Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bir de şunu sormak istiyorum

Evlenme arzusu kalmamış, oturan (ihtiyar) kadınların, kasden süs göstermeğe çalışmadan, dış örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günâh yoktur. Ama sakınmaları, kendileri için daha hayırlıdır. Allâh işitendir, bilendir.24/60

ihtiyar kadınların ziynetlerini gizleyen elbiselerinden muaf tutan Rabbimiz acaba başörtülerinden neden bahsetmemiştir?

yoksa saçları vucudun ziynetlerinden çok daha değerli gören o insanların bunu çıkarmayı akıllarının ucundan dahi geçirmeyeceklerini bildiğinden mi gerek duymamıştır?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ihtiyar kadınların ziynetlerini gizleyen elbiselerinden muaf tutan Rabbimiz acaba başörtülerinden neden bahsetmemiştir? (kartveli)

Merhaba kartveli kardeşim.

Siz de sorununuzun içinde elbiseler demek suretiyle belirtiyorsunuz ki ilahî izin genel anlamda elbiseler hakkında. Yüce Allah "elbiseler ini atmaları günah değildir" buyuruyor -fe leyse aleyhinne cünahun en yada'ne siyab ehun.

Başörtüsü o yaşlı kadınların giysilerinden biri olduğuna göre onu da çıkarıp atılabilirler. Yoksa hırka, blüz, atlet... gibi elbiselerini atılabildikleri halde başörtülerini giymek zorunda kalmaları saçma bir iş olur. Allah saçma iş yapmaz.

Sizin verdiğiniz mealde "dış örtüleri"ni bırakmalarında kendileri için bir günâh yoktur deniyor ama Yüce Allah'ın kullandığı kelime genel anlamda elbiseler demek olan "siyab"dır; DIŞ ÖRTÜLERİ değil.  

O halde mealdeki dış örtüleri ifadesi bir çarpıtmadır. Bunu yapmaya kimse cüret etmemeli. Allah'ın dediğini Allah'a bırakmalıyız.

KAVAİD evde oturan yaşlı kadınlar demek. İzin, onların evin içinde giydiklerini çıkarıp atmalarıyla ilgili. Çünkü onların sorunu evin içinde giydikleri şeyler. Dışarı çıkmıyorlar ki sorunları dış örtüleri olsun.  

Zaten evin dışına çıkabilecek kadar genç ve güçlü olsalardı cilbab giymeleri farz olurdu. Yüce Allah cilbabı "inananların kadınları (nisâi'l-muminîn) kendilerini tanıtmak için giysinler" buyuruyor -en yu'rafne (33:59).

Evin içinde herkes herkesi zaten tanır. Orda KAVAİD de kendilerini tanıtmaya muhtaç değil. Niçin "dış örtüler"e bürünsünler; sonra da onları atmaları gereksin?

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sevgili hasan bey ben bunu gelenekselcilere sormuştum aslında zira onlar bu çevirilere inanmakla beraber yine de saçörtüsü diye bir farzdan bahsediyorlar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhabalar,

Bu konudaki yorumların tamamını okuyamamakla beraber büyük bir kısmını okudum ve biraz çelişkiye düştüm. Bu konuda gerçekten bu konuda uzman arkadaşlardan yardım bekliyorum. Şöyleki, kuranda başını örtün diye bir emir olmadığında hemfikiriz, ancak ben başı açık bir bayanım ve namaz kılarken evde, ofiste ya da camide başımı örtüyorum. Ben şimdi bir çelişki içindeyim gibi duruyorum ve bu beni rahatsız ediyor. Bana yardımcı olursanız sevinirim. Birde kadınların cuma namazı konusundaki fikirlerinizi merak ediyorum. Şöyle ki; ben cuma suresi 9. ayeti okuduktan ve ordaki hitabı kavradıktan sonra cuma namazının da kadınlara farz olduğuna ikna olmuş ve o günden beri cuma namazını eda etmeye gayret eden bir müslüman hanımım.

Hepiniz Allaha emanet olunuz...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba efendim. Hoş geldiniz.

İnanan kadınlar özgür. Çünkü Allah "Başörtülü olsunlar!" demediği gibi "Başaçık olsunlar!" da demiyor. O halde ister başaçık olurlar ister başörtülü. İster yalnızca namazda başörtülü olurlar ister her zaman. İster yalnızca namazda başaçık olurlar ister her zaman.

Kendi adıma söyliyeyim, benim itirazım "Başörtüsü Allah'ın emri!" denmesine. İtiraz ediyorum çünkü Allah'a iftira bu. Bir insanın söylemediğini söyledi demek nasıl o insana iftira ise Allah'ın söylemediğini söyledi demek te Allah'a iftiradır. Allah'a iftira edenler iflah olmazlar -inne 'llezîne yefterûne alâ 'llahi'l kezibe lâ yuflihûn (16:116) 

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın arkadaşım cuma namazını bir erkek olarak ben de kılmıyorum çünkü o müslümanların yaptığı bir toplantıdır ve ben beni çağıran müslümanlar (teslim olmuşlar) topluluğu falan da görüyor değilim:((

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

merhaba kartveli,

Demekki cuma namazını toplumu teslim olmuş müslüman topluluğu olmadığını düşündüğün için kılmıyorsun, sence bu kadar kılan insanın içinde yokmudur? Ben bir kadın olarak, Allah tarafından yapılan bu çağrının beni de kapsadığını düşünerek  cuma namazlarını kılıyorum ve her namazda Allah kafası karışık birilerini karşıma çıkarıyor, fikir alışverişi yapıyoruz, bildiklerime yönlendiriyorum bu kafası karışıkları, sırf Allah benden razı olsun diye. Bunun için bile bu çağrıya icabet etmek gerekmezmi. Kaldı ki daha başka hikmetlerini olduğunu bildiğin, bildiğimiz halde?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

dostum ben dediğini yapıp cumaya gitsem bir defa milletin anlamadığı bir dilden seslenen imamdan başlarım olaya bu da bana yeter tabi artık linç mi desem diri diri yakılmak mı desem:))

ben değil mezhepleri cemaatleri bıraktığımdan beridir kılmıyorum yani neredeyse 20 yıldır

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Cuma namazına gitmemenin sebebi ne anlaşılmaya dil ne de başka bir şey. Sorun orada toplananlar ve cemaate namaz kıldıran şahıslardadır. Gidin cuma namazına Allahtan çok peygambere, sahabelere, 4 halifeye, cennetle müjdelenen on sahabeye (nasıl oluyorsa cennetle müjdelenen hem de bu dünyadayken, adam daha ölmemiş. Nitekim sonraki savaşlarda bu müjdeli vatandaşlar birbirlerini öldürmüşler. Eee ikisi de şehit falan yani) sesleniliyor, onlardan yardım isteniyor. Bu durumda sadece Allahtan yardım istenebileceğine inanan bir insanın öyle bir ortamda bu insanlarla birlikte olup imamın arkasında namaz kılması çok abes olur. Her sözünde Allahtan değil de peygamberden medet uman, şefaat bekleyen bir imamın arkasında nasıl namaz kılınabilir?

Yorum sizin bergüzar kardeş.

Selam.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

merhaba rehber02,

insanların yaptıkları yanlışlardan dolayı Allahın çağrısına icabet etmemek nasıl bir mantık anlayamadım ama anladığım kadarıyla cevaplamaya çalışayım.

İmam başkalarından şefaat beklerken siz Allahtan bekleyebilirsiniz, oradaki yanlışları hemen safta yanınızda duran kişiyle istişare edebilirsiniz, Allah her zaman der, bir kötülüğü yine bir iyilikle savuşturun. Bunu  yapmak yerine, cuma namazına gitmek istemeyişinizi başkalarının yanlışlarına yüklemek büyük haksızlık gibime geliyor Allah adına. Yahut da o insanlara yaptıklarının yanlış olduğunu gerekirse yüksek sesle haykırın, eminim size katılan bir sürü insan bulunacaktır. Ama biliyorsunuz bizde mezhepçi ve gelenekçi imanın ezici bir çoğunluğu var ve buna rağmen sizin Allah adına Allahın istediği şekilde yaşamanız ve hayatta bu şekilde diğer insanlarla mücadele etmeniz gerekiyor. Hemen kaçıvermek ise aklı sahiplerinin pek işi değil gibi görünüyor, ne dersiniz?

Kendimden örnek vereyim. Bir ablamız var, arapça dilinden hiç anlamaz ama anlamadığı dilden Kuranı okuyarak bu anlamadığı metnin ahirette ona şefaat edeceğine inanır, çünkü ona öyle öğretmişler, o da aklını kullanıp bunun böyle olmadığı akıl edememiş. Ben ise ona ısrarla bana sen sapıtmışsın demesine rağmen, Allahın kelamından istifade etmek, onun nurundan faydalanmak için anladığımız dilden okumamızın Allahın ilk emri olduğunu vurgularım, bunu ölene kadar da yaparım. Neden kolaya kaçıyorsunuz. Şunu asla unutmayın, namaza çağıran sizi Allah, imam değil...

Hepiniz Allaha emanet olunuz...