Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ata-Türk hakkında yazdınız, ona firavun dediniz, bizleri şakşakçı cehennem yolcusu yaptınız, üstelik Allah adına konuşarak… Siz yazdınız, biz yazdık; tartıştık. Anladık her şeyin sorumlusu Ata-Türk ve şakşakçıları(!)  Bütün ilke, devrimler kurtuluş mücadeleleri toptan yanlış. Peki bana cevap verin, haremin Kur’an’la ne kadar ilgisi var, ya alkolün? Şimdi diyeceksiniz ki “Onlar da insandır hataları olmuştur. Koskocaman bir imparatorluğu bazı hatalar yüzünden çöpe atamayız”. Bunlar hani Allah’ın gölgesiymiş ya –haşa- nerede kaldı Kur’an. (Rad 15: Göklerde ve yerde ne varsa, ister istemez kendileri de, gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer.)

Şimdi diyeceksiniz ki “ Orada kastedilen halifelik meselesidir.” Peki o zaman Allah’ın gölgesi yerine, neden peygamberin gölgesi diyemiyor?

Abdülaziz Bayındır - İnsan Allah'ın HALİFESİ DEĞİLDİR İNSAN İNSANIN HALİFESİDİR

http://www.youtube.com/watch?v=sDam600BSgA&feature=relat ed

Ata-Türk’ün böyle bir iddiası olmadığı halde, aldınız bütün hizmetlerini çöpe attınız… Geniş çapta bakacak olursak; Osmanlılar da Cumhuriyetçiler de dünya üzerinde varlığını sürdürebilmek için –ki bu her halkın hakkıdır-  zamanın gerektirdiği şekilde yöneticilik yapmışlardır. Doğru işler de yapmışlardır, yanlış işler de… Doğru insanlar da çıkmıştır, yanlış insanlar da… Birini sevmek diğerine düşman olmak anlamına gelmez. Biri tamamen doğru, diğeri tamamen yanlış diyemeyiz… Ne Ata-Türk’ü peygamberleştiririm ne de Osmanlı padişahlarını.  Ata-Türk’ü seviyorum diye firavun şakşakçısı da değilim. Sizler takvim konusunda dahi bu kadar titizlenirken, en basit örneğiyle; yüzyıllardır İsa mesihin kurtarmasını bekleyen İslam alemi için ne diyeceksiniz? Bu da mı Ata-Türk’le başladı? “Ata-Türk oradan buradan aldığı kanunları uygulattı” demişsiniz. Tanzimat dönemi Fransız Ceza Kanunu hakkında ne diyeceksiniz? Son olarak, her iki tarafa da soruyorum; miras konusunu dile getirmişsiniz bir de mehir hakkındaki düşüncelerinizi ve “bu iki konunun birbiriyle ilişkisini” de yorumlar mısınız? Seygiyle…

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Vasiyet ve borçtan geriye miras kaldı; Ne yapacaksın, nasıl kıvıracaksın şimdi?

Merhaba anti-tagut kardeşim. Geçen hafta perşembe günü kalp ameliyatı (by-pass) oldum. Şu anda size ayrıntılı vevap veremiyeceğimi bildirmek için yazıyorum bunu. Son iletinizin de yalnızca baş tarafını okumaya gücüm yeter Artı, cevabımı kısa tutacağım. Beni bağışlar mısınız.

Güzel kardeşim, benim ilkem "Kuran'da Allah ne diyorsa o!"dur.  Allah ne diyorsa o. Allah Nisâ 11'de ne diyor: min ba’di vasiyyetin yûsî bihâ ev deyn. Miras bırakanın vasiyyeti yerine getirilip borçları ödendikten sonra. İşte bu. 

Allah'ın bu ifadeden önce tavsiye ettiği 1/2 kıstası vasiyet ve borçların gereği yapıldıktan sonra uygulanacak.  Sorunuzun cevcabı bu. Sizin deyiminizle hiçkimse kıvırtmasın. Siz de "Ya vasiyyet ve borçtan sona miras kaldıysa..?" diye kıvırtmayın. "Allah ne diyorsa o!" deyin. Tagutlar ne diyorsa o değil, Allah ne diyorsa o.

Örneğin mirasçıları yalnızca 1 oğul ve 1 kız olan ninanır şöyle vasiyet edebilir: "Bütün mirasımın borçlarım ödendikten sonraki kısmı  kızıma 2, oğluma 1 oranında verilsin!"  Hattâ eğer oğlu içkici, kumarcı, uçkur düşkünü, elindeki avucundaki her şeyi har vurup harman savuran bir hayta ama kızı iyi eğitilmiş, dinen duyarlı, başarılı bir iş kadını ise o inanır vasiyetinde "Kızıma 9, oğluma 1" de diyebilir. Oğluna yalnızca karnını doyuracak bir şey bırakmayı terch edebilr.

Şimdi diyelim ki toplam miras 101 TL. Miras bırakanın 1 kızı 1 oğlu var ve vasiyetinde "Bıraktığım mirasın 90 TL'sı kızıma 2, oğluma 1 oranında verilsin" demiş. Buna göre kız 60, oğul 30 lira alır. Adamın 5 TL de borcu var. 90 + 5 = 95 TL. Çıkar bunu toplam mirastan. 101 - 95 = 6. Vasiyet ve borçtan geriye kalan budur.

İşte bu 6 TL kıza 1, oğula 2 oranında pay edilir. Ama dikkat. İsteyen her inanır vasiyetini bu 6 TL armayacak şekide düzenleyebilir.

Öyle kıza 1, oğula 2 diye bir farz yok. Onu Allah'ın Kuran'da dediklerine razı olmayan tagutlar öne sürüyor. Attrk işte o tagutların borusuna ot tıkadı. Onun getirdği miras hukukunda VASİYET hakkı var. Ve Allah vasiyet etmeyi emrediyor (2:180); vasiyet etmek farzdır. Yani vasiyet alanında Allah ne dediyse Attrk onu dedi.

Sevgi ile. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Hasan Akçay kardeşim,

By-pass ameliyatı olmuşsunuz. Umarım başarılı geçmiştir.Yüce Allah'dan acil şifalar dilerim.

Muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

4:176 ayetini örtme! O ayette borç ve vasiyet diye birşey yok! Sen ne kadar beğenmesen de Allah kadına 1, erkeğe 2 pay öneriyor ve Allah ne öneriyorsa, doğru olan odur. Allah'ın indirdiğini beğenmeyenler ise kafirlerdir. (47:8-9)

Allah'ın indirdiğine "zan" deyip yürürlükten kaldıranların ise şu an (büyük bir ihtimal) karınlarına "od" tıkıyorlardır. Tağutu red etmeden ve tağut uşaklığını bırakmadan da tağut eleştirisi yapma!

EK: Yönetim "küfür" etmiş; Bir önceki iletimi sansürleyip gerçeğin üzerini örtmüş.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

KELÂLE, miraslarına yalnızca kardeşleri girenler demek yani bunların babaları kendilerinden önce ölmüştür ve çocukları yoktur. KELÂLE ile ilgili hüküm hem Nisâ 12'de hem de Nisâ 176'da ortaya konduğu için o ayetlerin birlikte okunması gerekir yoksa, anti-tagut kardeşim, eğer sizin sehven yaptığınız gibi o iki ayet birbirinden koparılarak okunursa Allah'ın çelişkiden arınmış kitabına (4:82) çelişki boca edilir.

Nisâ 12: Eğer miras bırakanın evladı ve babası yok ama bir erkek veya bir kız kardeşi varsa o erkek ve kız kardeşlerin her birine altıda bir düşer, Ve in kâne raculun yûrasu KELÂLETEN ev imraetun ve lehû ahun ev uhtun fe li kulli vâhidin min humâs sudus... min ba’di vasiyyetin yûsâ bihâ ev deyn.

Dikkat edelim. Mirasa girenler erkek ve kız kardeşlerdir (ahun ve uhtun) ve her birinin payı mirasın altıda biridir yani eşit. Kıza 1, erkeğe 2 diye bir ayrım yok.

Nisâ 176, Nisâ 12 ile bir bütündür; orda min ba'di vasiyyetin yûsa bihâ ev deyn ifadesi yok diye, Allah'ın daha önce tekrar tekrar dile getirdiği o ifade yok oluvermez. Onu siz değil ancak tagutlar yok ederler çünkü siz anti-tagutsunuz, samimi bir inanırsınız.

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

4:11 "Yûsîkumullâhu fî evlâdikum liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn"

Erkek = 1, kız 1/2

4:11 "fe in kunne nisâen fevkasneteyni fe lehunne sulusâ mâ terak"

Kız <= 2/9

4:11 "ve in kânet vâhideten fe lehân nısf"

Kız = 1/2

4:12 "Ve lekum nısfu mâ terake ezvâcukum in lem yekun lehunne veled(veledun), fe in kâne lehunne veledun fe lekumur rubuu mimmâ terakne min ba’di vasıyyetin yûsîne bihâ ev deyn(deynin). Ve lehunner rubuu mimmâ teraktum"

Erkek = 1/2, Kadın = 1/4

Erkek = 1/4, Kadın = 1/8

Erkek = 2, Kadın = 1

4:176 "fîl kelâleh(kelâleti). İnimruun heleke leyse lehû veled(veledun), ve lehû uhtun fe lehâ nısfu mâ terak"

Kız = 1/2

"ve huve yerisuhâ in lem yekun lehâ veled(veledun). Fe in kânetesneteyni fe lehumâs sulusâni mimmâ terak(terake). Ve in kânû ıhveten ricâlen ve nisâen fe liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn"

Kız = 1/3, Erkek = 2/3

Kız = 1, Erkek = 2

---

"min ba'di vasiyyetin yûsa bihâ ev deyn" ifadesinin olup olmaması, "Allah'ın erkeğe kadından daha fazla miras verilmesini önerdiği" gerçeğini değiştirmez.

Bunlar, "Allah ne diyorsa o"nlardır, Allah'ın indirdikleridir. Allah, erkeğe kadından daha fazla miras vermeyi uygun görmüş ve böyle önermiş/indirmiştir. Allah'ın indirdiğini beğenmeyenler ise kafir olmuşlardır. 47:8-9

Allah'ın indirdiğiyle/önerdiğiyle hükmetmeyenler ise kafir, zalim ve fasıklardır. 5:44/45/47

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"min ba'di vasiyyetin yûsa bihâ ev deyn" ifadesinin olup olmaması, "Allah'ın erkeğe kadından daha fazla miras verilmesini önerdiği" gerçeğini değiştirmez.

Elbet haklısınız. Allah'ın önerisi, buyruğu odur.

Tıpkı "lâ takrabûs salâte- Namaza yaklaşmayın!" buyruğu* gibi (4:43). Peki, buyruğun "içkili olduğunuzda!" kısmı kâle alınmasın ve her hâlu kârda namaza yaklaşılmasın mı? 

Öyle bir kural mı var, kafadan? O sözde kurala uyulursa Allah'ın dediği mi ya da tagutların dediği mi yapılmış olur?

"Liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn -erkeğe 2 kadına 1 pay!" da Allah'ın buyruğu (4:11). Peki, buyruğun "miras bırakanın vasiyeti yerine getirlip borçları ödendikten sonra!" diyen kısmı kâle alınmasın ve her hâlu kârda erkek 2 kadın 1 mi alsın?

Her hâlu kârda erkeğe 2 kadına 1 diye bir kural mı var, kafadan? Öyle bir kural olsaydı vasiyete gerek mi kalırdı? Allah gereksiz iş mi buyurur ki gereksiz vasiyeti farz kılsın?

Her hâlu kârda erkeğe 2 kadına 1 zırvasına uyulursa Allah'ın dediği mi ya da tagutların dediği mi yapılmış olur? 

Allah'ın erkeğe 2 kadına 1 pay verilmesini tavsiye etmesinin, sonra da "Ama Benim bu tavsiyem miras bırakanın vasiyetinden ve borçlarından sonra gelir!" diye uyarmasının nedenini KURAN'DAN araştırıp öğrenmeyelim mi?

Öyle ortamlar olur ki erkeğin 1 KADININ 2, 3, 4, 5... pay alması gerekir. Onları KURAN'DAN araştırıp öğrenmeyelim mi? Zahmete mi değmez? 

Anti-tagut kardeşim, aklınızı kullanıyorsunuz. Çünkü insansınız. Onun için sizi takdir ediyorum. Lütfen aklınızı kullanmayı sürdürün; doğru kullanmayı da bir gün mutlaka başaracaksınız, Allah isterse.

Sevgi ile. 

_____________________________

*İçkili olduğunuzda namaza yaklaşmayın.

Ne dediğinizi biliyorken namaza yaklaşın.

Yani NAMAZA YAKLAŞIN. Asıl konu bu.

Asıl konu içkili ya da ayık olmanız değil.

Vasiyeti

erkeğe 2 kadına 1'den önce yerine getirin.

erkeğe 2 kadına 1'den sonra yerine getirmeyin.

Yani VASİYETİ YERİNE GETİRİN. Asıl konu bu.

Asıl konu ille erkeğin 2 kadının 1 pay alması değil.

Burada yapılan ne? Bir tavsiye: erkeğe 2 kadına 1. Ama o paylaşma oranı değişir. Nitekim Nisâ 12’de onu ALLAH'IN KENDİSİ DEĞİŞTİRİYOR: erkek kardeşin ve kız kardeşin her biri 1/6 alır -fe li kulli vâhidin min humâs sudus. Paylar eşit.

Allah'ın ille erkek 2 kadın 1 alacak diye bir hükmü yok; farz olan o değil. Farz olan vasiyetin yerine getirilmesidir. İşte her kim o farziyeti iptal edip Allah'ın hükmünü yürürlükten kaldırırsa ve "erkeğe 2 kadına 1"i farzlaştırırsa tagutluk eder.