Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Dostlar!
Tartışmanıza ışık olur umuduyla Akik Kardeşimize ait bir çalışmayı bilgilerinize sunuyorum.
Abdest - Teyemmüm - Gusül
Maide Suresi 6. Ayet Analizi:
يَاأَيُّ 07;َا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلَا 77;ِ فَاغْسِل 15;وا وُجُوهَك 15;مْ وَأَيْدِ 10;َكُمْ إِلَى الْمَرَا 01;ِقِ وَامْسَح 15;وا بِرُءُوس 16;كُمْ وَأَرْجُ 04;َكُمْ إِلَى الْكَعْب 14;يْنِ وَإِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهّ 14;رُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِ 91;ِ أَوْ لَامَسْت 15;مُ النِّسَا 69;َ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمّ 14;مُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَح 15;وا بِوُجُوه 16;كُمْ وَأَيْدِ 10;كُمْ مِنْهُ مَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيَجْعَ 04;َ عَلَيْكُ 05;ْ مِنْ حَرَجٍ وَلَكِنْ يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِ 05;َّ نِعْمَتَ 07;ُ عَلَيْكُ 05;ْ لَعَلَّك 15;مْ تَشْكُرُ 08;نَ
5/6 - Ey iman edenler! SALAT/Namaz için kaltığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ( مرفق ) ellerinizi yıkayın . Ve baş (رأس)larınızı , Ve ayak(رجْل )larınızı topuk (عَقِب)larınıza kadar mesh(edin) . Cünüp (oldu) iseniz taharetlenin. Hasta/Rahatsız olduysanız, yada seferde/yolculukta iseniz, yada gaytadan gelmiş iseniz yada kadınlara dokunmuş iseniz, su bulamamış iseniz, hoş(na-hoşluk barındırmayan) bir toprağa teyemmüm edin. Yüzlerinizi ve kollarınız dahil ellerinizi onunla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, velakin, sizi tahir(pisliklerden arındırmak)etmek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamayı diliyor.
Yukarıdaki ayet gayet net olmasına rağmen Abdest için özet yapacak olursak:
1- Yüz yıkanır.
2- Kollarla birlikte el yıkanır.
3- Baş meshedilir.
4- Ayaklar meshedilir.
Bu arada unutmadan anti parantez yapayım. Bazıları diyor ki: "ayaklar mesh de edilir yıkanabilir de farketmez" Hayır efendin öyle değil. Yüz ve eller için YIKA... kelimesi kullanan Allah, sıra baş ve ayaklara gelince özellikle MESH... kelimesi kullanıyorsa, burada durup düşünmek lazım. Ayakların yıkanmasından bahsedenler kişisel yorum yapmıştır bence.
Cünüp iseniz TAHARETLENİN ( فَاطَّهّ 14;رُوا ) bu kısım ilgi çekicidir neden? : Cünüp iseniz yıkanın ( غَسُول= yıkamak/yıkanmak), yada temizlenin ( نظف =temizlenmek) demiyor Allah (C.C.). فَاطَّهّ 14;رُوا TAHARETLENİN diyor!!!
Oysa: 4/43. ayette ise Yüce Allah: cünüp iken, yıkanmamızı ( غَسُول ) yani gusletmemizi istiyor.
4/43 Ey müminler sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar ve de cünüpken - yolculuk hali dışında- yıkanmadıkça namaza yaklaşmayınız. Eğer hasta ya da yolcu iseniz veya içinizden biri helâdan gelmiş ise ya da kadınlara dokunmuşsanız da bu durumlarda su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm ediniz, temiz toprağı yüzünüze ve ellerinize sürünüz. Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcıdır, affedicidir.
Kur'an kendi kendini tefsir eden/açıklayan bir Kitap olduğundan, bizlere cünüplükten sonra yıkanmanın ayrıntılarını veriyor. Yani önce, cinsel ilişkiden mütevellit bir takım kirlenmeleri tahir edecek ve sonra gusledeceğiz yani yıkanacağız.
وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى = Hasta/Rahatsız/Fena(laşma) olduysanız.
أَوْ لَامَسْت 15;مُ النِّسَا 69;َ = Yada kadınlara dokunmuş iseniz. مس dokunmak/temas..... acaba hangi anlamda kullanılmış. Birine/bir şeye parmakla dokunmak mı? Yoksa cinsel temas mı? şu ayetleri inceleyiniz ve مس kelimesinin hangi anlamda kullanıldığını görünüz:
2/80, ((2/236-237)), 3/24, 3/120, 6/17, 7/20, 7/73, 7/88, 7/201, 8/68, 10/12, 10/21, 10/107, 11/10, 11/64, 11/113, 17/83, 12/88, 15/54, 16/53, 17/67, (21/83), 24/14, 21/46, 26/156, ((33/49)), (38/41,) 41/49-50-51, 50/38, (70/21)
Dokunma/temas kelimesi mecaz (cinsel birleşme) anlamında kullanıldığı çok açık olmasına rağmen, uzun yıllar önce mukkalidi olduğum imam! şafi bunu reel manadaki dokunma olarak yorumlamış. Yani; abdestli bir şekilde yolda yürürken, çok hafif şekilde gayri ihtiyari bir kadının parmağı/eli sizin elinize/kolunuza dokunduğunda/çarptığında/sıyırdığında otomatik şalterin attığı gibi abdestiniz bozulur!!! yukarıdaki ayetlerde mecaz olarak kullanıldığı açıktır. Hele 2/236-237 ve 33/49 ayetlerinde güneş kadar belirgin/açıktır.
لَا جُنَاحَ عَلَيْكُ 05;ْ إِنْ طَلَّقْت 15;مُ النِّسَا 69;َ مَا لَمْ تَمَسُّوهُنَّ أَوْ تَفْرِضُ 08;ا لَهُنَّ فَرِيضَة 11; وَمَتِّع 15;وهُنَّ عَلَى الْمُوسِ 93;ِ قَدَرُهُ وَعَلَى الْمُقْت 16;رِ قَدَرُهُ مَتَاعًا بِالْمَع 18;رُوفِ حَقًّا عَلَى الْمُحْس 16;نِينَ
2/236-Size; kadınları, kendilerine dokunmadan/TeMaS(cinsel ilişki) kurmadan yada onlara bir mehir takdir etmeden boşamanızda günah yoktur. yalnız, onları (dünya metaı ile) faydalandırın. Eli geniş olan hâline , eli dar olan da haline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır. Muhsin olanların üzerine hak (doğruca yapılması gereken) olan budur.
وَإِنْ طَلَّقْت 15;مُوهُنَّ مِنْ قَبْلِ أَنْ تَمَسُّوهُنَّ وَقَدْ فَرَضْتُ 05;ْ لَهُنَّ فَرِيضَة 11; فَنِصْفُ مَا فَرَضْتُ 05;ْ إِلَّا أَنْ يَعْفُون 14; أَوْ يَعْفُوَ الَّذِي بِيَدِهِ عُقْدَةُ النِّكَا 81;ِ وَأَنْ تَعْفُوا أَقْرَبُ لِلتَّقْ 08;َى وَلَا تَنْسَوُ 75; الْفَضْل 14; بَيْنَكُ 05;ْ إِنَّ اللَّهَ بِمَا تَعْمَلُ 08;نَ بَصِيرٌ
2/237-Şayet, kendilerine dokunmadan/TeMaS(cinsel ilişki kurmadan) önce onları boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o taktirde borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimsenin bağışlaması müstesna. Sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın muhakkak ki Allah, tüm amellerinizi hakkiyle görmekte.
يَاأَيُّ 07;َا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; إِذَا نَكَحْتُ 05;ُ الْمُؤْم 16;نَاتِ ثُمَّ طَلَّقْت 15;مُوهُنَّ مِنْ قَبْلِ أَنْ تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِ 06;َّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدّ 15;ونَهَا فَمَتِّع 15;وهُنَّ وَسَرِّح 15;وهُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا
33/49- Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp sonra onlara dokunmadan/TeMaS(cinsel ilişki kurmadan) boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen metâlarını verip onları güzellikle bırakın/salıverin.
فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً = Su bulamamış iseniz
Bulmak/keşfetmek = To Find = يُلاقي . يَلْقَى . يجد . يكتشف . يُوجِد . يَبْلغ
فَتَيَمّ 14;مُوا صَعِيدًا طَيِّبًا = hoş(na-hoşluk barındırmayan) bir toprağa teyemmüm edin. Yine bu kısımda da dikkat çeken yön var. Şöyle ki:
تراب = Toprak- kelimesi kullanılmamış. Bunun yerine Rabb'imiz صَعِيدًا (saide) kelimesini kullanmış ki, bunda müthiş bir incelik var. Çünkü "saide" kelimesi "toprak" ıda kapsamakla birlikte: Yüksek yer, geniş yer, meşakkat, yüksekçe bir yere tırmanmak.....vb anlamlarını da barındırır. İncelik şuradadır:
Şayet تراب toprak deseydi;
1- Teyemmüm için sadece bildiğimiz toprak ile kayıtlı kalırdık. Peki ya bulunduğumuz ortamdaki toprak özellikle kırsalda isek hayvancılık, kimyasal atık..vs den dolayı Rics/pislik barındırıyor ise
2- Kış mevsiminin sert geçtiği bölgelerde toprak metrelerce kar altında ve suyu olmayan bir köy ise..
3- Yada orta doğuda yaşayan için için toprak yerine kum var ise...............vs.
4- Yada beton yığının yoğun olduğu bir şehirde yaşanıyor ve sular kesik ise....
Bunu bilen Rabb'imiz "Turab" yerine "Saide" kelimesini kullanmıştır. Ve bu kelimenin içeriğinden de anlaşılıyor ki; toprak (zemin) den yüksekte olan dağ, tepe, kaya ve hatta evimizin duvarına bile ellerimizi sürüp TEYEMMÜM yapabiliriz.
Ve böylece Allah Teala, olabilecek tüm kolaylıkları bizler için sağlamıştır. Ki ayetin sonlarında bunu vurguluyor. Burada yine dikkat çeken bir husus daha var ki, o da şudur. Rabb'im tüm kolaylıkları sağlayarak ADETA insanların abdest almaması yönündeki TÜM bahaneleri, baştan kapatmış oluyor. Yani "şundan dolayı abdestsizdim" vs. bahanelerin kabul edilmeyeceği baştan hissettirilmiştir.
2. Bölüm
Nisa Suresi 43. Ayet Analizi:
ارْكُضْ بِرِجْلِ 03;َ هَذَا مُغْتَسَ 04;ٌ بَارِدٌ وَشَرَاب 12;
[038.042] [DI] «Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su» dedik. [038.042] [DV] Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik). [038.042] [E0] Depren ayağınla, işte serin bir yıkanacak ve içecek dedik [038.042] [E1] Ayağınla depren! işte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su. dedik. [038.042] [E2] (Biz ona): «Ayağını yere vur! İşte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su» dedik. [038.042] [FK] Biz de ona «Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su» dedik. [038.042] [IK] Vur ayağını yere. İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su. [038.042] [ON] Târaf-ı ilâhi'den de denildi ki, «Ayağın ile çarpıver, işte bu, soğuk, yıkanılacak ve içilecek bir su.» [038.042] [SY] Eyyûb’a: «Ayağını yere vur!» dedik, «İşte sana kullanıp yıkanacağın ve içeceğin soğuk bir su!» [038.042] [TK] «Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su, diye vahyettik) .
Yukarıdaki farklı mealcilere ait, Sâd Suresi 38. ayet meallerinde gördüğünüz gibi غسل kelimesi "Yıkanmak" olarak tercüme edilmiş. Buna itirazım yok ve doğru olanı da budur. Maide Suresi 6. ayette de keza;
يَاأَيُّ 07;َا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلَا 77;ِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَك 15;مْ وَأَيْدِ 10;َكُمْ إِلَى الْمَرَا 01;ِقِ وَامْسَح 15;وا بِرُءُوس 16;كُمْ وَأَرْجُ 04;َكُمْ إِلَى الْكَعْب 14;يْنِ وَإِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهّ 14;رُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِ 91;ِ أَوْ لَامَسْت 15;مُ النِّسَا 69;َ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمّ 14;مُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَح 15;وا بِوُجُوه 16;كُمْ وَأَيْدِ 10;كُمْ مِنْهُ مَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيَجْعَ 04;َ عَلَيْكُ 05;ْ مِنْ حَرَجٍ وَلَكِنْ يُرِيدُ لِيُطَهّ 16;رَكُمْ وَلِيُتِ 05;َّ نِعْمَتَ 07;ُ عَلَيْكُ 05;ْ لَعَلَّك 15;مْ تَشْكُرُ 08;نَ
غسل kelimesi "Yıkanmak" olarak anlamlandırılır iken, sıra Nisa Suresi 43. ayete gelindiğinde غسل kelimesini "Yıkanmak" olarak tercüme etmekten kaçınmışlar ve olduğu gibi orijinal (okunuş) haliyle "ğusül" olarak bırakmayı tercih etmişler. Aşağıdaki mevcut mealleri inceleyiniz:
يَاأَيُّ 07;َا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; لَا تَقْرَبُ 08;ا الصَّلَا 77;َ وَأَنْتُ 05;ْ سُكَارَى حَتَّى تَعْلَمُ 08;ا مَا تَقُولُو 06;َ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّى تَغْتَسِ 04;ُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِ 91;ِ أَوْ لَامَسْت 15;مُ النِّسَا 69;َ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمّ 14;مُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَح 15;وا بِوُجُوه 16;كُمْ وَأَيْدِ 10;كُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا
[004.043] [DI] Ey İnananlar! Sarhoşken, ne dediğinizi bilene kadar, cünübken, yolcu olan müstesna gusledene kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmışsanız ve bu durumlarda su bulamamışsanız tertemiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah affeder ve bağışlar.
[004.043] [DV] Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.
[004.043] [E0] Ey o bütün iman edenler! Sarhoş iken namaza yaklaşmayın: Söylediğinizi bilinceye kadar, cünüb iken de -yoldan geçmeniz başka- guslünüzü edinceye kadar, ve eğer hasta olur veya seferde bulunursanız veya biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunursanız da suya güç yetiremezseniz o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin: Niyyetle yüzünüze ve ellerinize mesheyleyin, cidden Allah afvi çok bir gafur bulunuyor.
[004.043] [E1] Ey iman edenler, sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar; cünüp iken de -yolcu olmanız hariç- guslünüzü edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunup da su bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin; niyetle yüzünüze ve ellerinize sürün. Gerçekten Allah çok affedici ve günahları bağışlayıcıdır.
[004.043] [E2] Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
***[004.043] [FK] Ey müminler sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar ve de cünüpken - yolculuk hali dışında- yıkanmadıkça namaza yaklaşmayınız. Eğer hasta ya da yolcu iseniz veya içinizden biri helâdan gelmiş ise ya da kadınlara dokunmuşsanız da bu durumlarda su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm ediniz, temiz toprağı yüzünüze ve ellerinize sürünüz. Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcıdır, affedicidir.
[004.043] [IK] Ey iman edenler; sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de cünübken -yolcu olmanız müstesna gusül yapmadıkça namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, yahut herhangi biriniz heladan gelirse veya kadınlara yaklaşıp da su bulamazsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah; Afüvv ve Gafur olandır.
[004.043] [ON] Ey mü'minler! Siz sarhoşlar olduğunuz halde ne söyleyeceğinizi bileceğiniz ana kadar ve cünup olduğunuz halde de (yolcu olmak müstesna) gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayınız. Ve eğer siz hasta veya sefer halinde olursanız veya sizden biri ayakyolundan gelir de veya siz kadınlara dokunur da su bulamazsanız o zaman temiz bir toprak ile teyemmüm ediniz. Yüzlerinize ve ellerinize mesheyleyiniz. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ affedici ve yarlığayıcıdır.
[004.043] [SY] Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi hakkıyla bilmedikçe namaza yaklaşmayın. Yolculuk dışında cünüp iken de gusletmedikçe namaz kılmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya tuvaletten gelmiş yahut hanımlarınızla yatmış olur da gusledecek su bulamazsanız, O vakit temiz toprağa teyemmüm edin, arınmak niyetiyle yüzünüze ve ellerinize meshedin. Muhakkak ki Allah afüv ve gafurdur (af ve mağfireti boldur).
[004.043] [TK] Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayakyolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
غسل = انغسال = اغتسال الغسيل اندفاع الموج او اصطخابه = موجة جزء من اليابسة تغسله امواج البحر
Acizâne bizim ayetten anladığımız ve mümkün olduğu ölçüde orijinal anlatıma sadık kalınarak yaptığımız meâl ise aşağıdaki şekildedir.
يَاأَيُّ 07;َا الَّذِين 14; ءَامَنُو 75; لَا تَقْرَبُ 08;ا الصَّلَا 77;َ وَأَنْتُ 05;ْ سُكَارَى حَتَّى تَعْلَمُ 08;ا مَا تَقُولُو 06;َ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّى تَغْتَسِ 04;ُوا وَإِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاءَ أَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِ 91;ِ أَوْ لَامَسْت 15;مُ النِّسَا 69;َ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمّ 14;مُوا صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَح 15;وا بِوُجُوه 16;كُمْ وَأَيْدِ 10;كُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا
4/43- Ey iman edenler! Sarhoş iseniz, hatta ki; ne konuştuğunuzu bilene.. Cünüb iken de yolcu olanlar hariç yıkanıncaya kadar sâlâta yaklaşmayın. Eğer hastalanır/rahatsızlanır, veya yolculukta bulunursanız, yada gaytadan, gelmişseniz veya kadınlara dokunup (cinsel ilişki), su da bulamamışsanız hoş/makbul/sağlıklı, saide(taş türevi: kum, taş, toprak, beton...) ile yüzlerinizi ve kollarınızla birlikte ellerinizi mesh ederek teyemmüm edin. Muhakkak ki Allah; çok affeden, çok bağışlayandır.
En Doğrusunu Allah Bilir. Hatalarımızdan, hatadan BERİ olana sığınırız.
|