Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
asım abi, öncelikle Allah ilmini artırsın. Tesbit çok yerinde, bana göre.
Ancak feridun kardeşimizin dediğine katılıyorum, insanlar kendi ögür iradeleri ile KÖLE olurlar. Özgür irade dışı gerçekleşen durum ESARET oluyor.
Bir önceki notumda belirttiğim kuran'daki bu NET ayrım iki ayrı kelime ile ifade ediliyor :
1. ABD : fiil olarak ibadet etmek ve kul olmak olarak çevriliyor. fakat dediğim gibi bazı ayetlerde mealen köle olarak çevrilmiş. örnek : Nahl 75. Çevirmenler kafalarına göre takılmışlar, anlam bütünlüğünü, öğretilerine göre sözde pekiştirmek için. Hele şuara 22. deki kullanımı abd kelimesinin açık seçik kölelik olduğunu gösteriyor. firavunun israiloğullarını kendisine köle edinmesi. (tersten israiloğullarının köle olmaya razı olmaları)
2. REKABETIN : hemen hemen tüm ayetlerde köle olarak çevrilmiş. Halbuki esir, esaret altında olan en doğru anlamı veriyor. Örneğin maide 89, Tevbe 60, nisa 92.
Bu iki kelimenin anlamlarının birbirine karıştırılması ve özellikle abd kelimesine çoğu yerde ibadet etmek anlamı yüklenmesinin tek sebebi öğretilerdir. Allah'tan başkasına -ki bu insan, nesne, saplantı, her şey olabilir- körü körüne bağlılık, o şeye veya insana kul/ köle olmak demektir ve bunun adı şirktir, ortak koşmaktır.
Çünkü bu durumda olan bir insan, Allah'ın hududunun dışına çıkıyor demektir. Örneğin, işten atılmama sebep olan olay. bir mavi yaka arkadaşı sadece yavaş olduğu için işten attılar. Buna tepki gösterdim ve onların efendilikleri ile verdikleri karara sessiz kalmadım. işte bu noktada köle olmadım. onların rabliklerini bu zulm karşısında red ettim. Benimle birlikte 1 kişi daha sesini yükseltse, bu zulme dirense beni işten atamayacaklar ve efendiliklerinin alanı daralacaktı. Fakat, genelde hep bu durumlarda sessiz kalınıyor. Sessiz kalmak ise, zulme ortak olmak ve dolayısı ile allah'tan başkasına kul olmak demektir. Çünkü, orada çiğnenen allah'ın ayeti, insanın yaşam ve rızık hakkı.
Ama günümüz din adamcıkları bir çok yerde abd kelimesine ibadet etmek anlamı yükleyerek, durumu kurtardıklarını sanıyorlar.
Elbette ki, mizan gününde bütün ihtilaflar çözülecektir.
Rahman'dan dileğim ihtilafların çözüleceği gün gelmeden önce, bizleri öncelikle dosdoğru anlayanlardan ve anladığını HEMEN hayatına uygulayanlardan eylemesidir...
selam müminleredir...
Not: bu konuya arapça bilgisi ile abdurrahman abi nin ve dil bilgisi (anlam bütünlüğü açısından) / araştırmacı kimliği ile hasan akçay abinin sağlayacakları katkılar ufkumuzu açacaktır Allah'ın izni ile. -abd ve rekabetin kelimeleri, kök ve kullanıldıkları ayetlerde çevirilen ve olması gereken anlamlar açısından -
|