Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Mayo giymek örtünme ile ilgili ayete ters değilmi, cilbabın göğüs yırtmacının kapanması üzerinde durması yani göğüs çatal görünmemesini iddia ederken mayoyu meşru kılmak biraz saçma geliyor bana:)
Konuyu başından beri takip edemedim bu nedenle yanlış anladıysam af buyurun:)
(1)Ahzab 59'a göre kadınlar cilbabı örtünüp cinselliklerini saklamak için değil, tanınmak için ve taciz edilmekten böylece kurtulmak için giyerler -en yu'rafne ve lâ yü'zeyn.
Cilabın tesettürle ilgisi yok.
(2)Nûr 31'e göre göğüs yırtmacının örtülmesinden maksat göğsü yani memeleri örtmek değil, oradaki uzun ziyneti yani takıyı örtmektir. Takı teşhirciliğine karşı alınan bir önlemdir o; tıpkı Nûr 60'taki gibi.
Eğer "Allah kadınlara memelerini örtmelerini buyuruyor," deyip ilahî sözü çarpıtırsanız Allah hemen ardından "Ama kölelerine, erkek hizmetçilerine... açabilirler," de diyor.
Kadınların memelerini yabancı erkeklere açıverirsiniz ve İslama fuhuşa varan ahlaksızlığı boca edersiniz.
*
Aceleyle yazdığım bir önceki iletimde yanlış anlaşılmaya müsait ifadeler var. Bu vesileyle onları düzelteyim:
İFFET Arapça bir kelime. Kökü ayın fe harfleri. Yani e f.
Savana’nın "iffet"ten söz etmesi üzerine bu kelimeyi içeren ayetlere baktım. Dört tane.
Yalnızca bir tanesi, Nûr 60, kadınlar hakkında. O da yaşlandıkları için evde oturan yani bir bakıma yatalak olan kadınlar. Onlara giysilerini atma izni veriliyor; örtünmeleri değil.
Bakara 273, Nisâ 6, Nûr 33 yani öteki üç ayetin hepsi erkekler hakkında:
Sadakalar kendilerini Allah yolunda çalışmaya adayan ama yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremiyen yoksullar içindir. (İstemekten) çekinirler; o yüzden, bilmeyen de onları zengin sanır -Yahseb uhumu’l câhilu ağniyâe mine’t ta’affufi (2:273)
Yetimlerinizin malı sizin de ayakta kalabilmeniz için gerekliyse alın. Yoksul olan, makul miktarda alsın. Ama zengin olan, çekinsin –ve men kâne ganiyyen fe’l yesta’fif (4:6)
Evlenme imkanı bulamıyanlar, Allah onları lutfuyla zengin edene kadar, çekinsinler –Ve’l yesta’fifi’l ‘leziyne lâ yecidûne nikahen hattâ yuğniy ehümü’l ‘lahü min fadlih (24:33).
Cinselliği kalmamış olup oturan kadınlar giysilerini atabilirler ama takı teşhirciliği yapmasınlar. Çekinmeleri onlar için daha iyidir-ve en yesta’fifne hayrün lehünne (24:60)
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
BAKARA SURESİ
: 273 İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir. İffet ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek insanlardan bir şey istemezler. Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir.
NİSA SURESİ : 6 Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan,
iffet li davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
NİSA SURESİ : 24 Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak
iffet li yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
NİSA SURESİ : 25 İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarıdan biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak,
iffet li hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
MAİDE SURESİ : 5 Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınların iffet lileriyle, sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanların iffet li hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde; iffet inizi korumanız, zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız şartıyla size helaldir. İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa gitmiştir. Ve o, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır.
NUR SURESİ : 4
İffet li kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını asla kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir.
NUR SURESİ : 23 O bir şeyden habersiz
iffet li mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için.
NUR SURESİ : 33 Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar
iffet lerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan, hürriyetini satın almak isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah'a size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffet li kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir.
AHZAB SURESİ : 35 Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve
iffet lerini koruyan erkekler, ırz ve iffet lerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.
MÜMTEHİNE SURESİ : 10 Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin
iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
Selam Hasan Akçay
Yukarıdaki ayetlerin meallendirmesindeki kullanılan "iffet" sözcüğünün genel olarak anlamının cinsel ahlak kurallarına bağlı olmak olduğu sonucuna varıyorum.Yanlış mı?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Mayo giymek örtünme ile ilgili ayete ters değilmi, cilbabın göğüs yırtmacının kapanması üzerinde durması yani göğüs çatal görünmemesini iddia ederken mayoyu meşru kılmak biraz saçma geliyor bana:)
Konuyu başından beri takip edemedim bu nedenle yanlış anladıysam af buyurun:)
(1)Ahzab 59'a göre kadınlar cilbabı örtünüp cinselliklerini saklamak için değil, tanınmak için ve taciz edilmekten böylece kurtulmak için giyerler -en yu'rafne ve lâ yü'zeyn.
Cilabın tesettürle ilgisi yok.
(2)Nûr 31'e göre göğüs yırtmacının örtülmesinden maksat göğsü yani memeleri örtmek değil, oradaki uzun ziyneti yani takıyı örtmektir. Takı teşhirciliğine karşı alınan bir önlemdir o; tıpkı Nûr 60'taki gibi.
Sevgili Hasan,
O halde yine mayo giymek Ahzab 59 daki tanınma ve taciz olma önlemine ve Nur31 de ziyneti yani takıyı örtme emrine muhalefet değilmidir?
Mayo giyildiğinde sizinle,bir ingiliz turist arasında hiçbir fark kalmayacaktır,yine aynı elbise üzerinizdeyken ziynetinizi kapatma şansınızda yok.
Bir kadın veya erkek ne kadar iffetli olursa olsun toplum bunun ispatını bekler.
nasıl mı?
Mesela kadın dulsa tüm gözler o kadının üzerindedir .O kadın iffetli olduğunun ispatını davranışlarıyla,giyimiyle evine gelen giden misafiriyle, akşam evine dönüş saatleriyle topluma yapmak zorundadır.
yada erkek dulsa veya bekarsa uuuuh onun da işi zor.Bikere kimse kolay kolay ev vermez.Potansiyel zanidir o toplumun gözünde.Ev istemeye gider bekara ev vermiyoruz kardeşim aile var derler.Tamam varda o ailenin bekar olan kiracıyla bağlantısı nedir? Güvensizlik o ailenin kadınlarına mı yoksa bekar olan kiracıyamı?Ev sahipleri!Adamın bekar olması potansiyel iffetsiz olması mı demek oluyor?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
cinsel ahlak kurallarına bağlı olmak, daha çok "muhsin" olarak ifade ediliyor ayetlerde
İffet/istifaf
2/273
4/624/33
24/60
Muhsin
21/91 66/12
4/25
4/24 5/5
4/25
4/24 4/25(iki kere) 5/5(iki kere) 24/424/23
5/5 Bugün size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helâl, sizin yemeğiniz de onlara helâldir. İnanan, namuslu, hür kadınlar ve sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar -zinâ etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir biçimde (evlenmek üzere) mehirlerini verdiğiniz takdirde-size helâldir. Kim inanmayı kabul etmezse, onun ameli boşa çıkmıştır ve o, âhirette kaybedenlerdendir.
21/91 O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu âlemlere bir ibret yapmıştık.
66/12 İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.
4/24 (Savaşta tutsak olarak) ellerinize geçen(câriye)ler dışında, evli kadınlar(la evlenmeniz) de harâmdır. (İşte bunlar) size Allâh'ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zinâ etmemek şartıyle mallarınızla istemeniz (evlenmeniz), size helâl kılındı. O halde onlardan yararlanmanıza karşılık, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakkın kesiminden sonra karşılıklı anlaşma(k sûretiyle kesilenden az veya çok vermeniz)de üzerinize bir günâh yoktur. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
4/25 İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeğe gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(olan câriyeleriniz)den alsın. Allâh sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz (hepiniz aynı kökten gelmekte, aynı toplumun bireylerisiniz; insanlık bakımından aranızda bir fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartıyle, sâhiplerinin izniyle onlarla evlenin, ücretlerini (mehirlerini) de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan işkencenin yarısı uygulanır. Bu (câriye ile evlenme), içinizden sakıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Eğer "Allah kadınlara memelerini örtmelerini buyuruyor," deyip ilahî sözü çarpıtırsanız Allah hemen ardından "Ama kölelerine, erkek hizmetçilerine... açabilirler," de diyor
Sayın Akçay.Zannedersem,benim yazdıklarımı yeterince düşünmeden hemen eleştirme yoluna gittin.Ben plaj tesettüründen söz ederken,kadınların göğüs uclarını örtmelerinin yeterli olduğunu söyledim.Çünkü benim Kur"an anlayışıma göre,tesettür,kişinin içinde bulunduğu ortam veya geleneğe göre değişebilmektedir.
Anladığım kadari ile,siz nur suresi 31.ayeti yeterince anlayamamışınız.Söz konusu ayet,kişinin içinde bulunduğu topluma hakim geleneksel,genel tesettür kurallarını,kişinin akraba veya mahiyeti altında bulunan kişilere karşı biraz gevşetiyor.Akraba veya hizmetciler yanında açılıp saçılabilirsiniz demiyor.Çünkü Kur"an,kişi ile,özbe öz çocukları arasında bile,bir mahremiyet sınırının olmasını emrediyor.
Ey inananlar,ellrinizin altında bulunan(köle ve hizmetci)ler ve henüz ergenliğe ermemiş çocuklarınız üç vakitte(odalarınıza girebilmek için)izin istesinler;sabah namazından önce,öğle vakti elbiselerinizi çıkarıp yatacağınız zaman ve yatsı namazından sonra.Bunlar sizin üstünüzün açılabileceği üç vakittir...
Çocuklarınız ergenlik çağına erdikleri zaman kendilerinden öncekilerin izin istedikleri gibi izin istesinler.İşte size Allah ayetlerini böyle açıklar...24/58,59.
Yukarıdaki ayetlerin meallendirmesindeki kullanılan "iffet" sözcüğünün genel olarak anlamının cinsel ahlak kurallarına bağlı olmak olduğu sonucuna varıyorum.Yanlış mı? (savana)
Yanlış, kardeşim. Mealini verdiğiniz ayetlerin yalnızca ilk üçünü ele alalım.
Bakara 273'ün mealindeki iffet kelimesi dilencilik yapmaktan çekinmek anlamındadır; bunun cinsel ahlak ile ilgisi yok.
Nisa 6'nın mealindeki iffet kelimesi yetimin malını almaktan çekinmek anlamındadır; bunun da cinsel ahlak ile ilgisi yok.
Nisa 24'ün mealindeki iffet ise çekinmek anlamındaki "iffet"in değil korunan kadınlar anlamındaki "muhsanât"ın karşılığıdır. Bunun genel anlamda cinsel ahlak ile ilgisi var. Tamam.
Ama Nisa 24'teki muhsanât, örneğin dul kadınlar gibi kendi kararlarını kendileri verebilecek konumdaki kadınlar anlamına geldiği galde nikahlı kadınlar diye çarpıtılıp Kuran'a ihanet edilmiştir:
Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere nikahlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır.
Yani neymiş? Harpte elinize geçen nikahlı esireler size helalmış; Allah o nikahlı kadınlarla evlenmenizi caiz kılıyormuş. Allah'a iftira; Kuran'a iftira. İslama iftira.
Lütfen Arapça metne bakın:Ve'l muhsanâtü mine'n nisâi illa mâ meleket eyman üküm.
Evlenme kelimesi yok. Savaş kelimesi yok. Esire kelimesi yok.
"İffet! İffet!" diye naralar atarak iffetsizlik işte böyle yapılır. Yalnızca İndirilen İslamın değil, Birleşmiş Milletleri'in de üzerine varması gereken bir iffet skandalıdır bu.
Sevgi ile ile, Hasan Akçay
______________________________
BAKARA SURESİ : 273 İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir. İffet (ta’affif)ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek insanlardan bir şey istemezler. Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir.
NİSA SURESİ : 6 Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetlidavransın (yesta’fif). Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
NİSA SURESİ : 24 Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız (muhsınîn), zina etmemeniz (gayri muséfihîn) şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Mayo giyildiğinde sizinle, bir ingiliz turist arasında hiçbir fark kalmayacaktır... (mircan)
Cilbab giydiğinizde de sizinle bir gayrimüslim İngiliz turist arasında fark olmaz. Çünkü cilbabı inananların kadınları giyer –nisâi’l müminîn; inananların yalnızca müslim eşleri değil gayrimüslim eşleri de giyer.
Ahzab 59’un indiği ortamda inananların kadınları arasında gayrimüslim olanlar var çünkü Hristiyan ve Yahudilerle yani ehl-i kitap kadınları ile evlenmek inanan erkeklere helal (Mâide 5).
Müminler o gayrimüslim eşlerinin cilbab giymesine engel olmuş mudur? Engel olup ta eşlerinin kendilerini inananlarının kadınları olarak tanıtmasını önlemiş midir?
İnanan erkekler öylece gayrimüslim eşlerini tacizci coşkunların kucağına itmiş midir?
Şimdi de müminlerle evli gayrimüslim kadınlar var. Ben öyle birini tanıyorum. Vicky Hanım, meslektaşımdır.
Örneğin dinlerarası diyalog için toplanılan yerlerde değişik dinlerden insanlar bildiriler sunuyor. Diyelim ki Vicky Hanım öyle bir toplantıya katıldı. Farklı Dinlerden Olanların Birbiriyle Evlenmesi konusunda bildiri sunuyor.
Öteki katılımcılar hangi devletten olduklarını tanıtan giysiler içindeyken Vicky Hanım Türkiye’li olduğunu belirtmek için ayyıldızlı cilbabını giymesin mi?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma