Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 13 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
kayabatuhan Yazdı:
Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Al-i İmran 32] (İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59] (Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36] (Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]
Allahü teâlâ, Resulünü kendi ile beraber bildirirken şu âyetlerde de sadece Resulünü bildiriyor: (Resulüme uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158] (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7] (İhtilaflarda seni hakem edip verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmeyen iman etmiş olmaz.) [Nisa 65]
Peygamber efendimizin Kur’an dışındaki, dini hükümlere ait bütün emir ve yasaklardaki sözleri de, vahye dayanır. Bir âyet meali şöyledir: (Resulüm, kendi arzusu ile konuşmaz. Onun [dini hükümlere ait her] sözü vahiydir.) [Necm 3, 4]
yukarıda bahsedegeldiğim tüm ayeti kerimeler peygamberimize itaat edilmesi gerektiği, onun kendinden (nefsiyle) konuşmadığını anlatır.
bu bağlamda peygamberimizi tanrılaştırma değildir asıl sorun. hiç bir müslüman peygamberini tanrılaştırmaz. ama bazı cahiller peygamberimizi dinin içerisinden çıkarma gayreti ile dini peygambersizleştirme gayretindedir.
ALLAH SENDEN RAZI OLSUN.GÖRÜŞLERİNE AYNEN KATILIYORUM.
Sizden ricam "hüküm koyma" ile "hüküm verme" kelimelerinin ne manaya geldiklerini araştırmanız ve ayrıyetten şu ayet üzerinde düşünmenizdir...
Allah hükmünde kimseyi kendisine ortak yapmaz.(18/ 26)
evet yunus emre kullanıcısının talebi var Birkan Kardeşim. yinede ismini kullandığı zatı muhterem büyük evliya Yunus Emre Hazretlerinin hürmetine kırmayalım bu kullanıcıyı olurmu:)
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemleri yaratan İbrahimi (a.s.) Halil, Muhammed'i (s.a.v.) Habib edinen Allah'a (c.c.) Salat ve selamların en güzeli ümmetinin üzerine titreyen, onlara gelen bir sıkıntının kendisine çok ağır geldiği, Peygamberimiz efendimiz Resulü Ekrem (s.a.v.) üzerine olsun.
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, Kur'ân-ı kerîmi açıklama yetkisi verdiği gibi, Kur'ân'da açık olmayan hususlarda hüküm koyma yetkisini de vermiştir: (Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıkta seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme içlerinde bir burukluk duymadan tam manasıyla kabullenmedikçe, imân etmiş olmazlar.) [Nisâ 65]
(Allah ve Resûlü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih etme, seçme hakkı yoktur.) [Ahzâb 36]
(O Peygamber ki, iyiliği emredip kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri harâm kılar.) [A'raf 157]
(Bir işte anlaşamazsanız, bu işin hükmünü Allah'tan [Kur'ân-ı kerîmden] ve Resûlünden [Sünnet-i seniyyeden] anlayın!) [Nisâ 59]
(Şunu kesin olarak biliniz ki, bana Kur'ân ve onun bir misli daha verilmiştir. "Yalnız Kur'ândaki helâlı helâl, haramı haram kabûl edin" diyecek bazı kişiler çıkacaktır. İyi bilin ki, Resûlullahın haram kıldığı şeyler de Allah'ın haram kıldığı gibidir.) [Tirmizî, Dârimî]
Kendiliğinden ölmüş hayvanın etini yemek harâmdır. Çünkü Kur'ân-ı kerîmde (Meyte ve kan size harâm kılındı) buyuruldu. (Mâide 3)
Meyte, dinin emrine uyulmadan öldürülen veya kendi kendine ölen, ya'nî leş olan hayvandır.
Eğer bu âyet-i kerîmeyi Peygamber efendimiz açıklamasaydı, kendi kendine ölen her hayvanı yemek haram olduğu gibi, balığı da yemek haram olarak anlaşılırdı. Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi helâldir) buyurarak deniz meytelerinin helâl olduğunu bildirmiştir. (Ebû Dâvüd, Abdürrezzak)
Meyte ve kandan istisna olarak yenenleri de Peygamber efendimiz bildirip, (Size iki meyte ve iki kan helâl kılındı. İki meyte balıkla çekirgedir, iki kan ise, karaciğerle dalaktır) buyurmuştur. (İbni Mâce, Ebû Dâvüd)
Aslan, kaplan, kurt, maymun ve köpek gibi yırtıcı hayvanlarla, atmaca, kartal, doğan ve şâhin gibi yırtıcı kuşların etlerinin haramlığı da hadis-i şerîfle bildirilmiştir. (Müslim)
Erkeklere altın takmanın ve ipek giymenin haramlığı ve süt kardeşlik de yine hadis-i şerif ile bildirilmiştir. (Taberânî)
Namazın nasıl, kaç rek'at kılınacağı, zekâtın nasıl, hangi mallardan verileceği açık değildir.
Bütün bunlar, hadîs-i şerîflerle ve âlimlerin açıklaması ile anlaşılmıştır. İslâma uymak için, Peygamber efendimize uymak gerekir. Peygamber efendimize uymak için de İslâm âlimlerine uymak gerekir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Âlimlere tâbi'olun!) [Deylemî]
(Âlimler yeryüzünün ışıklarıdır. Benim ve diğer peygamberlerin vârisleridir.) [Ebû Nuaym]
(Âlimler rehberdir.) [İ. Neccâr]
(Âlim, Allah'ın güvendiği kimseledir.) [Deylemî]
Resûlullahın vârisi olan âlimlerden Tahtâvi hazretleri, buyuruyor ki:
Eshâb-ı kirâmın yolu, Muhammed aleyhisselâmın yoludur. Peygamber efendimiz Eshâb-ı kirâma uymamızı emrediyor, buyuruyor ki: (Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz.) [Beyhekî]
Uymak, tâbi olmak, iki türlü olur: Biri, i'tikâdda, ya'nî îmânda, ya'nî inanmakta uymaktır. Eshâb-ı kirâma uymak, inanılacak şeylerde uymak demektir. Onlar gibi îmân etmek demektir. Eshâb-ı kirâm gibi îmân eden müslümanlara (Ehl-i sünnet) denir. Amelde, ya'nî yapılacak ve sakınılacak işlerin herbirinde, Eshâb-ı kirâmın hepsine uymak lâzım değildir. Buna imkân da yoktur. Her işi Eshâb-ı kirâmın nasıl yaptıkları bilinemiyor. Çok işler de, Eshâb-ı kirâm zamanında yoktu. Sonradan meydana çıktılar.
Ehl-i sünnetin reisi İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe'dir. Dört mezhep de, mâm-ı a'zamın Eshâb-ı kirâmdan öğrenip söylediği gibi inanmaktadır. İmâm-ı a'zam, Eshâb-ı kirâmdan birkaçını gördü. Çok şeyleri bunlardan işitip öğrendi. Çok şeyleri de, hocaları vâsıtası ile öğrendi. İmâm-ı Şâfiî'nin ve İmâm-ı Mâlik'in, inanılacak ba'zı şeyleri değişik söylemeleri, İmâm-ı a'zamdan ayrılmak değildir. İmâm-ı a'zamdan işittiklerini öyle anlamışlar. Anladıkları gibi bildirmişlerdir. Sözlerinin aslı birdir. İzahları farklıdır. Dördüne de inanırız. Dördünü de severiz.
__________________ Anam Babam Sana Feda olsun Ya Resulallah
Katılma Tarihi: 13 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
yunusemre Yazdı:
Selam kayabatuhan ve birkan2000..
Sizden ricam "hüküm koyma" ile "hüküm verme" kelimelerinin ne manaya geldiklerini araştırmanız ve ayrıyetten şu ayet üzerinde düşünmenizdir...
Allah hükmünde kimseyi kendisine ortak yapmaz.(18/ 26)
Selam Yunus Emre
Biz senin verdiğin ayetin üzerinde değil Kur'an da Rabbimizin bize söylediği her ayet üzerinde elimizden geldiği kadar tefekkür etmeye çalışıyoruz.
Ama siz de yukarıda kayabatuhan arkadaşımızın verdiği ayetleri biraz düşünün. veya
ENBİYA 107
SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK
ayetinin ne anlama geldiğini ve ALLAH ın peygamberlerinin ne kadar üstün olduğunu düşünün ve sıradan basit senin benim gibi insanmış havası estirerek Efendimizin adını basitleştirmeye çalışmayın.
Kur'an la oyun oynamayı da bırakın ve ALLAH ın azabından korkun.
Allah’ın Muhammed’i habib
(sevgili) edindiğini nereden biliyorsun? Allah söylemiş mi böyle bir şey? Yoksa rivayetlere (söylentilere) dayanarak mı iddia ediyorsunuz bunu?
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, Kur'ân-ı kerîmi açıklama yetkisi verdiği
gibi, Kur'ân'da açık olmayan hususlarda hüküm koyma yetkisini de vermiştir.
(Şunu kesin olarak
biliniz ki, bana Kur'ân ve onun bir misli daha verilmiştir. "Yalnız
Kur'ândaki helâlı helâl, haramı haram kabûl edin" diyecek bazı kişiler
çıkacaktır. İyi bilin ki, Resûlullahın haram kıldığı şeyler de Allah'ın haram
kıldığı gibidir.) [Tirmizî, Dârimî]
Hüküm koyma yetkisi hem
Allah’ta hem de Resulünde ise bu dinin iki tane sahibi var. Bu din şirk temelli
bir din öyleyse. Halbuki açıklama ayrı, hüküm koyma ayrı.
Verdiğin ayetlere
yaptığın yoruma ve hadislere göre Muhammed dinde Allah’ın ortağı. Yani şirk
koşuyor O’na. Olacak şey mi?
Eğer bu âyet-i kerîmeyi Peygamber efendimiz açıklamasaydı,
kendi kendine ölen her hayvanı yemek haram olduğu gibi, balığı da yemek haram
olarak anlaşılırdı. Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi
helâldir) buyurarak deniz meytelerinin helâl olduğunu bildirmiştir. (Ebû Dâvüd,
Abdürrezzak)
Kur’ana bakmadığın ve
ezberden çaldığın ortada.
Maide 96. Hem
size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı…
Allah söyleyeceğini
söylemiş. Peygamber neyi haram, neyi helal etmiş?
Temiz ve güzel olan
nimetler helal, diğerleri (ve ayetlerde ifadelendirilenler) haram. Kur’andaki Dinde ölçüt bu. Gerek yok rivayetler çöplüğünde eşelenmeye.
kayabatuhan Yazdı:
Bütün
bunlar, hadîs-i şerîflerle ve âlimlerin açıklaması ile anlaşılmıştır. İslâma
uymak için, Peygamber efendimize uymak gerekir. Peygamber efendimize uymak için
de İslâm âlimlerine uymak gerekir.
İslama uymak Kur’ana
uymaktır. Müslüman olabilmek için vahye tabi olmak yeterlidir.
Mezhepçilere göre din yalnız
Allah’a has kılınamaz. Müslüman teslisi (Allah+Muhammed+Alimler) şarttır.
Önce Ruhbanların
yorumlarına sonra hadis uydurmalarına ve en son Allah’ın kelamına (çarpıtılmış
versiyonuna) iman edecekmişiz. Bunun adı da Müslümanlık olacakmış.
Tahtavi hazretlerinin ve
diğerlerinin yorumlarına Tanrı buyruğu gibi iman etmeyi bırakın. Aklınızı
çalıştırın.
Allah’ın ipi O’nun
vahyidir ve çizdiği yoldur, başkası değil.
Ali İmran 101. Allah’ın ayetleri size okunuyor, Resulü
de aranızda; peki nasıl küfre sapıyorsunuz?Kim Allah’a yapışırsa dosdoğru yola
iletilmiştir o...
Ali İmran 102. Ey iman edenler!Allah’tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde
korkun. Müslümanlar olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin.
Ali İmran 103.
Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp
parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.Birbirinizin düşmanı
idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde
kardeşler haline geldiniz.Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan
kurtardı. Allah size ayetlerini bu
şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız .
Tahtavi Hazretlerinin
fırkası nedir? Hangi fırkanın mezhep imamlarını adres gösteriyor hazret? Sünnilik
mi? Halbuki Allah ne diyor Ali İmran 103’te? “Hep birlikte Allah’ın ipine
yapışın, fırkalara bölünüp
parçalanmayın” Mezhep imamlarının ipine yapışırsak, karşı gelmiş oluruz
Allah’ın emrine. Gayet açık değil mi?
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
ENBİYA 107. SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK.
ayetinin ne anlama geldiğini ve ALLAH ın peygamberlerinin ne kadar
üstün olduğunu düşünün ve sıradan basit senin benim gibi insanmış
havası estirerek Efendimizin adını basitleştirmeye çalışmayın.
Kur'an la oyun oynamayı da bırakın ve ALLAH ın azabından korkun.
Selam Birkan
Allah'ın elçileridirler onlar. Elbette seçkindirler çünkü vahye direkt muhataplar ve vazifeliler. Fakat Tanrılaştırılmaları ve Allah'a ortak kılınmaları yani "Allah yanında onların da hüküm koyma yetkileri vardır" denilmesi apaçık bir sapkınlıktır.
Bu tehlikeye dikkat çekmek üzere Allah Son Elçisine şöyle söyletiyor:
Kahf 110. De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım.
Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde,
Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine
ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."
Fussilet 6. De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım.
İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp
sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak
koşanların!
Peygamberi şirke alet etmek en büyük sapkınlık değil midir? Şirke karşı uyarıp durduğu halde...
Şimdi Enbiya suresindeki ayetlere bakalım:
Enbiya 107. Ve biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik.
Enbiya 108. De ki: "Bana şu vahyediliyor: "Tanrınız ancak bir tek tanrıdır.
Peki, siz, müslümanlar/Allah'a teslim olanlar mısınız?"
Hz. Muhammed'in alemlere rahmet oluşu ilettiği ilahi sözle, kutsal mesajla ilgilidir. Çekip alın vahyi ondan, geriye ne kalır?
Tekvir 27. O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 13 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Alperen Yazdı:
birkan2000 Yazdı:
ENBİYA 107. SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK.
ayetinin ne anlama geldiğini ve ALLAH ın peygamberlerinin ne kadar üstün olduğunu düşünün ve sıradan basit senin benim gibi insanmış havası estirerek Efendimizin adını basitleştirmeye çalışmayın.
Kur'an la oyun oynamayı da bırakın ve ALLAH ın azabından korkun.
Selam Birkan
Allah'ın elçileridirler onlar. Elbette seçkindirler çünkü vahye direkt muhataplar ve vazifeliler. Fakat Tanrılaştırılmaları ve Allah'a ortak kılınmaları yani "Allah yanında onların da hüküm koyma yetkileri vardır" denilmesi apaçık bir sapkınlıktır.
Bu tehlikeye dikkat çekmek üzere Allah Son Elçisine şöyle söyletiyor:
Kahf 110. De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."
Fussilet 6. De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım. İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların!
Peygamberi şirke alet etmek en büyük sapkınlık değil midir? Şirke karşı uyarıp durduğu halde...
Şimdi Enbiya suresindeki ayetlere bakalım:
Enbiya 107. Ve biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik.
Enbiya 108. De ki: "Bana şu vahyediliyor: "Tanrınız ancak bir tek tanrıdır. Peki, siz, müslümanlar/Allah'a teslim olanlar mısınız?"
Hz. Muhammed'in alemlere rahmet oluşu ilettiği ilahi sözle, kutsal mesajla ilgilidir. Çekip alın vahyi ondan, geriye ne kalır?
Tekvir 27. O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.
Bakın Kardeşim bizi Peygamber Efendimizi ALLAH ın yanında ikinci bir hüküm koyucu olarak kabul ediyormuşuz havası estiriyorsunuz.Kendinize bir türlü savunma mekanizması hazırlamışsınız.Fikirlerinizi kabul etmeyenlerin yazılarını okumadan veya okuyupta ne dendiğine bakmadan fikirlerinize de ayetleri delil göstererek herkese kabul ettirmeye çalışıyorsunuz.
Hiç bir müslüman peygamberimizi tanrılaştırmıyor.Aksine O nun ismine,yaptıklarına,ne kadar hürmet ederse ALLAH a daha yakınlaşacağını bilir.Her müslümanın amacı ALLAH IN rızasını kazanmış olarak ölmektir.
Ama sizin yaptığınızın aksine peygamberimizi basitleştirerek değil dahada yücelterek bunu kazanabileceğimizi biliriz.
Bu yüzden de ALLAH ın ayetlerini oyuncak gibi elimize alıp ta kendi fikirlerimize göre kullanmayız.
Peygamber Efendimizin yaşamını örnek alırız.Yani sizin kabul etmediğiniz Hadisleri.
Bundan da onur duyuyorum kendi adıma.
Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın ALLAH Kur'an ı da peygamberini de kıyamete kadar koruyacaktır.
Verilen ayetlerin açıklamaları daha önce hem bu başlık altında, hem de diğer bazı başlıklar altında ayetlerin ayetlerle tefsiri ve sağlaması yapılarak açıklanmış, ben lüzum görmediğimden sizlere ayetlerin ne manaya geldiğini yazmayacağım. Ayetleri akledip anlamak sizlere kalmış birşey, ha siz kendi anladığınız şekilde anlıyorsanız birşey diyemem....
Alıntı:
Anlatılanlara göre, Hz. Muhammed kedisi Müezza’yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed’in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Müezza’yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş. Müezza, muhtemelen bir sokak kedisi idi ve Mekke’nin sıcak kavurucu sokaklarından Hz. Muhammed’in ilgisi ile kurtulmuştu. Kendisi de bir kedi dostu olan ve hadisleri aktaran Abu Hurayra (isminin anlamı da “kedi babası” demek..) Hz. Muhammed’in kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını söyler.
Hatta Abu Hureyra’nın aktardığı hadislerde “kedisini kapatıp aç bırakan bir kadının cehennemde çektiği cezadan” bahsedilir. Mesaj oldukça açıktır. Kedilere iyi muamele şarttır. Belki bu hadislerden belki de kendi öz inancımızdan bilmiyorum ama çocukluğumuzda kedilerin canını acıtanlar için hep aynı şey söylenir dururdu. “Bir kediyi öldürürsen yedi cami yaptırman gerekir”. Belki de İslamiyet’teki bu gizli kedi sevgisi sebebi ile İslam ülkelerinin sokakları kedilerle doludur (ve ne yazık ki şu an milyonlarcası kötü yaşam koşulları ile yüzyüzeler..).
Anneannem bir gün üzerleri dantellerle çevreli sedirde Cumhuriyet’in 75. yıl anısına çıkarılmış Sümerbank bardakları ile çay içerken bizlere bir hikaye anlatmıştı. Sanırım ben de Müezza gibi anneannemin hiç üzerinden çıkarmadığı mavi pötikareli önlüğünün üzerinde uykuya hazırlanıyordum. “Bir gün bir yılan Hz. Muhammed’e gelmiş ve kendisinden yardım istemiş. Hz. Muhammed de yılana yardım etmiş. Ama yılan teşekkür edeceği yerde Hz. Muhammed’i sokmaya kalkışmış. İşte tam o sıra oralardan geçen bir adam Hz. Muhammed’in zor anına yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Hz. Muhammed kedinin sırtını okşamış. O günden beridir de kediler sırt üstü yere düşmezlermiş.” Hikaye çok güzeldi.....
Kalın harfle anlatılmış olan hikayeye inanıyorsanız diyeceğim bir şey yok, hadislerin iç yüzü böyle işte. Allah'ın yaratmış olduğu kanunları Muhammed Peygamber üzerine inşa etmiş olan mezhep ve hadis dinlerinden daha ne beklenir, nasılsa dünya Muhammed için yaratılmış ya hani!!!! Kediler de O dokunduktan sonra ters düşmeyiversinler...
Katılma Tarihi: 13 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
yunusemre Yazdı:
Selam Birkan2000,
Verilen ayetlerin açıklamaları daha önce hem bu başlık altında, hem de diğer bazı başlıklar altında ayetlerin ayetlerle tefsiri ve sağlaması yapılarak açıklanmış, ben lüzum görmediğimden sizlere ayetlerin ne manaya geldiğini yazmayacağım. Ayetleri akledip anlamaksizlere kalmış birşey, ha siz kendi anladığınız şekilde anlıyorsanız birşey diyemem....
Alıntı:
Bak kardeşim bana kendi ilminden bahset,bende senin ciddi olduğunu anlayayım.Hem alimleri kabul etmiyorsun hem hadisleri kabul etmiyorsun,ama tefsirleri kabul ediyorsun.Tefsiri de yapanlar senin beğenmediğin alimler.Bu nasıl çelişkidir?Önemli olan senin ayetten ne anladığın değildir.O ayetin uygulaması veya ne anlama geldiği peygamber efendimiz tarafından yapılmıştır ve bu güne kadar gelmiştir.Şimdi sen çıkıp diyorsun ki peygamberimizin açıklaması yanlıştır veya peygamberimizin yanındakiler yanlış anlatmıştır benimkisi doğrudur diyorsun.Bunu da Kur'an ı alet ederek desteklemeye çalışıyorsun.
Kur'an sız Hz.Muhammed (S.A.V.) Hz.Muhammedsiz Kur'an olmaz.
Anlatılanlara göre, Hz. Muhammed kedisi Müezza’yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed’in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Müezza’yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş. Müezza, muhtemelen bir sokak kedisi idi ve Mekke’nin sıcak kavurucu sokaklarından Hz. Muhammed’in ilgisi ile kurtulmuştu. Kendisi de bir kedi dostu olan ve hadisleri aktaran Abu Hurayra (isminin anlamı da “kedi babası” demek..) Hz. Muhammed’in kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını söyler.
Hatta Abu Hureyra’nın aktardığı hadislerde “kedisini kapatıp aç bırakan bir kadının cehennemde çektiği cezadan” bahsedilir. Mesaj oldukça açıktır. Kedilere iyi muamele şarttır. Belki bu hadislerden belki de kendi öz inancımızdan bilmiyorum ama çocukluğumuzda kedilerin canını acıtanlar için hep aynı şey söylenir dururdu. “Bir kediyi öldürürsen yedi cami yaptırman gerekir”. Belki de İslamiyet’teki bu gizli kedi sevgisi sebebi ile İslam ülkelerinin sokakları kedilerle doludur (ve ne yazık ki şu an milyonlarcası kötü yaşam koşulları ile yüzyüzeler..).
Anneannem bir gün üzerleri dantellerle çevreli sedirde Cumhuriyet’in 75. yıl anısına çıkarılmış Sümerbank bardakları ile çay içerken bizlere bir hikaye anlatmıştı. Sanırım ben de Müezza gibi anneannemin hiç üzerinden çıkarmadığı mavi pötikareli önlüğünün üzerinde uykuya hazırlanıyordum. “Bir gün bir yılan Hz. Muhammed’e gelmiş ve kendisinden yardım istemiş. Hz. Muhammed de yılana yardım etmiş. Ama yılan teşekkür edeceği yerde Hz. Muhammed’i sokmaya kalkışmış. İşte tam o sıra oralardan geçen bir adam Hz. Muhammed’in zor anına yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Hz. Muhammed kedinin sırtını okşamış. O günden beridir de kediler sırt üstü yere düşmezlermiş.” Hikaye çok güzeldi.....
Kalın harfle anlatılmış olan hikayeye inanıyorsanız diyeceğim bir şey yok, hadislerin iç yüzü böyle işte. Allah'ın yaratmış olduğu kanunları Muhammed Peygamber üzerine inşa etmiş olan mezhep ve hadis dinlerinden daha ne beklenir, nasılsa dünya Muhammed için yaratılmış ya hani!!!! Kediler de O dokunduktan sonra ters düşmeyiversinler...
İslamda sadece kediye sevgi yoktur.ALLAH ın yarattığı herşeye saygı ve sevgi vardır.Peygamberini sevdiği için bir asa dokunuşu ile denizde yollar açan,peygamberini sevdiği için sevdiği kedinin sırtını yere getirmeyecek gücü vardır herhalde ALLAH ın.Yapmıştır demiyorum.Yapmamıştır da demiyorum.Rabbim ne dilerse ona sadece OL der.
Sen yoksa dünyayı senin içinmi yarattığını düşünüyorsun?
ALLAH ın kıyamete kadar sürecek son Kitabı olan Kur'an ı tebliğ etmesi için seçtiği insanların liderine saygı ile hitap etmekten bile acizsin ve kalkmış burada Kur'an ı diline doluyorsun ve ahkam kesmeye çalışıyorsun.
Önce Kur'an ı doğru oku.Ondan sonra,ALLAH IN olmazsa olmazlarını bir öğren,ondan sonra konuşalım.Eğer samimi isen kendi yazdıklarından utanırsın.
SELAM ALLAH A RESULLERİNE ASHAB INA VE TÜM MÜSLÜMANLARA OLSUN
Hangi hayvanları sevdiğiniz konusunda ise bir şey diyemeyeceğim, çünkü hayvanlar konusundaki söyleminiz doğru değil. Hadis uydurmaları üzerine inşa ettiğiniz dininizde Allah'ın yaratmış olduğu hayvanlardan köpek, domuz, ayı, yılan gibi hayvanları sevmediğiniz gün gibi ortada...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma