HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: ORTADOĞU - İSRAİL VE SİYONİZM Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Hesabını kim soracak!

Gazze Şeridi'ndeki katliamın 4. gününde İsrail tankları bölgeyi kuşatmaya başladı. Ölü sayısı 345'e, yaralı sayısı 1500'e çıktı. Sadece dün 15 Filistinli çocuk öldürülürken AB ve ABD açıkça İsrail'in yanında yer aldı. Dünya kamuoyunda tepkiler büyüyor

Hesabını  kim soracak!

DIŞ HABERLER
İsrail, işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında katliam yapmaya devam ediyor. Gazze Şeridi'ne yönelik hava operasyonu 4. gününe girerken ölen Filistinlerin sayısı 345'e, yaralıların sayısı 1500'e yaklaştı. Ölenler arasında çok sayıda kadın ve çocuk bulunuyor. İsrail Dışişleri ve Savunma Bakanları 'istediğimizi elde edene kadar saldırıya devam edeceğiz' derken İsrail tankları dünden itibaren Gazze sınırına konuşlandı. Hiçbir ülkeden çözüme dönük somut adım gelmemekle birlikte AB 'açıkça Hamas suçlu' derken ABD 'İsrail savunma hakkını kullanıyor' açıklamasını yaptı, Arap dünyası dünü de sessiz geçirdi.

GAZZELİNİN HİÇBİR ŞEYİ KALMADI

İsrail, akaryakıt darboğazı yüzünden zaten zor durumda bulunan Gazze Şeridi'nde elektrik trafolarına ve kablolara da zarar verince, elektrik sıkıntısı had safhaya ulaştı. Bundan en fazla, hastaneler ve ekmek fırınları etkilendi. Gazze ile Mısır sınırındaki tünellerin dün bombalanması ise ilaç ve gıdanın geldiği tek hayat damarını da koparttı.

ADIM ADIM KUŞATMA

Gazze ile İsrail sınırı arasındaki Erez geçiş noktası civarında, tanklarla geçici üsler oluşturan İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni çevreleyen alanları kapalı bölge ilan etti. İsrail askeri sözcüsü, bu bölgelere sadece İsraillilerin giriş izni olduğunu belirtti.

Bombardımanın üçüncü gününde, Hamas'a ait yaklaşık 40 hedef vuruldu. Hamas Başbakanı İsmail Haniye'nin Gazze Şeridi'ndeki evi, Hamas'ın kültür sembolü olan İslam Üniversitesi ve Gazze'de Hamas'ın İçişleri Bakanlığı binası vurulan binalar arasında. Gazze Şeridi'nden yapılan roketli saldırıda da bir İsrailli öldü. Öte yandan BM'ye göre şimdiye dek 53 sivil Filistinli öldü.

İSRAİL, ASKER ŞALİT'İ DE VURDU

Gazze'de 2006 yılında kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit de İsrail'in hava saldırılarında yaralandı. Askerin sağlık durumu hakkında ayrıntılı bilgi verilmedi. İsrail Şalit için 2006'da Gazze'ye girmişti. Öte yandan Hamas, Livni ve Barak'a karşı suikast düzenleyecekleri tehdidini savurdu.

SALDIRILAR DEVAM EDECEK

İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, dün de saldırılara devam edeceklerini ifade ederken "denklem değişinceye kadar" operasyonlara devam edeceklerini söyledi. Savunma Bakanı Ehud Barak ise "Bu operasyon, gerekli olduğu takdirde derinleşerek genişleyecektir" dedi. İsrail'in BM Büyükelçisi Gabriela Şalev de, "Amacımız Hamas'ı tamamen yok etmek" açıklamasını yaptı.

30.12.2008



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

İSRAİL, NAMAZ VAKTİ CAMİ'Yİ VURDU

Katliamlarına son vermeyen İsrail çizgiyi gittikçe aşıyor. Bu sefer Gazze'de namaz vakti bir camiyi vuran İsrail'in saldırısında 10 kişi öldü.

İsrail'in bütün dünya tarafından kınanan Gazze Şeridi'ne yönelik yeni bir saldırısında en az 10 Filistinlinin öldüğü bildirildi.

Görgü tanıkları ve hastane kaynakları, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'deki bir camiye yönelik yeni saldırıda en az 10 kişinin öldüğünü açıkladı.AA



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Katil İsrail işgale gece başladı

İsrail, yaklaşık 1 haftadır sekiz gündür havadan ve denizden bombaladığı Gazze'ye kara harekatı başlattı. İsrail ordu kaynakları, operasyonun ikinci aşamasına geçildiğini belirtirken süresi konusunda bilgi vermedi.
 
 

Kara operasyonunun başladığının duyurulmasından hemen sonra Gazze sokaklarında çatışma sesleri gelmeye başladı. İsrail daha önceki açıklamalarında operasyonun kısa ama etkili olacağını duyurmuştu. Kara operasyonuna İsrail piyade, tank, topçu birlikleri, istihbarat birimleri, deniz ve hava kuvvetleri eş zamanlı olarak gerçekleştiriyor. Operasyona 20 bin İsrail askerinin katıldığı tahmin ediliyor. İsrail hükümeti on binlerce yedek askerin daha silâhaltına alınmasına da karar verdi. 

Gazze'den telefonla bilgi veren Filistinliler ise evlerinin en güvenilir köşesine saklanarak, saldırılardan korunmaya çalıştıklarını belirtiyor. Bombardımanın çok ağır geçtiğini ve her yere bomba düştüğünü belirten Filistinliler, herkesin ellerinde Kur'an dua ettiğini söylüyor. 

Operasyonun başlamasıyla birlikte Gazze Şeridi tamamen karanlığa büründü. Gazzeliler elektriğin yanısıra su ve doğalgaz da alamıyor. Ayrıca elektrik olmamasından dolayı kentteki tüm cep telefonları da kesik bulunuyor.

 http://www.habervaktim.com/haberoku.php?id=50175



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

El Fetih Müslüman değil mi?

  STAR_M.ALTAN
Tanrım, Tanrım, Tanrım... İsrail, bebek, çocuk, kadın demeden, insanlığı utandıran bir biçimde vuruyor. Baksanıza, Gazze’de zar zor ulaşılabilen insanların sesi binbir güçlükle çıkıyor...
Ve ‘nasılsınız’ sorusuna tek bir cevap veriyorlarmış: ‘Hala hayattayız...’
Bu insafsız...
Kanlı vahşetin sanki yedikçe iştahı artmakta...
İnsan yüreği taşıyan herkes çığlık çığlığa ayağa kalmış vaziyette...
Örneğin, Financial Times şunları yazıyor:
‘Ateşkesin bitmesi sonrası İsrail’in Gazze’ye saldırıp ezici güç doktrinini hayata geçirmesi kimseyi şaşırtmadı.

İktidardaki liderler Netanyahu’dan daha şahin görünmeye çalışıyor. Fetih ve Hamas acilen uzlaşıp iki devletli çözüm için çalışmalı.

...Şaşırtıcı olansa, savaşı durdurmak için kimsenin parmağını kıpırdatmıyor gibi görünmesi.
Gazze’den İsrail’in güneyine atılan ev yapımı roketlerin yol açtığı sinir bozucu tahriklere karşılık olarak başlatılan hava saldırılarının orantısız ölçeğiyse hiç şaşırtıcı değil.

1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’yi işgal etmesinden beri tek bir günde en fazla Filistinlinin ölümüne yol açan bu saldırı İsrail’in ezici güç doktrinine uyuyor.

Bu şiddet düzeyi gerek Hamas’ın gerekse İsrail’in varsayılan hedeflerinin (güçlü bir konumdan yeni bir ateşkes sağlamaya çalışmak) ötesine geçiyor ve İsraillilerle Filistinlilerin yakında yapacağı seçimlerin sonucunu etkileyebilecek topyekûn bir kriz yaratacak gibi görünüyor.
Gerçekten de İsrail’in iğne atsan yere düşmeyecek Gazze’ye düzenlediği saldırının vahşiliği, kısmen seçimin iyice yaklaşmasıyla açıklanabilir...’
***
Ama siyasal hesaplarla sesi çıkmayan Müslümanlar da var... Kan banyosuna dönmüş Gazze’ye Refah Sınır Kapısı’nı açmayan Mısır...

İsrail vahşetini kendi hesabına alacak yazan ve Şeria’da keyfine bakan El Fetih...
Guardian Gazetesi başyazısında şunları yazıyor: ‘Eğer Birleşmiş Milletler kara operasyonu sürerken kenarda beklerse, Batı Şeria’daki El Fetih yönetimi, Filistin sokaklarında, giderek artan oranda, sadece işbirlikçilik yapmaya yarayan Vichy rejimi gibi görülecek.’
***
Orta-Doğu’yu... Din, ırk ve mezhep üstünden okuyan acilen yanılmakta... Çünkü Orta-Doğu sadece bu gözlüklerle anlaşılmayacak kadar karmaşık çıkar ilişkilerinin talihsiz bir avı...
***
Orta-Doğu ne mi?
Aharon Klieman, The Brown Journal of World Affairs’de rakamlarla olağanüstü çarpıcı bir Orta-Doğu resmi çizdi... Yaman Törüner, dün Milliyet’teki köşesinde o resmi aktarmıştı:
‘- 40 yıl önce, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin kişi başına milli gelirleri, Asya ülkeleriyle aynı idi. Bugün ise, örneğin, Mısır’ın kişi başına düşen milli geliri, Güney Kore’nin 1/5’i seviyesinde. Yine, 40 yıl önce Malezya ile eşit olan Fas’ın kişi başına düşen milli geliri, halen, Malezya’nın 1/3’ü seviyesinde. 40 yıl önce, Suudi Arabistan’ın kişi başına düşen milli geliri Tayvan’ın 2 katı iken; şimdi, Tayvan, Suudi Arabistan’ın 2 katı kişi başına düşen milli gelire sahip.
- Mısır’ın nüfusunun sadece yüzde 5’ine sahip olan Kosta Rika’nın, Mısır’ın 2 katı fazla sanayi malı ihracatı var.
- Tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin petrol dışı mal ve hizmet ihracatı toplansa, ancak Finlandiya’nın ihracatına eşit oluyor.
- Toplam 340 milyon kişinin yaşadığı, Arap Ligi’ne dáhil 22 ülkenin gayri safi milli hásılaları toplamı İspanya’dan az. İngiltere veya Fransa’nın ise yarısı kadar.’
***
Bu sefalete rağmen Orta-Doğu en çok silahlanan bölge...
Rakamları izlemeye devam edelim:
‘- Dünyada her bin kişiye ortalama 78.3 bilgisayar düşerken, bu sayı, Arap ülkelerinde sadece 18.
- Her beş Araptan biri günde iki dolardan az kazanıyor.
- Şimdiki eğilim sürerse, halen 15 milyon kişinin işsiz olduğu Arap ülkelerinde, gelecek 10 yıl içinde bu sayı 50 milyon kişiye çıkacak.
- Orta-Doğu ülkelerinde her bin kişinin 10.3’ü silah altında bulunurken, bu oran dünyada binde 3.6.
- Ortadoğu ülkelerinin son 10 yıldaki yıllık ortalama askeri harcaması 15 milyar dolar. Bu miktar, Ortadoğu ülkeleri bütçelerinin, ortalama olarak yüzde 21’i anlamına geliyor. Askeri harcamaların bütçeye oranı, gelişmiş ülkelerde ise ortalama yüzde 10 civarında.
- Ortadoğu ülkeleri ithalatlarının yüzde 14.5’ini silah alımı olarak yapıyor. Bu oranın dünya ortalaması ise yüzde 1. Üstelik 1997’den 2006’ya kadar olan dönemde, Ortadoğu ülkelerinin silah alımı reel anlamda yüzde 57 artarak tarihi bir rekor kırdı.’
***
Tanrım, Tanrım, Tanrım...
İsrail, bebek, çocuk, kadın demeden, insanlığı utandıran bir biçimde vuruyor...
Mısır ‘Refah Kapısı’nı açmıyor, El Fetih Şeria’da sakince önüne bakıyor...
‘Yarımdır kırıktır sırça yüreğin
Çığlık çığlığa yarı geceler
Kardeşin duymaz eloğlu duyar’



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

İsrailli müzisyen Gilad Atzmon:

İsrail çalıntı topraklarda uzatmaları oynuyor!

İsrail çalınmış topraklarda oturuyor. Hizbullah ve Hamas'ın roketlerine karşı İsrail, askeri cevap veremiyor. İsrail'in, sivilleri öldürebileceğinden şüphe yok fakat roket atışlarını durdurabilmekten aciz. İsrail, ya tüm İsraillin üzerini örtecek bir beton tavan yapacak ya da koruyamayacak. Her Orta Doğu uzmanı, Hamas'ın Batı Şeria'nın kontrolünü saatler içerisinde ele geçirebileceğini bilir... İsrail, "dönüşü olmayan noktayı" çoktan geçti. Yok olmaya mahkumiyeti, Filistinli siviller üzerine attığı her bombaya nakşediliyor. İsrail'in çıkış stratejisi yok. İsrail liderleri de bunun farkında. İsrail şimdiden her şeyi denedi, tek taraflı çekilme, aç bırakma ve simdi de soykırım. Bir kez daha Yahudiler bilinmez bir kadere doğru yola çıkmak zorunda.



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

İsrail Kendisinin ve Müttefiklerinin Geleceğini Bombalıyor


16.01.2009 19:14

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Halid Şener Kaderin cilvesine bakın ki süper güçleri bir zulmün etrafında birleştiriyor. İşte bundan ötürü burada en önemli iş Amerika`ya düşmektedir. Amerika halkı ve dünya, Amerika`nın çiçeği burnunda yeni hükümetine dolayısıyla Obama`ya bir şans daha vermiştir. Amerika son yıllarda özellikle Irak operasyonundan sonra ciddi kredi kaybetmiştir. Şimdi aynı anlayışla yani adaletten uzak, insanlık dışı faaliyet ve hareketleri destekleyen bir Amerika`yı ne Amerikalılar ne de dünya istiyor. Amerika bir virajda bulunuyor. Eğer insanca bir manevra yaparsa bu başta kendi imajını tazelemeye sonra da insanlık nezdinde kaybettiği mevkiye çıkmasına vesile olabilir. Aksi taktirde Amerika bu virajda uçuruma yuvarlanabilir. Bu sadece Amerika için değil bu bütün batı ülkeleri ve hatta sırtı üstü yan gelip yatan Arap ülkeleri için de geçerli bir durumdur.

İsrail Kendisinin ve Müttefiklerinin Geleceğini Bombalıyor

      İsrail günlerdir dünyanın gözü önünde Filistini bombalıyor, yakıyor, yıkıyor. Dünya devletleri olup biten ve devam eden bu insanlık dışı işgali her zaman olduğu gibi sadece seyrediyor. Aslında bu katliamları ilk defa yaşamıyoruz. Bu ve benzeri ve hatta daha kötü katliamları da gördük.  Sahipsiz desteksiz, kimsesiz, silahsız aç-susuz ve savunmasız bir dünya hep zalimlerin zülmüyle inliyor. Aslanların meydanı boş bıraktığı yerde sırtlanlar, fareler cirit atıyor. İnsanlığın son adası, Osmanlının çekildiği coğrafyalardan insanlık, adalet, huzur, hoşgörü de çekildi gitti. Adalet, huzur, emniyet, sevgi, insanlık, hoşgörü çoktan rafa kaldırıldı. Yerine savaş, zulüm, kin, nefret ve insanlıktan nasibi olmayan neler varsa işte onların zakkum gibi tohumları ekildi. Ve şimdi bu cehennem ağacının altında rüzgar ekmeye devam edenler yarın fırtına biçerken kendilerini de savurup bir felekete atacak bir hortum oluşturuyorlar. 

İsrail kendisinin ve müttefiklerinin  sonunu netice verecek bir faaliyet ve hareketin içindedir. İsrail bölgede durdurulamaz bir güç olduğu zehabıyla ve keyifle Gazze`yi bombalıyor, dolayısıyla masum insanları öldürüp katlediyor. Hakimiyet körlüğüyle Orta Doğu`da körebe oynuyor ve sobelemeye adam arıyor. Ancak er yada geç  bir gün kör gözlerinin başına büyük gaile açacağında hiç şüphe yoktur. Bu bela ve gaile sadece İsrail`in başını yemeyecek İsrail`i destekleyen hangi ülkeler varsa o ülkeler evvela kendi halklarının nefretleriyle boğulacaklardır. Kaderin cilvesine bakın ki süper güçleri bir zulmün etrafında birleştiriyor. İşte bundan ötürü burada en önemli iş Amerika`ya düşmektedir. Amerika halkı ve  dünya, Amerika`nın çiçeği burnunda yeni hükümetine dolayısıyla Obama`ya bir şans daha vermiştir. Amerika son yıllarda özellikle Irak operasyonundan sonra ciddi kredi kaybetmiştir. Şimdi aynı anlayışla yani adaletten uzak, insanlık dışı faaliyet ve hareketleri destekleyen bir Amerika`yı ne Amerikalılar ne de dünya istiyor. Amerika bir virajda bulunuyor. Eğer insanca bir manevra yaparsa bu başta kendi imajını tazelemeye sonra da insanlık nezdinde kaybettiği mevkiye çıkmasına vesile olabilir. Aksi taktirde Amerika bu virajda uçuruma yuvarlanabilir. Bu sadece Amerika için değil bu bütün batı ülkeleri ve hatta sırtı üstü yan gelip yatan Arap ülkeleri için de geçerli bir durumdur.   

Dünya artık bu hadiselere çok farklı bakıyor. Dünya eskisi gibi dönmüyor. Dünyanın bu zulümleri örtmeye mecali kalmadı. Artık toprak, hava, su, sema, güneş ve yıldız hepsi yorulmuş bir vaziyette zalime lanet eder gibi ortak bir dille hareket ediyorlar. Bunlarda el ele vermiş zalime bir sille vurup yerin dibine batırmak için. İsrail kendi alanını daraltıyor. Yıllar önce kendi topraklarını genişletip, Filistin`in topraklarını daraltan, Filistinlilere üzerinde yaşadıkları toprakları dar eden İsrail, yeryüzünde fitnenin, fesatın bozgunculuğun çekirdeği olmuştur. Ama artık bütün dünya olup biten hadiselere vicdan dürbünüyle bakıyor, insaf eleğinden eliyor ve akıl süzgecinden geçiriyor ve insanca bir hükme varıyor. Bundan ötürüdür ki bütün dünya İsrail`e nefretle bakıyor, kinle haykırıyor bu gün olmasada yarın muhakkak bir hesap sormanın heyecanıyla bileniyor. Hiçbir şey olmasa da sadece bu bile İsrail`e yeter. Ama bitmeyecek. Vicdanlarda yer bulamayanalar yeryüzünde yer bulamazlar. İsrail yeryüzünde vicdanlarda boğulacaktır.

Olup biten bütün hadiselerin bütün dünyaya ve insanlığa verdiği bir ve belki bin mesaj vardır. Ancak, kaderin bu senaryoda cilvesi çok enteresan olacağa benziyor. Dünya bir araya gelse İsrail`i bu denli kötüleyemezdi, İsrail bu kadar nefreti ve kini başka türlü kazanamazdı. İsrail ve onu destekleyenler insanlık selinin önünde kuru bir odun gibi savrulup gidecek. İsrail ve dostları birer paçavra gibi kenara atılacak. İsrail`in sadece Filistin`de değil, sadece Orta Doğu`da değil, bütün dünyanın başına ördüğü çorap gün gelecek kendi başını yiyecek.   

             Meselenin bir diğer yönü şudur. Müslümanlar bu zulüme karşı ferdan ferda kendilerini muhasebe etmelidir. Orada masum çocukların başında patlayan bombalar müslümanlara bir şeyler anlatmalıdır. Bu hadiselerin dili vardır. Bu katliamın Yeryüzünde, semada yazdığı çok anlamlı desrleri vardır. İşte bu hadiseleri çok iyi okumak ve bu dersleri çok iyi kavramak  gerekir. Filistinlinin evine düşen bomba bizim ta kalbimize düşmeli, düşmesi yetmez sineler kavrulmalı, gaflette olanlar uyanmalı, gözler yaşarmalı, ciğer kebap olmalı ve sonrasında da asırlardır uyuyan islam dünyasının dirilişine zemin hazırlamalı. Toprağın bağrına düşen o minnacık yavrular sinelerimize birer taze tohum gibi düşmeli.

                

Yıllar önce bir vesile ile yazmıştım. Bir daha yazıyorum. İsrail sadece Filistin`i değil, sadece Orta Doğu`yu değil bütün dünyayı nasıl felakete sürüklüyor bakın. İşte bunun için insanlığın nefreti her geçen gün artacak bu zalimlere. Bu plan asırları aşan bir plandır. Bu plan Hz. Zekeriya`yı testereyle ikiye bölen planın parçasıdır. Bu plan dünyayı totemleştirip, parayı tanrılaştırıp bir dünya hakimiyeti planıdır.

Dünyayı Felakete Sürükleyen 21 Madde

Sultan Abdulhamit; ben teşkilat-ı Mahsusa’da çalışırken dünyaya hakim olmak isteyen milletlerarası Siyonist Teşkilatının elimize geçen 21 maddelik düsturları vardır ki, ne kadar manidardır. Bunlar şöyledir.

1- Genç nesilleri ahlaka mugayir telkinlerle ifsad etmeli.

2- Aile hayatını yıkmalı.

3- İnsanlara aşağı sınıflarla tahakküm etmeli.

4- Mukaddesata hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilane vakalar uydurmalı.

5- Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icad etmeli, çılgınca sarfiyatı teşvik etmeli.

6- Kalabalıkların vakitleri, eğlenceleri, oyunlarla geçirtilmeli, herkes düşünmekten alıkonmalıdır.

7- Müfrit nazariyelerle fikirler zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar yaratmalı, sınıflar arasına kin ve itimatsızlıklar sokmalı.

8- Sanatı zayıflatarak edebiyatı müstehcen ve şehevi bir hale sokmalı.

9- Aristokratlara müthiş vergiler koyarak onları bunaltmalı, aralarına kin ve itimatsızlıklar sokmalı.

10- Mal sahipleriyle işçilerin arasını bozmalı, grevler, sabotajlar tertip etmeli.

11- Yüksek tabakanın manevi kuvvetini her çareye baş vurarak kırmalı.

12- Sanayiin ziraatı ezmesine imkan vermeli, böylece köylü sınıfını ortadan kaldırmalı.

13- Saçma nazariyeleri ortaya atarak halkı, gayr-ı kabil-i tatbik fikirlerle dolambaçlı yollara sevk etmeli.

14- Hayat pahalılığını körüklemeli, ücretleri arttırmalı.

15- Beynelminel meseleler ihdas ederek milletler arasına kin ve nefret tohumları saçmalı.

16- Milletlerin mukadderatını tahsil ve terbiyeden mahrum kimselerin ellerine tevdi ettirmeli.

17- Bütün hükümet şekillerini değiştirmeli, bir çok sırları ifşa etmeli.

18- Meşru hükümet tarzlarında mutlak bir istibdata gitmeli.

19- Siyasi, iktisadi buhranlar yaratmalı, servetleri mahvetmeli.

20- Mali istikrarı bozmalı, iktisadi krizleri çoğaltmalı, spekülasyonlara yol açmalı, altını, parayı mahdut ellerde toplamalı, insaniyeti elem, ıstırap ve yoksulluk içine atmalı.

21- Hükümetlerin ölümlerini hazırlamalı, büyük servetleri felce uğratmalı.

Teşkilat-ı Mahsusa’nın incelemeleri neticesinde vardığımız hakikat şudur ki, 1892’den beri dünyamız, bu zihniyetteki Yahudilerle mücadele halindedir. Bunlar, bir (Cihan İhtilali) hazırlamaktadır.

        Bütün bu maddelere baktığınız zaman bu maddelerin satır aralarından bir savaşın krokisini, zulmün yol haritasını, kanın gözyaşının aktığını görebilirsiniz. Dünyada bu maddelerin bulaşmadığı tek bir fert gösterebilirmisiniz? Bu maddelerle dağılan yuvaların haddi hesabı varmıdır? Bu maddelerle yakılan yıkılan ülkelerin haddi hesabı varmıdır? Bu maddelerle annesiz ve babasız kalan yetim ve öksüzlerin, açlıktan ölenlerin, soğuktan donanların haddi hesabı varmıdır?

Şimdi kısaca özetleyelim bu maddeleri, güzelim dünyamızda ve bütün ülkelerde, genç nesiller ifsad edildi mi?, aile hayatı temelinde dinamitlenip yıkıldı mı?, çılgınca sarfiyata teşvik, insanlar düşünceden mahrum edildi mi?, insanlar arasına kin, nefret, düşmanlık tohumları saçıldı mı?, manevi değerler ve mukaddesat ayaklar altına alındı mı?, ahlaksızlık bütün dünyayı toptan sardı mı?, gençliğin eğitim ve terbiyesi, terbiyeden yoksun insanların eline verildi mi?, gençlik, diline, dinine, kültürüne, milletine, vatanına ve topyekün insani değerlere ürpertici bir şekilde yabancılaştırıldı mı?, siyasi ve iktisadi buhranlar anaforundan insanlık geçirildi mi?, sabotajlar, grevler, su-i kastler, darbeler, ekonomik krizler organize edildi mi?, hükümet indirilip, hükümetler bindirildi mi?, Dünyanın her yerinde savaşlar yapıldı mı Afganistan, Irak, Filistin işgal edildi mi?, Bosna, Arnavutluk yakılıp yıkıldı mı?, Orta Doğu`da kan gövdeyi götürdü mü?, Afrika açlığa, yokluğa, her türlü illete, türlü türlü zillete mahkum edildi mi? daha hangisini söyleyeyim bilmem ki, bende şaşırdım bu canavarlığa, vahşete ve dehşete, Felluce mi desem, Filistin, Karabağ mı, yoksa açlıktan ölen Afrika mı?, bütün bu soruların bir tanesine bile hayır diyebilecek varmı?

Bu maddeleri yıllar önce okuduğumda hiç şaşırmamıştım. Çünkü dünya ile adeta bir çocuğun elindeki topaçla oynadığı gibi oynanmaktadır. Topacın ipi kimin elindeyse onu istediği gibi oynatıyor. Diğerlerine de uzaktan izlemek kalıyor... Zaman, düz olarak akıp gitmiyor, zaman dairevi olarak dönüyor, birilerine bir gün gece olurken, bir başkalarına ise gündüz tebessüm ediyor.  

İstiklal şairimiz Mehmet Akif bakın yıllar önce kaleme aldığı bir şiirle nasıl bugünleri de anlatıyor.

"Gitme ey yolcu! beraber oturup ağlaşalım;
Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:
Ne yapıp da ümitsizliğimi yok edeyim bilmem ki?
Öyle korkunç çevremde dönen matem ki!..
Ah! Karşımda vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez insan?
Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!
Bu ne sonsuz ayrılık, bu ne apaçık bir acı...
Ezilir göğün ruhu, parçalanır yerin kalbi!
Azıcık kurcala toprakları, bak ne çıkar:
Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar
Bereden kimliğinin rengi kaybolmuş yüzler!
Kim bilir hangi rezillikle oyulmuş gözler!
"Medeniyet" denilen vahşete lanet eder,
Tek parça haline gelmiş sırıtan dişler!
Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerce beden!
Nice başlar, nice kollar ki ayrı bedeninden
Alınıp parçalanan çocuklar, beşiğinden;
Sonra bunca hayat, namusu yüzünden kurban edilen!
Bembeyaz saçları katranlara katmış dedeler!
Göğsü baltayla kesilmiş memesiz anneler!
Teki binlerce kesik gövdeye ait kümeler:
Saç, kulak, el , çene, parmak... Bütün insan yığınları!
Bakalım yavrusu uğrar mı deyip karnından
Canavarlar gibi şişlerle kazarmış nice can!
İşte bunlar o felakete uğramışlardır ki, düşün
Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün!
Müslümanlıkları zavallıların öyle büyük
Bir cinayet ki: cezalar ona nisbetle küçük!"

Ve bir başka yerde…


Ey dipdiri meyyit, ’İki el bir baş içindir.’
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!

 

http://www.haberx.com/Yazarlar/Halid-Sener/Ocak-2009/Israil- Kendisinin-ve-Muttefiklerinin-Gelecegini-Bombaliyor.aspx



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Hakan Albayrak
halbayrak@yahoo.com
21 Mart 2009 Cumartesi
Al sana “siyah devrim”!

Birleşmiş Milletler'in 2001 yılında Güney Afrika'nın Durban şehrinde düzenlediği Irkçılığa Karşı Dünya Konferansı'nda transatlantik köle ticareti için Afrika ülkelerinden özür dilenmesi ve ırkçı Siyonist rejimin kınanması gündeme gelmişti.

Irkçılığa karşı angaje olmayı kendine yakıştıramadığı için Durban'a 'düşük profilli' bir heyet gönderen Amerika Birleşik Devletleri, kölecilerden hesap sorulmasını ve İsrail'in yerden yere vurulmasını engelleyemeyince konferanstan çekilme kararı almıştı.

O günlerde Beyaz Saray'da Siyonizm'e meftun Teksaslı ırkçı beyaz bir Evangelist oturduğu için kimse ABD'nin bu tavrını yadırgamamıştı.

* * *

Önümüzdeki 20-25 Nisan tarihleri arasında Cenevre'de Irkçılığa Karşı Dünya Konferansı'nın ikincisi toplanacak.

Bu defa Beyaz Saray'da Afrika kökenli bir zat oturuyor.

Irkçı ön yargılarla boğuşa boğuşa başkan olmuş bir zat.

İnsan haklarına meftun olduğu intibaını uyandırmaya çalışan, ülkesinin olumsuz imajını düzeltmeyi vadeden bir başkan.

ABD'nin böyle bir başkan döneminde Irkçılığa Karşı Dünya Konferansı'na 'yüksek profilli' bir heyetle katılması ve şartlar ne olursa olsun konferanstan çekilmeyerek 'daha olgun bir Amerika' imajı çizmesi umulurdu, değil mi?

Sürpriz: Barack Obama yönetimi, İsrail aleyhinde bildiri yayınlanmayacağına dair güvence alamadığı gerekçesiyle, konferansı külliyen boykot ediyor!

ABD'nin köle ticareti konusunda sigaya çekileceği endişesi de bu kararın alınmasında etkili olmuştur muhakkak.

* * *

İşte böyle.

Bush kadar bile olamadı Obama.

'Şu konferansa düşük profilli bir heyet gönderip bir bakalım hele, ne var ne yok' demeye bile yanaşmadı.

Libya lideri Muammer Kaddafi'nin kulakları çınlasın…

Ne demişti Obama için?

“Aşağılık kompleksine girip beyazlardan daha kötü davranmasından endişe ediyoruz.”

Irkçılığa Karşı Dünya Konferansı'nı boykot eden Afrika kökenli başkan…

Nasıl “siyah devrim” ama?



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

İbrahim Karagül YeniŞafak BOP suikastlerinin şifreleri çözülüyor!

On yıldır bu bölgede ortaya çıkan suikastleri özel bir dikkatle izliyorum. Bence; Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gibi siyasi tezleri, terörle mücadeleyi, enerji projelerini, işgalleri, ayrıştırma projelerini tartıştığımız gibi, çevremizde ortaya çıkan siyasi suikastleri de en az onlar kadar önemsemek zorundayız. Çünkü bu suikastler, aydınlandığı oranda her şeyi ortaya çıkarıyor, karmaşık ilişkileri gözler önüne seriyor, Afro-Asya kuşağındaki bilinmezleri öğrenmemizi sağlıyor. Bu yüzden, son yıllarda Lübnan'dan Pakistan'a uzanan bölgede işlenen siyasi cinayetleri "BOP Suikastleri" olarak tanımladım. Her bir cinayetin arkasında bir şeyler aradım, bazen buldum bazen izlediğim yol bir yerlerde karanlığa büründü. Suikastleri ve para ilişkilerini siyasi gelişmelerden hatta çatışmalardan daha çok önemsedim. Çünkü gerçeğe ulaşmak için en kestirme yol buralardan geçiyordu. Konuya gelelim:

The New Yorker dergisinin ünlü ismi Saymour Hersh, "Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto'nun ve Lübnan eski Bşabakanı Refik Hariri'nin dönemin ABD Başkan Yardımcısı, Dick Cheney'in emriyle öldürüldüğünü" söylüyor. Hersh, "Lübnan Başbakanı Refik Hariri gibi Butto'nun öldürülmesi emrini de Cheney verdi. Suikast CIA içinde kurulan 'Özel Operasyon birimi' tarafından gerçekleştirildi. Bu birimin amacı ABD karşıtlarının elimine edilmesi" diyor. Hersh, iddiaları ciddi tartışmalara neden olan bir gazeteci. İsrail'in Kuzey Irak'taki faaliyetlerini de yazmıştı ve bu Türkiye ile İsrail arasında krize neden oldu. Daha sonra bu iddialar herkes tarafından bilinen gerçekler haline geldi. Abartmayayım ama, o dönemlerde bu bölgedeki gelişmelere ilişkin çok daha detay bilgileri aktardık burada. Hem de çok daha erken tarihlerde. Bugünkü olayda olduğu gibi.

Tartışmalara neden olan iddia ile ilgili biraz daha detay verelim. Bush yönetimi ile suikastler arasında bağlantı kuranlar şunları da söylüyor: 14 Şubat 2005'te Beyrut'ta uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri ve Lübnanlı Hristiyan lider Elie Hobeika suikastlarına bizzat yetki veren isimler Bush'un danışmanlarından Karl Rove ve Eliot Abrams'tı. Hariri, ABD'nin Lübnan'ın kuzeyinde kurmak istediği üsse karşıydı, Ariel Şaron da Hizbullah'ı bitirmek istiyordu. Suikastler Bush yönetimine bağlı bir birlik tarafından yapılıyordu. Bu birliktekiler Irak ve Afganistan'da da benzer suikastler yapıyordu. Özellikle Irak'ta mezhep çatışmasını başlatan suikastler!

Cheney'nin suikast timi İsrail ile birlikte çalışıyordu. Kudüs'te de benzer bir tim vardı. ABD ile İsrail'in yürüttüğü gizli operasyonlarda koordinasyonu Bush'un Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Eliot Abrams sağlıyordu. Abrams'ın bir işaretiyle İsrailliler harekete geçiyordu. 2002'de Lübnanlı Hristiyan lider Elie Hobeika'yı öldüren suikast timi Hariri'yi de öldürdü. Hobeika, Lahey'e gidecek ve dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Sabra ve Şatilla katliamlarından sorumlu olduğunu, insanlığa karşı suç işlediğini söyleyerek ifade verecekti.

Hariri suikastiyle ilgili çok sayıda yazı yazdım. En son Butto'nun öldürülmesinden sonra Yeni Şafak gazetesinde "Büyük Ortadoğu Suikastleri" başlığı altında bir dizi hazırlayarak, bir çok suikastle ilgili detay bilgiler aktardım. Hariri'yi "Suriye'nin öldürttüğü" tezi kabul gördü. Türkiye'de en meşhur Ortadoğu uzmanları "hayır, öyle değil" diyenlerle alay ediyordu. Biz, İsrail üzerinde duruyorduk. İsrail varsa ABD de vardı. Senaryo hazırdı; Suriye Lübnan'dan çıkarıldı. Neredeyse işgal edilecekti. Şeyh Yasin öldürüldü, Filistin mahvoldu. Bazı bölge liderlerinin haberdar olduğu bir suikastti bu. Butto öldürüldü, Pakistan iç savaşın içinde şimdi.

15 Mart 2005'te, yani bir ay sonra, "Hariri, ABD üssüne karşı çıktı için mi öldürüldü" başlığı ile bütün iddiaları aktardım. Mesele sadece Lübnan'da kurulacak olan ve ihalesi bile yapılan ABD üssüyle sınırlı değildi. Ortadoğu'da dönen yüz milyarlarca dolarlık kayıt dışı para trafiğiyle de bağlantılıydı. Irak'ın zenginliklerinin paylaşılmasıyla da.

Aynı dönemde, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Suriye ziyaretine açıkça tavır alan ABD Ankara Büyükelçisi Eric S. Edelman'ın, adeta bu ülkeyi tehdit etmesinin de bu olaylarla bağlantısı vardı. Edelman'ın da söz konusu suikastler bir şekilde bağlantılı olması hiç de yadırganacak bir durum değil. Patronu Cheney'di. Türkiye'de hiç sevilmeyen bu adam daha sonra apar topar gitmek zorunda kaldı. Ne yalan söyleyeyim; sevilmemesinde de, gitmesinde de payım olduğu için sevinçliyim. Biyografisinde kendisiyle ilgili yazımın yer almasından da gurur duyuyorum. O zamanlar Hürriyet gazetesinde ardı ardına aleyhimize haberler yayınlatan, bir muhafazakar gazeteye verdiği söyleşiyle bizi vuran, görüştüğü gazetecilerle üzerimizde baskı oluşturan bu adam, bölgemizdeki karanlık senaryoların kilit ismiydi. Ama bu, Türkiye'de bazılarının onu alkışlamasına engel olmuyordu.

Cheney'nin suikast timinin başındaki isim, General Stanley McCHrystal, şuan Afganistan'daki ABD birliklerinin başında! Bir zamanlar, tanıdığımız, adını bildiğimiz bir çok isme suikast düzenleyen "Ortak Özel Operasyonlar Birliği'ni yönetiyordu. Bu birlik şuan Pakistan'da!

Bir idam var! Sadece ben inanıyorum şimdilik. Suikastlerin ilki 11 Eylül saldırılarından bir kaç gün önce öldürülen Ahmet Şah Mesud'a yapıldı. Ben bunu "11 Eylül'ü haber veren suikast" olarak tanımladım. El kaide yaptı dendi. Aynı merkezler tarafından planlanmıştı. Bir gün ortaya çıkacaktır…

ABD'deki bu terör çetesi başarsaydı, BOP suikastleri bugün devam ediyor olacaktı. Türkiye'de bazı insanlar için bugün matem tutuyor olacaktık. Bu yazıya, BOP suikastlerine Türkiye'den de isimler katmak zorunda kalacaktık. Şükür başaramadılar!

İbrahim Karagül - Yeni Şafak
ibrahimkaragul@gmail.com

Toplam 6070 kez okundu.



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Değerli Hasanoktem,

Geçenlerde sizin fakında olmayarak bir konu başlığını, kafa karıştırıcı bir çeviri ile kaptmış olmanızdan dolayı, bu aksiyona karşı göstermiş olduğum tepki sebebi ile bana kırgın belki de küskün olduğunuzu tahmin etmek pek zor değil. Zira, Kuran'da namaz/salat başlıklı konuda yazmış olduğunuz son not da bunun bir göstergesi :)

Ancak ben size kırgın değilim. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Zira Allah kalpleri en iyi bilendir.

Bu konu başlığını yeni farkettim. Alıntı da olsa, bir admin olarak bu siteye bu konuları taşımakta göstermiş olduğunuz cesaretten dolayı sizi yürekten kucaklarım.

Ancak alıntılardaki bazı noktalara katılmadığımı belirtmek isterim.

Zira israil'de yerleşik bulunan yahudiler elit kesim değil. Oradakilerin bir çoğu devşirme yada sadece babadan olma. Çünkü Kuran'dan da biliyoruz ki kalplerinde yahudi mantığını taşıyanlar aslında KORKAK. Ana propagandaları ise, kendilerini bu dünyada çok güçlü göstermek. Bilinçaltımıza bu  düşünceyi kazımak.

Zira, fitneyi körükleyenler içimizde yaşıyor, hem de en güzel şartlarda, dünyada en güzel köşeleri parsellemişler. Kimisi TC vatandaşı, sorsan senden benden daha Türkiyeli, senden benden daha müslüman.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, tanıdığım ve kimliklerini gizlemeyen gerçekten dürüst yahudiler var ve gerçekten bir çok sözde müslümana göre daha dürüst ve ilkeli ve insan.

Bizim savaş açtığımız Allah'ın izni ile aksiyonlardır. israilde askerlik yapanlar körpe gençler ve ben sanmıyorum ki, onlarda vaadedilmiş topraklara kavuşmak gibi bir amaç olsun. Onlarda, bizler gibi kullanılıyorlar. Çünkü bu KORKAKların en temel silahları FİTNE. insanları birbirine düşürmek. Bir yerde zenci-beyaz, başka yerde kominist-kapitalist, hep cepheler oluşturmak.

Bu cephelerden bir adetin daha burada oluşmasını istemiyorum. O yüzden kanaatimce, adına hanif diyenlerin, bu ad altında Allah kelamını dosdoğru yaşayabilmek için fikir beyan edenlerin, öncelikle Allah'ın emirlerini inkar etmemeleri gerekiyor.

Selametle,

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Değerli Hayrullah Kardeşim,

yorum ve katkılarınız için teşekkür ederim.

Muhabbetle

 

Dünyanın lanetlediği kadının şok itirafı

hurriyet.com.tr 13 Haziran 2009
Dünyanın lanetlediği kadının şok itirafı
Dünyanın kanını donduran o fotoğrafların ortaya çıkmasından 6 yıl sonra, o fotoğraflarda bütün utanmazlığı ve aşağlığını sergileyen kadın yeniden ortaya çıktı ve şok bir itirafta bulundu. "Neden pişman olacakmışım?" dedi ve Ebu Garib'te çekilmiş 800 "hatıra fotoğrafının" daha olduğunu itiraf etti.

LANETLENEN KADIN

EBU GALİB'DEN SANSÜRLENMİŞ İŞKENCE FOTOĞRAFLARI    

GUANTANAMO CEHENNEMİ

Adı Lynndie England. Bu fotoğraf çekildiğinde henüz 21 yaşındaydı. Yani genç bir kızdı. Buna rağmen yaptıklarıyla dünyanın kanını dondurdu.

Dünyanın lanetlediği kadın Lynndie England şimdi yine ortaya çıktı. Bu kez, hayat hikayesini anlatan otobiyografik kitabıyla.

"NEDEN PİŞMAN OLACAKMIŞIM?"

İngiliz Daily Mail gazetesi, David Jones imzalı haberde, England'ın 6 yıl sonra, tek bir pişmanlık sözcüğü söylemediğini vurgulayarak, Bağdat'taki Ebu Garib cezaevinde Iraklıla'a yaptıkları konusunda duyguları sorulunca "Neden pişman olacakmışım? Onlar düşmanlarımızdı" sözleriyle, en az o fotoğraflarla şoke ettiği kadar yeniden şoke etti ve bir kadının bu denli sadist duygulara sahip olması bir kez daha şaşırttı. O fotoğrafları "hatıra" olsun diye çektiklerini de söyleyen England "Elimde 800 tane daha var" dedi.

PARA KAZANMAK İÇİN ORDUYA YAZILMIŞTI

ABD'nin Batı Virginia eyaletinin küçük bir kasabası olan Keyser'de yaşayan Lynndie England, daha iyi bir maaş kazamnak için orduya yazıldıktan sonra, Ekim 2003'te Irak'a gönderilmiş ve Ebu Garib cezaevinde göreve başlamıştı. Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci, Seymour Hersh, Ebu Garib'de yaşanan rezilliği ortaya çıkarmış ve Amerikan askerlerinin ne denli sapkın olabileceklerini ortaya koyan işkence fotoğraflarını yayımlamıştı.

O fotoğraflar, dönemin başkanı Bush'un "demokrasi ve özgürlük götürüyoruz" söylemlerini de en ağır biçimde yalanlamış, Amerika ve Amerikan askerlerine karşı nefreti körüklemişti.

EVLİYDİ AMA...

Lynndie England, fotoğrafların 2003 yılının Ekim sonu- Kasım başı döneminde çekildiğini, evli olduğu halde Irak'ta tanışıp ilişkiye girdiği Onbaşı Charles Garner'la Ebu Garib'te Iraklı tutuklulara işkence yaptıklarını, sonra da seviştiklerini hiç çekinmeden anlattı.

IRAK'TAN HAMİLE DÖNMÜŞTÜ

Rezaletin ortaya çıkması üzerine England, Irak'taki görevinden alındı. O sırada hamileydi ve ABD'de mahkeme önüne çıktığında karnı burnundaydı. Ancak çocuğunun babasını bir türlü açıklamamıştı.

3 yıl hapis cezası alan England, bugün küçük Keyser kasabasında "yerel bir şöhret" olarak yalnız yaşıyor ve kitabından medet umuyor. Maddi sorunlarını bu şekilde çözmeyi umuyor.



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

<< Önceki Sayfa 23 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats