, ne derseniz uyar. Esas çarpıtma bilmeden bu yaptığınızdır. Buyurun, çarpıtmıyoprsanız, yamultmuyorsanız yaptığınız bu çevirinin /yorumun doğru olduğunu ispatlayınız! Kaynak verin delil gösterin! Kaynak gösyeremiyor, ispatlayamıyorsanız haddinizi aşmayın! Lütfen! Ben İngiliceniz konusunda sizinle tartışıyor muyum? Bırakın dili bilenler tartışsın!

Saygı ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

 

  Merhaba Hasan hocam

 Size uzak olana, siz kısa kalıyorsunuz, yetışemiyorsunuz İsra /1 de ki gibi size uzak olan medineye siz kısa kalıyorsunuz Nisa 101 de anlaşılacağı üzere bu kısa kalışın kısa kalanlara cunah olmadığını söylüyor ve devamla kafirin açık düşman olduğunu bildiriyor 

  Resul'ün bulunduğu ortamda kafirlere karşı korku ve endişe söz konusuysa taife taife salat yapılıyor ve dolayısıyla düşman yine boş bırakıl mıyor  ayrıca  onlar yapacak ta Resul  yapmıyacakmı demişsiniz tabiki resul yapacak ve ya oda silahını yanında bulunduracak ancak önce Resul yapacak ve ya yapmış ki sonrada yaptırıyor yanı anlayacak ki anlata veya inanacak ki inandıra zaten orada Resul bildiğini anladığını bildirip anlatıyor

 Saygısızlık olarak anlamayın sizin endişelerinizi ve çabanızı anlıyorum ancak boş buluyorum.

 Saygı hürmet ve dua ile

Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba muvahhid kardeşim. Bu iletiyi astığım anda derhal bir yere gitmem gerekti. Paragrafı o yüzden öylece bıraktım. Şimdi Türkçeye çeviriyorum.

Abdurrahman hocamız uygar ve nazik bir insan. Ama Nisâ 101-103'e dair yanıldığı pek çok husus var. Onları belirtmek zorunda kaldım. Bir de kendisine kanıvereceğimi umduğu anlaşılıyor; o boşa çıkınca "bildiğin bildik gerisi düdük" dedi hocamız.

Önemi yok. Allah isterse bu da geçer. Hocamıza saygım devam ediyor.

İyi günler,

Hasan Akçay

*

Değerli hocam, sizin yaptığınız çeviri de değil yorum da değil! Örnek: "HÛrun maqsûrâtun fi_lxiyâm": "Çadırlarda mesafeleri kısaltılmış üzümler"! Çarpıtma mı, yamultmamı, ne derseniz uyar. Esas çarpıtma bilmeden bu yaptığınızdır. Buyurun, çarpıtmıyoprsanız, yamultmuyorsanız yaptığınız bu çevirinin /yorumun doğru olduğunu ispatlayınız! Kaynak verin delil gösterin! Kaynak gösyeremiyor, ispatlayamıyorsanız haddinizi aşmayın! Lütfen! Ben İngiliceniz konusunda sizinle tartışıyor muyum? Bırakın dili bilenler tartışsın! (haktansapmaz)

http://en.wikipedia.org/wiki/Huri#Corresponding_Hebrew_root

Christoph Luxenberg’ün yazdığı Kuran’ın Syro-Aramaik Kıraati adlı eserde hurilere dair Kuran ayetlerinin değişik bir yorumu var. Luxenberg’ün oradaki açıklamasına göre Kuran’ın hurilerle ilgili bölümleri aslında cennetin bir tasviridir. İçinde, ak üzümler dahil, nadir meyvalar veren ağaçların yer aldığı yemyeşil bir bahçe. (Kuran’ın yazıya geçirildiği devirdeki telakkiye göre HURİLER) bakir kızlar değil leziz üzümler idi. 

        

Another interpretation of the relevant passages of the Qur'an is The Syro-Aramaic Reading Of The Qur'an written by Christoph Luxenberg. In respect of this particular point, Luxenberg argues that the relevant passage actually translates to a portrayal of paradise as a lush garden with pooling water and trees with rare fruit, including white raisins (considered to be delicacies at the time that the Qur'an was written), not virgin maidens.[67][68]



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

 

   Saygıdeğer  hasan Hocam

   Cevabınız için teşekkür ederim ne demek olduğunu anlamasam da

 anladığım kadarıyla hurilerle ilgili olsa gerek eyer huri ise bunun konumuzla ne ilgisi var anlayamadım affınıza sığınarak

 sayın hocam ben yabancı dilim olan türkçeyi bile zor konuşup yazıyorken sizler bana daha ecnebi bir lisan ile yazmışsınız az da olsa anladığım bir lisan olan türkçe'ye çevirirseniz memnun olurum ayrıca haddim olmadan sizde ve sayın abdurrahman hocam da biraz daha uslübte seçici olursanız daha faydalı olursunuz kanaatindeyim

 Hürmetler

Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats