Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"fekuli veşrabi ve qarri aynen... > artık ye-iç gözün aydın olsun..." 19/26
Meryem valide ile ilgili olan pasajın içinde geçen ifade bu şekilde olup, içinde yaşadığı toplumdan kendini soyutlayıp bir kenara çekilmesi ve doğumu akabinde, tekrar toplumu içine dönerek normal hayatına devam etmesini ifade buyuran bir serbestlik deyimidir.
Üç maddeden ibaret tanımlamamın ikinci maddesindeki "savm" ise, suç işlemiş bireyin içinde yaşadığı ailesi ve toplumundan alıkonulması/tutulması şekliyle hapis cezasına telmihtir. Tabi ki bunu belirleyici 4/58 gereği oluşmuş yürütme organı olup, 3/159 ve 42/38 gereği yerine getirirler...
Muhabbetle...
Aleyküm selam Ebu Ömer kardeşim,
vallahi şimdi benim kayış koptu kopacak..balataları sıyırmak üzereyim..
Çünkü mealde bir gariplik olduğunu görüyordum ama ne olduğunu çözemiyordum yani evet artık ye iç gözün aydın..hani uzun süre yemeden içmeden ne bileyim bir yerde mahsur kalıpta birşey bulamayana dense tamam derim veya kıtlık biterde onlara denir tamam derim..yani velhasılı kardeşim senin bu açıklaman tamamen aklıma yattı lakin iyice araştırıp düşünmem lazım ve yazanlarında yazılarına ihtiyaç var bu arada bunuda duyurayım..
19/26 daki savm;Meryem'in İsa'ya nasıl hamile kaldığıyla ilgilidir.Çünkü toplumu İsa'nın babasını tanımamaktadır.Dolayısıyla Meryem ne söylesede toplumu onu yaftalamaktan geri durmayacaktır.Bu durumda konu ile ilgili en azından belli bir süre konuşmaması daha iyi olacak ve gelişecek yıpratıcı polemiklerin önüne geçilecektir.Sonuç olarak Meryemden konu ile ilgili olarak kendini konuşmaya kapatması istenmiştir.Alıkonulduğu olay budur.Yeme-içme değil.
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Burada Zekeriya ya gelen müjde *Yahya* ve onun bunu
şüpheyle
karşılaması uzerine "senin işaretin üç gun konuş-a-mamak
mealinde ki ayette bir gariplik yok mu?
Bir bilen Allah rızası için yorumlasın Lütfen.
Zira incilde kıssa kur'an la paralel giderken orada
Zekeriyaya verilen bir ceza (şüphe nedeniyle)olarak 3 gun
konuşamaması*Lal olması anlatılmakta ki akla daha yatkın
geliyor.
Benzer bir durum ibrahimin eşine ishak müjdelendiğinde
var,ancak orada misafir resuller onu uyarmakla
yetinmişti.
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın metehan,
Burada hem Hz. İbrahim, hem de Hz. Zekeriyanın başına gelen ortak bir olay var.
Hz. İbrahiminin eşi Sarah da , Hz. Zekeriyanın eşi Elizabeth te , çocuğu olmamış, kısır, aynı zamanda artık yaşlanmış, menapoza girdiği için çocuğu olması normal olarak düşünülmeyecek kişiler. Ayrıca İbrahim de, Zekeriya da artık çok yaşlanmış ihtiyar erkekler.
Bir sohbette bir arkadaş sormuştu. Ya biz müslümanlar çocuklarımıza peygamberlerin, din büyüklerinin isimlerini koyuyoruz. Acaba Hristiyanlar da da böyle bir adet varmı diye. Elizabeth örneğini vermiştim. Elizabethin Hz. Zekeriyanın eşi olduğunu duyunca çok hayret etmişti. İngiliz Kraliçesi Elizabetin ismi, Hz. Zekeriyanın eşinden geliyor diye.
İbrahimin ve Zekariyanın tepkileri bundan. Bu şartlar Altında bizim nasıl çocuğumuz olur tepkisi, Yüce Allah tarafından , onun Kadir sıfatına şüpheyle yaklaşılması olarak görülüyor.
Zekeriyanın tuttuğu konuşmama orucu , Allahın öyle buyurması ilemidir, yoksa yüce Allahın kendisini geçici süre dilsiz bırakmasımıdır. Bilemiyorum.
Konuşmama orucu Hz. Meryem de de vardır. Ama Hz. Meryem de cezalandırılacak bir durum da yoktu.
Ben Cezalandırma olmadığı , sadece bir emir olduğu kanaatindeyim.
Ama sayın Haktansapmaz Arapça bilgisi ile bu konuda daha doğru bir yorum yapabilir.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Teşekkür ederim alakan için. Ancak ben bir çelişki göremedim ikisi arasında. Zekeriya bir delil istiyor, Allah da "sen misin delil isteyen, benim gücüm yetmez mi..." dercesine "al sana delil; üç gün lal ol da gör!" ceza olarak..
Hayrullah kardeş, 24. ayete bak, son kelime "seriyyen". Kimi çevirmenler bunu "su arkı" şekinde çevirmiş. Bu kelime: "sahibu muruetin ve sexéin": Muruvvet ve sexa sahibi. Bu ifade Meryem'in eteğinin altındaki İsa olabilir mi? Hani alt tarafından seslenenin Cibril mi İsa mı olduğu görüş ayrılığı vardı ya.
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Kur'an söz konusu ise "Ayrıntı"diye birşey yoktur.
Herbir harf ve herbir ayet muhimdir.
Dolaysı ile sevgili hayrullah ve Abdurrahman abiye
teşekkürler..
Zekeriyanın üc gün konuşamaması konusunda da meryeme
aşağıdan
seslenilmesi konusunda da bana göre çok önemli
düzeltmeler yapılmıştır!
"seriyyen"in su arkı olarak çevrilmesi konusuda
önemlidir.
Ancak "sexa sahibi" nedir? Gerçekten anlayamadım.
Bir açıklık getirirseniz sevinirim.
Burada Kur'anı çevirenlerin sehven yaptıkları bu
hataların düzeltilmesi gerçekten takdire şayan ve
önemlidir.
Okurken bu ve benzeri hatalar nedeni ile beyinde ciddi
dalgalanmalar oluyor.Radyonun kanalının kayması misali:)
Biz bu gibi hatalara yazılım dilinde "bug" diyoruz.
Program yazdığınızda böyle hatalar programın kusursuz
çalışmasını engelliyor.
Burada emeği geçen tüm kardeşlerimden
Allah razı olsun.
En yüce Programcı Rabbe şükürler olsun.
Hamd yalnız Ona özgü ve her türlü noksandan münezzeh olan
O dur.
Selametle...
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Şİmdi gördük ki evet savm geri durmak, mesela söze savm etmek, söz orucu tutmak, belirli bir süre konuşmamak. Ama ramazanda savm etmek, FECRDEN LEYLE kadar, gündüz boyunca, YEMEDEN İÇMEDEN ve CİNSEL İLİŞKİDEN uzak durmak. Yani hayvani duygularımızdan arınmak, insanlığımızı hatırlamak, SABRETMEYİ öğrenmek.
.......
selam
Arkadaşım, kızabilirsin kusurada bakabilirsin ama sen doğrularını millete kabul ettirecen diye bu kadar da yapılmaz yani...
Allah insanı yemeye içmeye dayalı bir metabolizmada yaratacak ve insanda bu işlevleri yapmadan yaşayamayacak ama sen kalkıp yeme içme cinsel ihtiyaç hayvani duygu diyeceksin.. ki o bahsettiğin hayvanlarında yaratılışları böyle ve hayatlarını devam ettirmeleri bu saydığın işlevler sayesinde ve bunları yapmayada mecbursun.
Peki belli bir süreliğinede olsa yememek, içmemek ve cinsellik yaşamamak bizi insan yapacaksa Allah niye bizi bu şekilde yarattı ki.? neden bizi yemeye içmeye mahkum tasarladı.?
Kardeşim nasıl biliyorsan öyle yap, millet bir kaç kişiye kanacak diyede kendini paralama.! Allah sana böyle bir görev vermedi (zaten resulunede vermedi) yani senin doğruna inanmayanlar yüzünden kendini harap etme. Sakın kalkıpta bunlar benim değil "Kuranın doğruları" deme, o senin ve mevcut atalar dinin Kurana onaylatılmış hali.. Allah Adildir, eğer ki yemeden içilmeden icraa edilen Oruç bir toplumu islah etmede bu kadar etkili ise Allah bir şekilde diğer toplumlarıda bundan haberdar ederdi eğer zamanında ettiyse bile, bizdekini koruduysa, onlardakinide korurdu. Allah sadece bu günkü müslümanım diyen toplumlara mı çalışıyor. Biz nasıl oluyorda Allah'ı bile tekelimize alabiliyoruz.?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma