HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Miracın önemi Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin


Sayın Hasan hocam,  

Kızdığımız sünni din anlayışındaki  yanlışlardır. 
Bizim de geçtiğimiz yollardır bunlar.
Din orta halli  genç orta yaşlı bir müslüman için sanki namazdan + Oruçtan + Kurbandan  ibarettir.   Zekat ve Hac zaten zenginler içindir. 

Namaz için bir kaç kısa sure ezberlenir.  Abdest, gusul ve namaz kılma bilgileri öğrenilir ve uygulanır.   Sürekli hergün beş kere bu tekrarlanır.
Evde de kılınır ama camide kılınması daha iyidir.
Bir de sürekli telaş vardır. Aman öğlenin vakti geçti, ikindinin vakti çıktı. Amanın namazım kazaya kaldı diye. 
Böylelikle dindar olunur ve bir ömür geçirilir.
Allahın istediği müslüman bir birey olunmuş sanılır.    
Kur'an okunmaz. Anlaşılmayacağı varsayılır. Anlamak için çok ilim bilmek gerekir. O ayrı bir uyzmanlık işidir.  Kur'an okumanın arapça ve Arap harflerinin okunmasının bilinmesi olduğu düşünülür. Sevap kazanmak, her muradın hasıl olmasını sağlamak için 3, 7, 21, 41 vb. kereler okunur, üflenir. 

Namaz Allahı anmak ve ona ibadet etmekse, insanın kendi halinde bulunduğu, günlük hayatın koşuşturmasının olmadığı Sabah ve Akşam vakti olması uygundur. 

Ama Namaz aslında Kur'anın tekrarlanması, Kur'an mesajının insanlara aktarılması için bir ibadet metodu ise de insanların Arapça bilmemesi nedeniyle bu fonksiyonunu icra edemiyor. 

Araplar , zaten tarihten gelen ve hala devam eden baskıcı yönetim anlayışları ile Kur'anı anlasa da  ondan faydalanma, onu uygulama şansına sahip değiller.  Arap milleti  müslümanlar için hiç te örnek bir millet değil.  Bunu söylemek için Arap düşmanı olmaya gerek yok. 

Namaz insanları Kur'an dan uzaklaştırıyor. İnsanla üç kulhu bir elhamla  işi bitiriyorlar. 

Hasan abi sen okuyan bir adamsın, ben de okurum, araştırırım, namaz kıldığım zamanlarda  sürekli Kur'an meali okumaya vakit ayırırdım. Ama sıradan bir müslüman bunu yapmıyor. Bu Türk milleti  kitap okumuyor ya. Okumuyor.  Kölnde  200 bin Türk var bir kitapçıları yok.  20 bin İranlı var , İran kitapçısı var.   Okuyan bir Türkiye nasıl yaparız bilmiyorum.  Herkesi  Kur'an meali okumaya teşvikle başarabiliriz belki. 

Bir de  namazın Kur'anda açık tarifi yok.  Araf 205  Sabah akşam yüksek olmayan sesle rabbini an. demiş. Bir kaç kere "La ilahe illallah" derim , Rabbimi anmış olurum. Bu namaz kılmamı şart koşmuyor. Yani çok aradım.  Bulamadım.  Sonunda dedim ki, Ey yüce Allah, senin dediğin Salat, iyi işler, iyi hareketler, iyi niyetler, yani iyi ahlak, dua, Kur'anı okuyarak Allahı zikretme  ama  motamot bir namaz değil. Bunu isteseydin açıklardın. Bundan aciz değildin.  Sen açıklamadın. Senin açıklamadığın bir şeyi peygamberin de yapması mümkün değil. 

Örneğin İsra 78 Fecrin Kur'anı şahitlidir  diyor.  Bunu bazı meallerde Sabah namazı şahitlidir diye çevirmişler.  Benim anladığım  sabah Fecr vaktinde Kur'an okunması, namaz kılınması değil.   

Namaz eylemine, Kur'anda tarif edilmediği halde  özellikle Allah böyle emretmiş, peygamber böyle uygulamış denilerek insanlar üzerine beş vakit bir baskı aracı gibi uygulanması,   çoğu insanı Kur'anı okuyup anlamaktan geri bıraktığı için soğuk bakıyorum. 

Faydalı yanlarını inkar etmiyorum. Namaz kılanların çoğunun (hepsi demiyorum ama çoğunun)  iyi ahlak sahibi, güvenilir insanlar olduklarını, Din, iman, vicdan sahibi  olduklarını biliyorum. Onlara bir düşmanlığım yok. Sadece inançlarındaki ve uygulamalarındaki yanlışları,  nuzül sıralı Kur'an meali ile tanıştıkları zaman, Sünnetin mutlaka Kur'ana uygun olması gerektiği esasını kavradıkları zaman   rahatlıkla düzeltebileceklerini düşünüyorum. 





__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
imsakdemir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 mart 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı imsakdemir

Salat kelimesiyle namaz kelimesi eş anlamlı kullanılıyor. Oysa namaz salatın şekilsel yönünü belirtir. Çevirilerde salat kelimesi ve
başka kelimeler namaz olarak çevriliyor. Namaz salatı ihtiva eder. Salat tüm olarak namazı ihtiva etmez.

Salat kavramının içi boşaltılmış, yerine namaz kelimesi kullanıyor olabilir. Geçmişte bir hata yapılışsa, doğrular ve yanlışlar tümden
inkar edilmeye çalışılmamalı, doğrunun ne olduğu araştırılmalıdır.

Bakara:
43. Salâtı [eğitim-öğretimi, sosyal yardım kurumunu] dikiniz-ayakta tutunuz, zekâtı veriniz, rükû edenlerle birlikte siz de rükû
ediniz.
83. Ve hani Biz, İsrâîloğulları'nın mîsâkını [kesin sözünü] almıştık: “Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, yakınlığı
olanlara, yetimlere, miskinlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzelliği söyleyiniz, salâtı ikâme ediniz ve zekâtı veriniz.” Sonra
çok azınız müstesnâ olmak üzere yüz çevirdiniz. Ve siz yüz çevirenlersiniz.
93. Ve hani sizden mîsâk almış ve Tûr'u üstünüze yükseltmiştik: “Size verdiğimizi [Kitab'ı] kuvvetlice alın ve dinleyin.” Demişlerdi
ki: “Dinledik ve isyan ettik/iyice sarıldık.” Ve inkârları yüzünden buzağı [altının ilâhlığı] kalplerine içirilmişti. De ki: ‘Eğer
inananlar iseniz, inancınızın size emrettiği şey ne çirkindir!”
104. Ey iman etmiş kimseler! “Râ‘inâ” demeyin, “Unzurnâ” [bizi gözet] deyin ve kulak verin. Çok acıklı azap da yalnız kâfirler içindir.

Yahudilerden misak nasıl alındı. Müslümanlardan nasıl alınıyor. Bunu da düşünmek lazım. 93 ayetteki “Dinledik ve isyan ettik/iyice
sarıldık.” Temsili bir anlatım mıdır? Yoksa belli bir yerde söylenen bir söz müdür? Yahudiler iman edenler gibi rüku etmiyorlar. Rüku
yalnızca şekilden ibaret midir? “Unzurnâ” yalnızca Hz. Muhammed’e söylenen bir söz müdür?

İkame etmek yasa, rüku onama, secde tabi olma ve uygulamayı simgeliyor olabilir. Fatiha Kuran’ın özeti denir. Bence İslam anlayışını
özet olarak yansıtır. Rüku ile “Unzurnâ” denilerek misakı verirsiniz. Secde ile de bütün kuranı kabul edip uygularsınız. Yani Allah’a
layık bir kul olarak yaşayacaksınızdır. 93 ayette Yahudiler misakları çevirmişler, inananlar gibi rüku etmemişlerdir.

Salat ile saltanat kelimeleri arasında ilişki olabilir diye düşünüyorum. Arapça bilenlerin yorumlaması daha uygun. Salat ile Allah’ın
hükümdarlığına girilir. Artık onun kulu ve kölesisinizdir. Allah adına onun hükümlerini uygularsınız, onun yardımcısı olursunuz.
Geçmişte namazda okunan hutbe, bir hükümdarın saltanatının meşrutiyeti onamaya dönüşmüş. Sonradan ilave diye düşünüyorum. Namaz
Allah’ın saltanatının onanmasıdır.

Allah günü gündüz ve gece olarak yaratmıştır. Gündüz çalışma, gece dinlenme. Gündüze başlarken namaz kılar, rızık ararken Allah’ın
yasalarına uyacağınıza, ona tabi olduğunuza misak verirsiniz. Allah’ı sık sık anarak da misakınızı hatırlarsınız. Akşam namazıyla da
hem gece için Allahın hükümdarlığına giresiniz, hem de gündüz yaptığınız şeyleri düşünürsünüz. Yasayı uygulayacak kişinin yasayı
öğrenmesi, bilmesi gerekir. Bunun içinde en uygun zaman gün doğumundan önceki ve sonraki, gün batımından önceki ve sonraki dönemdir.
Çünkü bu iki dönem çalışmadığınız ve dinlenmeye çekilmediğiniz iki dönemdir. Salatı Kuran çalışmasından ayrı düşünmekte uygun olmaz
diye düşünüyorum. kuran okumak, bir Müslüman için her gün, ölünceye kadar yaptığı şeyde olmalıdır.

Bir kavramın içinin boşaltılması, o kavramı ret etmeyi gerektirmemelidir. Salat anlamsal yönünün olduğu gibi şekilsel yönünün de
olduğunu düşünüyorum. Bir Müslüman için belirli vakitlerin getirdiği bir farz değil, her daim, her zaman olan bir farzdır.    


__________________
Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Yukarı dön Göster imsakdemir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: imsakdemir Ziyaret imsakdemir's Ana Sayfa
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın imsakdemir,

Kur'an apaçık bir kitapsa ki, kendini öyle tanımlıyor ve ben de öyle inanıyorum.

Bu apaçık kitap namazın tarifini vermiyor.  

Orucun veriyor.
Haccın veriyor. 
Zekatın vermiyor.  ( Zekat başka , infak başka çünkü)
Namazın vermiyor. 
Hatta Zinanın da vermiyor. 

Ve bize diyor ki Kur'andan sorumlusunuz.  Zuhruf 44 


Tamam da o dinin direği denilen ritüeli  Kur'anda bulamıyorum. Acaba ben mi yanılıyorum dedim. Bunu ilahiyatçılar da söylüyor. Kur'an namazın tarifini vermemiştir diyor. 
 
Bunu Kur'an açıklamıyorsa, yan kaynaklardan sünnet, tevatür gibi öğreniyorsam o zaman Kur'andan sorumluluğum nerede kalıyor.  

Kur'ana göre islam, insanların ritüele boğulduğu bir din değil. Ritüel bolluğuna gömülmüş bir dini kültürden geliyorsunuz ve tabii bunu Kur'an da bulamıyorsunuz. Çünkü Allahın dininde bu yok.   

Birileri  İslamı, yahudilik, Hristiyanlık, Zerdüştlük gibi kurumsallaştırmak istemiş, böyle ritüeller icad etmiş.

İyidir, güzeldir, faydalıdır. Kılan kılsın. Kılmasın demem.  Ama bunun Kur'ani olduğunu söylemesin.  Salat kavramı Namaz dan çok öte bir kavram.

insanlar namaz kılmakla dinle ilgili vazifelerini yerine getirdiğini sanıyor, Kur'anı okuyup incelemeyi hiç düşünmüyor. 

Binlerce insan, zamanında dine bu eklemeleri yapıp insanlara dayatanların yüzünden din cahili.  Dine uzak. Hiç ilgilenmiyor bile.  Sadece ve sadece dindeki uydurmalar yüzünden. 











__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
imsakdemir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 mart 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı imsakdemir

Sayın Saffet Metin

İnsan hem ruh içerir, hem de topraktandır. Toprak yönü şekildir. İslam’da da mana yönü olduğu gibi şekil yönü de olacaktır. Müslüman
mana adına toprağı hor görmemelidir.

Zekatın anlamının farklı olabileceğini düşünüyorum. Günümüzdeki uygulamaya bakdığınızda bazı tarikat şeyhlerinin zekat adı altında
insanların paralarını aldığını görürsünüz. Kuranda eleştirilmesine rağmen. Zekatla Salat kelimesi yan yana kullanılır. Bunu da her
ikisi de çok önemlidir diyerek açıklarlar. Benim düşüncem her iki kelime birbirini tamamlıyor olması. Zekat temizlenmek demektir.
Salat ile insanlar temizleniyor.

Zinadaki hüküm bu işi araştırın, insanları cezalandırmak için uğraşın değildir. Zinanın ispatı çok zor hale getirilir. İspatlanmadığı
içinde konuşmak iftira hükmüne geçer. Gözünle görsen bile konuştuğunda güvenilir 3 şahit daha getirmediğinde iftira atmış
pozisyondasın. Kendi yöremden biliyorum. Sırf ağza sakız yapmaktan kaynaklanan cinayetler var. Üstelik bunu dini bütün Müslümanlar
yapıyor. Kuranın yaklaşımının zina yapanların araştırılıp bulunmasından ziyade, masumların canını korumaya yönelik olduğunu
düşünüyorum. Günümüze gelene kadar ve günümüzde bu hükmün uygulandığını söyleyemeyiz diye düşünüyorum. Haksız yere canına kıyılan ne
kadar can var acaba.

İslam’a geniş yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Kılı kırk yaran bir şeriat anlayışına karşıyım. Nerdeyse parmağını oynatsan
şeriatta yeri var. Bakara 67-71. Yahudilerden sığır kurban edilmesi istendiğinde hemen ayrıntıya dalarlar. Oysa kendilerinden istenen
yalnızca sığır kurban edilmesiydi. Bu ayrıntıcılık sığırı kurban etmelerine bile engel olacak seviyedeydi. Kuran, ayetler inerken soru
sormayın diye de uyarır. Çünkü istenseydi sormadan da ayrıntılar kendilerine verilirdi. Ashab-ı Kehf kıssasında da Kuran ayrıntı
açıklamayı ret eder. Kuran açık anlatmıştır. Evet Kuran inanç konusunda gerekli olanları açık anlatmıştır. Geri kalanlar bir genişlik
içerir. Bu Kuranın açık anlatmadığı anlamına da gelmez. Fatiha’da “İhdinas siratal mustekîm” denilir. Allahın yolunun düz ve geniş
olduğu belirtilir. Bazıları sıratı kıldan ince kılıçtan keskin hale getirmiş. Hatırladığım kadarıyla Allah’ın yolunun dar olduğu
değiştirilen İncil’de geçiyor. Evet İslam bu kadarda ritüele boğulmamalıdır. Manalar ve kavramlar unutulmuş, yalnızca şekle önem
verilir hale gelmiştir. Zaten bu çağımızın genel insan özelliğidir ve kendi düşüncelerinin yansımalarıdır.

İslam’da fırka olanlardan hemen hemen hiç kimse salatı inkar etmez. Aleviler namaz kılmamayı başka şekilde anlatırlar. Bu yüzden
namazın inkarı sizin için zorlaşmalıdır diye düşünüyorum. Kıyam, secde, rüku belirtilen bazı sözlerle Allahın anılması, abdest, vakit
belirtmesi göz ardı da edilmemelidir diye düşünüyorum. Namaz Fatiha’sız olmaz denilir. Kuran Fatiha ile başlar. Benim için sorun namaz
kılınıp kılınmaması değil, insanların Fatiha’nın anlamını bile bilmiyor olması, düşünmemesidir. Günde bir çok kez Fatiha’yı tekrarlar
ama namaz bitince tam tersini yapar. “İhdinas siratal mustekîm” örneğinde olduğu gibi. Camiler aynı zamanda öğretim kurumlarıdır. Siz
Fatiha’nın anlamını tekrar tekrar cemaate açıklamanız gerekir ki nasıl düşünmesi gerektiğini bilsin. Bunu yapmaz, kıldan ince kılıçtan
keskin bir sırattan bahsedip dururlar. Sonrada kendi anlayışlarını dayatırlar.

Sorun salatta değildir. Sorun salatı açıklayan zihniyettedir. Sorun Fatiha okunmasında değildir. Sorun Fatiha’yı açıklamayan
zihniyettedir.

İnsan unutkan bir varlıktır. Belirli vakitlerle neyin hükmü altında olduğunun hatırlatılması lazımdır. Bazı şeyler sorgulanırken insan
özelliklerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum.


__________________
Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Yukarı dön Göster imsakdemir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: imsakdemir Ziyaret imsakdemir's Ana Sayfa
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

    Efrayim,

    Sevgili imsakdemir,

    Fatiha’da “İhdinas siratal mustekîm” denilir. Allahın yolunun düz ve geniş olduğu belirtilir. Bazıları sıratı kıldan ince kılıçtan keskin hale getirmiş. Hatırladığım kadarıyla Allah’ın yolunun dar olduğu
değiştirilen İncil’de geçiyor.
Demişsiniz.Bu mantıkla,Adem ile Havva,Amin,Vaiz,Efrayim,Sela, v.s hepsi değiştirilen incilden bize geçmiş.

      Kıldan ince kılıçtan keskin olarak öğrendiğimiz ve değiştiremediğimiz, hatta değiştirme yolunda çalışma yapamadığımız sırat'ı, halledemeyen müslümanlar,yukarıdaki yazılan ve namazlarımızda, dualarımızda yer alan terimleri kim  ortadan kaldıracak ? Nasıl yapılacak?

     Sevgi ile,

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Saffet Metin Yazdı:
 
Kur'an apaçık bir kitapsa ki, kendini öyle tanımlıyor ve ben de öyle inanıyorum.

Bu apaçık kitap namazın tarifini vermiyor.  

Orucun veriyor.
Haccın veriyor.
 
Zekatın vermiyor.  ( Zekat başka , infak başka çünkü)
Namazın vermiyor. 
Hatta Zinanın da vermiyor. 

Ve bize diyor ki Kur'andan sorumlusunuz.  Zuhruf 44  

Değerli Saffet metin, merhaba!

Kuran orucun tanımını yapıyor mu gerçekten! Ben müslümanların bildiği ve tuttuğu orucun açık ve anlaşılır bir tanımını okuyamadım.

İki çeşit oruç okuyoruz Kuran'da: Ramazanda olan oruç ve ceza olan oruç. Oruç birinde ibadettir, hayra, sevince vesiledir, diğerinde ceza/tacizdir, şerre, kedere vesiledir. Bu bir yana.

Ramazan orucu denilen oruç kaç gündür, bu dahi açık değildir. Bir ay mı, bir kaç gün mü (eyyamen ma'dudât)?

Oruç yememe içmeme, ve cinsel ilişkide bulunmama mıdır, açık değildir. Kuran'da "ye! iç!" var, ancak "yeme! içme!" yok.

Sonra, "yemek içmek" fiili mutlak yeme içmeyi mi yoksa serbestiyeti mi ifade ediyor? Yaratıcı ne diye kullarını yılın bir ayında yada bir kaç günün gündüzünde aç ve sussuz bırakıyor, cinsel ilişkyi yasaklıyor, bunun ne gibi yararı var...? Bu ayın yada bir kaç günün yılın diğer ay ve günlerinden ayrıcalığı nedir?

Bu soruların mantıklı, tutarlı cevabının olması gerekmez mi?

Hac da öyle. Hac nedir? Hac geleneği yada farzıyeti nereden geliyor? Amacı nedir? Hac dün gerekli miydi? Neden gerekliydi? Hac bugün gerekli midir? Neden gereklidir? Niçin hac yapılır? Yer olarak neden Mekke? Hac ne zamandan beri yapılmaktadır...? Kuran bu sorulara açıklıkla cevap vermiş midir? Her yıl hac emri hangi ayetle sabittir? Hac nasıl yapılacak; hangi eylemleri kapsıyacak vs açıklamış mıdır?

"Beyti hac, gücü yetenedir" in anlamı nedir? Beyt bir ev mi, Allah'ın elçisi Muhammed mi, Mekke mi, Peygamberin bulunduğu yer mi (sana gelsinler!.. diyor)? başka bir şey midir, nedir beyt?

Size, Kuran'dan sorumlusunuz, diyor mu Kuran?

Zuhruf 43-44: Sana vahiy olunana/söylenene tutun! Kesinlikle doğru bir yoldasın. Ve bu senin ve kavmin için bir uyarıdır ve sorulacaksınız.

Şimdi bu ifadeden, açıkça Kuran'dan sorumlu olduğunuz anlaşılıyor mu?

Kuran, her defasında muhatap insanları, yaptıklarından sorumlu tutuyor. Sorumluluk içerikli ayetlere bakıla! 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

sayın haktansapmaz...

görüşlerinize katılıyorum...

allahın namazı haccı orucu ve kuranı tüm insanlara sorumluluk olarak yüklemesi fiziki açıdan mantıksız ...

hayatı boyunca bunlardan bi haber olan insanların varlığı ve bunların sayıca çokluğu ister istemez bu sonuca götürüyor ...

en azından benim sizin vardığınız sonuca varmam hep bu habersizlerin durmunu düşünmek sayesinde oldu...

bunu sık sık tekrarlasam da burada bir kere daha söyleme gereği duydum...

et tekraru ahsen velev kane yüzseksen...

selamlar...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Saffet Metin Yazdı:

 
Kur'an apaçık bir kitapsa ki, kendini öyle tanımlıyor ve ben de öyle inanıyorum.

Bu apaçık kitap namazın tarifini vermiyor.  

Orucun veriyor.
Haccın veriyor.
 
Zekatın vermiyor.  ( Zekat başka , infak başka çünkü)
Namazın vermiyor. 
Hatta Zinanın da vermiyor. 

Ve bize diyor ki Kur'andan sorumlusunuz.  Zuhruf 44  

Değerli Saffet metin, merhaba!

Kuran orucun tanımını yapıyor mu gerçekten! Ben müslümanların bildiği ve tuttuğu orucun açık ve anlaşılır bir tanımını okuyamadım.

İki çeşit oruç okuyoruz Kuran'da: Ramazanda olan oruç ve ceza olan oruç. Oruç birinde ibadettir, hayra, sevince vesiledir, diğerinde ceza/tacizdir, şerre, kedere vesiledir. Bu bir yana.

Ramazan orucu denilen oruç kaç gündür, bu dahi açık değildir. Bir ay mı, bir kaç gün mü (eyyamen ma'dudât)?

------------------------------------------------------------ -----------------------------------------------

Sayın Haktansapmaz, 

Öncelikle oruçtan başlayayım. 

Oruçla ilgili ayetler  bana Kur’anda en açık gelen ayetlerdi.  Tabi orada  Ramazan ayını  geleneğin uygulaması ile  Hicri takvim ayı olarak algılıyordum. Sayılı gün kavramını da, bir aylık süre de  sayılı gündür diye düşünüyordum. O zaman bir sıkıntı yoktu.  Kur’anın açıklaması da geleneğe uygundu. 

Tabii bu forumda Oruçla ilgili tartışmalardan sonra bu fikrim değişti. 

Kur’an eyyamen ma’dudat diyor. Birkaç gün. (Bir elin parmaklarınla sayılacak kadar gün demekmiş)   Tabii bizim arapçamız olmadığından bu terimin biz tercümesini sayılı gün diye okuyoruz.  Şehr-i Ramazan, takvim ayı olarak mı belirtmiş Kur’an , yoksa Kavurucu dolunay mı.  Derdimi Türkçe ifade edemiyorum  çünkü her iki durum da ay kelimesiyle ifade ediyor. Bari ingilizce sorayım,  Şehr-i  Ramazan Month mudur (takvim ayı) , yoksa moon (gökteki ay)  mu ifade ediyor.  Bu bilgiyi sayın Hasan Akçayın yazılarında okuduktan sonra bu konuda sanki uygulama  ile Kur’anın dediği arasında bir fark var gibi. 

Her nekadar mezhep alimlerine göre, Oruç Hicretin ikinci yılında farz edildi, Ramazan hicri ayında tutulmaya başlandı deniyorsa da, Bakara Suresinin iniş sırasına göre Hicretin ikinci yılı farziyeti mümkün, ama  hicri takvim ve Ramazan ayı diye bir şey henüz o zaman olmadığı  için  (Hz. Ömer Zamanında icat edildiği için)   insanların peygamber devrinde  bir ay oruç tutmaları mümkün değil. Burada sonradan yapılan bir kavram saptırması var san ki. 

 Ramazan ayı diye bir takvim ayını insanlar hicri takvimi oluştururken yapmışlar, Kur’andaki Ramazan ayı , bir takvim ayı değil de Kavurucu dolunay manasında Ramazan  ise  o  zaman Kuzey yarımkürede 21 hazirandan sonraki ilk dolunay oluyor. (Güney yarımkürede de 21 Aralıktan sonraki  ilk dolunay.)   Bu dolunaydan hilale dönüşürken ki günler, oruç tutma günleri olur. O da eyyamen Ma’dudat hesabına uyar.

Örneğin Aleviler ve Şia Muharrem in ilk 12 gününde oruç tutuyor ve bu on iki günü eyyamen ma’dudat a dayandığını söylüyorlar. Tabii Muharrem orucu hilalden başlayan on iki gün uygulaması. Halbuki Ramazan, adı üstünde sıcak dolunay. Dolunaydan , sonraki ayın hilaline kadar olan süre. Bu da her halde maksimum 13,14  gün gibi bir süredir. 16 olmaz. Hatta 15 gün bile olmaz. 

Bu mantıkla Ramazan kuzey yarım kürede (hatta Güney yarımkürede de )  hep yazın olur.  Hep dolunayda, hatta dolunaydan sonraki gün başlar. Çünkü Dolunayın görülmesiyle Ramazan gerçekleşir.    Bence  Orucu   Hicri takvimin Ramazan ayında bile tutsak, hadi gelenekçilerle bir ayrılık yaratmıyalım, on da bile  dolunaydan sonraki günler tutulması gerektiğine inanıyorum.  

Allah bizden 30 gün oruç tutmamızı istememiştir.  Oruç tutmamızı istediği süre 13-14 gündür. Yani Kavurucu Dolunayın görülmesinden sonraki eyyamen ma’duat.    Orucu  takvamızı arttırmamız için istemiştir. Allah bizden fıtratımızın dayanabileceği bir fedakarlık istemiştir. Bunun da takvamızı arttıracağını bildirmiştir. Hastadan istememiştir. Hasta olanın fidye vermesini istemiştir. 

Bir arkadaşımız, Hüseyin-1975  sanırım kendisi doktordu, bir ay oruç tutmanın sağlığa uygun bir şey olmadığını söyledi.  Doğrudur. Hele ki, Yaz aylarında.  Çünkü yaz aylarında çok terden dolayı, çok su ihtiyacı oluyor.  Günler uzun oluyor.  İş güç yaparsan , hareket edersen perişan oluyorsun. Tansiyon hastaları için hiç uygun değil. Sağlıklı insanın günde iki litre su içmesi lazımken, tansiyon hastası üç litre içmesi lazım.  Buna bir ay devam etmek çok zor.

Oruçla ilgili ayetler : 

Bakara 

183-Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi, sizin de üzerinize yazıldı. Umulur ki sakınırsınız.

184-Sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta veya yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Zorlukla dayananlar, fidye olarak bir yoksulu doyurmalıdır. Kim gönülden bir hayır yaparsa, bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.

185-Ramazan ayı ki; insanları doğru yola ileten, apaçık ve ayırt edici olan Kuran onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya tanık olursa, onda oruç tutsun. Hasta ya da yolculukta olanlar tutamadığı gün sayısınca diğer günlerde. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bu, sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola ilettiğinden dolayı Allah’ı yüceltmeniz içindir. Umulur ki şükredersiniz.

187-Oruç gecesi kadınlara yaklaşmanız helal kılınmıştır. Onlar sizin giysiniz, siz de onların giysilerisiniz. Allah sizin benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tevbelerinizi kabul edip, sizi bağışlamıştır. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinde beyaz iplikle siyah iplik ayırt edilinceye kadar yiyin için, sonra da orucu geceye kadar tamamlayın...

 Ben Bakara  187  de Orucun nasıl tutulacağını çıkarıyorum. Allah  Gece yapabileceklerimizi saymış. Yeme, İçme, seks.  Bunları gündüz, gece vaktine kadar  yapamıyorsun.   Oruç bu olmuş oluyor.

Bu  Ramazan Orucu ile ilgili düşündüklerim. 

Ceza Orucu ve Hacla ilgili olarak  daha sonra yazacağım inşallah.

 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Saffet Metin. Nasılsınız?

 

Arapçada

month: yarh (güneydeki Seba ağzında warh)

gökteki ay: kamer

 

kamerin görüntüleri olan

hilaller: ehille

dolunay: şehr

 

RAMAZÂN "kavuran" anlamında bir sıfat-fiildir (Elmalılı).

 

O halde "şehru ramazân" lafzen "sıcak dolunay" demek; yıl içinde ise 21 Hazirandan sonraki ilk 30 günde görünen dolunay. Örneğin 2010'un "şehru ramazân"ı 26 Haziranda göründü; 2011'in "şehru ramazân"ı 15 Temmuzda görünecek.

 

 

İran'da "şehru ramazân" (17-18 Temmuz 2008)

 

Kuran, zaman birimi olarak "dolunaylar"ı ve "güneş yılı"nı kullanıyor. Bir yıl, yerkürenin güneşi bir kere dolanması ne kadar zaman alıyorsa o kadar ve bir dolunay, kamerin yerküreyi bir kere dolanması ne kadar zaman alıyorsa o kadar sürüyor. O yüzden bunların uzunlukları küsursuz.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Merhaba Hasan abi, 

Senin izahlarından  Kur'an da ki Ramazan ın Hicri takvim ayı Ramazan değil de, 21 Hazirandan sonraki  Kavurucu  dolunay olduğunu, Eyyamen Ma'duat ın ise ayın bu dolunay halinden hilale dönüşme süresi olduğunu anlıyorum. 

Kur'an apaçık ta , müslümanlar  sanki olayı saptırmış  gibi gözüküyor. 

Ah kurgu filmlerdeki zaman makinası icad edilse, gönüllü olarak peygamberin devrine gidip , bu işlerin uygulamasını görmek isterdim.


__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats