Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
SORU: Dinimizde sakalın yeri nedir? Bu konuda bazı kaynaklar vacip olduğunu, bazıları ise sünnet olduğunu zikrediyor. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Diyanet İşleri Başkanımız, “cübbeyle, sakalla İslâm olmaz” demişti. Eğer sakal vacip ya da sünnet ise neden Diyanet İşleri mensupları sakala gereken önemi vermiyorlar? (Osman Gül)
CEVAP: Sakal ne vaciptir, ne de sünnettir, sadece gelenektir. Sünnet, Hz. Peygamber’in dini mahiyetteki uygulamalarıdır. Sakal, Peygamber’in orijinal bir uygulaması değildir. 14 asır önce Hz. Peygamber’in yetiştiği ortamda bütün erkeklerin, Ebucehl’in de Ebusüfyan’ın da sakalı vardı. Sakal, erkeklik simgesi sayılırdı. Sakalsız kişiye erkek gözüyle bakılmazdı. Ancak Peygamberimiz, göbeğe kadar uzamakta olan sakalı kısaltmış daha güzel olmasını istemiştir. Sünnet olan sakal salmak değil, uzun sakalı kısaltmak, bir tutamdan fazlasını kesmektir. Elbette din sakalla, bıyıkla, hırkayla, giysiyle, şalvarla olmaz. Allah sakala, şalvara değil, gönüllere bakar. Kuran, “O gün ancak Allah’a sağlıklı kalp getirenin kurtuluşa ereceğini” vurgular, sakal getirenin değil. Zaten sakal beden gibi çürür. Çürümeyen ruhtur ve ruhun taşıyacağı güzel eylemlerin izleridir.
Ancak dini hükmü ne olursa olsun, bütün peygamberler sakallıdır ve Peygamberimizden bu yana önemli dini mevkilerini işgal edenler hep sakallıdır ve sakal tıpkı kandiller gibi gelenekleşmiştir. Roma’daki papalar sakallıydılar ama sonradan bundan vazgeçtiler. Ortodoks din adamları ise genellikle uzun sakal bğırakmayı sürdürmektedirler. 20’nci yüz yılın özellikle son yarısından itibaren Mısır’da ve bizde bazı din adamları sakallarını kesti. Gerek 11’inci gerekse 12’nci Diyanet İşleri başkanları, o mevkiye gelmeden önce sakalsızken oraya getirilince, “Burada sakalsız oturmak uygun olmaz” düşüncesiyle sakal bıraktılar. Ama daha sonra Diyanet İşleri Başkanı olanlar sakalı defterden sildiler.
Katılma Tarihi: 05 mart 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
4:119 bahsedildiği gibi davarların kulağını kesmek Allah'ın yarattığını değiştirmeye girer. Allah insanı da mükemmel şekilde
yaratmıştır. nedense bazıları bunu inkar edip Allah'ın yarattığında ufak bir kusur olduğunu iddia eder. kendince pipinin ucundaki
bu kusuru kesip atmaya kalkarlar. bu Allah'ın yarattığını değiştirmek değil midir?
bazıları da tutar kıl cansızdır, davarın kulağı gibi canlı değildir diye davarın kıllarını kesip yün yapmaya kalkar. kıl kesmekte
Allah'ın yarattığını değiştirmek değil midir?
bazıları da tutar sakalını uzatırken saçlarını kazıtmaya kalkar. bazıları da tutar etek tıraşı olmaya kalkar. sakal kesmekte,
saçları kazıtmak da, etek tıraşı olmakta, kıl kesmekte Allah'ın yarattığını değiştirmek değil midir?
acaba insan düşünürken ne düşündüğünün, yaparken ne yaptığının, söylerken ne söylediğinin farkında mıdır? yoksa en olmadık
kuruntular içerisinde midir? garip çelişkiler yumağı halinde olan.
__________________ Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Katılma Tarihi: 05 mart 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
ebu cehil sakallımıydı sakalsızmıydı? ebu cehil taraftarları sakallımıydı sakalsızmıydı? ebu cehil ve taraftarları senin gibi sakallı
erkek fıtratına inanıyormuydu inanmıyormuydu? ebu cehil ve taraftarlarıda senin gibi Allah'a inanırmıydı, inanmazmıydı? ebu cehil ve
taraftarlarının elleri kurusun. kuruyacakda. kazandıkları onlara fayda sağlamayacak.
sana çatan harun peygambere çatmış oluyor öylemi. ne az akıl ediyorsun. bana çatan Allah'a çatıyordur demediğin kaldı, onuda yakında
dersin. kendisini bu kadar büyükleyen kişiyede, artık Allah ıslah etsin demekten başka diyeceğim bir şey
yoktur.
çatılan sensin, hiç mi fark etmedin?
__________________ Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Katılma Tarihi: 15 ocak 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Anti-tağut her halde Kurana tabiidir; saç,sakal,tüy,kıl gibi işler Kuranda varmıdır allah aşkına ne kadar kıldan tüyden basit işlerle uğraşıyoruz.Biz islam alemi olarak bunlarla tartışırken batı dediğimiz kişiler kuranı uygulayıp çalışıp bilimde ilimde ilerleyerek uzaydan bizleri izleyip gülüyorlardır.
__________________ Hep dua ettim kuranı anlamak,kuranı yaşamak,kuranı anlatmak.işte Allah ve nebi yolu.
Sakal-kıl-tüy ne bilime, ne de ilime engel değildir.
Ebu Cehil'in sakallı olup olmadığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Dahası Ebu Cehil diye birinin yaşadığını dahi bilemeyiz. Çünkü Kur'an'da geçmiyor. O halde hadis inkarcısı mantığıyla bu kişinin Keloğlan'dan farkı yoktur, masaldır, yalandır, uydurmadır. Bir hadis inkarcısı için bütün tarihsel veriler yalan, uydurma olduğundan Kur'an dışı şeylerden bahsedemez. "Sadece Kur'ân" dediği için tüm delillerini Kur'an'dan getirmek zorundadır. Bu bağlamda, sakalı eleştirmeye kalkışan kişi, Kur'an'da sakalın yasaklandığının, en azından sakallı bir dini şahsiyetin olmadığının delilini getirmekle yükümlüdür.
Bana sakalımdan ötürü çatan kişi otomatikman sakallı Harun peygambere, oradan da otomatikman Allah'a çatmış oluyor.
Katılma Tarihi: 05 mart 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sayın anti-tagut
Sakal-kıl-tüy ne bilime, ne de ilime engel değildir. doğru söylüyorsun
Ebu Cehil'in sakallı olup olmadığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Dahası Ebu Cehil diye birinin yaşadığını dahi
bilemeyiz. Çünkü Kur'an'da geçmiyor. O halde hadis inkarcısı mantığıyla bu kişinin Keloğlan'dan farkı yoktur, masaldır, yalandır,
uydurmadır. Bir hadis inkarcısı için bütün tarihsel veriler yalan, uydurma olduğundan Kur'an dışı şeylerden bahsedemez. doğru
söylüyorsun. senin için doğrumu?
"Sadece Kur'ân" dediği için tüm delillerini Kur'an'dan getirmek zorundadır. doğru söylüyorsun. senin için doğrumu?
Bu bağlamda, sakalı eleştirmeye kalkışan kişi, Kur'an'da sakalın yasaklandığının, en azından sakallı bir dini şahsiyetin
olmadığının delilini getirmekle yükümlüdür. doğru söylüyorsun. ama sakalın farz olduğuna yönelik delilde yok.
Bana sakalımdan ötürü çatan kişi otomatikman sakallı Harun peygambere, oradan da otomatikman Allah'a çatmış oluyor. doğru
söylüyorsun. ama sakalından dolayı çatılmadıki.
Kur'an'da Harun peygamberin tutup çekilebilecek kadar uzun olan sakalından bahsedilir. 20:94
Ve sakalı kesmek (en azından kazımak) Allah'ın yarattığını değiştirmeye girer. 4:119
Hadis ve sünnet inkarcısı "sadece Kur'an"cılara duyrulur. senin birilerine çatman da doğru değil
sakallı olabilirsin. kimsenin birşey demeye hakkı yoktur. peygamberler sakallı olduğu için sakal uzatıyorsun. kimsenin birşey
demeye hakkı yoktur. sakal farzdır siz niye sakal uzatmıyorsunuz diye yaklaşırsan doğru değildir. kurbanlık davarların kulakları
ile peygamberlerin sakalları arasında bağ kurarsan yine doğru değildir. niye baş örtüsü taktın, niye sakal uzattın tarzı şeyleri
doğru bulmuyorum. burdaki çoğu kimseninde doğru bulduğunu da zannetmiyorum.
saygılarımla
__________________ Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma