Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
asım Yazdı:
dua etmek tanrıyı hayata müdahaleye çağırmaktır...
peki tanrı hayata müdahale ediyor mu...
ediyorsa nasıl ediyor...
kötülükler yaşayanlar açlıktan ölenler işkence görenler tanrıya dua ediyorlar...
tanrım kurtar bizi bu açlığı işkenceyi durdur...
ama ne oluyor...
her gün açlıktan on yedi bin insan ölmeye devam ediyor...
tecavüzler cinayetler olmaya devam ediyor...
bu olaylara maruz kalanlar yalım yalım yalvarırken oluyor bunlar...
bunun açıklaması nedir...
tanrı yok mudur...
kayıp mı olmuştur...
var sa...
ölmüş müdür...
sağırlaşmış mıdır...
kör mü olmuştur...
tanrı bu olayları engellemek istemiyor mudur...
o zalim midir...
yok sa gücü bunlara yetmiyor mudur...
melekleri nerede kalmıştır...
bu kadar kötülükle başa çıkacak melek kalmamış mıdır...
nerde bu melekler...
ne dir bu olayın ardındaki gerçek...
tanrı bizi özgür bırakmıştır...
özgür bırakan tanrı müdahale etse özgürlük ortadan kalkar...
öyleyse tanrıdan mudahale etmesini istemek olmayacak bir şeydir...
bunca kötülükleri olmasına müdahale etmeyen tanrı işlerimin yoluna girmesine niye karışsın...
niye iyi bir iş iyi bir eş versin...
niye kazadan beladan korusun...
niye yardım etsin...
niye hayırlı işler versin...
niye derslerimde başarılar versin...
niye zihin açıklığı versin...
niye böyle ıvır zıvır işlerimize karışsın başarılı kılsın...
niye bizim takımı kazandırsın...
niye bitmek bilmeyen isteklerimize cevap versin...
yapmıyor...
karışmıyor ...
müdahale etmiyor...
ne yaparsak kendimiz yapacağız...
kötülükten kendimiz kurtulmaya çalışacağız...
açları biz doyurmaya çalışacağız...
tanrı sadece bakıyor gibi...
ona dua etmek zamanı ve emeği boşa harcamak gibi...
ancak çalışana veriyor...
|
|
|
dua etmek tanrıyı hayata müdahaleye çağırmaktır...
peki tanrı hayata müdahale ediyor mu...( Asım yazdı)
böylesi bir şekilde bir kavramı tek bir cümleye hapsetmek...
hapsedilen cümleyi mahpuslu haliyle sorgulamak..
işte yanlışları(mızın...) genelinde yatan hadise budur maalesef...
her zaman söylerim...: Kur'an ile tanışmak bir süreçtir...
Kur'an bir fizik, bir kimya kitabı gibi değildir...
bu dünyada başka bir kitapda bulunmayan bir özgünlüğün sahibidir...
acaba hangi çağ'dayım? acaba hangi çağdayız?
herkesin / her toplumun/ her kavmin / her ırkın bu konuda bir ilk çağı yani ilkel çağı...
ortaçağı...
yakın çağı...yeni çağı...ve bugünü vardır...
işte herkes ayet'lere bulunduğu çağdan bakar yani...( yanlış anlaşılmasın tüm söylediklerimle de ne asım nede hiç kimseyi şahsen kastetmiyorum...şahıs değil, düşüncedir üzerinde konuşulan...bu bir genel tespit sadece tüm insanlara / ben dahil, hepimize yönelik...)
bu bir tekamül...
sanal ve banal bir çağ icad edip de oraya da atlanmaz yani, illaki atlamak istiyorum diye kıvranırken...atlamak yükseltmeli insanı...alçaltmamalı...
samimiyetim ölçüsünde; arınma isteğimdeki şiddetin baskıladığı ölçüdeki zaviyeden baktığımda, nacizane olarak şunu görüyorum :
dua...:
Yüce Allah'dan KOPmamaktır...Ğalıkından/ yaradıcısından BAĞını koparmamaktır...
dua... :
sünnetullah/ adetullah'ın icap ve gereklerini yerine getirmenin, bunlara mutabık ve muvafık olmaya yönelişin bir adıdır...
dua...:
insanın varlık sebebidir...Hz.İnsan'ın yüreğini Yüce Allah ile diyaloğa sokmaktır...
dua:
acziyetini idrak ve kabul etmektir...
dua...:
insanın istiğnadan vazgeçip tekebbür etmeyerek Yüce Allah'a karşı boyun eğmenin bir adıdır...
dua :
kulluğun ta özü...öz'ün kulluk edişidir...
dua :
Yüce Allah'dan Yüce Allah'ın kendisini / muradını istemektir...O'nun dileğini dilek edinerek kendi onurunu yükseltmektir...
dua :
havanın, suyun, ekmeğin kiracısına/ işletmecisine değil, bizzat sahibine seslenmektir...ekmek den ekmek istemek değildir...nesneden değil, nesnenin Rabbinden istemektir...
dua...:
kendine bir program ve hedef yapmaktır...beyinsel- ruhsal- hücresel tüm yetilerini bu program ve hedefe doğru konuşlandırmaktır...kendini buna hazır ve işlevsel hâle getirmektir...ne istediğini kendi kendine onaylattırmaktır...niyetlerini gündeme getirip güncellemektir...arzu, talep ve dileklerini canlı ve hatırda tutmaktır...unuttuğu hasretlerini ve beklentilerini hatırlamaktır...
bir gavl'dir...:
yani bir söz...azabımız onlara geldiğinde, onların duaları : biz gerçekten zalimler idik" demelerinden başka bir şey olmadı( 7/5; 21/15,)
ibadettir...:
onlarki Allah ile birlikte diğer bir ilaha dua etmezler...furkan68; en'am71, yunus106, şuara213, ankebut17, kasas88
nida'dır... :
nihayet o da Rabbine " ben gerçekten mağlub oldum. hemen nusretini ver bana yardım et!kamer10;dua'yı ( yani nidayı/ çağrıyı/ daveti ) sağırlara işittiremezsin...rum52; kamer6; isra 52;fatır14
istiğase / yardıma çağırmaktır...çağrıdır...davet'tir...teşvik'tir... :
Allah'tan başka şahidlerinize du'a edin( şahidlerinizi yardıma çağırın)2/23; yunus38; mü'min26
sual : istifham / sormak manasındadır....:
( ey Musa!) bizim için Rabbine du'a et de ( yani sor da) onun mahiyetini bize bildirsin.bakara 68,69; kehf52
istemek : istekte/ talepte bulunmak, istemek, temenni etmek manasındadır....:
ey Musa! bizim için dua et! ( yani bizim için iste)istekte bulun) Rabbine; şayet bu riczi bizden kaldırırsan....araf 134; zuhruf49; mü'min60; mü'min49
Yüce Allah kadere/ kainat sistemine, zorunlu olan ferd ve toplumların fıtri yaradılış yasalarına zıd / ters düşmeyen duaları kabul edeceğini vaadetmektedir, başka değil...
dua : ihmal, kusur, aklını kullanmama, tağutlaşma, kendini yeterli görme, Yüce Allah'a bile boyun eğmeyecek/ ( tüm kainat Yüce Allah'a secde ettiği halde ...)tüm anlamlarıyla rüku ve secde etmeyecek kadar tekebbür içerisinde olmak isteyen, istiğna eden, aciz bir kul olduğunun ayırdına varmak işine gelmeyen, şeytanı kendine dost ve yoldaş edinen insanların bu ve benzeri ihmallerini /problemlerini ikmal eden bir ikbal kapısı değildir... . Hz.insan, Yüce Allah'ın yaradışta kendisine yüklemiş bulunduğu tertemiz fıtratındaki özbilinç ve donanımı; çocuğu olduğu çağdan hediye alarak ve örf ile kazanmış olduğu tüm edinim, kazanım , gelişim- birikimler ile birlikte imtizaç ettirip , arınma isteği doğrultusunda yani vahyin lokomotifliğinde çağına okutturuyorsa... işte ancak o zaman o zaman yardım isteme zamanı gelmiştir ancak...insan, kendi sorumluluklarını tamamiyle/ bütünüyle yerine getirdikten sonra, istediği /temenni ettiği sonucu yine de engelleyebilecek, inkıtaya uğratabilecek gelişmelerin aşılabilmesi hususunda yardım isteyebilir ancak...
ilahi vahy'deki dua örneklerinin büyük bir bölümü dünyevi haz'lar, mal/ mülk /dünyevî menfaat dua talebi değil; arınma, bağışlanma, hidayet ve "Yüce Allah'ın muradı istikametinde gidiş için "yardım dileme niteliğindedir...
muhabbetle
NOT : rivayetlerde geçen tarihi bilgilerdeki " uhud savaşı " bu konuda aydınlatıcı bir öneme haizdir : yukarıda da değindiğim gibi, tüm gereklerin, sünnetullahın/ adetullahın/ Yüce Allah'ın kainat ve insan kitabı kanunlarının icap ve gereklerinin yerine getirilmediği bir noktada, başlarında Allah'ın Rasulü bile olsa dua'nın makbul olmayacağını gösteren bir gerçeğin/ bir ilahi DERSin adıdır UHUD...bugünümüze bir ışıktır uhud...
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|