Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

YANİ BU NE KADAR DA KÖTÜ OLSA BEN ORALARI GÖRMEK PEYGAMBERİN EVİNİ ZİYARET ETMEK İSTERİM BE ABİ SEN BÖYLE YAZILAR YZINCA İNSAN SOĞUYOR BU İŞLERDEN YANİ DEMEK İSTEDİĞİM O (yusuf75)

Sevgili Yusuf,

Hacca gitmek asla KÖTÜ bir şey değil. Kötü olan, uygulamdaki bazı ayrıntılar. Hatırlar mısın, onlara bu bölümün başındaki duamda değinmiştim:

Rabbim! İlk müslümanların heyecanını yerinde anlamaya çalışıyorum ki onlar gibi davranma gücünü kendimde toplayayım. Uygulamadaki bazı ayrıntılar ise beşeri düzenlemedir. Onlardaki şirk eğiliminden Sana sığınırım.

Örneğin haceri esvedin önündeki ölümcül izdiham İslama aykırıdır. Öpmeye saldırmayın o kara taşı. Hattâ selamlamayın. Selam, canlı birine verilir. O ise, Hz Ömer'in de dediği gibi, yalnızca bir taş. Görevi tavafa başlama noktası olmaktır. Öyle kullanın.

Kabe'nin dibindeki makam-ı İbrahim denen o "ayakizi yatırı"nı öpüp sıvazlama ve oracıkta namaz kılma inadı da ölümcül izdihamlara yol açıyor. Oysa, Suudilerin dediği gibi, yatırlara umut bağlamak ve onlara seslenip namaz kılmak şirktir. Dualarınızda yalnızca Allah'a seslenin ve ne isteyecekseniz Allah'tan isteyin. Saldırmayın o yatıra; semtine bile uğramayın.

Arafat'a giderken Mina'da konaklamak kalabalık yüzünden tehlikelidir. Doğruca Arafat'a gidin. Çünkü Mina'daki konaklama Kuran'da geçmiyor; yalnızca sünnettir, farz değil. Sünnete farz muamelesi yapmak ise sünnetin sahibi olan "insan elçi"yi farzın sahibi olan Allah'a denk saymak olur; insan elçiyi rab edinmektir bu; şirktir. Konaklamayın orda.

Cemerat denen şeytan taşlama yerinde de ölümcül izdihamlar oluyor. Cemerat 1990’da 1 462 can aldı. 1994’da 270, 1998’de 119, 2001’de 35, 2003’te 14, 2004’te 244, 2006’da 367 ... Ama yalnızca sünnettir o. "İslamcı yazar" Ahmet Hakan'ın yaptığı gibi reddedin şeytan taşlamayı:

Eğer bu gayri medeni ortamda Müslüman insanların ayaklarının altında can vermek ibadetse ben bu ibadeti yapmıyorum.

Bunların dışında her şey güzel. Örneğin Kabe, "tevhid"i temsil eder. Tevhid güzeldir. Kabe'yi tavaf ederken aklınızda hep ALLAH BİR kuralı olsun. Cahiliye döneminde bir puthane olan o taş yapının, müslümanlar Mekke'yi fetheder etmez yeniden Allah'ın Evi haline geldiğini düşünün. O tarihî tashihi tefekkür ederek yapın tavafınızı. Önemli olan o taş yapının duvarları, köşeleri, kapısı, örtüsü değil... Onları yücelemeyin. Tarihteki o "tevhid"e dönüş olayı güzeldir. Onu yüceleyin ve tavafın tadını çıkarın.

Ve Hz Muhammed'in doğduğu evi mutlaka görün; "Rabbim! Muhammed'i görevlendirip onun aracılığı ile bize İslamı yolladığın için Sana şükürler olsun!" deyin.

Nur Dağın'daki Hira mağarasını görün. Hz Muhammed'in oradan, yüreğinde fırtınalar eserek, Kabe'yi nasıl izlediğini düşünün. Aklından neler geçmiş olabilir; onu tefekkür edin. Kız çocuklarının diri diri kuma gömüldüğü; alkolün sular seller gibi içildiği; insan alıp satmanın matah sayıldığı, tefeciliğin yaşamı zehirlediği, kan davalarının canlar aldığı; zenginlerin gaddar mı gaddar, yoksulların ezik mi ezik olduğu o dönemin pislikleri Hz Muhammed'in belini nasıl büküyordu, İslam onu nasıl sona erdirdi, onu tefekkür edin:

Biz senin göğsünü genişletmedik mi? Belini büken yükü kaldırmadık mı?

Haccın asıl amacı, "tefekkür"dür. Daha bir sürü tarihî yerler var. Görün oraları ve tefekkür edin.

Siyasî İslamcı bazı polislerin gestapovari despotluğu ise elbet düzelecek. Allah isterse. Ve eğer susmak suretiyle Suudilerin zulmüne ortak olunmaz ve açık açık eleştiri yapılırsa.

Hac uluslararası bir olaydır. O halde çok uluslu bir kurum yönetmeli onu. İşte asıl o zaman hac ve umre daha bir güzel olacak; daha bir zevk verecek.

Ben elime fırsat geçer geçmez umreye gitmeyi can-ı gönülden istiyorum. İlk müslümanların heyecanını yerinde anlayıp onlar gibi davranma gücünü kendimde toplamaya devam edeceğim. Allah nasip ederse.

Sevgiyle,
Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Hasan

Hacc farizasını ifa esnasında sence müslümanlar daha neler yapmalılar? Dün olan ama bugün terkedilen bazı hususlar var mı acaba?

Örneğin bu toplantı müslümanların güncel meselelerinin tartışıldığı ve çözüme bağlandığı uluslararası çapta organizasyonları da içermeli midir?

Sevgili peygamberimiz acaba Haccını sadece kurallarını yerine getirip yapıp bitirdi mi?

Şimdilerde nasıl ki Cuma=Toplantı Namazı sadece Rukü-Secde ve vaaz dinlemeye sonra da çıkıp gitmeye indirgendiyse belki de Hacc'ın başına da benzer şeyler gelmiştir, ne dersin?

Şu anda Hacıların dünya müslümanlarına yada müslümanlığına ne katkısı oluyor? Memleketine dönen vatandaş artık sadece "Hacı" etiketiyle eski yaşantısına devam ediyor. Sanki Turistik bir seyahatten dönülmüş olunuyor. Görünen o ki tek katkı Suudi Ekonomisine yapılıyor.

Sözün özü hacc ibadeti çok daha sosyal ve hatta siyasi içerikli bir formda olmalı değil mi?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  Hasan kardeş,şu umre ziyaretlerini tek tek değil de toplu olarak yapsak ve böylece orayı gerçek bir kıyam yeri yapmanın mücadelesini vermenin şöyle ufaktan ufaktan bir yolunu bulmaya çalışsak ne dersin?

Dünya müslümanlarının ibadet yerini, DTM(Dünya Ticaret Merkezine)çeviren  vahşi Suud rejimini daha fazla insanı katletmeden nasıl bu büyük zulümleri yapmaktan alıkoyabiliriz diye düşünüp bir yol bulmaya,çözüm üretmeye çalışmanın zamanının da geldiğini düşünüyorum.En azından ilgili mercileri harekete geçirip Suuda baskı yapacak bir kamuoyu oluşturabiliriz.Hacı adaylarına en pahalı seyahati yaptıran ve hacıları yolunacak kaz gibi gören bizim(!) diyanet teşkilatı biraz da bu konularda uğraşsa fenamı olur?Selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Alperen,

Öyle konuları dile getiriyorsun ki benim onları müzakere eytmeye cesaretim yok. "Ekmek Teknesi"indeki Kirli'nin deyimiyle bunlar beni bozmasın!

Hacc farizasını ifa esnasında sence müslümanlar daha neler yapmalılar?

İlk müslümanların heyecanını yerinde anlamak üzerinde zaten durduğuma göre Hz Muhammed'in doğduğu ev, ilk vahyin indiği mağara, Hz Peygamber'in müşriklerden kaçarken sığındığı mağara gibi tarihî mekanlardaki tefekkür "fariza"sından söz etmiyorsun her halde.

Peki, tam olarak aklındaki nedir; açar mısın?

Dün olan ama bugün terkedilen bazı hususlar var mı acaba? ... Örneğin bu toplantı müslümanların güncel meselelerinin tartışıldığı ve çözüme bağlandığı uluslararası çapta organizasyonları da içermeli midir?

Güzel bir öneri... de uygulanabilir mi? Çünkü hacca gidenler benim gibi sıradan insanlar. Meselelerin çözümü ise uzmanlık ister ya da müzakere edilen konular hakkında bir gıdımcık bilgi birikimi ister ki müzakere gibi müzakere yapılabilsin.

Benim önerim: İslam dünyasında önce bir vahyi doğru anlama kampanyası açılsa?

Sevgili peygamberimiz acaba Haccını sadece kurallarını yerine getirip yapıp bitirdi mi?

Hayır. Eğer rivayetler doğruysa kuralların dışına çıkmış.

Örneğin üç yerde konuşmuş: Mina, Arafat, Müzdelife. Bugün bize veda hutbesi diye tanıtılan metin, her halde o üç konuşmanın harmanıdır.

Ama ilginçtir, veda hutbesinde verilen öğütler zaten vahyî buyruklardır:

Emaneti sahibine verin. Faizden uzak durun. Savaşı başlatan siz olmayın. Birbirinizle savaşmayın. Kan davası gütmeyin. Zinadan uzak durun.  Kadınların haklarını verin. Başkasının malını izinsiz almayın.

Sonra, Kuran'da yalnızca Arafat vakfesi geçtiği halde Hz Peygamber tarafından hac "menasıkı"na bir de Müzdelife vakfesi eklenmişi. Ama bu vakfe  günümüzde hakkıyla yerine getirilirse şeytan taşlamaya öğle vaktindeki ölümcül izdihamdan önce gitmek mümkün olmuyor... İhtilaflıdır.

Ölümcül şeytan taşlama da Hz Peygamber'in bir eklemesidir. Kuran'da yok. O yüzden o da ihitilaflı.

Şu anda Hacıların dünya müslümanlarına yada müslümanlığına ne katkısı oluyor?

Kişisel düzeyde bir duruş birliği sağlanıyor olabilir. Örneğin kadın erkek bir arada namaz kılınması "fiilî sünnetullah"ın gereğidir. Kabe'nin önünde bunu görüyor ve anlıyor olmaları lazım. Örneğin eşimin benim yanımda namaz kılmasına engel olan polise ben itiraz edince bir Hintlinin bana "Siz haklısınız," demesi...  

Sanki Turistik bir seyahatten dönülmüş olunuyor. Görünen o ki tek katkı Suudi Ekonomisine yapılıyor.

Evet. Haccı Suudi Krallık yönettiği sürece bu hinlik sürer. Haccı çok uluslu bir kuruluş yönetmeli ki hacc ibadeti çok daha sosyal ve hatta siyasi içerikli bir formda yapılabilsin.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Hasan

Yanıtın için teşekkürler. Peki, tam olarak aklındaki nedir; açar mısın? diye sormuşsun.  Aklımda olan şey "Muhammed'i Hacc"ın nasıllığı idi. Önceki iletilerinde bunun yanıtını parçalı bir şekilde sunmuştun zaten, bu son iletinde değindiklerin ile konu daha da netliğe kavuşmuş oldu.

Yazılarını büyük bir ilgi ve dikkatle takip ediyorum. Çok faydalandığımı da belirtmeliyim. Allah razı olsun.

Saygılarımla.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sinan_25 Yazdı: Öyle konuları dile getiriyorsun ki benim onları müzakere etmeye cesaretim yok. "Ekmek Teknesi"indeki Kirli'nin deyimiyle bunlar beni bozmasın! (H. Akcay) Cesaretini kiran nedir? diye sorsam; ya da kendi deyiminle seni bozacak olan nedir?

Örneğin alperen'in ilk sorusu şuydu: Hacc farizasını ifa esnasında sence müslümanlar daha neler yapmalılar? Dün olan ama bugün terkedilen bazı hususlar var mı acaba?

Cam eşya dükkanına giren fil patavatsızlığıyla bu konuya bi dalsam pek çok Müslümanla kanlı bıçaklı olurum. 

Çünkü onlara göre dün olan ama bugün terkedilen hiçbir şey olamaz. Bugün hacda eda edilmekte olan "menasık"ın hepsi farzdır; bitti; tartışan, dinden çıkar.

Örnek olarak şeytan taşlamayı ele alalım. Kuran'da yok bu. O halde bid'attır. Ama hadi anlat bakalım insanlara. Seni derhal tekfir ederler.  

İslamcı yazar diye bilinen Ahmet Hakan 2001'de hacca gitmiş. Hürriyet'teki yazısında anlatıyor. İzdiham yüzünden şeytanı taşlayamamış. Yaşam ile şeytan taşlama arasında seçim yapmak zorunda kalmış. Ahmet Hakan yaşamı seçmiş. Diyor ki: İnsanların ayakları altında ölmek ibadetse ben o ibadeti yapmıyorum!

İslamcı yazar, o seçimi yüzünden tü kaka edildi; nerdeyse Salman Rüştü muamelesi gördü.

Bir de şu var: Ben inanç edindiğim doğruları yaşamaya alışmışım; onlara ters düşen her şey beni bozar.

Örneğin Sevr Dağı'ndaki mağaranın öykülerini dinleyerek büyüdüm. Allah'ın Elçisi hicret ederken müşriklerin soluğunu ensesinde duyuyor. Mekke'deki Sevr Dağı'nın o mağarasına sığınmış.

Müşrikler Hz Muhammed'in izini sürüp mağaranın önüne kadar gelmişler. Bir de bakmışlar ki mağaranın girişini boydan boya kaplayan bir örümcek ağı var. "Muhammed buraya girmiş olamaz," demişler. "Yoksa örümceğin ağını yırtardı."

Şimdi öğreniyorum ki bu, gerçek dışıdır. Mekke'de öyle bir mağara yok. Sevr dağı, Medine'dedir; Uhud Dağı'nın bir parçasıdır. 

İnanayım da rahatım kaçsın mı? İnanmadım. Mekke'deki Sevr Dağı'na çıktım.

Sevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Rahman Ve Rahim Olan Allahın Adıyla....Hacca giden abimizin haccı mübarek olsun...Allah hepimize o kutsal mekanları ziyaret etmeyi nasip etsin...Din görevlisi abimzin izlenimleri ve fikirleri takdire şayan...Ben Hacerül esved meselesine değinmek istiyorum...Yanılmıyorsam hacerül esvedi selamlayıp tavafa devam edilebiliyormuş...Yani izdihama hiç girmeye sebep yok...Zaten o kalabalığa girince insan can derdine düşer...Ve ibadetin huşusuna zarar gelebilir...Biraz da insanları eğitmek lazım.İnsanları şekilden kurtarıp mana ile buluşturursak sanırım her şey daha güzel olur...Selam ve dua ile...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

slm malcolm_x

Hacer-ül esved bir işaret sembolüdür,Tavafın başladığı yeri gösterren başlangıcını gösteren bi işaret.Tavaf Hacerül esvedin bulunduğu yerden başlar.Kur'an'ı Kerim'de bu taşın öpülmesi veya ona tazim edilmesine ilişkin bir husus yoktur ve öpülmesi şarttır gibi bir hükümde bulunmaz.