Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sinang,
Dedinki: "Seni samimi buldum Elmuh arkadaş ve dilim döndüğünce anlattım.tabi her insana güvenilmez ama benim samimiyetime inanıyorsan boş ver bu hayalleri.İstersen ben sana yardım ederim"
Sinang arkadaş, yukarıdaki sözlerini çok yakışıksız bulduğumu belirterek başlayayım. Bence kendine Müslümanım diyen ve dosdoğru yolu bulmak için çaba sarfeden herkes potansiyel olarak samimidir, herkesin üslubu, yorumu farklı olabilir ama herkeste iyi niyet vardır. Yeterki karşımızdakini anlamak için biraz çaba sarfedelim. Herkes en azından kendine göre iyi niyetlidir. Ama kendine göre iyi niyet, doğruyu bulmak için yeterli olmayabilir. Buradaki bütün çaba kirlenen suyu biraz daha berraklaştırabilirmiyiz. Bu forumda ve sitede yazışan tek kişi ben değilim. Beni diğerleriyle karşı karşıya getirecek şekilde manevra yapman hoş olmadı.
Dedinki: "Sana göre şu alimler dini kendi menfaatine kullanıyor.Senin arkadaşlarının veya sizin dini kendi menfaatınıza göre kullanmadığınız veya kullanmayacağınızı nereden bilelim."
"Alimler" dini kendi menfaatlerine kullanıyor demedim. Böyle bir genellemeyi hangi mantıkla yapabiliyorsun. Yine su örneğini vererek şöyle söyleyeyim: Bir bardak mikroplu su bir havuzun kirlenmesi için yeterli. Artık o havuza temiz diyebilirmisin. Benim veya başkasının dini kendi emellerimiz için kullanıp, kullanmayacağını da bilemezsin. O nedenle farkındalığını koru ve Kuran'ı temel al. Bizim sözlerimizde de bir eksiklik var ise "bak arkadaş şu şu şu ayetlere göre siz hatalısınız de" ve hatta ekle "şu şu şu ayetlerin iniş nedeni şudur ve şöyle yorumlanmalıdır de". Ama açık seçik referans bile göstermeden git oraya bak, git buraya bak deme. Ezberini boz ki gerçeği bulmak için farklı açılardan da bakabilesin. Yine senin düşüncelerin doğru ise oraya dönersin. Ama önce bir ezberini boz.
Dedinki:Üç tane güvenilir arkadaşın bak evin yanıyor dese yok Kuranda geçmiyor ben size inanmamı diyeceksin.
Tabiiki hayır, hemen gidip eve bakarım. Nasıl ki sen dinin yanıyor dediğinde gidip Kuran'a bakıyorsam...
İki ayeti nasıl yorumlayacağımı merak etmişsin. Benim ve diğer arkadaşların sana yönelttiğim pek çok soruya hiçbir cevap vermediğin halde ben yine de belki anlarsın diye cevap yazıyorum:
Safbilgi arkadaşımız şiir konusunda benden önce bir açıklama yapmış. Ben bütünlüğü bozmamak için biraz daha açayım:
Enbiya 5: Şöyle de dediler: "Saçma sapan rüyalar bunlar! Belki de uydurduğu bir yalandır. Belki de bir şairdir o. Hadi bir mucize getirsin bize, öncekilere gönderildiği gibi..."
Yasin 69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;
Şuara 224: Şairlere gelince, onlara da çapkınlar-sapkınlar uyar.
Şuara 225:Görmez misin onları ki, her vadide şaşkın-tutkun dolaşılar.
Yoruma çok gerek bile yok. İlkokul çocuklarını önüne ödev diye koysan pek çoğu kolayca güzel bir kompozisyon çıkarır. Bakalım sen ne demişssin.
"Kuranda şiir yazmak şairlik kötüleniyor nasıl izah edeceksin hadis olmadan dini dayanağın,ne şiiri yasaklayıp şairleri vuracakmısın"
Bu cümlede dikkatimi çeken gizli bir anlam var. Kuranda kötü olarak yorumladığın her eylem için hemen ilk ceza olarak ölüm cezasının aklına gelmesi tuhaf...
Yukarıdaki ayetlerden görmüş olduğun gibi kötülenen şiir yazmak ya da şairlik değil. Anlatılmak istenen, müşriklerin iddialarının aksine Kuran'ın şiir olmadığı, Peygamberimize vahyedilenin apaçık Kuran olduğu ona şiir öğretilmediği. Kuran vahyedilmiş iken onun görevi insanlara vahyi tebliğ etmek iken, şiir okumasının ona yakışmayacağı. Kuran var iken şairlerin peşine düşmenin ancak sapkınların işi olabileceği. Onların Kuran dinlemek/öğrenmek yerine her vadide şaşkın-tutkun dolaşmakta oldukları, gerçeği bulamadıkları anlatılmak istenmekte.
Ali Imran 7'ye gelince senin bahsetmiş olduğun alimlerin, Islam alemi 1400 yıldır tartışıyor, bu ayet üzerinde farklı farklı yorumlar yapıyor. Onların çoğunun görüşleri farklı. Hemen sipariş verip benim bu ayeti açıklamamı istiyorsun. Biraz ağır kaçtı ama olsun. Zaten ayet kendi içinde söyleyeceğini açıkça söylüyor. Herhalde buradan varmak istediğin sonuç muhkem ve müteşabih ayetleri ancak alimler bilir olacak. Ama dediğim gibi her "alim" bunları farklı yorumlamış, özellikle müteşabih ayetleri, işin doğası gereği.
Ali Imran 7: Sana kitabı indiren O'dur. O'nun bazı ayetleri muhkemdir ki bunlar; kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar; fitne çıkarmak ve te'vile yeltenmek için müteşabih olanlara uyarlar. Halbuki onun gerçek te'vilini, ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: Biz ona inandık, hepsi Rabbımızın katındadır, derler. Ancak akıl sahibleri düşünebilirler.
Buradan benim anladığımı açıklayayım:
Kuran'ın Allah katından indiği. Kuran'da bazı ayetlerin muhkem (sağlamlaştırılmış-anlamı açık) olduğu ve bu ayetler Kitabın Anası/Esası/Temeli olarak tanımlanıyor. Buradan Kuran'ın açık hüküm bildiren ayetlerinin tüm Kuran'da esas olduğunu, yorum ve ibadette bunlara öncelik verilmesi gerektiğini anlıyorum.
Kuran'daki bir kısım ayetlerin ise müteşabih (iki anlamlı-farklı şekillerde yorumlanabilir) olduğunu anlıyoruz. Allah, art niyetli bazı kişilerin fitne çıkarmak ve kendilerince uygun yorumu getirebilmek için bu müteşabbih ayetleri ileri çıkardığını, bunlar üzerinden sonuca gitmek istediklerini belirtmekte.
Oysa bu tür tartışma konusu "müteşabih" ayetlerin tevil'ini yalnızca Allah bilmektedir.
İlimde ileri gidenler ise bu tür tartışmalara girmemekte, kitabın muhkem ayetlerine öncelik vermekte, fitneye çanak tutmamakta, kitabın tümünün Rabbimizin katından olduğunu bildirmektedir.
Bu tür davranışın ancak akıl sahiplerinden beklenebileceği de vurgulanıyor.
Burada da görüldüğü gibi İlimde derinleşen kişiler bilgece davranarak, anlamlarını ancak Allahın bileceği müteşabih ayetleri fitne konusu yapmamakta, kitabın muhkem ayetlerini esas almakta. Hele hele kitap dışı kaynaklardan hiç bahsedilmemekte.
Bunlar benim düşüncelerim,Doğrusunu Allah bilir diyerek noktalıyalım.
Sonra yine "haniflik bidat'tır" konumuza dönelim. Aynı şeyleri uzun uzun tekrarlamak niyetinde değilim. Teşbih'te hata olmaz diyerek bir benzetme yapacağım.
Sen diyorsun ki : Haniflik Kuran'ın ilk muhattaplarına idi. Dinin diğer unsurları bu temel atıldıktan sonra onun üzerine inşa edildi.
Ben diyorum ki : Bir bina yapıldı temeli Haniflik olan.
Sen diyorsun ki : Artık Islam dini bütünüyle gelmiştir. Haniflik bidat'tır. Islam'ın bütün kuralları geçerlidir. (İslam'ın bütün kurallarının geçerli olduğu konusunda hemfikirim, kimse de aksini iddia etmiyor, kimse de Islam'dan başka bir Islam'sı dine inandığını söylemiyor)
Ben diyorum ki : Temeli çıkartırsan bina çöker. Temel orada durmak ve korunmak zorunda. Bizde İslamı din olarak kabul ettik ama temeli de dahil olmak üzere.
Bundan sonrası için diyeceğim şu ki, aynı tartışmaları tekrarlamak istemiyorum. Tezlerini savunmaya devam etmek istiyor isen ve bizi eleştirmek istiyor isen beni ve diğer arkadaşları kendi söylevleri üzerine eleştir ve daha önce sorduğumuz pek çok soruya açıklama getir. Yel değirmenlerine saldırma.
Site'nin adının hanifdostlar olması burada ayrı bir din yaratıldığı anlamı taşımıyor. Siteyi incelersen pek çok konuda farklı fikirlerin savunulduğunu görürsün. Kimsenin kimseye dini söyle yaşamalısın, böyle yapmalısın diye baskı yaptığı yok. Internet forumlarının en güzel özelliklerinden birisi de bu. Herkes fikrini açıkça söyler, başkalarının fikirlerini kabul eder yararlanırsın veya reddeder daha iyisini önerirsin veya kabul eder eksiktir der tamamlarsın prensip olarak site kuralları dahilinde her türlü olanak herkese açıktır. Ama belden aşağı vurmak yöntem olmamalı.
|