Yazanlarda |
|
BenF Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 04 ekim 2006 Yer: Netherlands Gönderilenler: 44
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
15:91 Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük yaptılar.
15:92 Rabbine yemin olsun ki, onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
15:93 Yapıp ettiklerinden...
__________________ YALNIZCA KUR'AN DEMEDIKMI?
|
Yukarı dön |
|
|
savas1 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 agustos 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 261
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
Neden Kuran tertibatında hata olsun? Eğer hata var ise hangi ayetler hatalı? Allah Onu ben indirdim, ben koruyacağm diyor, o zaman böyle sözlerle kafa bulandırmaya, Kurandan şüphe ettirmeye gerek yok diye düşünüyorum
Kurandan tek bir yanlış ayet getirebilir msiniz? ve o yanlışın yerine daha doğrusunu getirebilir misiniz?
Varolan mevcut ayetleri yıkmak, hatalı görüp kabullenmemek kolay, yerine daha iyisini getirebileceksiniz yıkın! yoksa slogan atmayın
selam ile....
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Hasanoktem Kardeşim!
Birinci iletine karşılık yazdığım yazı –Rabbimin afiyeti üzerinize olsun- rahatsızlığım nedeniyle yarım kalmıştı. Kendimi iyi hissettiğim anda bilgisayarımın başına oturdum. Foruma epeyce yazı gelmişti. Rabb’imin izniyle sırayla yanıtlamaya çalışıyorum.
Hasanoktem yazdı:” konuyu dışarıdan gazel okuyanların inadına ,sapmadan ve saptırmadan ve başka bir ard niyet taşımadan, sırf lilleh için müzakere ettiğimizin ve edeceğimizin inancıyla ,Yüce Allah'a emanet olmanı ve hepimizin her iki cihanda yüzünü ak çıkarmasını dilerim. “
Değerli Kardeşim! Öncelikle yazılarınızda gösterdiğiniz üslup nedeniyle teşekkür ederim. Allah Razı olsun. Yine Kur’an için gösterdiğiniz bu hassasiyetten dolayı da çok teşekkür ederim. Allah Razı olsun.
Yaşamım boyunca Alemlerin Rabbi olan Allah’ımın rızası dışında hiç inatlaşmadım. Yaşantımı, Kur’an’daki vahiyler bana şu an geliyor. Rabb’im bana böyle emrediyor… diyerek düzenledim. Yaşadığım çevrelerde çok sıkıntısını çekmeme, mezhepsiz adam denilmesine, Canımı verebilecek kadar çok sevdiğim Allah Resulünün bile sünnetini terk ediyor, hadislerine bir kulp buluyor, sünnet düşmanı, hadis düşmanı diyerek suçlanmama rağmen Rabb’ımın Rızası için inatla Kur’an’ın yolunda yürüdüm ve hiç ayrılmadım.Biliyordum ki Rabbım, Hud 56:” «Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır.»”
ayeti ile kendisinin bile Sıratı Müstakım da olduğunu söyluyor. Peygamber Efendimize de
Zuhruf 43:” Sana vahyolunana sarıl, sen, şüphesiz doğru yol üzerindesin.”
Yasin 4:” Doğru yol üzerindesin.”
diyor ve göklerin, yerlerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan kudretin yolunun ne olduğunu bizlere,
Şura 53:” (O yol) göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın yoludur. Dikkat edin, bütün işler sonunda Allah'a döner.”
ayetiyle bildiriyor. Rabb’ım cümlemizi bu yolda sebatla gidenlerden kılsın inşaAllah.
Müzakerelerimizde sadece Rabbimizin Rızasını kazanmak baş ilkemiz olmuştur.Siz kardeşimin de aynı duygular içinde olduğunuza inanıyorum. Duana canı gönülden katılıyorum. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, hepimizin de yüzünü iki cihanda da ak eylesin.Elhamdü lillahi Rabbil alemin.
Hasanoktem yazdı: Değerli Kardeşim,
söylediklerinizi ,Rivayetleri ve beşeri taleplerimizi , beşeri isteklerimizi/ heveslerimizi dikkate almadan yalnız ve ancak Kur'an'ın gözüyle birlikte incelemeye ne dersin?başkasını bilmem ama yazılarından tanıdığım bu güzel kardeşimin, bu öneriye hayır diyeceğini hiç sanmıyorum.
Değerli Kardeşim! Böylesi bir öneriye hayır denilebilir mi? Hayatım, dinde Kur’an’ı ikame etmekle geçti. Allah Razı olsun.
Hasanoktem yazdı: bence, şu anda elimizde bulunan Kur'an ile, sevgili Rasül'ün masasının üstünde 1400 yıl önce bulunan Kur'an tıpatıp aynıdır.elbette, Kur'an'ı korumasına almayı taahhüt etmiş olan Yüce Allah, Kur'an'ı ,o masanın üzerinden bize kadar ulaştırmayı ve kıyamete kadar her yönden ve her bakımdan korumayıda üstüne almıştır.ve Yüce Allah asla vadinden dönmez, gücüde her şeye yettiği gibi, bize sıfır tahrifle/değişiklikle, bu Kur'an'ı elimize tutuşturmağa yeter.
Değerli Kardeşim!
Mushaf, sahifelerin toplanıp bir araya getirildiği yer olarak ifade edilir. İşte bu sayfaların tertibi Zeyd başkanlığındaki komisyonca yapılmış, yazılmış ve adı İmam olarak belirlenmiştir. Bu günümüze kadar ulaşmış olan tüm kaynaklarda bu böyledir ve bunun aksi hiç söylenmemiştir.
Söylenenler iki görüşte toplanmaktadır.
Birinci görüşe göre: Bugün Mushaflarda var olan tertip tevkifidir. (vahye dayalıdır)
Delilleri:Halife Osman zamanında yazılan ve imam adı verilen Mushaf’ın bütün sahabe tarafından ihtilafsız icmaen kabul edildiği ve diğer kişilerde bulunan Mushafların yakılmasıdır.
İkinci görüşe göre: Bugün Mushaflarda var olan tertip tevkifi değildir.(Vahye dayalı değildir)
Delilleri: Sahabe elinde bulunan Mushafların çeşitli tertiplerde oluşlarıdır.
Bu kardeşiniz de bu görüşlerden ikincisine katılmaktadır.
Dayanağım da birinci görüşü belirtenlerin Kur’an’dan hiçbir delil getirememeleridir. Getiremedikleri gibi arkasından da hemen “bu konuda icma var” diye bağlayıcı bir tavır sergilemeleridir. İcma var ise İbni Mesud Mushafı, Hazreti Ali Mushafı, İbni Abbas Mushafı,Ubey b. Kab Mushafındaki tertipler niye farklıdır.
Hazreti Ali ki, küçüklüğünden itibaren Peygamber Efendimizin terbiyesinde bulunmuş, kızı Fatıma annemizle evlenmiş, Peygamber Efendimizin bu alemden ayrıldığı güne kadar da hiç yanından ayrılmamış bir zat. Ve elinde mevcut var olan tertipten ayrı tertipte bir Mushaf. Eğer surelerin tertibi tevkifi olmuş olsa idi başta Hazreti Ali olmak üzere diğer sahabe Mushaflarındaki tertip de aynı olurdu.
Değerli Kardeşim!
Şimdi, Hazreti Ali, Mushafını Alak, Müddessir, Kalem, Müzzemmil…. diye tertip ettiği için ,
İbni Mesud, Mushafını, Fatiha, Bakara , Nisa , Ali İmran diye tertip ettiği için, ben kardeşine yönelttiğin sözlerin muhatabı mı olmuş olmuyorlar mı?
Kur’an’da tertibin vahy ile Allah tarafından yaptırıldığını belirten bir ayet yoktur.
Bu görüşünü destekleyen Kur’an’sal bir delil gösterebilir misin? dersen cevabım hayır olur. Peki Kur’an’sal dayanağı olmayan görüşü niçin destekliyorsun dersen cevabım, yukarıdaki dayanaklarım ve Kur’an’da bunun ile ilgili bir ayetin olmadığıdır. Bir şey hakkında helal mi haram mı diye bakarken, öncelikle haram olup olmadığına bakarım Kur’an’dan. Baktığım şey haramlar içerisinde değilse serbest alanda olduğumu anlarım. Yine bir şeyin Kur’an ile uygun olup olmadığına bakarken, Baktığığım konuda Kur’an’da uygun olmadığı ile ilgili ayet yoksa kendimi bu konuda serbest sayarım.Bu konudaki tavrım da böyledir.
Değerli Kardeşim!
“Şu anda elimizde bulunan Kur’an ile, sevgili Rasül’ün masasının üstünde 1400 yıl önce bulunan Kur’an tıpatıp aynıdır.” Sözü çok iddialı bir söz. Bunun Kur’an’ dan hiçbir delili yoktur. Bu sözünüzü : Şu anda elimizde bulunan Kur’an’ daki ayetler ile, sevgili Rasül’ün masasının üstünde 1400 yıl önce bulunan Kur’an’ daki ayetler tıpatıp aynıdır. Şekliyle kabul ediyorum. Amenna.
İkinci iletimde belirttiğim gibi Bugün Taşkent’te ve İstanbul’da teşhir edilen Mushafların Halife Osman devrinden kalma nüshalar oldukları mütalaa ve mülahaza edilmektedir.
Peygamber Efendimizin yaşadığı dönemde 28 çeşit ses kalıbına sahip olan Arapçanın 22 harflik bir alfabesi bulunuyordu. Bu 22 harf de 15 harf şekline indirilebiliyordu. Bunlar: be,ha,dad,ra,sin,sad,tı,ayn,vav,lem,mim,he,ye harfleriydi.
Ayrıca kısa sesli harfler yazı ile ifade edilmiyor, aktif, pasif vb. fiil çekimleri görünüşte birbirinden ayrılmıyor, bunların okunuşlarını bulup keşfetmek büyük bir sorun oluyordu.
Peygamber Efendimiz bu alfabe ile yazı tarzının geliştirilmesiyle ilgili olarak bizzat çalışmış, benzer harf işaretlerinin ayrılmalarını sağlamak üzere rakş (noktalama), tenvin ihtiyacını karşılamak üzere harekeleme usulünü bulmuştur.Peygamberimizin bu faaliyetleri Kur’an’ın resmi Mısır nüshalarında görülmektedir. (San’at’ul-Kitabe fi Ahd’ir Resul v’es Sahabe, Fikrun wa Fann bilimsel derginin 3.sayısı sayfa 21-27.)
Peygamber Efendimize gelen vahiyler bu harflerle yazılıyordu. 22 Harflik alfabe daha sonraları 28 çeşit ses kalıbını da ifade edilecek şekilde geliştirildi.
Halife Osman zamanında tertip edilerek yazılan Kur’an 28 harften oluşan alfabe iledir. Lütfen sözlerim yanlış anlaşılıp farklı yönlere çekilmesin.
İsrarla tekrar ediyorum. Bu gün elimizde bulunan Kur’an’daki ayetler, Peygamber Efendimize inen ayetlerdir. Ne bir eksik ne bir fazladır.
Ancak Peygamber Efendimizce surelerde bir sıralama yapılmamıştır. Ayetler hangi konu ile ilgili ise oraya yazdırılmıştır. Halife Ebubekir zamanında bu sayfalar Zeyd başkanlığındaki komisyonca tertip edilmiştir. Halife Osman zamanında da yine Zeyd başkanlığında toplanan komisyonca yapılan çalışma ile dört veya yedi adet çoğaltılmıştır.
İlk nüsha olan Ve Hafsa annemizde bulunan Mushaf, Emevi Halifesi Abdulmelik Mervan tarafından yakılmıştır.
Dünyanın her tarafındaki Mushaflar Halife Osman zamanında tertip edilen Mushafın aynısıdır. (Harekeleri hariç)
Hasanoktem yazdı: PEKİ, yüzyıllardır, ellerinde sizin dediğiniz gibi, tertib ve düzeni değiştirilmiş ve dolayısıyla tam anlıyamıyacakları , dolayısıyla hidayete kavuşmalarında en ufak bile olsa engelli sayılacak bir Kur'an tebliği ile muhatap olup, bu vaziyette ( Kur'an tebliğini tam alamadan)vefat etmiş olan insanlara , ne diyeceğiz.ve Yüce Allah onlara ne cevap verecek, nasıl hesaba çekecek?Yarabbi ,bize kusurlu, tertib ve düzeni tahrif edildiği için anlıyamadığımız bir Kur'an'la bizi karşı karşıya bıraktın.bu yüzden bizde onu anlıyamadık ve işte şimdide önündeyiz,adaletini bekliyoruz, demiyecekler mi?
Değerli Kardeşim!
İlk iletimde yazdığım yazı aşagıdaki gibidir.
Kur'an hakkında yeterli birikimi olanlar için bu sahabe içtihadıyla oluşturulan sıra önemli değildir.
Ancak, Kur'an ile yeni tanışacak insanlar için aynı şeyi söyleyebilmek mümkün olmamaktadır.
Bu resmi sıra ilk okuyan insanların kafasının karışmasına neden olmaktadır. Özellikle meallerde hata da varsa bu olumsuz tepkilere neden olmaktadır.
Çokca şahit olmuşumdur ki Kur'an'ı iniş sırasına göre okumalarını önerdiğim tüm kardeşlerimiz, daha önce anlam veremedikleri çoğu şeyin anlamlı hale geldiğini söylemişlerdir.
Bu yazdıklarımda, yukarıdaki paragrafındaki serzenişi uyandıracak ne var? Kardeşin olarak uzun yılların gözlemine dayanarak bir tesbitte bulunmuşum. Bu tesbitimi de siz kardeşlerimle paylaşmak istemişim. Sizce, bu yazımdan, yazdığınız gibi bir mizansen ortaya çıkar mı? Bu ben kardeşinize reva mı?
Değerli Kardeşim!
Tüm Müslüman kardeşlerime soruyorum. Elinize vicdanınıza koyun ve cevabınızı yine vicdanınızda verin.
Birbuçuk Milyarı aşkın İslam toplumunda Kur’an’ı okuyanların yüzdesi kaçtır?
Kaç kişi Zuhruf 44: “Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız” ayetinden haberdardır?
Kaç kişi inançlarını Kur’an bazında oturtmuştur?
Kaç kişi, yaşadığı dinin ve uyguladığı sünnet adı altındaki amellerinin büyük çoğunluğunun Peygamber Efendimizin tebliğ ettiği vahiylere uygun olmadığını biliyor?
Kaç kişi Peygamber sünneti diye Peygamberimizden sonrakilerinin sünnetini uyguladığını biliyor?
Müslüman kardeşlerimizden kaçı taklitten tahkike geçerek imanını sağlamlaştırmıştır?
Bu soruları daha da uzatabilirim.
Allahaşkına Kur’an’ın okunduğu, emirlerinin yaşandığı hangi toplumda, basından izlediğimiz ve yakın çevremizde gördüğümüz tarikat adı altındaki şirke bulaşmış davranışlar sergilenir, kula kul olunur?
Bu sitede, bu formlarda tüm kardeşlerimiz siz de dahil, Peygamber Efendimizin de ahlakı olan Yüce Kur’an’a davet için yazı yazmıyor muyuz? El birliğiyle dini Allah’a özgülemeye çalışmıyor muyuz? Aklımız, fikrimiz Kur’an değil mi? Kur’an ile yatıp Kur’an ile kalkmıyor muyuz?
Bir kardeşimiz bile Kur’an ile tanışsa mutluluktan havalara uçmuyor muyuz?
Hasanoktem yazdı: Değerli Kardeşim, bilinçaltımızdan kopamıyoruzya, nedense tamda şu anda , aklıma uzun yıllar önce duyduğum bir hikaye geldi.sizinle paylaşmak istedim:
Allah razı olsun. Hikayeyi kardeşinizi tenzih ederek anlattığınız için. Sağolun. Her ne kadar “Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim” ata sözü aklıma geldiyse de tenzihteki samimiyetinize inanıyorum.
Kusursuz olan Allah’tır.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Sevgi, saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz. Devam edeceğim. İnşaAllah.
Değerli Hasanoktem Kardeşim! Allah Razı olsun. Rabbım cümlemizi sağlıklı kılsın.Elhamdü lillahi Rabbil Alemin.
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Suzi Kardeşim!
Suzi Yazdı:
(FURKÂN:5 ) “Ve kalu esatiyrul evvelinektetebeha fe hiye tümla aleyhi bükratev ve esiyla”
(FURKÂN:5 ) «Kur'ân öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırmış da sabah akşam kendisine okunmaktadır» dediler.
Burdaki ktetebeha kelimesi arapcada bizdeki sekreter ayda mahkeme katibi anlamina geliyor. Yazdiran birisinin yaninda buluna ve soyleneni kayit eden katip demek.
Onun disidaki her tartisma hadiscilerin uydurmasindan baska bir degildir. Bu okudugum uzunca bir makaleden bir alinti. Bu ayet Peygamber efendimizin Kurani yazdirdiginin en buyuk delildir. Kuran yaziliydi.
(ANKEBÛT 51) “E ve lem yekfihim enna enzelna aleykel kitabe yütla aleyhim inne fi zalike le rahmetev ve zikra li kavmiy yü'minun”
“ANKEBÛT 51) Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
Onceki ayetde okunan bir kiTAP var sonraki ayetden okunan bu kitabin onlara yetmedigi mi soruluyor.
ABESE 11-16 “Kella inneha tezkiretun. Femen şae zekerehu. Fiy suhufin mukerremetin. Merfu'atin mutahheretin. Bieydin seferetin. Kiramin bereretin.”
ABESE (11-16) Hayır! Şüphesiz bunlar (âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır.
Katiplerin elllerindeki Mukaddes sahifelerde yazili bir ogut. Kuranin indigi zaman yazildigini gosteriyor.
İsim belirtmeden yazdığınız yazıdaki kırmızı renk ile belirttiğim yargılarınız ve bu yargıya gitmenize neden olan ayetler bir önceki iletimde aşağıdaki şekilde belirtilmişti. Tekrar vurgu yaptığınız için teşekkür ederim. Allah Razı olsun.
Değerli Kardeşim!
Tüm bu rivayetlere rağmen Peygamber Efendimizin, kendisinin Kur'ân 'ı yazdırdığı ve evinde muhafaza ettiğine iman ediyorum.
Kur'ân'ı bizzat Peygamber Efendimizin kendisi yazdırmıştır Aksi düşünülemez bile. Çünkü Peygamber Efendimiz gelen vahiyleri hemen yazdırıyordu. Furkan:42/5: "Dediler: Öncekilerin masalları, onları yazmış, sabah akşam onlar kendisine yazdırılıyor." âyeti de Peygamberimizin, Kur'ân'ı hemen yazdırdığını gösterir. Bu âyette müşriklerin, yazılanların, Peygamber'in yanında olduğunu, ve sabah akşam kendisine okunduğunu söyledikleri belirtiliyor. Yine Abese suresinin 11-16 ayetlerinde Kur’an’ın o sırada mevcut çok sayıdaki yazılı nüshalarından sözediliyor. Vakıa 79:” Ki ona temizlerden başkası dokunmaz.” Beyyine 2:” Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeler okuyan bir elçi.” Ayetleri de bunları teyid ediyor.
Kusursuz olan Allah’tır.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Allah’a emanet olunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SELAM DOST1
Mademki elimizdeki tertibin vahye dayalı olmadığını söylüyorsunuz, o zaman günümüzde kullanılan ve vahye dayalı olmayan tertip içeren diğer Kuran'ların(?)örneğini verin.
Ayrıca sahabilerin tertibi nüzul sırası açısından olup esas karmaşa bu nüzul sıralarından hangisinin kabullenileceği noktasındadır.Hiçbiri beşeri önkabullerden beri olmadığı için makbul ve mutlak geçerlilik taşımadıklarından bu nüzul sıralarından birisini kabul edip etmemek kişiye kalmıştır ve asıl nüzul sırası benim hayatımdaki süreçte ortaya çıkacaktır.Bu açıdan da herkesin nüzul sırası haliyle göreceli olup hiç bir zaman mutlaklık taşımayacaktır vesselam.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! BenF Kardeşim!
15:91 Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük yaptılar.
15:92 Rabbine yemin olsun ki, onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
15:93 Yapıp ettiklerinden...
Ayetlerini yazarak açıklanmasına vesile olduğunuz için Rabbıma Hamdolsun. Sizlerden Allah Razı olsun.
87-) Ve lekad ateynake Seb'an minel Mesani vel Kur'ânel Azıym; Andolsun ki biz, sana, Seb-ü Mesani’yi ve Kur’an-ı Azıym’i verdik.
88-) La temüddenne ayneyke ila ma metta'na Bihi ezvacen minhüm ve la tahzen aleyhim vahfıd cenahake lil mu’miniyn; Onlardan çiftleri, kendisi ile faydalandırdığımıza, sakın gözlerini dikme... Onlara üzülme de... Mü’minlere kanadını indir.
89-) Ve kul inniy enen neziyrulmübiyn; Ve de ki: “Muhakkak ki ben, evet ben apaçık bir uyarıcıyım”.
90-) Kema enzelna alel muktesimiyn; Muktesimiyn’e inzal ettiğimiz gibi.
91-) Elleziyne cealül Kur’âne ıdıyn; Onlar ki, Kur’an’ı grup grup/parça parça/darmadağan kıldılar.
92-) FeveRabbike lenes'elennehüm ecmeıyn; Rabbine yemin olsun ki, onların hepsine elbette soracağız
93-) Amma kânu ya'melun; Yapmakta olduklarından.
94-) Fasda’ Bima tü'meru ve a'rıd anil müşrikiyn; Emrolunduğunu açıkla/ilan et ve müşriklerden yüz çevir .
95-) inna kefeynakel’müstehziiyn; O alay edenlere karşı, muhakkak ki biz sana kafiyiz.
Okuyucuların dikkatine sunduğunuz ayetler daha iyi anlaşılsın diye ayetlerin öncesini ve sonrasını da yazdım.
Değerli Kardeşim!
Mushaftaki resmi sırası 15 olan Hicr Suresi mekki surelerden olup iniş sırasına göre 54. suredir. Yusuf Suresinden sonra inmiştir.
90.ayetin başında bulunan ve cer harfi olan kaf ya 87.ayetteki at eynake’ ye ya da kendinden önceki ayete bağlıdır.İsmi cer olan kaf at eynake’ ye bağlı kabul edilirse ayet: “Muktesimler olan Kitap ehline indirdiğimiz gibi sana da yedi ikili ve büyük Kur’an’ı verdik” şeklinde düşünülür. Böyle olduğunda da muktesimler yani bölücüler, kitap ehli olur.Bu mana; 91.ayetteki Kur’an kelimesi Peygamber Efendimize inen Kur’an değil de kitap ehlinin ellerindeki okuma parçası yani kendi kitapları olarak düşünülürse daha uygun olur. İsmi cer olan kaf kendinden önceki ayete bağlı olarak düşünülürse ayet: “Ben sizi, Allah’ın sizden önce peygamberlerine karşı gelmekte anlaşan ve yemin eden kimselere indirdiği azab gibi bir azaba karşı uyarıyorum. Sonra onların başına gelen azab sizinde başınıza gelir .” şeklinde düşünülür. Ki ben kardeşiniz bu anlamda düşünüyorum ve algılıyorum.
Değerli Kardeşim! Bu ayette geçen muktesim, ayeti ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Bunlardan birincisi: Muktesim, paylaşan demektir.( Bunlar Mekke liderlerinden bir gruptu. Bölük bölük Mekke’nin giriş kapılarını payşaşıp kente gelenleri çeşitli sözlerle Peygamberden uzak tutmaya çalışıyorlardı.)
İkincisi: Muktesim, peygambere karşı koymak üzere anlaşıp yemin edenler demektir.
Üçüncüsü: Muktesim, yahudi ve Hıristiyanlardır.
91. ayetteki ıdıyn kelimesi için:Kelimenin türediği yere göre farklı anlamlar verilebilir. Parçalara ayıran, Bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmeyen, Bir kısmına bir başka kısmına başka bir sıfat yakıştıran, iftira ve yalan isnad eden…
Bu kısa bilgilenmemizden sonra 90-93 ayetleri değerlendirirsek.
Kur’an karşısında inkarcı ve inatçı bir tavır sergileyen,
Kur’an’a inkarlarına destek sağlamak için çeşitli sıfatlar yakıştıran,
Kur’an için, önceki inen ayetlerde de sık sık vurgu yapıldığı üzere;delisözü, şair sözü, büyücü sözü, cinlenmişin sözü gibi yaftaları yakıştıranlar Mekke’nin müşrik liderleridir.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah,bu ayetlerle, Kur’an için böyle diyenlerin başına azab indirdik diye geçmiş zaman kipi kullanarak haber veriyor.
Tarihe baktığımızda,Rabb’imizin haberi gerçekleşmiş, Mekke müşriklerinin bir çoğu Bedir Savaşında bu azabı tatmışlardır.
Sonuç: Hicr Suresinin 90-93 ayetlerini –muhatabını belirtmeden de olsa -gönderme yaparak, okuyan insanlarda bu forma yazı yazan insanlar için yanlış ima uyandırabilecek bu durumu doğru bulmuyorum.
Ömrünü Kur’an’ın ikame edilmesine harcayan şahsımın, Kur’an’ın tertibi ile ilgili tarihi bilgileri de içeren yazılarımdan dolayı, bu ayetlerle uyaran BenF kardeşim ne diyeyim? Rabbim cümlemizin ilmini artırsın İnşaAllah.
Kusursuz olan Allah’tır.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Sevgi ve saygı ile.
Allah’a emanet olunuz.
[053.028] [DV] Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
[049.012] [DI] Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır.
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aleyküm selam! Adalet Kardeşim!
Adalet yazdı:
Mademki elimizdeki tertibin vahye dayalı olmadığını söylüyorsunuz, o zaman günümüzde kullanılan ve vahye dayalı olmayan tertip içeren diğer Kuran'ların(?)örneğini verin.
Dini yayın satan bir kitapçıdan, Nüzul sırasına göre tertiplenmiş bir Kur'an isteyebilirsiniz.
"Ayrıca sahabilerin tertibi nüzul sırası açısından olup esas karmaşa bu nüzul sıralarından hangisinin kabullenileceği noktasındadır.Hiçbiri beşeri önkabullerden beri olmadığı için makbul ve mutlak geçerlilik taşımadıklarından bu nüzul sıralarından birisini kabul edip etmemek kişiye kalmıştır ..."
Bu açıklamanız da konuya yabancı olmadığınızı belirtir. Bizim söylediğimiz de budur. İlk iletimdeki söylediklerim:
"Kur'an'ı daha iyi anlamak için nüzul sırasının bilinmesi gerekmektedir.
Mushaf diye bildiğimiz ve Halife Osman tarafından tertip ettirilen Mushaf'taki tertip sahabenin içtihadıyla oluşturulmuştur.
Kur'an hakkında yeterli birikimi olanlar için bu sahabe içtihadıyla oluşturulan sıra önemli değildir.
Ancak, Kur'an ile yeni tanışacak insanlar için aynı şeyi söyleyebilmek mümkün olmamaktadır.
Bu resmi sıra ilk okuyan insanların kafasının karışmasına neden olmaktadır. Özellikle meallerde hata da varsa bu olumsuz tepkilere neden olmaktadır.
Çokca şahit olmuşumdur ki Kur'an'ı iniş sırasına göre okumalarını önerdiğim tüm kardeşlerimiz, daha önce anlam veremedikleri çoğu şeyin anlamlı hale geldiğini söylemişlerdir.
Sözlerim yanlış anlaşılmasın.Bu gün elimizde bulunan Kur'an'daki tüm ayetler aynen Peygamber Efendimize inen ve tebliğ edilen ayetlerdir. Ama sayfalar, sureler ve tertip o günkü değildir. Yani Kur'an Allah'tan bu sıra ve tertip üzere gelmemiştir. Bu nedenle de surelerin tertibi konusunda İslam bilginleri ve tüm araştırmacılar arasında oldukça yoğun bir ihtilaf vardır.
Bu günkü tertibin dışında tertiplenmiş Ali Mushafı, İbni Mesud Mushafı, İbni Abbas Mushafı, Ubey bin Kab Mushafı gibi Mushaflar da bulunmaktadır.
Rabbim, İslam alemine, Kronolojik olarak parça parça inen ayetleri arka arkaya getirerek yeniden tertiplemeyi nasip eder.İnşaAllah."
şeklindedir.
"...ve asıl nüzul sırası benim hayatımdaki süreçte ortaya çıkacaktır.Bu açıdan da herkesin nüzul sırası haliyle göreceli olup hiç bir zaman mutlaklık taşımayacaktır vesselam."
Görüşünüze saygı duyuyorum.
Bu konudaki düşüncelerinizi paylaştığınız için sağolun.Allah Razı olsun.
Rabbim cümlemizin ilminiartırsın inşaAllah.
Kusursuz olan Allah'tır.
Şüphesiz en doğrusunu Allah Bilir.
Sevgi ve saygılar.
Allah'a emanet olunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aleykümselam,değerli dost1 Kardeşim,
Hasanoktem yazdı: Değerli Kardeşim,
söylediklerinizi ,Rivayetleri ve beşeri taleplerimizi , beşeri isteklerimizi/ heveslerimizi dikkate almadan yalnız ve ancak Kur'an'ın gözüyle birlikte incelemeye ne dersin?başkasını bilmem ama yazılarından tanıdığım bu güzel kardeşimin, bu öneriye hayır diyeceğini hiç sanmıyorum.
dost1 yazdı:
Değerli Kardeşim! Böylesi bir öneriye hayır denilebilir mi? Hayatım, dinde Kur’an’ı ikame etmekle geçti. Allah Razı olsun.
değerli kardeşim, Yüce Allah sendende Razı olsun, '' Kur'an tertibi hatalı mı '' konusunu sizden başka bilgiler ile değil, yalnız ve ancak Kur'an'ın gözüyle, yalnız Kur'an'a dayanarak incelememizi ve çözmemizi istemiştim.sizde bu önerimi kabul etmiştiniz. ancak ben mi yanlış anlıyorum, gördüğüm kadarıyla, siz değerli kardeşim,yinede bu görüşlerinizi, '' rivayetlerin üzerine bina etmişsiniz'' . rivayetlerin üzerine bina edilen bu görüşlerin zann dan başka bir şey ifade etmiyeceğini biliyorsunuz kardeşim:
dost1 yazdı:
Mushaf, sahifelerin toplanıp bir araya getirildiği yer olarak ifade edilir. İşte bu sayfaların tertibi Zeyd başkanlığındaki komisyonca yapılmış, yazılmış ve adı İmam olarak belirlenmiştir. Bu günümüze kadar ulaşmış olan tüm kaynaklarda bu böyledir ve bunun aksi hiç söylenmemiştir.
değerli kardeşim, bu paragrafında,Mushafın tanımı dışında, Kur'an'a dayanan , yani zann teşkil etmeyen tek bir cümle gösterebilir misin?
bir rivayetin aksinin söylenip söylenmemesi, duyulmuş olup olmaması o rivayeti zann olmaktan kurtarmaz. size aksi söylenmemiş, ama sizinde reddedeceğiniz çok sayıda rivayet getirebilirim. bunlar zann dan başka bir şey değilki. bu bahsettiğiniz kaynakların korunmuş bilgi olmadığını ,vahye dayanmadığını biliyorsunuz.
dost1 yazdı:
Söylenenler iki görüşte toplanmaktadır.
Birinci görüşe göre: Bugün Mushaflarda var olan tertip tevkifidir. (vahye dayalıdır)
Delilleri:Halife Osman zamanında yazılan ve imam adı verilen Mushaf’ın bütün sahabe tarafından ihtilafsız icmaen kabul edildiği ve diğer kişilerde bulunan Mushafların yakılmasıdır.
İkinci görüşe göre: Bugün Mushaflarda var olan tertip tevkifi değildir.(Vahye dayalı değildir)
Delilleri: Sahabe elinde bulunan Mushafların çeşitli tertiplerde oluşlarıdır.
Bu kardeşiniz de bu görüşlerden ikincisine katılmaktadır.
değerli kardeşim, dost1,
peki ya yukarıdaki satırlarda Kur'an'a dayanan yani zann teşkil etmeyen tek bir cümle gösterebilir misin?
yine vahye dayanmayan ve korunmamış rivayet bilgilerinden müteşekkil olan bu bilgilere göre,bu konuda iki görüş varmış:
birinci görüşe göre: Kur'an tertibi tevkifi olup vahye dayalıdır.yani yüce Allah tarafından tertibi düzenlenmiştir.
ikinci görüşe göre :Kur'an tertibi tevkifi olmayıp vahye dayalı değildir. bu konudaki gerekçede, sahabenin elinde çeşitli tertiblerde mushafların bulunması olduğu iddia ediliyor bu görüşe göre.ve sizde, bu ikinci görüşü benimsemişsiniz.
değerli kardeşim dost1,
bu iki görüşten , neden birincisini değilde ,ikinci görüşü tercih ediyorsunuz?dikkat ediniz lütfen, burdada yaptığınız şey, rivayetler arasından bir tanesini tercih etmek olmuş.yani yine başta konuştuğumuzun tersine, yine rivayeti esas ölçü almışsınız.ama bu zann dan başka bir şey ifade etmezki. bu konudaki görüşlerinizi , sürekli zann üzerine kurmuşsunuz değerli kardeşim.halbuki biz başta , yalnız ve ancak Kur'an'a dayanarak çözüm bulacağımızı söylemiştik.öyle değil mi?
peki,sahabenin elinde olduğu iddia edilen diğer mushafların asılları nerede?
bu Mushaflardan hangisini esas alacağız?
bu Mushafların aslı kaybolmuşsa, ne yapacağız?
Rasülüne/elçisine Kur'an'ı gönderen Yüce Allah , herhalde onun tertibinide üstlenecekti. bu kadar önemli bir işi, insanların insafına, beşeri zaaflarına terkedecek değildi. ve ,bu kitap ,içindeki Ayetlerden, tertib ve düzenine kadar,Sure ve Ayet sıralamasına kadar,ve tüm harekelerine varana kadar yüzde yüz yüce Allah'ın koruması altında olmalı ve yine yüzde yüz Yüce Allah'ın imzasını taşımalıydı/ taşımaktadır:
15 Hicr 9:
O zikri( Kur'an'ı) biz indirdik biz; ve onun koruyucusu da elbette biziz!
değerli kardeşim, bu nasıl korumadırki, bize göndermiş bulunduğu Kur'an'ın içindeki Sureleri, Ayetleri, harekeleri başı boş ve insanların insafına bırakmış(haşa).bugünde, Kur'an Surelerinin, Ayetlerinin, harekelerinin yerlerini ,sıralarını bilmece,bulmaca çözer gibi ,gerçek yerlerini bulup yerleştirmeyi, bizim irademize emanet etmiş.bu surenin yeri şurada,bu Ayetin yeride burada olmalı;o harekeyide şöyle şöyle yerleştirmeliyiz. yok yok bana çok mantıklı gelmedi,filan Sureyi şuraya koymada buraya koy, Ayeti de, diğer Sureden getirip ,bu Sureye filan no lu Ayetin hemen arkasına yerleştir, bu harekelerde yanlışlık var şu Ayetlerin ne demek istediğini çarpıtıyor,tam vermesi gereken anlamı veremiyor, daha mantıklı bir anlam verecek olan, şu şu harekeler ile değiştir.
değerli kardeşim, evvelki iletimdede söylediğim, şimdide bu söylediğim , bir mizansen değil.tamamen gerçek. bu düzenleme işi başka türlü nasıl hallolacak zannediliyorki? Yüce Allah bize Melek gönderip, yeniden Kur'an'daki tertibi düzenlettirmeyeceğine göre.
dost1 yazdı:
Dayanağım da birinci görüşü belirtenlerin Kur’an’dan hiçbir delil getirememeleridir. Getiremedikleri gibi arkasından da hemen “bu konuda icma var” diye bağlayıcı bir tavır sergilemeleridir. İcma var ise İbni Mesud Mushafı, Hazreti Ali Mushafı, İbni Abbas Mushafı,Ubey b. Kab Mushafındaki tertipler niye farklıdır.
değerli kardeşim dost1,
peki ,ya yukarıdaki satırlarda, Kur'an'a dayanan yani zann teşkil etmeyen tek bir cümle gösterebilir misin?
bu satırlardada her yerde olduğu gibi, yine rivayetleri esas almışsınız.hani , yalnız Kur'an gözlüğü ile bakacaktık?peki bu sözü edilen ve farklı olduğunu rivayetler yoluyla iddia ettiğiniz ibn-i Mesud mushafı nerede?Hz.Ali Mushafı nerede?ibn-i Abbas, Ubey b.Kab mushafları nerede?
peki bu sözü edilen Mushafları, elimizdeki Kur'an ile karşılaştırma ve doğru tertibi kesin olarak görebileceğimiz , müsterih bir şekilde : işte Yüce Allah'ın bize gönderdiği : uyduğumuzda cennete, ona uymadığımızda bizi cehenneme götürecek kadar ciddi olan KUR'AN kesinlikle budur diyebilecekmiyiz?
dost1 yazdı:
Hazreti Ali ki, küçüklüğünden itibaren Peygamber Efendimizin terbiyesinde bulunmuş, kızı Fatıma annemizle evlenmiş, Peygamber Efendimizin bu alemden ayrıldığı güne kadar da hiç yanından ayrılmamış bir zat. Ve elinde mevcut var olan tertipten ayrı tertipte bir Mushaf. Eğer surelerin tertibi tevkifi olmuş olsa idi başta Hazreti Ali olmak üzere diğer sahabe Mushaflarındaki tertip de aynı olurdu.
Değerli Kardeşim!
Şimdi, Hazreti Ali, Mushafını Alak, Müddessir, Kalem, Müzzemmil…. diye tertip ettiği için ,
İbni Mesud, Mushafını, Fatiha, Bakara , Nisa , Ali İmran diye tertip ettiği için, ben kardeşine yönelttiğin sözlerin muhatabı mı olmuş olmuyorlar mı?
değerli kardeşim dost1,
peki, ya yukarıdaki satırlarda , Kur'an'a dayanan yani zann teşkil etmeyen tek bir cümle gösterebilir misiniz?
dost1 yazdı:
Kur’an’da tertibin vahy ile Allah tarafından yaptırıldığını belirten bir ayet yoktur.
değerli kardeşim dost1,
Yüce Allah'ın bize göndermiş bulunduğu Kur'an'ın Yüce Allah tarafından gönderildiğinden kasıt, yarım yamalak gönderilmiş olduğu söylenemez herhalde öyle değil mi?bu nasıl göndermedirki, işini yarım bırakmış olsun?Ayetleri kapıya bırakıp,geri kalan tertib ve düzeni, bizim bilmece-bulmaca çözme maharetimize ve insafımıza bıraksın?
Yüce Allah tarafından '' muhafazam altındadır '' , ''muhafızı benim'' dediği Kur'an'ın ; sizin dediğiniz gibi : Sure sırası ve numarası, Ayet sırası ve numarası ile manayı müthiş değiştiren harekeleri hariç olmak üzere KORUMUŞ OLSUN. (niye,Kur'an tertibini, Sure-Ayet yerleri,sıraları,Ayetlerin harekelerini korunmuş olmaktan hariç tutuyorsunuz )
bu saydıklarımı neden korumamış olsunki?hem Yüce Allah korumam altındadır dediğine göre ,siz neden bu korumadan tertib-düzen ve harekelendirmeyi , Yüce Allah'ın koruması altından çıkarıyorsunuzki?demek sadece başı boş/ yeri yurdu belli olmayan Ayetlerin sadece varlığını mı korumuş? peki,eğer böyleyse buna koruma denir mi? böyle yarım yamalak koruma olur mu? yani,burda koruma za'fiyeti var demekki. Yüce Allah'ı böyle bir za'fiyetten tenzih ederiz.
dost1 yazdı:
Bu görüşünü destekleyen Kur’an’sal bir delil gösterebilir misin? dersen cevabım hayır olur. Peki Kur’an’sal dayanağı olmayan görüşü niçin destekliyorsun dersen cevabım, yukarıdaki dayanaklarım ve Kur’an’da bunun ile ilgili bir ayetin olmadığıdır. Bir şey hakkında helal mi haram mı diye bakarken, öncelikle haram olup olmadığına bakarım Kur’an’dan. Baktığım şey haramlar içerisinde değilse serbest alanda olduğumu anlarım. Yine bir şeyin Kur’an ile uygun olup olmadığına bakarken, Baktığığım konuda Kur’an’da uygun olmadığı ile ilgili ayet yoksa kendimi bu konuda serbest sayarım.Bu konudaki tavrım da böyledir
değerli dost1 kardeşim,
'' Kur'an da bu konu ile ilgil bir Ayet yok '' diyorsun.
'' lakad sarrafna fi hezel Kur'an'i linnesi min kulli meselin''AYET '' Andolsunki, biz bu Kur'an'da bütün meseleleri, misalleri sayıp dökmüşüzdür.'' diye buyurmuyor mu Yüce Allah? Yüce Allah , Kur'an daki Surelerinin, Ayetlerinin, Ayet harekelerinin yerlerini bize niye Kur'an da bildirmemiş acaba ? çünkü, bunların hepsi , yerli yerlerinde duruyorlar/yerleri karışmamışta da ondan bahsetmemiş değerli kardeşim. niye böyle bir şeyden bahsetsin ki?
ama, Kur'an ın koruması/hıfzı altında olduğundan bahsetmiş işte, Kur'an' ın kolaylaştırılmış olduğundan bahsetmiş işte, Kur'an'ın çelişkisiz olduğundan/manasında çelişki bulunmadığından bahsetmiş işte, Kur'an'ın sözlerinde ivecen/eğrilik olmadığından bahsetmiş işte, hikmet dolu olduğundan, ümmete miras bıraktığından(summe evresnel kitebe) den bahsetmiş işte, vb,Ayetlerden açıkça anlaşılan odurki, elimizdeki Kur'an, Rasül/Elçinin masasının üzerindeki Kur'an dır.her şeyiyle o Kur'an dır.Ayetlerin kendisiyle, Surelerin diziliş ve numaralandırılmasıyla, Ayetlerin sıra ve numaralandırılmasıyla, harekeleriyle velhasıl her bir şekil ve durumuyla, Yüce Allah tarafından korunmuş olmasının/hıfzedilmesinin , taahüt edilmesinin verdiği güven ile buna bütün yüreğimle inanıyorum.ve elime Kur'an'ı aldığımda ,bu kitabın her bakımdan ama her bakımdan Yüce Allah'ın koruduğu/hıfzettiği kitab olduğunu bilmemin verdiği ,ruh hali ve inancıyla okuyorum. bu kitabın bana sevgili Peygamber/Rasül/Elçiden KESİN VE TAM bir miras olarak bırakıldığını biliyorum.
75 Kıyame 16-17-18
(Ey Muhammed),onu hemen tekrarlamak için dilini tepretme.
Onu (senin kalbinde)TOPLAMAK ve sana okutmak BİZE DÜŞER.
O halde sana Kur'an'ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu takip et.
( bu Ayetler, harekelerinde Yüce Allah tarafından vahiy ile belirlendiğini bize ispatlamaktadır.ve mademki harekelerde Yüce Allah'ın vahyiyle belirlenmiş ise, niye onlarda tıpkı Ayetler ve tertip düzeni gibi koruma altında olmasınki? Kur'an'ın korunması denirken , Ayetleri anlamlandıracak tertip ve düzenin, sıralamanın yanında, harekelerinde dahil olacağı bir koruma akla gelmelidir.aksi takdirde, Ayetlerin bizzat kendiside ,(harekeler korunmayacaksa )Ayetlerin bizzat kendiside korunmamış anlamına gelecektir.harekesiz kalan Ayeti, insanlar harekelendireceği için, Ayetin anlamının değişme / değiştirilme ihtimali vardır.buna '' Kur'an'ın muhafızı benim diyen ve onu koruması altına aldığını taahhüt eden,Yüce Rabbimiz, hiç böyle bir şeye müsaade eder mi? ederse, sözünden caymış(haşa)sayılmayacak mı? yani sonuç olarak:Yüce Allah, yukarıdaki Ayetlerdede açıkça buyurduğu gibi, Kur'an Surelerini, Ayetlerini ve harekelerini vahy yoluyla tertib ve düzeni ile, bildirmiş ve bunların( Yani KUR'AN'IN)her bakımdan muhafızı olduğunu açıkça ''Hicr9 da '' taahhüt etmiştir. Yüce Allah'ın taahhüdü bize kafi gelmiyorsa, bunun vebali ve sorumluluğunuda düşünmeliyiz artık.yani, biz veya bir başkası, iyi niyetle/ kötü niyetle , velhasıl hangi şekilde ve durumda olursa olsun, bu dünya da hiç kimse, Kur'an'a , sureye , Ayete veya Ayete anlam veren harekelere dokunamaz. Bakara 23 -24 te de buyurulduğu gibi, bütün kötü niyetlerine rağmen ve bütün yardımcılarını çağırmalarına rağmen, misli/benzeri bir sure getiremeyecekleri apaçık bir şekilde belirtilmektedir.
dost1 yazdı:
İsrarla tekrar ediyorum. Bu gün elimizde bulunan Kur’an’daki ayetler, Peygamber Efendimize inen ayetlerdir. Ne bir eksik ne bir fazladır.
değerli dost1 kardeşim,
bu konuda, herhangi bir şüphe bulunmadığını bende sizinle beraber tekrarlıyorum. Ayetler aynı Ayetlerdir,ne eksik ne fazla diye söylüyorsunuz.bundan kuşkumuz yok.
fakat şunuda söylemek zorundayım ki,Ayetler aynı Ayetlerdir diyorsunuz ama, mazur görün, bir çeşit (haşa) çuvala boşaltılmış gibi yerleri yurtları birbirine karışmış, Sure-Ayet sıraları,numaraları, harekeleri değişmiş durumda olduklarını iddia ediyorsunuz.dolayısıyla, Ayetler tamam aynı Ayetler ama, sıralamayı karıştırdığımız için, insanlar,bu Ayetlerden -Surelerden nasıl doğru bir sıralama yapıp, harekeleri nasıl düzeltip anlayacak?sadece Ayetlerin varlığı yetmiyorki? Kur'an'ın her konuda tamamlanmış olması gerekmez miydi?
madem tamam değilse, Kur'an ne zaman tamam olacak ta istifademize sunulacak?
6 En'am 115:
Rabbinin sözü hem doğrulukça, hemde adaletçe TAMAMLANMIŞTIR.onun sözlerini DEĞİŞTİREBİLECEK kimse yoktur. ''O'' işitendir,bilendir.
Kur'an daki,Surelerin-Ayetlerin-harekelerin yeniden tertibini kim yapacak, nasıl yapacak, neye göre yapacak, neye dayanarak yapacak? hangi bilgi ve belgeye/kanıta dayanarak yapacak? bu işte çalışırken kullanılacak mantıkta insanlar arasında nasıl anlaşma/birliktelik sağlanacak?mazur görün ama iyi niyetinize rağmen , Yüce Allah'ın (bize göre gerçek HER YÖNÜYLE TAM kitabıdır)kitabının şu anki halini değiştirip/ düzeltmeye çalışma ameliyesi, bana çok muhal geliyor.bunları nasıl yapabileceğinizi açıklar mısınız?
dost1 yazdı:
Bu yazdıklarımda, yukarıdaki paragrafındaki serzenişi uyandıracak ne var? Kardeşin olarak uzun yılların gözlemine dayanarak bir tesbitte bulunmuşum. Bu tesbitimi de siz kardeşlerimle paylaşmak istemişim. Sizce, bu yazımdan, yazdığınız gibi bir mizansen ortaya çıkar mı? Bu ben kardeşinize reva mı?
değerli dost1 kardeşim,
ne mizansen nede serzeniş sözkonusu değil burada.sadece, demek istediklerimi, bazen misallendirmek istiyorum ki, demek istediğimi daha iyi ifade edebileyim, farklı anlaşılmayayım diye.yoksa, , direkmen, inandığımız şeyleri birbirimize kardeşçe ve rahatlıkla anlatabiliyoruz .öyle değil mi kardeşim.
Yüce Allah'ın izniyle daha sonra devam etmek üzere.
Yüce Allah'a emanet ol.
saygı ve sevgilerimle
NOT: bu forumda, diğer iletilerimin bulunduğu sahifeler : 2.-3.-4.-7.-16.-23.- 25.- 27. -28. -30. -32.-
Fereç Hüdür iletileri : 26.- 33.-37.-38.-
|
Yukarı dön |
|
|
safbilgi Yasaklı
Katılma Tarihi: 25 agustos 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 841
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hasan Öktem
Bende Dost1 e acil şifalar diliyorum.Sanırım cevapları yazması bıraz uzayacak,bu kısa arada Ebuzerın verdiği linki yanıtlarsan sevınırım.Bende linkteki gibi Buruc suresi ile ılgli anlatım bozukluğunu duzelten bir sıralama yaptım,geçmiş iletilerde var,yine geçmiş iletileri incelersen Alperen ve bir kaç arkadaşta bazı sureler vermişler.Burdaki anlatıma uymayan,gramer kurallarına uymayan şeyler var,bunların hepsini açıklığa kavuşturmalısın,savunduğun taraf olarak,cevaplarını beklıyoruz...
Durum şöyle izah edılebilir ki, ayetlerin orjinalleri yanı kelıme kelıme korunduğu ifade ediliyor.Levhi Mahfuzda,onlar korunmuş levhalardır diyor ama levhaların sıraları konusuna sanki girmiyor.Zaten sure isimleri,sıralandırma,mushaf sayısı olarak çeşitlilik ve beşeriyat var gunumuzde ve bızde bu mushaf ve harekelendırmelerden bir çeşidini almışız dost1 ın yazıları açık,daha öncedende bılınen ve İslam camiasında konuşulan bir konuydu bu biz yaratmadık.Kuranı anlarken, Kuran dışındaki İslam tarihinden,o zamana ait toplumsal yapılardan ,olaylardan,arapça kelime yapılarından ve gramerinden yararlandığımızıda belirtmek isterim ama hadisleri kastetmiyorum.
A'raf Suresi |
145 |
Biz Musa için levhalarla herşeyi yazdık: Öğüt olarak, herşeyin ayrıntısı olarak. "Kuvvetle tut bunları ve emret toplumuna da onları en güzel şekliyle tutsunlar. Fasıklar yurdunu göstereceğim size." |
|
|
A'raf Suresi |
150 |
Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma." |
|
|
A'raf Suresi |
154 |
Öfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı. |
|
|
Kamer Suresi |
13 |
Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde. |
|
|
Müddesir Suresi |
29 |
İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o. |
|
|
Büruc Suresi |
22 |
Korunmuş bir levhada/levh-i Mahfûz'dadır. |
|
|
Bu durum Kurana inancı sarsmaz hatta tam tersi bu durumdan faydalanabiliriz.Kuranın yuzde 90 ınını anlıyoruz ve bır anlam butunluğü var şu an kabul edılen tertıp ve indiriliş sırasında.Eğer anlayamadığımız yerlere uygularsak bu konu tam tersi Kuranın tamamına yakınını anlamaya yarar.
Bu arada toplumda gördüğüm genel kanı Kuranın çağa hazır önümüze altın tepside konan tarzda olarak 2006 müslümanlığına ulaşması gerektiği.Ben tam tersını dusunuyorum.Namaz vakti sayısında bile kirlenme var.Kuran boşuna ilimde derınleşenler daha fazla anlar demiyor.
Kuranın emrettiği üzere,aklımızı işleticez,araştırıcaz,arapça dil bilgisi,tarıh,mantık,felsefe her ilmi kullanmalıyız.Her çağda halıfelık adına yapılacak şeyler vardır ve boşuna yaratılmadık,bu çağdada bıze duşen din ve halifelik adına çok önemli misyonlar var, o yüce Kudretin kaydedici kameraları şimdide bizim üstümüzde ve sahne bizde...
15:91 Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük yaptılar.
15:92 Rabbine yemin olsun ki, onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
15:93 Yapıp ettiklerinden...
Yukardaki ayet Elmallılı Hamdi tarafından ve Yasar Nuri Öztürk tarafındanda Kuran 'ı parça parça bölmek olarak çevirilmiş,burda kıyamet gununde Kuran surelerın iniş sırası karışıklığına yolaçanlara atıf olabilir nitekim kıyamet gununde geçmiş zaman kipi kullanlabilir.
|
Yukarı dön |
|
|
BenF Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 04 ekim 2006 Yer: Netherlands Gönderilenler: 44
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aleykum Selam dost1
Ömrünü Kur’an’ın ikame edilmesine harcayan şahsımın, Kur’an’ın tertibi ile ilgili tarihi bilgileri de içeren yazılarımdan dolayı, bu ayetlerle uyaran BenF kardeşim ne diyeyim? Rabbim cümlemizin ilmini artırsın İnşaAllah.
Yaniliyorsun arkadasim, bu ayetleri sana destek olmasi acisindan yazdim. Ozellikle muhatap belirtmedim ki uzerinde biraz dusunulsun istedim.
Iste Kuran in kendi kendini korumasinin en guzel ornegi bu... Rabbim daha onceden ayetlerin yerlerinin degisecegini Peygamberine bildiriyor... Kuran kendisini yine Kuran ile acikliyor.
Arkadasim tevbe suresindeki besmele aslinda herseyi acikliyor gibime geliyor.
Dogrusunu ben bilmem, Allahim bilir.
Rabbim cümlemizin ilmini artırsın İnşaAllah. Amin
Saygilar efendim.
__________________ YALNIZCA KUR'AN DEMEDIKMI?
|
Yukarı dön |
|
|
|
|