Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Temeli tasavvuf olan bir tarikatin merkezine gittim. Niyetim ikna olursam tarikate girmek. Dört gün orda kaldim. Dün evime döndüm. Onu anlatmaya calisacagim, Allah isterse.
Camide aksam namazi kilinacak. Tarikatin, herkesin "Gavs hazretleri" dedigi, mürsidi bekleniyor. En öne oturursam onu daha iyi görebilirim. Cami görevlileri, bir tanidigin ricasiyla, en önde bir yere oturmama izin verdiler. Allah razi olsun.
Mürsidin geldigini cezbeye kapilanlarin seslerinden anladim. Birisi sarsila sarsila basini sallayip "Hayyyy! Hayyyy! Hayyy!" diye bagiriyor; bir baskasi: "Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk!" O muccuklar her halde öpücük. Adam hayalinde gavs hazretlerinin elini öpüyor. Bir baskasi: "Resuuul! Rab! Resuuul! Rab!"*
Mürsid iceri girdi. Cemaat gürrrr diye ayaga kalkti. Cezbeli haykirislar cogaldi. Ama mürsit orali degil. Duymuyor, görmüyor** gibi. Dogru önüne bakarak yürüyor.
Mihraba ulasti. Durdu. Dönüp yüzünü cemaate cevirdi. Uzun, ak bir sakali var; ta gögsüne iniyor. Nur yüzlü, kilosuz. Elinde, orkestra sefinin cubugu gibi uzun bir misvak cubugu.
Yanindaki görevliye talimat verir gibi bir seyler söyledi. Ön safa bakti. Sanki kaslari catik. Uyariyor muydu? Herkes ayagim cizgide mi diye bakti; hizaya geldi.
Gavs hazretleri o misfak cubuguyla, cematine göstere göstere, dislerini fircaladi. Sonra kibleye döndü.
Devam edecegim, Allah isterse.
Sevgi ile,
Hasan Akcay
____________________________
*Sonradan birine bunu sordum: Gavs hazretleri o sofiye göre resul müdür, Rab midir? "Hayir," dedi. "Gavs hazretleri Allah resulunun soyundan ya, onu kastediyor."
**Tanidigim dosta sonra bunu söyledim. "O duymaz; görmez" dedi; "Cünkü önünde Allah'in elcisi yürüyor. Gavsimiz ona odaklanmistir."
Gavs hazretleri aksam namazinin farzindan önce dualar etti. Sonunda "âmin!" dedi; biz de "Âmiiiin!" dedik.
Iftitah tekbiri getirdi ama konusurken Prof Hatemî'nin yaptigi gibi her bir hecenin üstünde uzun uzun durarak: Al-laaaaaaaah-u-ek-beeeeeeer.
Besmeleyi sessiz degil iftitah tekbiri getirirken yaptigi gibi sesli ve yine her bir hecenin üstünde durarak tadini cikara cikara söyledi: Bi-is-mil-laaa-hir-rah maaan-ir-ra-hiiiim.
Ve Fatiha: El-hamd-ü-lil-laaa-hi-rub (Bana rub diyor gibi geldi)-bil-â-le-miiin... Er-rah-maaan-ir-ra-hiiiim...
Sonra Mâun sûresi. Onu hizli okudu. O kadar hizli ki ben yetisip anlayamadim.
Övgü Allah'a, namazda okunan kisa sûreleri anlayacak kadar Arapcam var. Ama orda sabah namazindan sonra bir de Mülk sûresi okunuyor. Onu anlayabilmem icin okunana tam olarak odaklanmak zorundayim.
Bunlar her halde akil hastasidir, diye düsündüm. Icimden su gecti: Gavs hazretlerinin yerinde ben olsam kıraati derhal keser ve söyle derim:
Ey cemaat! Burasi Allah'in evi. Allah'in evinde Kuran okunurken yalnizca Allah'i düsünmeniz, beni yok saymaniz gerekir.
Arkadaslar! Ben de sizin gibi bir insanim. Beni yüceltmek ugruna sizden farkli bi yaratikmisim gibi DISLIYORSUNUZ. Hakarettir bu yaptiginiz.
Simdi yaniniza geliyorum. Araniza oturacagim ve Kuran'i sizin oldugunuz yerde dinleyecegim. Beni Rabbimle bas basa birakin. Siz de Rabbinizle bas basa kalin...
Önde tekerlekli bir koltuk vardi. Gavs hazretlerinin yüzü cemaate dönük olacak sekilde o koltuk mihrabin önüne konuldu. Gavs hazretleri onun icine oturdu.
Orda calisan bir tanidik benim önde bir yere oturmam saglamisti ya; meger orasi tövbe alacaklar icinmis. "Kalkin!" dediler; bizi koltugun oldugu yere sürdüler. Sürünün icinde ben de varim.
Gavs hazretlerinin önüne, sagina, soluna oturduk. Ben iyi göreyim diye dizlerimin üstünde dik duruyorum. Ama gavs hazretleri ile aramda görevlilerden biri var. Ona "Cekilir misiniz!" dedim. Ters ters yüzüme bakti. Baska bir görevli onu kolundan cekti ve "Sakin ol!" diye uyardi.
Bir sarigi onbes kadar seride ayirmislar. Her birimiz bir seridin ucunu tuttuk. Seritlerin öteki ucu her halde gavs hazretlerinin elindeydi. Böylece mürsit ve biz bir olduk.
Ben seridi sol avucumun icine almak istedim. Görevliye "Yeni ameliyat oldum; sag kolumu kaldiramiyorum," dedim. "Hayir! Sag el!" dedi. "Zaten kisa sürecek; bi sey olmaz."
Düste gibiydik. Bir yerimize igne batsa onun bile ayirdina varamazdik. Ama gavs hazretleri sakindi. Sakin sakin yanagini kasiyordu.
O söyledi; biz hep birlikte yüksek sesle tekrarladik:
Ya Rabbi! Bütün yapmis oldugum günahlardan ben pismanim. Keske yapmasaydim. Insallah bir daha yapmiyacagim. Ve gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum.
Son cümle haric bu tövbenin her cümlesini samimiyetle söyledim. Ama son cümle. I-ıh. Benim bi tek seyhim var. O'ndan büyük seyh yok. O'ndan baskasini seyh edinemem.
*
Aslinde tövbe degil beyat bu. Yani bir kimseyi yönetici olarak kabul etmek. Tövbe yalnizca Allah'a verildigi halde beyat din alaninda Allah icin nebiye verilir (Fetih 10), yönetim alaninda ise devletin emîr denen baskanina (Mümtehine 12).
Allah hükmüne kimseyi ortak etmez (Kehf 26) -ولايشركفيحكمهاحدا. O halde eger o tarikatin merkezinde yapildigi gibi tövbeye beyat eklenirse Allah'a insan eklenmis olur ve sirke batilir.
Batilmis iste. Ordaki tövbeye bakar misiniz. "Ya Rabbi!" diye basliyor; "gavs hazetleri..." diye bitiyor. Iste tövbeye beyat böyle eklenir; Allah'in hükmüne seyh böyle ortak edilir.
Önemli bir nokta, Kuran'daki beyat sarta baglidir: halkin onayi. Yani emîr secilen kisi halkin onayladigi icraati yapacak. Kuran buna ma'rûf (معروف) diyor.
Örnegin Suudi diktatörlükte kadinin araba sürmesi, sokakta tek basina yürümesi, lokantada yemek yemesi, basini acmasi... yasak. Ama vahalarda Arap kadini traktör sürüyor; basini aciyor, sokakta tek basina yürüyebiliyor. Cöldeki örf bu.
Suudi diktatörlügü o kadinlara traktör sürmeyi ve baslarini acmayi yasaklarsa ne olur? İsyan hak olur. Inanan kadinlara bu hakki Allah vermistir (Mümtehine 12):
Ey emîr! Inanan kadinlar gelipörfe uygun islerdesana isyan etmeyeceklerine dair beyat etmek istediklerinde onlarin beyatini kabul et.
Ama bakin, o tarikatin merkezinde kadinlar camiye giremiyor; erkeklerin yemek yedigi lokantalara gidemiyor, erkeklerin yürüdügü sokaklara cikamiyorlar. Yasak. Tipki Suudi diktatörlükte oldugu gibi.
Hani Allah'in onlara tanidigi isyan etme hakki? Yok. Islemiyor. Cünkü sizin, "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum" diyerek ona beyat etmenizi sagliyorlar. O beyatin sarti da yok. Seyhinize kayitsiz sartsiz uyacaksiniz.
Medineweb'den atildim. Bu sabah son bir ileti asmama belki izin verirler diye yokladim. Yok. Izin verilseydi sunlari yazacaktim:
O tarikata sevgi besliyorum ama gireyim mi girmiyeyim mi hâlâ tereddütteyim. Orda gördügüm bazi uygulamalara itirazim var.
Örnegin
Bir: Gavs hazretlerinden aldigim tövbenin basinda "Ya Rabbi!" diye Rabbime seslendigim halde tövbenin sonunda "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum," demek zorunda birakildim.
Hayir! Gavs hazretlerine itaat edecegime dair Rabbime böyle bir söz veremem. Kimseyi seyhim kabul edemem. Cünkü Rabbime benim adima su ya da bu seyh hesap vermeyecek. Ben hesap verecegim; ben özgür ve yetkili olmaliyim. Yetkisiz sorumluluk olmaz.
Iki: Gavs hazretleri namaz kildirmaya baslarken bir misvakla cemaate göstere göstere dislerini fircaladi. Oysa orasi Allah'in evi. Orada burun karistirilmaz; dis fircalanmaz.
Yoksa burundan düsen seyler nasil orayi kirletir ve cemaati igrendirirse dislerden düsen seyler de kirletir ve igrendirir. Midesi duyarli olanlari kusmaya bile zorlar.
Gavs hazretlerinin cemaati igrendirecek seyler yapmamasi gerekiyor. Cok ters gelecek, hattâ belki ukalalik bu söyledigim ama bazi durumlarda müridlerin mürsidi irsad etmesi gerekiyor.
Üc: Tövbeden sonra yerine getirmem gereken sekiz sarttan biri, sefaat isteginde bulunacakmisim. Oysa benim Kuran'dan anladigim, sefaat diye bir kiyak yok. Yargi gününde hic kimse örnegin Muhammed aleyhisselam benim hakkimda taniklik edemiyecek ki bana sefaat kiyagi gecsin. O benim zamanimda yasamiyor; beni görmedi. Ben onun icin gaybim. Ve gaybi yalnizca Allah bilir; nebiler dahil hic kimse bilemez.
Dört: Tarikatin merkezinde tipki Suudi Arabistan'daki gibi kadin erkek ayrimi var. Kadinlar camiya gidemiyor, erkeklerin yürüdügü sokakta yürüyemiyor, erkeklerin yemek yedigi lokantalara giremiyor.
Oysa Kabe'de fiilî sünnetullah olarak kadin erkek bir arada namaz kiliyor. Orada Yüce Allah'in kadin erkek ayrimi yapmamasindaki hikmeti görebilmeliyiz.
Sonuc olarak, itirazlarim var. Ama kalbim sicak o tarikate. Itirazlarimi susturabildigim an sartlari yerine getirip intisap edecegim Allah isterse.
Ögrenecegim cok sey var o tarikatten. Orda gördügüm müntesipler melek gibi insanlar. Gelse gelse iyilik gelir onlardan. Her biri bir Yûnus Emre.
Nolur bi dinleyin su senfonik ilahîdeki o koca Türkmen "sofi"yi (video).
Sol Cennetin irmaklari Akar Allah deyu deyu. Cikmis Islam bülbülleri Öter Allah deyu deyu.
Ol Allah'in melekleri Daim tesbihde dilleri Cennet bağın cicekleri Kokar Allah deyu deyu.
Kimler yiyip kimler icer Hep melekler rahmet sacar Idris nebi hulle biçer Subhanallah Allah deyu deyu.
(HULLE: hallerden olusan giysi)
Yunus Emre var yârına Koma bugünü yarına Yarın Hak'kın divanına Varam Allah deyu deyu.
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hasakcay Yazdı:
Ama kalbim sicak o tarikate. Itirazlarimi susturabildigim an sartlari yerine getirip intisap edecegim Allah isterse.
hasakcay Yazdı:
Orda gördügüm bazi uygulamalara itirazim var .
Örnegin
Bir:........ Hayir! Gavs hazretlerine itaat edecegime dair Rabbime böyle bir söz veremem. Kimseyi seyhim kabul edemem. Cünkü Rabbime benim adima su ya da bu seyh hesap vermeyecek. Ben hesap verecegim; ben özgür ve yetkili olmaliyim. Yetkisiz sorumluluk olmaz.
Üc: Tövbeden sonra yerine getirmem gereken sekiz sarttan biri, sefaat isteginde bulunacakmisim. Oysa benim Kuran'dan anladigim, sefaat diye bir kiyak yok. Yargi gününde hic kimse örnegin Muhammed aleyhisselam benim hakkimda taniklik edemiyecek ki bana sefaat kiyagi gecsin. O benim zamanimda yasamiyor; beni görmedi. Ben onun icin gaybim. Ve gaybi yalnizca Allah bilir; nebiler dahil hic kimse bilemez.
Geçtiğimiz haftasonu bir arkadaşın davetiyle bende menzil
köyüne gittim.Tamamen bir turist gözüyle insanların oraya
gidip ne yaptıklarına bakmak istedim.Açıkçası giderken
çok önyargılıydım ve bu önyargılarımda haklı
çıktım.Baştan aşağıya şirk kokan tövbe alma
olayını,sonrasında 'adab' denilen 8 şartı ve namaz
sırasında bağıranları hiç sindiremedim.Arkadaşın
rehberliğinde aklıma takılan sorulara cevaplar
aradım.Fakat hiç kimse mantıklı ve Kur'an'dan bir ayet
ile cevap veremedi.Sürekli uydurulmuş hadisler ve tefsir
kitaplarından, doğruluğu şüpheli cevaplar aldım.
Öncelikle şeyhten bahsedeyim.Bu kişiye mübarek,Seyda
hazretleri,Gavs hazretleri gibi değişik bir çok şekilde
hitap ediliyor.Kendisinin Hz.Muhammed peygamberimizin
soyundan geldiğine inanılıyor ve her yüzyılda bir
geldiğine inanılan alimlerden bu yüzyılın alimi olduğu
söyleniyor.
Tövbe almak, (bağdaştırmak istemem ama )aklıma
hristiyanlarda ki günah çıkarma olayını getirmedi desem
yalan olur.Dinimizde böyle bir tövbe etme şekliyle ilk
defa karşılaştım.Tövbe etmek için neden birisinden aracı
olması beklenir anlayamadım.
Tövbe alındıktan sonra adab denilen 8 şartın yerine
getirilmesi gerekiyor.Soğuk suda alınan(soğuk suyun
insanları günahlardan arındırdığı söylendi) namaz ve
gusul abdestlerinden sonra 2 rekat tövbe namazı
kılınacak,sonra tövbe edilecek daha sonra 25 defa
Estağfirullah çekilecek.Sonrasında 8 adet Fatiha suresi
okunup Hz.Muhammed peygamberimize,sahabelere ve Gavs
hazretlerine(eksik olmuyor hiçbir şeyden de :))
bağışlanacakmış.Benim şarteller burada attı.Sanki
peygamberimizin bizim duamıza ihtiyacı var.Ki ölülerin
ruhlarına Fatiha ya da diğer sureleri okumak başlı başına
bir hurafe.Neymiş peygamber efendimize, okuduğumuz Fatiha
suresini bağışlayınca, diğer peygramberler(imiz)e göre
haşa Allah katında kademe yükselecekmiş. Şeytan işi bu
saçmalıklardan Allah’a sığındım.Yarabbim sen akıl fikir
ver bu insanlara.
Sabah namazından sonra şeyh oturmuş ve iki elini açmış,
millet sırayla öpüyor.Oraya gitmişken öpmezsek
olmazdı,öptük geçtik.Maaşallahı var şeyhin,gözlerinde
sürme,yüzünde nur,elleri pamuk gibi yumuşak ve etliydi :)
Arkadaşın anlattığına göre 1991 yılında bundan önceki
şeyh,yine böyle bir el öpme töreninde Denizli’li bir
çocuğun saldırısına uğramış.Çocuk arka cebinden çıkardığı
zehir dolu şırıngayı şeyhin eline basmış.Daha sonrasında
linç edilmek üzere olan çocuk sivil polisler tarafından
kurtarılmış.2 sene sonra vefat eden şeyhin yerine kardeşi
olan şimdiki şeyh geçmiş.Fakat vefat eden şeyhin oğlu
buna karşı çıkmış ve dergahtan sürülmüş.Tabii arkadaş
böyle anlatmadı,bunları ben internetten araştırdıklarımla
öğrendim.Arkadaşın anlatışında bir sürü efsane vardı.:)
Para konusunda bir güven ortamı var.Çay ocağında
içtiğiniz çayların hesabı tutulmuyor,çıkarken kaç tane
içtiyseniz söyleyip ödüyorsunuz.Elinizi kolunuzu sallayıp
çıkarsanızda kimse size hesabı sormuyor.Aynı şekilde
kebapçıda da öyle.İstediğiniz yemeği yedikten sonra
kasaya gidip,ne söylerseniz onun parası
alınıyor.İsterseniz çıkıp gidin,helal olsun diyorlar.
Köyde öyle bir ortam oluşturulmuş ki,herşey hizmetle
tabir ediliyor.Meydanda 2-3 dk bir kenarda
beklerseniz,birisi gelip size “hizmet var, gel”
diyebilir.Mesela ben arkadaşı beklerken,”sofi gel hizmet
var” diye bir dükkan sahibi çağırıp bu boş bardakları çay
ocağında yıka gel dedi.Bende gönlü olsun diye yıkadım
geldim.İnanışa göre her hizmet sevapmış :)
Bir de çorba olayı var.Bir kazanda sabah ve ikindi
namazından sonra çorba dağıtılıyor.İnanışa göre kazandaki
çorba hiç eksilmiyor :).Bunu Gavs hazretlerinin bereketi
zannediyorlar.
Sigara sanki menzilin bir sembolü haline gelmiş.7den 70e
herkes sigara içiyor.İnsanların sigarayı bırakmalarıyla
ilgili hiç bir uyarı ya da ikna edici bir şey yok.
Bu köy Mevlana'nın şu sözünü benimsemiş görüntüsü
veriyor:
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Belkide insanları çeken şey bu.Çay ocağında edilen
muhabbetlere bakılırsa nerde büyük günahlar
işlemiş,işlemeye devam eden kişiler varsa buraya
geliyor.Hırsızı,dolandırıcısı,tecavüzcüsü,katili,uyuşturu
cu ve alkol bağımlısı...
Bu günahları işleyenler tövbeyi Allah'tan istemek yerine
buraya gelerek,şeyhten tövbe alıyorlar.Böylece
günahlarından arındıklarını zannediyorlar.Dahası var
tövbe alanların işlediği günahlar sevaba dönüşüyormuş :)
Genç yaşımda bu hurafe ve şirk dolu geziden sonra
Kur’an’a daha bir dört elle sarılmak istiyorum.Bu geziyle
benim için cemaatler,dergahlar,şeyhler,hacılar,hocalar
bitmiştir.Artık araştırarak kendi yolumu çizeceğim.
Araştırıcı kardeş,Allah yardımcın olsun.Zaten bu sitenin
amacı da bu.Zaman zaman site bulandırılmaya ve şerr
güçlerce sulandırılmaya çalışılsa bile yine de insanların
içindeki hakikatı bulma dürtüsüne Allahın izniyle
yardımcı oluyor ve arınmak isteyene bir nebze de olsa
katkıda bulunuyor.Benim tarikatlar ve diğer yapılanmalar
hakkındaki temel düşüncem şudur:
Eğer bir yapılanmada önder konumundaki kişilerin
servetleri,rantları ve şöhretleri artıyor ise ve
çağrısını Allah'a değil de kendi otoritesine yapıyorsa o
yapılanmadan kesinlikle uzak durulmalıdır.Bunun nedenini
de en iyi olarak genelde önderimiz ve örneğimiz olan
resüllerin hayatları ortaya koyar:Onlar Yüce Rabbimiz
tarafından görevlendirildikleri zaman servetleri
artmamış,aksine iyice azalmış ve çoğu zaman da muhtaç
düşecek konuma kadar gelmiştir.Ayrıca çağrı ve davetleri
de kendilerine değil,salt Allaha teslim olmayadır.
Her ne kadar büyük zahmetleri ve belaları savdıktan
sonra bolluğa kavuştular idiyse de yine de mal-mülk
sevdasına,biriktirmeye karşı çıkmışlar,hem adaletli bir
dağıtım yaparak,hem de kendilerine düşen paya razı olarak
orta bir yolda yürümeye devam etmişlerdir.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 16 nisan 2012 Yer: Turkiye Gönderilenler: 37
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hasan kardeşim baştan sona okudum yazını, Allah belasını
versin bu düzeni kurup devam ettirenlerin bunlar ki islam
ümmetini yerlerde sürünür hale getirdiler. İnsanları
Allahtan başkalarına kul yaptılar yazıklar olsun okurken
içim sıkıldı o cezbe olayı falan köpeği olmuşlar
şeyhlerinin. Buraya bugün üye oldum geçen tarikattan
bilgili biriyle tartışma yaptık ben ayet okuyorum o imam
rabbani okuyor ben Allah diyorum o abdülkadir geylani diyor
yazıklar olsun tekrar tekrar bide masum insanları
kandırıyolar ya bu insan şeytanları şimdi daha iyi
anlıyorum peygamberlerimizin müşriklere karşı ne kadarda
zorlandıklarını
__________________ “Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başka günahları istediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.” (Nisa, 4/116)
Katılma Tarihi: 06 mart 2012 Yer: Turkiye Gönderilenler: 18
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
bende başımdan geçen bir anımı anlatmak istiyorum kanalın birini izlerken orda ALlaha ulaşmayı dilemeyen Allaha ulaşamaz gelin tövbenizi alın v.s diye anlatılıyordu bende numarayı aradım dedimki bende Allaha ulaşmayı dilemek istiyorum tövbe almak istiyorum oke dediler birkaç gün sonra bir erkek araadı geliyoruz müsaatseniz tövbenizi alıcaksınız dediler bende tamam dedim. geldiler abdest aldık oturduk falanca falanca günahlarımdan dolayı pişmanım birdaha yapmayacağım ve devrin imamına tabi oldum diye söylettiler. elini uzattı öp dedi neden diye sordum bu devrin imamının eli dedi onun vasıtasıyla geldik bizi öyle hayal et dediler üç kere elini öptüm belkide elaman benden yaşça küçüktü bile. sonra gittiler imam iskender ali mihr'in elemanlarıymış. mürşidinden tövbe almadan cennete gitmek mümkün değilmiş o yol göstericiymiş yoksa yolumuzu kaybedermişiz bir sürü şey anlattılar. ama açıkçası bu el öpme işi zoruma gitmişti yaa düşündüm kendi kendime dedimki bu nasıl iştir şimdi biz birine tabi olmadan neden cennete gidemeyeceğiz ne kadar saçmadır diye. şimdi bu siteyi okuyorumda ne kadarda şirk işlemişiz haberimiz yokmuş sitede emeği geçenlere yürekten tşk ederim.
Katılma Tarihi: 16 nisan 2012 Yer: Turkiye Gönderilenler: 37
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Çok şükür aklını kullanıp yolundan dönmüşsün kardeşim ama
hala cehalet içinde bunların peşinden gidenler var işte
__________________ “Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başka günahları istediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.” (Nisa, 4/116)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma